EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
EN Instead, you can write a generator function, which is the same as a normal function, except that instead of returning once, a generator can yield as many times as it needs to in order to provide the values to be iterated over.
TR Bunun için bir üreteç işlevini normal bir işlev yazar gibi yazabilirsiniz, siz bir kez değer döndürmeyi, beklerken bir üreteç üzerinde yinelenecek değerleri sağlamak için gerektiği kadar çok kez değer döndürebilir.
Ingiriis | Turki |
---|---|
function | işlev |
normal | normal |
times | kez |
same | bir |
to | sağlamak |
in | için |
of | in |
EN They can focus on internal projects instead of spending time managing remote access."
TR Artık uzaktan erişimi yönetmeye zaman harcamak yerine şirket projelerine odaklanabiliyorlar."
Ingiriis | Turki |
---|---|
remote | uzaktan |
access | erişimi |
time | zaman |
of | yerine |
EN Instead, Klautz decided to publish German technology, medicine and history.
TR Klautz bunun yerine Alman teknolojisi, tıbbı ve tarihiyle ilgili şeyler yayınlamaya karar verdi.
Ingiriis | Turki |
---|---|
technology | teknolojisi |
instead | bunun yerine |
to | yerine |
and | ve |
EN A single page can rank for hundreds of closely-related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce yakından alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Ingiriis | Turki |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
closely | yakından |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN A single page can rank for hundreds of related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
Ingiriis | Turki |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN Instead, we thought we’d keep things simple and share the results of a few SEO industry polls and some useful features that you’ll only find in Ahrefs.
TR Bunun yerine, basitçe birkaç adet SEO sektör anketinin sonuçlarını ve yalnızca Ahrefs’te bulacağınız bazı yararlı özellikleri paylaşmaya karar verdik.
Ingiriis | Turki |
---|---|
simple | basit |
industry | sektör |
useful | yararlı |
features | özellikleri |
seo | seo |
instead | bunun yerine |
and | ve |
share | paylaş |
results | sonuçlarını |
a | birkaç |
some | bazı |
EN Instead of using a single server, cloud hosting utilizes a network of servers to create a more flexible and reliable hosting experience
TR Bulut barındırma, daha esnek ve güvenilir bir barındırma deneyimi oluşturmak için tek bir sunucu kullanmak yerine bir sunucu ağından yararlanır
Ingiriis | Turki |
---|---|
cloud | bulut |
network | ağı |
flexible | esnek |
experience | deneyimi |
and | ve |
using | kullanmak |
hosting | barındırma |
server | sunucu |
of | in |
a | bir |
reliable | güvenilir |
to | için |
more | daha |
EN Instead of copy-pasting download .xlsx file in an easy format.
TR Kopyala yapıştırmak yerine .xlsx dosyasını kolay bir formatta indirin.
Ingiriis | Turki |
---|---|
download | indirin |
easy | kolay |
file | dosyasını |
of | bir |
EN You can spend the time you save capturing images instead of information.
TR Böylece bilgi toplama sürecinden kazandığınız zamanı harika fotoğraflar çekmeye ayırabilirsiniz.
Ingiriis | Turki |
---|---|
time | zaman |
the time | zamanı |
information | bilgi |
EN Long term, it’s easy to see how VR gamification could help usher in a new era of proactive instead of reactive design
TR Uzun vadede, VR oyunlaştırmasının reaktif tasarım yerine yeni bir proaktif çağda nasıl yardımcı olabileceğini görmek çok kolay
Ingiriis | Turki |
---|---|
long | uzun |
easy | kolay |
proactive | proaktif |
design | tasarım |
in | da |
help | yardımcı |
new | yeni bir |
how | nasıl |
EN Who needs metal and rubber wipers when you can just have lasers instead?
TR Aracınızın içerisinde reklam alır mıydınız?
EN So instead of launching a regular non-Cross Turismo estate, is Porsche looking to launch a slightly taller version of the saloon?
TR Elektrikli Jeep Wrangler'a ait olabilir mi?
EN “This time, I went with a high quality replacement from iFixit instead of some crap off eBay.”
TR “Bu sefer, eBay'den saçma sapan şeyler almak yerine iFixit'ten yüksek kaliteli bir yedek parça tercih ettim.”
EN In Realised Value, BTC prices are taken at the time they last moved, instead of the current price like in Market Value
TR Gerçekleşen Değerde, BTC fiyatları, Piyasa Değerinde olduğu gibi mevcut fiyattan değil, son hareket ettikleri zaman geçerli olan fiyattan hesaplanır.
Ingiriis | Turki |
---|---|
btc | btc |
prices | fiyatları |
at | de |
time | zaman |
market | piyasa |
last | son |
they | ettikleri |
EN We don't advertise or promise that we can make you anonymous on the Internet, but instead that we'll improve your privacy and security online.
TR Sizi İnternet'te anonim yapacağımıza dair reklam yapmıyorum veya bunun sözün vermiyoruz, bunun yerine çevirimiçi gizliliğinizi ve güvenliğinizi geliştiriyoruz.
Ingiriis | Turki |
---|---|
advertise | reklam |
promise | söz |
anonymous | anonim |
instead | bunun yerine |
on | dair |
or | veya |
and | ve |
security | güvenli |
EN Do you revert to using your phone instead of being present with the people around you?
TR Çevrenizdeki insanlarla birlikte olmak yerine telefonunuzu kullanmaya geri mi dönüyorsunuz?
Ingiriis | Turki |
---|---|
people | insanlarla |
your phone | telefonunuzu |
with | kullanmaya |
to | geri |
of | birlikte |
the | olmak |
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
Ingiriis | Turki |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN I subconsciously gave up on myself and instead filled the hole of frustration, anger and emptiness with the internet
TR Bilinçaltında kendimden vazgeçtim ve bunun yerine hayal kırıklığı, öfke ve boşluk deliğini internetle doldurdum
Ingiriis | Turki |
---|---|
instead | bunun yerine |
and | ve |
EN Instead, this moment can be a growth opportunity
TR Bunun yerine, bu an bir büyüme fırsatı olabilir
Ingiriis | Turki |
---|---|
growth | büyüme |
a | bir |
this | bu |
instead | bunun yerine |
moment | an |
be | olabilir |
opportunity | fırsat |
EN It is harder to ask people in real life for help, to address a problem head-on myself, to work instead of consuming, but it?s worth it
TR Gerçek hayatta insanlardan yardım istemek, bir sorunu kendi başıma çözmek, tüketmek yerine çalışmak daha zordur ama buna değer
Ingiriis | Turki |
---|---|
real | gerçek |
help | yardım |
problem | sorunu |
worth | değer |
but | ama |
a | bir |
life | hayatta |
work | çalışmak |
EN It?s not perfect, but that?s the point – I?m finally able to engage with reality, the good and the bad, instead of escaping it
TR Mükemmel değil, ama mesele bu – sonunda ondan kaçmak yerine gerçeklikle, iyiyle ve kötüyle ilişki kurabiliyorum
EN Instead of wasting your precious time (and patience) on checking a form, you can do something more important when you choose to use forms.app
TR Bir formu kontrol etmek için değerli zamanınızı (ve sabrınızı) boşa harcamak yerine, forms.app kullanmayı seçtiğinizde daha önemli bir şey yapabilirsiniz
Ingiriis | Turki |
---|---|
precious | değerli |
time | zaman |
important | önemli |
form | formu |
app | app |
you can | yapabilirsiniz |
checking | kontrol etmek |
something | bir şey |
of | in |
and | ve |
a | bir |
EN This way you can focus on the problem resolution instead of being flooded by customers.
TR Bu şekilde, müşteriler tarafından boğulmak yerine sorunun çözümüne odaklanabilirsiniz.
Ingiriis | Turki |
---|---|
focus | odaklanabilirsiniz |
customers | müşteriler |
this | bu |
the | şekilde |
by | tarafından |
can | ne |
EN A knowledge base software will allow your team to focus on questions that really matter, instead of repeating the same answers again and again
TR Bir bilgi tabanı yazılımı, ekibinizin aynı cevapları tekrar tekrar tekrarlamak yerine gerçekten önemli olan sorulara odaklanmasını sağlar
Ingiriis | Turki |
---|---|
knowledge | bilgi |
allow | sağlar |
really | gerçekten |
again | tekrar |
base | tabanı |
your team | ekibinizin |
answers | cevapları |
the | aynı |
software | yazılımı |
same | bir |
EN You can include the Lambda Runtime Interface Emulator in your container image to have it accept HTTP requests natively instead of the JSON events required for deployment to Lambda
TR Lambda Runtime Interface Emulator'ı container görüntünüze dahil ederek Lambda'ya dağıtım için gerekli JSON olayları yerine yerel olarak HTTP isteklerini kabul edecek şekilde ayarlayabilirsiniz
Ingiriis | Turki |
---|---|
lambda | lambda |
container | container |
image | görüntü |
http | http |
requests | isteklerini |
json | json |
required | gerekli |
deployment | dağıtım |
runtime | runtime |
interface | interface |
events | olayları |
in | da |
of | in |
the | kabul |
EN Customers can add the Runtime Interface Emulator as the entry point to the container image or package it as a sidecar to ensure the container image now accepts HTTP requests instead of JSON events
TR Müşteriler container görüntüsünün JSON olayları yerine HTTP isteklerini kabul etmesi amacıyla, Runtime Interface Emulator'ı container görüntüsüne giriş noktası olarak ekleyebilir veya bir bölme olarak paketleyebilir
Ingiriis | Turki |
---|---|
customers | müşteriler |
can | ne |
container | container |
image | görüntü |
http | http |
requests | isteklerini |
json | json |
runtime | runtime |
interface | interface |
entry | giriş |
point | noktası |
events | olayları |
can add | ekleyebilir |
or | veya |
a | bir |
the | kabul |
EN But how do zk-SNARKs work? They capture the state of the entire blockchain as a lightweight snapshot and send that around — instead of the chain itself
TR Peki zk-SNARK nasıl çalışır? Bütün zinciri göndermek yerine zk-SNARK zincirin durumunun anlık görüntüsünü küçük boyutta kaydeder
Ingiriis | Turki |
---|---|
work | çalışır |
chain | zinciri |
send | göndermek |
how | nasıl |
that | bütün |
EN It’s like sending your friend a postcard of an elephant, instead of a massive live animal
TR Arkadaşınıza filin kendisi yerine fil resminin kartpostalını göndermek gibi düşünebilirsiniz
Ingiriis | Turki |
---|---|
postcard | kartpostal |
EN Instead, they use Mina to access their online data and to prove that they meet the requirements of service providers
TR Bunun için Mina?yı kullanarak çevrimiçi verilerine erişebilir ve hizmet sağlayıcıların istediği gereklilikleri yerine getirebilirler
Ingiriis | Turki |
---|---|
access | erişebilir |
data | verilerine |
requirements | gereklilikleri |
mina | mina |
online | çevrimiçi |
service | hizmet |
of | in |
and | ve |
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
Ingiriis | Turki |
---|---|
tech | teknoloji |
help | en |
favorite | favori |
gifts | hediyeler |
new | yeni |
you | seni |
repair | tamir |
and | ve |
what | ne |
all | tüm |
the | onu |
of | yerine |
EN For this reason, CAs (certification authorities) publish intermediate roots instead
TR Bu sebeple CA’lar (sertifika yetkilileri) bunun yerine ara kökler yayınlar
Ingiriis | Turki |
---|---|
certification | sertifika |
this | bu |
instead | bunun yerine |
for | yerine |
EN Instead, it will list our contact information
TR Bunun yerine iletişim bilgilerimizi listeleyecektir
Ingiriis | Turki |
---|---|
instead | bunun yerine |
contact | iletişim |
it | bunun |
EN Instead of tracking certificates in different systems, you can easily make them online from one place
TR Sertifikaları farklı sistemlerdeki takip etmek yerine tek bir yerden online olarak kolayca yapabilirsiniz
Ingiriis | Turki |
---|---|
tracking | takip |
online | online |
easily | kolayca |
certificates | sertifikaları |
you can | yapabilirsiniz |
from | yerden |
different | farklı |
EN Instead, set the spacing between paragraphs using Paragraph spacing Before and Paragraph spacing After
TR Bunu yerine Paragraf Aralığı Önce ve Paragraf Aralığı Sonra seçeneklerini kullanarak paragraflar arasındaki aralığı ayarlayın
Ingiriis | Turki |
---|---|
set | ayarlayın |
and | ve |
between | arasındaki |
using | kullanarak |
the | sonra |
EN Need editable and trackable functionalities instead? Check out our dynamic codes.
TR Bunun yerine düzenlenebilme ve izlenebilme işlevlerine mi ihtiyacınız var? Dinamik kodlarımıza göz atın.
Ingiriis | Turki |
---|---|
dynamic | dinamik |
codes | kodları |
check | göz |
need | ihtiyacınız |
instead | bunun yerine |
and | ve |
EN You may be using your Kobo eReader to apply a promo code. Try using the promo code on the Kobo website instead.
TR Kobo eOkuyucunuz'u promosyon kodu uygulamak için kullanıyorsunuzdur. Bunun yerine promosyon kodunuzu Kobo websitesinde kullanmayı deneyin.
Ingiriis | Turki |
---|---|
kobo | kobo |
apply | uygulamak |
promo | promosyon |
code | kodu |
try | deneyin |
using | kullanmayı |
instead | bunun yerine |
to | için |
EN Car, bike, apartment – sharing instead of owning is in. Here are the most popular sharing models.
TR Almanya’nın ortalama değerlerini temsil eden, Pfalz bölgesinin küçük kenti, bu özelliğinden dolayı pazar araştırmacıları için ideal bir test bölgesi.
Ingiriis | Turki |
---|---|
in | için |
EN Avoid tabbing out of what you're doing, and instead let your keyboard show you the important details.
TR Uğraştığınız şeyden tab ile çıkmak yerine bırakın klavyeniz size önemli detayları göstersin.
Ingiriis | Turki |
---|---|
important | önemli |
details | detayları |
the | size |
EN Instead of focusing on CPI alone, TrueMove3 was engineered for true 1 to 1 tracking
TR TrueMove3, yalnızca CPI’a odaklanmak yerine gerçek birebir takip için tasarlanmıştır
Ingiriis | Turki |
---|---|
true | gerçek |
tracking | takip |
of | in |
EN It’s just the right time to stop reading and do some clicking instead.
TR Artık okumayı bırakıp tıklamaya başlamanın tam sırası.
Ingiriis | Turki |
---|---|
just | tam |
the | artık |
EN Margin deterioration and over-capacities from focusing on volume instead of value
TR Kâr marjlarının düşüşe geçmesi ve değer yerine hacme odaklanılması sonucu sektörün fazla kapasitede olması
Ingiriis | Turki |
---|---|
value | değer |
and | ve |
on | fazla |
EN Introducing new price metrics based on value instead of work input
TR İş girdisi yerine değer tabanlı yeni fiyatlandırma tarifeleri oluşturma
Ingiriis | Turki |
---|---|
new | yeni |
based | tabanlı |
value | değer |
of | yerine |
EN Instead of saying, "Someone will take over the job anyway", it would be better if this person was known when we were applying
TR “Nasıl olsa biri bu işi üstlenir” demek yerine bu kişinin başvuru yapacağımız sırada belli olması iyi olur
Ingiriis | Turki |
---|---|
someone | biri |
would | olur |
better | iyi |
person | kişinin |
were | bu |
instead | yerine |
job | iş |
EN Instead of theoretical training in the halls, generating information on the real situation in the field, reproducing information by sharing, creating monitoring programs, developing advocacy practices for local policies, and...
TR Salonlarda teorik eğitimler yerine, sahada gerçek durum üzerine, veriden bilgi üretme, bilgiyi paylaşarak çoğaltma, izleme programları oluşturma, çıkan sonuçlara göre yerelin politikalarına yönelik savunuculuk pratikleri geliştirme ve…
Ingiriis | Turki |
---|---|
real | gerçek |
situation | durum |
by | göre |
creating | oluşturma |
monitoring | izleme |
programs | programlar |
developing | geliştirme |
advocacy | savunuculuk |
policies | politikalar |
instead | yerine |
and | ve |
information | bilgi |
EN Make sure you do check out our free video stock footage elements you can add instead of images to create a video background and make your page template truly bright and unforgettable
TR Bir video arka planı oluşturmak ve sayfa şablonunuzu gerçekten parlak ve unutulmaz kılmak için resimler yerine ekleyebileceğiniz ücretsiz video stok çekim öğelerimize göz attığınızdan emin olun
Ingiriis | Turki |
---|---|
stock | stok |
images | resimler |
background | arka plan |
page | sayfa |
truly | gerçekten |
bright | parlak |
unforgettable | unutulmaz |
free | ücretsiz |
check | göz |
video | video |
of | in |
a | bir |
and | ve |
template | oluşturmak |
to | için |
EN Set up google maps instead of product images to make your real estate company website recognizable
TR Emlak şirketi web sitenizi tanınabilir hale getirmek için ürün resimleri yerine google haritaları kurun
Ingiriis | Turki |
---|---|
maps | haritalar |
images | resimleri |
website | web |
company | şirketi |
product | ürün |
set up | kurun |
to | için |
of | in |
instead | yerine |
EN We do not have a bureaucratic environment ? instead each of us is responsible for our work and the end-result.
TR Bürokratik bir yapıya sahip değiliz, bunun aksine hepimiz kendi işlerimizden ve sonuçlarından sorumluyuz.
Ingiriis | Turki |
---|---|
work | iş |
we | hepimiz |
and | ve |
a | bir |
EN Hands and eyes are always free to focus on tasks — instead of interacting with an application on a mobile computer to obtain the same data.
TR Eller ve gözler, aynı verileri elde etmek için mobil bilgisayardaki bir uygulamaya bakmak yerine, görevlere odaklanmak için her zaman serbesttir.
Ingiriis | Turki |
---|---|
hands | eller |
mobile | mobil |
and | ve |
data | verileri |
the | aynı |
to | etmek |
of | her |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
Ingiriis | Turki |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN Instead of cutting corners to reduce costs, the ZD200 Series desktop printer are engineered with Zebra quality to deliver reliable operation at an affordable price
TR ZD200 Serisi masaüstü yazıcı, masrafları azaltabilmek için kaliteden ödün vermek yerine, uygun fiyatta güvenilir hizmet sunabilmek için Zebra kalitesi ile üretilmiştir
Ingiriis | Turki |
---|---|
series | serisi |
zebra | zebra |
quality | kalitesi |
desktop | masaüstü |
printer | yazıcı |
are | vermek |
of | in |
reliable | güvenilir |
to | için |
Muujinaya 50 ee 50 tarjumaadaha