TR Evet, zamanları çoktur, üç cinsiyet vardır, gramerinde tuzaklar vardır ve telaffuzu her babayiğidin harcı değildir
"vardır" v Turški je mogoče prevesti v naslednjih angleščina besed/besednih zvez:
TR Evet, zamanları çoktur, üç cinsiyet vardır, gramerinde tuzaklar vardır ve telaffuzu her babayiğidin harcı değildir
EN Yes, the language has numerous cases and three genders, the grammar can be quite tricky, and pronunciation can sometimes present problems
Turški | angleščina |
---|---|
ve | and |
TR Evet. Banner yapma aracında banner reklamları için de şablonlar vardır. Bunları ana paneldeki Web Görselleri sekmesinde bulabilirsiniz. Dört farklı boyut vardır: geniş gökdelen, lider tablosu, büyük ve orta boyutlu dikdörtgenler.
EN Yes. The online banner maker has templates for professional banner ads as well. You can get them inside the Web Graphics tab in the design dashboard. There are four sizes: wide skyscraper, leaderboard, large- and medium-sized rectangles.
TR Aşağıdaki tüm bu araçlar işlerin iki kez yapılmasının önüne geçilmesi için pürüzsüz bir şekilde birbirleriyle bütünleştirilmiştir. Bütün araçların yerel entegrasyonlar için açık API'leri de vardır.
EN All these tools below are seamlessly integrated with one another to avoid double work. All tools have open API?s to allow for local integrations as well.
Turški | angleščina |
---|---|
aşağıdaki | below |
yerel | local |
entegrasyonlar | integrations |
açık | open |
api | api |
ne | these |
TR Doğu-batı doğrultusunda 200 metrelik mesafede sütunlu bir girişi vardır ve ion tarzındaki iki uzun portikodan oluşur
EN It has been assumed that the north portico’s building of two long portico had been started early from the south portico
Turški | angleščina |
---|---|
vardır | has |
uzun | long |
TR Portikonun işlevi hakkında çeşitli görüşler vardır
EN There are various opinions on the function of the portico
Turški | angleščina |
---|---|
işlevi | function |
hakkında | on |
çeşitli | various |
TR Daha derine inmek isterseniz, her bir bölümde çok sayıda ileri seviyede öğrenme materyallerine ilişkin bağlantılar vardır.
EN If you want to dig deeper, each chapter has links to plenty of more advanced learning materials.
Turški | angleščina |
---|---|
her | each |
ileri | advanced |
öğrenme | learning |
bağlantılar | links |
vardır | has |
TR Literatür yönünden ağır bir alan olan kimyada, öğrenciler ve araştırmacıların verilere erişmek, onları görüntülemek ve analiz etmek için kolay yöntemlere ihtiyacı vardır
EN In the literature-heavy field of chemistry, students and researchers require easier ways to access, view and analyse data
Turški | angleščina |
---|---|
öğrenciler | students |
verilere | data |
analiz | analyse |
kolay | easier |
TR Evet, Elsevier'in Portico, CLOCKSS ve Hollanda Ulusal Kütüphanesiyle arşivleme anlaşması vardır ve Elsevier'de yayınlanan bütün içerikleri otomatik olarak almaktadırlar.
EN Yes, Elsevier has an archiving agreement in place with Portico, CLOCKSS and the Dutch National Library and they receive all content published by Elsevier via an automatic feed.
Turški | angleščina |
---|---|
elsevier | elsevier |
hollanda | dutch |
ulusal | national |
vardır | has |
yayınlanan | published |
bütün | all |
TR Açık erişimli ayna dergi kapsamında iki çeşit orijinal dergi vardır: aboneliğe dayalı ve hibrit dergiler
EN There are two types of original journals to the open access mirror journal: subscription and hybrid journals
Turški | angleščina |
---|---|
açık | open |
ayna | mirror |
orijinal | original |
ve | and |
hibrit | hybrid |
TR İstediğin alan adı zaten kayıtlıysa birkaç seçeneğin vardır
EN If the domain name you want is already registered, you have a few options
Turški | angleščina |
---|---|
alan | domain |
adı | name |
zaten | already |
TR Değerlendirilebilecek yüzlerce yeni TLD vardır
EN There are hundreds of new TLDs to consider
Turški | angleščina |
---|---|
yeni | new |
TR İlçemizde 11 Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve 3 tarımsal Sulama Kooperatifi faaliyet göstermektedir. 2 ruhsatlı zirai ilaç bayisi vardır.
EN There are 11 Agricultural Development Cooperatives and 3 Agricultural Irrigation Cooperatives in our district. There are two licensed pesticides.
Turški | angleščina |
---|---|
tarımsal | agricultural |
kalkınma | development |
ve | and |
sulama | irrigation |
TR Özellikle, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk ve Dikmen köylerinde çok sayıda tam otomatik dokuma tezgahı vardır.
EN Especially, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk and Dikmen villages have many fully automatic weaving looms.
Turški | angleščina |
---|---|
çok | many |
tam | fully |
otomatik | automatic |
vardır | have |
TR Çoğu zaman, bir VPN servisine bağlansanız bile, bir DNS sızıntısı ile karşılaşabilirsiniz. VPN yazılımını kullanarak IP'yi değiştirdiğinizde gerçek DNS sunucusunu görüntülemenin birkaç ana nedeni vardır.
EN Often, even if you connect a VPN service, you may encounter a DNS leak.There are several main reasons for displaying the real DNS server when you change IP using VPN software.
Turški | angleščina |
---|---|
vpn | vpn |
bile | even |
dns | dns |
gerçek | real |
birkaç | several |
ana | main |
TR Ülkeye veya IP adresine göre kısıtlama olması durumunda web sitelerine erişmek veya engelini kaldırmak isteyen tüm kullanıcılar için ücretsiz VPN ihtiyacı vardır
EN Free VPN needs for all users who wants to gain access or to unblock websites in case of restrictions by country or IP address
Turški | angleščina |
---|---|
veya | or |
adresine | address |
durumunda | in case of |
erişmek | access |
tüm | all |
kullanıcılar | users |
ücretsiz | free |
vpn | vpn |
ihtiyacı | needs |
TR Hizmetimizi kullandığınızda, çeşitli farklı ülkelerde bulunan sunucuları kullanıyor olabilirsiniz. Bununla birlikte, kullanım ve depolama arasında bir fark vardır.
EN When you use our service, you may be using servers located in a variety of different countries. However, there is a difference between use and storage.
Turški | angleščina |
---|---|
hizmetimizi | our service |
kullandığınızda | when you use |
sunucuları | servers |
depolama | storage |
fark | difference |
TR Bununla birlikte, kullanım ve depolama arasında bir fark vardır
EN However, there is a difference between use and storage
Turški | angleščina |
---|---|
kullanım | use |
depolama | storage |
fark | difference |
TR Kırım`da, çeşitli İnternet kaynaklarına erişim hataları vardır ve uygulamalar sıklıkla meydana gelir
EN In Crimea, there are access errors to various Internet resources and applications often occur
Turški | angleščina |
---|---|
kırım | crimea |
çeşitli | various |
erişim | access |
hataları | errors |
uygulamalar | applications |
sıklıkla | often |
meydana | occur |
kaynakları | resources |
TR Herkesin siber dünyada korkusuz yaşamaya hakkı vardır.
EN Everyone has the right to be free of cybersecurity fears.
Turški | angleščina |
---|---|
herkesin | everyone |
siber | cybersecurity |
hakkı | right |
TR Ayrıntılı bir Kabul Edilebilir Kullanım Politikamız vardır, ancak aynı Topluluk Kuralları gibi birkaç oldukça basit temele dayanır: Adil oyna, topluluğun diğer üyelerine saygı göster ve sağduyunu kullan
EN We have a detailed Acceptable Use policy, but much like the Community Guidelines they boil down into a few fairly simple concepts: play nicely, respect other members of the community and use common sense
Turški | angleščina |
---|---|
ayrıntılı | detailed |
vardır | have |
kuralları | guidelines |
basit | simple |
diğer | other |
TR Her web sitesinin, diğerlerinden daha değerli olan bazı açılış sayfaları vardır
EN Each website has some landing pages, that are more valuable than others
Turški | angleščina |
---|---|
her | each |
değerli | valuable |
bazı | some |
TR Dünya çapında web'i tarayan ve belirli bir web sitesi için geri bağlantıları kontrol etmeye yardımcı olan birçok servis vardır
EN There are many services which crawl world wide web and help to check backlinks for a specific website
Turški | angleščina |
---|---|
belirli | specific |
servis | services |
TR Her gün bir sitenin başarısını ölçmek için yeni metrikler vardır, ancak web sitesi trafik kontrolünde temel bilgiler kalır.
EN Every day there are new metrics to measure a site?s success, but the basics in website traffic check remain.
Turški | angleščina |
---|---|
ölçmek | measure |
yeni | new |
trafik | traffic |
temel | basics |
başarısı | success |
TR Web sitesinde trafiği kontrol etmenin birçok yolu vardır. Web site trafiğimi kontrol etmek ve veri almak için Web Sitesi Trafik Denetleyicimizi veya Google Analytics aracımızı kullanmanızı öneririz.
EN There are many ways to check traffic on website. We recommend using our Website Traffic Checker or Google Analytics tool to check my website traffic and get data.
Turški | angleščina |
---|---|
birçok | many |
veri | data |
almak | get |
veya | or |
analytics | analytics |
öneririz | we recommend |
mı | my |
TR Evet! Bir web trafiği analizörü ile bazı web sitesi trafiğini ücretsiz olarak kontrol edebilirsiniz. Ancak bazı ücretli işlevler vardır, bu nedenle daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız aracın tam sürümünü edinin.
EN Yes! With a web traffic analyzer, you can check some website traffic for free. But there are some paid functions, so if you want to know more, get the full version of the tool.
Turški | angleščina |
---|---|
trafiği | traffic |
kontrol | check |
ücretli | paid |
işlevler | functions |
nedenle | so |
istiyorsanız | if you want |
tam | full |
TR Tüm blockchainlerin bir ortak noktası vardır: işlemlerin onaylanması gerekir
EN All blockchains have one thing in common: transactions need to get validated
Turški | angleščina |
---|---|
ortak | common |
işlemlerin | transactions |
TR Her işletmenin kendine özgü, benzersiz bir tarzı vardır
EN Each business has its own, unique style
Turški | angleščina |
---|---|
her | each |
TR Ayrıca apronlarda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır:
EN There are also some points to be considered in aprons.
Turški | angleščina |
---|---|
ayrıca | also |
edilmesi | to |
bazı | some |
TR "Blues müziği yaşamdır, bugün yaşamakta olduğumuz gibi bir yaşam, geçmişte yaşamış olduğumuz gibi bir yaşam, inanıyorum ki yarın da yaşayacağımız bir yaşam, çünkü insanlarla, yerlerle ve olaylarla ilgisi vardır
EN Blues is a vocal and instrumental form of music based on the use of "blue notes." It emerged in Black communities of the United States from spirituals, work songs, field hollers, shouts and chants, and rhymed simple narrative ballads
Turški | angleščina |
---|---|
müziği | music |
vardır | is |
TR Coldplay, İngiliz alternatif rock müzik grubu. Grubun dört üyesi vardır: grubun piyanisti, gitaristi ve solisti olan Chris Martin, bas gitaristi Guy Berryman, bateride Will Champion ve g… Devamını oku
EN Coldplay is a British alternative rock band formed in London in 1996. The band's singer/pianist Chris Martin, guitarist Jonny Buckland, bassist Guy Berryman and drummer Will Champion, … read more
Turški | angleščina |
---|---|
alternatif | alternative |
rock | rock |
ve | and |
martin | martin |
devamını | more |
oku | read |
TR Denetçi değişikliğiyle ilgili olarak, Sözleşme Makamının denetçinin bağımsızlığı veya mesleki standardını göz önünde bulundurularak yeni denetçiye itiraz etme hakkı vardır.
EN Note that in relation to the change of auditor, the Contracting Authority may object to the new auditor, considering the auditor's independence or professional standard.
Turški | angleščina |
---|---|
veya | or |
standardını | standard |
TR Bir bloğun boyutu, 4 milyon ağırlık birimini (1 milyon vbayt) geçemez ve her işlemin, işlem türüne, harcadığı UTXO'lara (girdiler) ve para gönderdiği adreslere (çıktılar) göre kendine ait bir ağırlığı vardır.
EN The size of a block cannot exceed 4 million weight units (1 million vbytes) , and each transaction has its own weight depending on the type of transaction, the UTXOs it spends (inputs) and the addresses it sends to (outputs).
Turški | angleščina |
---|---|
boyutu | size |
milyon | million |
ağırlık | weight |
her | each |
işlem | transaction |
göre | depending |
türü | type |
TR AÇIK INTERNET BİRLİĞİ DOĞRU YÖNE DOĞRU BİR ADIMDIR, ANCAK HALA ÜZERİNE KONUŞULACAK ÇOK ŞEY VARDIR
EN THE OPEN INTERNET ORDER IS A STEP IN THE RIGHT DIRECTION, BUT THERE'S STILL MUCH TO ADDRESS
Turški | angleščina |
---|---|
internet | internet |
TR Serbest piyasada müşterilerin seçenekleri vardır ve hizmetleri veya uygulamaları kullanma veya kullanmama hakkına sahiptir
EN Consumers have choices in a free market and have the right to use or decline services or applications
Turški | angleščina |
---|---|
serbest | free |
ve | and |
veya | or |
TR Örneğin, 30 dakikalık bir dosya yaklaşık 5 dakika tipik bir dönüş süresi vardır; bir saat uzunluğunda dosya kabaca 10 dakika sürer.
EN For example, a 30 minute file has a typical turnaround time of roughly 5 minutes; an hour-long file will roughly take 10 minutes.
Turški | angleščina |
---|---|
dosya | file |
tipik | typical |
vardır | has |
TR Yapımcı, editör veya gazeteci olarak, kesin olarak bildiğiniz bir şey vardır: İşinizi yapmak için günde yeterli zaman yoktur
EN As producer, editor, or journalist, there’s one thing you know for sure: there is never enough time in the day to get your work done
Turški | angleščina |
---|---|
editör | editor |
veya | or |
şey | thing |
yeterli | enough |
TR Kullanıcıların video ile veya video olmadan çevrimiçi bir araya gelmelerini sağlar ve ayrıca bir masaüstü istemcisi ve bir mobil uygulaması vardır
EN It allows users to meet online with or without video and also has a desktop client and a mobile app
Turški | angleščina |
---|---|
video | video |
olmadan | without |
çevrimiçi | online |
masaüstü | desktop |
mobil | mobile |
vardır | has |
TR Kar amacı gütmeyen kuruluşların arşivlerinde tonlarca video ve ses dosyası vardır. Transkriptler olmadan istediğiniz içeriği aramak imkansızdır. Sonix kolayca kelime veya cümle ile tüm transkribe içeriği arama yardımcı olur.
EN Non-profits have tons of video and audio files in their archives. Without the transcripts it’s next to impossible to search for the content you want. Sonix helps you easily search all transcribed content by word or phrase.
Turški | angleščina |
---|---|
video | video |
dosyası | files |
transkriptler | transcripts |
olmadan | without |
istediğiniz | you want |
içeriği | content |
kolayca | easily |
veya | or |
tüm | all |
transkribe | transcribed |
TR Otomatik transkripsiyonunuzu aldıktan sonra vurgulama, yorum yapma, paylaşma ve birden fazla dışa aktarma biçimi gibi birçok kullanışlı özellik vardır.
EN Once you have your automated transcription there are tons of other useful features like highlighting, commenting, sharing, and multiple export formats.
Turški | angleščina |
---|---|
otomatik | automated |
sonra | of |
kullanışlı | useful |
özellik | features |
TR Özel erişilebilirlik gereksinimlerine sahip Web kullanıcılarından bir grup işitme engellidir. Bu kullanıcıların ses içeriği için yazılı eşdeğerlere ihtiyacı vardır.
EN One group of Web users with special accessibility needs is the hearing-impaired. These users need written equivalents for audio content.
Turški | angleščina |
---|---|
erişilebilirlik | accessibility |
web | web |
grup | group |
ses | audio |
içeriği | content |
yazılı | written |
TR Toplantılarımız yargılayıcı olmayan, şefkatli dinlemeye dayanır ve toplantıların yeni gelenlerin soru sorması için fırsatları vardır.
EN Our meetings are based on non-judgmental, compassionate listening, and meetings have opportunities for newcomers to ask questions.
Turški | angleščina |
---|---|
soru | ask |
fırsatları | opportunities |
TR Gelenek 2: Grup amacımız için tek bir nihai otorite vardır - kendilerini grup vicdanımızda ifade edebilecekleri sevgi dolu bir Yüksek Güç. Liderlerimiz sadece güvenilir hizmetkarlardır; yönetmiyorlar.
EN Tradition 2: For our group purpose there is but one ultimate authority—a loving Higher Power as they may express themselves in our group conscience. Our leaders are but trusted servants; they do not govern.
Turški | angleščina |
---|---|
gelenek | tradition |
grup | group |
yüksek | higher |
güç | power |
güvenilir | trusted |
TR Gelenek 5: Her grubun tek bir birincil amacı vardır: mesajını hala acı çeken zorlayıcı internet ve teknoloji kullanıcısına iletmek.
EN Tradition 5: Each group has but one primary purpose—to carry its message to the compulsive internet and technology user who still suffers.
Turški | angleščina |
---|---|
gelenek | tradition |
grubun | group |
birincil | primary |
amacı | purpose |
internet | internet |
teknoloji | technology |
kullanıcısı | user |
TR Her formun, yazdırabileceğiniz ve paylaşabileceğiniz benzersiz bir QR Kodu vardır
EN Each form has a unique QR Code that you can print and share
Turški | angleščina |
---|---|
her | each |
qr | qr |
kodu | code |
vardır | has |
TR Bir form veya kayıtları için birbirinden bağımsız olarak ayarlayabileceğiniz 4 gizlilik durumu vardır.
EN There are 4 privacy states that you can set for a form or its records independent of each other.
Turški | angleščina |
---|---|
form | form |
veya | or |
bağımsız | independent |
gizlilik | privacy |
TR Aşağıdaki kategorilerde bulabileceğiniz başka birçok anket şablonu türü vardır
EN There are many other types of survey templates that you can find in the categories below
Turški | angleščina |
---|---|
başka | other |
birçok | many |
anket | survey |
şablonu | templates |
türü | types |
TR Destek için Google Formlar'ın yalnızca yardım sayfaları vardır
EN For support, Google Forms has only help pages
Turški | angleščina |
---|---|
için | for |
formlar | forms |
yalnızca | only |
sayfaları | pages |
vardır | has |
TR Anket sorularınızı oluştururken bazı temel noktalar vardır. Bunlar:
EN There are some fundamental points when creating your survey questions. These are:
Turški | angleščina |
---|---|
anket | survey |
bazı | some |
temel | fundamental |
soruları | questions |
TR Bir logo tasarımının, markanızın benzersiz kimliğini yansıtmasını sağlamanın birçok yolu vardır. Logonuzdaki stil, renk ve yazı tiplerini yaratıcı şekillerde kullanarak bunu yapabilirsiniz.
EN There are many ways to make a logo design that expresses your brand’s unique identity. You can use the style, colors, and fonts of your logo in numerous creative ways to do so.
Turški | angleščina |
---|---|
markanızın | your brand |
stil | style |
yaratıcı | creative |
TR Profesyonel bir logo tasarımı, müşteilere, markanızı ciddiye almaları gerektiği mesajını verir. Henüz ürünlerinizi deneme fırsatı bulmadan önce bile müşterilerin güvenini kazanmak konusunda markaların belirleyici bir etkisi vardır.
EN A professional logo design communicates to customers that you take your brand seriously. It’s decisive in winning customers’ trust before they even get a chance to try out your products.
Turški | angleščina |
---|---|
profesyonel | professional |
tasarımı | design |
deneme | try |
önce | before |
müşterilerin | customers |
tasarım | products |
Prikaz 50 od 50 prevodov