TR Parti adı: CDU / CSU Hristiyan Demokrat Birlik / Hristiyan Sosyal Birlik
"sağlık diğer birlik" v Turški je mogoče prevesti v naslednjih angleščina besed/besednih zvez:
TR Parti adı: CDU / CSU Hristiyan Demokrat Birlik / Hristiyan Sosyal Birlik
EN The party: CDU / CSU Christian Democratic Union of Germany / Christian-Social Union
Turški | angleščina |
---|---|
parti | party |
sosyal | social |
TR Kısaca TU9 olarak tanımlanan bu birlik, ayrıca uzmanlık araştırmasını hızlandırıyor: Şu anda gelecek teknolojileri araştırması yapan 57 Exzellenzcluster’dan 21’ini bu birlik yürütüyor.
EN In addition to this, the TU9 universities are promoting top-notch research: at the moment they are responsible for 21 of today’s 57 clusters of excellence for research into technology for the future.
Turški | angleščina |
---|---|
bu | this |
ayrıca | in addition |
gelecek | future |
teknolojileri | technology |
araştırması | research |
TR Akademik Kurumsal Distribütör ya da Satış Aracısı Devlet Sağlık Diğer Birlik ya da Dernek
EN Academic Corporate Distributor or Reseller Government Health Other Society or Association
Turški | angleščina |
---|---|
akademik | academic |
kurumsal | corporate |
devlet | government |
sağlık | health |
diğer | other |
TR Sağlık bilgilerinin HIPAA ve HITECH ile nasıl korunduğu hakkında daha fazla bilgi için, ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı'nın Sağlık Bilgilerinin Gizliliği web sayfasına bakın.
EN For more information about how HIPAA and HITECH protect health information, see the Health Information Privacy webpage from the US Department of Health and Human Services.
Turški | angleščina |
---|---|
sağlık | health |
hipaa | hipaa |
abd | us |
hizmetler | services |
gizliliği | privacy |
TR Önleyici sağlık hizmetleri de sağlık bilimlerinin de alanına giriyor. Bu alanda çalışan uzmanlar beslenme, fizik kondisyon ve sağlık yönetimi alanlarında eğitim alıyorlar.
EN Prevention is also the subject of the Health Sciences. They prepare students to become experts in nutrition, fitness and health management.
Turški | angleščina |
---|---|
sağlık | health |
de | also |
uzmanlar | experts |
beslenme | nutrition |
ve | and |
yönetimi | management |
TR Almanya’da sağlık hizmetlerine genel bir bakış: İleri sağlık araştırmalarından herkese sağlık sigortasına uzanan bir yapı
EN Cutting-edge research and health insurance for everyone – a look at medical care in Germany.
Turški | angleščina |
---|---|
almanya | germany |
bakış | look |
herkese | everyone |
TR Üç Miras—Kurtarma, Birlik ve Hizmet
EN Three Legacies—Recovery, Unity and Service
Turški | angleščina |
---|---|
kurtarma | recovery |
ve | and |
hizmet | service |
TR Ekibimiz dünyanın her yerinden uzmanlarla yeni yollarla birlik olmaya ve iş birliği yapmaya her zaman açıktır
EN Our team is always open for new ways to collaborate and cooperate with experts all around the globe
Turški | angleščina |
---|---|
ekibimiz | our team |
dünyanın | globe |
yeni | new |
olmaya | is |
ve | and |
TR Haftanın konusu: Birlik Günü
EN Topic of the week: Day of German Unity
Turški | angleščina |
---|---|
konusu | topic |
günü | day |
ın | of |
TR Hiçbir koşulda bir üst birlik konumunda olmaz ve davranmaz.
EN in no circumstances considers itself and acts as a top-level union.
Turški | angleščina |
---|---|
üst | top |
TR Bir aile gibi birlik içinde ve birbirimizden güç alarak çalışıyoruz. “BİZ” geleceği, başarıyı ve hayatı paylaşıyoruz.
EN We work like a family, united and taking power from each other. WE share the future, success and life.
Turški | angleščina |
---|---|
aile | family |
güç | power |
hayatı | life |
TR Türkiye’nin 16 Nisan referandumunda verdiği kararı ülkemiz için iyiliklere vesile olmasını dileriz. Türkiye’nin daha da güçlü bir birlik ve beraberlik içinde bundan sonra da her alanda büyümesini sürdüreceğine yürekten inanıyoruz.
EN We wish that the decision that Turkey made on the April 16 Referendum will be for the benefit of Turkey. We strongly believe that Turkey can sustain its growth in every field with stronger unity and solidarity.
Turški | angleščina |
---|---|
türkiye | turkey |
nisan | april |
TR Ekibimiz dünyanın her yerinden uzmanlarla yeni yollarla birlik olmaya ve iş birliği yapmaya her zaman açıktır
EN Our team is always open for new ways to collaborate and cooperate with experts all around the globe
Turški | angleščina |
---|---|
ekibimiz | our team |
dünyanın | globe |
yeni | new |
olmaya | is |
ve | and |
TR Hiçbir koşulda bir üst birlik konumunda olmaz ve davranmaz.
EN in no circumstances considers itself and acts as a top-level union.
Turški | angleščina |
---|---|
üst | top |
TR Koalisyon hükümetiyle Hristiyan Birlik partilerinin 100 milyar euroluk özel fon hakkında uzlaşma sağlamalarının ardından, yakında geniş kapsamlı silah ve donanım siparişi verilecek.
EN The German chancellor has promised to supply Ukraine with an ultra-modern German air defence system to support it in its fight against the Russian aggressors.
Turški | angleščina |
---|---|
ardından | to |
TR Haftanın konusu: Birlik Günü
EN Topic of the week: Day of German Unity
Turški | angleščina |
---|---|
konusu | topic |
günü | day |
ın | of |
TR Yurt dışından teknik dallarda öğrenim için gelecek adaylar TU9’un SelfAssessment international testini yapabilirler; TU9 Almanya’daki dokuz teknik üniversitenin kurduğu bir birlik.
EN Another test that is especially aimed at applicants with an interest in technological subjects is SelfAssessment international. It is provided by TU9, an association of nine technical universities in Germany.
Turški | angleščina |
---|---|
teknik | technical |
international | international |
testini | test |
almanya | germany |
dokuz | nine |
TR Oyların yüzde 25,7’sini alan SPD’nin yanı sıra Birlik 90/Yeşiller (%14,8) ve FDP ( %11,5) hükümette yer alıyor
EN Alongside the SPD (25.7 percent of the vote), the alliance includes the Greens and the Free Democratic Party (FDP), which had won 14.8 and 11.5 percent of the vote in September respectively
Turški | angleščina |
---|---|
yüzde | percent |
spd | spd |
TR Hristiyan Birlik partilerinin 1998’de büyük bir çöküş yaşamaları ve Şansölye Gerhard Schröder (SPD) yönetiminde SPD-Yeşiller koalisyon hükümeti kurulmasının ardından Merkel CDU Genel Sekreteri olmuştu.
EN Following the party’s debacle in the 1998 federal elections, which had resulted in a red-green federal government led by Chancellor Gerhard Schröder (SPD), she had already been made the CDU’s general secretary.
Turški | angleščina |
---|---|
spd | spd |
hükümeti | government |
ardından | following |
genel | general |
TR Birlikte yaşamın saygı, karşılıklı güven, birlik beraberlik duygusu ve ortak sorumluluklara dayanması gerekiyor
EN In a best case, migrants and native Germans should live together in a spirit of respect, mutual trust, a feeling of belonging and shared responsibility
Turški | angleščina |
---|---|
ve | and |
ortak | shared |
TR Sömester bileti olanlar, hafta sonları kısa süreli ve günü birlik geziler yapmak için bu fırsatı değerlendirmeliler.
EN If you have one of these Semestertickets, you should definitely make use of it and regularly plan day trips or short tours on the weekend.
Turški | angleščina |
---|---|
kısa | short |
TR Krize karşı el ele: Başkalarına yardım için harekete geçenlerin sayısı giderek artıyor. Almanya’dan dört çarpıcı birlik ve beraberlik girişimini tanıtıyoruz.
EN Working together against Corona: more and more people are getting involved in helping each other. Introducing four great projects from Germany.
Turški | angleščina |
---|---|
yardım | helping |
giderek | more |
almanya | germany |
TR Parti adı: Yeşiller Birlik 90 / Yeşiller
EN The party Greens Alliance 90 / The Greens
Turški | angleščina |
---|---|
parti | party |
TR 1993 yılında Yeşiller, eski Doğu Almanya sivil haklar partisi Birlik 90 ve Demokrasi ve Çevre Koruma için Alternatif Listesi (AL) ile birleşti
EN In 1993 the Greens joined forces with the East German civil rights party Alliance 90 and the Alternative List for Democracy and Environmental Protection (AL)
Turški | angleščina |
---|---|
doğu | east |
almanya | german |
sivil | civil |
haklar | rights |
partisi | party |
demokrasi | democracy |
koruma | protection |
alternatif | alternative |
listesi | list |
TR Sol Parti (Die Linke) Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin iktidar partisi Almanya Sosyalist Birlik Partisi’nin devamı niteliğindeki demokratik bir siyasi parti.
EN Die Linke is the democratic successor to the former Social Unity Party of Germany in the GDR.
Turški | angleščina |
---|---|
demokratik | democratic |
TR “Birlik” olarak anılan kardeş partiler CDU ve CSU, en güçlü siyasi yapı olsa da, Angela Merkel’in ayrılışı zorlayıcı bir etken.
EN The sister parties CDU and CSU, known as the “Union” for short, form the traditionally strongest party in Germany, though they will have to cope with the departure of Angela Merkel.
Turški | angleščina |
---|---|
partiler | parties |
angela | angela |
merkel | merkel |
TR Büyük kitle partileri -Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU ve sosyal demokrat SPD- partiler arasında üstünlüğe sahipler ve şu andaki koalisyon hükümetini oluşturuyorlar
EN The major parties, the CDU/CSU and SPD, dominate the party landscape and form the current government coalition
Turški | angleščina |
---|---|
büyük | major |
TR Öte yandan bir zamanların güçlü kitle partileri olan Hristiyan Birlik ve SPD’ye yönelik büyük güven ve önem kaybı çok daha önce, henüz ortada AfD yokken başlamıştı
EN Incidentally, the dramatic loss of trust and significance of the former people’s parties, the CDU/CSU and SPD, already began much earlier, before the AfD even existed
Turški | angleščina |
---|---|
partileri | parties |
spd | spd |
güven | trust |
TR Birlik Partileri ve SPD’nin bağlayıcılık gücünü yitirmesiyle büyük çoğunluğu durumdan hoşnutsuz ve siyasi ve toplumsal orta kesimden oluşan oy kullanmayan seçmenler giderek arttı
EN The lost binding power of the CDU/CSU and SPD has resulted in the steady growth of the “Non-Voters’ Party”, which consists largely of dissatisfied voters from the centre of politics and society
Turški | angleščina |
---|---|
spd | spd |
TR Almanya’nın başta gelen dokuz teknik üniversitesinin oluşturduğu bir birlik, geleceğin inovatif beyinlerini eğitiyor
EN The alliance of the nine leading universities of technology is educating innovative minds of the future
Turški | angleščina |
---|---|
dokuz | nine |
teknik | technology |
TR Bakanlıklardaki, siyasi partilerdeki, çevre ya da ekonomi alanlarında faal olan birlik ve derneklerdeki ya da şirketlerdeki bağlantılar.
EN They need contacts in the ministries, political parties, environmental and business associations, and companies.
Turški | angleščina |
---|---|
siyasi | political |
çevre | environmental |
TR Bu politikaların hedefi birlik genelinde Ortak Güvenlik ve Savunma Birliğinin (OGSB) kurulması.
EN The creation of a European Security and Defence Union (ESDU) is possible in the future.
Turški | angleščina |
---|---|
ve | and |
ın | of |
TR AB egemen devletlerin gönüllü şekilde bir araya gelmesiyle oluşan ve tüm üyeleri için barış ve refahı güvenceye alma hedefini güden bir birlik
EN The EU is a voluntary association of sovereign states with the aim of securing peace and prosperity for all
Turški | angleščina |
---|---|
ab | eu |
gönüllü | voluntary |
tüm | all |
barış | peace |
TR İş hayatlarında farklı AB ülkelerinde çalışmak birlik vatandaşları arasında sık rastlanan bir durum
EN A working career including periods of employment in several countries is by no means unusual in the EU
Turški | angleščina |
---|---|
farklı | several |
ab | eu |
çalışmak | working |
TR Adriana Rozwadowska, “Birlik, vatandaşlarıyla anlaşılır ve bütünlük sağlayıcı bir dilde konuşmalıdır” diyor.
EN The union needs to communicate with its citizens in clear and inclusive language says Adriana Rozwadowska.
Turški | angleščina |
---|---|
diyor | says |
TR Anlaşmalarda yer aldığı şekliyle “giderek sıkılaşan Birlik”, daha uzun süre kıtamızın güvenli geleceği değil.
EN The ‘ever-closer union’, as anchored in the treaties, no longer represents the secure future of our continent.
Turški | angleščina |
---|---|
güvenli | secure |
değil | no |
TR Polonyalılar için Birlik, soyut bir fikir
EN For Polish people, the union is an abstract idea
Turški | angleščina |
---|---|
soyut | abstract |
fikir | idea |
TR Şayet Birlik, küresel sahnede Çin ve ABD’nin yanı sıra önemli bir aktör olarak kalmak istiyorsa, iç ilişkilerini güçlendirmek ve federalizm yönünde hareket etmek zorundadır
EN If the union wants to maintain its place as an important actor on the global stage alongside China and the USA, then it will need to strengthen its internal relations and move in the direction of federalism
Turški | angleščina |
---|---|
küresel | global |
abd | usa |
önemli | important |
güçlendirmek | strengthen |
hareket | move |
TR Aksi takdirde, Polonya Cumhurbaşkanı’nın, AB sayesinde “Birlik normal ampulü yasakladığı için normal bir ampul değil de, sadece enerji tasarrufu yapan ampul satın alınabildiği” sözleri taraftar bulmaya devam edecektir.
EN Otherwise the words of the Polish president who said “thanks to the EU, we can no longer buy normal light bulbs, only energy-saving ones, because the EU has banned them,” will continue to fall on fertile ground.
Turški | angleščina |
---|---|
cumhurbaşkanı | president |
ab | eu |
normal | normal |
değil | no |
enerji | energy |
devam | continue |
edecektir | will |
TR Ekibimiz dünyanın her yerinden uzmanlarla yeni yollarla birlik olmaya ve iş birliği yapmaya her zaman açıktır
EN Our team is always open for new ways to collaborate and cooperate with experts all around the globe
Turški | angleščina |
---|---|
ekibimiz | our team |
dünyanın | globe |
yeni | new |
olmaya | is |
ve | and |
TR Türkiye ülkesinde Birlik grupları | Meetup
EN Oneness groups in Australia | Meetup
Turški | angleščina |
---|---|
ülkesinde | in |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Birlik Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Oneness Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
Turški | angleščina |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
olup | up |
öğrenin | find out |
ve | and |
başlayın | start |
grupları | groups |
TR Türkiye ülkesinde Birlik Kutsaması grupları | Meetup
EN Oneness Blessing groups in Australia | Meetup
Turški | angleščina |
---|---|
ülkesinde | in |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Birlik Kutsaması Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Oneness Blessing Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
Turški | angleščina |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
olup | up |
öğrenin | find out |
ve | and |
başlayın | start |
grupları | groups |
TR Üç Miras—Kurtarma, Birlik ve Hizmet
EN Three Legacies—Recovery, Unity and Service
Turški | angleščina |
---|---|
kurtarma | recovery |
ve | and |
hizmet | service |
TR Ekibimiz dünyanın her yerinden uzmanlarla yeni yollarla birlik olmaya ve iş birliği yapmaya her zaman açıktır
EN Our team is always open for new ways to collaborate and cooperate with experts all around the globe
TR 2017 yılında 1.611 uluslararası sağlık uzmanıyla yapılan Elsevier araştırmasında*, tekrar baskıları okuyan sağlık uzmanlarının oranının 2015'ten bu yana %79'dan %88'e yükseldiği ortaya çıkmıştır
EN 2017 Elsevier survey* of 1,611 international healthcare professionals revealed that 88% of healthcare professionals read reprints, up from 79% in 2015
Turški | angleščina |
---|---|
uluslararası | international |
sağlık | healthcare |
elsevier | elsevier |
TR Yaklaşık iki yıldır, tüm dünya modern çağın en ciddi sağlık krizlerinden biri olan COVID-19 salgını ile mücadele ediyor. Salgın, iş piyasasından sağlık hizmetlerine kadar hayatın çeşitli sektörlerinde büyük değişiklikle...
EN For almost two years now, the world has been struggling with one of the most serious health crises of the modern world, COVID-19 pandemic. While the pandemic has resulted in major changes in various sectors of life from...
Turški | angleščina |
---|---|
dünya | world |
modern | modern |
ciddi | serious |
sağlık | health |
salgın | pandemic |
hayatı | life |
TR Sağlık Öğrenme, eğitim Antrenörlük Iyileştirme Diyet Uyum Jimnastik Gelişme Sağlık hizmeti Koç Beyaz Insan Yuvarlak Daire Siluet Adam Gradyan Yeşil
EN Health Learning, education Coaching Healing Diet Harmony Gymnastic Development Healthcare Coach White Human Round Circle Silhouette Man Gradient Green
Turški | angleščina |
---|---|
insan | human |
yuvarlak | round |
daire | circle |
adam | man |
gradyan | gradient |
TR Küresel sağlık: Almanya’nın sağlık alanında dünya çapında uğraşları
EN Global health: Germany’s worldwide commitment to health
Turški | angleščina |
---|---|
sağlık | health |
almanya | germany |
Prikaz 50 od 50 prevodov