PT Depois de brincar com o Ranktracker e discutir as suas várias características com o Felix, é claro para mim que eles têm um produto sólido
"discutir com eles" v Portugalščina je mogoče prevesti v naslednjih Turški besed/besednih zvez:
PT Depois de brincar com o Ranktracker e discutir as suas várias características com o Felix, é claro para mim que eles têm um produto sólido
TR Ranktracker ile oynadıktan ve çeşitli özelliklerini Felix ile tartıştıktan sonra, sağlam bir ürüne sahip oldukları benim için açık
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
claro | açık |
mim | benim |
várias | çeşitli |
características | özelliklerini |
PT Ciência e Pessoas: Trata-se de uma série de eventos organizados pela Elsevier, que reúne pesquisadores e o público interessado para discutir as últimas descobertas das pesquisas em ciência, tecnologia e área médica
TR Science & People: En son bilim, teknoloji ve tıp araştırmalarını tartışmaları için araştırmacılar ve halktan konuya ilgi duyan kişileri bir araya getiren ve Elsevier tarafından düzenlenen bir dizi etkinliktir
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
pesquisadores | araştırmacılar |
pesquisas | araştırmalar |
elsevier | elsevier |
PT O bate-papo está incorporado em todos os documentos e planilhas. É fácil discutir, analisar e chegar a uma decisão final em um só lugar.
TR Her biri yerleşik sohbet içeren belgelerde ve elektronik tablolarda işbirliği yapın. Tek bir yerden tartışmak, gözden geçirmek ve nihai karara varmak kolaydır.
Portugalščina | Turški |
---|---|
discutir | tartışmak |
final | nihai |
a | yerden |
PT Em pouco tempo você será contatado por um agente para discutir o número de cartões, o tipo de papel e o tempo de atendimento do pedido.
TR Kısa sürede bir görevli, kart sayısı, kağıt türü ve sipariş teslim süresi hakkında görüşmek üzere sizinle iletişime geçecek.
Portugalščina | Turški |
---|---|
pouco | kısa |
tempo | süresi |
papel | kağıt |
e | ve |
pedido | sipariş |
PT Entre em contato conosco via e-mail (b2b@logaster.co.uk) ou Whatsapp (+380 97 793 0840), para agendarmos uma ligação e discutir mais detalhes.
TR Bize e-posta (b2b@logaster.co.uk) veya Whatsapp (+380 97 793 0840) aracılığıyla ulaşın ve ardından daha fazla ayrıntıyı tartışmak için bir telefon görüşmesi ayarlayalım
Portugalščina | Turški |
---|---|
contato | ulaşın |
logaster | logaster |
e | ve |
discutir | tartışmak |
PT O CEO Peter Smith juntou-se à CoinDesk TV para discutir a decisão da empresa de se mudar para Miami e a sua política de “trabalhar em qualquer lugar”.
TR CEO Peter Smith, şirketin Miami'ye taşınma kararını ve “her yerden çalışma” politikası ile ilgili konuşmak üzere CoinDesk TV'ye katıldı.
Portugalščina | Turški |
---|---|
ceo | ceo |
peter | peter |
decisão | karar |
e | ve |
da empresa | şirketin |
trabalhar | çalışma |
política | politikası |
PT O CEO do Blockchain.com Peter Smith juntou-se à Yahoo Finance para discutir o IPO da Coinbase e o futuro da indústria de criptomoeda.
TR Blockchain.com CEO'su Peter Smith, Coinbase IPO'sunu ve kripto endüstrisinin geleceğini tartışmak için Yahoo Finance'e katıldı.
Portugalščina | Turški |
---|---|
ceo | ceo |
peter | peter |
discutir | tartışmak |
e | ve |
blockchain | blockchain |
PT Da mesma forma, cada reunião individual ocasionalmente realiza reuniões de negócios para discutir questões pertinentes a esse grupo, e participar delas também é uma ótima maneira de prestar serviço
TR Benzer şekilde, her bireysel toplantı, zaman zaman o grupla ilgili konuları tartışmak için iş toplantıları düzenler ve bunlara katılmak da hizmet etmenin harika bir yoludur
Portugalščina | Turški |
---|---|
mesma | benzer |
discutir | tartışmak |
serviço | hizmet |
PT O CEO do Blockchain.com.com Peter Smith juntou-se à Yahoo Finance para discutir o IPO da Coinbase e o futuro da indústria de criptomoeda.
TR Blockchain.com.com CEO'su Peter Smith, Coinbase IPO'sunu ve kripto endüstrisinin geleceğini tartışmak için Yahoo Finance'e katıldı.
Portugalščina | Turški |
---|---|
ceo | ceo |
peter | peter |
discutir | tartışmak |
e | ve |
blockchain | blockchain |
PT Da mesma forma, cada reunião individual ocasionalmente realiza reuniões de serviço para discutir questões pertinentes a esse grupo, e participar delas também é uma ótima maneira de prestar serviço
TR Benzer şekilde, her bireysel toplantı, zaman zaman o grupla ilgili konuları tartışmak için iş toplantıları düzenler ve bunlara katılmak da hizmet etmenin harika bir yoludur
Portugalščina | Turški |
---|---|
mesma | benzer |
serviço | hizmet |
discutir | tartışmak |
PT O YouTube é um site de hospedagem de vídeos em que os usuários podem fazer upload, avaliar, visualizar, discutir e compartilhar vídeos.
TR YouTube, kullanıcıların videolar yükleyebildiği, görüntüleyebildiği, oylayabildiği, tartışabildiği ve paylaşabildiği bir video barındırma web sitesidir.
Portugalščina | Turški |
---|---|
youtube | youtube |
site | web |
hospedagem | barındırma |
e | ve |
PT Ciência e Pessoas: Trata-se de uma série de eventos organizados pela Elsevier, que reúne pesquisadores e o público interessado para discutir as últimas descobertas das pesquisas em ciência, tecnologia e área médica
TR Science & People: En son bilim, teknoloji ve tıp araştırmalarını tartışmaları için araştırmacılar ve halktan konuya ilgi duyan kişileri bir araya getiren ve Elsevier tarafından düzenlenen bir dizi etkinliktir
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
pesquisadores | araştırmacılar |
pesquisas | araştırmalar |
elsevier | elsevier |
PT Pode rapidamente identificar algum potencial problema e utilizar o tempo disponível para discutir soluções com o seu paciente.
TR Her türlü olası riski, altında yatan nedeni belirleyebilir ve hastayla olan zamanınızı, bunun çözümlerini tartışmaya ayırabilirsiniz.
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
tempo | zaman |
para | her |
PT Em pouco tempo você será contatado por um agente para discutir o número de cartões, o tipo de papel e o tempo de atendimento do pedido.
TR Kısa sürede bir görevli, kart sayısı, kağıt türü ve sipariş teslim süresi hakkında görüşmek üzere sizinle iletişime geçecek.
Portugalščina | Turški |
---|---|
pouco | kısa |
tempo | süresi |
papel | kağıt |
e | ve |
pedido | sipariş |
PT Entre em contato com nosso equipe se você se quiser discutir uma possível cooperação ou tiver outras dúvidas, vamos responder-lhe o mais breve possível. Teremos o maior prazer em responder a todas as suas perguntas!
TR Potansiyel işbirliği ve diğer konuları ekibimizle görüşmek istiyorsanız buraya talebinizi yazınız. İlgilendiğiniz sorularl ilgili size severek cevap vereceğiz!
PT O bate-papo está incorporado em todos os documentos e planilhas. É fácil discutir, analisar e chegar a uma decisão final em um só lugar.
TR Her biri yerleşik sohbet içeren belgelerde ve elektronik tablolarda işbirliği yapın. Tek bir yerden tartışmak, gözden geçirmek ve nihai karara varmak kolaydır.
Portugalščina | Turški |
---|---|
discutir | tartışmak |
final | nihai |
a | yerden |
PT Encontre pessoas que abriram, estão em vias de abrir ou gostariam de abrir uma startup. Una-se a elas para fazer networking, compartilhar conselhos, discutir estratégias e trocar ideias!
TR Yeni bir şirket kurmuş, kurmakta olan veya kurmayı isteyen kişilerle tanışın. Ağ kurmak, tavsiye alıp vermek, stratejiler tartışmak ve fikir alışverişi yapmak için bir araya gelin!
Portugalščina | Turški |
---|---|
conselhos | tavsiye |
discutir | tartışmak |
ideias | fikir |
PT uso do Twitter com um pseudônimo ou como uma conta de paródia, de comentários ou de fã-clube para discutir eleições ou política.
TR seçimleri ya da siyaset tartışmak üzere Twitter'ı takma adla veya parodi, yorum ya da hayran hesabı olarak kullanmak.
Portugalščina | Turški |
---|---|
uso | kullanmak |
ou | veya |
comentários | yorum |
discutir | tartışmak |
conta | hesabı |
PT Aqueles que não se identificam como viciados em internet e tecnologia podem participar de reuniões roxas como observadores.• laranja As reuniões são reuniões de serviço de DITA para discutir assuntos relacionados à administração e serviços
TR Mor toplantılara kendini internet ve teknoloji bağımlısı olarak tanımlamayanlar da gözlemci olarak katılabilirler.• Portakal toplantılar, yönetim ve hizmetle ilgili konuların tartışıldığı ITAA iş toplantılarıdır
Portugalščina | Turški |
---|---|
internet | internet |
tecnologia | teknoloji |
relacionados | ilgili |
administração | yönetim |
PT Também ligamos para nosso padrinho ou outro membro para discutir o que aconteceu
TR Ayrıca ne olduğunu tartışmak için sponsorumuzu veya başka bir üyeyi ararız
Portugalščina | Turški |
---|---|
outro | başka |
discutir | tartışmak |
PT Nós nos beneficiamos ao discutir nossa abstinência a cada vários meses com nosso patrocinador, co-patrocinador ou outro membro da ITAA
TR Sponsorumuz, ortak sponsorumuz veya başka bir ITAA üyesi ile birkaç ayda bir yoksunluğumuzu tartışmaktan yararlanıyoruz
Portugalščina | Turški |
---|---|
ou | veya |
outro | başka |
itaa | itaa |
vários | birkaç |
PT Preciso dizer-lhes que sinto que estou em minha capacidade emocional e não me sinto capaz de ocupar espaço para discutir mais a fundo este tema".
TR Duygusal kapasitemde olduğumu hissettiğimi ve bu konuyu daha fazla tartışmak için yer tutamayacağımı bilmenizi isterim."
Portugalščina | Turški |
---|---|
emocional | duygusal |
e | ve |
discutir | tartışmak |
PT O CEO Peter Smith juntou-se à CoinDesk TV para discutir a decisão da empresa de se mudar para Miami e a sua política de “trabalhar em qualquer lugar”.
TR CEO Peter Smith, şirketin Miami'ye taşınma kararını ve “her yerden çalışma” politikası ile ilgili konuşmak üzere CoinDesk TV'ye katıldı.
PT O Presidente Executivo da Blockchain.com Peter Smith juntou-se à Yahoo Finance para discutir o IPO da Coinbase e o futuro da indústria de criptomoeda.
TR Blockchain.com CEO'su Peter Smith, Coinbase IPO'sunu ve kripto endüstrisinin geleceğini tartışmak için Yahoo Finance'e katıldı.
PT “São promessas extravagantes? Achamos que não. Eles estão sendo cumpridos entre nós - às vezes rapidamente, às vezes lentamente. Eles sempre se materializarão se trabalharmos para eles. ” (cf. O Grande Livro de AA, pp. 84)
TR “Bu abartılı vaatler mi? olmadığını düşünüyoruz. Aramızda yerine getiriliyorlar - bazen hızlı, bazen yavaş. Biz onlar için çalışırsak, her zaman gerçekleşecekler.” (bkz. AA's Big Book, s. 84)
Portugalščina | Turški |
---|---|
estão | bu |
não | olmadığını |
rapidamente | hızlı |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Eles se sintonizam em uma onda positiva e têm uma pessoa voltada para eles.
TR Olumlu bir dalgayı ayarlarlar ve kendilerine doğru bir insanı vardır.
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
têm | vardır |
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
Portugalščina | Turški |
---|---|
proteger | korumaya |
PT Mostre a eles quantos pontos eles ganharam em cada pergunta.
TR Onlara her sorudan kaç puan kazandıklarını gösterin.
Portugalščina | Turški |
---|---|
pontos | puan |
cada | her |
quantos | kaç |
PT Slideshows originais e atraentes são uma ótima maneira com estabelecer uma relação confiança de seu público. Eles transmitem suas emoções para os espectadores, fortalecendo assim sua interação com eles.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
PT Por exemplo, você pode criar uma pergunta de seleção que pergunta se os testadores compraram recentemente produtos da sua indústria e apenas permitir que eles façam seu teste apenas se eles tiverem feito isso.
TR Örneğin, bir eleme sorusu hazırlayarak test katılımcılarının yakın zamanda sizin sektörünüzden herhangi bir ürün satın alıp almadığını sorabilir ve sadece satın alan kullanıcıların teste girmesine izin verebilirsiniz.
Portugalščina | Turški |
---|---|
recentemente | yakın zamanda |
e | ve |
teste | test |
produtos | ürün |
permitir | izin |
PT Eles podem expressar seus pensamentos e podem fornecer feedback útil sobre como eles esperavam que o site funcionasse
TR Kullanılabilirlik testi katılımcıları düşüncelerini açıkça ifade edebilir ve web sitesinin nasıl çalışması gerektiğiyle ilgili faydalı geri bildirimlerde bulunabilir
Portugalščina | Turški |
---|---|
podem | edebilir |
feedback | geri |
PT Use seu USP para convencer seus clientes de que você é o melhor. Diga a eles por que eles deveriam escolher sua empresa em detrimento de outras marcas, que problema seu produto está resolvendo e quais vantagens ele possui.
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
use | kullanın |
outras | diğer |
marcas | markalar |
problema | sorunu |
e | ve |
PT A página Us do seu site é uma das páginas mais importantes e ferramentas modernas de que eles precisam para contar sua história e ajuda a entender como eles causam uma ótima primeira impressão
TR Web sitelerinin Biz sayfası, hikayelerini anlatmak için ihtiyaç duydukları en önemli sayfalardan ve modern web sitesi araçlarından biridir ve nasıl harika bir ilk izlenim bıraktıklarını anlamalarına yardımcı olur
Portugalščina | Turški |
---|---|
mais | en |
modernas | modern |
ajuda | yardımcı olur |
impressão | izlenim |
precisam | ihtiyaç |
importantes | önemli |
PT Eles são significativamente mais curtos do que os vídeos, mas nas mãos de um criador de vídeos habilidoso, eles produzirão um efeito igualmente impressionante
TR Videolardan önemli ölçüde daha kısadırlar, ancak kurnaz bir video yapımcısının elinde eşit derecede çarpıcı bir etki yaratırlar
Portugalščina | Turški |
---|---|
vídeos | video |
efeito | etki |
impressionante | çarpıcı |
PT Use seu USP para convencer seus clientes de que você é o melhor. Diga a eles por que eles deveriam escolher sua empresa em detrimento de outras marcas, que problema seu produto está resolvendo e quais vantagens ele possui.
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
use | kullanın |
outras | diğer |
marcas | markalar |
problema | sorunu |
e | ve |
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
Portugalščina | Turški |
---|---|
proteger | korumaya |
PT É uma empresa britânica e apesar de estar a meio da noite para eles, eles respondem interactivamente na conversa de apoio ao cliente
TR Bu bir İngiltere şirketi ve onlar için gecenin bir yarısı olmasına rağmen, müşteri destek sohbetinde etkileşimli olarak yanıt veriyorlar
Portugalščina | Turški |
---|---|
e | ve |
apesar | rağmen |
apoio | destek |
cliente | müşteri |
empresa | şirketi |
PT Então, eles também estão disponíveis no sociais plataformas de mídia e eles geralmente têm como alvo crianças e adolescentes
TR Yani, onlar da mevcuttur sosyal medya platformları ve genellikle genç çocukları ve gençleri hedef alırlar
Portugalščina | Turški |
---|---|
plataformas | platformlar |
mídia | medya |
geralmente | genellikle |
alvo | hedef |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
Portugalščina | Turški |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Tradição 2: Para o propósito de nosso grupo, há apenas uma autoridade suprema – um amoroso Poder Superior, conforme eles podem se expressar em nossa consciência de grupo. Nossos líderes são apenas servidores de confiança; eles não governam.
TR Gelenek 2: Grup amacımız için tek bir nihai otorite vardır - kendilerini grup vicdanımızda ifade edebilecekleri sevgi dolu bir Yüksek Güç. Liderlerimiz sadece güvenilir hizmetkarlardır; yönetmiyorlar.
Portugalščina | Turški |
---|---|
tradição | gelenek |
grupo | grup |
superior | yüksek |
são | vardır |
poder | güç |
PT Por que eles não parecem entender ou se importar? Por que eles não conseguem ver o que é óbvio para você? Na verdade, esse é um sintoma da doença do vício, que destina esforços de controle ao fracasso.
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
Portugalščina | Turški |
---|---|
controle | kontrol |
o | senin |
na verdade | aslında |
PT Mostre a eles quantos pontos eles ganharam em cada pergunta.
TR Onlara her sorudan kaç puan kazandıklarını gösterin.
Portugalščina | Turški |
---|---|
pontos | puan |
cada | her |
quantos | kaç |
PT Slideshows originais e atraentes são uma ótima maneira com estabelecer uma relação confiança de seu público. Eles transmitem suas emoções para os espectadores, fortalecendo assim sua interação com eles.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
PT Mostre como eles são bons e com que facilidade e rapidez eles podem concluir tarefas.
TR Ne kadar iyi olduklarını ve görevleri ne kadar kolay ve hızlı tamamlayabileceklerini gösterin.
PT Dado que eles têm uma página inteira dedicada à construção de sites em HTML5 que acaba direcionando para Wix, eles podem ser uma subsidiária de uma afiliada.
TR Yönlendirmeyle sonuçlanan HTML5 web sitesi oluşturmaya adanmış bir sayfanın tamamına sahip oldukları göz önüne alındığında Wix, bir iştirakin yan kuruluşu olabilirler.
PT Eles se sintonizam em uma onda positiva e têm uma pessoa voltada para eles.
TR Olumlu bir dalgayı ayarlarlar ve kendilerine doğru bir insanı vardır.
Prikaz 50 od 50 prevodov