EN We invest heavily for our partners in author, editor, reviewer and institutional outreach in high growth markets.
EN We invest heavily for our partners in author, editor, reviewer and institutional outreach in high growth markets.
TR Yüksek büyüme oranına sahip piyasalarda yazar, editör, hakem ve kurumsal erişim konularında ortaklarımız için büyük yatırım yapıyoruz.
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
author | yazar |
editor | editör |
institutional | kurumsal |
growth | büyüme |
high | yüksek |
and | ve |
for | için |
EN It's Friday! Invest a few hours contributing to the software you use and love: opensourcefriday.com
TR Bugün cuma! Kullandığınız ve sevdiğiniz yazılıma katkıda bulunmak için birkaç saat ayırın: opensourcefriday.com
angleščina | Turški |
---|---|
you use | kullandığınız |
its | in |
and | ve |
a | birkaç |
hours | saat |
EN At Elsevier, we are committed to helping you to plan wisely and invest strategically to maximise research performance.
TR Elsevier olarak, araştırma performansını maksimize etmek amacıyla akıllıca plan ve stratejik olarak yatırım yapmanıza yardımcı olmaya kendimizi adamış durumdayızdır.
angleščina | Turški |
---|---|
plan | plan |
invest | yatırım |
research | araştırma |
elsevier | elsevier |
to | etmek |
and | ve |
are | olmaya |
performance | performans |
EN It is quite similar to how someone would receive interest for holding money in a bank account or giving it to the bank to invest.
TR Bu durum birinin parasını banka hesabında tuttuğu için faiz kazanmasına ya da yatırım yapması amacıyla bankaya vermesine oldukça benzerlik gösterir.
angleščina | Turški |
---|---|
quite | oldukça |
interest | faiz |
a | a |
in | da |
account | hesabı |
bank | banka |
invest | yatırım |
EN No need to invest time and money into creating a logo maker. We've already built one for you! Our White Label/API can be easily integrated into any website.
TR Bir marka oluşturucu yaratmak için zaman ve para harcamanıza gerek yok. Biz sizin için zaten bir tane yaptık! Beyaz Etiket / API herhangi bir web sitesine kolayca entegre edilebilir.
angleščina | Turški |
---|---|
need | gerek |
time | zaman |
creating | yaratmak |
maker | oluşturucu |
white | beyaz |
label | etiket |
api | api |
integrated | entegre |
can be | edilebilir |
easily | kolayca |
website | web |
and | ve |
any | herhangi |
a | bir |
already | zaten |
no | yok |
EN Invest a portion of your paid budget to earned and owned to ensure when your campaign stops, your client’s audience stays
TR Kampanyanız durduğunda, müşterilerinizin kitlenizin kalmasını sağlamak için Ücretli bütçenizin bir kısmını kazanılmış ve size ait olana yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
of | in |
a | bir |
and | ve |
ensure | sağlamak için |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Blockchain.com Wallet - Store and Invest in Crypto
TR Blockchain.com Wallet - Kripto Depolayın ve Satın Alın
angleščina | Turški |
---|---|
and | ve |
crypto | kripto |
blockchain | blockchain |
wallet | wallet |
EN The company will invest over £9.9 billion in the battery supply system and research and development by 2030.
TR Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği, ülkemizi Avrupa’da temsil etmeye devam ediyor.
angleščina | Turški |
---|---|
and | ve |
EN We created Blockchain Ventures to support and invest in distributed ledger technology (DLT) projects that advance the industry and provide positive societal impact
TR Endüstrinin ilerlemesini sağlayan ve pozitif toplumsal etki sağlayan dağıtılmış defter tekniği (DLT) projelerini desteklemek ve yatırım yapmak için Blockchain Ventures'ı oluşturduk
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
provide | sağlayan |
positive | pozitif |
impact | etki |
distributed | dağıtılmış |
blockchain | blockchain |
we created | oluşturduk |
and | ve |
in | da |
to support | desteklemek |
to | için |
EN Florida granted Blockchain.com approval for a money transmitter license as the company continues to hire and invest in the state.
TR Florida, şirket eyalette işe almaya ve yatırım yapmaya devam ederken, Blockchain.com'a bir para aktarma lisansı için onay verdi.
angleščina | Turški |
---|---|
florida | florida |
approval | onay |
continues | devam |
invest | yatırım |
blockchain | blockchain |
company | şirket |
and | ve |
as | ederken |
a | bir |
license | lisans |
EN The good news is, that you don’t need to invest a massive amount of resources to have a professional animation
TR Üstelik, profesyonel bir animasyon için çok büyük bütçelere gerek yok
angleščina | Turški |
---|---|
animation | animasyon |
massive | büyük |
professional | profesyonel |
of | in |
to | için |
need | gerek |
amount | bir |
EN It will even incite your users to invest more into your product
TR Hatta kullanıcılarınızı ürününüze daha fazla yatırım yapmaya teşvik edecektir
angleščina | Turški |
---|---|
will | edecektir |
invest | yatırım |
to | hatta |
users | kullanıcılar |
EN If you want to invest in France, it would be beneficial to buy .FR domains
TR Fransa'ya yatırım yapmak istiyorsanız, .FR alan adları satın almak faydalı olacaktır
angleščina | Turški |
---|---|
if you want | istiyorsanız |
be | olacaktır |
invest | yatırım |
buy | satın |
to | yapmak |
in | alan |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN UNFPA is committed to invest in adolescents and youth and help them gain access to opportunities
TR UNFPA, ergenlere ve gençlere yatırım yapmak ve fırsatlara erişim sağlamalarına yardımcı olmak için çalışmalar yürütüyor
angleščina | Turški |
---|---|
unfpa | unfpa |
access | erişim |
help | yardımcı |
and | ve |
invest | yatırım |
EN Granted the award "The Professional Executive of the Year", Haluk Kayabaşı, the CEO of Kibar Holding, stated that they are planning to invest 60 million USD in 2022.
TR "Yılın Profesyonel Yöneticisi" ödülüne layık görülen Kibar Holding CEO'su Haluk Kayabaşı, 2022 yılında 60 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı planladıklarını İfade etti.
angleščina | Turški |
---|---|
professional | profesyonel |
kibar | kibar |
million | milyon |
holding | holding |
year | yıl |
invest | yatırım |
EN We are planning to initiate our investment of 70 million Euros in March. Also, we are continuing to steadily grow and invest in the aluminum industry.
TR 70 milyon euro değerindeki bu yatırımımızı mart ayında devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca alüminyumda da ara vermeden büyümeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz.
angleščina | Turški |
---|---|
million | milyon |
euros | euro |
march | mart |
continuing | devam |
investment | yatırım |
in | da |
and | ve |
EN Phemex is happy to announce a long awaited listing: VPAD VPAD ($VPAD) is the native token of Vlaunch, a multi-chain launchpad that allows people around the world to invest in new and exciting proje……
TR Sevgili kullanıcılar, Phemex, kredi kartıyla Kripto Al özelliğimizde ek fiat para birimleri ve kripto para birimleri için sizlere destek sağlamaktan mutluluk duymaktadır. İş ortaklarımı……
EN We also engage and invest in the communities where we live and work
TR Ayrıca içinde yaşadığımız ve iş yaptığımız topluluklarla iletişim kurar ve onlara yatırım yaparız
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
in | içinde |
and | ve |
the | onlara |
EN It is quite similar to how someone would receive interest for holding money in a bank account or giving it to the bank to invest.
TR Bu durum birinin parasını banka hesabında tuttuğu için faiz kazanmasına ya da yatırım yapması amacıyla bankaya vermesine oldukça benzerlik gösterir.
angleščina | Turški |
---|---|
quite | oldukça |
interest | faiz |
a | a |
in | da |
account | hesabı |
bank | banka |
invest | yatırım |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN We invest heavily for our partners in author, editor, reviewer and institutional outreach in high growth markets.
TR Yüksek büyüme oranına sahip piyasalarda yazar, editör, hakem ve kurumsal erişim konularında ortaklarımız için büyük yatırım yapıyoruz.
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
author | yazar |
editor | editör |
institutional | kurumsal |
growth | büyüme |
high | yüksek |
and | ve |
for | için |
EN At Elsevier, we are committed to helping you to plan wisely and invest strategically to maximise research performance.
TR Elsevier olarak, araştırma performansını maksimize etmek amacıyla akıllıca plan ve stratejik olarak yatırım yapmanıza yardımcı olmaya kendimizi adamış durumdayızdır.
angleščina | Turški |
---|---|
plan | plan |
invest | yatırım |
research | araştırma |
elsevier | elsevier |
to | etmek |
and | ve |
are | olmaya |
performance | performans |
EN Instead, the company will invest heavily in EV development.
TR İddialar, güvenilir kaynaklardan.
EN No need to invest time and money into creating a logo maker. We've already built one for you! Our White Label/API can be easily integrated into any website.
TR Bir marka oluşturucu yaratmak için zaman ve para harcamanıza gerek yok. Biz sizin için zaten bir tane yaptık! Beyaz Etiket / API herhangi bir web sitesine kolayca entegre edilebilir.
angleščina | Turški |
---|---|
need | gerek |
time | zaman |
creating | yaratmak |
maker | oluşturucu |
white | beyaz |
label | etiket |
api | api |
integrated | entegre |
can be | edilebilir |
easily | kolayca |
website | web |
and | ve |
any | herhangi |
a | bir |
already | zaten |
no | yok |
EN It's one of the main reasons why inhabitants of Sharjah invest in the perfect car
TR Sharjah sakinlerinin mükemmel bir arabaya yatırım yapmasının ana nedenlerinden biri budur
angleščina | Turški |
---|---|
main | ana |
sharjah | sharjah |
invest | yatırım |
perfect | mükemmel |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN “We will invest more in the protection of existing forests and marshlands and sustainable reforestation projects to achieve our climate targets
TR Koalisyon sözleşmesinde, “İklim hedeflerine ulaşılması için mevcut ormanların ve bataklıkların korunmasına ve sürdürülebilir ağaçlandırmaya daha fazla yatırım yapacağız
EN By comparison, the well-known innovation drivers, mechanical engineering and the electrical industry, invest 6.9 and 6 per cent respectively.
TR Karşılaştırma amaçlı bir bilgi: Yenilikçi yaklaşım ve çözümler alanındaki en tanınan öncüler olan makine mühendisliği ve elektronik sektöründeki yatırım oranları sırasıyla yüzde 6,9 ve 6.
angleščina | Turški |
---|---|
comparison | karşılaştırma |
innovation | yenilik |
mechanical | makine |
engineering | mühendisliği |
invest | yatırım |
per cent | yüzde |
and | ve |
industry | sektör |
EN Internationally, Germany is in the top group of those few countries to invest more than 2.5 percent of their gross domestic product in research and development.
TR Almanya’nın bir diğer özelliği, uluslararası kıyaslamada yurt içi gayri safi hasılanın yüzde 2,5’undan fazlasını araştırma ve geliştirme çalışmalarına ayıran az sayıdaki ülkeden biri olması.
angleščina | Turški |
---|---|
percent | yüzde |
domestic | yurt içi |
research | araştırma |
development | geliştirme |
internationally | uluslararası |
more | fazlasını |
and | ve |
top | bir |
EN Is the coronavirus crisis also a driver of innovation? Last year, you could see that many companies were not sufficiently prepared to invest in their future viability in the event of a crisis
TR Korona krizi aslında aynı zamanda bir inovasyon lokomotifi mi? Geçtiğimiz yıl, birçok firmanın kriz durumunda geleceğe yönelik yatırım yapmaya yeterli derecede yatkın olmadıklarını gözlemlemek mümkün oldu
angleščina | Turški |
---|---|
coronavirus | korona |
innovation | inovasyon |
year | yıl |
future | geleceğe |
that | mümkün |
invest | yatırım |
the | aynı |
many | çok |
crisis | krizi |
EN Especially in digital technologies, it has been worthwhile for companies to invest in new ideas
TR Özellikle dijital teknolojiler alanında yeni fikirlere yatırım yapmak firmalara yararlı oldu
angleščina | Turški |
---|---|
digital | dijital |
technologies | teknolojiler |
new | yeni |
to | yapmak |
invest | yatırım |
EN You invest money today to prevent damage in the future that will generate much higher costs
TR Gelecekte çok daha yüksek maliyetlere neden olabilecek hasarları engellemek için bugünden yatırım yapılıyor
angleščina | Turški |
---|---|
invest | yatırım |
higher | daha yüksek |
will | olabilecek |
EN That has left its mark: media companies are cutting back on jobs, and prefer to cooperate, merge and invest outside of journalism.
TR Bu da tabii belli bir iz bırakıyor: Medya kuruluşları işten çıkarmalarla kadro daraltıyor ve gazetecilik dışı sektörlerle iş birliği yapıyor ve bunlara yatırım yapmayı tercih ediyor.
angleščina | Turški |
---|---|
media | medya |
prefer | tercih |
invest | yatırım |
journalism | gazetecilik |
and | ve |
outside | da |
has | bu |
EN At this website, you may access software that enables you to trade and invest in cryptocurrencies by means of an automatic crypto trader bot – of which you solely control
TR Bu web sitesinde, yalnızca sizin kontrolünüzdeki bir otomatik kripto alım satım botu ile kripto para yatırımı yapmanızı sağlayan yazılımlara erişebilirsiniz
angleščina | Turški |
---|---|
automatic | otomatik |
crypto | kripto |
access | erişebilirsiniz |
website | sitesinde |
you | sizin |
EN Making the wrong decision could mean that you could need to re-invest in IT sooner than expected if you don?t design for growth and scalability.
TR Yanlış karar vermek, büyüme ve ölçeklenebilirlik için tasarım yapmazsanız, BT’ye beklenenden daha kısa sürede yeniden yatırım yapmanız gerekebileceği anlamına gelebilir.
angleščina | Turški |
---|---|
decision | karar |
design | tasarım |
growth | büyüme |
wrong | yanlış |
re | yeniden |
invest | yatırım |
and | ve |
to | anlamına |
for | için |
EN Companies that invest in AIOps and automation can free employees from routine tasks and cut IT costs by 50%
TR Şirket içi ve hibrit bulut depolama ortamlarınız genelinde konteyner özellikli kurumsal depolamayı basit ve sorunsuz bir şekilde devreye alın.
angleščina | Turški |
---|---|
companies | kurumsal |
and | ve |
EN Manage and invest your crypto anytime, anywhere, with Ledger and our partners. Buy, exchange, trade crypto in seconds, the simple, safe, smart way.
TR Ledger ve iş ortaklarımız sayesinde kriptolarınızı istediğiniz zaman istediğiniz yerden yönetin ve yatırımlarda kullanın. Basit, güvenli ve akıllı bir yolla sadece saniyeler içinde kripto varlık alın, takas edin ve yatırım yapın.
angleščina | Turški |
---|---|
manage | yönetin |
invest | yatırım |
crypto | kripto |
seconds | saniyeler |
ledger | ledger |
smart | akıllı |
simple | basit |
in | içinde |
and | ve |
buy | al |
the | sadece |
with | sayesinde |
safe | güvenli |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
angleščina | Turški |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
angleščina | Turški |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
angleščina | Turški |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
EN You must be aware of the risks and be willing to bear any level of risk to invest in financial markets
TR Finansal piyasalara yatırım yapmak için risklerin farkında olmalı ve her düzeyde riske katlanmaya istekli olmalısınız
angleščina | Turški |
---|---|
must | olmalı |
aware | farkında |
risks | risklerin |
level | düzeyde |
risk | riske |
financial | finansal |
and | ve |
invest | yatırım |
Prikaz 50 od 50 prevodov