EN Moroğlu Arseven also advises during de-listings or squeeze-outs for listed entities, assisting both minority and controlling shareholders in this context.
"assisting both minority" v angleščina je mogoče prevesti v naslednjih Turški besed/besednih zvez:
EN Moroğlu Arseven also advises during de-listings or squeeze-outs for listed entities, assisting both minority and controlling shareholders in this context.
TR Aynı zamanda, borsa kotundan çıkma veya borsaya kotalı kuruluşların satın alınarak çıkarılması gibi hususlarda destek vermekte ve bu kapsamda hem azınlık hem de hâkim pay sahiplerine danışmanlık yapmaktadır.
angleščina | Turški |
---|---|
or | veya |
this | bu |
and | ve |
for | gibi |
both | de |
EN As of December 2015, Hyundai is a minority owner of Kia Motor Corporation and in turn Kia is a minority owner of more than twenty Hyundai subsidiaries
TR Aralık 2015 itibariyle Hyundai, Kia Motor Corporation'ın bir azınlık sahibidir ve buna karşılık Kia, yirmi Hyundai şirketi
angleščina | Turški |
---|---|
december | aralık |
hyundai | hyundai |
kia | kia |
motor | motor |
as of | itibariyle |
and | ve |
a | bir |
EN We work closely with companies, shareholders, investors and financiers on both buy and sell-side, assisting through all stages of these projects
TR Sahte yedek parçalarla ve taklit ürünlerle veya tasarım hakları ihlalleriyle mücadele etmek bu çalışmaların örneklerindendir
angleščina | Turški |
---|---|
buy | al |
of | ın |
projects | tasarım |
and | ve |
these | bu |
EN We work closely with companies, shareholders, investors and financiers on both buy and sell-side, assisting through all stages of these projects.
TR Moroğlu Arseven müvekkilin işletme hedeflerini ve eğitim sektörünün dinamiklerini göz önünde bulundurarak, bu faktörleri işlemin yapısına, risk dağılımına ve malvarlığı transferlerine yansıtmaktadır.
angleščina | Turški |
---|---|
and | ve |
these | bu |
work | iş |
EN The firm has significant experience assisting parties on both the customer and provider side of these arrangements, as well as interested parties like insurers, underwriters and financers
TR Moroğlu Arseven; müşteri ve sağlayıcı, sigorta şirketleri, sigortacılar ve finansörler gibi ilgili taraflara danışmanlık verme konusunda son derece deneyimlidir
angleščina | Turški |
---|---|
provider | sağlayıcı |
customer | müşteri |
on | ilgili |
and | ve |
EN Amazon is an Equal Opportunity Employer: Minority / Women / Disability / Veteran / Gender Identity / Sexual Orientation / Age.
TR Amazon, Azınlıklar / Kadınlar / Engelliler / Gaziler / Cinsel Kimlik / Cinsel Yönelim / Yaş gibi Konularda Eşit Fırsat Sağlayan Bir İşverendir.
angleščina | Turški |
---|---|
amazon | amazon |
equal | eşit |
opportunity | fırsat |
women | kadınlar |
identity | kimlik |
age | yaş |
sexual | cinsel |
EN Amazon is an Equal Opportunity Employer: Minority / Women / Disability / Veteran / Gender Identity / Sexual Orientation / Age.
TR Amazon, Azınlıklar / Kadınlar / Engelliler / Gaziler / Cinsel Kimlik / Cinsel Yönelim / Yaş gibi Konularda Eşit Fırsat Sağlayan Bir İşverendir.
angleščina | Turški |
---|---|
amazon | amazon |
equal | eşit |
opportunity | fırsat |
women | kadınlar |
identity | kimlik |
age | yaş |
sexual | cinsel |
EN The Jewish majority and the Arab minority.
TR Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Belçika, Lüksemburg, İsviçre ve Almanya bulunmaktadır.
angleščina | Turški |
---|---|
and | ve |
EN The Rohingya are a Muslim minority in Myanmar where they have been discriminated against and persecuted for decades
TR Myanmar’da yaşayan ve Arakanlı Müslümanlar olarak da anılan bir Müslüman azınlığı olan Rohingyalar, yıllardır burada zulme ve sistematik baskıya uğruyor
angleščina | Turški |
---|---|
in | da |
been | ya |
and | ve |
the | burada |
EN Minority governments are also possible in theory, but so far they have always been avoided in the interest of stability.
TR Teoride azınlık hükümetlerinin kurulması mümkün olsa da istikrarın sağlanmasına bağlı nedenlerle Almanya’da bugüne kadar bu seçenekten kaçınıldı.
angleščina | Turški |
---|---|
possible | mümkün |
the | olsa |
in | da |
been | bu |
of | kadar |
EN Moreover, around 7.5 million people in 42 countries worldwide belong to a German-speaking minority.
TR Bunlara ek olarak dünyada 42 ülkede Almanca konuşan azınlıklar olarak yaşayan yaklaşık 7,5 milyon insan var.
angleščina | Turški |
---|---|
million | milyon |
people | insan |
countries | ülkede |
german | almanca |
a | var |
in | yaklaşık |
to | olarak |
EN The SSW has a good chance of gaining a seat, because it is exempted from the 5 per cent clause as a protected minority
TR Azınlıkların korunması amacıyla getirilen uygulama gereği SSW Partisi, yüzde 5 seçim barajından muaf tutulduğundan partinin Federal Meclis’e milletvekili gönderme şansı yüksek
angleščina | Turški |
---|---|
good | yüksek |
of | ın |
per cent | yüzde |
chance | şansı |
EN Automate customers interactions and start assisting customers or leads in just a few clicks with our chatbot software
TR Chatbot yazılımımızla müşteri etkileşimlerini otomatikleştirin ve birkaç tıklamayla müşterilere veya potansiyel müşterilere yardımcı olmaya başlayın
angleščina | Turški |
---|---|
automate | otomatikleştirin |
start | başlayın |
chatbot | chatbot |
or | veya |
a | yardımcı |
software | yazılım |
and | ve |
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
angleščina | Turški |
---|---|
global | küresel |
sales | satış |
and | ve |
EN Whether that’s administrational assistance inside the office or a more active role leading or assisting our events and challenges
TR Bu destek ister ofis içinde idari yardım olsun, ister etkinliklerimize ve zorluklarımıza liderlik eden veya yardım eden daha aktif bir rol olsun
angleščina | Turški |
---|---|
office | ofis |
active | aktif |
role | rol |
assistance | yardım |
inside | iç |
whether | bu |
and | ve |
or | veya |
more | daha |
challenges | zorluklar |
EN Grants from this special purpose fund will support non-profit organizations’ efforts for assisting recovery and rebuilding of people and organizations affected by fires in Turkey
TR Bu özel amaçlı fondan sağlanan hibeler, Türkiye’deki yangınlardan etkilenen kişi ve kuruluşlar için yardım, iyileştirme ve yeniden inşa çabalarına yardımcı olan kâr amacı gütmeyen kuruluşlara destek olacak
angleščina | Turški |
---|---|
people | kişi |
affected | etkilenen |
profit | kâr |
this | bu |
support | destek |
organizations | kuruluşlar |
and | ve |
will | olacak |
of | in |
for | için |
EN Moroğlu Arseven has extensive experience assisting clients to consider, structure, maintain, renegotiate and terminate their business relationships
TR Moroğlu Arseven müvekkillerine iş ilişkilerinin değerlendirilmesi, yapılandırılması, korunması, yeniden müzakere edilmesi ve feshedilmesine yönelik danışmanlık verir
angleščina | Turški |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
structure | yapı |
to | edilmesi |
and | ve |
EN Moroğlu Arseven has significant experience assisting clients with all aspects of their sale and lease arrangements, including real estate as well as substantial assets and industrial equipment
TR Moroğlu Arseven müvekkillere gayrimenkullerin yanı sıra önemli varlıkların ve endüstriyel teçhizatın satış ve kiralama sözleşmelerinin her aşamasında destek sağlar
angleščina | Turški |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
industrial | endüstriyel |
significant | önemli |
sale | satış |
assets | varlıklar |
and | ve |
of | her |
EN Moroğlu Arseven has strong experience assisting claimants, defendants and insurers with personal injury matters
TR Bu tür durumlarda yüksek tazminat talepleri veya tedavi masrafları söz konusudur
angleščina | Turški |
---|---|
has | bu |
EN The firm has significant experience assisting clients with the unique issues which arise within the agricultural sector
TR Moroğlu Arseven, tarım sektörünün kendine özgü sorunlarına çözüm bulma konusunda deneyimlidir
angleščina | Turški |
---|---|
agricultural | tarım |
with | konusunda |
sector | sektör |
issues | sorunları |
EN We strategically support and represent clients during all aspects of their interactions with these respective governmental bodies and agencies, assisting clients to obtain a wide range of routine and exceptional approvals, exemptions or licenses
TR Müvekkillere çok çeşitli usullere tabii özel izinleri, muafiyetleri ve lisansları almalarında yardımcı olur
angleščina | Turški |
---|---|
a | yardımcı |
and | ve |
to | e |
EN Intellectual property advice is tightly integrated with other practice areas, assisting clients to establish, protect and commercialise their intellectual property assets from the earliest possible stage
TR Fikri mülkiyet ekibi, müvekkillerin fikri mülkiyet kapsamındaki varlıklarını oluşturmalarına, korumalarına ve ticarileştirilmelerine yardımcı olur
angleščina | Turški |
---|---|
property | mülkiyet |
clients | müvekkillerin |
is | olur |
assets | varlıklar |
and | ve |
EN The firm has significant expertise assisting during complex, inter-jurisdictional transactions, where strategic guidance is required to deal with the legal, commercial and operational factors simultaneously
TR Dava takibi, danışmanlık ve uyuşmazlık çözümü destek kapsamındadır
angleščina | Turški |
---|---|
guidance | destek |
and | ve |
EN We strategically support and represent clients during all aspects of their interactions with these bodies, assisting clients to obtain a wide range of routine and exceptional approvals, exemptions or licenses
TR Müvekkillerin çok çeşitli usullere tabii özel izinleri, muafiyetleri ve lisansları almalarına yardımcı olur
angleščina | Turški |
---|---|
clients | müvekkillerin |
a | yardımcı |
and | ve |
to | e |
EN The firm assists domestic and global companies in the food and beverage industries, helping to launch and maintain Turkish operations, as well as assisting domestic clients which seek to expand overseas
TR Bu sektörlerdeki uluslararası şirketlere, Türkiye’deki işlemlerinin başlatılmasında ve sürdürülmesinde, yerli şirketlere ise, yurtdışına açılma çalışmalarında yardımcı olur
angleščina | Turški |
---|---|
helping | yardımcı olur |
global | uluslararası |
companies | şirketlere |
the | ise |
and | ve |
EN For instance, assisting clients to understand and navigate the various intellectual property issues which arise in the Industry 4.0 context, such as automation and data exchange in manufacturing technologies
TR Örneğin; Sanayi 4.0 kapsamındaki üretim teknolojilerinde otomasyon ve veri alışverişi gibi fikri mülkiyet konularını anlayıp, müvekkili yönlendirme amacıyla verilen danışmanlık gibi
angleščina | Turški |
---|---|
property | mülkiyet |
automation | otomasyon |
exchange | alışverişi |
manufacturing | üretim |
data | veri |
industry | sanayi |
and | ve |
issues | konular |
EN We strategically support and represent clients during all aspects of their interactions with this body, assisting clients to obtain a wide range of routine and exceptional approvals, exemptions or licenses
TR Müvekkillere çok çeşitli usullere tabii özel izinleri, muafiyetleri ve lisansları almalarında yardımcı olur
angleščina | Turški |
---|---|
a | yardımcı |
and | ve |
to | e |
EN For instance, assisting with image and brand protection issues, often in cross-border contexts.
TR Örneğin; uluslararası ölçekte, imaj ve marka koruması hakkında danışmanlık desteği gibi.
angleščina | Turški |
---|---|
brand | marka |
protection | koruması |
and | ve |
for | hakkında |
EN Fulya has significant experience assisting clients to deal with contentious circumstances, including appearing before arbitral tribunals, as well as national courts and dispute adjudication boards
TR Kurar, hakem heyetleri, mahkemeler ve uyuşmazlık çözüm kurulları nezdinde kapsamlı bir deneyime sahiptir
angleščina | Turški |
---|---|
has | sahiptir |
experience | deneyime |
dispute | uyuşmazlık |
and | ve |
to | bir |
EN She supports a wide range of clients in this context, with experience assisting clients in disputes which are subject to various arbitral rules and international forums
TR Bu bağlamda, geniş bir müvekkil skalasıyla çalışma fırsatı bulmuş, çeşitli tahkim kuralları ve kurullarına tabi uyuşmazlıklarda müvekkilleri temsil etmiştir
angleščina | Turški |
---|---|
wide | geniş |
this | bu |
and | ve |
she | bir |
to | e |
various | çeşitli |
rules | kuralları |
EN Grants from this special purpose fund will support non-profit organizations’ efforts for assisting recovery and rebuilding of people and organizations affected by fires in Turkey
TR Bu özel amaçlı fondan sağlanan hibeler, Türkiye’deki yangınlardan etkilenen kişi ve kuruluşlar için yardım, iyileştirme ve yeniden inşa çabalarına yardımcı olan kâr amacı gütmeyen kuruluşlara destek olacak
angleščina | Turški |
---|---|
people | kişi |
affected | etkilenen |
profit | kâr |
this | bu |
support | destek |
organizations | kuruluşlar |
and | ve |
will | olacak |
of | in |
for | için |
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
angleščina | Turški |
---|---|
global | küresel |
sales | satış |
and | ve |
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
angleščina | Turški |
---|---|
global | küresel |
sales | satış |
and | ve |
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
angleščina | Turški |
---|---|
global | küresel |
sales | satış |
and | ve |
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
angleščina | Turški |
---|---|
global | küresel |
sales | satış |
and | ve |
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
angleščina | Turški |
---|---|
global | küresel |
sales | satış |
and | ve |
EN Automate customers' interactions and start assisting customers or leads in just a few clicks with our chatbot software
TR Chatbot yazılımımızla müşteri etkileşimlerini otomatikleştirin ve birkaç tıklamayla müşterilere veya potansiyel müşterilere yardımcı olmaya başlayın
angleščina | Turški |
---|---|
automate | otomatikleştirin |
start | başlayın |
chatbot | chatbot |
or | veya |
a | yardımcı |
software | yazılım |
and | ve |
EN This sample house rental agreement template specifies the following details: Contact details of both parties; property, rent, and payment details; terms and conditions; rights and responsibilities of both parties
TR Araç Kiralama Sözleşmesi Formunu kullanarak hızlıca müşteri bilgilerini kaydedebilir ve saniyeler içinde sözleşme hazırlayabilirsiniz
angleščina | Turški |
---|---|
details | bilgilerini |
and | ve |
rental | kiralama |
agreement | sözleşmesi |
the | araç |
of | kullanarak |
EN An easy and informative article that descri-bes the differences between spot and margin trading platforms. This is a great starting point to get familiarised with both both kinds of trading.
TR Spot ve margin işlem platformları arasındaki farkları açıklayan sade ve bilgilendirici bir makale. Her iki işlem türüyle tanışmak için harika bir başlangıç noktası.
angleščina | Turški |
---|---|
informative | bilgilendirici |
trading | işlem |
platforms | platformlar |
spot | spot |
starting | başlangıç |
point | noktası |
and | ve |
great | harika |
differences | farklar |
kinds | tür |
article | bir |
between | arasındaki |
EN If your company develops applications that run on Zebra devices and you sell Zebra products, you can participate in PartnerConnect as both an ISV partner and a reseller—and take advantage of the wide-ranging benefits available in both tracks.
TR Şirketiniz Zebra cihazlarında kullanılan uygulamalar geliştiriyor ve Zebra ürünleri satıyorsa, PartnerConnect'e hem ISV ortağı hem de satıcı olarak katılın ve her iki seçenekte sunulan kapsamlı avantajlardan yararlanın.
angleščina | Turški |
---|---|
zebra | zebra |
applications | uygulamalar |
products | ürünleri |
partner | ortağı |
and | ve |
the | kullanılan |
both | hem |
EN An easy and informative article that descri-bes the differences between spot and margin trading platforms. This is a great starting point to get familiarised with both both kinds of trading.
TR Spot ve margin işlem platformları arasındaki farkları açıklayan sade ve bilgilendirici bir makale. Her iki işlem türüyle tanışmak için harika bir başlangıç noktası.
angleščina | Turški |
---|---|
informative | bilgilendirici |
trading | işlem |
platforms | platformlar |
spot | spot |
starting | başlangıç |
point | noktası |
and | ve |
great | harika |
differences | farklar |
kinds | tür |
article | bir |
between | arasındaki |
EN Cloudflare is both identity and application agnostic, allowing you to protect any application, SaaS, cloud, or on-premises with your preferred identity provider.
TR Cloudflare, hem kimlikten hem de uygulamadan bağımsızdır ve herhangi bir uygulamayı, SaaS'i, bulutu veya şirket içi altyapınızı tercih ettiğiniz kimlik sağlayıcısıyla korumanıza olanak tanır.
angleščina | Turški |
---|---|
cloud | bulutu |
preferred | tercih |
cloudflare | cloudflare |
or | veya |
both | de |
any | herhangi |
and | ve |
EN AccessibleEven when data is stored and preserved, this does not necessarily mean it is automatically accessible. Both researchers and machines may want to access the data, for example, for meta-analyses or other kinds of re-use.
TR ErişilebilirVeriler depolansa ve korunsa bile, bu, otomatik olarak erişilebilir durumda oldukları anlamına gelmez. Hem araştırmacılar hem de makineler meta analiz veya diğer yeniden kullanım türleri için verilere erişmek isteyebilir.
angleščina | Turški |
---|---|
accessible | erişilebilir |
researchers | araştırmacılar |
other | diğer |
meta | meta |
re | yeniden |
this | bu |
use | kullanım |
data | analiz |
and | ve |
both | de |
of | in |
to access | erişmek |
automatically | otomatik olarak |
or | veya |
to | anlamına |
the | durumda |
for | için |
EN Elsevier plays a role in this process by making sure that trusted content is communicated and translated for both specialized and broad audiences
TR Elsevier güvenilir içeriğin hem uzmanlar hem de daha geniş kitlelere iletilmesi ve tercüme edilmesini sağlayarak bu süreçte rol oynamaktadır
angleščina | Turški |
---|---|
role | rol |
process | süreç |
trusted | güvenilir |
content | içeriğin |
elsevier | elsevier |
broad | geniş |
and | ve |
this | bu |
both | de |
EN Authorship is a mark of credit but also of responsibility ? for both the content of the paper and the validity of the data within it
TR Yazarlık hem itibar simgesi, hem de makalenin içeriği ve içindeki verilerin geçerliliğiyle ilgili bir sorumluluktur
angleščina | Turški |
---|---|
content | içeriği |
data | verilerin |
and | ve |
both | de |
a | bir |
within | içindeki |
EN Data interpretation is both science and art, and each interpreter has its own point of view on various data points. That is why we provide you with raw data to ensure your perception is not affected by our opinion. You drive!
TR Veri yorumlaması hem bilim hem de sanattır ve her bir yorumcu veri noktaları hakkında kendine has görüşlere sahiptir. İşte bu yüzden, görüşlerimizin sizi etkilemesini istemediğimiz için ham veriyi sizlere sunuyoruz. Siz belirleyin!
angleščina | Turški |
---|---|
view | görüş |
raw | ham |
points | noktaları |
data | veri |
science | bilim |
both | de |
has | bu |
and | ve |
provide | sunuyoruz |
to | hakkında |
is | sahiptir |
various | bir |
EN In all cases, we follow generally accepted standards and security measures to protect the personal data submitted to us, both during transmission and once we receive it
TR Her durumda, bize gönderilen kişisel verileri hem aktarım sırasında hem de aldıktan sonra korumak için genel kabul görmüş standartları ve güvenlik önlemlerini takip ederiz
angleščina | Turški |
---|---|
follow | takip |
generally | genel |
data | verileri |
submitted | gönderilen |
security | güvenlik |
and | ve |
standards | standartları |
both | de |
during | sırasında |
personal | kişisel |
us | bize |
EN Our keystore provides a secure and easy-to-use environment where you can perform both basic and advanced key management operations
TR Anahtar depomuz, hem temel hem de gelişmiş anahtar yönetimi işlemlerini gerçekleştirebileceğiniz güvenli ve kullanımı kolay bir ortam sağlar
angleščina | Turški |
---|---|
environment | ortam |
management | yönetimi |
advanced | gelişmiş |
use | kullanımı |
easy | kolay |
provides | sağlar |
key | anahtar |
and | ve |
both | de |
a | bir |
basic | temel |
EN Alex Kassian is a software and tech developer who regularly travels around the globe for both work and pleasure
TR Alex Kassian hem iş hem de eğlence amacıyla sıklıkla dünyayı dolaşan bir yazılım ve teknoloji geliştirme uzmanıdır
angleščina | Turški |
---|---|
alex | alex |
software | yazılım |
and | ve |
tech | teknoloji |
both | de |
a | bir |
EN Although both the aforementioned songs were composed by others, he was a talented songwriter in his own right, having written "One", a hit single for Three Dog Night
TR İki Grammy Ödülü almış olan sanatçının en çok tanınan parçaları "Without You", (sözleri Ham/Evans'a ait olmakla birlikte Nilsson tarafından yeniden gözden geçirilmiştir), "Eveybody's Talking "(Neil) ve "Coconut" (Nilsson)
angleščina | Turški |
---|---|
by | tarafından |
own | ve |
a | olan |
the | çok |
in | birlikte |
Prikaz 50 od 50 prevodov