TR Bununla birlikte, özellikle Strateji 2030'umuzun anahtarı olduğu için, değişim hızı, proses ve müşteriye odaklanma gibi belirli alanlardaki konularla ilgilenmekteyiz
"gibi belirli alanlardaki" v Turecký možno preložiť do nasledujúcich Angličtina slov/fráz:
TR Bununla birlikte, özellikle Strateji 2030'umuzun anahtarı olduğu için, değişim hızı, proses ve müşteriye odaklanma gibi belirli alanlardaki konularla ilgilenmekteyiz
EN However, we are concerned with issues in certain areas, such as speed of change, process and customer focus, especially as these are key to our Strategy 2030
Turecký | Angličtina |
---|---|
özellikle | especially |
strateji | strategy |
anahtarı | key |
değişim | change |
hızı | speed |
belirli | certain |
TR Nick ayrıca Elsevier’in Açık Bilim ve Araştırma Değerlendirmesi gibi alanlardaki politika yöneticisidir.
EN Nick is also Elsevier?s policy lead for areas such as Open Science and Research Evaluation.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ayrıca | also |
elsevier | elsevier |
açık | open |
politika | policy |
TR Güncel sektör konularında teknik bilgiler edinmek: Knovel yeni alanlardaki bilginin geliştirilmesini kolaylaştırmak için çok çeşitli temel teknik bilgiler sağlar
EN Build technical knowledge on current industry topics: Knovel provides a wide range of essential technical information so that it is easier to develop knowledge in new areas
Turecký | Angličtina |
---|---|
güncel | current |
sektör | industry |
teknik | technical |
knovel | knovel |
yeni | new |
kolaylaştırmak | easier |
temel | essential |
sağlar | provides |
TR ''Semrush ile, sadece SEO ile ilgilendiğim alanlardaki PPC zayıflıklarını buldum. Müşterilerimin farkında olmadığı yeni rakipleri ve hedef alabilecekleri anahtar kelimeleri buldum.''
EN “With Semrush, I have found weaknesses in PPC for pitches where I was only covering SEO. I've found clients' new competitors they didn't realise they had and keywords they could target.”
Turecký | Angličtina |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
ppc | ppc |
yeni | new |
hedef | target |
anahtar | keywords |
TR Çağrı, aşağıdaki alanlardaki projelere destek sağlayacaktır;
EN The call focuses on projects regarding:
Turecký | Angličtina |
---|---|
aşağıdaki | the |
projelere | projects |
TR Izgara widget'ı, alanlardaki görsel stüdyo dinamik içeriğinden geçecek ve bunları tek bir seçim düğmesiyle meta alanlardan en son sürüm web sitelerinin bloğuna açılan tablo menüsünde kopyalayıp yapıştıracaktır
EN The grid widget will go through visual studio dynamic content in the fields and will copy and paste them in the drop table menu from meta fields to the latest version websites’ block with only one select button
Turecký | Angličtina |
---|---|
görsel | visual |
stüdyo | studio |
dinamik | dynamic |
seçim | select |
meta | meta |
sürüm | version |
tablo | table |
menüsü | menu |
TR ''Semrush ile, sadece SEO ile ilgilendiğim alanlardaki PPC zayıflıklarını buldum. Müşterilerimin farkında olmadığı yeni rakipleri ve hedef alabilecekleri anahtar kelimeleri buldum.''
EN “With Semrush, I have found weaknesses in PPC for pitches where I was only covering SEO. I've found clients' new competitors they didn't realise they had and keywords they could target.”
Turecký | Angličtina |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
ppc | ppc |
yeni | new |
hedef | target |
anahtar | keywords |
TR Güncel sektör konularında teknik bilgiler edinmek: Knovel yeni alanlardaki bilginin geliştirilmesini kolaylaştırmak için çok çeşitli temel teknik bilgiler sağlar
EN Build technical knowledge on current industry topics: Knovel provides a wide range of essential technical information so that it is easier to develop knowledge in new areas
Turecký | Angličtina |
---|---|
güncel | current |
sektör | industry |
teknik | technical |
knovel | knovel |
yeni | new |
kolaylaştırmak | easier |
temel | essential |
sağlar | provides |
TR ''Semrush ile, sadece SEO ile ilgilendiğim alanlardaki PPC zayıflıklarını buldum. Müşterilerimin farkında olmadığı yeni rakipleri ve hedef alabilecekleri anahtar kelimeleri buldum.''
EN “With Semrush, I have found weaknesses in PPC for pitches where I was only covering SEO. I've found clients' new competitors they didn't realise they had and keywords they could target.”
Turecký | Angličtina |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
ppc | ppc |
yeni | new |
hedef | target |
anahtar | keywords |
TR ''Semrush ile, sadece SEO ile ilgilendiğim alanlardaki PPC zayıflıklarını buldum. Müşterilerimin farkında olmadığı yeni rakipleri ve hedef alabilecekleri anahtar kelimeleri buldum.''
EN “With Semrush, I have found weaknesses in PPC for pitches where I was only covering SEO. I've found clients' new competitors they didn't realise they had and keywords they could target.”
Turecký | Angličtina |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
ppc | ppc |
yeni | new |
hedef | target |
anahtar | keywords |
TR Çağrı, aşağıdaki alanlardaki projelere destek sağlayacaktır;
EN The call focuses on projects regarding:
Turecký | Angličtina |
---|---|
aşağıdaki | the |
projelere | projects |
TR ''Semrush ile, sadece SEO ile ilgilendiğim alanlardaki PPC zayıflıklarını buldum. Müşterilerimin farkında olmadığı yeni rakipleri ve hedef alabilecekleri anahtar kelimeleri buldum.''
EN “With Semrush, I have found weaknesses in PPC for pitches where I was only covering SEO. I've found clients' new competitors they didn't realise they had and keywords they could target.”
Turecký | Angličtina |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
ppc | ppc |
yeni | new |
hedef | target |
anahtar | keywords |
TR ''Semrush ile, sadece SEO ile ilgilendiğim alanlardaki PPC zayıflıklarını buldum. Müşterilerimin farkında olmadığı yeni rakipleri ve hedef alabilecekleri anahtar kelimeleri buldum.''
EN “With Semrush, I have found weaknesses in PPC for pitches where I was only covering SEO. I've found clients' new competitors they didn't realise they had and keywords they could target.”
Turecký | Angličtina |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
ppc | ppc |
yeni | new |
hedef | target |
anahtar | keywords |
TR Amaç, bilim ve toplum arasındaki bilgi alışverişini teşvik etmek, ilgili alanlardaki araştırmanın geldiği noktayı tanıtmak
EN The aim is to promote the exchange between the scientific community and the public and to present the state of the art in research on the respective topics
Turecký | Angličtina |
---|---|
ve | and |
arasındaki | between |
etmek | to |
ilgili | respective |
ın | of |
TR Bazı durumlarda AWS tarafından müşteri uyumluluğunu desteklemeye yönelik belirli işlevler (güvenlik özellikleri gibi), kolaylaştırıcılar ve yasal sözleşmeler (AWS Veri İşleme Sözleşmesi ve İş Ortağı Eki gibi) sunulur.
EN In some cases, AWS offers functionality (such as security features), enablers, and legal agreements (such as the AWS Data Processing Agreement and Business Associate Addendum) to support customer compliance.
Turecký | Angličtina |
---|---|
durumlarda | cases |
aws | aws |
müşteri | customer |
desteklemeye | to support |
güvenlik | security |
özellikleri | features |
yasal | legal |
veri | data |
sözleşmesi | agreement |
ortağı | associate |
TR Örneğin, belirli bir cihazın belirli bir mekanda olduğunu belirlemek için cihaz sinyallerini kullanabiliriz
EN For example, we may use device signals to determine that a particular device is within a particular venue
Turecký | Angličtina |
---|---|
belirli | particular |
olduğunu | is |
TR Belirli Süreli İş Sözleşmesi, işçi ile işveren arasında belirli bir süre belirleyerek karşılıklı yapılan sözleşmedir
EN You can collect your customer's information, for example, full name, address, phone number, e-mail, invoice number, invoice amount with this simple receipt template
TR Mobil uyumluluk testinizi belirli periyotlarda yapmanız daha sağlıklı ilerlemenizi sağlar. Kendinize belirli zaman aralıkları belirleyip yapabilirsiniz.
EN Performing the test at certain periods allows you to progress in a better way. You can set certain time intervals for yourself and do it.
Turecký | Angličtina |
---|---|
belirli | certain |
sağlar | allows |
zaman | time |
TR Belirli web sitelerini, belirli anahtar kelimeleri olan siteleri ve erişimi akşam ve gece engelledim
EN I blocked certain websites, sites with particular key words, and access in the evening and night
Turecký | Angličtina |
---|---|
anahtar | key |
kelimeleri | words |
ve | and |
erişimi | access |
TR Ayrıca, çalışma sayfalarınızı PDF olarak dışarı aktarabilir veya tam istediğiniz şekilde yazdırabilirsiniz; belirli sayıda sayfaya sığacak şekilde, belirli yazdırma aralığıyla veya tekrar eden başlıklarla.
EN You can also export your worksheets to PDF or print them exactly the way you want: tailored to fit on a specified number of pages, with a specific print range or with repeating headers.
Turecký | Angličtina |
---|---|
tam | exactly |
istediğiniz | you want |
şekilde | way |
belirli | specific |
yazdırma |
TR 4.6.1. Cinsiyete ayrımında, (a) okuryazarlık ve (b) aritmetik becerilerde işlevsel açıdan en az belirli bir düzeyde yeterliliğe sahip belirli bir yaş grubundaki nüfusun yüzdesi
EN 4.6.1. Percentage of population in a given age group achieving at least a fixed level of proficiency in functional (a) literacy and (b) numeracy skills, by sex
Turecký | Angličtina |
---|---|
düzeyde | level |
yaş | age |
en az | least |
TR Mobil uyumluluk testinizi belirli periyotlarda yapmanız daha sağlıklı ilerlemenizi sağlar. Kendinize belirli zaman aralıkları belirleyip yapabilirsiniz.
EN Performing the test at certain periods allows you to progress in a better way. You can set certain time intervals for yourself and do it.
Turecký | Angličtina |
---|---|
belirli | certain |
sağlar | allows |
zaman | time |
TR Belirli bir alan için SEO stratejinizi mi araştırıyorsunuz? SERP denetleyicisi size belirli bir ülke, bölge, şehir veya mahalle için arama sonuçlarını gösterir, böylece buradaki en iyi anahtar kelime fırsatlarını bulabilirsiniz.
EN Researching your SEO strategy for a specific area? The SERP checker shows you search results for a particular country, region, city or neighbourhood, so you can find the best keyword opportunities there.
Turecký | Angličtina |
---|---|
seo | seo |
serp | serp |
size | you |
ülke | country |
şehir | city |
veya | or |
gösterir | shows |
böylece | so |
bulabilirsiniz | you can find |
TR Avrupa Ekonomik Alanı'nda (EEA) ikamet ediyorsanız, belirli veri koruma haklarına sahipsiniz. Belirli durumlarda, aşağıdaki veri koruma haklarına sahipsiniz:
EN If you are a resident of the European Economic Area (EEA), you have certain data protection rights. In certain circumstances, you have the following data protection rights:
Turecký | Angličtina |
---|---|
avrupa | european |
ekonomik | economic |
alanı | area |
ediyorsanız | if you are |
belirli | certain |
veri | data |
koruma | protection |
sahipsiniz | you have |
TR "temalı" sosyal yardım çağrısı: bir kişinin belirli bir hedefi olabilir, örneğin yapmayı düşündüğü bir değişiklikle ilgili tavsiye almak, ortak bir dua etmek, belirli bir adımla ilgili tavsiye istemek vb.
EN “themed” outreach call: a person might have a specific goal, for example, receive advice on an amend they are thinking about making, speak a shared prayer, ask for advice on a specific step, etc
Turecký | Angličtina |
---|---|
çağrısı | call |
olabilir | might |
tavsiye | advice |
almak | receive |
ortak | shared |
TR Bu, ITAA, toplantı programımız, web sitemizdeki kaynaklar hakkında bilgi vermeyi veya mesajları diğer güvenilir hizmetlilere (örneğin sekreterler, web yöneticileri, belirli bir komite veya belirli bir grup) yönlendirmeyi içerebilir
EN This may involve providing information about ITAA, our meeting schedule, the resources on our website, or redirecting messages to other trusted servants (i.e., the secretaries, webmasters, a specific committee, or a specific group)
Turecký | Angličtina |
---|---|
bu | this |
itaa | itaa |
web | website |
kaynaklar | resources |
veya | or |
diğer | other |
güvenilir | trusted |
belirli | specific |
komite | committee |
TR Burada, web sitesi ziyaretçilerinin belirli bir ürünü veya bu ürünün çeşitlerini, belirli bir marka veya kategorideki ürünleri ne sıklıkta görüntülediğiyle ilgili bilgileri bulabilirsiniz.
EN Here you can find information on how often website visitors viewed a specific item or its variants, as well as products of a particular brand or category.
TR Orta çizgiler, çevrimiçi alışveriş veya e-postaları kontrol etme gibi teknolojiyle ilgili davranışlar, yaklaşan bir son tarih veya seyahat gibi teknolojiyle ilgili olmayan durumlar veya yalnızlık veya korku gibi zor duygular olabilir
EN Middle lines could be tech-related behaviors such as online shopping or checking email, non-tech related situations such as an approaching deadline or travel, or difficult emotions like loneliness or fear
Turecký | Angličtina |
---|---|
orta | middle |
çevrimiçi | online |
alışveriş | shopping |
veya | or |
kontrol | checking |
ilgili | related |
seyahat | travel |
korku | fear |
zor | difficult |
TR Soytarı arketipine örnek olarak Ace Ventura gibi filmler, Muppets gibi karakterler ve Old Spice, Doritos ve Geico gibi markalar gösterilebilir.
EN Examples of the Jester archetype include movies such as Ace Ventura, characters like the Muppets, and brands like Old Spice, Doritos, and Geico.
TR Örnekler arasında Charlie ve Çikolata Fabrikası gibi filmler, Andy Warhol ve Pablo Picasso gibi insanlar ve Crayola, Apple ve Adobe gibi markalar yer almaktadır.
EN Examples include movies like Charlie and Chocolate Factory, people like Andy Warhol and Pablo Picasso, and brands like Crayola, Apple, and Adobe.
TR Bir çekilişe katılırsanız, çekilişleri gerçekleştirmek ve ödülleri size vermek için hesabınızla ilişkili adınız ve e-posta adresiniz gibi belirli bilgileri kullanırız.
EN If you enter a sweepstakes, we will use certain information associated with your account, such as your name and email address, to run the sweepstakes and fulfill prizes to you.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ilişkili | associated |
belirli | certain |
bilgileri | information |
ekle | enter |
kullanır | use |
hesabını | account |
TR Hakkınızdaki belirli verileri, bu Tüketici Hizmetleri Gizlilik Politikasında daha ayrıntılı olarak açıklandığı gibi veya bize izin verdiğinizde paylaşabiliriz.
EN We may share certain data about you as further described in this Consumer Services Privacy Policy or when you have given us consent to do so.
Turecký | Angličtina |
---|---|
belirli | certain |
verileri | data |
bu | this |
tüketici | consumer |
hizmetleri | services |
veya | or |
izin | consent |
TR Kredi kartı işleminizi işlemek veya web sitesi analizi yapmak için kullandığımız bir ödeme kartı sağlayıcısı gibi, ihtiyaç duyduğunuz ürünü veya hizmeti sunmak için bazı verileri belirli taraflarla paylaşmak gerekebilir
EN It may be necessary to share some data with select parties to deliver the product or service you require — such as with a payment card provider who we use to process your credit card transaction, or to do perform website analytics
Turecký | Angličtina |
---|---|
kredi | credit |
veya | or |
analizi | analytics |
sağlayıcısı | provider |
ihtiyaç | require |
ürünü | product |
hizmeti | service |
sunmak | deliver |
TR Yemekleriniz veya antrenmanlarınız gibi sosyal medya için her zaman belirli etkinlikleri fotoğraflıyor musunuz?
EN Do you always photograph certain activities for social media, such as your meals or workouts?
Turecký | Angličtina |
---|---|
veya | or |
belirli | certain |
musunuz | do you |
TR Hilti Online, kullanıcıların belirli verilerinin (kişisel bilgiler, fiyatlar ve siparişler gibi) bulunduğu tüm sayfaları korumak için 128-bit SSL kriptosunu kullanmaktadır.
EN Hilti Online employs 128-bit SSL encryption to protect all pages that contain user specific data (like personal information, prices, and orders).
Turecký | Angličtina |
---|---|
hilti | hilti |
online | online |
kullanıcıların | user |
fiyatlar | prices |
siparişler | orders |
sayfaları | pages |
ssl | ssl |
TR Uygunluk koşulları ve çerçeveleri arasında özel bir sektör veya işlev gibi belirli bir amaç için yayımlanmış güvenlik veya uygunluk gereksinimleri yer alır.
EN Compliance alignments and frameworks include published security or compliance requirements for a specific purpose, such as a specific industry or function.
Turecký | Angličtina |
---|---|
uygunluk | compliance |
sektör | industry |
veya | or |
işlev | function |
amaç | purpose |
güvenlik | security |
gereksinimleri | requirements |
TR Uygunluk koşulları ve çerçeveleri arasında özel bir sektör veya işlev gibi belirli bir amaç için yayımlanmış güvenlik veya uygunluk gereksinimleri yer alır
EN Compliance alignments and frameworks include published security or compliance requirements for a specific purpose, such as a specific industry or function
Turecký | Angličtina |
---|---|
uygunluk | compliance |
sektör | industry |
veya | or |
işlev | function |
amaç | purpose |
güvenlik | security |
gereksinimleri | requirements |
TR Tablosuz WordPress temaları, belirli partilerin veya markaların teslimi gibi bazı olayları duyurmaya yardımcı olur, ayrıca işlevsellik, eylemleri duyurmak için tasarlanmıştır
EN Table free WordPress themes will help to announce some events, such as the delivery of certain batches or brands, also the functionality is designed to announce the actions
Turecký | Angličtina |
---|---|
wordpress | wordpress |
olayları | events |
olur | will |
işlevsellik | functionality |
eylemleri | actions |
TR Medya web sitesi şablonları ücretsiz, premium olabilir ve ek web şablonları grafik varlıkları ve PowerPoint şablonları gibi belirli farklılıkları olabilir.
EN Media website templates may be free, premium, and have specific differences, such as additional web templates graphic assets, and PowerPoint templates.
Turecký | Angličtina |
---|---|
medya | media |
şablonları | templates |
ücretsiz | free |
premium | premium |
ek | additional |
grafik | graphic |
powerpoint | powerpoint |
belirli | specific |
TR AWS Lambda'yı web uygulaması geliştirme, mobil uygulamalar, dosya işleme veya akış verileri işleme gibi belirli kullanım örnekleri için kullanmayı öğreneceksiniz.
EN You will learn how to use AWS Lambda for specific use cases like web app development, mobile applications, file processing, or stream data processing.
Turecký | Angličtina |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
web | web |
uygulaması | app |
geliştirme | development |
mobil | mobile |
dosya | file |
işleme | processing |
veya | or |
verileri | data |
belirli | specific |
TR İkinci olarak, belirli yüksek performanslı bilişim (HPC) uygulamaları gibi tek iş parçacıklı CPU'larla iyi bir performansa sahip olan iş yükleri için Intel Hyper-Threading Teknolojisini (Intel HT Teknolojisi) devre dışı bırakabilirsiniz
EN Second, you can disable Intel Hyper-Threading Technology (Intel HT Technology) for workloads that perform well with single-threaded CPUs, such as certain high-performance computing (HPC) applications
Turecký | Angličtina |
---|---|
belirli | certain |
yüksek | high |
hpc | hpc |
uygulamaları | applications |
iyi | well |
TR HIA düzenlemesi, emanetçilerin gözetimindeki veya denetimindeki sağlık bilgilerini korumak için yönetimsel, teknik ve fiziksel savunma mekanizmaları gibi belirli önlemleri hayata geçirmesini gerektirebilir
EN HIA legislation may require custodians to put certain measures in place to protect health information in their custody or control such as administrative, technical and physical safeguards
Turecký | Angličtina |
---|---|
hia | hia |
veya | or |
sağlık | health |
bilgilerini | information |
teknik | technical |
fiziksel | physical |
belirli | certain |
önlemleri | measures |
TR Ancak bu amblem, gerçek bir kalite damgası veya norm gibi belirli kurallara bağlı değil
EN However, unlike a real seal of quality or a standard it is not subject to fixed rules
Turecký | Angličtina |
---|---|
gerçek | real |
kalite | quality |
veya | or |
TR Kredi kartı işleminizi işlemek veya web sitesi analizi yapmak için kullandığımız bir ödeme kartı sağlayıcısı gibi, ihtiyaç duyduğunuz ürünü veya hizmeti sunmak için bazı verileri belirli taraflarla paylaşmak gerekebilir
EN It may be necessary to share some data with select parties to deliver the product or service you require — such as with a payment card provider who we use to process your credit card transaction, or to do perform website analytics
Turecký | Angličtina |
---|---|
kredi | credit |
veya | or |
analizi | analytics |
sağlayıcısı | provider |
ihtiyaç | require |
ürünü | product |
hizmeti | service |
sunmak | deliver |
TR Bu, sitenizin Google arama sonuçlarında site içi incelemeler, fotoğraf/video makaraları veya çevrimiçi mağazanızda satılan belirli ürünler gibi SERP özelliklerini gösterip göstermediğini gösterir.
EN This shows you whether or not your site displays SERP features in the Google search results such as on-site reviews, photo/video reels, or specific items sold on your online store.
Turecký | Angličtina |
---|---|
bu | this |
sitenizin | your site |
site | site |
incelemeler | reviews |
fotoğraf | photo |
video | video |
veya | or |
çevrimiçi | online |
belirli | specific |
serp | serp |
özelliklerini | features |
TR Arama motorlarının belirli bir anahtar kelime için alışveriş önizlemeleri ve yaygın sorular/cevaplar gibi SERP özelliklerini getirip getirmediğini öğrenin
EN Find out if the search engines are bringing up SERP features – like shopping previews and common questions/answers – for a given keyword
Turecký | Angličtina |
---|---|
alışveriş | shopping |
yaygın | common |
sorular | questions |
cevaplar | answers |
serp | serp |
özelliklerini | features |
öğrenin | find out |
motorları | engines |
TR DİKKAT: Bu uygulama artık desteklenmez ve belirli medya çalarlar ve iPodlar üzerinden skroplama gibi bazı özellikler daha yeni sistemlerde çalışmayabilir.
EN NOTE: This app is no longer supported and some features such as scrobbling from certain media players and iPods may no longer work on newer systems.
Turecký | Angličtina |
---|---|
bu | this |
uygulama | app |
artık | no longer |
medya | media |
özellikler | features |
TR "Belirli saatlerde gece müzik ve ışık showu var. Gece çok etkileyici oluyor.. onlarca ağaç gibi ışıl ışıl park ????"
EN "Come here after sundown and feel like you're walking on a science fiction movie set. There is a light and music show every night and it is cheesy as hell but fun nonetheless."
Turecký | Angličtina |
---|---|
gece | night |
müzik | music |
ışık | light |
TR Yemekleriniz veya antrenmanlarınız gibi sosyal medya için her zaman belirli etkinlikleri fotoğraflıyor musunuz?
EN Do you always photograph certain activities for social media, such as your meals or workouts?
Turecký | Angličtina |
---|---|
veya | or |
belirli | certain |
musunuz | do you |
TR Bir alkoliğin güvenli bir şekilde bir bardak bira içmek için rezervasyon yaptıramaması gibi, bizim için rezervasyon yaptırılsa bile asla güvenli olmayan belirli teknik davranışlar vardır
EN Just as an alcoholic cannot safely bookend drinking a glass of beer, for us there are certain tech behaviors that are simply never safe to engage in, even when bookended
Turecký | Angličtina |
---|---|
bira | beer |
asla | never |
belirli | certain |
teknik | tech |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov