TR Ekim 2016'dan itibaren Mitsubishi, Nissan'ın üçte biri (% 34) oldu ve bu nedenle Renault – Nissan'ın bir parçası oldu –Mitsubishi Alliance
TR Ekim 2016'dan itibaren Mitsubishi, Nissan'ın üçte biri (% 34) oldu ve bu nedenle Renault – Nissan'ın bir parçası oldu –Mitsubishi Alliance
EN From October 2016 onwards, Mitsubishi has been one-third (34%) owned by Nissan and thus is a part of the Renault–Nissan–Mitsubishi Alliance
Turecký | Angličtina |
---|---|
ekim | october |
nissan | nissan |
parçası | part |
TR Rahatlamak ve gevşemek için uzun bir orman yürüyüşünden ala ne olabilir? Yürüyüşü oldum olası seven Almanlar korona pandemisinden bu yana hemen yakınlarındaki ormanları daha da sık ziyaret eder oldu
EN Can there be any better way to relax than taking a long walk in the forest? Germans have always been known to enjoy a good hike, but since the corona crisis began they have been attracted to their nearest forests even more often
Turecký | Angličtina |
---|---|
uzun | long |
orman | forest |
olabilir | can |
almanlar | germans |
korona | corona |
sık | often |
TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
EN On one hand, the right to participation implies the right to vote and be elected as an integral part of democratic systems. In this respect, it stands for free, fair, and transparent elections organized periodically at certain time intervals.
Turecký | Angličtina |
---|---|
katılım | participation |
demokratik | democratic |
bu | this |
düzenli | organized |
özgür | free |
adil | fair |
şeffaf | transparent |
TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
EN On one hand, the right to participation implies the right to vote and be elected as an integral part of democratic systems. In this respect, it stands for free, fair, and transparent elections organized periodically at certain time intervals.
Turecký | Angličtina |
---|---|
katılım | participation |
demokratik | democratic |
bu | this |
düzenli | organized |
özgür | free |
adil | fair |
şeffaf | transparent |
TR eBeam teknolojisi, elektron ışınlarını kullanarak ambalaj malzemesini sterilize eder ve ambalaj malzemesi için geleneksel hidrojen peroksit sterilizasyon prosesinin yerine geçerken aynı sterilizasyon performansını garanti eder.
EN The eBeam technology sterilises packaging material using electron beams and replaces the traditional hydrogen peroxide sterilisation process for packaging material while guaranteeing the same sterilisation performance.
Turecký | Angličtina |
---|---|
teknolojisi | technology |
ambalaj | packaging |
malzemesi | material |
geleneksel | traditional |
hidrojen | hydrogen |
TR İçerik stratejimizi planlamak için Ahrefs verilerini kullanmak, blogumuza yapılan ziyaretleri önceki yıla oranla %200’den fazla artırmamıza yardımcı oldu.
EN Using Ahrefs’ data to plan our content strategy helped us increase visits to our blog by over 200% compared to the previous year.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
verilerini | data |
ziyaretleri | visits |
önceki | previous |
TR Ahrefs tüm SEO çalışmalarımızı kolaylaştırmamızı sağlıyor. Bu, onu kullanmaya başladığımızdan bu yana oturumlarda ve gelirlerde %170’lik bir artışa neden oldu.
EN Ahrefs enables us to streamline all of our SEO efforts. This resulted in a 170% YOY increase in sessions and revenue since we started using it.
Turecký | Angličtina |
---|---|
tüm | all |
bu | this |
onu | it |
kullanmaya | using |
TR Bu esnada, direktör Herman Robbers’in Hollanda'nın Berne Konvansiyonuna girişinde rol oynaması sayesinde, Elsevier’in yazarları kitaplarının telif hakları konusunda oldukça fazla özgürlük sahibi oldu
EN At the same time, director Herman Robbers’ involvement in the Dutch accession into the Berne Convention allowed Elsevier’s authors a great deal of freedom concerning the copyrights to their books
Turecký | Angličtina |
---|---|
hollanda | dutch |
elsevier | elsevier |
telif | copyrights |
özgürlük | freedom |
kitapları | books |
TR İlk bölümünün 1 Mayıs 1940'ta piyasaya çıkarılması planlanmış olsa da, savaş tehdidi Elsevier'in ansiklopediyi bir sır olarak tutmasına neden oldu
EN Although the first part was set to be released on the 1 May 1940, the threat of war caused Elsevier to keep the Encyclopaedia a secret
Turecký | Angličtina |
---|---|
savaş | war |
elsevier | elsevier |
oldu | was |
bölümünü | part |
TR Hakem Bulucu > Expert Lookup oldu
EN Reviewer Finder becomes > Expert Lookup
Turecký | Angličtina |
---|---|
bulucu | finder |
TR Bu videolar ve içerik oluşturma kursu, trafikte %307 artış elde etmeme yardımcı oldu. 3 ayda toplam 1,3k ziyaretçiden, ayda 25k ziyaretçiye ve 40 potansiyel müşteriye.
EN These videos and the content generation course, helped me get a 307% increase in traffic. From 1.3k visitors to 25k/month in 3 months and 40 leads.
Turecký | Angličtina |
---|---|
videolar | videos |
ve | and |
içerik | content |
artış | increase |
elde | get |
TR Toplum Merkezi sayımız dört oldu
EN Our Community Center number has reached four
Turecký | Angličtina |
---|---|
toplum | community |
merkezi | center |
dört | four |
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
Turecký | Angličtina |
---|---|
yıl | year |
sonu | end |
destek | support |
toplam | total |
toplum | community |
verdiğimiz | we |
TR Ekip kütüphaneleri ziyaret etti ve kütüphanelerden birinde bir Çocuk Köşesi oluşturulmasına yardımcı oldu.
EN The team visited libraries and helped to create a Children's Corner at one library.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ekip | team |
ziyaret | visited |
TR Corendon Airlines, Beşiktaş TRC İnşaat Kadın Basketbol Takımı’na sponsor oldu
EN Corendon Airlines Become Sponsor of Beşiktaş TRC İnşaat Women’s Basketball Team
Turecký | Angličtina |
---|---|
corendon | corendon |
airlines | airlines |
takımı | team |
ın | of |
TR Ulriken Tüneli projesinin karmaşık tasarım ve inşaat zorluklarıyla başa çıkmak için, Norconsult’un Bina Bilgi Modellemesi (BIM) kullanımı, şirketin disiplinleri daha verimli bir şekilde koordine etmesine yardımcı oldu
EN To tackle the Ulriken Tunnel project’s complex design and construction challenges, Norconsult’s use of Building Information Modeling (BIM) helped the company coordinate across disciplines more efficiently
Turecký | Angličtina |
---|---|
tüneli | tunnel |
karmaşık | complex |
bilgi | information |
verimli | efficiently |
TR Bu yedinci geri çağırma oldu.
EN The integrity of its fuel line connector has been in question since 2018.
TR MotorsportDays.com ve MotorsportDays.live ailenin yeni üyeleri oldu.
EN Motorsport Network introduces a new exclusive online marketplace dedicated to Ferrari, enabling affluent buyers and sellers the ability to interact and transact on the most revered luxury sports car.
Turecký | Angličtina |
---|---|
ve | and |
yeni | new |
TR Bu uğurlu başlangıç ile Fairmont Hotels & Resorts markası doğmuş oldu.
EN With this auspicious beginning, Fairmont Hotels & Resorts brand was born.
Turecký | Angličtina |
---|---|
başlangıç | beginning |
fairmont | fairmont |
oldu | was |
TR Lizzie Mcguire adlı tv serisiyle ünlü oldu.Bir Külkedisi Masalı,Sürüsün… Devamını oku
EN After gaining fame for her … read more
Turecký | Angličtina |
---|---|
bir | for |
devamını | more |
oku | read |
TR Lizzie Mcguire adlı tv serisiyle ünlü oldu.Bir Külkedisi Masalı,Sürüsüne Bereket,Sesini Duyur,Roma’da Aşk,Bay Mükemmel ,Sosyete kar… Devamını oku
EN After gaining fame for her starring role on the television show Lizzie McGuire, she wen… read more
Turecký | Angličtina |
---|---|
devamını | more |
oku | read |
TR Lizzie Mcguire adlı tv serisiyle ünlü oldu.Bir Külkedisi Masalı,Sürüsüne Bereket,Sesini Duyur,Roma’da Aşk,Bay Mükemmel ,Sosyete… Devamını oku
EN After gaining fame for her starring role on the television show Lizzie McGuire, she… read more
Turecký | Angličtina |
---|---|
devamını | more |
oku | read |
TR "Royals" 12 Ekim 2013 tarihli Billboard Hot 100 listesinde zirvede yer alınca, Lorde Amerikan müzik listelerinde zirveye yükselen ilk Yeni Zelandalı şarkıcı oldu
EN She released her first EP, The Love Club EP, in March 2013, and her first single, Royals, in June 2013
Turecký | Angličtina |
---|---|
yer | in |
TR Aynı dönemde Türkiye Kalite Derneği'nin kuruluşunda aktif rol aldı, Kalite Ödülünün ilk denetçilerinden oldu
EN During the same period, she played an active role in the foundation of Turkish Quality Association and became one of the first auditors of Quality Award
Turecký | Angličtina |
---|---|
kalite | quality |
derneği | association |
aktif | active |
rol | role |
oldu | became |
TR Danışan, meslek elemanı ve destek ekipleri işbirliğinde teslim ettiğimiz bu paketler, ekip ruhunun önemini de bize bir kez daha hatırlatmış oldu.
EN These packages, which we delivered in collaboration with the clients, professionals and support teams, reminded us once again of the importance of team spirit.
Turecký | Angličtina |
---|---|
destek | support |
teslim | delivered |
paketler | packages |
TR İstanbul’da yürüttüğümüz vaka takibi çalışmalarımız kapsamında Manat’ın hayatına destek olarak hayalleri olan, hayat dolu bir kız çocuğunun yüzünü gülümsettik ve dünyalar bizim oldu.
EN It was invigorating for all of us in Istanbul field office to see a young girl full of hope and dreams smile and rejoice again.
Turecký | Angličtina |
---|---|
dolu | full |
kız | girl |
TR “İki oğlum evlendi ve çocukları oldu,” diyor torunlarından birini öperken
EN “Two of my sons got married and had kids,” she says as she kisses one of her grandchildren
Turecký | Angličtina |
---|---|
ve | and |
diyor | says |
TR Sonix, hukuk mesleğindeki birçok kişinin aşağıdakileri yazmasına yardımcı oldu:
EN Sonix has helped many folks in the legal profession transcribe the following:
Turecký | Angličtina |
---|---|
sonix | sonix |
hukuk | legal |
birçok | many |
TR Telefonunuzu aşırı derecede kullanmaktan ve mesaj yazmaktan eklem ağrınız veya tendinitiniz oldu mu?
EN Have you had joint pain or tendinitis from handling and texting your phone excessively?
Turecký | Angličtina |
---|---|
telefonunuzu | your phone |
ve | and |
veya | or |
TR Uykusuz kalmak benim yeni varsayılan durumum oldu
EN Being sleep deprived became my new default state
Turecký | Angličtina |
---|---|
benim | my |
yeni | new |
varsayılan | default |
oldu | became |
TR 26 yaşındayım ve hatırlayabildiğim kadarıyla internet ve teknolojiyle zorlayıcı bir ilişkim oldu
EN I?m 26 years old, and I have had a compulsive relationship to the internet and technology for as far back as I can remember
Turecký | Angličtina |
---|---|
internet | internet |
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
Turecký | Angličtina |
---|---|
internet | internet |
döngüsü | cycle |
sorun | problems |
oldu | was |
kullanımı | usage |
TR Yıllardır utandığım ve gizli tuttuğum bir şeyi birine anlatabilme deneyimi inanılmaz derecede özgürleştiriciydi ve başkalarının kendi deneyimlerini paylaşmasını duymak yalnız olmadığımı anlamama yardımcı oldu
EN The experience of being able to tell somebody about something I?d felt ashamed about and kept secret for years was so incredibly liberating, and to hear others share their own experience with this helped me realize I wasn?t alone
Turecký | Angličtina |
---|---|
yıllardır | for years |
gizli | secret |
deneyimi | experience |
inanılmaz | incredibly |
oldu | was |
TR Bunu hayatımda pek çok kez kontrol etmeye çalıştım ve işe yarayan tek şey, neler yaşadığımı anlayan bir grup başka bağımlıya katılmak oldu
EN I tried to control this so many times in my life, and the only thing that has worked is joining a group of other addicts who understand what I?m going through
Turecký | Angličtina |
---|---|
kez | times |
grup | group |
başka | other |
hayatı | life |
TR İntro şablonlarımız birçok YouTuber'a yardımcı oldu
EN Our Intro templates will help many YouTubers
Turecký | Angličtina |
---|---|
birçok | many |
TR Renderforest şirketimiz için başından bu yana harika bir araç oldu
EN Renderforest has been great for our company
Turecký | Angličtina |
---|---|
renderforest | renderforest |
harika | great |
TR Digibyte, SegWit'i yükleyen dünyanın ilk blok zinciri oldu
EN Digibyte became the world's first blockchain to install SegWit
Turecký | Angličtina |
---|---|
dünyanın | world |
ilk | first |
oldu | became |
TR Ethereum işlem ücretlerindeki artış, DeFi kullanıcıları için ciddi sürtüşme ve maliyetlere neden oldu
EN The rise in Ethereum transactions fees has caused serious friction and costs for DeFi users
Turecký | Angličtina |
---|---|
ethereum | ethereum |
işlem | transactions |
kullanıcıları | users |
ciddi | serious |
TR Toplum Merkezi sayımız dört oldu
EN Our Community Center number has reached four
Turecký | Angličtina |
---|---|
toplum | community |
merkezi | center |
dört | four |
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
Turecký | Angličtina |
---|---|
yıl | year |
sonu | end |
destek | support |
toplam | total |
toplum | community |
verdiğimiz | we |
TR “İki oğlum evlendi ve çocukları oldu,” diyor torunlarından birini öperken
EN “Two of my sons got married and had kids,” she says as she kisses one of her grandchildren
Turecký | Angličtina |
---|---|
ve | and |
diyor | says |
TR Türkiye LPG kullanımında Avrupa'nın birincisi oldu
EN Petrol price rises continue to break records in the UK
TR Symantec, ister etki alanı düzeyinde, ister şirket düzeyinde veya genişletilmiş doğrulama sertifikasında olsun, SSL sertifikaları için seçkin bir sağlayıcı oldu
EN Symantec has been a premium provider of SSL certificates, whether at the domain level, company level or extended validation certificate
Turecký | Angličtina |
---|---|
symantec | symantec |
alanı | domain |
düzeyinde | level |
şirket | company |
veya | or |
genişletilmiş | extended |
ssl | ssl |
sağlayıcı | provider |
TR Gay0Day'de Gay Porno adam çıplak ben vardı daha hastalar için izle ama benim deney ile ashton oldu değil
EN Gay porn man naked I had more patients to watch but my experiment with Ashton was not at Gay0Day
Turecký | Angličtina |
---|---|
gay | gay |
porno | porn |
adam | man |
vardı | had |
hastalar | patients |
oldu | was |
değil | not |
TR Koronavirüs salgınının küresel olarak turizm üzerinde daha büyük ve daha uzun bir etkisi oldu, ancak birkaç ülke vatandaşların uluslararası seyahat etmesini yasakladı ve bu da Disney Parks üzerindeki etkileri artırdı.
EN The Coronavirus pandemic has had a bigger and longer impact on tourism globally but several countries have banned citizens from travelling internationally which has compounded the impacts on Disney Parks.
Turecký | Angličtina |
---|---|
koronavirüs | coronavirus |
turizm | tourism |
etkisi | impact |
birkaç | several |
vatandaşların | citizens |
uluslararası | internationally |
seyahat | travelling |
TR çok yardımcı oldu ve bana birçok fikir verdi. karar vermeden önce birkaç seçenek oluşturdu
EN Very helpful, advise before purchase. The design team was good and added lovely details. They kept adjusting until it was perfect. I would choose Turbo Logo again.
Turecký | Angličtina |
---|---|
oldu | was |
bana | i |
karar | choose |
önce | before |
TR 2019, Google arama sonuçlarında birbirinden farklı yenilikler gördüğümüz ve hem küçük hem de büyük çapta güncellemelerin gerçekleştiği bir yıl oldu
EN Search query data is very useful information - it tells you exactly what the user typed into a search engine to see your ad
TR Yeni Federal Hükümet belli oldu
EN Baerbock advocates international cooperation
TR Acil Hizmete Dönük Sağlık Uzman Grubu (SEEG) pandeminin kontrol altına alınmasında sayısız ülkeye destek oldu.
EN What tasks are the governmental agencies and offices responsible for in Germany and in Europe? Here you will find links to the state, politics and democracy. And you can also contact public authorities and take advantage of services for the citizens.
Turecký | Angličtina |
---|---|
destek | services |
TR Zorlu yarışın kazananı onlar oldu:
EN They are the winners of an exhaustive competition:
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov