EN Do you think all variable piston motors are created equal? Think again
"often i think" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
EN Do you think all variable piston motors are created equal? Think again
TR Tüm değişken hacimli pistonlu motorların aynı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Tekrar düşünün
Angličtina | Turecký |
---|---|
variable | değişken |
all | tüm |
again | tekrar |
you | de |
EN Sometimes I think of myself when I was younger and needed strength to get out of my addiction, and sometimes I think of other members, possibly such as you who are reading this
TR Bazen kendimi daha gençken ve bağımlılığımdan kurtulmak için güce ihtiyacım olduğunu düşünüyorum ve bazen de muhtemelen sizin gibi bunu okuyan diğer üyeleri düşünüyorum
Angličtina | Turecký |
---|---|
sometimes | bazen |
members | üyeleri |
other | diğer |
and | ve |
out | de |
to | için |
of | in |
as | gibi |
EN Gunda Erichsen never feels lonely on the Hallig: “I think that people in the city are often more isolated than we are.”
TR Gunda Erichsen kendini Hallig'de yalnız hissetmiyor: „Öyle sanıyorum ki kentlerdeki insanlar bizden daha yalnızlar."
EN We often think that if we can just get the right information, figure out the right thing to say or do, perhaps change something about ourselves, we can fix the problem
TR Sıklıkla, doğru bilgiyi alabilirsek, söylenecek ya da yapılacak doğru şeyi bulabilirsek, belki kendimizle ilgili bir şeyleri değiştirebilirsek, sorunu çözebileceğimizi düşünürüz
Angličtina | Turecký |
---|---|
often | sıklıkla |
information | bilgiyi |
perhaps | belki |
problem | sorunu |
about | ilgili |
to | şeyi |
right | doğru |
the | bir |
out | de |
EN In the end, individual end-users often get the software at zero cost, while corporate customers are often happy to pay for more support.
TR Sonuç olarak, kurumsal müşteriler daha fazla destek almak için ödeme yapmaktan mutluyken, bireysel son kullanıcılar ise genellikle sıfır maliyetle yazılım elde ederler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
often | genellikle |
zero | sıfır |
corporate | kurumsal |
customers | müşteriler |
support | destek |
users | kullanıcılar |
software | yazılım |
individual | bireysel |
pay | ödeme |
get | elde |
the | ise |
EN If you’ve gathered survey results or you’re determining how often something occurs, visualizing these numbers in a histogram allows you to easily pinpoint which range has your variable occur most often.
TR Anket sonuçlarını topladıysanız veya bir şeyin ne sıklıkla meydana geldiğini belirliyorsanız, bu sayıları bir histogramda görselleştirmek, değişkeninizin en sık hangi aralıkta meydana geldiğini kolayca belirlemenizi sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
survey | anket |
allows | sağlar |
easily | kolayca |
most | en |
or | veya |
often | sıklıkla |
occurs | meydana |
results | sonuçlarını |
these | bu |
a | bir |
EN Refugees often find it difficult to find gainful employment – often, their attempts to get a job are thwarted by red tape
TR İşe alınmaları sıkça bürokratik engellere takılıyor
EN In reality, of course, there is often a certain amount of pressure on members of parliament to follow their party leadership – this is often referred to as party discipline
TR Öte yandan gerçeklikte çoğu zaman meclis grubu yönetiminin milletvekilleri üzerinde belli bir baskısı olabiliyor; bu durum genelde meclis grubu disiplini olarak tanımlanıyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
certain | belli |
often | genelde |
this | bu |
a | bir |
on | üzerinde |
EN Learn what your customers think about your product and check their reviews
TR Müşterilerin ürünleriniz ile ilgili ne düşündüklerini öğrenin ve değerlendirmelerine göz atın
Angličtina | Turecký |
---|---|
customers | müşterilerin |
check | göz |
about | ilgili |
what | ne |
think | ile |
EN It’s a fair question, and while there’s no way for us to answer it entirely without bias (obviously, we think our tool is best), we didn’t want to create yet another tedious side-by-side comparison of features
TR Güzel bir soru, bu soruyu tamamen önyargısız şekilde yanıtlamamızın bir yolu olmasa da (tabii ki, en iyisinin kendi aracımız olduğunu düşünüyoruz) sıkıcı bir özellikler kıyaslaması tablosu hazırlamak istemedik
Angličtina | Turecký |
---|---|
entirely | tamamen |
tool | aracı |
tedious | sıkıcı |
features | özellikler |
best | en |
and | şekilde |
way | yolu |
is | olduğunu |
its | bu |
a | bir |
question | soru |
EN Our optimizer also has an ability to ignore issues if you think that they aren’t relevant for you
TR Sitenin tüm sayfaları için değil, her bir sayfa için ayrı sonuç aldığınıza dikkat edin
Angličtina | Turecký |
---|---|
you | değil |
EN We think it is the most convenient speed test because it works without Flash or any other third-party plugins
TR Bunun en uygun hız kontrolü olduğuna inanıyoruz, çünkü Flash ve üçüncü taraf eklentileri olmadan çalışıyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
convenient | uygun |
speed | hız |
plugins | eklentileri |
party | taraf |
works | çalışıyor |
most | en |
without | olmadan |
any | ve |
it is | olduğuna |
because | çünkü |
third | üçüncü |
EN These are used to recommend content we think you'll be interested in based on what you looked at before.
TR Bu çerezler size daha önce ziyaret etmiş olduğunuz içeriğin ışığında, ilginizi çekebilecek benzer içerikleri önerebilmemize olanak sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
content | içeriğin |
these | bu |
at | nda |
to | ziyaret |
you | size |
before | önce |
EN Millions of gadgets reach the end of their life every year. Recycling them isn’t nearly as effective as you’d think.
TR Her yıl milyonlarca cihaz kullanım ömrünün sonuna geliyor. Onları geri dönüştürmek sandığın kadar etkili bir şey değil.
Angličtina | Turecký |
---|---|
year | yıl |
effective | etkili |
the | değil |
them | onları |
of | her |
the end | sonuna |
EN Don't be a law-breaker. Make sure you comply with all applicable rules and laws. Do not promote information that you know or think is false or misleading or is criminal or illegal.
TR Yasaları çiğnemeyin. Bütün geçerli kural ve yasalara uyduğunuzdan emin olun. Yanlış veya yanıltıcı veya suç veya yasadışı olduğunu bildiğiniz veya düşündüğünüz bilgileri yaymayın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
applicable | geçerli |
information | bilgileri |
illegal | yasadışı |
you know | bildiğiniz |
or | veya |
is | olduğunu |
rules | kural |
and | ve |
laws | yasaları |
sure | emin |
misleading | yanıltıcı |
EN Think about it as a login to your bank account: whoever owns it, can access your funds
TR Bunu banka hesabınıza giriş olarak düşünün: Her kim sahipse yatırımlarınıza erişebilir
Angličtina | Turecký |
---|---|
account | hesabı |
bank | banka |
to | her |
as | olarak |
it | bunu |
EN Think of them like you would a famous painting by Picasso or the video game Gamma Attack for the Atari 2600
TR Bunları, Picasso'nun ünlü bir tablosu veya Atari 2600 için Gamma Attack video oyunu gibi düşünün
Angličtina | Turecký |
---|---|
game | oyunu |
famous | ünlü |
video | video |
or | veya |
a | bir |
of | in |
EN I really liked the functionality of your website. For a new business owner, your team have made the site highly user friendly. I think you truly have a great product. Many thanks for your time and consideration.
TR Küçük işletmemi kuruyorum ve tüm rakamlara ihtiyacım var. Logaster’a ve ayrıca bana gerekli olan tüm desteği sağlayan Alex Levin’e özel olarak teşekkür ederim.
Angličtina | Turecký |
---|---|
business | iş |
i | bana |
and | ve |
EN It's faster and easier than you think!But first you need a creative and eye-catching logo
TR Düşündüğünden daha hızlı ve kolay!Ama önce yaratıcı ve göz alıcı bir logoya ihtiyacınız var
Angličtina | Turecký |
---|---|
logo | logoya |
faster | hızlı |
creative | yaratıcı |
eye | göz |
but | ama |
easier | kolay |
and | ve |
you need | ihtiyacınız |
EN Get started on your branding with the Logaster logo maker. Enter your company name and get a professional branding kit in just 1 minute! Give it a try! It's easier than you think!
TR Logaster logo yapma aracı ile markalamaya başlayın. Şirketinizin adını girin ve sadece 1 dakikada profesyonel bir markalama kiti edinin! Hemen bir şans verin! Düşündüğünüzden daha kolay!
Angličtina | Turecký |
---|---|
give | verin |
logaster | logaster |
logo | logo |
enter | girin |
professional | profesyonel |
branding | markalama |
easier | daha kolay |
name | adını |
kit | kiti |
the | aracı |
and | ve |
a | bir |
get started | başlayın |
just | sadece |
EN Other than that, I think you truly have a great product and I am sure you will evolve overtime to continue to satisfy new customers like myself
TR Bunun dışında, gerçekten harika bir ürününüz olduğunu düşünüyorum ve kendim gibi yeni müşterileri memnun etmek için zaman içerisinde gelişmeye devam edeceğimizden eminim
Angličtina | Turecký |
---|---|
truly | gerçekten |
great | harika |
customers | müşterileri |
new | yeni |
continue | devam |
a | bir |
and | ve |
EN Adding the logo maker to your site is easier than you might think
TR Marka oluşturucuyu sitenize eklemek sandığınızdan daha kolay
Angličtina | Turecký |
---|---|
adding | eklemek |
easier | daha kolay |
to | marka |
the | daha |
your site | sitenize |
EN When it comes to ensuring that your crypto is secure, we think about every last detail so you don’t have to.
TR Kripto paralarınızın güvenliği söz konusu olduğunda, sizin kafanızın rahat olması için her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüyoruz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
crypto | kripto |
last | en |
when | olduğunda |
secure | güvenli |
to | şeyi |
comes | için |
EN Today, when you think of a landmark hotel around the world, chances are it’s a Fairmont Hotel
TR Günümüzde dünya çevresinden bir şehir simgesi otel düşündüğümüzde, büyük ihtimalle bir Fairmont Otelidir
Angličtina | Turecký |
---|---|
today | günümüzde |
hotel | otel |
world | dünya |
fairmont | fairmont |
a | bir |
EN Blockchain.com CEO on Coinbase direct listing: "I think they’ll trade above $100B" by end of the week
TR Blockchain.com CEO'su, Coinbase'in doğrudan halka arzı ile ilgili olarak "Hafta sonuna kadar 100 milyar doların üzerinde işlem yapacaklarını düşünüyorum." dedi.
Angličtina | Turecký |
---|---|
direct | doğrudan |
blockchain | blockchain |
trade | işlem |
on | ilgili |
end | sonuna |
EN Think Civil Regional Advisory Board Meeting was held on 16 November in Ordu. In the Advisory Board…
TR Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve yürütücüsü olduğumuz STGM Kaynak Merkezi Projesi…
EN We just wrapped up our PT Trader’s Arena competition and the results were great. Since we don’t want to leave you hanging for too long we think it’s time for a new event. Therefore, we’re laun……
TR Sevgili Yatırımcılar, Yeni eğitim programımız olan Öğren ve Kazan lansmanını duyurmaktan son derece mutlu ve heyecanlıyız! Eğlenceli ve anlaşılması kolay videolarla çeşitli kr……
EN Accepting cryptocurrencies is not as difficult as you might think. Read more about the increase in cryptocurrencies as a payment method today and how easy it is to incorporate it into your business.
TR Kripto para birimlerini kabul etmek sandığınız kadar zor değildir. Kripto paraların giderek artan şekilde ödeme yöntemi olarak kullandığını ve işletmenizde kullanmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
cryptocurrencies | kripto para |
difficult | zor |
method | yöntemi |
easy | kolay |
business | iş |
is | olduğunu |
more | de |
read | ve |
the | kabul |
payment | ödeme |
not | değildir |
EN Despite the fact that every megabyte or gigabyte costs the same, providers are seeking to charge for content and the value they think they can derive.
TR Her megabayt ya da gigabaytın maliyeti aynı olmasına rağmen sağlayıcılar içerik için ücret talep etmenin ve türettikleri değer karşılığında ücret almanın yollarını aramaktadır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
costs | maliyeti |
providers | sağlayıcılar |
content | içerik |
value | değer |
charge | ücret |
despite | rağmen |
and | ve |
the | aynı |
EN A guide to the meeting schedule?s color code:• Blue meetings are for internet and technology addicts, as well as for those who think they might be addicts
TR Takvimdeki renk kodları: • • Mavi • Mavi internet ve teknoloji bağımlılığı olanlar/olduğunu düşünenenler için yapılan toplantılar
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
Angličtina | Turecký |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN It can be helpful to write down a list of healthy forms of rest and relaxation, and reference it when we are struggling to think of what offline activities we can engage in with our free time.
TR Sağlıklı dinlenme ve rahatlama biçimlerinin bir listesini yazmak ve boş zamanlarımızda hangi çevrimdışı etkinliklere katılabileceğimizi düşünmekte zorlandığımızda bu listeye başvurmak yardımcı olabilir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
rest | dinlenme |
healthy | sağlıklı |
offline | çevrimdışı |
a | yardımcı |
list | listesini |
and | ve |
be | olabilir |
EN I think of myself as a ?closet addict? in that I kept the extent of my usage very secret
TR Kullanım kapsamımı çok gizli tuttuğum için kendimi bir “dolap bağımlısı” olarak görüyorum
Angličtina | Turecký |
---|---|
of | in |
as | olarak |
a | bir |
usage | kullanım |
secret | gizli |
EN I think of this as one of my ?rock bottoms?, a phrase used in recovery to describe a really bad situation that our addiction takes us to
TR Bunu, bağımlılığımızın bizi götürdüğü gerçekten kötü bir durumu tanımlamak için iyileşmede kullanılan bir tabir olan “diplerimden” biri olarak düşünüyorum
Angličtina | Turecký |
---|---|
my | mı |
used | kullanılan |
really | gerçekten |
situation | durumu |
as | olarak |
a | bir |
of | in |
EN When I come out of a binge, I?m irritable, emotionally absent, and all I can think about is using the internet again
TR Bir tıkanıklıktan çıktığımda, sinirliyim, duygusal olarak yokum ve tek düşünebildiğim interneti tekrar kullanmak
Angličtina | Turecký |
---|---|
using | kullanmak |
internet | interneti |
and | ve |
a | bir |
again | tekrar |
the | tek |
EN I think that the best part is that you can have a promotional business video within a few minutes
TR Bence en iyi yanı, ticari bir tanıtım videosunu dakikalar içinde oluşturabilmeniz
Angličtina | Turecký |
---|---|
business | ticari |
minutes | dakikalar |
best | en |
EN Your company deserves the best logo. Do you think it needs a new one? Our Company Logo Maker will generate a few design options for you really fast.
TR Şirketiniz, en iyi logoyu hak ediyor. Sizce yeni bir logoya ihtiyacınız var mı? Şirket Logosu Aracımız, gerçekten çok hızlı şekilde tasarım opsiyonları sunuyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
fast | hızlı |
logo | logosu |
needs | ihtiyacı |
design | tasarım |
really | gerçekten |
the | şekilde |
best | en |
new | yeni bir |
EN Get inspired by our carefully designed templates and generate your fantastic app landing pages right now. It's easier than you think.
TR Titizlikle tasarlanmış şablonlarımızdan ilham alın ve kendi fantasyik uygılama giriş sayfalarınızı hemen şimdi oluşturun. Sandığınızdan da kolay.
Angličtina | Turecký |
---|---|
generate | oluşturun |
easier | kolay |
get | alın |
designed | tasarlanmış |
and | ve |
now | şimdi |
pages | sayfalar |
EN Here’s what our customers think about us
TR Müşterilerimizin bizimle ilgili görüşleri:
Angličtina | Turecký |
---|---|
our customers | müşterilerimizin |
about | ilgili |
EN We can think of it like the world?s most heavily viewed television channel
TR Bunu tam anlamıyla böyle düşünebiliriz
EN Whether you?re B2C, B2B, a nonprofit or a government department, what people think and feel about your organisation is important to you
TR Bir aylık bile olsa bir içerik takvimi oluşturmak ve yayına hazır hale getirmek çok zorlu bir süreç
Angličtina | Turecký |
---|---|
is | oluşturmak |
to | bile |
a | bir |
and | ve |
EN It's also important to think about distribution and Live chat is the perfect tool to combine with a knowledge base
TR Dağıtım hakkında düşünmek de önemlidir ve Live chat , bir bilgi tabanıyla birleştirmek için mükemmel bir araçtır
Angličtina | Turecký |
---|---|
distribution | dağıtım |
perfect | mükemmel |
base | tabanı |
important | önemlidir |
live | live |
its | in |
tool | araç |
and | ve |
about | hakkında |
a | bir |
EN Getting started is easier than you think.
TR Başlamak tahmininden çok daha kolay
Angličtina | Turecký |
---|---|
started | başlamak |
easier | daha kolay |
you | çok |
is | daha |
EN We don't think you will need it, but if you have any questions, get support 7.24.
TR İhtiyacınız olacağını düşünmüyoruz ama olurda aklınıza bir şeyler takılırsa 7/24 bizlerden destek alın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
support | destek |
will | olacağını |
get | alın |
but | ama |
EN You might think Letsencrypt meets the needs of their businesses better than GeoTrust SSL
TR Letsencrypt'in işletmelerinin ihtiyaçlarını GeoTrust SSL'den daha iyi karşıladığını düşünebilirsiniz
Angličtina | Turecký |
---|---|
of | ın |
geotrust | geotrust |
needs | ihtiyaçlarını |
better | daha iyi |
the | daha |
EN You might think those are enough, but especially if you're running a business, you need to be sure of your brand accessibility on different and more social media platforms
TR Bunların markanız için yeterli olduğunu düşünebilirsiniz, ancak daha farklı sosyal medya platformları ile markanızın bilinirliğini daha da artırabilirsiniz
Angličtina | Turecký |
---|---|
platforms | platformlar |
different | farklı |
social | sosyal |
of | in |
media | medya |
think | ile |
enough | yeterli |
but | ancak |
brand | için |
your brand | markanızın |
EN I don’t have enough knowledge of English myself to teach my sons but I think English is a must-have now. Language should be learned constantly, and Buddy is a great help here!
TR İngilizce bilseydim çocuklarıma öğretmek isterdim, çünkü İngilizce artık hayatın olmazsa olmazı. Öğrenmek için her fırsatı değerlendirmek lazım, Buddy sayesinde bu iş oldukça kolaylaştı!
Angličtina | Turecký |
---|---|
but | de |
now | bu |
is | artık |
EN Learning, education Coaching Strength Institute Nerd Science technology Development Line Round Idea Thinking Think Mind Brain Human Man Circle Silhouette Gear Head Gray Yellow
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Kuvvet Enstitü Inek öğrenci Bilim teknolojisi Gelişme Hat Yuvarlak Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Insan Adam Daire Siluet Dişli Baş Gri Sarı
Angličtina | Turecký |
---|---|
line | hat |
round | yuvarlak |
idea | fikir |
mind | zihin |
human | insan |
man | adam |
circle | daire |
gray | gri |
head | baş |
yellow | sarı |
science | bilim |
technology | teknolojisi |
development | gelişme |
education | eğitim |
coaching | antrenörlük |
EN Coaching Learning, education Development Idea Thinking Think Mind Brain Coach White Red Target
TR Antrenörlük Öğrenme, eğitim Gelişme Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Koç Beyaz Kırmızı Hedef
Angličtina | Turecký |
---|---|
idea | fikir |
mind | zihin |
white | beyaz |
target | hedef |
red | kırmızı |
development | gelişme |
education | eğitim |
coaching | antrenörlük |
EN Learning, education Coaching Mechanical engineering Math Science technology Development Think Intelligence Idea Thinking Illustration Coach Black and white Mind Gray Gear Brain
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Makine mühendisliği Matematik Bilim teknolojisi Gelişme Düşünmek Zeka Fikir Düşünme Illüstrasyon Koç Siyah ve beyaz Zihin Gri Dişli Beyin
Angličtina | Turecký |
---|---|
mechanical | makine |
engineering | mühendisliği |
intelligence | zeka |
idea | fikir |
illustration | illüstrasyon |
mind | zihin |
gray | gri |
science | bilim |
technology | teknolojisi |
white | beyaz |
black | siyah |
and | ve |
development | gelişme |
education | eğitim |
coaching | antrenörlük |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov