EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
Preložiť "my main objective" do Turecký
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov frázy "my main objective" z Angličtina do Turecký
Preklad Angličtina do Turecký z my main objective
Angličtina
Turecký
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| took | da |
| and | ve |
| to | şeyi |
| the | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| took | da |
| and | ve |
| to | şeyi |
| the | bir |
EN Our main objective was to increase sales at a much better ROAS & CPO from Google PPC generated campaigns, compared to the month before the takeover and YoY
TR Ana hedefimiz, Google PPC tarafından oluşturulan kampanyalardan elde edilen satışları daha iyi bir ROAS & CPO seviyesinde önceki ay ve yıla göre artırmaktı
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| ppc | ppc |
| generated | oluşturulan |
| month | ay |
| main | ana |
| sales | satış |
| better | daha iyi |
| and | ve |
| a | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| took | da |
| and | ve |
| to | şeyi |
| the | bir |
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| took | da |
| and | ve |
| to | şeyi |
| the | bir |
EN Its main purpose is to secure websites with HTTPS, but its main feature includes subdoman (subdomains) names
TR Temel kullanım amacı web sitelerinin HTTPS ile güvenliğini sağlamak içindir fakat ana özelliği subdoman (alt alan adları) adları da kapsar
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| https | https |
| but | fakat |
| purpose | amacı |
| feature | özelliği |
| names | adları |
| main | ana |
| websites | web |
| secure | güvenli |
| to | sağlamak |
EN The main point that distinguishes social cooperatives from other types of cooperatives is that they see the “public interest” as their main purpose
TR Sosyal kooperatifleri diğer kooperatif türlerinden ayıran asıl nokta “kamu yararını” temel amaç olarak görmeleridir
EN If a sub-account is used to purchase premium, the associated main account must have completed KYC verification. If not, Phemex will ask the main account to perform KYC.
TR Premium satın almak için bir alt hesap kullanılıyorsa, ilişkili ana hesabın KYC doğrulamasını tamamlamış olması gerekir. Değilse, Phemex ana hesaptan KYC gerçekleştirmesini isteyecektir.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| premium | premium |
| associated | ilişkili |
| main | ana |
| phemex | phemex |
| sub | alt |
| purchase | satın |
| must | gerekir |
| a | bir |
| account | hesabı |
| to | için |
EN Its main purpose is to secure websites with HTTPS, but its main feature includes subdoman (subdomains) names
TR Temel kullanım amacı web sitelerinin HTTPS ile güvenliğini sağlamak içindir fakat ana özelliği subdoman (alt alan adları) adları da kapsar
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| https | https |
| but | fakat |
| purpose | amacı |
| feature | özelliği |
| names | adları |
| main | ana |
| websites | web |
| secure | güvenli |
| to | sağlamak |
EN Main Tower: the tall tower of in Frankfurt offers the only public observation deck in the major city on the Main, with an impressive 200-metre-high view of the skyline and, on good days, the Taunus, the Rheingau and the Odenwald.
TR Main Tower: Frankfurt'un banka kulesi, halka açık tek ziyaretçi platformuna sahip ve 200 metre yükseklikten şehir slüetine, havanın iyi olduğu zamanlar Taunus dağlarına, Rheingau ve Odenwald bölgesine etkileyici bir bakış sunuyor.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| offers | sunuyor |
| impressive | etkileyici |
| good | iyi |
| main | main |
| city | şehir |
| view | bakış |
| in | da |
| and | ve |
| tower | tower |
| on | açık |
| the | tek |
EN The waves that we counted are the main waves 1 and 2 and the rest of the waves are related to the microwaves of the main wave 3
TR Önce genel yapıyı tartışıyoruz, bu yapıda 1, 2 ve 3 ana dalgalar oluşuyor ve şimdi 4
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| main | ana |
| are | şimdi |
| and | ve |
EN The waves that we counted are the main waves 1 and 2 and the rest of the waves are related to the microwaves of the main wave 3
TR Önce genel yapıyı tartışıyoruz, bu yapıda 1, 2 ve 3 ana dalgalar oluşuyor ve şimdi 4
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| main | ana |
| are | şimdi |
| and | ve |
EN The waves that we counted are the main waves 1 and 2 and the rest of the waves are related to the microwaves of the main wave 3
TR Önce genel yapıyı tartışıyoruz, bu yapıda 1, 2 ve 3 ana dalgalar oluşuyor ve şimdi 4
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| main | ana |
| are | şimdi |
| and | ve |
EN The waves that we counted are the main waves 1 and 2 and the rest of the waves are related to the microwaves of the main wave 3
TR Önce genel yapıyı tartışıyoruz, bu yapıda 1, 2 ve 3 ana dalgalar oluşuyor ve şimdi 4
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| main | ana |
| are | şimdi |
| and | ve |
EN The waves that we counted are the main waves 1 and 2 and the rest of the waves are related to the microwaves of the main wave 3
TR Önce genel yapıyı tartışıyoruz, bu yapıda 1, 2 ve 3 ana dalgalar oluşuyor ve şimdi 4
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| main | ana |
| are | şimdi |
| and | ve |
EN The waves that we counted are the main waves 1 and 2 and the rest of the waves are related to the microwaves of the main wave 3
TR Önce genel yapıyı tartışıyoruz, bu yapıda 1, 2 ve 3 ana dalgalar oluşuyor ve şimdi 4
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| main | ana |
| are | şimdi |
| and | ve |
EN It means that we often end up treating people and situations based on unconscious generalizations and preconceptions rather than using a set of objective qualitative or quantitative parameters.
TR Yani insanlar ve durumlara nesnel veya nicel parametreler yerine genelde bilinçsiz genellemeler ve peşin hükümlerle yaklaşırız.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| often | genelde |
| unconscious | bilinçsiz |
| and | ve |
| people | insanlar |
| or | veya |
| of | in |
| that | yani |
EN It depends of objective judgement of its employees observing ethical standards in order to take the correct steps when there are no written rules.
TR Yazılı bir kuralın olmadığı durumlarda doğru adımların atılabilmesi için çalışanlarının etik standartları gözeteceği öznel muhakemelerine güvenir.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| ethical | etik |
| written | yazılı |
| standards | standartları |
| steps | adımlar |
| of | in |
EN We offer an impartial and objective service to provide what our customers need when they need it
TR Müşterilerimize gerektiğinde ihtiyaç duydukları unsurları sağlamak için tarafsız ve objektif bir hizmet sunuyoruz
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| our customers | müşterilerimize |
| service | hizmet |
| need | ihtiyaç |
| and | ve |
| to | sağlamak |
| we offer | sunuyoruz |
EN We declare that we refrain from any activity that may jeopardise the objective and impartial position of Control Union Certifications B.V., in accordance with clause 5.2 of ISO/IEC 17021-1:2015 and clause 4.2 of ISO/IEC 17065:2012.
TR ISO/IEC 17021-1:2015, madde 5.2 ve ISO/IEC 17065:2012, madde 4.2 uyarınca Control Union Certifications B.V.'nin objektif ve tarafsız konumunu tehlikeye atabilecek her tür faaliyetten kaçındığımızı beyan ederiz.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| position | konumunu |
| iso | iso |
| iec | iec |
| in accordance with | uyarınca |
| control | control |
| union | union |
| and | ve |
| of | her |
EN To find out how we can help with your objective
TR Hedefinize ulaşmanız için nasıl destek olabiliriz?
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| help | destek |
| how | nasıl |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| improve | iyileştirin |
| customer | müşteri |
| new | yeni |
| self | self |
| service | servis |
| business | iş |
| is | oluşturmak |
| or | veya |
| search | arama |
| can | olabilecek |
| help | yardımcı |
| culture | kültürü |
EN It depends of objective judgement of its employees observing ethical standards in order to take the correct steps when there are no written rules.
TR Yazılı bir kuralın olmadığı durumlarda doğru adımların atılabilmesi için çalışanlarının etik standartları gözeteceği öznel muhakemelerine güvenir.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| ethical | etik |
| written | yazılı |
| standards | standartları |
| steps | adımlar |
| of | in |
EN Their objective is to obtain findings that will help in developing a drug to treat COVID-19.
TR Amaç, COVID-19‘a karşı bir ilacın geliştirilmesinde işe yarayabilecek ipuçları sağlamak.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| to | sağlamak |
| a | bir |
EN An environmentally friendly and sustainable increase in agricultural production in the tropics and subtropics is the objective of this interdisciplinary study programme which prepares graduates for work in development co-operation
TR Başka ülkelerde sürdürülen kalkınma işbirliği alanında çalışmaya hazırlayan bu disiplinler arası anabilim dalının amacı, tropikal ve sübtropikal bölgelerdeki tarımsal üretimin itinalı ve sürdürülebilir bir biçimde yükseltilmesi
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| sustainable | sürdürülebilir |
| agricultural | tarımsal |
| development | kalkınma |
| this | bu |
| the | başka |
| for | arası |
| and | ve |
| of | bir |
EN Fondation Franklinia is a private foundation established in 2005. It provides grants to support nature conservation projects. Its objective is to preserve threatened tree species throughout the world and improve their conservation status.
TR Fondation Franklinia, 2005 yılında kurulmuş özel bir vakıftır. Doğa koruma projelerini desteklemek için hibeler sağlar. Amacı, dünya çapında tehdit altındaki ağaç türlerini korumak ve koruma durumlarını iyileştirmektir.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| nature | doğa |
| established | kurulmuş |
| tree | ağaç |
| world | dünya |
| provides | sağlar |
| conservation | koruma |
| to support | desteklemek |
| its | in |
| and | ve |
| to | için |
EN The objective of the reference document is to co-create this collection of good practices on FSTP, which refers the variety of existing approaches, experiences and lessons learnt from the field.
TR Referans belgenin amacı, mevcut yaklaşımların, deneyimlerin ve sahadan alınan derslerin çeşitliliğini belgeleyerek FSTP ile ilgili bu iyi uygulamalar koleksiyonunu birlikte oluşturmaktır.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| reference | referans |
| good | iyi |
| practices | uygulamalar |
| this | bu |
| on | ilgili |
| and | ve |
| existing | mevcut |
| collection | ile |
EN In the CSO Strategic Planning Training, topics such as the relation of civil society with change, the theory of change, strategic planning processes, strategic objective, problem analysis, stakeholder analysis and SWOT analysis are included.
TR STÖ’lerde Stratejik Planlama eğitiminde sivil toplumun değişimle ilişkisi, değişim teorisi, stratejik planlamanın süreçleri, stratejik amaç, sorun analizi, paydaş analizi ve SWOT analizi gibi başlıklar yer alıyor.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| strategic | stratejik |
| planning | planlama |
| civil | sivil |
| society | toplumun |
| change | değişim |
| processes | süreçleri |
| problem | sorun |
| analysis | analizi |
| and | ve |
EN It depends of objective judgement of its employees observing ethical standards in order to take the correct steps when there are no written rules.
TR Yazılı bir kuralın olmadığı durumlarda doğru adımların atılabilmesi için çalışanlarının etik standartları gözeteceği öznel muhakemelerine güvenir.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| ethical | etik |
| written | yazılı |
| standards | standartları |
| steps | adımlar |
| of | in |
EN It depends of objective judgement of its employees observing ethical standards in order to take the correct steps when there are no written rules.
TR Yazılı bir kuralın olmadığı durumlarda doğru adımların atılabilmesi için çalışanlarının etik standartları gözeteceği öznel muhakemelerine güvenir.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| ethical | etik |
| written | yazılı |
| standards | standartları |
| steps | adımlar |
| of | in |
EN We offer an impartial and objective service to provide what our customers need when they need it
TR Müşterilerimize gerektiğinde ihtiyaç duydukları unsurları sağlamak için tarafsız ve objektif bir hizmet sunuyoruz
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| our customers | müşterilerimize |
| service | hizmet |
| need | ihtiyaç |
| and | ve |
| to | sağlamak |
| we offer | sunuyoruz |
EN We declare that we refrain from any activity that may jeopardise the objective and impartial position of Control Union Certifications B.V., in accordance with clause 5.2 of ISO/IEC 17021-1:2015 and clause 4.2 of ISO/IEC 17065:2012.
TR ISO/IEC 17021-1:2015, madde 5.2 ve ISO/IEC 17065:2012, madde 4.2 uyarınca Control Union Certifications B.V.'nin objektif ve tarafsız konumunu tehlikeye atabilecek her tür faaliyetten kaçındığımızı beyan ederiz.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| position | konumunu |
| iso | iso |
| iec | iec |
| in accordance with | uyarınca |
| control | control |
| union | union |
| and | ve |
| of | her |
EN Depending on the size and objective of the project, furniture and equipment personnel can also add their input and modify the design while the architects and designers are designing
TR Projenin büyüklüğüne ve hedefine bağlı olarak, mobilya ve ekipman personeli girdilerini ekleyebiliyor ve mimarlarla tasarımcılar tasarım yaparken tasarımı değiştirebiliyor
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| size | büyüklüğüne |
| furniture | mobilya |
| equipment | ekipman |
| personnel | personeli |
| designers | tasarımcılar |
| can | ne |
| and | ve |
| depending | bağlı olarak |
| project | projenin |
| while | yaparken |
| the | olarak |
EN The objective of the reference document is to co-create this collection of good practices on FSTP, which refers the variety of existing approaches, experiences and lessons learnt from the field.
TR Referans belgenin amacı, mevcut yaklaşımların, deneyimlerin ve sahadan alınan derslerin çeşitliliğini belgeleyerek FSTP ile ilgili bu iyi uygulamalar koleksiyonunu birlikte oluşturmaktır.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| reference | referans |
| good | iyi |
| practices | uygulamalar |
| this | bu |
| on | ilgili |
| and | ve |
| existing | mevcut |
| collection | ile |
EN To find out how we can help with your objective
TR Hedefinize ulaşmanız için nasıl destek olabiliriz?
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| help | destek |
| how | nasıl |
EN An environmentally friendly and sustainable increase in agricultural production in the tropics and subtropics is the objective of this interdisciplinary study programme which prepares graduates for work in development co-operation
TR Başka ülkelerde sürdürülen kalkınma işbirliği alanında çalışmaya hazırlayan bu disiplinler arası anabilim dalının amacı, tropikal ve sübtropikal bölgelerdeki tarımsal üretimin itinalı ve sürdürülebilir bir biçimde yükseltilmesi
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| sustainable | sürdürülebilir |
| agricultural | tarımsal |
| development | kalkınma |
| this | bu |
| the | başka |
| for | arası |
| and | ve |
| of | bir |
EN Their objective is to obtain findings that will help in developing a drug to treat COVID-19.
TR Amaç, COVID-19‘a karşı bir ilacın geliştirilmesinde işe yarayabilecek ipuçları sağlamak.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| to | sağlamak |
| a | bir |
EN Their joint objective is to expand energy production in the North Sea.
TR Ortak hedef: Kuzey Denizi’ndeki enerji üretiminin geliştirilmesi.
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| joint | ortak |
| energy | enerji |
| north | kuzey |
EN Gaining access to the German labor market and being able to make a living themselves - that is the most important objective of many refugees
TR Alman iş dünyasına erişim şansı bulmak ve kendi geçimini sağlayabilmek; bu, birçok sığınmacının ulaşmak istediği bir hedef
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| access | erişim |
| being | bu |
| many | çok |
| and | ve |
| a | bir |
EN Gender equality is an objective that is anchored in the German Basic Law or Grundgesetz and is actively pursued in all areas of life
TR Kadın erkek eşitliği Almanya’nın anayasası olan Temel Yasa ile korunan bir ilke ve hayatın her alanında yoğun bir şekilde bu uğurda mücadele veriliyor
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| gender | kadın |
| law | yasa |
| areas | alan |
| basic | temel |
| life | hayat |
| and | ve |
| of | her |
| is | olan |
| the | şekilde |
| in | bir |
EN We call this a systemic-objective view to enable us to assess different perspectives
TR Biz bunu, farklı bakış açılarını değerlendirebilmeye yönelik sistematik objektif bakış olarak tanımlıyoruz
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| a | a |
| different | farklı |
| view | bakış |
| we | biz |
| this | bunu |
| to | yönelik |
EN Part of the remit of the public service broadcasters is to provide comprehensive, multifaceted and objective reporting on political and social issues
TR Kamusal bazda yayını yapan kanalların görevleri arasında politik ve toplumsal konular üzerine kapsayıcı, nesnel ve çeşitliliğin yüksek olduğu bir habercilik sunma yer alıyor
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| public | kamusal |
| political | politik |
| social | toplumsal |
| issues | konular |
| and | ve |
| is | olduğu |
| of | in |
| to | e |
| on | üzerine |
| the | arasında |
EN It is the responsibility of the media to provide offerings for users that are always recognisably independent and as objective as possible
TR Medyanın görevi, kullanıcılar için daima bağımsız ve mümkün olduğunca objektif olarak teşhis edilebilecek sunuları hazır bulundurmaktır
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| media | medyanın |
| always | daima |
| independent | bağımsız |
| and | ve |
| of | in |
| possible | mümkün |
| users | kullanıcılar |
EN We offer an impartial and objective service to provide what our customers need when they need it
TR Müşterilerimize gerektiğinde ihtiyaç duydukları unsurları sağlamak için tarafsız ve objektif bir hizmet sunuyoruz
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| our customers | müşterilerimize |
| service | hizmet |
| need | ihtiyaç |
| and | ve |
| to | sağlamak |
| we offer | sunuyoruz |
EN Depending on the size and objective of the project, furniture and equipment personnel can also add their input and modify the design while the architects and designers are designing
TR Projenin büyüklüğüne ve hedefine bağlı olarak, mobilya ve ekipman personeli girdilerini ekleyebiliyor ve mimarlarla tasarımcılar tasarım yaparken tasarımı değiştirebiliyor
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| size | büyüklüğüne |
| furniture | mobilya |
| equipment | ekipman |
| personnel | personeli |
| designers | tasarımcılar |
| can | ne |
| and | ve |
| depending | bağlı olarak |
| project | projenin |
| while | yaparken |
| the | olarak |
EN Dutch cheese manufacturer CONO Kaasmakers had a clear objective - to build the greenest dairy in the world. They decided to use Tetra Pak as technical supplier
TR Hollandalı peynir üreticisi CONO Kaasmakers'ın açık bir hedefi vardı: dünyanın en çevreci mandırasını yapmak. Tetra Pak'tan teknik tedarikçi olarak yararlanmaya karar verdiler
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| cheese | peynir |
| clear | açık |
| world | dünyanın |
| tetra | tetra |
| technical | teknik |
| supplier | tedarikçi |
| had | vardı |
| a | bir |
| to | yapmak |
EN We have prioritised responsible sourcing as a strategic objective for our business and our supply chain operation, as a signatory to the UN Global Compact
TR BM Küresel İlkeler Sözleşmesi'nde imza yetkisine sahip bir şirket olarak, işimiz ve tedarik zinciri operasyonumuz için stratejik bir hedef belirleyerek dış tedariki sorumlu bir şekilde yapmaya öncelik verdik
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| responsible | sorumlu |
| strategic | stratejik |
| supply | tedarik |
| chain | zinciri |
| global | küresel |
| business | iş |
| and | ve |
| the | şekilde |
| a | bir |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| improve | iyileştirin |
| customer | müşteri |
| new | yeni |
| self | self |
| service | servis |
| business | iş |
| is | oluşturmak |
| or | veya |
| search | arama |
| can | olabilecek |
| help | yardımcı |
| culture | kültürü |
EN There are two ways you can promote your product groups through the catalog sales objective in Ads Manager or bulk editor:
TR Reklam Yöneticisi'nde ve toplu düzenleyicide katalog satışları hedefi ile ürün gruplarınıza sponsor olmanın iki yolu vardır:
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| ways | yolu |
| bulk | toplu |
| product | ürün |
| groups | grupları |
| ads | reklam |
| sales | satış |
| your | ve |
EN The Campaign Objective column will be automatically set as CATALOG_SALES
TR Campaign Objective sütunu otomatik olarak CATALOG_SALES olarak ayarlanır
| Angličtina | Turecký |
|---|---|
| automatically | otomatik olarak |
| the | olarak |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov
Podobné preklady
main objective s main objective objective objective qualitative business objective strategic objective objective should objective service objective means objective study depends of objective a challenging objective everything became objective knowing your objective objective temperature monitoring several objective reasons jeopardise the objective gain an objective conversions objective set of objective recovery point objective objective to achieve campaign objective met specific objective campaign objective column a strategic objective objective is notably a common objective overall objective objective cci ratings take objective hiring consideration objective keep the objective objective certification system catalog sales objective explain the objective main business main goal main website main main point main attractions main topics rhine main area main seo main collaboration main questions main companies main functions main difference
Arabský
Francúzsky
Fínsky
Holandský
Indonézsky
Japonský
Kórejčina
Maďarský
Nemecký
Nórsky
Portugalčina
Poľský
Rusky
Taliansky
Turecký
Vietnamčina
Česky
Čínsky
Španielsky
Švédsky