EN Let your chic hairstylist logo shine through, reflecting your talent and passion for hairstyling. Design your dream logo with ease through these flexible templates.
"let them shine" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
EN Let your chic hairstylist logo shine through, reflecting your talent and passion for hairstyling. Design your dream logo with ease through these flexible templates.
TR Şık kuaför logonuzun, yeteneğinizi ve saç stiline olan tutkunuzu yansıtacak şekilde parlamasını sağlayın. Esnek şablonlar sayesinde hayallerinizdeki logoyu kolaylıkla tasarlayın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
logo | logoyu |
design | tasarlayın |
flexible | esnek |
templates | şablonlar |
with ease | kolaylıkla |
and | ve |
EN Let the Traveler's Light shine through you with this custom Destiny collection from SteelSeries, inspired by a Guardian's powers.
TR Bir gardiyanın güçlerinden ilham alan SteelSeries'in bu özel Destiny koleksiyonuyla gezginin ışığının içinizde parlamasına izin verin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
this | bu |
EN Towels made of TENCEL™ Modal fibers retain outstanding color brilliance, making them shine perceptibly more vibrantly than cotton towels.
TR TENCEL™ Modal elyaflardan yapılan havlular, olağanüstü parlak renklerini korur ve pamuğa kıyasla gözle görülür derecede daha canlı bir ışıltı kazanır.
EN Polish your jewelry brand to a shine with a remarkable logo. Find beautiful designs made by professionals and personalize them with your name, style, and colors.
TR Mücevher markanızı akılda kalacak bir logo ile parlatın. Profesyoneller tarafından hazırlanan en güzel tasarımları bulun; kendi adınız, stiliniz ve renkleriniz ile kişiselleştirin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
find | bulun |
professionals | profesyoneller |
logo | logo |
beautiful | güzel |
designs | tasarımları |
by | tarafından |
name | adı |
a | bir |
and | ve |
EN Shine the light on what’s working and what’s not during the sales process. Identify why you win and build a team of A-players.
TR Satış sürecinde neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını ışıkla aydınlatın. Neden kazandığınızı belirleyin ve A-oyunculardan oluşan bir ekip oluşturun.
Angličtina | Turecký |
---|---|
build | oluşturun |
team | ekip |
sales | satış |
working | iş |
and | ve |
a | bir |
why | neden |
the | neyin |
process | sürecinde |
EN Ring Shine Logo is great if you're working in Accessories, Jewelry, Hand Made industries. Use this template to create a logo for your business or team
TR Eğer Aksesuarlar, Takı, El yapımı endüstrisinde çalışıyorsanız Yüzük Parlaklık Logosu harikadır. İşletmeniz veya takımınız için bir logo oluşturmak için bu şablonu kullanın
Angličtina | Turecký |
---|---|
accessories | aksesuarlar |
jewelry | takı |
hand | el |
if | eğer |
this | bu |
template | şablonu |
or | veya |
team | takım |
a | bir |
EN Naturally soft to the touch, TENCEL™ Lyocell fibers keep your living spaces pleasantly comfortable. Displaying a luxurious sheen and silky surface, TENCEL™ Lyocell fibers make carpets and upholstery shine radiantly with vibrant colors.
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar, doğal yumuşaklıklarıyla yaşam alanlarınıza hoş bir konfor getirir. Lüks bir ışıltı ve ipeksi yüzeyiyle TENCEL™ Lyocell elyaflar, canlı renkleriyle halılara ve döşemelere göz alıcı bir parlaklık katar.
EN Create Instagram posts and stories that shine
TR Dikkat çekici Instagram iletileri ve hikâyeleri oluşturun
Angličtina | Turecký |
---|---|
create | oluşturun |
and | ve |
EN How many people does a farmer feed? To what extent is German agriculture organic? These facts will help you shine in any discussions on the topic.
TR Bir Alman çiftçisi kaç kişiyi besliyor, Alman tarımı ne kadar „organik“? Bu olguları bilirsen, tarım konusundaki her sohbetin parlayan yıldızı olursun.
Angličtina | Turecký |
---|---|
german | alman |
agriculture | tarım |
organic | organik |
a | bir |
these | bu |
EN The Blue Tower, the Red Tower, the town silhouette and several old half-timbered houses around the market then shine in the festive glow of the fairy lights
TR Mavi kule, kırmızı kule, şehir silüeti ve pazar alanındaki birkaç Fachwerk bina, ışık zincirlerinin verdiği şatafatlı bir parıltı ile ışıldıyorlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
market | pazar |
red | kırmızı |
blue | mavi |
EN Dear Phemexers, Rise and shine, we are back with a new Phemex Earn promotion for you! As we start this new week, make the best use of our limited time offer of 7 Days Near Promotion on Phemex Earn,……
TR Sayın Phemex Kullanıcıları, Daha fazla kripto yatırımı yapmaya başlayabilmeniz için yeni bir etkinlik düzenliyoruz! Nihayetinde şu an, düşük fiyatlardan belli kriptoları elde etmek i……
EN Shine the light on what’s working and what’s not during the sales process. Identify why you win and build a team of A-players.
TR Satış sürecinde neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını ışıkla aydınlatın. Neden kazandığınızı belirleyin ve A-oyunculardan oluşan bir ekip oluşturun.
Angličtina | Turecký |
---|---|
build | oluşturun |
team | ekip |
sales | satış |
working | iş |
and | ve |
a | bir |
why | neden |
the | neyin |
process | sürecinde |
EN Huge challenges mean huge opportunities to shine
TR Devasa zorluklar, parlamak için büyük fırsatlar anlamına gelir
Angličtina | Turecký |
---|---|
huge | büyük |
challenges | zorluklar |
opportunities | fırsatlar |
to | anlamına |
EN Send out online invitations to your guests, keep them informed of all the updates, or let them count the days in excitement with a countdown landing page
TR Misafirlerinize online davetiyeler gönderin, onları güncel gelişmelerden haberdar edin ya da bir geri sayım sayfası oluşturarak heyecanı her zaman diri tutun
Angličtina | Turecký |
---|---|
online | online |
days | zaman |
page | sayfası |
send | gönderin |
in | da |
to | geri |
them | onları |
of | her |
EN Send out online invitations to your guests, keep them informed of all the updates, or let them count the days in excitement with a countdown landing page
TR Misafirlerinize online davetiyeler gönderin, onları güncel gelişmelerden haberdar edin ya da bir geri sayım sayfası oluşturarak heyecanı her zaman diri tutun
Angličtina | Turecký |
---|---|
online | online |
days | zaman |
page | sayfası |
send | gönderin |
in | da |
to | geri |
them | onları |
of | her |
EN Talk to each other, reason things out with someone else, but let there be no gossip or criticism of one another. Instead let the understanding, love and peace of the program grow in you one day at a time.
TR Birbirinizle konuşun, bir başkası ile aranızda bir mantık yürütün, ancak birbiriniz hakkında dedikodu veya eleştiri olmasın. Bunun yerine programın anlayışı, sevgisi ve huzurunun gün be gün içinizde büyümesine izin verin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
instead | bunun yerine |
program | programı |
to | hakkında |
and | ve |
at | nda |
or | veya |
a | bir |
with | ile |
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
Angličtina | Turecký |
---|---|
people | insanlara |
help | yardımcı |
you can | yapabileceğiniz |
global | küresel |
share | paylaşın |
world | dünya |
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN This still happens today: the helpers help them deal with government authorities, translate for them, give them language lessons, help with transport
TR Bu, bugün de hala böyle: Yardım gönüllüleri mültecilere resmi dairelere gidişlerinde eşlik ediyor, onlar için tercümanlık ediyor, lisan kursları veriyor ve sürücülük hizmetleri yapıyorlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
help | yardım |
this | bu |
today | bugün |
still | hala |
language | ve |
give | için |
the | böyle |
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
Angličtina | Turecký |
---|---|
repair | tamir |
quality | kalite |
competition | rekabeti |
prices | fiyatları |
up | yukarı |
and | ve |
have | var |
EN Bookending with another memberWhen you are going to engage in a middle line behavior, you can bookend by texting or calling another member to let them know. Then, you send another message once you have finished.
TR Başka bir üye ile rezervasyonBir orta hat davranışında bulunacağınız zaman, başka bir üyeye haber vermek için mesaj atarak veya arayarak rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ardından, bitirdikten sonra başka bir mesaj gönderirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
another | başka |
behavior | davranışı |
message | mesaj |
line | ile |
middle | orta |
or | veya |
member | üye |
a | bir |
EN Custom CSS feature of forms.app let them create forms exactly how they want
TR forms.app'ın özel CSS özelliği, formları tam olarak istedikleri şekilde oluşturmalarına olanak tanır
Angličtina | Turecký |
---|---|
css | css |
app | app |
feature | özelliği |
they want | istedikleri |
how | şekilde |
exactly | tam olarak |
forms | formları |
of | özel |
EN Choose a thematic slideshow template, upload your images or video clips, and let them come together with seamless transitions
TR Tematik bir paket seçin, resimleri ve video kliplerini projeye yükleyin ve bunların kusursuz geçişlerle bir araya gelmesini sağlayın
Angličtina | Turecký |
---|---|
choose | seçin |
upload | yükleyin |
images | resimleri |
video | video |
a | bir |
and | ve |
EN Easily collaborate with your colleagues to create the best content. Invite your clients or managers as guests and let them review your content.
TR En iyi içerikleri oluşturmak için ekip arkadaşlarınızla birlikte çalışın. Müşterilerinizi misafir olarak davet edin ve içeriklerinizi incelemelerine izin verin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
invite | davet |
your content | içeriklerinizi |
and | ve |
best | en |
EN Crisp comes with dedicated features that will help small businesses to automates repetitives tasks to let them close more deals
TR Crisp, küçük işletmelerin daha fazla anlaşma yapmalarını sağlamak için tekrarlayan görevleri otomatikleştirmelerine yardımcı olacak özel özelliklerle birlikte gelir
Angličtina | Turecký |
---|---|
crisp | crisp |
small | küçük |
businesses | işletmelerin |
tasks | görevleri |
help | yardımcı |
features | özelliklerle |
to | sağlamak |
with | birlikte |
will | olacak |
EN Our public status page integrates with your customer support tools. Your users will get a notification on the Knowledge Base as well as on the Crisp Chatbox to let them know that there is a problem on your services.
TR Genel durum sayfamız, müşteri destek araçlarınızla bütünleşir. Kullanıcılarınız, hizmetlerinizle ilgili bir sorun olduğunu bildirmek için Bilgi Tabanında ve Net Sohbet Kutusunda bir bildirim alır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
public | genel |
status | durum |
get | al |
notification | bildirim |
base | tabanı |
problem | sorun |
customer | müşteri |
support | destek |
on | ilgili |
as | sohbet |
is | olduğunu |
tools | araçları |
a | bir |
your | ve |
users | kullanıcılar |
EN If you continue to have issues, please contact Kobo Customer Care and let them know:
TR Sorun yaşamaya devam ederseniz, lütfen Kobo Müşteri Hizmetleri ile iletişime geçin ve size bildirin:
Angličtina | Turecký |
---|---|
continue | devam |
issues | sorun |
kobo | kobo |
contact | iletişime |
customer | müşteri |
and | ve |
please | lütfen |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
Angličtina | Turecký |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN If you have Zebra devices you're no longer using, don't let them sit idle
TR Artık kullanmadığınız Zebra cihazlarınız varsa bunlardan kurtulmak mümkün
Angličtina | Turecký |
---|---|
if | varsa |
zebra | zebra |
devices | cihazlar |
no longer | artık |
EN Give flesh and blood to your characters and let them run the action
TR Karakterlerinizi hayata geçirin ve bırakın aksiyonun içine dalsınlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
to | içine |
and | ve |
EN Our public status page integrates with your customer support tools. Your users will get a notification on the Knowledge Base as well as on the Crisp Chatbox to let them know that there is a problem on your services.
TR Genel durum sayfamız, müşteri destek araçlarınızla bütünleşir. Kullanıcılarınız, hizmetlerinizle ilgili bir sorun olduğunu bildirmek için Bilgi Tabanında ve Net Sohbet Kutusunda bir bildirim alır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
public | genel |
status | durum |
get | al |
notification | bildirim |
base | tabanı |
problem | sorun |
customer | müşteri |
support | destek |
on | ilgili |
as | sohbet |
is | olduğunu |
tools | araçları |
a | bir |
your | ve |
users | kullanıcılar |
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
Angličtina | Turecký |
---|---|
repair | tamir |
quality | kalite |
competition | rekabeti |
prices | fiyatları |
up | yukarı |
and | ve |
have | var |
EN And, instead of disposing of old devices which could potentially end up in a landfill, let Zebra safely recycle them for you -- for free
TR Ayrıca, katı atık sahasına gitmesi olası olan eski cihazları atmak yerine, Zebra’nın bunları sizin için, ücretsiz olarak geri dönüştürmesine izin verin
Angličtina | Turecký |
---|---|
old | eski |
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
a | olan |
of | in |
and | sizin |
EN If you have Zebra devices you're no longer using, don't let them sit idle
TR Artık kullanmadığınız Zebra cihazlarınız varsa bunlardan kurtulmak mümkün
Angličtina | Turecký |
---|---|
if | varsa |
zebra | zebra |
devices | cihazlar |
no longer | artık |
EN How are international students coping with the semester in Germany during the corona pandemic? Let them tell you themselves.
TR Uluslararası üniversite öğrencileri korona koşullarında eğitimlerini nasıl yürütüyor? Anlattıklarını buradan okuyabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
corona | korona |
international | uluslararası |
them | e |
how | nasıl |
EN Your Passwords are Private so let’s keep them secure
TR Parolalarınız özeldir ve güvende tutulmaları gerekir
Angličtina | Turecký |
---|---|
your | ve |
passwords | parolalar |
EN In today’s technology-fuelled world, mobile devices like smartphones have become an extension of us. Cyber criminals are now out to exploit that – so don’t let them.
TR Günümüzün teknolojik dünyasında akıllı telefonlar gibi mobil cihazlar sanki birer uzantımız haline geldi. Siber suçlular da bu durumdan faydalanmak istiyorlar. Onlara izin vermeyin.
Angličtina | Turecký |
---|---|
technology | teknolojik |
mobile | mobil |
devices | cihazlar |
cyber | siber |
in | da |
them | onlara |
to | gibi |
EN View-only links let them browse your interface without having an account – so they can see the latest data wherever, whenever.
TR Yalnızca görüntüleme bağlantıları, bir hesaba sahip olmadan arayüzünüze göz atmalarını sağlar - böylece en son verileri her yerde, her zaman görebilirler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
links | bağlantıları |
account | hesaba |
without | olmadan |
so | böylece |
data | verileri |
see | göz |
view | görüntüleme |
your | her |
only | yalnızca |
latest | son |
EN There are many different factors that go into figuring out the ranking of your content, so let’s take a look at them.
TR İçeriğinizin sıralamasını belirleyen birçok farklı faktör vardır, bu yüzden bunlara bir göz atalım.
Angličtina | Turecký |
---|---|
ranking | sıralaması |
many | çok |
so | bu yüzden |
at | göz |
different | farklı |
out | bu |
EN It is available in a range of offerings that let you build machine learning models wherever your data lives and deploy them anywhere in your hybrid multicloud environment.
TR Makine öğrenmesi modellerini, verileriniz nerede olursa olsun oluşturmanızı ve hibrit çok bulutlu ortamınızda her yerde devreye almanızı sağlayan çeşitli ürünlerde sunulur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
machine | makine |
models | modellerini |
hybrid | hibrit |
your data | verileriniz |
is | olsun |
them | e |
and | ve |
anywhere | her |
wherever | her yerde |
environment | ortamı |
EN Crisp comes with dedicated features that will help small businesses to automates repetitive tasks to let them close more deals
TR Crisp, küçük işletmelerin daha fazla anlaşma yapmalarını sağlamak için tekrarlayan görevleri otomatikleştirmelerine yardımcı olacak özel özelliklerle birlikte gelir
Angličtina | Turecký |
---|---|
crisp | crisp |
small | küçük |
businesses | işletmelerin |
tasks | görevleri |
help | yardımcı |
features | özelliklerle |
to | sağlamak |
with | birlikte |
will | olacak |
EN Our public status page integrates with your customer support tools. Your users will get a notification on the Knowledge Base as well as on the Crisp Chatbox to let them know that there is a problem with your services.
TR Genel durum sayfamız, müşteri destek araçlarınızla bütünleşir. Kullanıcılarınız, hizmetlerinizle ilgili bir sorun olduğunu bildirmek için Bilgi Tabanında ve Net Sohbet Kutusunda bir bildirim alır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
public | genel |
status | durum |
get | al |
notification | bildirim |
base | tabanı |
problem | sorun |
customer | müşteri |
support | destek |
on | ilgili |
as | sohbet |
is | olduğunu |
tools | araçları |
a | bir |
your | ve |
users | kullanıcılar |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
EN If you've signed up, then you've already agreed to abide by these rules. Don't ignore them. Instead, help us to create a collaborative environment where all traders are welcome. Let's build, not break things, people.
TR Kaydolduysanız, bu kurallara uymayı zaten kabul etmiş olursunuz. Onları göz ardı etmeyin. Bunun yerine, tüm işlemcilerin hoş karşılandığı ortak bir çalışma ortamı oluşturmamıza yardımcı olun. İnşa edelim, kırmayalım arkadaşlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
agreed | kabul |
collaborative | ortak |
these | bu |
environment | ortamı |
instead | bunun yerine |
help | yardımcı |
all | tüm |
EN Our users are our top priority and we won't let anyone bully or belittle them.
TR Kullanıcılarımız en önemli önceliğimizdir ve kimsenin zorbalık veya küçümsemesine izin vermeyeceğiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
top | en |
or | veya |
and | ve |
users | kullanıcılar |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov