EN Outside of Ahrefs being a great source of search data, they’re one of my top tools due to them listening to users and constantly improving their tools.
"improving" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
improving | daha iyileştirmek için |
EN Outside of Ahrefs being a great source of search data, they’re one of my top tools due to them listening to users and constantly improving their tools.
TR Ahrefs’in harika bir arama verisi kaynağı olmasının yanı sıra, kullanıcıları dinleyip araçlarını sürekli geliştirdikleri için, mevcut olan en iyi araçlardan biri.
Angličtina | Turecký |
---|---|
search | arama |
data | verisi |
constantly | sürekli |
source | kaynağı |
great | harika |
tools | araçlarını |
users | kullanıcıları |
top | en |
EN With a view to improving clarity and transparency in this context, Cell Press introduced the use of the CRediT taxonomy for research papers,
TR Bu bağlamda netliği ve şeffaflığı artırmak için Cell Press araştırma makaleleri için CRediT taksonomisinin kullanımına geçmiştir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
research | araştırma |
transparency | şeffaflığı |
and | ve |
this | bu |
of | in |
the | makaleleri |
use | kullanım |
EN Improving your website’s health requires constant attention
TR Websitenizin sağlığını geliştirmek sürekli dikkati gerektirir
Angličtina | Turecký |
---|---|
health | sağlığı |
requires | gerektirir |
constant | sürekli |
EN The Semrush SEO audit reports will regularly monitor your website, to make sure that its health is ever-improving, and you catch all upcoming issues before they become trouble.
TR Semrush SEO denetleme raporları, websitenizin sağlığının sürekli geliştiğinden emin olmak için websitenizi düzenli olarak izleyecek ve hataları sorun haline gelmeden önce yakalayacaksınız.
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
health | sağlığı |
issues | sorun |
your website | websitenizin |
its | in |
all | sürekli |
reports | raporları |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
EN You don’t have to be an SEO expert to find out what’s wrong with your website. Sign up for our free Website Checker and start improving your website today.
TR Web sitenizde neyin yanlış gittiğini bulmak için bir SEO uzmanı olmanıza gerek yok. Ücretsiz Web Sitesi Denetleyicimize kaydolun ve web sitenizi bugün geliştirmeye başlayın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
seo | seo |
start | başlayın |
today | bugün |
your website | sitenizde |
wrong | yanlış |
expert | uzman |
have | gerek |
and | ve |
EN Most of these fixes are easy to do yourself – you can start improving your website’s potential today.
TR Bu düzeltmelerin çoğunu kendiniz kolayca yapabilirsiniz - web sitenizin potansiyelini iyileştirmeye hemen bugün başlayabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
your | bu |
yourself | kendiniz |
easy | kolayca |
websites | web |
potential | potansiyelini |
are | hemen |
today | bugün |
EN Sign up for Ahrefs Webmaster Tools and start improving
TR Ahrefs Webmaster Araçlarına kaydolun ve
Angličtina | Turecký |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
and | ve |
webmaster | webmaster |
sign up | kaydolun |
tools | araçları |
EN Sign up for Ahrefs Webmaster Tools for free and start improving
TR Ahrefs Webmaster Tools için ücretsiz şekilde kaydolun ve
Angličtina | Turecký |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
webmaster | webmaster |
sign up | kaydolun |
free | ücretsiz |
and | ve |
EN When the processing is necessary for our legitimate business interests (or those of our Enterprise Customers), including but not limited to, improving the Consumer Services or providing our Products;
TR İşleme, Tüketici Hizmetlerinin iyileştirilmesi veya Ürünlerimizin sağlanması dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, meşru iş çıkarlarımız (veya Kurumsal Müşterilerimizin çıkarları) için gerekli olduğunda;
Angličtina | Turecký |
---|---|
necessary | gerekli |
legitimate | meşru |
consumer | tüketici |
services | hizmetlerinin |
limited | sınırlı |
when | olduğunda |
enterprise | kurumsal |
of | in |
including | dahil |
or | veya |
EN Like human beings, we have the odd fault or two and we’re constantly updating and improving every aspect of Last.fm, ironing out new-found bugs and making subtle changes to things like our recommendation algorithms
TR Her insanın olduğu gibi bizim de bir iki hatamız oluyor, Last.fm'in tüm özelliklerini sürekli olarak güncelleyip geliştirerek, yeni bulunan hataları çözümlüyoruz ve öneri algoritmalarımız gibi şeylerde küçük değişiklikler yapıyoruz
Angličtina | Turecký |
---|---|
human | insan |
changes | değişiklikler |
algorithms | algoritmaları |
found | bulunan |
last | last |
new | yeni |
constantly | sürekli olarak |
and | ve |
the | gibi |
two | iki |
EN Have you ever tried to change web pages' content to get better search results, but failed? Start from correcting meta tags, internal linking and improving page speed results.
TR Web sitesi sayfasının metnini bin kez değiştirdiniz ancak hala yayınlanmıyor mu? Doğru meta etiketleri, iyi bir iç bağlantı ve seri sayfa hızı sıralamanızı etkiliyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
meta | meta |
tags | etiketleri |
linking | bağlantı |
better | iyi |
web | web |
but | ancak |
and | ve |
to | doğru |
EN Some web pages are more valuable than others. Start from improving pages which bring the most of traffic and sales.
TR Çoğu web sitesinde, bazı sayfalar diğerlerinden daha değerlidir. Trafik ve satıştan en iyi şekilde yararlanan sayfaların geliştirilmesinden başlayın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
start | başlayın |
of | ın |
traffic | trafik |
sales | satış |
most | en |
web | web |
some | bazı |
and | ve |
the | şekilde |
more | daha |
pages | sayfalar |
EN Healthcare automation: Improving practice productivity
TR Tek oturum açma Jotform Kurumsal kullanıcıları için nasıl çalışır?
EN Three-zone motors use a disc valve that rotates with the output shaft, improving mechanical and volumetric efficiency.
TR Üç alanlı motorlar çıkış mili etrafında dönen bir disk valfi kullanır ve bu şekilde mekanik ve hacimsel verimliliği arttırırlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
mechanical | mekanik |
efficiency | verimliliği |
output | çıkış |
use | kullan |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN Improving the working lives of millions of people all over the world is what drives us
TR Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın çalışma hayatını iyileştirmek bizi harekete geçiriyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
improving | iyileştirmek |
people | insan |
world | dünyanın |
working | çalışma |
us | bizi |
the | dört |
EN Improving customer relation is all about service and support
TR Müşteri ilişkilerini geliştirmek tamamen hizmet ve destekle ilgilidir
Angličtina | Turecký |
---|---|
customer | müşteri |
all | tamamen |
and | ve |
service | hizmet |
support | destekle |
EN Improving conversion rate and real-time assistance to leads and customers
TR Müşteri adaylarına ve müşterilere dönüşüm oranını ve gerçek zamanlı yardımı iyileştirme
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
assistance | yardım |
real | gerçek |
time | zamanlı |
conversion | dönüşüm |
rate | oranı |
EN Callisto aims to increase the security of the ecosystem by improving smart-contract development methods
TR Callisto akıllı kontrat geliştirme yöntemlerini iyileştirerek, ekosistemin güvenliğine katkıda bulunmayı hedefler
Angličtina | Turecký |
---|---|
security | güvenli |
development | geliştirme |
methods | yöntemlerini |
smart | akıllı |
contract | kontrat |
EN EFA can scale to thousands of GPUs, significantly improving the throughput and scalability of deep learning training models, which leads to faster results.
TR EFA, binlerce GPU’ya ölçeklenebilir ve böylece derin öğrenme eğitim modellerinin aktarım hızı ile ölçeklenebilirliğini önemli ölçüde iyileştirerek sonuçların daha hızlı alınmasını sağlayabilir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
models | modellerinin |
faster | hızlı |
deep | derin |
and | ve |
to | böylece |
training | eğitim |
the | ile |
EN You can earn up to $25 per sale. We have flexible pricing depends on country. We're constantly improving our conversion rate and sale amount.
TR Satış başına 25 dolara kadar kazanabilirsiniz. Ülkeye bağlı olarak esnek fiyatlandırmamız var. Dönüşüm oranımızı ve satış miktarımızı sürekli iyileştiriyoruz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
flexible | esnek |
constantly | sürekli |
rate | oranı |
amount | miktarı |
sale | satış |
depends | bağlı |
have | var |
and | ve |
conversion | dönüşüm |
to | kadar |
per | başına |
EN As part of our global inclusiveness strategy, we are in the process of improving the accessibility of our websites to provide an experience that is inclusive for all users
TR Küresel kapsayıcılık stratejimizin bir parçası olarak, tüm kullanıcıları kapsayan bir deneyim sunmak için web sitelerimizin erişilebilirliğini geliştirme süreci içindeyiz
Angličtina | Turecký |
---|---|
websites | web |
experience | deneyim |
inclusive | kapsayıcı |
global | küresel |
users | kullanıcıları |
process | süreci |
all | tüm |
EN • Static cornering lights provide an additional beam of light to illuminate the inside of bends, improving visibility and safety.
TR • Statik viraj lambaları, virajların iç kısmını aydınlatmak, görüş ve güvenliği iyileştirmek için ek bir ışık demeti sağlar.
EN Against this backdrop, Germany is committed to improving the health situation of people worldwide and promoting healthcare equality
TR Bu durumu dikkate alan Almanya, dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlık koşullarını iyileştirmeye ve sağlıkta eşit imkanları teşvik etmeye yönelik güçlü çabalar sergiliyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
germany | almanya |
situation | durumu |
worldwide | dünyanın |
promoting | teşvik |
and | ve |
this | bu |
to | etmeye |
people | insanlar |
health | sağlık |
of | yönelik |
the | dört |
EN This report aims at improving innovation, urban data collection and analysis, and open data capacities in democratic civic governance in Turkey.
TR Rapor, Türkiye’deki demokratik kent yönetişiminde inovasyon ve kentlerin veri toplama, analiz etme ve herkes için veriyi açma kapasitelerini artırmayı hedeflemektedir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
report | rapor |
innovation | inovasyon |
urban | kent |
collection | toplama |
democratic | demokratik |
and | ve |
data | veri |
analysis | analiz |
EN Hexnode UEM makes it easy to secure, monitor and manage IoT devices, improving device uptime at a reduced cost.
TR Hexnode Birleşik Uç Nokta Yönetimi, Nesnelerin İnterneti cihazlarını güvene almak, izlemek ve yönetmeyi kolay kılarak, daha az maliyetle cihaz çalışma süresini artırır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
monitor | izlemek |
and | ve |
hexnode | hexnode |
a | birleşik |
manage | yönetimi |
easy | kolay |
to | daha |
device | cihaz |
devices | cihazlar |
EN Improving pricing, sales processes and organization
TR Fiyatlandırma, satış süreçlerini ve organizasyonu iyileştirme
Angličtina | Turecký |
---|---|
pricing | fiyatlandırma |
and | ve |
sales | satış |
EN An extremely wide community participates in the development and improvement of software, decreasing costs and improving efficiency.
TR Son derece geniş bir topluluk yazılımın geliştirilmesi ve iyileştirilmesine katılır. Böylece maliyetler düşer, verimlilik artar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
extremely | son derece |
community | topluluk |
development | geliştirilmesi |
efficiency | verimlilik |
wide | geniş |
and | ve |
software | yazılım |
EN Improving shelter for the displaced within the camps
TR WATAN GUTA ÇOCUKLARINI KURTARIN KAMPANYASINI BAŞLATTI
EN To learn from best practices how to protect civic space, what are the available methodologies for monitoring (some of the elements of) civic space, and what can be the tools for advocacy for improving the civic space.
TR Sivil alanın nasıl korunacağını en iyi uygulamalardan, sivil alanın izlenmesi için mevcut metodolojilerin (bazı unsurlarınının) neler olduğunu ve sivil alanı iyileştirmek için savunuculuk araçlarının neler olabileceğini öğrenmek.
Angličtina | Turecký |
---|---|
advocacy | savunuculuk |
improving | iyileştirmek |
space | alan |
of | in |
tools | araçları |
what | neler |
best | en |
some | bazı |
how | nasıl |
EN Only projects aiming at improving the conservation status of globally threatened tree species listed on the IUCN Red List of Threatened species will be eligible.
TR Yalnızca, IUCN Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nde listelenen küresel olarak tehdit altındaki ağaç türlerinin koruma statüsünü iyileştirmeyi amaçlayan projeler fon için uygun olacaktır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
projects | projeler |
conservation | koruma |
status | statü |
listed | listelenen |
eligible | uygun |
tree | ağaç |
of | in |
globally | küresel olarak |
red | kırmızı |
only | yalnızca |
will | olacaktır |
EN Improving the legislative environment regarding the activities of CSOs and their participation in policymaking,
TR STK’ların faaliyetlerine ve politika oluşturmaya katılımlarına ilişkin mevzuat ortamının iyileştirilmesi,
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
environment | ortamı |
of | nın |
EN The European Cultural Foundation brings together the policymaking process and practices with the aim of improving artistic and cultural expression and making an impact on European cultural policies and strategies.
TR Avrupa Kültür Vakfı ( European Cultural Foundation) sanatsal ve kültürel ifade biçimlerini geliştirmek ve Avrupa kültür politikaları ve stratejilerinde etki yaratmak hedefiyle, politika üretim süreci ve uygulamayı bir araya getirir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
brings | getirir |
process | süreci |
expression | ifade |
impact | etki |
foundation | vakfı |
and | ve |
cultural | kültürel |
european | avrupa |
policies | politikalar |
EN Cookies do lots of different things, for example, remembering user preferences, letting users navigate between pages efficiently and generally improving the user experience
TR Çerezler, kullanıcı tercihlerini hatırlamak, kullanıcıların sayfalar arasında verimli bir şekilde gezinmesine izin vermek ve genellikle kullanıcı deneyimini geliştirmek için birçok farklı şey yapar
Angličtina | Turecký |
---|---|
do | yapar |
pages | sayfalar |
efficiently | verimli |
generally | genellikle |
experience | deneyimini |
user | kullanıcı |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
different | farklı |
users | kullanıcılar |
for | için |
lots | çok |
EN These benefit energy, telecommunications and utilities companies by meeting heightened service demands, improving ROI and gaining a performance edge at the front line of service.
TR Bunlar, enerji, telekomünikasyon ve altyapı hizmetleri şirketlerine, artan hizmet taleplerini karşılama, ROI oranını yükseltme ve hizmetin ileri hatlarında performans üstünlüğü elde etme yoluyla avantaj sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
benefit | avantaj |
energy | enerji |
telecommunications | telekomünikasyon |
demands | taleplerini |
at | nda |
utilities | altyapı |
performance | performans |
and | ve |
service | hizmet |
the | etme |
of | ın |
by | yoluyla |
EN Meanwhile, managing the pharmaceutical supply chain is complex with greater demands for business innovation, security, reducing costs and improving customer satisfaction.
TR Bu arada, ilaç tedarik zincirinin yönetilmesi, iş inovasyonuna, güvenliğe, maliyetlerin düşürülmesine ve müşteri memnuniyetinin artırılmasının daha fazla talep edilmesiyle daha karmaşık bir hale gelmektedir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
supply | tedarik |
complex | karmaşık |
security | güvenli |
customer | müşteri |
pharmaceutical | ilaç |
and | ve |
greater | daha fazla |
the | fazla |
EN The UWB system provides the lowest cost-of-ownership in the industry by improving installation ease, visibility, scalability, performance, asset tracking and tag management.
TR UWB sistemi, kurulum kolaylığı, izlenebilirlik, ölçeklenebilirlik, performans, varlık takibi ve etiket yönetimini geliştirerek sektördeki en düşük sahip olma maliyetini sunar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
uwb | uwb |
system | sistemi |
provides | sunar |
installation | kurulum |
visibility | izlenebilirlik |
performance | performans |
asset | varlık |
tracking | takibi |
and | ve |
tag | etiket |
management | yönetimini |
ease | kolaylığı |
cost | maliyetini |
lowest | en düşük |
EN Inventory management is a critical component to customer satisfaction and improving business operations
TR Envanter yönetimi, müşteri memnuniyeti ve iş çalışmalarını geliştirmenin önemli bir parçasıdır
Angličtina | Turecký |
---|---|
inventory | envanter |
customer | müşteri |
satisfaction | memnuniyeti |
critical | önemli |
management | yönetimi |
and | ve |
a | bir |
EN They can now easily manage cross-country access to different resources, improving efficiency for the team
TR Şimdi onlar, ekip için verimliliği artırarak farklı kaynaklara farklı ülkelerden kolayca erişim sağlayabiliyorlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
easily | kolayca |
access | erişim |
resources | kaynaklara |
efficiency | verimliliği |
different | farklı |
team | ekip |
EN Our firm actively participates in administrative processes for improving and modifying regulations, frequently submitting position papers to the Turkish Customs Directorate.
TR Moroğlu Arseven, mevzuatın geliştirilmesi ve değiştirilmesine ilişkin idari süreçlerde aktif olarak görev alır ve Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne sık sık görüş bildirir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
administrative | idari |
frequently | sık |
and | ve |
EN Offering endless design possibilities, TENCEL™ Modal fibers can be blended with other fibers to significantly improving the softness and comfort of fabrics.
TR Sonsuz tasarım imkanı sunan TENCEL™ Modal elyafları konvansiyonel makinelerle diğer elyaflarla karıştırılabilir ve işlenebilir, böylece kumaşların yumuşaklığı ve konforu önemli ölçüde artırılabilir.
EN We actively contribute towards improving the ecological performance throughout entire value chains, thus enhancing the environmental benefit of the end products
TR Tüm değer zincirinde ekolojik performansı ve buna bağlı olarak son ürünlerin çevresel faydalarını artırmaya aktif katkı sağlıyoruz
Angličtina | Turecký |
---|---|
actively | aktif |
ecological | ekolojik |
value | değer |
products | ürünlerin |
environmental | çevresel |
contribute | katkı |
entire | de |
end | son |
EN Make sure that your site's health is ever-improving, and catch all upcoming issues before they become trouble.
TR Sitenizin sağlığının sürekli iyileştiğinden emin olun ve ortaya çıkan tüm sorunları sıkıntılı hale gelmeden yakalayın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
health | sağlığı |
issues | sorunları |
all | tüm |
sure | emin |
and | ve |
EN ISSA™ 3 stars concentric ridges on the back to clean tongue and cheeks for an immediate full-mouth clean, removing more bacteria and improving overall mouth hygiene
TR ISSA™ 3’ün arka kısmındaki çıkıntılar, anında tam ağız temizliği için dili ve yanakları temizler, daha fazla bakteriyi giderir ve genel ağız hijyenini iyileştirir.
EN ISO/IEC 27032:2012 provides guidance for improving the state of Cybersecurity, drawing out the unique aspects of that activity, and its dependencies on other security domains
TR ISO/IEC 27032:2012 Siber güvenlik durumunu iyileştirmek, bu etkinliğin benzersiz yönlerini ve diğer güvenlik etki alanlarına olan bağımlılıklarını ortaya çıkarmak için rehberlik sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
iso | iso |
iec | iec |
guidance | rehberlik |
improving | iyileştirmek |
unique | benzersiz |
other | diğer |
and | ve |
security | güvenlik |
provides | sağlar |
of | in |
for | için |
EN ISO/IEC 27701:2019 specifies requirements and provides guidance for establishing, implementing, maintaining and continually improving a Privacy Information Management System (PIMS)
TR ISO/IEC 27701:2019 Bu belge, bir Gizlilik Bilgi Yönetim Sisteminin (PIMS) kurulması, uygulanması, sürdürülmesi ve sürekli iyileştirilmesi için gereklilikleri belirtir ve rehberlik sağlar
Angličtina | Turecký |
---|---|
iso | iso |
iec | iec |
requirements | gereklilikleri |
provides | sağlar |
guidance | rehberlik |
continually | sürekli |
privacy | gizlilik |
management | yönetim |
system | sisteminin |
and | ve |
information | bilgi |
a | bir |
for | için |
EN IMPROVING TRAFFIC BY WAY OF VIDEO ANALYTICS
TR VİDEO ANALİTİKLERİ YOLUYLA TRAFİĞİ İYİLEŞTİRME
Angličtina | Turecký |
---|---|
by | yoluyla |
EN Improving conversion rate and real-time assistance to leads and customers
TR Müşteri adaylarına ve müşterilere dönüşüm oranını ve gerçek zamanlı yardımı iyileştirme
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
assistance | yardım |
real | gerçek |
time | zamanlı |
conversion | dönüşüm |
rate | oranı |
EN Improving the educational level of gynecologic oncology nurses via dedicated workshops
TR Özellikli çalıştaylar ile jinekolojik onkoloji hemşirelerinin öğrenim düzeyinin arttırılması
EN It takes the cost of unused minutes and seconds in an hour off of the bill, so you can focus on improving your applications instead of maximizing usage to the hour
TR Bir saat boyunca kullanılmayan dakika ve saniyelerin faturaya yansımamasını sağlayarak saatlik kullanımı en üst düzeye çıkarmak yerine uygulamalarınızı geliştirmeye odaklanmanızı mümkün kılar
Angličtina | Turecký |
---|---|
minutes | dakika |
usage | kullanım |
can | mümkün |
applications | uygulamalar |
and | ve |
off | bir |
hour | saat |
to | üst |
EN For more about ACSC’s role in promoting and improving Australian cyber security, see the Cyber Security webpage on the ASD website or the ACSC website.
TR ACSC'nin Avustralya siber güvenliğini geliştirme ve iyileştirmedeki rolü hakkında daha fazla bilgi için, ASD veya ACSC web sitesindeki Siber Güvenlik web sayfasına göz atın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
see | göz |
security | güvenlik |
about | hakkında |
role | rol |
cyber | siber |
or | veya |
for | için |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov