EN The hydrogen economy encompasses the domains of hydrogen generation, storage, transmission/distribution, and use
EN The hydrogen economy encompasses the domains of hydrogen generation, storage, transmission/distribution, and use
TR Hidrojen ekonomisi; hidrojenin üretimi, depolanması, iletimi/dağıtımı ve kullanılması alanlarını kapsamaktadır
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
economy | ekonomisi |
of | ın |
distribution | dağıtım |
and | ve |
use | kullanılması |
EN In this regard, as ASPİLSAN Enerji, we work with our Istanbul R&D Unit on the production (electrolyser) and use (fuel cells) of clean (green) hydrogen within the hydrogen ecosystem.
TR Bu bağlamda; ASPİLSAN Enerji olarak hidrojen ekosistemi içinde; temiz (yeşil) hidrojenin üretimi (elektrolizör) ve tüketimi (yakıt pilleri) konularında İstanbul Ar-Ge Birimimiz ile faaliyet göstermekteyiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
enerji | enerji |
fuel | yakıt |
clean | temiz |
hydrogen | hidrojen |
ecosystem | ekosistemi |
production | üretimi |
this | bu |
in | içinde |
and | ve |
green | yeşil |
EN Hydrogen strategy: eco-friendly hydrogen, the fuel of the future
TR Hidrojen stratejisi: Geleceğin yakıtı yeşil hidrojen
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
strategy | stratejisi |
fuel | yakıt |
of | in |
future | geleceğin |
the | yeşil |
EN Eco-friendly hydrogen is regarded as a “silver bullet” when it comes to fighting climate change. With its hydrogen strategy, Germany is now promoting its production.
TR İklim değişikliğine karşı elimizdeki sihirli çözüm, yeşil hidrojen. Hidrojen stratejisiyle Almanya, üretimi teşvik ediyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
production | üretimi |
promoting | teşvik |
germany | almanya |
to | karşı |
EN 20 years ago, Germany was already hoping that hydrogen would largely replace petrol and diesel in a matter of years. To date, however, hydrogen is available at only just under 100 of Germany’s 14,500 or so petrol stations.
TR Almanya bundan 20 yıl önce, hidrojenin birkaç yıla kalmadan benzin ve dizel yakıtın yerini alacağını umut ediyordu. Fakat bugün Almanya’daki yaklaşık 14.500 benzinciden sadece 100’ünde hidrojen satışa sunuluyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
germany | almanya |
hydrogen | hidrojen |
diesel | dizel |
years | yıl |
and | ve |
a | birkaç |
in | önce |
EN Combined with hydrogen, CO2 can be converted into petrol, diesel and kerosene; the required hydrogen can be obtained from solar electricity by means of electrolysis
TR Hidrojenle bağlantı içindeki CO2, benzine, dizele ve kerozine dönüştürülebiliyor; bunun için gerekli olan hidrojen, elektroliz aracılığıyla güneş elektriğinden elde edilebiliyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
required | gerekli |
solar | güneş |
can | ne |
and | ve |
obtained | elde |
of | in |
be | olan |
EN For example, the P2X team is working among other things on developing concepts for the optimal management of hydrogen filling stations and is testing how industrial furnaces could be inexpensively heated using hydrogen.
TR P2X ekibi, örneğin hidrojen dolum istasyonlarının optimal bir şekilde işleyebilmesi için konseptler geliştiriyor, endüstriyel fırınların hidrojenle nasıl ekonomik bir şekilde ısıtılabileceğini test ediyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
team | ekibi |
working | iş |
hydrogen | hidrojen |
testing | test |
industrial | endüstriyel |
among | bir |
for | için |
how | nasıl |
of | in |
and | şekilde |
EN Munich now offers the world’s first car-sharing service that exclusively uses fuel-cell vehicles running on hydrogen: BeeZero.
TR Almanya’daki start up çevresi hiç bu kadar canlı olmamıştı. Başarılı iş kuran küçük girişimciler üzerine küçük bir seri. 1. Kısım: BT alanındaki start up’lar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
on | üzerine |
now | bu |
the | bir |
EN Hydrogen produced in a climate-friendly way could help us to reduce CO2 emissions more quickly. Why is the gas so suitable?
TR İklim dostu yöntemlerle üretilen hidrojen, CO2 emisyonlarının daha hızlı düşmesine yardımcı olabilir. Peki, bu gaz neden bu kadar uygun?
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
could | olabilir |
gas | gaz |
suitable | uygun |
friendly | dostu |
produced | üretilen |
quickly | hızlı |
emissions | emisyonlarını |
help | yardımcı |
why | neden |
EN Effect of Different Zinc Concentrations on Total Protein, Hydrogen Peroxide Content and Peroxidase Activity in Pepper (Capsicum annuum l.) Seedlings
TR Biber (Capsicum annuum L.) Fidelerinde Farklı Çinko Konsantrasyonlarının Total Protein, Hidrojen Peroksit İçeriği ve Peroksidaz Aktivitesi Üzerine Etkisi
Angličtina | Turecký |
---|---|
effect | etkisi |
hydrogen | hidrojen |
and | ve |
different | farklı |
of | nın |
EN Mild dish soap, 70% Isopropyl Alcohol solution, 0.5-3% Hydrogen Peroxide solution, 1:10 Diluted 5.5% Bleach (Sodium Hypochlorite) solution3
TR Hafif bulaşık deterjanı, %70 İzopropil Alkol solüsyonu, %0,5-3 Hidrojen Peroksit solüsyonu:, 1:10 Diluted %5.5 çamaşır suyu (Sodyum Hipoklorid) solsyonu:3
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
EN ASPİLSAN Enerji is a member of the European Clean Hydrogen Alliance, a group of European firms, universities, and research institutes committed to achieving carbon-free climate targets by 2050.
TR ASPİLSAN Enerji, 2050 yılı karbonsuz iklim hedefleri konusunda taahhüt veren Avrupa’daki firma/üniversite/araştırma enstitülerinin bulunduğu European Clean Hydrogen Alliance’in üyesidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
enerji | enerji |
research | araştırma |
climate | iklim |
universities | üniversite |
is | bulunduğu |
european | european |
to | konusunda |
EN Hydrogen will be used not just for today's applications and energy, but also for heat in industry and as a transportation fuel to reach zero carbon emissions
TR Sıfır karbon emisyonuna ulaşmak için, hidrojen yalnızca bugünkü kullanımları ve elektrik için değil, aynı zamanda endüstride ısı için ve ulaşımda yakıt olarak kullanılacaktır
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
energy | elektrik |
fuel | yakıt |
zero | sıfır |
carbon | karbon |
heat | ısı |
and | ve |
a | aynı |
EN Toyota is also a market leader in hydrogen fuel-cell vehicles
TR Toyota ayrıca hidrojen yakıt hücreli araçlarda pazar lideridir
Angličtina | Turecký |
---|---|
toyota | toyota |
also | ayrıca |
market | pazar |
hydrogen | hidrojen |
fuel | yakıt |
EN Germany is relying on green hydrogen in the energy transition. It is to be produced primarily by international partners.
TR Enerji dönüşümünde Almanya, yeşil hidrojene bel bağlıyor. Hidrojenin her şeyden önce uluslararası ortaklarca üretilmesi öngörülüyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
germany | almanya |
energy | enerji |
international | uluslararası |
to | her |
green | yeşil |
EN Hydrogen produced in a climate-friendly way could help us to reduce CO2 emissions more quickly. Why is the gas so suitable?
TR İklim dostu yöntemlerle üretilen hidrojen, CO2 emisyonlarının daha hızlı düşmesine yardımcı olabilir. Peki, bu gaz neden bu kadar uygun?
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
could | olabilir |
gas | gaz |
suitable | uygun |
friendly | dostu |
produced | üretilen |
quickly | hızlı |
emissions | emisyonlarını |
help | yardımcı |
why | neden |
EN Hydrogen: the key to the Energy Transformation?
TR Hidrojen: Enerji dönüşümünün anahtarı mı ?
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
energy | enerji |
transformation | dönüşüm |
key | anahtar |
EN Mainz: hydrogen is produced with wind energy.
TR Mainz: Rüzgâr enerjisiyle hidrojen üretiliyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
wind | rüzgâr |
EN This poses another challenge: if we want to use green hydrogen on a large scale, the demand for renewable energy will also increase enormously
TR Buradan, aşılması zor bir engel daha ortaya çıkıyor: Eğer yeşil hidrojeni büyük çapta kullanmak istiyorsak, yenilenebilir enerji ihtiyacı da olağanüstü boyutlarda artıyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
if | eğer |
renewable | yenilenebilir |
energy | enerji |
also | da |
this | buradan |
large | büyük |
a | bir |
to use | kullanmak |
to | e |
green | yeşil |
EN Together with Morocco, Germany is planning the first industrial plant for green hydrogen in Africa.
TR Almanya Fas‘la birlikte Afrika’daki ilk endüstriyel yeşil hidrojen tesisini yapmayı planlıyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
germany | almanya |
industrial | endüstriyel |
hydrogen | hidrojen |
first | ilk |
green | yeşil |
with | birlikte |
EN In order to increase the dynamics in the field of hydrogen technology, at the beginning of February 2021 the Federal Ministry of Education and Research announced a competition for the establishment of international research projects
TR Almanya Federal Araştırma Bakanlığı, hidrojen teknolojisindeki dinamizmi artırmak için, Şubat 2021 başlarında uluslararası araştırma projelerini geliştirme amaçlı bir yarışma açtı
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
federal | federal |
ministry | bakanlığı |
international | uluslararası |
research | araştırma |
at | nda |
of | in |
a | bir |
increase | artırmak |
EN In June 2020, the German government adopted its national hydrogen strategy
TR 2020 Haziran ayında Alman hükümeti, ulusal hidrojen stratejisine imza attı
Angličtina | Turecký |
---|---|
june | haziran |
government | hükümeti |
national | ulusal |
hydrogen | hidrojen |
EN To achieve this, Germany and the EU are pinning their hopes chiefly on eco-friendly hydrogen; obtained from renewable energy, it is climate neutral
TR Almanya ve AB öncelikli olarak, yenilenebilir enerjiden elde edilen ve dolayısıyla iklim açısından nötr olan yeşil hidrojene güveniyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
germany | almanya |
eu | ab |
renewable | yenilenebilir |
climate | iklim |
neutral | nötr |
obtained | elde |
from | açısından |
the | yeşil |
to | olarak |
and | ve |
is | olan |
EN Eco-friendly hydrogen as an alternative to batteries
TR Aküye alternatif yeşil hidrojen
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
alternative | alternatif |
EN The first two hydrogen-powered trains were already launched in Germany in 2018
TR Almanya’nın hidrojenle çalışan ilk iki treni 2018’de seferlerine başladı
Angličtina | Turecký |
---|---|
first | ilk |
EN German Economics Minister Peter Altmaier is convinced that eco-friendly hydrogen is the “clean fuel of the future”
TR Alman Federal Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, yeşil hidrojenin “geleceğin temiz yakıtı” olduğu konusunda çok emin
EN Because only around 60 percent of the nominal wind power that is generated there can actually be used at present, hydrogen production would increase the efficiency of the offshore wind farms significantly.
TR Hesaplara göre rüzgârdan elde edilen elektriğin şu anda sadece yaklaşık yüzde 60’ı gerçekten kullanılabildiği için, hidrojen üretimi deniz üstü rüzgâr çiftliklerinin verimliliğini belirgin ölçüde yükseltecektir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
percent | yüzde |
wind | rüzgâr |
actually | gerçekten |
hydrogen | hidrojen |
efficiency | verimliliğini |
production | üretimi |
at | de |
the | anda |
only | sadece |
EN Munich now offers the world’s first car-sharing service that exclusively uses fuel-cell vehicles running on hydrogen: BeeZero.
TR Münih’te dünyanın yalnızca hidrojenle çalışan yakıt hücreleri kullanan araçların sunulduğu ilk car sharing servisi hizmete girdi: “Bee Zero“.
Angličtina | Turecký |
---|---|
first | ilk |
uses | kullanan |
vehicles | araçlar |
service | hizmete |
EN There is a new scheme in Munich for eco-friendly car drivers: the first car-sharing service that uses fuel-cell vehicles powered by hydrogen
TR Münih’te çevreye duyarlı sürücüler için yeni bir seçenek var: hidrojenle çalışan yakıt hücreleri kullanan ilk car sharing (araba paylaşımı) servisi
Angličtina | Turecký |
---|---|
drivers | sürücüler |
service | servisi |
fuel | yakıt |
sharing | paylaşımı |
car | araba |
first | ilk |
new | yeni bir |
EN The offer is completely carbon neutral because the hydrogen used by the propulsion system is produced 100% with green technologies
TR Bu araçlar karbondioksit salımı açısından tamamen nötr çünkü kullandıkları hidrojen tamamen doğa dostu yöntemlerle elde ediliyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
completely | tamamen |
neutral | nötr |
hydrogen | hidrojen |
because | çünkü |
with | elde |
EN Energy transition: international production of green hydrogen
TR Enerji Dönüşümü: Yeşil hidrojenin enetrnasyonal üretimi
Angličtina | Turecký |
---|---|
energy | enerji |
green | yeşil |
production | üretimi |
EN Pilot concepts show companies and politicians how the production and export of green hydrogen could be realized economically
TR Pilot konseptler, firmalara ve siyasetçilere yeşil hidrojen üretiminin ve ihracının ekonomik olarak nasıl gerçekleştirilebileceğini gösteriyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
and | ve |
how | nasıl |
green | yeşil |
EN A total of 31 countries are included in the Hydrogen Potential Atlas. Five factors play a special role in the evaluation:
TR Toplam 31 ülke, Hidrojen Potansiyel Atlası’nda yer alıyor. Değerlendirmede beş faktör özel bir rol oynuyor:
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
potential | potansiyel |
atlas | atlas |
role | rol |
countries | ülke |
EN the land available for the production of green hydrogen,
TR yeşil hidrojen üretimi için mevcut alanlar,
Angličtina | Turecký |
---|---|
available | mevcut |
hydrogen | hidrojen |
production | üretimi |
of | in |
for | için |
green | yeşil |
EN the cost efficiency of the hydrogen production,
TR hidrojen üretiminin masraf verimi,
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
EN Hydrogen is the energy of the future for Germany. That is why it is being used more and more frequently in mobility.
TR Hidrojen, Almanya’ya göre geleceğin enerjisi. Bu yüzden mobilite alanında gitgide daha sık kullanılıyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
future | geleceğin |
used | kullanılıyor |
frequently | sık |
mobility | mobilite |
of | in |
why | bu |
for | göre |
more | daha |
EN This includes electric vehicles, heat pumps, electric ovens and heating systems for industrial processes as well as hydrogen and synthetic fuels
TR Bunların içinde endüstri süreçleri için elektrikli otomobiller, ısı pompaları, eletrikli fırın ve kaloriferler olduğu gibi, hidrojen ve sentetik yakıtlar da var
Angličtina | Turecký |
---|---|
electric | elektrikli |
pumps | pompalar |
industrial | endüstri |
processes | süreçleri |
hydrogen | hidrojen |
heat | ısı |
and | ve |
as | gibi |
for | için |
EN 3D printing, a supercomputer and hydrogen: three examples of how research in Germany is achieving new dimensions.
TR 3D baskı yöntemiyle üretim, süper bilgisayar, hidrojen: Bilimsel araştırmanın Almanya’da ulaştığı yeni boyutlara üç örnek.
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
of | ın |
research | bilimsel |
new | yeni |
printing | baskı |
in | örnek |
EN New possibilities with hydrogen
TR Hidrojenin mümkün kıldığı yeni yollar
Angličtina | Turecký |
---|---|
new | yeni |
EN “Power-to-X” refers to technologies with which renewable energy can be converted into other energy sources such as hydrogen
TR “Power-to-X”, yenilenebilir enerjinin hidrojen gibi başka enerji taşıyıcılarına dönüştürülebildiği teknolojileri ifade ediyor
EN Hydrogen’s promise: How fuel cells might power lower-carbon datacentres
TR Vertiv Rainer Stiller’ı Pazarlamadan Sorumlu Başkan olarak atadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
how | olarak |
EN The eBeam technology sterilises packaging material using electron beams and replaces the traditional hydrogen peroxide sterilisation process for packaging material while guaranteeing the same sterilisation performance.
TR eBeam teknolojisi, elektron ışınlarını kullanarak ambalaj malzemesini sterilize eder ve ambalaj malzemesi için geleneksel hidrojen peroksit sterilizasyon prosesinin yerine geçerken aynı sterilizasyon performansını garanti eder.
Angličtina | Turecký |
---|---|
technology | teknolojisi |
packaging | ambalaj |
material | malzemesi |
traditional | geleneksel |
hydrogen | hidrojen |
and | ve |
for | için |
using | kullanarak |
the | aynı |
performance | performans |
EN A hydrogen peroxide concentration of 30% is heated at 70°C for six seconds
TR Konsantrasyonu %30 olan hidrojen peroksit, 70°C sıcaklıkta altı saniye ısıtılır
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
c | c |
seconds | saniye |
six | altı |
a | olan |
EN Hydrogen peroxide is then eliminated from the packaging material using pressure rollers or hot air
TR Hidrojen peroksit, daha sonra, basınçlı makaralar veya sıcak hava yoluyla ambalaj malzemesinden çıkarılır
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
packaging | ambalaj |
pressure | basınç |
hot | sıcak |
or | veya |
air | hava |
EN This can be achieved using hot air and steam or by combining heat treatment with hydrogen peroxide chemical sterilisation.
TR Makinelerin sterilizasyonu sıcak hava ve buhar kullanılarak veya ısıl işlemin hidrojen peroksit kimyasal sterilizasyon işlemiyle birleştirilmesi yoluyla gerçekleştirilebilir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
hot | sıcak |
hydrogen | hidrojen |
chemical | kimyasal |
air | hava |
and | ve |
or | veya |
with | kullanılarak |
by | yoluyla |
EN This replaces the hydrogen peroxide process while guaranteeing the same performance.
TR Bu, aynı performansı garanti ederken hidrojen peroksit işleminin yerini alır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
hydrogen | hidrojen |
process | iş |
this | bu |
the | aynı |
Zobrazuje sa 46 z 46 prekladov