EN All of this uses energy, and all of it causes CO2 emissions.
EN All of this uses energy, and all of it causes CO2 emissions.
TR Bunların tümü enerji kullanır ve tamamı CO2 emisyonlarına neden olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
of | ın |
uses | kullanır |
energy | enerji |
and | ve |
emissions | emisyonları |
EN JournalingJournaling and reflecting on your feelings, struggles and goals can help you develop perspective about your addiction and its underlying causes
TR günlük kaydıDuygularınızı, mücadelelerinizi ve hedeflerinizi günlüğe kaydetmek ve yansıtmak, bağımlılığınız ve altında yatan nedenler hakkında bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir
Angličtina | Turecký |
---|---|
can | olabilir |
perspective | bakış |
help | yardımcı |
about | hakkında |
and | ve |
EN We present society’s indispensable helpers: volunteers. Germans give a great deal of their time to different causes.
TR Yaz tatili nihayet başladı! Tatil havası tüm ülkeyi etkisi altına aldı. Peki Almanlar nerelere seyahat ediyor ve hangi tatil türlerini tercih ediyor?
Angličtina | Turecký |
---|---|
germans | almanlar |
their | ve |
to | tüm |
of | hangi |
EN It does not cover regular wear and tear, including but not limited to, breakage due to abuse, improper usage, water damage or other causes attributable to events outside the manufacturing process
TR Yıpranma ve yırtılma dahil ama bunlarla sınırlı olmamak üzere, kötüye kullanım, yanlış kullanım, su ile zarar verme veya imalat süreci dışındaki olaylara atfedilebilecek diğer sebeplerden dolayı kırılma kapsanmamaktadır
Angličtina | Turecký |
---|---|
usage | kullanım |
water | su |
damage | zarar |
other | diğer |
outside | dışındaki |
manufacturing | imalat |
process | süreci |
limited | sınırlı |
including | dahil |
and | ve |
but | ama |
or | veya |
EN The absence of a separate regulation on social cooperatives or the lack of a different process causes various difficulties in the field
TR Sosyal kooperatiflere ilişkin ayrı bir düzenleme bulunmaması ya da farklı bir süreç yürütülmemesi alanda çeşitli zorluklar yaşanmasına neden olmaktadır
Angličtina | Turecký |
---|---|
regulation | düzenleme |
social | sosyal |
separate | ayrı |
process | süreç |
in | da |
different | farklı |
various | çeşitli |
EN Features a strong adhesive that causes the label to tear if tampered with.
TR Etiketin kurcalandığı takdirde yırtılmasına neden olan güçlü bir yapışkana sahiptir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
features | sahiptir |
if | takdirde |
strong | güçlü |
to | neden |
EN Investigating the Causes and Incidence of Mortality in Patients Using Biological Disease Modifying Antirheumatic Drug (DMARD) and the Mortality Rates Thereof Compared to the General Population
TR Biyolojik Hastalık Modifiye Edici Antiromatizmal İlaç (bDMARD) Kullanan Hastaların Mortalite Nedenlerinin, Mortalite İnsidanslarının ve Genel Topluma Oranla Mortalite Oranlarının Araştırılması
Angličtina | Turecký |
---|---|
and | ve |
biological | biyolojik |
general | genel |
to | kullanan |
EN Comparison Of Death Numbers And Causes in Kayseri Province Before And During The Covid Pandemic, In The First Five Months Of 2019-2020
TR Kayseri’de 2020 Yılı İlk Beş Ayının Ölüm Sayı Ve Nedenlerinin Bir Önceki Yıl İle Karşılaştırılması
Angličtina | Turecký |
---|---|
months | ay |
and | ve |
five | bir |
EN Investigation of Causes of Infant Death in Kayseri Province in 2017
TR Kayseri İli 2017 Yılı Bebek Ölüm Nedenlerinin İncelenmesi
Angličtina | Turecký |
---|---|
infant | bebek |
kayseri | kayseri |
EN Evaluation of Causes Application on Medical Board
TR Sağlık Kuruluna Başvuru Nedenlerinin Değerlendirilmesi
Angličtina | Turecký |
---|---|
application | başvuru |
medical | sağlık |
EN We present society’s indispensable helpers: volunteers. Germans give a great deal of their time to different causes.
TR Yaz tatili nihayet başladı! Tatil havası tüm ülkeyi etkisi altına aldı. Peki Almanlar nerelere seyahat ediyor ve hangi tatil türlerini tercih ediyor?
Angličtina | Turecký |
---|---|
germans | almanlar |
their | ve |
to | tüm |
of | hangi |
EN However, textile manufacturing causes ecological damage: toxic sewage, microplastics in the oceans and high levels of energy and water consumption are the downsides.
TR Gelgelelim, tekstil imalatı çevre tahribine neden oluyor: Zehirli atık sular, mikroplastik dolu denizler ve yüksek miktarda enerji ve su tüketimi, madalyonun öbür yüzü.
Angličtina | Turecký |
---|---|
textile | tekstil |
manufacturing | imalat |
and | ve |
energy | enerji |
water | su |
consumption | tüketimi |
high | yüksek |
EN Dr Asifa Akhtar: Identifying the causes of a childhood disease
TR Dr. Asifa Akhtar: Çocuk hastalığının genetik şifresini çözdü
Angličtina | Turecký |
---|---|
disease | hastalığı |
of | nın |
EN At the same time, measures against illegal migration and human trafficking are to be strengthened and action taken against the causes of migration and displacement.
TR Aynı zamanda yasa dışı göç ve insan ticaretiyle mücadele önlemleri güçlendirilirken göçe yol açan nedenlerle mücadele edilecek.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamanda |
migration | göç |
human | insan |
measures | önlemleri |
and | ve |
to | e |
the | aynı |
EN Features a strong adhesive that causes the label to tear if tampered with.
TR Etiketin kurcalandığı takdirde yırtılmasına neden olan güçlü bir yapışkana sahiptir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
features | sahiptir |
if | takdirde |
strong | güçlü |
to | neden |
EN We stand in solidarity with causes dedicated to privacy and to other fundamental human rights
TR Gizlilik ve diğer temel insan haklarını savunan her amaçla dayanışma içindeyiz
Angličtina | Turecký |
---|---|
solidarity | dayanışma |
privacy | gizlilik |
and | ve |
other | diğer |
fundamental | temel |
human | insan |
to | her |
EN Fabricated or meaningfully manipulated visual or audio content that erodes trust or causes harm
TR Güveni sarsan veya zarara yol açan, uydurma veya anlamlı şekilde değiştirilmiş görsel içerikler veya ses içerikler
Angličtina | Turecký |
---|---|
or | veya |
visual | görsel |
audio | ses |
trust | güveni |
that | şekilde |
EN If you are working with a stylus tablet, select or deselect Pen Pressure. When this option is selected, an increase in pen pressure causes the width to decrease.
TR Stilus tabletiyle çalışıyorsanız, Kalem Basıncı'nı işaretleyin veya işareti kaldırın. Bu seçenek işaretliyse, kalem basıncındaki artış, genişliğin azalmasına neden olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
working | iş |
select | seç |
option | seçenek |
increase | artış |
to | neden |
this | bu |
or | veya |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Our technology, our values, and our reach enable us to amplify these voices, ensure they are heard, and advocate for their causes.
TR Teknolojimiz, değerlerimiz ve erişim gücümüz bu popülasyonların seslerini yükseltmemize, duyulmalarını sağlamamıza ve davalarını desteklememize olanak tanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
these | bu |
and | ve |
EN Customer service brands, non-profit causes, charitable activities, and those in the educational industry use the Caregiver archetype for their brand storytelling.
TR Müşteri hizmetleri markaları, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, hayırsever faaliyetler ve eğitim sektöründekiler marka hikâyelerini anlatmak için Bakıcı arketipini kullanır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
activities | faaliyetler |
educational | eğitim |
industry | sektör |
profit | kâr |
brands | markalar |
customer | müşteri |
and | ve |
brand | marka |
for | için |
Zobrazuje sa 31 z 31 prekladov