TR İş aksamalarını önlemek ve güçlü bilgilerle hareket etmek için yeni izlenebilirlik, gerçek zamanlı analizler ve geçmiş verileri birleştirme becerisi kazanın.
තුර්කි හි "güçlü bilgilerle hareket" පහත ඉංග්රීසි වචන/වාක්ය ඛණ්ඩවලට පරිවර්තනය කළ හැක:
TR İş aksamalarını önlemek ve güçlü bilgilerle hareket etmek için yeni izlenebilirlik, gerçek zamanlı analizler ve geçmiş verileri birleştirme becerisi kazanın.
EN You’ll gain new visibility and, with it, the ability to combine real-time analytics and historical data to avoid interruptions and act on powerful insights.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
güçlü | powerful |
yeni | new |
izlenebilirlik | visibility |
gerçek | real |
analizler | analytics |
verileri | data |
TR İş aksamalarını önlemek ve güçlü bilgilerle hareket etmek için yeni izlenebilirlik, gerçek zamanlı analizler ve geçmiş verileri birleştirme becerisi kazanın.
EN You’ll gain new visibility and, with it, the ability to combine real-time analytics and historical data to avoid interruptions and act on powerful insights.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
güçlü | powerful |
yeni | new |
izlenebilirlik | visibility |
gerçek | real |
analizler | analytics |
verileri | data |
TR Hatalı bilgilerle hareket ediyorsanız, SEO stratejinizi formüle etmeye başladığınızda hata yapmanız neredeyse garantidir
EN If you’re operating off of flawed information, then it’s almost guaranteed that you’ll end up making a mistake when you start formulating your SEO strategy
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
seo | seo |
neredeyse | almost |
TR Dahili bağlantılar, sıralamanızdaki göstergeyi hareket ettirmenin güçlü bir yoludur. Bağlantı Fırsatları raporumuz, web sitenizdeki diğer sayfalara ilgili dahili bağlantılar ekleyebileceğiniz yerler bulmanıza yardımcı olur.
EN Internal links are a powerful way to move the needle on your rankings. Our Link Opportunities report helps you find places to add relevant internal links to other pages on your website.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
dahili | internal |
hareket | move |
güçlü | powerful |
fırsatları | opportunities |
web | website |
diğer | other |
ilgili | relevant |
yerler | places |
olur | are |
TR Ayrıca, özel anahtar aşağı kırma-güçlü bir düşman önlemek için, her üretilen anahtar çifti varsayılan uzunluğu (güçlü entropi ile oluşturulan) 4096 bit için ayarlanmış
EN Also, to prevent a strong adversary from cracking-down a private key, the default length of every generated key pair has been set to 4096 bits (generated with strong entropy)
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
ayrıca | also |
özel | private |
anahtar | key |
aşağı | down |
önlemek | prevent |
çifti | pair |
varsayılan | default |
uzunluğu | length |
güçlü | strong |
oluşturulan | generated |
TR Challenger coupe ve Charger sedan, çok sayıda yüksek güçlü SRT ve Hellcat varyantları nedeniyle çok dikkat çeken güçlü otomobillerdir
EN The Challenger coupe and Charger sedan are muscle cars that garner many attention because of their numerous high-powered SRT and Hellcat variants
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
sedan | sedan |
yüksek | high |
dikkat | attention |
TR Alman ekonomisi, rekabet gücünü güçlü bir endüstriyel temele, yüksek yenilikçi güce ve çevresel meselelerdeki güçlü odağına borçlu.
EN The German economy owes its competitive edge to a strong industrial base, a high level of innovation, and a strong environmental focus.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
alman | german |
ekonomisi | economy |
güçlü | strong |
endüstriyel | industrial |
yüksek | high |
çevresel | environmental |
TR 3ds Max; modelleme, pratik dokulandırma, gölgeleme ve yüksek kaliteli görüntüleme için güçlü bir araç seti sunar, Maya ise karakter oluşturma, gerçeğe yakın animasyon ve ayrıntılı simülasyonlar için güçlü araçlar sunar
EN 3ds Max offers a robust toolset for modelling, intuitive texturing and shading and high-quality rendering while Maya offers powerful tools for character creation, lifelike animation and detailed simulations
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
max | max |
modelleme | modelling |
yüksek | high |
sunar | offers |
oluşturma | creation |
animasyon | animation |
ayrıntılı | detailed |
TR 3ds Max; modelleme, pratik dokulandırma, gölgeleme ve yüksek kaliteli görüntüleme için güçlü bir araç seti sunar, Maya ise karakter oluşturma, gerçeğe yakın animasyon ve ayrıntılı simülasyonlar için güçlü araçlar sunar
EN 3ds Max offers a robust toolset for modelling, intuitive texturing and shading and high-quality rendering while Maya offers powerful tools for character creation, lifelike animation and detailed simulations
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
max | max |
modelleme | modelling |
yüksek | high |
sunar | offers |
oluşturma | creation |
animasyon | animation |
ayrıntılı | detailed |
TR Güçlü yapay zeka günümüzde herhangi bir pratik örnekten yoksun bir şekilde hala teori aşamasında olsa da, bu, yapay zeka araştırmacılarının güçlü yapay zekayı geliştirmeyi denemediği anlamına gelmiyor
EN While strong AI is still entirely theoretical with no practical examples in use today, that doesn't mean AI researchers aren't also exploring its development
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
güçlü | strong |
günümüzde | today |
herhangi | no |
pratik | practical |
anlamına | mean |
TR Müzik sizin için vazgeçilmez bir çalışma arkadaşıysa çevreleyici ve stereofonik ses, duyabileceğiniz güçlü bir bas hattı ve artırabileceğiniz ses düzeyi sunan küçük ama güçlü hoparlörler ile tercihlerinizi yerine getirin
EN If music is your ideal work companion, indulge your preferences with small but mighty speakers that deliver immersive, stereophonic audio, a powerful bass line you can hear, and volume you can crank way up
TR Gönderilen bilgilerle ilgileneceğiz ve dizinlerde takip edeceğiz bu sayede birden çok konumu yönetebileceksiniz. Listenizi düzeltmek ve daha tutarlı bir hale getirmek için dilediğiniz zaman düzenleyebilir veya güncelleyebilirsiniz.
EN We’ll take care of the information submitted, and trace it in the directories, and you’ll be able to handle multiple locations. You can edit or update your listing any time you want in order to make it correct and more consistent.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
gönderilen | submitted |
takip | trace |
tutarlı | consistent |
zaman | time |
TR işlediğimiz veya kontrol ettiğimiz kişisel verilerinize, bu kişisel verilerin niteliği, işlenmesi ve ifşasıyla ilgili bilgilerle birlikte erişim veya bunların kopyalarını isteme hakkı;
EN the right to request access to, or copies of, your personal data that we process or control, together with information regarding the nature, processing and disclosure of that personal data;
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
veya | or |
kontrol | control |
verilerin | data |
işlenmesi | processing |
ve | and |
ilgili | regarding |
erişim | access |
hakkı | right |
TR Gelecekte çok tık alacak videonuz için kişiselleştirilmiş bilgilerle akışa daha hızlı katılın.
EN Get in the flow faster with personalized prompts for your next hit video.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
kişiselleştirilmiş | personalized |
hızlı | faster |
TR Asya'daki tamir mağazaları, bu üreticiler tarafından paylaşılan bilgilerle gelişiyor.
EN Repair shops in Asia thrive on the information shared by those manufacturers.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
asya | asia |
tamir | repair |
üreticiler | manufacturers |
paylaşılan | shared |
TR Bu bilgilerle sitenizin içeriğini arama motorlarında daha iyi algılanması için optimize edebilirsiniz. Bu şekilde daha fazla kullanıcı elde edebilirsiniz.
EN With this information, you can optimize your site?s content for better perception in search engines. That way you, can get more users.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
sitenizin | your site |
arama | search |
şekilde | way |
kullanıcı | users |
elde | get |
motorları | engines |
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
TR Hemen akabinde üye olmanız için gerekli bazı bilgilerle karşılaşırsınız
EN Immediately afterwards, you will be asked to enter some necessary information to become a member
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
hemen | immediately |
üye | member |
için | to |
gerekli | necessary |
bazı | some |
TR Topluluğumuz için varız. Faydalı bilgilerle bireyleri güçlendirmeye çalışıyoruz. Sahip olduğumuz bilgiyi ve noktayı paylaşırız. Hatalarımızı kabul ederiz. Ve vizyonumuzu alçak gönüllülükle paylaşırız.
EN We?re all about being there for our community. Empowering people with helpful information. Sharing where we are. Owning our mistakes. And serving our vision with humility.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
faydalı | helpful |
bilgiyi | information |
TR STGM’nin, yaklaşık yirmi yıllık deneyiminden edindiğimiz bilgilerle, yepyeni bir eğitim programı hazırladık.
EN We prepared a brand new training program with the information we acquired from STGM's nearly twenty years of experience.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
stgm | stgm |
yaklaşık | nearly |
yıllık | years |
yepyeni | brand new |
eğitim | training |
programı | program |
TR Yeni misiniz? Temel bilgilerle başlayın
EN New here? Get started with the basics
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
yeni | new |
temel | basics |
TR ZT400 Serisi RFID yazıcı/kodlayıcılar zorlu ortamlarda dahi güvenilir baskı ve kodlama için gelişmiş özellikler sunar. Daha iyi takip özellikleri, daha fazla izlenebilirlik ve kurumsal bilgilerle rakiplerinize karşı avantaj sağlayın.
EN The ZT400 Series RFID printer/encoders offer advanced features for reliable printing and encoding, even in tough environments. Gain a competitive edge with greater tracking abilities, deeper visibility and enterprise insights.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
serisi | series |
rfid | rfid |
ortamlarda | environments |
güvenilir | reliable |
gelişmiş | advanced |
sunar | offer |
takip | tracking |
izlenebilirlik | visibility |
kurumsal | enterprise |
TR Zebra cihazlarınız hakkında ticari bilgiler alın ve VisibilityIQ ile varlıklarınız, personeliniz ve günlük işlerinizden en yüksek verimi elde edin. Ve izlenebilirliği bilgilerle birleştirdiğinizde.... VisibilityIQ elde edersiniz.
EN Get instant business intelligence about your Zebra devices and leverage the most from your assets, workers and daily tasks with VisibilityIQ. And, when you combine visibility with intelligence...you get VisibilityIQ.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
zebra | zebra |
ticari | business |
visibilityiq | visibilityiq |
günlük | daily |
en | most |
TR Çalışanlarınızı güçlendirin, zamanında ve verilere dayalı bilgilerle bir adım önde olun
EN Let’s augment your workers, reveal timely data-driven insights and stay ahead of what’s next
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
zamanında | timely |
verilere | data |
önde | ahead |
olun | stay |
TR MotionWorks kuruluşunuzu, işinizi operasyonunuzun tamamında optimize ederken, hizmet dışı sürelerini azaltan ve verimlilik ile karlılığı arttıran işleme konabilir bilgilerle donatır
EN MotionWorks arms your organization with actionable insights that can optimize business across your entire operation, while reducing downtime and bolstering productivity and profitability
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
optimize | optimize |
ederken | while |
verimlilik | productivity |
TR Ekibiniz gelen aramayı aldığında, JivoChat uygulaması sizi arayan hakkında ayrıntılı bilgilerle otomatik olarak uyaracaktır
EN When your team receives an incoming call, the JivoChat app will automatically alert you with detailed information about the caller
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
ekibiniz | your team |
jivochat | jivochat |
uygulaması | app |
sizi | you |
ayrıntılı | detailed |
TR Gelecekte çok tık alacak videonuz için kişiselleştirilmiş bilgilerle akışa daha hızlı katılın.
EN Get in the flow faster with personalized prompts for your next hit video.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
kişiselleştirilmiş | personalized |
hızlı | faster |
TR (Not: Amazon'la mevcut bir NDA'nız varsa ve bu NDA, Artifact'te sunulan bilgilerle aynı gizli bilgileri kapsıyorsa mevcut NDA'nız geçerli olur.)
EN (Note: If you have an existing NDA with Amazon, and if your existing NDA covers the same confidential information as the information provided in Artifact, then your existing NDA will apply.)
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
not | note |
amazon | amazon |
artifact | artifact |
sunulan | provided |
gizli | confidential |
geçerli | apply |
varsa | if |
TR Topluluğumuz için varız. Faydalı bilgilerle bireyleri güçlendirmeye çalışıyoruz. Sahip olduğumuz bilgiyi ve noktayı paylaşırız. Hatalarımızı kabul ederiz. Ve vizyonumuzu alçak gönüllülükle paylaşırız.
EN We?re all about being there for our community. Empowering people with helpful information. Sharing where we are. Owning our mistakes. And serving our vision with humility.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
faydalı | helpful |
bilgiyi | information |
TR Bir alan adının sahte bilgilerle kaydedildiğinden şüpheleniyorsanız.
EN You suspect a domain has been registered with fake information.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
sahte | fake |
TR ZT400 Serisi RFID yazıcı/kodlayıcılar zorlu ortamlarda dahi güvenilir baskı ve kodlama için gelişmiş özellikler sunar. Daha iyi takip özellikleri, daha fazla izlenebilirlik ve kurumsal bilgilerle rakiplerinize karşı avantaj sağlayın.
EN The ZT400 Series RFID printer/encoders offer advanced features for reliable printing and encoding, even in tough environments. Gain a competitive edge with greater tracking abilities, deeper visibility and enterprise insights.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
serisi | series |
rfid | rfid |
ortamlarda | environments |
güvenilir | reliable |
gelişmiş | advanced |
sunar | offer |
takip | tracking |
izlenebilirlik | visibility |
kurumsal | enterprise |
TR Araç yuvasına yerleştirildiğinde, düşük profil daha fazla güvenlik için maksimum izlenebilirlik sunan sürücüler ve bilgilerle dolu ekranlara erişim sunar.
EN When the tablet is placed in a vehicle dock, the low profile provides drivers with maximum visibility for improved safety, as well as easy access to information-rich screens.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
araç | vehicle |
düşük | low |
profil | profile |
güvenlik | safety |
maksimum | maximum |
izlenebilirlik | visibility |
sürücüler | drivers |
erişim | access |
TR Zebra cihazlarınız hakkında ticari bilgiler alın ve VisibilityIQ ile varlıklarınız, personeliniz ve günlük işlerinizden en yüksek verimi elde edin. Ve izlenebilirliği bilgilerle birleştirdiğinizde.... VisibilityIQ elde edersiniz.
EN Get instant business intelligence about your Zebra devices and leverage the most from your assets, workers and daily tasks with VisibilityIQ. And, when you combine visibility with intelligence...you get VisibilityIQ.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
zebra | zebra |
ticari | business |
visibilityiq | visibilityiq |
günlük | daily |
en | most |
TR Kullanıcılarımızın kararlarını, bu tecrübemizden ve uzmanlığımızdan süzülen bilgilerle destekliyoruz
EN We support our users' decisions with information filtered from this experience and expertise
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
bu | this |
ve | and |
kullanıcıları | users |
kararları | decisions |
TR Yeni misiniz? Temel bilgilerle başlayın
EN New here? Get started with the basics
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
yeni | new |
temel | basics |
TR Yeni misiniz? Temel bilgilerle başlayın
EN New here? Get started with the basics
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
yeni | new |
temel | basics |
TR Bizi bugün geri arayın, gerekli tüm bilgilerle sizinle iletişime geçeceğiz.
EN Request us a call back today and we will reach out with all the required information.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
bugün | today |
gerekli | required |
tüm | all |
TR Hatta bizden geri arama talebinde bulunabilirsiniz, gerekli bilgilerle size ulaşacağız.
EN You can even request us a call back and we will reach you with required information.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
hatta | even |
geri | back |
arama | call |
gerekli | required |
size | you |
TR Pia Lamberty, toplumdaki radikalleşmeyi engelleyebilmek için araştırmalarından edindiği bilgilerle mevcut ve gelecekteki krizlerde komplo teorilerinin önüne geçmek istiyor
EN Pia Lamberty wants to use the knowledge she has gained from her research to actively counter conspiracy theories in current and future crises so as to prevent radicalisation within society
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
gelecekteki | future |
istiyor | wants |
TR Lisanı el hareketleri, mimikler, bakışlar ve dokunuşlar gibi başka bilgilerle entegre etmek, insanlar için gayet doğal
EN It is natural for humans to combine speech with additional information such as hand gestures, facial expressions, glances and physical contact
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
el | hand |
doğal | natural |
TR Health Care Management temel tıp bilgilerini işletme ve sağlık sektörüne ilişkin bilgilerle birleştiren ve bakelorya diploması veren bir program
EN The bachelor degree in Health Care Management combines medical basics with business administration and specialist knowledge of the healthcare industry
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
management | management |
temel | basics |
işletme | business |
TR Analizlerinden elde ettikleri bilgilerle yeni nişleri belirleyebilir, yeni bir pazarlama kampanyası oluşturabilir ve sitenin genel metriklerini artırabilirler
EN With the knowledge obtained from their analysis, they can identify new niches, create a new marketing campaign, and boost the overall metrics of the site
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
pazarlama | marketing |
kampanyası | campaign |
genel | overall |
TR Bu bilgilerle, iyi bir SEO stratejisinin nihai hedefi olan arama sonuçlarınızı iyileştirebileceksiniz
EN With this information, you will be able to improve your search results, which is the end goal of any good SEO strategy
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
bu | this |
seo | seo |
arama | search |
TR Kurbanlarını isim, adres gibi kişisel bilgilerle şantaj yapıyorlar. kişisel aşk fotoğrafları yapma ve videolar aracılığıyla
EN They blackmail their victim with personal information, such as name, address, personal love making photos and through videos
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
isim | name |
adres | address |
aşk | love |
fotoğrafları | photos |
videolar | videos |
TR Formlarınızdan topladığınız bilgilerle veri tabanı oluşturun.
EN Create a database with the information you collect from your forms.
තුර්කි | ඉංග්රීසි |
---|---|
oluşturun | create |
formları | forms |
TR Eğer destek ekibine ulaşmaya karar verirseniz, sorununuza yanıt verebilmemiz için adınızı ve e-posta adresinizi içeren bilgilerle bir takip kaydı oluşturulur
EN If you decide to contact the support team a ticket is created with information that includes your name and email address so that we can respond to your concern
TR İstenmeyen fotoğraflarınızla veya hakkınızda bilgilerle karşılaşırsanız bize şikayet edebilirsiniz. Reşit olmayanlar veya yetkili temsilcileri, istenmeyen fotoğraflar veya bilgiler ile ilgili olarak
EN If you come across unwanted photos of or information about you, you can report it to us. Minors or their authorised representatives can also email
TR Kişisel Veriler, yaşayan bir kişi (bir "Veri Sahibi") ile ilgili olan ve söz konusu kişiyi, tek başına veya diğer bilgilerle birlikte makul bir şekilde tanımlayan veya tanımlayabilecek olan bilgiler anlamına gelir.
EN Personal Data means information relating to a living individual (a "Data Subject") who is, or can be, reasonably identified from information, either alone or in conjunction with other information.
TR Kişisel Veriler, yaşayan bir kişi (bir "Veri Sahibi") ile ilgili olan ve söz konusu kişiyi, tek başına veya diğer bilgilerle birlikte makul bir şekilde tanımlayan veya tanımlayabilecek olan bilgiler anlamına gelir.
EN Personal Data means information relating to a living individual (a "Data Subject") who is, or can be, reasonably identified from information, either alone or in conjunction with other information.
TR Kişisel Veriler, yaşayan bir kişi (bir "Veri Sahibi") ile ilgili olan ve söz konusu kişiyi, tek başına veya diğer bilgilerle birlikte makul bir şekilde tanımlayan veya tanımlayabilecek olan bilgiler anlamına gelir.
EN Personal Data means information relating to a living individual (a "Data Subject") who is, or can be, reasonably identified from information, either alone or in conjunction with other information.
{Totalresult} පරිවර්තන වල 50 පෙන්වමින්