EN AHRQ allows making CAHPS surveys only in the condition of not making any changes to the questions and design
ඉංග්රීසි හි "making" පහත තුර්කි වචන/වාක්ය ඛණ්ඩවලට පරිවර්තනය කළ හැක:
EN AHRQ allows making CAHPS surveys only in the condition of not making any changes to the questions and design
TR AHRQ, CAHPS anketlerinin yalnızca sorularda ve tasarımda herhangi bir değişiklik yapılmaması durumunda izin vermektedir
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
and | ve |
any | herhangi |
EN The contents of the Web Sites and Services do not constitute advice and should not be relied upon in making or refraining from making, any decision.
TR Web Siteleri ve Hizmetlerin içeriği tavsiye niteliğinde değildir ve herhangi bir karar verirken veya karar vermekten kaçınırken bunlara güvenilmemelidir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
advice | tavsiye |
decision | karar |
web | web |
and | ve |
sites | siteleri |
or | veya |
and services | hizmetlerin |
any | herhangi |
EN AHRQ allows making CAHPS surveys only in the condition of not making any changes to the questions and design
TR AHRQ, CAHPS anketlerinin yalnızca sorularda ve tasarımda herhangi bir değişiklik yapılmaması durumunda izin vermektedir
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
and | ve |
any | herhangi |
EN To do this, we need people like you, determined to continue making our vision a reality, people with innovative minds and a commitment to making a difference
TR Bunu yapmak için, sizin gibi vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmeyi sürdürmeye kararlı, yenilikçi zihinlere ve fark yaratmaya kendini adayanlara ihtiyacımız var
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
innovative | yenilikçi |
difference | fark |
need | ihtiyacımız |
a | var |
and | ve |
to | için |
EN See examples of how we are making the world of research more inclusive
TR Araştırma dünyasını nasıl daha kapsayıcı hale getirdiğimizin örneklerini görün
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
research | araştırma |
world | dünyasını |
inclusive | kapsayıcı |
see | görün |
how | nasıl |
more | daha |
EN See examples of how we are making the world of research more collaborative
TR Araştırma dünyasını nasıl daha fazla ortak çalışmaya sevk ettiğimizin örneklerini görün
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
research | araştırma |
collaborative | ortak |
world | dünyasını |
see | görün |
how | nasıl |
EN We make information available to support data-driven actions and decision-making during crises, disasters and emergencies
TR Krizler, afetler ve acil durumlarda veri destekli eylemlerin ve kararların desteklenmesi için bilgi sağlarız
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
support | desteklenmesi |
and | ve |
data | veri |
information | bilgi |
to | için |
EN See examples of how we are making the world of research more transparent
TR Araştırma dünyasını nasıl daha şeffaf hale getirdiğimizin örneklerini görün
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
research | araştırma |
world | dünyasını |
transparent | şeffaf |
see | görün |
how | nasıl |
more | daha |
EN Scholix provides a framework for connecting scholarly literature and data, making it easier for researchers to find relevant data and interpret it in the right context
TR Scholix bilimsel literatür ve veriler arasında bağlantı kurmaya yönelik bir çerçeve sağlayarak araştırmacıların ilişkili verileri bulmasını ve doğru bağlamda yorumlamasını kolaylaştırır
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
literature | literatür |
connecting | bağlantı |
framework | çerçeve |
and | ve |
researchers | araştırmacılar |
data | verileri |
a | bir |
the | arasında |
EN Ensuring security without making things too hard for non-technical users is challenging
TR Teknik bilgisi olmayan kullanıcılar için süreçleri çok zorlaştırmadan güvenliği sağlamak zorlu bir iştir
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
technical | teknik |
security | güvenliği |
for | için |
is | bir |
users | kullanıcılar |
EN Want to contribute to open source? A guide to making open source contributions, for first-timers and for veterans.
TR Açık kaynağa katkıda bulunmak ister misiniz? İlk defa yapacaklar ve tecrübeliler için katkı yapma rehberi.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
open | açık |
a | a |
guide | rehberi |
and | ve |
to | yapma |
for | için |
contribute | katkı |
EN Making your life easier as an open source maintainer, from documenting processes to leveraging your community.
TR Belgelendirme işlemlerinden topluluğunuzu güçlendirmeye kadar açık bir kaynak geliştiricisi olarak hayatınızı kolaylaştırın.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
open | açık |
source | kaynak |
life | hayat |
to | kadar |
EN Growing open source projects can benefit from formal rules for making decisions.
TR Büyüyen açık kaynak projeleri, karar almak için resmi kurallardan yararlanabilir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
growing | büyüyen |
open | açık |
source | kaynak |
projects | projeleri |
formal | resmi |
decisions | karar |
for | için |
EN “Our overall organic traffic increased sevenfold, with blog traffic making up over 75% of the visits! Semrush allowed us to optimize and run our content strategy without needing an army of SEO experts.”
TR ''Ziyaretlerin %75'ini blog ziyaretleri oluşturuyor ve bununla birlikte ortalama organik trafiğimiz 7 kat arttı. Semrush içerik stratejimizi çalıştırmamıza ve optimize etmemize, herhangi bir SEO uzmanı ordusuna sahip olmadan imkan sağladı.''
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
blog | blog |
visits | ziyaretleri |
organic | organik |
semrush | semrush |
content | içerik |
optimize | optimize |
seo | seo |
and | ve |
without | olmadan |
EN Big Internet companies are making suboptimal decisions to push market valuation. We see more and more ads in search results and not enough care for the people who are actually creating content.
TR Büyük İnternet şirketleri, piyasa değerlerini büyütmek için yetersiz kararlar alıyor. Arama sonuçlarında gittikçe daha fazla reklam görüyoruz, gerçek anlamda içerik oluşturan kişilere yeterince özen göstermiyoruz.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
decisions | kararlar |
market | piyasa |
ads | reklam |
content | içerik |
companies | şirketleri |
search | arama |
big | büyük |
EN Elsevier earned the first level of EDGE certification, EDGE Assess, making it one of the first information service and technology companies in the world to be certified globally
TR Elsevier, EDGE sertifikasyonunun ilk seviyesi olan EDGE Assess'i alarak, dünyada küresel çapta sertifika alan ilk bilgi hizmeti ve teknolojisi şirketlerinden birisi olmuştur
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
level | seviyesi |
certification | sertifika |
information | bilgi |
technology | teknolojisi |
elsevier | elsevier |
edge | edge |
service | hizmeti |
and | ve |
in the world | dünyada |
first | ilk |
globally | küresel |
EN Supporting users in making informed medication decisions
TR Kullanıcılara bilinçli tıbbi kararlar almalarında destek olmak
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
supporting | destek |
making | olmak |
decisions | kararlar |
users | kullanıcı |
EN Elsevier plays a role in this process by making sure that trusted content is communicated and translated for both specialized and broad audiences
TR Elsevier güvenilir içeriğin hem uzmanlar hem de daha geniş kitlelere iletilmesi ve tercüme edilmesini sağlayarak bu süreçte rol oynamaktadır
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
role | rol |
process | süreç |
trusted | güvenilir |
content | içeriğin |
elsevier | elsevier |
broad | geniş |
and | ve |
this | bu |
both | de |
EN Elsevier is working with partners, promoting science literacy and research integrity while making efforts to tackle unconscious bias in the publishing process.
TR Elsevier ortaklar ile birlikte çalışarak, bilim okuryazarlığını ve araştırma doğruluğunu teşvik ederken, yayınlama sürecinde bilinçsiz önyargının önüne geçmek için çaba sarf etmektedir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
partners | ortaklar |
unconscious | bilinçsiz |
publishing | yayınlama |
process | sürecinde |
elsevier | elsevier |
working | çalışarak |
promoting | teşvik |
research | araştırma |
science | bilim |
and | ve |
to | için |
EN They promote rigor and robustness with an intuitive, consistent framework that integrates seamlessly into the scientific information flow ? making reporting easier for the author and replication easier for the reader
TR Bilimsel bilgi akışına sorunsuz bir şekilde entegre olan yenilikçi, tutarlı bir çerçeve kapsamında titizliği ve sağlamlığı teşvik ederek, yazar için raporlamayı ve okuyucu için tekrarlamayı kolaylaştırmaktadırlar
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
promote | teşvik |
seamlessly | sorunsuz |
scientific | bilimsel |
information | bilgi |
flow | akışı |
author | yazar |
consistent | tutarlı |
framework | çerçeve |
reporting | raporlamayı |
and | ve |
the | şekilde |
reader | okuyucu |
EN A comprehensive drug reference that supports healthcare professionals in making sound medication decisions, by providing the fastest access to the most current, accurate and clinically relevant drug information.
TR En güncel, doğru ve klinik olarak uygun ilaç bilgilerine sektördeki en hızlı erişimi sağlayarak, sağlık uzmanlarına doğru ilaç kararları vermeleri konusunda destek olan kapsamlı bir ilaç referansı.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
reference | referans |
supports | destek |
healthcare | sağlık |
professionals | uzmanlar |
access | erişimi |
most | en |
current | güncel |
information | bilgilerine |
fastest | hızlı |
by providing | sağlayarak |
comprehensive | kapsamlı |
and | ve |
drug | ilaç |
decisions | kararlar |
to | konusunda |
EN Our clinical search engine thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motorumuz.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
clinical | klinik |
relevant | ilgili |
search | arama |
and | ve |
EN ClinicalKey is the clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
TR ClinicalKey, aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik bir arama motorudur.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
clinical | klinik |
relevant | ilgili |
clinicalkey | clinicalkey |
search | arama |
and | ve |
EN Helping doctors to find answers and adopt evidence-based practices in clinical decision-making
TR Doktorların klinik kararlar için yanıtlar bulmasına ve kanıt tabanlı uygulamaları benimsemesine yardımcı olmak
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
helping | yardımcı olmak |
answers | yanıtlar |
practices | uygulamalar |
clinical | klinik |
evidence | kanıt |
based | tabanlı |
and | ve |
to | için |
EN The clinical search engine that thinks and works the way you do, making it easier to find and apply relevant knowledge.
TR Aynen sizin gibi düşünüp çalışarak ilgili bilgilerin bulunması ve uygulanmasını kolaylaştıran klinik arama motoru.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
clinical | klinik |
engine | motoru |
relevant | ilgili |
search | arama |
and | ve |
EN Taking a conscious effort to slow down your decision making and in doing so repeatedly question yourself as to whether you?re looking at the widest group of possible variables or the broadest choice of candidates
TR Karar almanızı yavaşlatmak için bilinçli bir çaba göstermek ve bunu yaparken olası en geniş değişkenler grubuna ya da en geniş aday seçeneklerine bakıp bakmadığınız yönünde kendinizi tekrar tekrar sorgulamak
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
slow | yavaş |
decision | karar |
effort | çaba |
possible | olası |
re | tekrar |
at | de |
in | da |
of | in |
and | ve |
yourself | bir |
EN How can the manuscripts Elsevier is making available on ScienceDirect for CHORUS be reused?
TR Elsevier'in CHORUS için ScienceDirect'te kullanıma sunduğu makaleler nasıl yeniden kullanılabilir?
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
available | kullanılabilir |
chorus | chorus |
for | için |
how | nasıl |
EN Use our advanced filters, Site Structure view, and integration with your Google Analytics to make sure that you are working on your money-making pages first.
TR İlk olarak para kazandıran sayfalarınız üzerinde çalıştığınızdan emin olmak için gelişmiş filtrelerimizi, site yapısı görünümü ve Google Analytics ile entegrasyonu kullanın.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
integration | entegrasyonu |
analytics | analytics |
advanced | gelişmiş |
site | site |
structure | yapısı |
and | ve |
view | görünümü |
to | için |
on | üzerinde |
pages | sayfalar |
EN Drive innovative pharmaceutical research by resolving challenges with data quality and integration and making data easier for researchers to compare, analyse, interpret and share
TR Sorunları veri kalitesi ve entegrasyonuyla çözerek ve verileri araştırmacıların daha kolay karşılaştırabileceği, analiz edebileceği, yorumlayabileceği ve paylaşabileceği hale getirerek yenilikçi farmasötik araştırmalara destek olun
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
innovative | yenilikçi |
quality | kalitesi |
and | ve |
share | paylaş |
by | getirerek |
researchers | araştırmacılar |
easier | daha kolay |
data | veri |
analyse | analiz |
to | olun |
EN Elsevier is dedicated to making uncommon knowledge common — through validation, integration and connection
TR Elsevier, doğrulama, entegrasyon ve bağlantı kurma yoluyla zor bulunur bilgiyi kolay bulunur yapmak konusunda kararlıdır
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
elsevier | elsevier |
validation | doğrulama |
integration | entegrasyon |
connection | bağlantı |
knowledge | bilgiyi |
and | ve |
to | konusunda |
through | yoluyla |
EN Essential reading for medical professionals, this series provides timely, relevant updates on the latest research news making an impact across every speciality in the industry.
TR Tıp uzmanları için temel bir okuma serisi olan bu seri, en son araştırma haberleriyle ilgili zamanında, uygun güncellemeler sağlayarak sektördeki her uzmanlığı etkiler.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
reading | okuma |
medical | tıp |
professionals | uzmanlar |
timely | zamanında |
research | araştırma |
updates | güncellemeler |
this | bu |
series | serisi |
latest | en |
on | ilgili |
the latest | son |
for | için |
the | bir |
EN Drawing from the experience we gain in the field, we do awareness raising work to defend basic rights of vulnerable communities and positively impact relevant policy making.
TR Saha çalışmalarında edindiğimiz bilgi ve deneyimle, kırılgan grupların temel haklarının korunması ve ilgili yasal düzenlemeler için kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütüyoruz.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
field | saha |
basic | temel |
relevant | ilgili |
policy | yasal |
and | ve |
rights | hakları |
of | in |
experience | deneyimle |
to | için |
EN If an intruder breaks in and gains access to your router and network, he can make DNS queries outside the vpn tunnel, making your device and traffic unprotected.
TR Bir saldırgan, yönlendiricinize ve ağınıza izinsiz girerse ve erişim kazanırsa, vpn tüneli dışında DNS sorguları yapabilir, bu da cihazınızı ve trafiğinizi korumasız hale getirir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
can | yapabilir |
dns | dns |
vpn | vpn |
tunnel | tüneli |
in | da |
access | erişim |
network | ağı |
device | cihaz |
outside | dışında |
and | ve |
EN We reserve the right to change this Privacy Policy at any time, but we will inform you when we are doing so, and highlight the changes we are making
TR Bu Gizlilik Politikasını herhangi bir zamanda değiştirme hakkımızı saklı tutuyoruz, ancak bunu yaparken sizi bilgilendirecek ve yaptığımız değişiklikleri vurgulayacağız
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
change | değiştirme |
changes | değişiklikleri |
right | hakkı |
at | de |
this | bu |
policy | politikası |
privacy | gizlilik |
and | ve |
when | yaparken |
time | zamanda |
any | herhangi |
EN The world’s toughest jobs require the best hoses and connectors. From factories to farms, our fluid conveyance solutions are making what matters work. Watch our new video to learn more.
TR Dünyanın en zorlu işleri için en iyi hortumlar ve konnektörler gerekir. Fabrikalardan çiftliklere, akışkan iletimi çözümlerimiz zor işleri kolaylaştırıyor. Daha fazla bilgi edinmek için yeni videomuzu izleyin.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
fluid | akışkan |
work | iş |
new | yeni |
are | dünyanın |
best | en |
EN Millions of people are using those manuals to repair their iPhones and MacBooks—saving money and making their gadgets last longer than Apple’s engineers imagined possible.
TR Milyonlarca insan, iPhone'larını ve MacBook'larını onarmak için bu kılavuzları kullanıyor - paradan tasarruf ediyor ve cihazlarının Apple mühendislerinin hayal ettiğinden daha uzun ömürlü olmasını sağlıyorlar.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
people | insan |
money | paradan |
saving | tasarruf |
using | kullanıyor |
longer | uzun |
and | ve |
to | için |
EN Making our stuff requires an astounding amount of raw materials.
TR Eşyalarımızı üretmek, şaşırtıcı miktarda hammadde gerektirir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
requires | gerektirir |
amount | miktarda |
EN The battery is secured with removable adhesive tabs, making replacement simple.
TR Pil, değişimi kolaylaştıran çıkarılabilir yapıştırıcı şeritler ile sabitlenmiş.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
battery | pil |
EN Add backups to your Droplet to create backups on a schedule or on-demand, making it easy to revert to previous versions.
TR Bir program dahilinde veya talep üzerine yedeklemeler oluşturmak için Droplet'ine yedeklemeler ekle ve gerektiğinde kolayca önceki sürümlere dön.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
add | ekle |
easy | kolayca |
demand | talep |
your | ve |
or | veya |
to | için |
on | üzerine |
EN Kanye Omari West (born June 8, 1977 in Atlanta, Georgia), also known as Ye, is a Grammy award-winning American rapper, producer, singer, author, and fashion designer. West began making beats an… read more
TR Müzik hayatına yapımcı olarak başlayan Kanye West, kısa sürede rap şarkıcılığında yükselmeye başladı. Görkemli ve gösterişi seven karakteri basın tarafından pozitif yansıtıldı. Her zaman med… Devamını oku
EN Like human beings, we have the odd fault or two and we’re constantly updating and improving every aspect of Last.fm, ironing out new-found bugs and making subtle changes to things like our recommendation algorithms
TR Her insanın olduğu gibi bizim de bir iki hatamız oluyor, Last.fm'in tüm özelliklerini sürekli olarak güncelleyip geliştirerek, yeni bulunan hataları çözümlüyoruz ve öneri algoritmalarımız gibi şeylerde küçük değişiklikler yapıyoruz
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
human | insan |
changes | değişiklikler |
algorithms | algoritmaları |
found | bulunan |
last | last |
new | yeni |
constantly | sürekli olarak |
and | ve |
the | gibi |
two | iki |
EN From finding a price and making bookings to submitting documents and tracking cargo.Register and you will soon be able to manage your logistics online.
TR Navlun öğrenme ve rezervasyon yaptırmaktan, belge gönderme ve yük takibi yapmaya kadar.Kaydolun ve tüm sevkiyatlarınızı bir bilgisayar ekranından yönetmeye hemen başlayın.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
bookings | rezervasyon |
documents | belge |
tracking | takibi |
a | bir |
and | ve |
to | tüm |
EN Get more traffic and sales making website health perfect
TR Daha fazla trafik almak ve satış yapmak için web sitenizin sağlığını mükemmelleştirin
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
traffic | trafik |
website | web |
health | sağlığı |
sales | satış |
and | ve |
get | almak |
EN Preparing invoices for clients is necessary for making sure you get paid for your products or services
TR Sunduğunuz hizmet ya da ürün için ödeme alacağınızdan emin olmak için fatura hazırlamanız gerekir
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
paid | ödeme |
products | ürün |
for | için |
EN Work orders provide details for any upcoming services that have yet to be performed and billed for, making them the precursors to invoices
TR Bir iş emrinde, gerçekleştirilen ve faturalandırılacak olan hizmetlere dair detaylar yer alır ve bu özelliğinden dolayı faturalardan önce gönderilen belge niteliği taşır
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
details | detaylar |
services | hizmetlere |
and | ve |
the | önce |
have | bu |
be | olan |
EN An Online Food Order Form which allows your customers to select their meal with their preferred diet type, texture, temperature, quantity, and order online through providing their delivery details and making payment.
TR Uzaktan odeme ve zamanli teslimat secenegi olan kapsamli bir alisveris teslimat formu kalibi.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
delivery | teslimat |
form | formu |
and | ve |
to | bir |
EN Add your newsletter signup page to all of your social media bios. You can take this a step further on Twitter by making this a pinned tweet on your profile.
TR Bülten kayıt sayfanızı tüm sosyal medya biyografilerinize ekleyin. Bunu profilinize sabitlenmiş bir tweet yaparak Twitter?da bir adım daha ileride olabilirsiniz.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
signup | kayıt |
you can | olabilirsiniz |
add | ekleyin |
by | yaparak |
step | adım |
further | da |
social | sosyal |
all | tüm |
media | medya |
a | bir |
EN With the Trust Wallet App, you can trade/swap XRP with other cryptocurrencies on the go. Experience Binance DEX and Kyber Network with the Trust Wallet Multi-DEX in a single-window making it easier than ever to trade.
TR Trust Cüzdan uygulaması ile XRP'yi diğer kripto para birimleriyle anında takas edebilirsiniz. Binance DEX ve Kyber Network'ü Trust Cüzdan Multi-DEX ile tek pencerede deneyimleyin ve bu da ticareti her zamankinden daha kolay hale getirir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
swap | takas |
cryptocurrencies | kripto para |
binance | binance |
trust | trust |
app | uygulaması |
other | diğer |
wallet | cüzdan |
in | da |
you can | edebilirsiniz |
easier | daha kolay |
and | ve |
ever | daha |
to | her |
a | tek |
EN Projects are already making headway in the areas of insurance, property, financial services, legal and crowdfunding.
TR Projeler halihazırda sigorta, mülk, finansal hizmetler, hukuk ve topluluktan fon toplama alanlarında gelişmeler kaydetmektedir.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
projects | projeler |
insurance | sigorta |
property | mülk |
financial | finansal |
services | hizmetler |
legal | hukuk |
and | ve |
the | halihazırda |
EN Use what you learn to drive better decision making for your own content.
TR Kendi içeriğinizi oluştururken daha iyi karar vermek için öğrendiklerinizi kullanın.
ඉංග්රීසි | තුර්කි |
---|---|
decision | karar |
better | daha iyi |
you | in |
{Totalresult} පරිවර්තන වල 50 පෙන්වමින්