EN TAKE CONTRARY ACTION – When you don’t want to go to a meeting, run to one; When you don’t want to pick up the phone, call someone; When you don’t want to pray?
"yet they don" în Engleză poate fi tradus în următoarele turc cuvinte/expresii:
EN TAKE CONTRARY ACTION – When you don’t want to go to a meeting, run to one; When you don’t want to pick up the phone, call someone; When you don’t want to pray?
TR KARŞI EYLEM YAPIN – Bir toplantıya gitmek istemiyorsanız, bir toplantıya koşun; Telefonu açmak istemediğinizde, birini arayın; Namaz kılmak istemeyince...
EN Why do expats come to Germany, how long do they want to stay, what do they like – and what don’t they like? The new Expat Insider 2020 Report has the answers.
TR Gurbetçiler Almanya’ya ne için geliyor, ne kadar kalmak istiyor, nelerden hoşlanıyor, nelerden hoşlanmıyorlar. Bu soruların cevaplarını yeni Expat Insider 2020 Raporu veriyor.
Engleză | turc |
---|---|
want | istiyor |
report | raporu |
new | yeni |
and | bu |
to | için |
EN Yet despite national targets to raise the proportion of total energy production that is accounted for by clean energies to 35 percent by 2024, no dynamic development has yet been forthcoming
TR Her ne kadar Meksika 2024 yılına kadar yenilenebilir enerjilerin toplam elektrik üretimindeki payını yüzde 35’e yükseltmeye yönelik resmi bir plan oluşturmuş olsa da bugüne kadar bu doğrultuda dinamik bir gelişim sağlanamadı
Engleză | turc |
---|---|
energy | elektrik |
percent | yüzde |
dynamic | dinamik |
development | gelişim |
EN Yet they could reach new reader groups if they were more diverse.
TR Oysa daha çok çeşitlilik sunarak yeni okur gruplarına ulaşmaları mümkün.
Engleză | turc |
---|---|
new | yeni |
groups | grupları |
were | daha |
EN They will be accompanying you right up to the Bundestag election in the stories on our Instagram and Facebook channels, and they will be reporting on how they are experiencing their first election and how they make their decisions
TR Seçim gününe kadar hikayeleriyle Instagram ve Facebook kanallarımızda bu süreci sizinle paylaşacaklar ve seçimlerine uzanan yolu sizlerle paylaşacaklar
Engleză | turc |
---|---|
election | seçim |
to | kadar |
and | ve |
channels | kanallar |
EN Don't have an account yet? Create new account
TR Henüz hesabın yok mu? YENİ HESAP OLUŞTUR
Engleză | turc |
---|---|
yet | henüz |
account | hesabı |
EN We don‘t have an album for this track yet.
TR Bu parça için henüz albüm yok.
Engleză | turc |
---|---|
album | albüm |
yet | henüz |
this | bu |
for | için |
EN ITAA is a young fellowship, and we don’t have very many members sponsoring yet
TR ITAA genç bir burs ve sponsorluk yapan çok fazla üyemiz yok
Engleză | turc |
---|---|
itaa | itaa |
young | genç |
and | ve |
a | bir |
EN You don’t have an account yet? Then register now and save time when making your bookings!
TR Henüz hesabınız yok mu? Öyleyse hemen kaydolun ve rezervasyon yaparken zaman kazanın!
Engleză | turc |
---|---|
bookings | rezervasyon |
yet | henüz |
account | hesabı |
now | hemen |
time | zaman |
when | yaparken |
and | ve |
EN Swabian raviolis in outer space, spaetzle under EU protection: Let us explain what you don’t yet know about your favourite German dishes.
TR Almanya’daki expatların anlatımıyla Alman mutfağı ve vazgeçemedikleri Alman tatları.
EN You don't have any items in your cart yet. Continue shopping on the SteelSeries.com homepage, learn about our current sales, or see our latest products.
TR Sepetinizde henüz hiçbir ürün bulunmuyor. SteelSeries.com ana sayfasından alışverişe devam edin, mevcut indirimlerimize veya son çıkan ürünlerimize bakın.
Engleză | turc |
---|---|
continue | devam |
shopping | alışveriş |
see | edin |
steelseries | steelseries |
yet | henüz |
latest | son |
products | ürün |
or | veya |
EN Are you an existing user? Then log in to see your favorited games here!Don't have an account yet? Be sure to sign up to use this feature.
TR Zaten üye misiniz? Oturum açıp favori oyunlarınızı görebilirsiniz!Henüz bir üyeliğniz yok mu? Bu özelliği kullanabilmek için üyelik gerekmekte.
Engleză | turc |
---|---|
log in | oturum |
feature | özelliği |
this | bu |
yet | henüz |
games | oyunlar |
EN Swabian raviolis in outer space, spaetzle under EU protection: Let us explain what you don’t yet know about your favourite German dishes.
TR Almanya’daki expatların anlatımıyla Alman mutfağı ve vazgeçemedikleri Alman tatları.
EN Are you looking for extraordinary places in Germany? Here are five sights that you certainly don’t know yet.
TR Almanya’da sıra dışı yerler mi arıyorsunuz? Şu ana kadar kesinlikle bilmediğiniz, görülmeye değer bu beş yeri keşfedin.
Engleză | turc |
---|---|
places | yerler |
certainly | kesinlikle |
looking for | arıyorsunuz |
here | bu |
five | beş |
EN If you don’t have an exchange account yet, you can create a HitBTC on TradeSanta in 1 click.
TR Henüz bir değişim hesabınız yoksa, TradeSanta'da 1 tıklamayla bir HitBTC oluşturabilirsiniz.
Engleză | turc |
---|---|
exchange | değişim |
create | oluşturabilirsiniz |
account | hesabı |
yet | henüz |
you | de |
a | bir |
EN When setting up a site you get a list of keywords to put in the rank tracker, this makes it easy for someone who don't have any keywords tracked for their site yet.
TR Bir site kurarken, sıralama izleyiciye koymak için bir anahtar kelime listesi alırsınız, bu, siteleri için henüz izlenen herhangi bir anahtar kelimesi olmayan biri için kolaylık sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
list | listesi |
rank | sıralama |
site | site |
this | bu |
keywords | anahtar |
yet | henüz |
put | için |
any | herhangi |
a | bir |
EN We don‘t have an album for this track yet.
TR Bu parça için henüz albüm yok.
Engleză | turc |
---|---|
album | albüm |
yet | henüz |
this | bu |
for | için |
EN We don't have any lyrics for this track yet. Do you know the lyrics for this track?
TR Bu parçanın sözleri henüz elimizde yok. Bu parçanın sözlerini biliyor musun?
Engleză | turc |
---|---|
know | biliyor |
yet | henüz |
this | bu |
the | yok |
EN We don't support this service yet; maybe soon!
TR Bu hizmeti henüz desteklemiyoruz ama yakında olabilir!
Engleză | turc |
---|---|
soon | yakında |
service | hizmeti |
this | bu |
yet | henüz |
we | ama |
EN Repair workers are struggling because they don’t have the information they need.
TR Tamir işçileri zorlanıyor. Çünkü ihtiyaç duydukları bilgiye sahip değiller.
Engleză | turc |
---|---|
repair | tamir |
information | bilgiye |
because | Çünkü |
need | ihtiyaç |
are | sahip |
EN However, they do work, especially if they’re well written, include a compelling offer, don’t take up the entire page (especially on mobile), and are easy to click out of.
TR Ancak, özellikle iyi hazırlanmış, ilgi çekici bir teklif sunuyor, tüm sayfayı kaplamıyor (özellikle mobil cihazlarda) ve kapatılması kolaysa açılır pencerelerin işe yararlar.
Engleză | turc |
---|---|
work | iş |
well | iyi |
especially | özellikle |
compelling | çekici |
page | sayfayı |
mobile | mobil |
and | ve |
the | ancak |
offer | teklif |
to | tüm |
are | sunuyor |
EN They need their certificates issued in minutes, and they don't want to submit documents regarding fully validated certificates.
TR Sertifikalarının dakikalar içinde düzenlenmesine ihtiyaç duyarlar ve tam olarak doğrulanmış sertifikalarla ilgili evrakları göndermek istemezler.
Engleză | turc |
---|---|
minutes | dakikalar |
need | ihtiyaç |
certificates | sertifikaları |
and | ve |
fully | tam |
in | içinde |
EN They need their certificates issued in minutes, and they don't want to submit documents regarding fully validated certificates.
TR Sertifikalarının dakikalar içinde düzenlenmesine ihtiyaç duyarlar ve tam olarak doğrulanmış sertifikalarla ilgili evrakları göndermek istemezler.
Engleză | turc |
---|---|
minutes | dakikalar |
need | ihtiyaç |
certificates | sertifikaları |
and | ve |
fully | tam |
in | içinde |
EN Most people don't spend much time thinking in the booth itself; they've evidently thought beforehand about who they're going to vote for
TR Oy verme kabininde çoğu insan fazla düşünmez, kimi seçeceklerine muhtemelen önceden karar vermiş oluyorlar
Engleză | turc |
---|---|
people | insan |
vote | oy |
EN There are various theories on this. One claims it is because they are more interested in social issues; another that they prefer compromises and don’t like aggressive rhetoric.
TR Bu konuda farklı teoriler var: Kadınlar daha ziyade sosyal konulara ilgi gösterdikleri için diyor bu teorilerden biri; bir diğeri ise, kadınlar uzlaşmayı tercih ettikleri ve saldırgan söylemden hoşlanmadıkları için diyor.
Engleză | turc |
---|---|
interested | ilgi |
social | sosyal |
prefer | tercih |
this | bu |
that | ise |
and | ve |
various | bir |
EN Why don’t they seem to understand or care? Why can’t they see what is obvious to you? This is actually a symptom of the disease of addiction, one that destines efforts for control to failure.
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
Engleză | turc |
---|---|
actually | aslında |
disease | hastalığı |
addiction | bağımlılık |
control | kontrol |
this | bu |
of | in |
why | neden |
a | bir |
EN Don't be a pirate - respect copyright. In other words, don't post copyrighted content (including links to third party websites) without permission from the owner.
TR Korsanlık yapmayın - telif haklarına saygı gösterin. Başka bir deyişle, telif haklarıyla korunan içeriği (üçüncü şahıs internet sitelerine olan bağlantılar da dahil) sahibinden izin almadan yayınlamayın.
Engleză | turc |
---|---|
copyright | telif |
permission | izin |
websites | internet |
in | da |
content | içeriği |
including | dahil |
third | üçüncü |
respect | saygı |
links | bağlantılar |
EN You don’t have to register to create forms and see how powerful forms.app is. Don’t worry, if you register after you created a form, it will stay with you.
TR Form oluşturmak ve forms.app'ın ne kadar güçlü olduğunu görmek için kayıt olmanıza gerek yok. Endişelenmeyin, bir form oluşturduktan sonra kaydolursanız, o form sizinle kalacaktır.
Engleză | turc |
---|---|
app | app |
powerful | güçlü |
form | form |
register | kayıt |
and | ve |
to | görmek |
a | bir |
have | gerek |
EN We don't inspect your online activities and don't maintain any record of them.
TR Çevrimiçi aktivitelerinizi incelemiyoruz ve onların kaydını tutmuyoruz.
Engleză | turc |
---|---|
record | kaydını |
them | onları |
and | ve |
EN We don't hang on the scores, we don't count how many countries we've traveled unless someone asks
TR Skorlara takılmıyoruz, birileri sormadıkça kaç ülke gezdik diye hiç saymıyoruz
Engleză | turc |
---|---|
how many | kaç |
countries | ülke |
EN Don’t ask for information that you don’t need
TR İhtiyaç duymadığınız bilgileri sormayın
Engleză | turc |
---|---|
information | bilgileri |
EN If you don't find what you're looking for, don't hesitate to get in touch with us.
TR Eğer aradığınız sorunun cevabını bulamazsanız, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin lütfen.
Engleză | turc |
---|---|
with us | bizimle |
if | eğer |
to | lütfen |
touch | iletişime |
EN Don't upload content that you don't own
TR Size ait olmayan içeriği yüklemeyin
Engleză | turc |
---|---|
content | içeriği |
you | size |
EN You'll never stuck with obstacles, because our support will answer any questions very fast. Don't worry about the things you don't understand now, because we can help.
TR Asla engellere takılmayacaksınız çünkü desteğimiz her soruyu çok hızlı bir şekilde cevaplayacaktır. Şimdi anlamadığınız şeyler için endişelenmeyin, çünkü yardım edebiliriz.
Engleză | turc |
---|---|
things | şeyler |
can | edebiliriz |
never | asla |
fast | hızlı |
help | yardım |
the | şekilde |
EN Nothing’s as easy as sticking your foot in it when you’re abroad. But don’t worry. Here the do's and don’ts.
TR Yenilikçi, uluslararası, küresel çapta ağın parçası: Alman üniversitelerinin başarısındaki beş etken.
Engleză | turc |
---|---|
the | alman |
in | beş |
EN We don't hang on the scores, we don't count how many countries we've traveled unless someone asks
TR Skorlara takılmıyoruz, birileri sormadıkça kaç ülke gezdik diye hiç saymıyoruz
Engleză | turc |
---|---|
how many | kaç |
countries | ülke |
EN Reserve a seat for your comfort and peace of mind. Don't leave it until the last minute. If you have a Premium ticket, please don’t forget that your fare includes a free “seat selection".
TR Daha fazla konfor için koltuğunu seçebilirsin. Son dakikaya bırakma, aklında kalmasın. Premium biletin varsa, tarifene bağlı olarak koltuk seçimini ücretsiz yapabilirsin.
Engleză | turc |
---|---|
comfort | konfor |
last | son |
premium | premium |
seat | koltuk |
free | ücretsiz |
if | varsa |
for | için |
the | fazla |
EN Nothing’s as easy as sticking your foot in it when you’re abroad. But don’t worry. Here the do's and don’ts.
TR Yenilikçi, uluslararası, küresel çapta ağın parçası: Alman üniversitelerinin başarısındaki beş etken.
Engleză | turc |
---|---|
the | alman |
in | beş |
EN Ten out of 294 rural districts, however, don’t benefit from the emigration of the 30 to 50-year-old age group; almost all of these don’t have a big city nearby.
TR Öte yandan 294 kazanın sadece 10’u, 30 ila 50 yaş grubundakilerden yarar sağlamıyor, zira buraların hemen hepsinin yakınlarında büyük kentler yok.
Engleză | turc |
---|---|
almost | hemen |
big | büyük |
age | yaş |
to | ila |
all | ya |
the | sadece |
EN We don't inspect your online activities and don't maintain any record of them.
TR Çevrimiçi aktivitelerinizi incelemiyoruz ve onların kaydını tutmuyoruz.
Engleză | turc |
---|---|
record | kaydını |
them | onları |
and | ve |
EN Don't be a pirate - respect copyright. In other words, don't post copyrighted content (including links to third party websites) without permission from the owner.
TR Korsanlık yapmayın - telif haklarına saygı gösterin. Başka bir deyişle, telif haklarıyla korunan içeriği (üçüncü şahıs internet sitelerine olan bağlantılar da dahil) sahibinden izin almadan yayınlamayın.
Engleză | turc |
---|---|
copyright | telif |
permission | izin |
websites | internet |
in | da |
content | içeriği |
including | dahil |
third | üçüncü |
respect | saygı |
links | bağlantılar |
EN “I don’t have a website and I don’t know where to start”
TR “Web sitem yok ve işe nereden başlayacağımı bilmiyorum”
EN Don’t cheat. Our games are meant to be played outside on mobile devices and create adventures in the real world. Don’t deny yourself or someone else a fair gameplay experience by cheating.
TR Hile yapmayın. Oyunlarımız dışarı çıkıp mobil cihazlarda oynamanız ve gerçek dünyada macera yaşayabilmeniz için tasarlanmıştır. Hile yaparak kendinizi ve diğer oyuncuları adil bir oyun deneyiminden mahrum etmeyin.
Engleză | turc |
---|---|
mobile | mobil |
devices | cihazlarda |
real | gerçek |
world | dünyada |
fair | adil |
by | yaparak |
and | ve |
games | oyunlar |
yourself | bir |
a | oyun |
to | için |
EN In the end, sobriety happens one day at a time, and we don’t need to tie ourselves in knots to figure out how many days we do or don’t have
TR Sonunda, ayıklık her seferinde bir gün olur ve kaç günümüzün olup olmadığını anlamak için kendimizi düğümlere bağlamamız gerekmez
Engleză | turc |
---|---|
how many | kaç |
time | seferinde |
and | ve |
the end | sonunda |
the | olup |
day | gün |
a | bir |
EN Don’t ask for information that you don’t need
TR İhtiyaç duymadığınız bilgileri sormayın
Engleză | turc |
---|---|
information | bilgileri |
EN Don’t have creative design ideas for your Instagram post? Don’t worry. Just pick the one to your liking and show off your brand or personality in Instagram feed.
TR Instagram paylaşımınız için kreatif tasarım fikirlerine mi ihtiyacınız var? Endişeye gerek yok. Beğendiğiniz şablonu seçin ve markanızıya da kişiliğimizi Instagram akışında ortaya koyun.
Engleză | turc |
---|---|
pick | seçin |
in | da |
have | gerek |
design | tasarım |
and | ve |
brand | için |
EN this is forex analsyis don't trade on this. this is a chart of forex trading i am beginer so don't trading on this tips
TR Aylık destek seviyesiniden yukarı yönlü hareket başladığını görüyoruz. Kanal kırılımı ile birlikte yukarı hareketlerin devamını beklemek yanlış olmaz.
Engleză | turc |
---|---|
of | birlikte |
EN this is forex analsyis don't trade on this. this is a chart of forex trading i am beginer so don't trading on this tips
TR Aylık destek seviyesiniden yukarı yönlü hareket başladığını görüyoruz. Kanal kırılımı ile birlikte yukarı hareketlerin devamını beklemek yanlış olmaz.
Engleză | turc |
---|---|
of | birlikte |
EN this is forex analsyis don't trade on this. this is a chart of forex trading i am beginer so don't trading on this tips
TR Aylık destek seviyesiniden yukarı yönlü hareket başladığını görüyoruz. Kanal kırılımı ile birlikte yukarı hareketlerin devamını beklemek yanlış olmaz.
Engleză | turc |
---|---|
of | birlikte |
EN this is forex analsyis don't trade on this. this is a chart of forex trading i am beginer so don't trading on this tips
TR Aylık destek seviyesiniden yukarı yönlü hareket başladığını görüyoruz. Kanal kırılımı ile birlikte yukarı hareketlerin devamını beklemek yanlış olmaz.
Engleză | turc |
---|---|
of | birlikte |
Se afișează 50 din 50 traduceri