EN A finally block may also be specified after or instead of catch blocks. Code within the finally block will always be executed after the try and catch blocks, regardless of whether an exception has been thrown, and before normal execution resumes.
"m finally able" în Engleză poate fi tradus în următoarele turc cuvinte/expresii:
EN A finally block may also be specified after or instead of catch blocks. Code within the finally block will always be executed after the try and catch blocks, regardless of whether an exception has been thrown, and before normal execution resumes.
TR catch bloklarının yerine veya sonrasında bir finally bloğu da belirtilebilir. Bir istisnanın oluşmamışsa bile ve normal çalışmaya dönülmeden önce finally bloğu içindeki kodlar daima try ve catch bloklarından sonra çalıştırılır.
Engleză | turc |
---|---|
block | bloğu |
always | daima |
normal | normal |
blocks | bloklar |
and | ve |
or | veya |
EN 0.2 First finally. Caught exception: Division by zero. Second finally. Hello World
TR 0.2 İlk finally bloğu. İstisna yakalandı: Sıfıra bölme.. İkinci finally bloğu. Merhaba Dünya
Engleză | turc |
---|---|
first | 2 |
world | dünya |
EN It?s not perfect, but that?s the point – I?m finally able to engage with reality, the good and the bad, instead of escaping it
TR Mükemmel değil, ama mesele bu – sonunda ondan kaçmak yerine gerçeklikle, iyiyle ve kötüyle ilişki kurabiliyorum
EN Since taking to the streets I’ve felt we’ve finally been able to get adults to listen to us.
TR Sokağa çıktığımızdan bu yana içimde, yetişkinlerin artık nihayet bize kulak vermelerini başarabileceğimiz duygusu var.
Engleză | turc |
---|---|
finally | nihayet |
been | bu |
the | artık |
us | bize |
EN Finally being able to teach again is also the wish of Lina Alkhalaf, who comes from Syria’s capital, Damascus
TR Nihayet yeniden ders verebilmek..
Engleză | turc |
---|---|
finally | nihayet |
again | yeniden |
EN This is the second role of a SERP checker tool: being able to see that the changes you’ve made to your site are finally taking effect.
TR Bu, bir SERP kontrol aracının ikinci rolüdür: sitenizde yaptığınız değişikliklerin nihayet etkili olduğunu görebilmek.
Engleză | turc |
---|---|
serp | serp |
tool | aracı |
changes | değişikliklerin |
made | yaptığınız |
finally | nihayet |
your site | sitenizde |
this | bu |
role | rol |
is | olduğunu |
second | ikinci |
a | bir |
EN It's able to provide you with real-time data on a day-by-day basis so that you're able to pull up all of the valuable rank tracking metrics you need
TR Size gün bazında gerçek zamanlı veriler sağlayabilir, böylece ihtiyacınız olan tüm değerli sıralama izleme metriklerini elde edebilirsiniz
Engleză | turc |
---|---|
of | ın |
valuable | değerli |
rank | sıralama |
tracking | izleme |
time | zamanlı |
with | elde |
real | gerçek |
all | tüm |
you need | ihtiyacınız |
data | veriler |
a | olan |
EN Once you’ve entered all of this information, you’ll be able to conduct your SERP check. You’ll be brought to the results page, where you’ll be able to see the results for the keyword that you entered into the checker.
TR Tüm bu bilgileri girdikten sonra SERP kontrolünüzü gerçekleştirebileceksiniz. Sonuçlar sayfasına yönlendirileceksiniz ve burada denetleyiciye girdiğiniz anahtar kelime için sonuçları görebileceksiniz.
Engleză | turc |
---|---|
information | bilgileri |
serp | serp |
page | sayfası |
this | bu |
check | kontrol |
all | tüm |
your | ve |
results | sonuçları |
of | in |
the | burada |
EN Finally, like any other service, we are not perfect and have limitations
TR Son olarak, diğer hizmetlerde olduğu gibi, mükemmel değiliz ve sınırlarımız var
Engleză | turc |
---|---|
perfect | mükemmel |
other | diğer |
finally | son olarak |
and | ve |
have | var |
EN Finally, we set forth the foundation for the Blockchain Airdrops, together with the criteria that will guide Blockchain in selecting which tokens we will airdrop to our users.
TR Son olarak, Blockchain Airdrop'lar için temel hazırladık ve Blockchain'i kullanıcılarımıza hangi hava araçlarını belirleyeceğimizi seçecek şekilde yönlendireceğiz.
Engleză | turc |
---|---|
foundation | temel |
blockchain | blockchain |
finally | son olarak |
the | şekilde |
our | ve |
users | kullanıcılar |
EN The Tokyo Olympics are here! We at Phemex are excited to finally have a chance to see some international sports competition, it has been too long! The Olympics and Tokyo in particular, is a place wher……
TR Değerli Phemex Kullanıcıları, UEFA çeyrek finalleri geldi, yani kimin "Avrupa'nın en iyi futbol takımı" seçileceğini görmek için sadece sekiz takım ve yedi maç kaldı. Turnuva……
EN Many legal professionals choose Sonix because of the accurate transcripts that they receive, the fast turnaround times, the affordability, the reliability, the world-class security and encryption, and finally for the high quality service
TR Birçok hukuk uzmanı, aldıkları doğru transkriptler, hızlı dönüş süreleri, uygun fiyatlılık, güvenilirlik, birinci sınıf güvenlik ve şifreleme ve son olarak yüksek kaliteli hizmet için Sonix'i seçmektedir
Engleză | turc |
---|---|
legal | hukuk |
transcripts | transkriptler |
times | süreleri |
reliability | güvenilirlik |
quality | kaliteli |
service | hizmet |
class | sınıf |
encryption | şifreleme |
security | güvenlik |
high | yüksek |
fast | hızlı |
and | ve |
finally | son olarak |
many | çok |
of | in |
the | olarak |
EN After this, I finally found and started attending an online group for video game addiction, and I now haven?t played a video game for a little over two and a half years
TR Bundan sonra nihayet bir video oyunu bağımlılığı için çevrimiçi bir grup buldum ve katılmaya başladım ve şimdi iki buçuk yıldan biraz fazla bir süredir video oyunu oynamıyorum
Engleză | turc |
---|---|
finally | nihayet |
started | başladı |
group | grup |
video | video |
game | oyunu |
online | çevrimiçi |
and | ve |
now | şimdi |
for | için |
two | iki |
years | bir |
EN Finally, you can edit and change your videos without changing their links
TR Son olarak, vidieo linkini değiştirmeden videonuzu düzenleyip değiştirebilirsiniz
Engleză | turc |
---|---|
finally | son olarak |
their | de |
EN Finally, Crisp comes with a shared inbox so all your emails are synced inside a comon inbox to let you save time and improve productivity.
TR Son olarak Crisp, paylaşılan bir gelen kutusuyla birlikte gelir, böylece tüm e-postalarınız ortak bir gelen kutusunda senkronize edilerek zamandan tasarruf etmenizi ve üretkenliği artırmanızı sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
crisp | crisp |
comes | gelir |
save | tasarruf |
time | zamandan |
productivity | üretkenliği |
shared | paylaşılan |
let | sağlar |
finally | son olarak |
all | tüm |
a | bir |
and | ve |
EN Your domain name can be renewed simply! Firstly, click "Renew Now", or log into your Account Manager, select your .ru domain name which needs to be renewed, select the term of your renewal, and finally, check out. That's all!
TR Alan adınız basitçe yenilenebilir! "Şimdi Yenile" butonuna tıklayın veya Hesap Yöneticinize giriş yapın, yenilenmesi gereken .io alan adınızı seçin, ardından yenilemenizin süresini seçin ve son adım olarak sipariş verin. Bu kadar!
Engleză | turc |
---|---|
simply | basitçe |
needs | gereken |
renew | yenile |
renewal | yenilenmesi |
your renewal | yenilemenizin |
account | hesap |
click | tıklayın |
domain | alan adı |
name | adı |
now | bu |
to | yapın |
log | giriş |
or | veya |
of | in |
and | ve |
EN Straight guy finally play with himself at bed for us at Gay0Day
TR Gay0Day'de Düz adam nihayet bizim için yatakta kendisi ile oynuyor
Engleză | turc |
---|---|
straight | düz |
finally | nihayet |
for | için |
with | ile |
us | bizim |
EN The heavily indebted and failing national carrier Alitalia is finally due to be replaced, with the new state owned ITA
TR Ağır borçlu ve başarısız ulusal taşıyıcı Alitalia?nın nihayet yerini devlete ait yeni ITA ile değiştirmesi bekleniyor
Engleză | turc |
---|---|
national | ulusal |
finally | nihayet |
and | ve |
new | yeni |
with | ile |
EN Finally, we believe in providing all guests with something authentically Swiss: peace of mind
TR Sonuç olarak, tüm konuklarımıza İsviçre'ye dair otantik bir şey sunmanın önemine inanıyoruz: huzur
Engleză | turc |
---|---|
peace | huzur |
we believe | inanıyoruz |
all | tüm |
something | bir şey |
of | dair |
EN If notifications are constantly invading your screen, all it takes is one simple click to finally remove them for good.
TR Bildirimler ekranınızı ele geçiriyorsa onları sonsuza dek kaldırmak için tek yapmanız gereken basit bir tıklama.
Engleză | turc |
---|---|
notifications | bildirimler |
screen | ekran |
remove | kaldırmak |
click | tıklama |
simple | basit |
EN Finally, a responsive and SEO-optimized website design will secure its frequent presence and stunning looks on all devices
TR Son olarak, duyarlı ve SEO için optimize edilmiş bir web sitesi tasarımı, tüm cihazlarda sık sık varlığını ve çarpıcı görünümlerini güvence altına alacaktır
Engleză | turc |
---|---|
frequent | sık |
devices | cihazlarda |
responsive | duyarlı |
seo | seo |
optimized | optimize |
stunning | çarpıcı |
and | ve |
secure | için |
its | in |
all | tüm |
finally | son olarak |
design | tasarım |
a | bir |
EN The Tokyo Olympics are finally here, so we are hosting one too! As a preview and warm-up to our big event, we are launching Phemex Olympics Madness, which is a social media frenzy that requires partic……
TR Sevgili Yatırımcılar, Yeni eğitim programımız olan Öğren ve Kazan lansmanını duyurmaktan son derece mutlu ve heyecanlıyız! Eğlenceli ve anlaşılması kolay videolarla çeşitli kr……
EN Finally, rinse your face and your LUNA with water and gently pat dry.
TR Son olarak, yüzünüzü ve LUNA'nızı su ile durulayın, ardından yüzünüzü hafifçe kurulayın.
Engleză | turc |
---|---|
face | yüz |
water | su |
finally | son olarak |
with | ile |
and | ve |
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com and finally have all your team’s work in one place.
TR Birden fazla araçtan verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet ekibinizin tüm çalışmasına tek bir yerde sahip olun.
Engleză | turc |
---|---|
bring | getirin |
tools | araç |
finally | nihayet |
place | yerde |
your data | verilerinizi |
all | tüm |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com to finally have all your team's work in one place.
TR Birden çok araçtaki verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet tüm ekibinizin çalışmalarını tek bir yerde toplayın.
Engleză | turc |
---|---|
bring | getirin |
tools | araç |
finally | nihayet |
place | yerde |
your data | verilerinizi |
your | ve |
multiple | bir |
automatically | otomatik olarak |
all | tüm |
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com and finally have all your team’s work in one place.
TR Birden fazla araçtan verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet ekibinizin tüm çalışmasına tek bir yerde sahip olun.
Engleză | turc |
---|---|
bring | getirin |
tools | araç |
finally | nihayet |
place | yerde |
your data | verilerinizi |
all | tüm |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN Each try must have at least one corresponding catch or finally block.
TR Her try bloğuna karşılık en az bir tane catch veya finally bloğu olması gerekir.
Engleză | turc |
---|---|
block | bloğu |
must | gerekir |
or | veya |
each | her |
least | az |
EN All finally blocks it encounters along the way will be executed
TR Yol boyunca karşılaşılan tüm finally blokları çalıştırılır
Engleză | turc |
---|---|
way | yol |
all | tüm |
blocks | bloklar |
EN Example #6 Interaction between the finally block and return
TR Örnek 6 - finally bloğu ile return arasındaki etkileşim örneği
Engleză | turc |
---|---|
block | bloğu |
example | örneği |
between | arasındaki |
the | ile |
EN Finally, to score that perfect 10, the device must also have a free, public service manual available from the manufacturer.
TR Son olarak, bu mükemmel 10'u almak için cihazın ayrıca üreticiden ücretsiz bir tamir kılavuzuna sahip olması gerekir.
Engleză | turc |
---|---|
perfect | mükemmel |
free | ücretsiz |
device | cihaz |
must | gerekir |
have | bu |
finally | son olarak |
a | bir |
also | ayrıca |
EN Your domain name can be renewed simply! Firstly, click "Renew Now", or log into your Account Manager, select your .ru domain name which needs to be renewed, select the term of your renewal, and finally, check out. That's all!
TR Alan adınız basitçe yenilenebilir! "Şimdi Yenile" butonuna tıklayın veya Hesap Yöneticinize giriş yapın, yenilenmesi gereken .de alan adınızı seçin, ardından yenilemenizin süresini seçin ve son adım olarak sipariş verin. Bu kadar!
Engleză | turc |
---|---|
simply | basitçe |
needs | gereken |
renew | yenile |
renewal | yenilenmesi |
your renewal | yenilemenizin |
account | hesap |
click | tıklayın |
domain | alan adı |
name | adı |
now | bu |
to | yapın |
log | giriş |
or | veya |
of | in |
and | ve |
EN Finally, we believe in providing all guests with something authentically Swiss: peace of mind
TR Sonuç olarak, tüm konuklarımıza İsviçre'ye dair otantik bir şey sunmanın önemine inanıyoruz: huzur
Engleză | turc |
---|---|
peace | huzur |
we believe | inanıyoruz |
all | tüm |
something | bir şey |
of | dair |
EN And finally, the winner of the Nobel Prize in Literature: Günther Grass writes about the fall of the Wall, reunification and German history.
TR Ve son olarak da Nobel Edebiyat Ödüllü bir yazarın kitabı: Günter Grass, bu romanında Duvar’ın yıkılışı, iki Almanya’nın yeniden birleşmesi ve Alman tarihi üzerine yazıyor.
Engleză | turc |
---|---|
wall | duvar |
history | tarihi |
in | da |
finally | son olarak |
and | ve |
of | üzerine |
nobel | nobel |
EN Finally, weeks after writing wish lists to the Christ Child, children expectantly wait to see whether their wishes have been fulfilled.
TR Çocuklar, daha Noel’den haftalar önce İsa’ya dilek pusulalarını yazmışlardır ve dileklerinin yerine gelip gelmeyeceğini görmek için heyecanla beklerler.
Engleză | turc |
---|---|
children | Çocuklar |
their | ve |
the | önce |
EN Karsch wants to enjoy the Olympics, “because it’s simply wonderful to finally experience the bustle of competition again”.
TR Karsch, Olimpiyatların tadını çıkarmak istiyor, zira “bu rekabeti nihayet tekrar yaşamanız çok güzel” diyor.
EN The first international tournament starts in Cologne in October 2020 and I'm really looking forward to finally getting back into the ring
TR 2020'nin Ekim ayında Köln'de başlayacak olan ilk uluslararası turnuvada nihayet tekrar ringe çıkmayı dört gözle bekliyorum
Engleză | turc |
---|---|
october | ekim |
finally | nihayet |
back | tekrar |
international | uluslararası |
first | ilk |
EN One year later the Bundestag decided by a large majority to finally phase out nuclear power by the year 2022
TR Bir yıl sonra Alman Parlamentosu büyük çoğunlukla atom enerjisinden 2022 yılına kadar nihai çıkış yapmayı karara bağladı
Engleză | turc |
---|---|
large | büyük |
year | yıl |
out | çıkış |
the | alman |
a | bir |
EN Finally, art has also discovered the cuckoo clock: Offenburg artist Stefan Strumbel, for example, designs abstract timepieces that question what we mean by the concept of home
TR Ve nihayet sanat dalı da, guguklu saati kendisi için keşfetti: Offenburglu sanatçı Stefan Strumbel örneğin memleket kavramını sorgulamak için saatin soyut versiyonlarını tasarımlıyor
Engleză | turc |
---|---|
finally | nihayet |
art | sanat |
abstract | soyut |
concept | kavramı |
artist | sanatçı |
of | in |
for | için |
EN for a determined girl named Cinderella, who finally makes it to the top thanks to a lost shoe.
TR Philippsruhe Sarayı’nın amfi tiyatrosunda her yaz Masal Festivali perdesini açıyor: Kaybolan ayakkabısı sayesinde zirveye ulaşan dirayetli güçlü Sinderella burada sahnelenen masallardan biri.
Engleză | turc |
---|---|
the | burada |
to | her |
EN At each table the votes are recounted three times by different people, and finally once more in total
TR Her masada, farklı kişiler tarafından üç kez sayım yapılıyor ve sonunda tamamı bir kez daha sayılıyor
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
times | kez |
each | her |
by | tarafından |
the | kişiler |
more | daha |
different | farklı |
EN If notifications are constantly invading your screen, all it takes is one simple click to finally remove them for good.
TR Bildirimler ekranınızı ele geçiriyorsa onları sonsuza dek kaldırmak için tek yapmanız gereken basit bir tıklama.
Engleză | turc |
---|---|
notifications | bildirimler |
screen | ekran |
remove | kaldırmak |
click | tıklama |
simple | basit |
EN Or finally, IT leaders can tap their internal teams and a group of trusted external partners and vendors to plan, build, run, optimize, and grow their IT footprint
TR Ya da son olarak, BT liderleri kendi BT ayak izlerini planlamak, oluşturmak, yürütmek, optimize etmek ve büyütmek için kendi şirket içi ekiplerinden ve bir grup güvenilir harici iş ortağı ve satıcıdan faydalanabilir
Engleză | turc |
---|---|
external | harici |
group | grup |
optimize | optimize |
finally | son olarak |
it | bt |
and | ve |
of | in |
a | bir |
trusted | güvenilir |
EN Finally, you?ll want to determine the availability and skill level of staff or partners to install edge technology.
TR Son olarak, edge teknolojisinin kullanılabilirliğini ve bu teknolojiyi kurmak için personelin veya iş ortaklarının beceri düzeyini belirlemek isteyeceksiniz.
Engleză | turc |
---|---|
technology | teknolojiyi |
edge | edge |
finally | son olarak |
and | ve |
of | in |
to | için |
or | veya |
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com to finally have all your team's work in one place.
TR Birden çok araçtaki verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet tüm ekibinizin çalışmalarını tek bir yerde toplayın.
Engleză | turc |
---|---|
bring | getirin |
tools | araç |
finally | nihayet |
place | yerde |
your data | verilerinizi |
your | ve |
multiple | bir |
automatically | otomatik olarak |
all | tüm |
EN Automatically bring your data from multiple tools into monday.com and finally have all your team’s work in one place.
TR Birden fazla araçtan verilerinizi otomatik olarak monday.com'a getirin ve nihayet ekibinizin tüm çalışmasına tek bir yerde sahip olun.
Engleză | turc |
---|---|
bring | getirin |
tools | araç |
finally | nihayet |
place | yerde |
your data | verilerinizi |
all | tüm |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN Finally, you’ll have to select whether the search is being conducted from a desktop or from a mobile device
TR Son olarak, aramanın masaüstünden mi yoksa mobil cihazdan mı yapıldığını seçmeniz gerekecektir
Engleză | turc |
---|---|
select | seç |
desktop | masaüstü |
mobile | mobil |
or | yoksa |
finally | son olarak |
EN Finally, you’ll love our SERP tracker because of additional features that we implement that you won’t find in free SERP tracker tools and the like
TR Son olarak, ücretsiz SERP takip araçlarında ve benzerlerinde bulamayacağınız ek özellikler nedeniyle SERP takipçimizi seveceksiniz
Engleză | turc |
---|---|
serp | serp |
tracker | takip |
additional | ek |
free | ücretsiz |
features | özellikler |
finally | son olarak |
tools | araçları |
and | ve |
the | olarak |
of | nedeniyle |
EN Finally, we design all of our SEO tools to be approachable for all of our customers, and that holds true for the SEO analysis engine as well
TR Son olarak, tüm SEO araçlarımızı tüm müşterilerimiz için ulaşılabilir olacak şekilde tasarlıyoruz ve bu SEO analiz motoru için de geçerli
Engleză | turc |
---|---|
seo | seo |
analysis | analiz |
engine | motoru |
our customers | müşterilerimiz |
finally | son olarak |
of | in |
and | ve |
all | tüm |
tools | araçları |
the | şekilde |
EN Finally, the event level tracks what people interact with on each page (clicks, views, and more).
TR Son olarak, olay seviyesi insanların her sayfada neyle etkileşime girdiğini izler (tıklamalar, görüntülemeler ve daha fazlası).
Engleză | turc |
---|---|
event | olay |
level | seviyesi |
page | sayfada |
and | ve |
more | fazlası |
finally | son olarak |
people | insanlar |
EN Finally, we’ll also assume a threshold value of 3, which would translate to a bias value of –3. With all the various inputs, we can start to plug in values into the formula to get the desired output.
TR Son olarak, eşik değerini 3 olarak varsayalım; bu da yanlılık değerinin -3 olduğu anlamına gelir. Tüm bu girdilerle, istenen çıktıyı elde etmek için formüllere değerler eklemeye başlayabiliriz.
Engleză | turc |
---|---|
finally | son |
value | değerinin |
values | değerler |
in | da |
all | tüm |
get | elde |
Se afișează 50 din 50 traduceri