EN Linux hosting is a Linux hosting service that is used for the execution of php based web sites and applications using linux execution system through server.
EN Linux hosting is a Linux hosting service that is used for the execution of php based web sites and applications using linux execution system through server.
TR Sunucu üzerinde Linux işletim sistemi kullanılarak .PHP alt yapılı web site ve uygulamaların çalışması amacıyla kullanılan hosting hizmetine Linux Hosting denir.
Engleză | turc |
---|---|
linux | linux |
service | hizmetine |
php | php |
and | ve |
hosting | hosting |
server | sunucu |
web | web |
system | sistemi |
sites | site |
using | kullanılarak |
applications | uygulamalar |
for | alt |
used | kullanılan |
EN You can choose between a Daily, Weekly and a Monthly execution. Also set the execution Hour/Timezone for more control.
TR Günlük, Haftalık ve Aylık olarak seçim yapabilirsiniz. Ayrıca daha fazla kontrol için Saat/Saat Dilimi ayarlarını güncelleyebilirsiniz.
Engleză | turc |
---|---|
choose | seçim |
control | kontrol |
daily | günlük |
weekly | haftalık |
monthly | aylık |
you can | yapabilirsiniz |
and | ve |
a | saat |
for | için |
EN Linux hosting is a Linux hosting service that is used for the execution of php based web sites and applications using linux execution system through server.
TR Sunucu üzerinde Linux işletim sistemi kullanılarak .PHP alt yapılı web site ve uygulamaların çalışması amacıyla kullanılan hosting hizmetine Linux Hosting denir.
Engleză | turc |
---|---|
linux | linux |
service | hizmetine |
php | php |
and | ve |
hosting | hosting |
server | sunucu |
web | web |
system | sistemi |
sites | site |
using | kullanılarak |
applications | uygulamalar |
for | alt |
used | kullanılan |
EN If called from within a function, the return statement immediately ends execution of the current function, and returns its argument as the value of the function call. return also ends the execution of an
TR Bir işlevin içinde kullanıldığında, return deyimi çalışmakta olan işlevi hemen sonlandırıp değiştirgesini çağrılan işlevin değeri olarak döndürür. return ayrıca, bir betiğin veya bir
Engleză | turc |
---|---|
function | işlevi |
value | değeri |
also | ayrıca |
of | in |
the | veya |
immediately | olarak |
EN There are people and animals reliefs on the pillars at the entrance as typical production of Aphrodisias sculptures
TR Giriş kısmındaki payelerin üzerinde Aphrodisias heykel okulunun tipik üretimi olan insanlı ve hayvanlı kabartmalar yer alır
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
typical | tipik |
aphrodisias | aphrodisias |
production | üretimi |
of | yer |
there | olan |
EN Word-error-rate is the typical metric to assess accuracy but features like the Sonix Custom Dictionary enable customers to create custom vocabularies and further increase accuracy.
TR Kelime hatası oranı, doğruluğu değerlendirmek için tipik bir metriktir ancak Sonix Custom Dictionary gibi özellikler müşterilerin özel kelime dağarcığı oluşturmalarını ve doğruluğu daha da artırmalarını sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
assess | değerlendirmek |
sonix | sonix |
enable | sağlar |
customers | müşterilerin |
rate | oranı |
features | özellikler |
to | için |
and | ve |
further | da |
EN For example, a 30 minute file has a typical turnaround time of roughly 5 minutes; an hour-long file will roughly take 10 minutes.
TR Örneğin, 30 dakikalık bir dosya yaklaşık 5 dakika tipik bir dönüş süresi vardır; bir saat uzunluğunda dosya kabaca 10 dakika sürer.
Engleză | turc |
---|---|
file | dosya |
typical | tipik |
minutes | dakika |
of | in |
for | yaklaşık |
EN The typical process for creating a storyline with your unscripted work involves a paper edit
TR Komut dosyasız çalışmanızla bir hikaye oluşturmak için tipik bir süreç bir kağıt düzenleme içerir
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
paper | kağıt |
edit | düzenleme |
process | süreç |
for | için |
a | bir |
the | oluşturmak |
EN A typical serverless application consists of one or more functions triggered by events such as object uploads to Amazon S3, Amazon SNS notifications, or API actions
TR Tipik bir sunucusuz uygulama, Amazon S3’e nesne yükleme, Amazon SNS bildirimleri veya API eylemleri gibi olaylar tarafından tetiklenen bir veya daha fazla işlevden oluşur
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
serverless | sunucusuz |
consists | oluşur |
events | olaylar |
object | nesne |
amazon | amazon |
sns | sns |
notifications | bildirimleri |
or | veya |
by | tarafından |
api | api |
application | uygulama |
a | bir |
as | gibi |
actions | eylemleri |
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
hotel | otel |
experience | deneyimine |
and | ve |
both | de |
EN The GameDAC transforms any PS4 or PC into a high performance audio source by bypassing the low fidelity, poor quality DACs found in typical console controllers, USB headsets, and PC sound cards.
TR GameDAC, tipik konsol kumandalarında, USB ikili kulaklıklarında ve bilgisayar ses kartlarında bulunan düşük duyarlık, düşük kaliteli DAC’leri atlayarak her PS4 ve bilgisayarı yüksek performanslı bir ses kaynağına dönüştürür.
Engleză | turc |
---|---|
high | yüksek |
source | kaynağı |
low | düşük |
quality | kaliteli |
found | bulunan |
typical | tipik |
console | konsol |
usb | usb |
headsets | kulaklıklar |
cards | kartlar |
gamedac | gamedac |
pc | bilgisayar |
a | bir |
EN Fast intuitive setup – Typical single location set-up in one day
TR Hızlı, pratik kurulum - Genellikle, tek konum kurulumu bir günde yapılır
Engleză | turc |
---|---|
fast | hızlı |
location | konum |
day | günde |
setup | kurulum |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Power-over-Ethernet (PoE) eliminates the need to install power outlets – ideal for the typical complex backroom environments
TR Ethernet üzerinden Güç (PoE) elektrik prizi takma gereğini ortadan kaldırır – tipik yönetim ofisi ortamı için ideal
EN On this typical viewing day in 2020 televisions were tuned in about half an hour longer than on average in 2019
TR Bu sıradan 2020 TV gününde televizyonlar 2019 yılındaki ortalamaya göre yarım saat daha uzun açık kaldı
Engleză | turc |
---|---|
half | yarım |
hour | saat |
on | açık |
day | gün |
this | bu |
longer | daha uzun |
EN There are people and animals reliefs on the pillars at the entrance as typical production of Aphrodisias sculptures
TR Giriş kısmındaki payelerin üzerinde Aphrodisias heykel okulunun tipik üretimi olan insanlı ve hayvanlı kabartmalar yer alır
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
typical | tipik |
aphrodisias | aphrodisias |
production | üretimi |
of | yer |
there | olan |
EN A typical serverless application consists of one or more functions triggered by events such as object uploads to Amazon S3, Amazon SNS notifications, or API actions
TR Tipik bir sunucusuz uygulama, Amazon S3’e nesne yükleme, Amazon SNS bildirimleri veya API eylemleri gibi olaylar tarafından tetiklenen bir veya daha fazla işlevden oluşur
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
serverless | sunucusuz |
consists | oluşur |
events | olaylar |
object | nesne |
amazon | amazon |
sns | sns |
notifications | bildirimleri |
or | veya |
by | tarafından |
api | api |
application | uygulama |
a | bir |
as | gibi |
actions | eylemleri |
EN The IT-Grundschutz Catalogues describe safeguards for typical business processes, IT systems, and applications and addresses the protection of an enterprise’s own information
TR IT-Grundschutz Katalogları tipik kurum işlemleri, BT sistemleri ve uygulamalar için korumaları tanımlar ve bir kurumun kendi bilgilerin korunmasıyla ilgilenir
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
business | iş |
systems | sistemleri |
applications | uygulamalar |
protection | korunması |
information | bilgilerin |
and | ve |
it | bt |
of | in |
for | için |
the | bir |
EN The semantics of the combination of Traits and classes is defined in a way which reduces complexity, and avoids the typical problems associated with multiple inheritance and Mixins.
TR Sınıfların ve niteliklerin birleşiminden doğan anlamlılık, karmaşıklığı azaltan ve çoklu kalıtım ve iç içeliklerle ilgili bilinen sorunlardan kaçınan bir yol izlenerek tanımlanmıştır.
Engleză | turc |
---|---|
defined | tanımlanmış |
associated | ilgili |
and | ve |
way | yol |
EN Fast intuitive setup – Typical single location set-up in one day
TR Hızlı, pratik kurulum - Genellikle, tek konum kurulumu bir günde yapılır
Engleză | turc |
---|---|
fast | hızlı |
location | konum |
day | günde |
setup | kurulum |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN However, under typical conditions, under a minute of replication lag is common.
TR Ancak normal koşullarda replikasyon gecikmesinin bir dakikadan kısa olması sık karşılaşılan bir durumdur.
Engleză | turc |
---|---|
conditions | koşullarda |
replication | replikasyon |
common | sık |
EN Cross-region replicas using Amazon Aurora Global Database will have a typical lag of under a second.
TR Amazon Aurora Global Database kullanılarak gerçekleştirilen bölgeler arası replikasyonların gecikme süresi genellikle bir saniyeden kısadır.
Engleză | turc |
---|---|
using | kullanılarak |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
global | global |
database | database |
second | bir |
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
hotel | otel |
experience | deneyimine |
and | ve |
both | de |
EN The higher education aptitude test examines skills you will need in typical situations in specific subjects
TR Yüksek öğrenim uygunluk testinde, belli dallarda tipik durumlarda neye ihtiyacınız olduğu yoklanıyor
Engleză | turc |
---|---|
higher | yüksek |
typical | tipik |
situations | durumlarda |
education | öğrenim |
need | ihtiyacınız |
EN This hand gesture, known as the Merkel diamond or the triangle of power, is typical of Angela Merkel. Though it has been the subject of much philosophising and indeed considerable humour, little in the way of genuine insight has been gained.
TR Eşkenar dörtgen adı verilen bu el tutuşu, Angela Merkel’e özgü bir şey. Bununla ilgili çok felsefe yapıldı ve çok da dalga geçildi, ancak hatırı sayılır bir çıkarıma varılamaksızın.
Engleză | turc |
---|---|
hand | el |
angela | angela |
and | ve |
in | da |
this | bu |
the | ancak |
of | bir |
EN What happens in the course of a typical German Christmas?
TR Tipik bir Alman Noel kutlaması nasıl geçer?
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
christmas | noel |
a | bir |
EN On this typical viewing day in 2020 televisions were tuned in about half an hour longer than on average in 2019
TR Bu sıradan 2020 TV gününde televizyonlar 2019 yılındaki ortalamaya göre yarım saat daha uzun açık kaldı
Engleză | turc |
---|---|
half | yarım |
hour | saat |
on | açık |
day | gün |
this | bu |
longer | daha uzun |
EN Word-error-rate is the typical metric to assess accuracy but features like the Sonix Custom Dictionary enable customers to create custom vocabularies and further increase accuracy.
TR Kelime hata oranı, doğruluğu değerlendirmek için tipik bir metriktir, ancak Sonix Özel Sözlük gibi özellikler müşterilerin özel kelime dağarcığı oluşturmasına ve doğruluğu daha da artırmasına olanak tanır.
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
assess | değerlendirmek |
sonix | sonix |
dictionary | sözlük |
customers | müşterilerin |
error | hata |
rate | oranı |
features | özellikler |
to create | oluşturmasına |
to | için |
and | ve |
further | da |
EN The typical process for creating a storyline with your unscripted work involves a paper edit
TR Komut dosyasız çalışmanızla bir hikaye oluşturmak için tipik bir süreç bir kağıt düzenleme içerir
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
paper | kağıt |
edit | düzenleme |
process | süreç |
for | için |
a | bir |
the | oluşturmak |
EN Could you give an example on a typical customer scenario?
TR Tipik bir müşteri senaryosu örneği verebilir misiniz?
Engleză | turc |
---|---|
typical | tipik |
customer | müşteri |
example | örneği |
a | bir |
EN Ensuring personal engagement and the execution of agreed plans, our Publishers are your key point of contact and provide access to production management, marketing, analytics and much more.
TR Kişisel katılımı ve kararlaştırılan planların uygulanmasını sağlayan Yayıncılarımız kilit iletişim noktasıdır ve üretim yönetimi, pazarlama, analiz ve çok daha fazlasına erişim sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
key | kilit |
point | noktası |
contact | iletişim |
access | erişim |
management | yönetimi |
marketing | pazarlama |
analytics | analiz |
production | üretim |
plans | planları |
provide | sağlayan |
personal | kişisel |
and | ve |
are | sağlar |
EN A key element of proper research is not letting the execution of a research protocol, and the collection or analyses of data, be influenced along the way
TR Doğru araştırmanın kilit unsurlarından birisi, araştırma protokolünün uygulanması ve verilerin toplanması veya analizinin, süreç esnasında tesir altında kalmasına izin vermemektir
Engleză | turc |
---|---|
key | kilit |
research | araştırma |
data | verilerin |
and | ve |
of | doğru |
or | veya |
protocol | protokol |
EN JavaScript execution lets Site Audit analyze pages and links that depend on JavaScript, resulting in the most accurate audit
TR JavaScript yürütmesi Site Denetiminin JavaScript’e dayalı sayfa ve bağlantıları analiz etmesini sağlayarak en isabetli denetimin yapılmasını sağlar
Engleză | turc |
---|---|
javascript | javascript |
lets | sağlar |
analyze | analiz |
and | ve |
most | en |
site | site |
pages | sayfa |
links | bağlantıları |
EN Delegate link building to subordinates of freelancers and control how good their execution is.
TR Bağlantı kurmayı serbest çalışanların alt gruplarına devredin ve uygulamalarının ne kadar iyi olduğunu kontrol edin.
Engleză | turc |
---|---|
control | kontrol |
good | iyi |
is | olduğunu |
link | bağlantı |
and | ve |
to | kadar |
EN In this document, we discuss our economic and legal rationales with a set of guiding principles for airdrop planning and execution
TR Bu dokümanda, ekonomik ve yasal gerekçelerimizi, hava durumu planlaması ve yürütme için bir dizi temel ilkeyle ele alıyoruz
Engleză | turc |
---|---|
economic | ekonomik |
legal | yasal |
execution | yürütme |
planning | planlaması |
this | bu |
and | ve |
of | in |
a | bir |
for | için |
with | dizi |
EN What’s the difference between the implementation period and the execution period, indicated in the Special Conditions of the EU funded grant contracts?
TR AB fonlu hibe projeleri sözleşmelerinin özel koşullarında (special conditions) belirtilen uygulama süresi ile icra süresi arasındaki fark nedir?
Engleză | turc |
---|---|
implementation | uygulama |
eu | ab |
grant | hibe |
period | süresi |
conditions | koşullar |
difference | fark |
between | arasındaki |
special | ile |
and | özel |
EN Custom calculation of lot required for bonus execution
TR Bonus İşleme için Gerekli Özel Lot Hesaplama
Engleză | turc |
---|---|
required | gerekli |
of | in |
for | için |
EN Delivering unmatched strategy, innovation and execution to drive advantage for all occupiers.
TR CBRE, gayrimenkul kullanıcı ve yatırımcıları için piyasada öncü konumda olan bir Danışmanlık ve Aracılık Hizmetleri yelpazesi sunmaktadır.
Engleză | turc |
---|---|
and | ve |
all | olan |
EN AWS Lambda uses the same techniques as Amazon EC2 to provide security and separation at the infrastructure and execution levels.
TR AWS Lambda, altyapı ve yürütme düzeylerinde güvenlik ve ayrım sağlamak için Amazon EC2 ile aynı teknikleri kullanır.
Engleză | turc |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
amazon | amazon |
execution | yürütme |
infrastructure | altyapı |
security | güvenlik |
and | ve |
uses | kullanır |
to | sağlamak |
the | aynı |
EN Resources allocated to the Lambda function, including memory, execution time, disk, and network use, must be shared among all the threads/processes it uses
TR Bellek, yürütme süresi, disk ve ağ kullanımı gibi Lambda işlevine ayrılmış olan kaynakların kullanılan tüm iş parçacıkları/işlemler arasında paylaşılması gerekir
Engleză | turc |
---|---|
lambda | lambda |
memory | bellek |
execution | yürütme |
time | süresi |
disk | disk |
must | gerekir |
and | ve |
use | kullanımı |
all | tüm |
resources | kaynaklar |
the | gibi |
EN You can enable your Lambda function for tracing with AWS X-Ray by adding X-Ray permissions to your Lambda function execution role and changing your function “tracing mode” to “active
TR Lambda işlevinizin yürütme rolüne X-Ray izinleri ekleyerek ve işlevinizin "tracing mode" değerini "active" yaparak AWS X-Ray ile izlenmesini sağlayabilirsiniz
Engleză | turc |
---|---|
lambda | lambda |
execution | yürütme |
permissions | izinleri |
active | active |
aws | aws |
you can | sağlayabilirsiniz |
by | yaparak |
and | ve |
with | ile |
EN This will provide you with insights such as Lambda service overhead, function init time, and function execution time
TR Bu da Lambda hizmeti yükü, işlev başlatma süresi ve işlev yürütme süresi gibi bilgiler sağlar
Engleză | turc |
---|---|
provide | sağlar |
insights | bilgiler |
lambda | lambda |
service | hizmeti |
function | işlev |
time | süresi |
execution | yürütme |
this | bu |
and | ve |
as | gibi |
EN The files required for the execution of function code can be read by the default Lambda user
TR İşlev kodunun yürütülmesi için gereken dosyalar, Lambda kullanıcısı tarafından okunabilmelidir
Engleză | turc |
---|---|
files | dosyalar |
required | gereken |
lambda | lambda |
user | kullanıcı |
of | in |
by | tarafından |
for | için |
EN There is no change to the invocation and execution model of Lambda when using Provisioned Concurrency.
TR Eş Zamanlı Tedarik kullanırken, Lambda'nın çalıştırılma ve yürütme modelinde herhangi bir değişiklik olmaz.
Engleză | turc |
---|---|
change | değişiklik |
execution | yürütme |
and | ve |
EN Extensions enable you and your preferred tooling vendors to plug into Lambda’s lifecycle and integrate more deeply into the Lambda execution environment.
TR Uzantılar, sizin ve tercih ettiğiniz araç satıcılarının Lambda'nın yaşam döngüsüyle bağlantı kurmasını ve Lambda yürütme ortamıyla daha derin bir entegrasyon gerçekleştirmesini sağlar.
Engleză | turc |
---|---|
extensions | uzantılar |
enable | sağlar |
preferred | tercih |
lifecycle | yaşam döngüsü |
integrate | entegrasyon |
lambda | lambda |
execution | yürütme |
the | araç |
and | ve |
environment | ortamı |
EN Extensions are companion processes that run within Lambda’s execution environment which is where your function code is executed
TR Uzantılar, işlev kodunuzun yürütüldüğü Lambda yürütme ortamında çalışan yardımcı işlemlerdir
Engleză | turc |
---|---|
extensions | uzantılar |
execution | yürütme |
function | işlev |
environment | ortamı |
EN For example, if an extension performs compute-intensive operations, you may see your function execution duration increase because the extension and your function code share the same CPU resources
TR Örneğin, uzantı ve işlev kodunuz aynı CPU kaynaklarını paylaştığından, bir uzantı yoğun işlem kullanımlı operasyonlar gerçekleştiriyorsa, işlev yürütme sürenizde artış olduğunu görebilirsiniz
Engleză | turc |
---|---|
operations | operasyonlar |
see | görebilirsiniz |
function | işlev |
execution | yürütme |
share | paylaş |
cpu | cpu |
intensive | yoğun |
increase | artış |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
resources | kaynaklarını |
EN To learn more about the Lambda lifecycle, see the documentation on the Lambda Execution Environment.
TR Lambda yaşam döngüsü hakkında daha fazla bilgi edinmek için Lambda Yürütme Ortamı belgelerine bakın.
Engleză | turc |
---|---|
learn | bilgi |
lambda | lambda |
documentation | belgelerine |
execution | yürütme |
environment | ortamı |
about | hakkında |
EN AWS Lambda functions can be configured to run up to 15 minutes per execution. You can set the timeout to any value between 1 second and 15 minutes.
TR AWS Lambda işlevleri yürütme başına 15 dakikaya kadar çalışacak şekilde yapılandırılabilir. Zaman aşımını 1 saniye ile 15 dakika arasındaki herhangi bir değer olacak şekilde ayarlayabilirsiniz.
Engleză | turc |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
functions | işlevleri |
execution | yürütme |
minutes | dakika |
value | değer |
second | bir |
any | herhangi |
between | arasındaki |
set | ile |
and | şekilde |
Se afișează 50 din 50 traduceri