DE Seine Songs erinnerten anfangs an Bruce Springsteen; später floss mehr Folk in seine Musik ein
"seine authenzität" em alemão pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
seine | beri bir bu bunun da daha de den dünyanın e emin en her herhangi ile ilk iyi için kadar kendi kişisel nasıl olan olarak olmak sahip sonra tek tüm ve veya ya da yerine çok özel ın şekilde |
DE Seine Songs erinnerten anfangs an Bruce Springsteen; später floss mehr Folk in seine Musik ein
TR 13 kere Grammy Ödüllerine aday gösterilmiş, birisinde kazanmıştır
DE Control Union Certifications verfolgt diese Entwicklungen genau und sieht es als seine Aufgabe, seine Kunden über die neuesten Entwicklungen auf dem Laufenden zu halten.
TR Control Union, bu gelişmeleri yakından izler ve müşterileri en son değişikliklerden her daim haberdar etmeyi görev kabul eder.
alemão | turco |
---|---|
kunden | müşterileri |
control | control |
union | union |
zu | her |
diese | bu |
und | ve |
neuesten | en son |
DE Jamie treibt unsere Vision, Strategie und unser Wachstum voran. Seine Liebe zu den Kunden wird nur durch seine Zuneigung zur Schokolade ersetzt.
TR Jamie vizyonumuzu, stratejimizi ve büyümemizi yönlendiriyor. Müşterilere olan sevgisi sadece çikolataya olan sevgisinin yerini alıyor.
alemão | turco |
---|---|
kunden | müşterilere |
nur | sadece |
wird | olan |
und | ve |
DE Im Jahr 2021 tätigte es seine erste Investition in den Türkischen Republiken und nahm seine Tätigkeit in der Anlage in Aserbaidschan im Rahmen der STP (Sumgayıt Texnologıyalar Park) Partnerschaft auf
TR 2021 yılında ise Türkî Cumhuriyerlerdeki ilk yatırımını gerçekleştirmiş ve STP (Sumgayıt Texnologıyalar Park) ortaklığı ile Azerbaycan tesisi faaliyetlerine başlamıştır
alemão | turco |
---|---|
jahr | yıl |
erste | ilk |
investition | yatırım |
anlage | tesisi |
aserbaidschan | azerbaycan |
park | park |
es | ise |
und | ve |
DE Der ZXP-Serie 7 zeichnet sich durch seine schnelle und zuverlässige Leistung sowie durch seine geringen Gesamtbetriebskosten aus
TR ZXP Series 7, hızlı fakat aynı zamanda güvenilir bir performans sunarken, yazıcının 'toplam sahip olma maliyetini aşağı çekerek kullanıcılara olağanüstü bir değer sunar
alemão | turco |
---|---|
zuverlässige | güvenilir |
leistung | performans |
schnelle | hızlı |
sich | aynı |
seine | de |
und | bir |
DE Control Union Certifications verfolgt diese Entwicklungen genau und sieht es als seine Aufgabe, seine Kunden über die neuesten Entwicklungen auf dem Laufenden zu halten.
TR Control Union, bu gelişmeleri yakından izler ve müşterileri en son değişikliklerden her daim haberdar etmeyi görev kabul eder.
alemão | turco |
---|---|
kunden | müşterileri |
control | control |
union | union |
zu | her |
diese | bu |
und | ve |
neuesten | en son |
DE Der ZXP-Serie 7 zeichnet sich durch seine schnelle und zuverlässige Leistung sowie durch seine geringen Gesamtbetriebskosten aus
TR ZXP Series 7, hızlı fakat aynı zamanda güvenilir bir performans sunarken, yazıcının 'toplam sahip olma maliyetini aşağı çekerek kullanıcılara olağanüstü bir değer sunar
alemão | turco |
---|---|
zuverlässige | güvenilir |
leistung | performans |
schnelle | hızlı |
sich | aynı |
seine | de |
und | bir |
DE ließ sie 1897 für seine Familie bauen, denn seine Frau Alexandra war Prinzessin von Hessen-Darmstadt.
TR Nikola burayı 1897’de ailesi için yaptırdı, zira karısı Alexandra Hessen-Darmstadt prensesiydi.
alemão | turco |
---|---|
familie | ailesi |
für | için |
von | in |
DE So sehr jedes Land die Pflicht hat, sich um seine Bürgerinnen und Bürger und seine Wirtschaft zu kümmern, so wenig kann ein Land allein mit der Corona-Pandemie fertigwerden
TR Her ülke kendi vatandaşlarına ve ekonomisine yönelik önlemleri almakla yükümlü olsa da, korona pandemisini bir ülkenin tek başına yenmesi söz konusu olamaz
alemão | turco |
---|---|
land | ülke |
corona | korona |
und | ve |
DE Felix Banaszak hat, wie er sagt, eine „klassische Ruhrgebietsbiographie“ und meint damit, dass auch seine Familie Migrationserfahrungen hat. Seine Urgroßeltern väterlicherseits kamen aus Polen ins Ruhrgebiet.
TR Felix Banaszak kendisinin “klasik bir Ruhr Bölgesi hayat hikayesine” sahip olduğunu söylüyor; kastettiği, ailesinin göç geçmişi. Babasının büyük dedesi Ruhr bölgesine Polonya’dan gelmiş.
DE Seine Songs erinnerten anfangs an Bruce Springsteen; später floss mehr Folk in seine Musik ein
TR 13 kere Grammy Ödüllerine aday gösterilmiş, birisinde kazanmıştır
DE Istio ist derzeit eines der am schnellsten wachsenden Open-Source-Projekte, die auf Github-Mitwirkenden basieren, und seine Stärke ist seine Community
TR Istio, şu anda Github üzerinde katkı sağlayanlara dayalı olarak en hızlı büyüyen açık kaynak projelerinden biridir ve gücünü topluluğundan alır
alemão | turco |
---|---|
wachsenden | büyüyen |
schnellsten | hızlı |
source | kaynak |
open | açık |
und | ve |
DE Jamie treibt unsere Vision, Strategie und unser Wachstum voran. Seine Liebe zu den Kunden wird nur durch seine Zuneigung zur Schokolade ersetzt.
TR Jamie vizyonumuzu, stratejimizi ve büyümemizi yönlendiriyor. Müşterilere olan sevgisi sadece çikolataya olan sevgisinin yerini alıyor.
alemão | turco |
---|---|
kunden | müşterilere |
nur | sadece |
wird | olan |
und | ve |
DE Elsevier unterstützt seine Herausgeber im Umgang mit ethischen Fragen. Das Publishing Ethics Resource Kit (PERK) ist eine Online-Ressource, die Ihnen dabei hilft, ethische Verstöße selbstbewusst zu handhaben.
TR Elsevier editörlerini etik konularla başa çıkmaları konusunda destekler. Yayıncılık Etik Değerleri Kaynak Takımı (PERK) size etik değer ihlallerini güvenle belirlemeniz konusunda yardımcı olan çevrimiçi bir kaynaktır.
alemão | turco |
---|---|
unterstützt | destekler |
elsevier | elsevier |
online | çevrimiçi |
seine | de |
zu | konusunda |
DE Passe dein Paket und seine Begrenzungen nach deinen Wünschen an.
TR Aboneliğinizi ve limitlerinizi beğeninize göre ayarlayın.
alemão | turco |
---|---|
und | ve |
DE Ermitteln Sie den Wert jedes Link-Kandidaten, indem Sie seine Bewertung überprüfen, die zusätzliche Informationen zu seiner Domain enthält. Verschieben Sie die besten Kandidaten in Ihre Liste „In Bearbeitung“, um Backlinks einzuwerben.
TR Her bir alan adı için ekstra bilgiler içeren, her bir muhtemel bağlantının değerine sıralamasını kontrol ederek karar verin. Backlinkleri kazanmak için, en iyi potansiyelleri ''Devam Eden'' listesinize taşıyın.
alemão | turco |
---|---|
zusätzliche | ekstra |
informationen | bilgiler |
DE Elsevier überprüft regelmäßig seine Zeitschriften, um sicherzustellen, dass wir weiterhin hochwertige Veröffentlichungsoptionen bereitstellen, die die Bedürfnisse von Forschern erfüllen
TR Elsevier, araştırmacıların ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli yayınlama seçenekleri sağlamaya devam etmek için dergilerini düzenli olarak gözden geçirir
alemão | turco |
---|---|
hochwertige | kaliteli |
elsevier | elsevier |
regelmäßig | düzenli olarak |
um | için |
DE Entwerfen, planen und veröffentlichen Sie Content über die wichtigsten Social-Media-Kanäle, und analysieren Sie seine Performance
TR Büyük sosyal kanallarda içerik tasarlayın, planlayın ve yayınlayın ve bunların performans analizlerini yapın
alemão | turco |
---|---|
entwerfen | tasarlayın |
planen | planlayın |
sie | i |
content | içerik |
wichtigsten | büyük |
performance | performans |
social | sosyal |
und | ve |
DE und seine verbundenen Unternehmen und Tochtergesellschaften, Placed, LLC, Factual Inc., Foursquare Labs UK Limited, Factual Limited (UK), Foursquare Labs Asia Pte
TR ile iştirakleri ve yan kuruluşlarını, Placed, LLC, Factual Inc., Foursquare Labs UK Limited, Factual Limited (Birleşik Krallık), Foursquare Labs Asia Pte
alemão | turco |
---|---|
unternehmen | iş |
llc | llc |
und | ve |
seine | ile |
DE Bewahrt eine Aufzeichnung einer Anweisung eines Nutzers aus Kalifornien, seine personenbezogenen Daten nicht an Nicht-Dienstanbietern zu verkaufen oder offenzulegen.
TR Kaliforniya’dan bir kullanıcının kişisel verilerini hizmet sağlayıcı olmayanlara satmama ya da açıklamama talimatının/talebinin kaydını tutar.
alemão | turco |
---|---|
bewahrt | tutar |
nutzers | kullanıcının |
personenbezogenen | kişisel |
daten | verilerini |
aufzeichnung | kaydını |
aus | da |
nicht | bir |
oder | ya |
DE Bewahrt eine Aufzeichnung der Anweisung des Benutzers, seine personenbezogenen Daten nicht zu verwenden.
TR Kullanıcının kişisel verilerinin kullanılmaması talimatının/talebinin kaydını tutar.
alemão | turco |
---|---|
bewahrt | tutar |
benutzers | kullanıcının |
personenbezogenen | kişisel |
daten | verilerinin |
aufzeichnung | kaydını |
DE Jedes Hotel wurde für seinen einzigartigen Charakter und seine Persönlichkeit ausgewählt und spricht passionierte Reisende auf der Suche nach neuen Entdeckungen an.
TR Yerel zenginlikleri keşfetmek isteyen hevesli gezginlere hitap eden her bir otel, farklı karakter ve kişiliği için özel olarak seçilmiştir.
alemão | turco |
---|---|
hotel | otel |
und | ve |
jedes | her |
DE Hilton gründet seine erste Reservierungszentrale HILCRON. Reservierungen können per Telefon, Telegramm oder Fernschreiben in jedem Hilton Hotel vorgenommen werden.
TR Hilton, HILCRON adlı ilk merkezi rezervasyon bürosunu oluşturdu. Telefon, telgraf ya da Tele printer ile herhangi bir Hilton?da rezervasyon yaptırılabiliyordu.
alemão | turco |
---|---|
hilton | hilton |
reservierungen | rezervasyon |
telefon | telefon |
in | da |
erste | bir |
oder | ya |
DE Berühmt für seine einzigartigen Aromen / An der Mittelmeerküste
TR Lezzet durağı / Doğu Akdeniz Bölgesi’nde
DE VPN, ein virtuelles privates Netzwerk, bekannt als eins der vertrauenswürdigsten Verfahren, um seine Privatsphäre online zu schützen
TR VPN veya sanal özel ağ, internette gezinirken kullanıcı gizliliğini korumak için en güvenilir yöntemlerden biridir
alemão | turco |
---|---|
vpn | vpn |
schützen | korumak |
online | internette |
virtuelles | sanal |
DE Da er seine Freundin und Familienmitglieder im Laufe der Jahre bereits vor mehreren Cyber-Angriffen retten musste, hat er sich mit Leib und Seele der Internetsicherheit verschrieben
TR Siber güvenlik konusunda özel bir ilgisi olmasının yanında kız arkadaşını ve aile üyelerini yıllar boyunca çeşitli siber saldırılardan korumuş biridir
alemão | turco |
---|---|
familienmitglieder | aile |
cyber | siber |
und | ve |
mehreren | bir |
vor | e |
im | boyunca |
DE NVIDIA ist für seine Partner da und davon überzeugt, dass eine starke Partnerschaft den Grundstein für den gemeinsamen Erfolg legt.
TR NVIDIA kanal ortaklarına bağlıdır ve karşılıklı başarının temelinin güçlü bir ortaklık olduğuna inanmaktadır.
alemão | turco |
---|---|
nvidia | nvidia |
partnerschaft | ortaklık |
erfolg | başarı |
starke | güçlü |
und | ve |
partner | ortakları |
DE Durch das Wort „Cloud“ im Namen des Service wollen wir betonen, dass sich die Lösung nicht auf ein bestimmtes Gerät konzentriert, sondern als ganzheitlicher Service fungiert – selbst wenn seine Instanzen auf verschiedene Geräte verteilt sind
TR Hizmetin adına ""cloud"" kelimesini, bunun tek özel bir cihaza bağlı olmak yerine birden çok cihazda yüklü olsa bile tek bir hizmet olarak çalıştığını vurgulamak istediğimiz için ekledik
alemão | turco |
---|---|
namen | adına |
cloud | cloud |
service | hizmet |
gerät | cihaza |
selbst | bile |
wenn | için |
DE Seine Karriere begann er bei der HSBC im Bereich International Banking
TR Bu kurulda şirketi Birleşik Krallık Turizm Konseyi Eş Başkanı olarak temsil eder
alemão | turco |
---|---|
bei | e |
DE Im vergangenen Jahr erhielt Vincent den britischen Verdienstorden OBE für seine Verdienste im Gastgewerbe und der Tourismusindustrie und wurde in der New Year Honours List 2015 gewürdigt.
TR Geçen sene otelcilik ve turizm alanındaki hizmetlerinden ötürü Britanya İmparatorluk Nişanı alan Vincent, New Year Honours List 2015 onur listesinde yer almıştır.
alemão | turco |
---|---|
new | new |
und | ve |
in | yer |
DE Jedes Schmuckunternehmen sollte ein eigenes Logo haben , das seine Einzigartigkeit, Eleganz und seinen Luxus verkörpert
TR Her mücevher şirketinin benzersizliğini, zarafetini ve lüksünü temsil edecek kendi logosu olmalıdır
alemão | turco |
---|---|
logo | logosu |
luxus | lüks |
und | ve |
jedes | her |
DE Das gemeinnützige Logo erzählt seine Geschichte durch eine warme und friedliche Aussicht mit ruhigen Farben
TR Kar amacı gütmeyen Logo, hikayesini dingin renklerle sıcak ve huzurlu bir manzarayla anlatıyor
alemão | turco |
---|---|
gemeinnützige | kar amacı gütmeyen |
logo | logo |
erzählt | anlatıyor |
und | ve |
DE Wir überprüfen ständig die Trafficquellen, die unsere Partner nutzen. Wenn ein Partner gegen die oben genannten Regeln verstößt, dann werden wir sein Konto sperren und seine Provisionen einbehalten.
TR Sürekli olarak satış ortaklarımızın kullandığı trafik kaynaklarını kontrol ediyoruz. Bir satış ortağının yukarıdaki kuralları ihlal etmesi halinde hesaplarını engellememiz ve komisyonlarını saklamamız gerekir.
alemão | turco |
---|---|
überprüfen | kontrol |
oben | yukarıdaki |
regeln | kuralları |
partner | ortağı |
und | ve |
werden | gerekir |
dann | olarak |
ständig | sürekli |
DE Seine Produktionsarbeit gilt als entscheidender Faktor des Erfolgs der Alben vo… mehr erfahren
TR Yine bunun yanı sıra Beatles, Paul McCartney, Holl… Devamını oku
DE Seine Texte waren zu Beginn seines Schaffens von der Folkbewegung und einem ihrer bekanntesten Vertreter, Woody Guthrie, später auch von symbolistischen Dich… mehr erfahren
TR Annebabası Benjamin E… Devamını oku
DE Seine Musik, eine … mehr erfahren
TR İlk döneminde bir Soul müzik hayranı olarak sevdiği isimlerd… Devamını oku
DE Das Arctis Pro Wireless beruht auf einem dual kabellosen System: Fürs Gaming kommt seine verlustfreie 2,4-G-Verbindung zur Anwendung, während es sich über Bluetooth mit Mobilgeräten vernetzt
TR Onun yerine, Arctis Pro Kablosuz’da çifte kablosuz sistem bulunuyor; burada kayıpsız ve düşük gecikme süreli 2,4G bağlantısı oyunculuk için kullanılırken, Bluetooth mobil cihazlara bağlanmak için kullanılıyor
alemão | turco |
---|---|
system | sistem |
gaming | oyunculuk |
verbindung | bağlantısı |
bluetooth | bluetooth |
wireless | kablosuz |
über | için |
DE Waren seine frühen Alben noch stark vom Swing und Jazz… mehr erfahren
TR Devamında Bowl of Fire grubuyla ambient, rythme latin, rock, ravel ve pop türlerinin etkisinde folk müzik ürünleri ver… Devamını oku
DE Der Kerl beginnen sich zu entspannen er sofort den chat betritt und Leben können, seine Rolle
TR Adam dinlenmek için başlar anında sohbet girer ve onun rolü yaşayabilir
alemão | turco |
---|---|
beginnen | başlar |
sofort | anında |
und | ve |
rolle | rol |
DE Von unberührten Stränden über elegante Städte bis zu legendären Schlössern – Fairmont verbindet seine Gäste mit außergewöhnlichen Orten, in denen wir zuhause sind
TR Fairmont, misafirlerini bakir plajlardan, sofistike şehirlere, simgesel kalelere uzanan, evimiz dediğimiz olağanüstü yerlere bağlıyor
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
elegante | sofistike |
außergewöhnlichen | olağanüstü |
DE Dieses „Schloss in den Rockies“, eingebettet in die Wälder vor majestätischen Berggipfeln, begrüßt seine Gäste seit 1888.
TR Dağların doruklarına yükselen ormanlık dağ eteklerinde yuvalanmış olan Rockies’deki bu Kale 1888‘den beri misafirlerini ağırlıyor.
alemão | turco |
---|---|
schloss | kale |
dieses | bu |
seine | olan |
seit | beri |
DE Fairmont Hotels & Resorts und seine Kollektion mit sagenhaften Schlössern, abgelegenen Lodges, spektakulären Tagungsorten und modernen Refugien öffnet Ihnen die Tore einiger der berühmtesten Adressen weltweit
TR Destansı kaleler, gözlerden uzak kır evleri, tarihi öneme sahip toplantı alanları ve modern invizalardan oluşan bir koleksiyona sahip Fairmont Hotels & Resorts dünyanın en tanınmış adreslerinden bazılarının kapılarını açıyor
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
modernen | modern |
weltweit | dünyanın |
ihnen | sahip |
und | ve |
einiger | bir |
DE Fairmont ist stolz auf seine Partnerschaft mit gleichgesinnten Organisationen, um integrative und nachhaltige Lösungen für die Hotelbranche zu entwickeln
TR Fairmont, benzer düşüncelere sahip kuruluşlarla, kapsayıcı, sürdürülebilir konukseverlik çözümleri bulmak üzere işbirliği yapmaktan gurur duyuyor
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
stolz | gurur |
partnerschaft | işbirliği |
organisationen | kuruluş |
nachhaltige | sürdürülebilir |
lösungen | çözümleri |
zu | sahip |
DE Das Fairmont Jakarta ist bekannt für seine unschlagbare Lage in Senayan.
TR Fairmont Jakarta Senayan’daki rakipsiz konumu ile ünlüdür.
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
lage | konumu |
DE Das Fairmont Austin und seine professionellen Mitarbeiter bemühen sich darum, die Erwartungen von Geschäfts- und Urlaubsreisenden zu übertreffen und dafür zu sorgen, dass der Aufenthalt im Texas Hill Country in Erinnerung bleibt.
TR Seyahatleriniz ister iş ister tatil amaçlı olsun tatil, Fairmont Austin’in hizmet profesyonelleri beklentilerinizi aşmak ve Teksas Hill Country’de geçirdiğiniz zamanın unutulmaz olmasını sağlamak için hazır bekliyor.
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
sorgen | hizmet |
texas | teksas |
hill | hill |
und | ve |
zu | için |
DE Das Fairmont Jakarta ist bekannt für seine unschlagbare Region in Senayan.
TR Fairmont Jakarta Senayan’daki rakipsiz konumu ile ünlüdür.
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
region | konumu |
DE Jeder Saal des Fairmont San Francisco hat seine eigene, einzigartige Geschichte, und wir sind stolz auf die beeindruckenden Abende, die unsere Gäste hier erleben.
TR Fairmont San Francisco’da her alan kendi eşsiz tarihine sahiptir ve sürekli olarak misafirlerimizin paylaştığı deneyimleri hayranlıkla dinliyoruz.
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
san | san |
einzigartige | eşsiz |
hat | sahiptir |
und | ve |
wir | her |
DE Das kürzlich renovierte Fairmont Washington D.C. liegt im schicken Stadtteil West End, direkt neben dem historischen Georgetown und begrüßt seine Gäste im höchsten Stil.
TR Washington'un tarz sahibi West End bölgesinde ve tarihi Georgetown'ın bitişiğinde bulunan yeni dekore edilmiş Fairmont Washington, D.C., misafirlerini başkent havasıyla karşılamaktadır.
alemão | turco |
---|---|
kürzlich | yeni |
fairmont | fairmont |
washington | washington |
c | c |
liegt | bulunan |
neben | bitişiğinde |
dem | karşı |
historischen | tarihi |
stil | tarz |
west | west |
end | end |
und | ve |
DE Es ist bekannt für seine komfortablen und eleganten Unterkünfte, sensationelle Küche und luxuriösen Spa-Behandlungen.
TR Zarif ve şık konaklamaları, sansasyonel mutfağı ve lüks spa bakımları ile tanınır.
alemão | turco |
---|---|
luxuriösen | lüks |
eleganten | şık |
spa | spa |
und | ve |
DE Das gesamte Team des Fairmont Le Manoir Richelieu lädt seine Gäste ein, die einzigartigen kulinarischen Köstlichkeiten, die spektakuläre Aussicht und die vielfältigen Aktivitäten in der malerischen Region Charlevoix zu genießen
TR Fairmont Le Manoir Richelieu’nün tüm ekibi, misafirlerini benzersiz mutfağını, görkemli manzaralarını ve bir tablo güzelliğinde bir bölge olan Charlevoix bölgesinin çok sayıda etkinliğini deneyimlemeye davet ediyor
alemão | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
le | le |
region | bölge |
team | ekibi |
einzigartigen | benzersiz |
in | da |
und | ve |
zu | tüm |
Mostrando 50 de 50 traduções