EN Compatible smartphone apps are also accessible from the 7? touch screen through the Mirror Screen function, with Apple CarPlay and Android Auto.
"screen the international" w język angielski można przetłumaczyć na następujące turecki słowa/frazy:
screen | ekran her ile için olarak tam ve |
international | alan dünya e fazla gibi her için küresel nasıl ne olarak olmak tarafından uluslararası yer yerel çok özel ülke |
EN Compatible smartphone apps are also accessible from the 7? touch screen through the Mirror Screen function, with Apple CarPlay and Android Auto.
TR Uyumlu akıllı telefon uygulamalarına Apple CarPlay ve Android Auto ile birlikte, Mirror Screen fonksiyonu ile 7 inçlik dokunmatik ekrandan da erişilebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
compatible | uyumlu |
accessible | erişilebilir |
function | fonksiyonu |
apple | apple |
android | android |
smartphone | akıllı telefon |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN The Mirror Screen function includng Android Auto, Apple Car Play™ and MirrorLink® lets you take advantage of the multimedia content and apps of your smartphone in safety, by duplicating them onto the 7-inch touch screen for easy use
TR Android Auto, Apple Car Play ™ ve MirrorLink® gibi Ayna Ekranı fonksiyonu, akıllı telefonunuzun multimedya içeriğinden ve uygulamalarından yararlanarak 7 inç dokunmatik ekrana kolayca kopyalanabilmenizi sağlar
EN In screen printing, the printing plate consists of a woven mesh with a print template. The screen printing ink is transferred through the printing plate onto the print substrate.
TR Serigrafi baskıda, baskı levhası, baskı şablonunu içeren örgülü bir fileden oluşur. Serigrafi baskı mürekkebi baskı levhasının içinden baskı medyumuna aktarılır.
język angielski | turecki |
---|---|
template | şablonunu |
in | da |
a | bir |
consists | oluşur |
EN Compatible smartphone apps are also accessible from the 7? touch screen through the Mirror Screen function, with Apple CarPlay and Android Auto.
TR Uyumlu akıllı telefon uygulamalarına Apple CarPlay ve Android Auto ile birlikte, Mirror Screen fonksiyonu ile 7 inçlik dokunmatik ekrandan da erişilebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
compatible | uyumlu |
accessible | erişilebilir |
function | fonksiyonu |
apple | apple |
android | android |
smartphone | akıllı telefon |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN The Mirror Screen function includng Android Auto, Apple Car Play™ and MirrorLink® lets you take advantage of the multimedia content and apps of your smartphone in safety, by duplicating them onto the 7-inch touch screen for easy use
TR Android Auto, Apple Car Play ™ ve MirrorLink® gibi Ayna Ekranı fonksiyonu, akıllı telefonunuzun multimedya içeriğinden ve uygulamalarından yararlanarak 7 inç dokunmatik ekrana kolayca kopyalanabilmenizi sağlar
EN Compatible smartphone apps are also accessible from the 7? touch screen through the Mirror Screen function, with Apple CarPlay and Android Auto.
TR Uyumlu akıllı telefon uygulamalarına Apple CarPlay ve Android Auto ile birlikte, Mirror Screen fonksiyonu ile 7 inçlik dokunmatik ekrandan da erişilebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
compatible | uyumlu |
accessible | erişilebilir |
function | fonksiyonu |
apple | apple |
android | android |
smartphone | akıllı telefon |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN The Mirror Screen function includng Android Auto, Apple Car Play™ and MirrorLink® lets you take advantage of the multimedia content and apps of your smartphone in safety, by duplicating them onto the 7-inch touch screen for easy use
TR Android Auto, Apple Car Play ™ ve MirrorLink® gibi Ayna Ekranı fonksiyonu, akıllı telefonunuzun multimedya içeriğinden ve uygulamalarından yararlanarak 7 inç dokunmatik ekrana kolayca kopyalanabilmenizi sağlar
EN Real-time screen recording on cellphones and laptop desktop computer screen is possible and record short videos in a series.
TR Cep telefonlarında ve dizüstü bilgisayar masaüstü bilgisayar ekranında gerçek zamanlı ekran kaydı mümkündür ve kısa videoları bir dizi halinde kaydedin.
język angielski | turecki |
---|---|
screen | ekran |
short | kısa |
series | dizi |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
desktop | masaüstü |
computer | bilgisayar |
videos | videoları |
laptop | dizüstü |
a | bir |
in | halinde |
recording | kaydı |
record | kaydedin |
EN You can give animations to your images either on the 'Advanced Editing' screen or on the 'Quick Edit' screen. The process is the same.
TR Görüntülerinize 'Gelişmiş Düzenleme' ekranında veya 'Hızlı Düzenleme' ekranında animasyonlar verebilirsiniz. Süreç aynı.
język angielski | turecki |
---|---|
animations | animasyonlar |
images | görüntü |
screen | ekran |
advanced | gelişmiş |
quick | hızlı |
process | süreç |
or | veya |
editing | düzenleme |
the | aynı |
EN Logi Dock supports one display screen extension, or dual display for mirroring. Dual monitors for screen extension can only be supported with the following set-up.
TR Logi Dock, bir ekran genişletmesini veya yansıtma için çift ekranı destekler. Ekran genişletmesi için çift monitör yalnızca aşağıdaki düzende desteklenebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
supports | destekler |
dual | çift |
the | aşağıdaki |
or | veya |
only | yalnızca |
for | için |
screen | ekran |
following | bir |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN To screen for and prevent undesirable or abusive activity. For example, we have automated systems that screen content for phishing activities, spam, and fraud.
TR Kötü ya da istenmeyen eylemleri denetlemek ve engellemek. Örneğin kimlik hırsızlığı, istenmeyen e-posta ve dolandırıcılık eylemleriyle ilgili içerikleri denetleyen otomatik sistemlerimiz bulunur.
język angielski | turecki |
---|---|
prevent | engellemek |
automated | otomatik |
to | e |
and | ve |
have | ya |
EN Control Union Certifications is accredited by several local and international accreditation organisations, such as the Dutch board of accreditation (RVA) and the Accreditation Services International (ASI).
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, Hollanda akreditasyon kurulu (RVA) ve Uluslararası Akreditasyon Hizmetleri (ASI) gibi çeşitli yerel ve uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilmiştir.
język angielski | turecki |
---|---|
certifications | sertifikasyon |
accredited | akredite |
dutch | hollanda |
board | kurulu |
services | hizmetleri |
control | control |
union | union |
local | yerel |
and | ve |
international | uluslararası |
by | tarafından |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
język angielski | turecki |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
język angielski | turecki |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN The European Youth Foundation provides financial support to international youth meetings, other non-meeting events, administrative expenses of international youth organizations and networks, and pilot projects.
TR European Youth Foundation, uluslararası gençlik toplantılarına, toplantı dışı diğer etkinliklere, uluslararası gençlik kuruluşlarının ve ağların idari giderlerine ve pilot projelere mali destek sağlamaktadır.
język angielski | turecki |
---|---|
youth | gençlik |
financial | mali |
support | destek |
other | diğer |
administrative | idari |
and | ve |
projects | projelere |
european | european |
international | uluslararası |
meeting | toplantı |
organizations | kuruluşlar |
networks | ağlar |
meetings | toplantılar |
of | nın |
EN Kibar International also eliminates important risks by insuring trade receivables and provides assistance for ensuring compliance of group companies’ foreign activities in line with international regulations and practices.
TR Kibar International ayrıca ticari alacakları sigortalayarak ciddi riskleri ortadan kaldırmakta ve grup şirketlerinin yurt dışı faaliyetlerinin uluslararası düzenleme ve uygulamalara uygunluğu konusunda destek sağlamaktadır.
język angielski | turecki |
---|---|
kibar | kibar |
risks | riskleri |
trade | ticari |
assistance | destek |
group | grup |
companies | şirketlerinin |
and | ve |
international | uluslararası |
of | konusunda |
EN ISAF Fire&Rescue Exhibition 26th International International Fire, Emergency & Rescue Exhibition
TR ISAF Fire&Rescue Fuarı 26. Uluslararası Yangın, Acil Durum, Arama-Kurtarma Fuarı
język angielski | turecki |
---|---|
fire | yangın |
emergency | acil durum |
international | uluslararası |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
język angielski | turecki |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN Control Union Certifications is accredited by several local and international accreditation organisations, such as the Dutch board of accreditation (RVA) and the Accreditation Services International (ASI).
TR Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, Hollanda akreditasyon kurulu (RVA) ve Uluslararası Akreditasyon Hizmetleri (ASI) gibi çeşitli yerel ve uluslararası akreditasyon kuruluşları tarafından akredite edilmiştir.
język angielski | turecki |
---|---|
certifications | sertifikasyon |
accredited | akredite |
dutch | hollanda |
board | kurulu |
services | hizmetleri |
control | control |
union | union |
local | yerel |
and | ve |
international | uluslararası |
by | tarafından |
EN Her dissertation, which she abandoned to pursue her political career, also had an international subject, exploring humanitarian aid and international law
TR Siyasi çalışmaları nedeniyle yarım kalan doktora tezinin konusu ise uluslararası bir boyutu da kapsıyordu: İnsani yardım ve uluslararası hukuk
język angielski | turecki |
---|---|
political | siyasi |
subject | konusu |
aid | yardım |
law | hukuk |
international | uluslararası |
and | ve |
she | bir |
EN Which role does Germany play in achieving the international climate objectives? The energy transition in Germany and the EU can, at least partially, act as an international model
TR Almanya uluslararası iklim hedeflerine ulaşılmasında nasıl bir rol oynuyor? Almanya’daki ve AB’deki enerjide dönüşüm programı kısmen uluslararası düzeyde öncü örnek olabilir
język angielski | turecki |
---|---|
role | rol |
climate | iklim |
can | olabilir |
international | uluslararası |
germany | almanya |
at | nda |
and | ve |
the | nasıl |
in | örnek |
EN Germany is highly attractive as an international location for science and benefits from international exchange activities.
TR Almanya uluslararası düzeyde çok cazip bir bilim ülkesi ve uluslararası değişim ilişkilerinden yarar sağlıyor.
język angielski | turecki |
---|---|
science | bilim |
exchange | değişim |
international | uluslararası |
germany | almanya |
and | ve |
EN International students can't do that," says Andreas Weihe, head of the university's International Office, which looks after about 1,000 people a year who go abroad or come to Bamberg to study.
TR Öte yandan yabancı öğrencilerin böyle bir şansı bulunmuyor.” Bamberg Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ofisi, yurtdışına çıkan ya da okumaya Bamberg’e gelen yılda yaklaşık 1000 öğrenciye danışmanlık veriyor.
język angielski | turecki |
---|---|
office | ofisi |
after | da |
a | bir |
of | gelen |
EN In addition, there are many programmes that provide funds through international cooperation, the International Climate Initiative (IKI) of the Federal Ministry for the Environment and development banks.
TR Buna; uluslararası işbirliği, Çevre Bakanlığı’nın uluslararası iklim koruma girişimi ve kalkınma bankaları aracılığıyla para kaynaklarının hizmete sunulduğu çok sayıda program ekleniyor.
język angielski | turecki |
---|---|
cooperation | işbirliği |
ministry | bakanlığı |
development | kalkınma |
banks | bankalar |
international | uluslararası |
in | da |
climate | iklim |
and | ve |
through | aracılığıyla |
EN JournalPark solely provides an infrastructure to achieve compliance with international standards of academic publishing, which is considered as an important criterion for a journal’s inclusion in national and international indexes.
TR DergiPark’ta yer alan tüm makaleler ÜAK tarafından belirlenmiş “ULAKBİM tarafından taranan ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış makale” tanımına girmez.
język angielski | turecki |
---|---|
national | ulusal |
of | tarafından |
EN Some of the areas that are incorporated in our model are iGaming licensing, overseas banking, international business corporations, international e-commerce, and payment processing.
TR Modelimize dahil edilen alanlardan bazıları iGaming lisansı, offshore bankacılık, uluslararası ticari şirketler, uluslararası e-ticaret ve ödeme işlemedir.
język angielski | turecki |
---|---|
banking | bankacılık |
international | uluslararası |
payment | ödeme |
business | iş |
and | ve |
some | bazı |
EN If you would like to add an item to an upcoming International Service Meeting, please select ?International Service Meeting Secretaries? from the drop-down menu. We encourage you to keep your agenda item to 150 words or less.
TR Yaklaşan bir Uluslararası Hizmet Toplantısına bir madde eklemek istiyorsanız, lütfen açılır menüden "Uluslararası Hizmet Toplantısı Sekreterleri "ni seçin. Gündem maddesini 150 kelime veya daha kısa tutmanızı tavsiye ederiz.
język angielski | turecki |
---|---|
upcoming | yaklaşan |
service | hizmet |
menu | menü |
agenda | gündem |
international | uluslararası |
meeting | toplantı |
item | bir |
please | lütfen |
or | veya |
to add | eklemek |
EN Custom Reports: compare medications using clinical or product criteria; screen for potential drug interactions or adverse reactions
TR Özel Raporlar: İlaçları klinik kriterleri ya da ürün kriterlerini kullanarak karşılaştırın; potansiyel ilaç etkileşimleri ve olumsuz etkilere karşı tarama yapın
język angielski | turecki |
---|---|
reports | raporlar |
compare | karşılaştırın |
clinical | klinik |
potential | potansiyel |
drug | ilaç |
product | ürün |
using | kullanarak |
criteria | kriterleri |
for | karşı |
EN You understand that we do not, in any way, screen users, nor do we inquire into the backgrounds of users or attempt to verify their backgrounds or statements
TR Bizim, hiçbir şekilde kullanıcıları taramadığımızı, kullanıcıların geçmişini sorgulamadığımızı veya geçmişleri ile beyanlarını doğrulamaya çalışmadığımızı bilmektesiniz
język angielski | turecki |
---|---|
any | bir |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN A mobile-friendly website is a site design that is compatible with screen resolution and mobile devices.
TR Mobil uyumlu site, bir site tasarımının ekran çözünürlüğü ve mobil cihazlara uyumlu olmasıdır.
język angielski | turecki |
---|---|
screen | ekran |
mobile | mobil |
devices | cihazlara |
and | ve |
design | tasarım |
site | site |
a | bir |
compatible | uyumlu |
EN Access the full screen ‘now playing’ view and display your charts with the library grid view.
TR "Şu anda çalıyor" görüntülemesine tam ekran eriş ve grafiklerini arşiv kılavuz görünümü ile görüntüle.
język angielski | turecki |
---|---|
full | tam |
screen | ekran |
and | ve |
the | anda |
view | görünümü |
EN Kick back, relax and go full-screen with your scrobbling.
TR Arkana yaslan, rahatla ve tam ekran skropla.
język angielski | turecki |
---|---|
full | tam |
screen | ekran |
and | ve |
EN Sell T-shirts online with a free Screen Printing Order Form. Quickly customize and embed in your website. Accept card payments. Sync to 130+ apps.
TR PayJunction Tişört Sipariş Formu
język angielski | turecki |
---|---|
form | formu |
order | sipariş |
EN The Arctis Pro’s onboard equalizer lets you tweak each frequency via the OLED screen to craft your perfect sound on the fly with no software required
TR Arctis Pro’nun tümleşik ekolayzeri, mükemmel sesi anında hiçbir yazılım gerektirmeden oluşturmak için OLED ekranı üzerinden her frekansla oynamanıza izin verir
język angielski | turecki |
---|---|
oled | oled |
screen | ekran |
no | hiçbir |
software | yazılım |
arctis | arctis |
perfect | mükemmel |
the | oluşturmak |
EN Replace a cracked or faulty screen in an iPhone 7.
TR Samsung Galaxy S7'nizin çatlak ya da kırık OLED ekranını ve dijitalleştiriciyi nasıl değiştireceğinizi öğrenin.
język angielski | turecki |
---|---|
screen | ekran |
in | da |
EN Record video messages on your screen and have them automatically transcribed by Sonix. Share full meetings or short clips with a few clicks.
TR Ekranınızda video mesajları kaydedin ve Sonix tarafından otomatik olarak transkribe edin. Birkaç tıklamayla tam toplantıları veya kısa klipleri paylaşın.
język angielski | turecki |
---|---|
record | kaydedin |
screen | ekran |
transcribed | transkribe |
sonix | sonix |
share | paylaşın |
full | tam |
short | kısa |
video | video |
clips | klipleri |
by | tarafından |
or | veya |
meetings | toplantıları |
a | birkaç |
messages | mesajlar |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN End the meeting & save the recordingClick “End Meeting” on the bottom of your screen. A recording of your meeting will be saved in “My Documents > Zoom.”
TR Toplantıyı sonlandırın ve kaydı kaydedinEkranınızın altındaki “Toplantıyı Sonlandır"a tıklayın. Toplantınızın kaydı “Belgelerim > Yakınlaştır” bölümüne kaydedilir.
EN Loom is a screen and video recording software for better presentations and educational videos
TR Loom daha iyi sunumlar ve eğitim videoları için bir ekran ve video kayıt yazılımıdır
język angielski | turecki |
---|---|
screen | ekran |
presentations | sunumlar |
educational | eğitim |
loom | loom |
and | ve |
video | video |
videos | videoları |
software | yazılım |
for | için |
a | bir |
better | daha iyi |
Pokazuję 50 z 50 tłumaczeń