EN He believes that they will be able to achieve their goals by adopting the right strategy under any circumstances, working hard, and adopting visionary and innovative thinking.
EN He believes that they will be able to achieve their goals by adopting the right strategy under any circumstances, working hard, and adopting visionary and innovative thinking.
TR O, her şartta doğru bir stratejiyle, çok çalışarak, vizyoner ve inovatif düşünerek hareket etmenin hedefi yakalatacağı görüşünde.
język angielski | turecki |
---|---|
innovative | inovatif |
working | çalışarak |
that | o |
and | ve |
to | her |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN PoA relies on the reputation of individual organizations, called Authority Masternodes (AM), to validate and produce blockchain blocks
TR PoA, blockchain bloklarını doğrulamak ve üretmek için Authority Masternodes (AM) (Otorite Masternode'ları) adı verilen bireysel organizasyonların itibarına dayanır
język angielski | turecki |
---|---|
blockchain | blockchain |
called | adı |
and | ve |
of | in |
individual | bireysel |
blocks | bloklar |
to | için |
EN The company relies heavily on data science and machine learning (ML) to connect customers with personalized financial products.
TR Şirket, müşterileri kişisel finansal ürünler ile bağlantıya geçirmek için yoğun şekilde veri bilimi ve makine öğrenimine (ML) dayanır.
język angielski | turecki |
---|---|
machine | makine |
connect | bağlantı |
customers | müşterileri |
financial | finansal |
ml | ml |
data | veri |
science | bilimi |
products | ürünler |
and | ve |
the | şekilde |
EN To meet them, Germany relies on its outstanding training of skilled professionals in trade and industry, schools and universities
TR Bu talepleri gerektiği gibi karşılayabilmek için Almanya, ustalık ve zanaat işletmelerinde, endüstride, okullarda ve yüksek öğretim kurumlarında sunulan mükemmel uzmanlık eğitimine güveniyor
język angielski | turecki |
---|---|
germany | almanya |
industry | iş |
and | ve |
outstanding | yüksek |
its | bu |
of | in |
EN Our rigorous approach relies on quantitative and qualitative evidence, including psychological insights and benchmarks from our extensive work within and outside of the media and entertainment sectors
TR Güçlü yaklaşımımız, psikolojik öngörüler, sektörel karşılaştırmalar, medya ve eğlence sektörlerinin içinde ve dışında gerçekleştirilen kapsamlı çalışmaları içeren nitel ve nicel kanıtlara dayanmaktadır
język angielski | turecki |
---|---|
qualitative | nitel |
psychological | psikolojik |
entertainment | eğlence |
extensive | kapsamlı |
media | medya |
approach | yaklaşım |
outside | dışında |
of | içeren |
and | ve |
within | içinde |
EN Like elsewhere, audience data is a crucial currency for the advertising sector in Turkey, which relies on certain research companies. Television channels are one of the most attractive platforms for advertising.
TR Medya ölçümleme verileri Türkiye'deki reklam sektörü için oldukça önemli. Reklam pazarı belirli araştırma şirketlerinin ölçümlemelerine dayanıyor.
język angielski | turecki |
---|---|
data | verileri |
advertising | reklam |
research | araştırma |
platforms | medya |
crucial | önemli |
companies | şirketlerinin |
of | in |
a | belirli |
sector | sektör |
EN Like elsewhere, audience data is a crucial currency for the advertising sector in Turkey, which relies on certain research companies.
TR Medya ölçümleme verileri Türkiye'deki reklam sektörü için oldukça önemli. Reklam pazarı belirli araştırma şirketlerinin ölçümlemelerine dayanıyor.
język angielski | turecki |
---|---|
data | verileri |
advertising | reklam |
research | araştırma |
crucial | önemli |
companies | şirketlerinin |
a | belirli |
sector | sektör |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN However, the country also relies on importing raw materials to support its manufacturing, including imports of cotton, scrap metal and chemicals
TR Ama bu üretim; pamuk, demir hurdaları ve kimyasallar gibi hammadde ithalatına dayanmaktadır
język angielski | turecki |
---|---|
cotton | pamuk |
manufacturing | üretim |
its | bu |
and | ve |
the | gibi |
EN The national economy relies heavily on the transport networks which link Turkey’s ports, airports, cities and rural communities
TR Ulusal ekonomi, büyük ölçüde Türkiye?nin limanlarını, havaalanlarını, şehirlerini ve kırsal topluluklarını birbirine bağlayan ulaşım ağlarına dayanmaktadır
język angielski | turecki |
---|---|
economy | ekonomi |
transport | ulaşım |
rural | kırsal |
communities | toplulukların |
national | ulusal |
networks | ağlar |
and | ve |
the | nin |
EN For his designs, Sakairi relies on AutoCAD, which he has used ever since graduating from the College of Architecture at Texas A&M University
TR Sakairi tasarımları için Texas A&M University Mimarlık Fakültesi'nden mezun olduğundan beri kullandığı AutoCAD'e güveniyor
język angielski | turecki |
---|---|
m | m |
university | university |
used | kullandığı |
designs | tasarımları |
of | in |
for | için |
a | a |
the | beri |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
język angielski | turecki |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN To meet them, Germany relies on its outstanding training of skilled professionals in trade and industry, schools and universities
TR Bu talepleri gerektiği gibi karşılayabilmek için Almanya, ustalık ve zanaat işletmelerinde, endüstride, okullarda ve yüksek öğretim kurumlarında sunulan mükemmel uzmanlık eğitimine güveniyor
język angielski | turecki |
---|---|
germany | almanya |
industry | iş |
and | ve |
outstanding | yüksek |
its | bu |
of | in |
EN The supervisor gives the employee responsibility for a task or project and relies on him or her doing everything in the appropriate manner
TR Üstünüz size bir görevin veya bir projenin sorumluluğunu verir ve her şeyin uygun bir zamanda halledilmesini bekler
język angielski | turecki |
---|---|
gives | verir |
project | projenin |
and | ve |
or | veya |
a | bir |
the | size |
EN Relies on robust connectivity: High-speed connectivity ensures seamless data transfer with minimal latency.
TR Güçlü bağlantıya güvenir: Yüksek hızlı bağlantı, minimum gecikme süresiyle sorunsuz veri aktarımı sağlar.
język angielski | turecki |
---|---|
connectivity | bağlantı |
ensures | sağlar |
seamless | sorunsuz |
data | veri |
minimal | minimum |
latency | gecikme |
robust | güçlü |
high | yüksek |
speed | hızlı |
EN For his designs, Sakairi relies on AutoCAD, which he has used ever since graduating from the College of Architecture at Texas A&M University
TR Sakairi tasarımları için Texas A&M University Mimarlık Fakültesi'nden mezun olduğundan beri kullandığı AutoCAD'e güveniyor
język angielski | turecki |
---|---|
m | m |
university | university |
used | kullandığı |
designs | tasarımları |
of | in |
for | için |
a | a |
the | beri |
EN This helps me compensate for my other keyword tool that relies on Google source and got certain keywords blacklisted
TR Bu, Google kaynağına dayanan ve belirli anahtar kelimeleri kara listeye alan diğer anahtar kelime aracımı telafi etmeme yardımcı oluyor
język angielski | turecki |
---|---|
other | diğer |
source | kaynağı |
certain | belirli |
and | ve |
this | bu |
tool | aracı |
for | alan |
EN That's why we have a billing system that relies on inboxes
TR Bu nedenle acentelere değil web sitelerine dayanan bir faturalandırma sistemimiz var
język angielski | turecki |
---|---|
billing | faturalandırma |
a | bir |
system | web |
EN As part of the Rakuten Group, Kobo relies on Rakuten’s EU and UK Binding Corporate Rules (“BCRs”) to legitimize international data transfers within the group
TR Rakuten Group'un parçası olarak, Kobo, grup bünyesinde uluslararası veri aktarımını meşru kılmak için Rakuten AB ve BK Bağlayıcı Şirket Kuralları’nı (“BCR”ler) esas almaktadır
EN Facilitate healthy and constructive community behavior by adopting and enforcing a code of conduct.
TR Bir davranış kuralını benimseyerek ve uygulayarak sağlıklı ve yapıcı topluluk davranışını kolaylaştırın.
język angielski | turecki |
---|---|
community | topluluk |
healthy | sağlıklı |
and | ve |
behavior | davranışı |
conduct | davranış |
a | bir |
EN CITROËN solved the cost equation by adopting a pragmatic approach
TR CITROËN pragmatik bir yaklaşım benimseyerek maliyet denklemini çözmüştür
język angielski | turecki |
---|---|
cost | maliyet |
approach | yaklaşım |
a | bir |
EN 15.8.1. Proportion of countries adopting relevant national legislation and adequately resourcing the prevention or control of invasive alien species
TR 15.8.1. İstilacı yabancı türlerin önlenmesi ya da kontrolüne yeterli kaynak sağlayan ve ilgili ulusal mevzuatı benimseyen ülkelerin oranı
język angielski | turecki |
---|---|
relevant | ilgili |
national | ulusal |
prevention | önlenmesi |
countries | ülkelerin |
and | ve |
control | kontrol |
EN We continue to carry out our operations in line with our sustainability principles by considering our responsibilities towards our world, adopting production methods that respect ecosystems, and creating value for the environment
TR Yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluklarımızı da göz ardı etmeden, ekosisteme saygılı üretim yöntemlerini benimseyerek ve doğa için değer yaratarak sürdürülebilirlik ilkelerimiz doğrultusunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz
język angielski | turecki |
---|---|
sustainability | sürdürülebilirlik |
world | dünyaya |
methods | yöntemlerini |
respect | saygı |
value | değer |
production | üretim |
in | da |
and | ve |
EN Whether you are adopting barcoding for the first time, upgrading your printers or replacing printer models, the ZT200 Series offers the right choice for most label printing applications.
TR İster ilk kez bir barkod uygulamasına geçiyor olun, ister yazıcılarınızı yükseltiyor veya yazıcı modellerinizi değiştiriyor olun, ZT200 Serisi çoğu etiket yazdırma uygulaması için doğru bir seçim.
język angielski | turecki |
---|---|
time | kez |
series | serisi |
choice | seçim |
label | etiket |
printing | yazdırma |
printer | yazıcı |
first | ilk |
or | veya |
right | doğru |
printers | yazıcılar |
EN Get product specific training to assist your users in adopting their new technology and using it to the fullest.
TR Kullanıcılarınızı, yeni teknolojiyi benimseme ve en iyi şekilde kullanma konusunda desteklemek için ürüne özel eğitim alın.
język angielski | turecki |
---|---|
training | eğitim |
new | yeni |
technology | teknolojiyi |
get | alın |
and | ve |
the | şekilde |
users | kullanıcılar |
EN Adopting technological capabilities to anticipate your next move
TR Bir sonraki adımınızı önceden görmek için teknolojik olanakları benimseme
język angielski | turecki |
---|---|
technological | teknolojik |
to | görmek |
next | sonraki |
EN A growing number of military customers are adopting AWS services to process, store, and transmit US Department of Defense (DoD) data
TR Giderek daha çok askeri müşteri ABD Savunma Bakanlığı (DoD) verilerini işlemek, depolamak ve iletmek için AWS hizmetlerinin kullanımını benimsemektedir
język angielski | turecki |
---|---|
military | askeri |
customers | müşteri |
aws | aws |
services | hizmetlerinin |
process | iş |
store | depolamak |
us | abd |
defense | savunma |
dod | dod |
data | verilerini |
and | ve |
of | in |
to | için |
a | çok |
EN This pack gives public sector customers everything needed to evaluate AWS at the PROTECTED level and helps individual agencies simplify the process of adopting AWS services
TR Bu paket, kamu sektörü müşterilerine AWS’yi KORUMALI düzeyde değerlendirmek için gereken her şeyi sağlar ve her bir ajansın AWS hizmetlerini benimseme sürecini basitleştirmesine yardımcı olur
język angielski | turecki |
---|---|
pack | paket |
gives | sağlar |
public | kamu |
needed | gereken |
aws | aws |
level | düzeyde |
at | de |
and | ve |
helps | yardımcı olur |
this | bu |
services | hizmetlerini |
process | sürecini |
sector | sektör |
to | şeyi |
EN Whether you are adopting barcoding for the first time, upgrading your printers or replacing printer models, the ZT200 Series offers the right choice for most label printing applications.
TR İster ilk kez bir barkod uygulamasına geçiyor olun, ister yazıcılarınızı yükseltiyor veya yazıcı modellerinizi değiştiriyor olun, ZT200 Serisi çoğu etiket yazdırma uygulaması için doğru bir seçim.
język angielski | turecki |
---|---|
time | kez |
series | serisi |
choice | seçim |
label | etiket |
printing | yazdırma |
printer | yazıcı |
first | ilk |
or | veya |
right | doğru |
printers | yazıcılar |
EN Get product specific training to assist your users in adopting their new technology and using it to the fullest.
TR Kullanıcılarınızı, yeni teknolojiyi benimseme ve en iyi şekilde kullanma konusunda desteklemek için ürüne özel eğitim alın.
język angielski | turecki |
---|---|
training | eğitim |
new | yeni |
technology | teknolojiyi |
get | alın |
and | ve |
the | şekilde |
users | kullanıcılar |
EN CITROËN solved the cost equation by adopting a pragmatic approach
TR CITROËN pragmatik bir yaklaşım benimseyerek maliyet denklemini çözmüştür
język angielski | turecki |
---|---|
cost | maliyet |
approach | yaklaşım |
a | bir |
EN CITROËN solved the cost equation by adopting a pragmatic approach
TR CITROËN pragmatik bir yaklaşım benimseyerek maliyet denklemini çözmüştür
język angielski | turecki |
---|---|
cost | maliyet |
approach | yaklaşım |
a | bir |
EN While the cloud took a while to catch on, organizations are increasingly adopting cloud-first IT strategies.
TR Bulutu yakalamak biraz zaman alırken, kuruluşlar giderek daha fazla bulut öncelikli BT stratejilerini benimsiyor.
język angielski | turecki |
---|---|
organizations | kuruluşlar |
strategies | stratejilerini |
cloud | bulut |
while | zaman |
it | bt |
EN Working with others: Adopting innovative commercial models and standards through collaboration.
TR Başkalarıyla çalışmak: İş birliği yoluyla yenilikçi ticari modelleri ve standartları benimsemek.
język angielski | turecki |
---|---|
others | başkaları |
innovative | yenilikçi |
commercial | ticari |
models | modelleri |
working | çalışmak |
and | ve |
standards | standartları |
through | yoluyla |
EN Eidos Montreal and NetEase Games discuss the challenges USD can solve and share their journey of adopting it.
TR Eidos Montreal ve NetEase Games, USD'nin çözebileceği zorlukları tartışıyor ve onu benimseme yolculuklarını paylaşıyor.
EN Eidos Montreal and NetEase Games discuss the challenges USD can solve and share their journey of adopting it.
TR Eidos Montreal ve NetEase Games, USD'nin çözebileceği zorlukları tartışıyor ve onu benimseme yolculuklarını paylaşıyor.
EN Eidos Montreal and NetEase Games discuss the challenges USD can solve and share their journey of adopting it.
TR Eidos Montreal ve NetEase Games, USD'nin çözebileceği zorlukları tartışıyor ve onu benimseme yolculuklarını paylaşıyor.
EN Eidos Montreal and NetEase Games discuss the challenges USD can solve and share their journey of adopting it.
TR Eidos Montreal ve NetEase Games, USD'nin çözebileceği zorlukları tartışıyor ve onu benimseme yolculuklarını paylaşıyor.
Pokazuję 50 z 50 tłumaczeń