EN Scan your website for 100+ common SEO issues that might be hurting its performance in search engines.
"might be issues" w język angielski można przetłumaczyć na następujące turecki słowa/frazy:
EN Scan your website for 100+ common SEO issues that might be hurting its performance in search engines.
TR Web sitenizi, arama motorlarındaki performansına zarar verebilecek 100’den fazla yaygın görülen SEO sorunu için tarayın.
język angielski | turecki |
---|---|
website | web |
common | yaygın |
seo | seo |
its | in |
search | arama |
performance | performans |
engines | motorları |
for | için |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN A consumer packaged goods company might collect employee survey samples to examine the performance of the Human Resource department across issues such as processing information and responsiveness
TR Bir ambalajlı tüketim ürünleri şirketi, bilgi ve yanıt verme süreci gibi konularda İnsan Kaynakları departmanının performansını incelemek için çalışan anketi örneklerini toplayabilir
język angielski | turecki |
---|---|
survey | anketi |
information | bilgi |
company | şirketi |
employee | çalışan |
and | ve |
to | için |
a | bir |
performance | performans |
of | in |
EN All issues found are divided into three groups, depending on their severity: errors, warnings, and notices. We’ll also take into account the frequency of detected issues, and show you what needs immediate attention.
TR Bulunan tüm sorunlar önemine göre üçe ayrıldı: hatalar, uyarılar ve bildirimler. Ayrıca tespit edilen sorunların sıklığını da dikkate alacağız ve neyin derhal ilgilenilmesi gerektiğini göstereceğiz.
język angielski | turecki |
---|---|
errors | hatalar |
notices | bildirimler |
of | ın |
immediate | derhal |
all | tüm |
depending | göre |
are | bulunan |
and | ve |
what | neyin |
issues | sorunları |
EN Find problems and issues that slow down the growth of organic search traffic. Fix issues yourself or send a report to subordinates or freelancers.
TR Organik arama trafiğinin artış hızını yavaşlatan sorunları tespit edin. Sorunları kendiniz düzeltin veya sizin için çalışanlara bir rapor gönderin.
język angielski | turecki |
---|---|
slow | yavaş |
organic | organik |
report | rapor |
search | arama |
of | in |
or | veya |
issues | sorunları |
send | gönderin |
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
język angielski | turecki |
---|---|
critical | kritik |
issues | sorun |
project | projede |
notifications | bildirimler |
really | gerçekten |
you will receive | alacaksınız |
help | yardımcı |
new | yeni |
posta | |
and | ve |
or | veya |
immediately | hemen |
will | olur |
such | bu |
EN Find problems and issues that slow down the growth of organic search traffic. Fix issues yourself or send a report to subordinates or freelancers.
TR Organik arama trafiğinin artış hızını yavaşlatan sorunları tespit edin. Sorunları kendiniz düzeltin veya sizin için çalışanlara bir rapor gönderin.
język angielski | turecki |
---|---|
slow | yavaş |
organic | organik |
report | rapor |
search | arama |
of | in |
or | veya |
issues | sorunları |
send | gönderin |
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
język angielski | turecki |
---|---|
critical | kritik |
issues | sorun |
project | projede |
notifications | bildirimler |
really | gerçekten |
you will receive | alacaksınız |
help | yardımcı |
new | yeni |
posta | |
and | ve |
or | veya |
immediately | hemen |
will | olur |
such | bu |
EN All issues found are divided into three groups, depending on their severity: errors, warnings, and notices. We’ll also take into account the frequency of detected issues, and show you what needs immediate attention.
TR Bulunan tüm sorunlar önemine göre üçe ayrıldı: hatalar, uyarılar ve bildirimler. Ayrıca tespit edilen sorunların sıklığını da dikkate alacağız ve neyin derhal ilgilenilmesi gerektiğini göstereceğiz.
język angielski | turecki |
---|---|
errors | hatalar |
notices | bildirimler |
of | ın |
immediate | derhal |
all | tüm |
depending | göre |
are | bulunan |
and | ve |
what | neyin |
issues | sorunları |
EN You might choose Pro plan, which is the basic subscription, or Guru plan, which is the most popular for SMBs and growing agencies. The plans differ in the number of tools available as well as in the number of limits.
TR Temel abonelik olan Pro planını veya KOBİ'ler ve büyüyen ajanslar için en popüler olan Guru planını seçebilirsiniz. Planlar, mevcut araç sayısı ve limit sayısı bakımından farklılık gösterir.
język angielski | turecki |
---|---|
guru | guru |
popular | popüler |
growing | büyüyen |
agencies | ajanslar |
subscription | abonelik |
basic | temel |
most | en |
of | in |
and | ve |
plans | planlar |
the | araç |
or | veya |
plan | plan |
pro | pro |
is | olan |
for | için |
EN If I had to choose one SEO tool for the rest of my career, it would be Ahrefs. You might as well make it your browsers’ homepage.
TR Kariyerimin geri kalanında kullanmak için yalnızca bir adet SEO aracı seçmek zorunda olsaydım, bu Ahrefs olurdu. Tarayıcınızın ana sayfası yapabileceğiniz kadar faydalı.
język angielski | turecki |
---|---|
browsers | tarayıcı |
seo | seo |
ahrefs | ahrefs |
to | geri |
of | in |
for | için |
had | bu |
EN Being open and alert for your own unconscious bias (you might of course also recognize it in colleagues)
TR Kendi bilinçsiz önyargılarınıza karşı açık ve uyanık olmak (kuşkusuz ki bunları çalışma arkadaşlarınızda da fark edebilirsiniz)
język angielski | turecki |
---|---|
open | açık |
unconscious | bilinçsiz |
in | da |
of | karşı |
it | bunları |
and | ve |
EN Note that our reseller, FastSpring, might apply taxes to the final fee depending on where you live
TR Aracımız olan FastSpring’in, yaşadığınız yere bağlı olarak nihai ücrete vergi uygulayabileceğini unutmayın
język angielski | turecki |
---|---|
taxes | vergi |
live | olan |
final | nihai |
depending | bağlı olarak |
EN In some cases, for example where we see strong appetite for or take up of gold open access in a journal, we might assess the journal?s publication model accordingly.
TR Bazı durumlarda, örneğin bir dergideki altın açık erişim için güçlü bir talep ya da kullanım olduğunu görmemiz halinde, derginin yayınlama modelini buna uygun olarak değerlendirmeye alabiliriz.
język angielski | turecki |
---|---|
cases | durumlarda |
gold | altın |
open | açık |
access | erişim |
journal | derginin |
model | modelini |
strong | güçlü |
some | bazı |
of | in |
a | bir |
in | da |
for | için |
EN If you don?t want to publish your article open access, then we have several other journals that might suit you needs. Please visit Journal Finder to explore the options available to you.
TR Makalenizi açık erişimli olarak yayınlamak istemezseniz, ihtiyaçlarınıza uyabilecek pek çok başka dergimiz de bulunmaktadır. Yararlanabileceğiniz seçenekleri öğrenmek için lütfen Dergi Bulucu sayfasını ziyaret edin.
język angielski | turecki |
---|---|
access | erişimli |
finder | bulucu |
options | seçenekleri |
open | açık |
journal | dergi |
needs | ihtiyaç |
please | lütfen |
visit | ziyaret |
the | başka |
EN You might have submitted your article when the original journal was a hybrid title
TR Makalenizi orijinal dergi hibrit bir dergiyken göndermiş olabilirsiniz
język angielski | turecki |
---|---|
original | orijinal |
journal | dergi |
hybrid | hibrit |
article | bir |
EN In all areas that we are active in the scope of our child protection program, we aim at decreasing and removing risks that children might be faced with
TR Çocuk koruma programımız kapsamında çalıştığımız tüm alanlarda, çocukların karşılaşabileceği riskleri azaltmayı ve ortadan kaldırmayı hedefliyoruz
język angielski | turecki |
---|---|
of | ın |
protection | koruma |
risks | riskleri |
children | çocukların |
all | tüm |
program | programı |
at | nda |
and | ve |
scope | kapsamında |
EN Promotion materials, gifts, etc. from suppliers that might create a dependency relationship or create such a perception or leave an impression of fraud are definitely not accepted.
TR Tedarikçilerden bağımlılık ilişkisine dönüşebilecek veya bu algıyı oluşturabilecek ya da bir usulsüzlük izlenimini yaratabilecek promosyon malzemesi, hediye vb. kesinlikle kabul edilmez.
język angielski | turecki |
---|---|
promotion | promosyon |
gifts | hediye |
etc | vb |
definitely | kesinlikle |
accepted | kabul |
or | veya |
a | bir |
such | bu |
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
fight | mücadele |
legal | hukuki |
relevant | ilgili |
individuals | bireyler |
have | bu |
and | ve |
EN We encourage you to regularly check this page to review any changes we might make in accordance with this Consumer Services Privacy Policy
TR Bu Tüketici Hizmetleri Gizlilik Politikası uyarınca yapabileceğimiz değişiklikleri gözden geçirmek için bu sayfayı düzenli olarak kontrol etmenizi öneririz
język angielski | turecki |
---|---|
check | kontrol |
changes | değişiklikleri |
consumer | tüketici |
services | hizmetleri |
policy | politikası |
in accordance with | uyarınca |
page | sayfayı |
you to | etmenizi |
this | bu |
review | gözden |
privacy | gizlilik |
accordance | olarak |
regularly | düzenli olarak |
to | için |
EN "Surprised by the amount of galleries I found hear .. Moreover if ur lucky enough, u might as well find a cute hidden hotel that is just "beautiful" .. Don't miss sitting in the beautiful cute park♡"
TR "Sakin bir yer hugonun evi var"
język angielski | turecki |
---|---|
a | bir |
EN For example, if you sell gardening products, you might want to give away your best-selling product to one lucky subscriber as opposed to giving away a free iPad
TR Örneğin, bahçe ürünleri satıyorsanız, ücretsiz bir iPad vermek yerine en çok satan ürününüzü şanslı bir aboneye çekilişle hediye edebilirsiniz
język angielski | turecki |
---|---|
ipad | ipad |
free | ücretsiz |
products | ürünleri |
a | bir |
to | e |
EN A lot more people might sign up for the iPad, but they will all churn out as soon as you resume your gardening-related emails.
TR iPad için daha fazla katılım olsa bile, bahçe ürünleri hakkında e-posta gönderdiğinizde katılımcıların büyük bir kısmı kaybolacaktır.
język angielski | turecki |
---|---|
ipad | ipad |
emails | posta |
a | bir |
the | olsa |
up | bile |
EN Adding the logo maker to your site is easier than you might think
TR Marka oluşturucuyu sitenize eklemek sandığınızdan daha kolay
język angielski | turecki |
---|---|
adding | eklemek |
easier | daha kolay |
to | marka |
the | daha |
your site | sitenize |
EN You can create a keyword template based on the core words you might use in a series of videos saving you time.
TR Bir dizi videoda kullanabileceğiniz temel kelimeleri baz alan Size zaman kazandıran bir anahtar kelime şablonu oluşturabilirsiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
create | oluşturabilirsiniz |
series | dizi |
time | zaman |
template | şablonu |
a | bir |
the | size |
EN A competitor is someone publishing content to YouTube in the same topic space as you, so having that kind of data handy is incredibly useful in understanding what might work for you, or what you can improve.
TR Bir rakip, YouTube'da içeriği sizinle aynı konuda yayınlayan bir kişidir, bu nedenle bu tür verilerin kullanışlı olması sizin için neyin işe yarayabileceğini veya neleri geliştirebileceğinizi anlamanızda inanılmaz derecede faydalıdır.
język angielski | turecki |
---|---|
competitor | rakip |
content | içeriği |
kind | tür |
data | verilerin |
incredibly | inanılmaz |
work | iş |
useful | faydalı |
handy | kullanışlı |
of | in |
or | veya |
the | aynı |
same | bir |
EN In addition, some Kodi content might be blocked due to your country’s laws or your ISP’s policy.
TR Ayrıca bazı Kodi içerikleri ülkenizin yasaları veya ISS'nizin politikaları nedeniyle engellenebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
laws | yasaları |
or | veya |
some | bazı |
EN The Japanese brand might not be done with V8s, as it turns out.
TR Koreli markanın yeni mottosu "İlham verici hareket" olacak.
język angielski | turecki |
---|---|
brand | markanın |
the | olacak |
EN Ferrari 812 Superfast recalled because rear window might fly off
TR 2021 model Ford F-150'lerde bir geri çağırma operasyonu başladı
język angielski | turecki |
---|---|
off | bir |
EN These are some common tools used to work on this device. You might not need every tool for every procedure.
TR Bunlar, bu cihaz için yaygınca kullanılan bazı aletler. Her işlem için her alete ihtiyacınız yoktur.
język angielski | turecki |
---|---|
tools | aletler |
work | iş |
device | cihaz |
need | ihtiyacınız |
this | bu |
are | bunlar |
some | bazı |
used | kullanılan |
EN There is no failsafe mechanism to identify every device, though, so some research might be necessary on your part.
TR Her cihazı tanımlamak için güvenli bir mekanizma yoktur ve bu nedenle sizin bazı araştırmalar yapmanız gerekebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
research | araştırmalar |
your | ve |
device | cihaz |
no | yoktur |
identify | tanımlamak |
some | bazı |
EN Including Steve Ellington Band, Barenaked Ladies and They Might Be Giants
TR Steve Ellington Band, Barenaked Ladies ve They Might Be Giants dahil
język angielski | turecki |
---|---|
including | dahil |
steve | steve |
band | band |
and | ve |
EN In addition, organizations might take steps forward in order to achieve their goals and improve their capacities by developing cooperation with other civil actors.
TR Bununla birlikte STÖ’lerin başka sivil aktörlerle işbirliği geliştirmesi örgütleri hedeflerine yaklaştırabilir, etkisini arttırmaya ve kapasitelerini güçlendirmeye katkı sunabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
goals | hedeflerine |
cooperation | işbirliği |
other | başka |
civil | sivil |
organizations | örgütleri |
and | ve |
EN Accepting cryptocurrencies is not as difficult as you might think. Read more about the increase in cryptocurrencies as a payment method today and how easy it is to incorporate it into your business.
TR Kripto para birimlerini kabul etmek sandığınız kadar zor değildir. Kripto paraların giderek artan şekilde ödeme yöntemi olarak kullandığını ve işletmenizde kullanmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenin.
język angielski | turecki |
---|---|
cryptocurrencies | kripto para |
difficult | zor |
method | yöntemi |
easy | kolay |
business | iş |
is | olduğunu |
more | de |
read | ve |
the | kabul |
payment | ödeme |
not | değildir |
EN You might be suffering from supply chain constraints due to COVID-19
TR COVID-19 kaynaklı sınırlamalarından tedarik zinciriniz etkilenebilir
język angielski | turecki |
---|---|
supply | tedarik |
EN We have outlined solutions which might help during this uncertain time
TR Bu belirsiz dönemde size yardımcı olabilecek çözümleri ana hatlarıyla belirledik
język angielski | turecki |
---|---|
help | yardımcı |
solutions | çözümleri |
this | bu |
EN You might want the text moved into other programs as part of your workflow
TR Metnin iş akışınızın bir parçası olarak diğer programlara taşınmasını isteyebilirsiniz
język angielski | turecki |
---|---|
other | diğer |
workflow | iş akışı |
EN We know it’s not always possible to get to every class, so being able to access the transcripts (and video/audio) of a lecture is an indespensiable tool for you to catch up what you might have missed.
TR Her sınıfa ulaşmanın her zaman mümkün olmadığını biliyoruz, bu nedenle bir dersin transkriptlerine (ve video/ses) erişebilmek kaçırmış olabileceğiniz şeyleri yakalamak için çok kolay bir araçtır.
język angielski | turecki |
---|---|
possible | mümkün |
video | video |
we know | biliyoruz |
tool | araç |
always | her zaman |
a | bir |
EN We'll give you a transcript in minutes. There might be a few errors, use our powerful editor to easily make corrections. Then, easily highlight and share your accurate transcripts.
TR Dakika içinde sana bir transkript vereceğiz. Birkaç hata olabilir, düzeltmeleri kolayca yapmak için güçlü editörümüzü kullanın. Ardından, doğru transkriptlerinizi kolayca vurgulayın ve paylaşın.
język angielski | turecki |
---|---|
transcript | transkript |
errors | hata |
editor | editör |
share | paylaşın |
powerful | güçlü |
minutes | dakika |
easily | kolayca |
be | olabilir |
give | için |
and | ve |
a | birkaç |
in | içinde |
EN You'll get an automated transcript in a few minutes and there might be a few errors; use our powerful editor to make corrections before sharing it with others.
TR Birkaç hata olabilir, düzeltmeleri kolayca yapmak için güçlü editörümüzü kullanın. Sonra kolayca başkalarıyla paylaşın.
język angielski | turecki |
---|---|
errors | hata |
editor | editör |
others | başkaları |
powerful | güçlü |
be | olabilir |
a | birkaç |
Pokazuję 50 z 50 tłumaczeń