EN You will be able to read with greater concentration and retention, and your mental clarity and focus will improve
EN You will be able to read with greater concentration and retention, and your mental clarity and focus will improve
TR Daha fazla konsantrasyon ve akılda tutma ile okuyabileceksiniz ve zihinsel netliğiniz ve odaklanmanız gelişecektir
język angielski | turecki |
---|---|
mental | zihinsel |
greater | daha fazla |
read | ve |
with | ile |
EN With a view to improving clarity and transparency in this context, Cell Press introduced the use of the CRediT taxonomy for research papers,
TR Bu bağlamda netliği ve şeffaflığı artırmak için Cell Press araştırma makaleleri için CRediT taksonomisinin kullanımına geçmiştir.
język angielski | turecki |
---|---|
research | araştırma |
transparency | şeffaflığı |
and | ve |
this | bu |
of | in |
the | makaleleri |
use | kullanım |
EN Widely recognized as the best mic in gaming, the Arctis ClearCast microphone delivers studio-quality voice clarity and background noise cancellation.
TR Oyun alanında en iyi mikrofon olarak bilinen Arctis ClearCast mikrofon, stüdyo kalitesinde ses netliği ve uğultu kesme sağlar.
język angielski | turecki |
---|---|
gaming | oyun |
microphone | mikrofon |
delivers | sağlar |
arctis | arctis |
studio | stüdyo |
and | ve |
voice | ses |
best | en |
the | olarak |
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
other | diğer |
clarity | netlik |
help | yardımcı |
can | olabilir |
this | bu |
need | ihtiyacımız |
or | veya |
messages | mesajlar |
and | ve |
to | için |
EN Actions we can take after an incident to gain clarity:
TR Bir olaydan sonra netlik kazanmak için yapabileceğimiz önlemler:
język angielski | turecki |
---|---|
gain | kazanmak |
clarity | netlik |
to | için |
EN Add movement to your brand strategy with videos & animation. Whether for social media, your website or your YouTube channel, videos are a great way to get your message across faster and with more clarity.
TR Videolar ve animasyonlarla marka stratejinize hareket katın. Sosyal medyanız, web siteniz veya YouTube kanalınız fark etmeksizin videolar, mesajınızı daha hızlı ve daha açık bir şekilde karşı tarafa sunmak için harika yöntemlerdir.
język angielski | turecki |
---|---|
movement | hareket |
videos | videolar |
great | harika |
your website | siteniz |
faster | hızlı |
website | web |
channel | kanal |
or | veya |
message | mesaj |
social | sosyal |
brand | marka |
a | bir |
and | ve |
EN Widely recognized as the best mic in gaming, the retractable Discord-certified Arctis ClearCast microphone delivers studio-quality voice clarity and background noise cancellation.
TR Oyunlarda en iyi mikrofon olarak bilinen, çekilebilir yapılı ve Discord sertifikalı ClearCast mikrofon, stüdyo kalitesinde ses ve gürültü önleme gibi özelliklere sahiptir.
język angielski | turecki |
---|---|
microphone | mikrofon |
discord | discord |
certified | sertifikalı |
studio | stüdyo |
and | ve |
noise | gürültü |
voice | ses |
best | en |
EN Unfair trade practice laws promote clarity, as well as protect free and fair competition between competitors
TR Haksız ticari uygulamalara ilişkin düzenlemeler piyasadaki rakipler arasında serbest ve adil rekabetin korunmasını sağlar
język angielski | turecki |
---|---|
trade | ticari |
free | serbest |
fair | adil |
competitors | rakipler |
and | ve |
between | arası |
EN colour, clarity, strength and flexibility).
TR renk, netlik, dayanıklılık ve esneklik) esneklik elde edersiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
colour | renk |
clarity | netlik |
and | ve |
flexibility | esneklik |
EN colour, clarity, strength and flexibility).
TR renk, netlik, dayanıklılık ve esneklik) esneklik elde edersiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
colour | renk |
clarity | netlik |
and | ve |
flexibility | esneklik |
EN colour, clarity, strength and flexibility).
TR renk, netlik, dayanıklılık ve esneklik) esneklik elde edersiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
colour | renk |
clarity | netlik |
and | ve |
flexibility | esneklik |
EN colour, clarity, strength and flexibility).
TR renk, netlik, dayanıklılık ve esneklik) esneklik elde edersiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
colour | renk |
clarity | netlik |
and | ve |
flexibility | esneklik |
EN colour, clarity, strength and flexibility).
TR renk, netlik, dayanıklılık ve esneklik) esneklik elde edersiniz.
język angielski | turecki |
---|---|
colour | renk |
clarity | netlik |
and | ve |
flexibility | esneklik |
EN "Now that we’re using monday.com we have much more clarity into the information that we have.
TR "Artık monday.com kullandığımız için, sahip olduğumuz bilgiye çok daha fazla netliğe sahibiz.
język angielski | turecki |
---|---|
information | bilgiye |
were | daha |
we have | sahibiz |
EN Widely recognized as the best mic in gaming, the Arctis ClearCast microphone delivers studio-quality voice clarity and background noise cancellation.
TR Oyun alanında en iyi mikrofon olarak bilinen Arctis ClearCast mikrofon, stüdyo kalitesinde ses netliği ve uğultu kesme sağlar.
język angielski | turecki |
---|---|
gaming | oyun |
microphone | mikrofon |
delivers | sağlar |
arctis | arctis |
studio | stüdyo |
and | ve |
voice | ses |
best | en |
the | olarak |
EN There is a saying in the rooms: ?Surrender and win.? I could never have imagined the richness, peace, presence, meaning, or clarity that I have been given by my true surrender
TR Odalarda bir söz vardır: “Teslim ol ve kazan.” Gerçek teslimiyetimin bana verdiği zenginliği, huzuru, varlığı, anlamı veya netliği asla hayal edemezdim
język angielski | turecki |
---|---|
win | kazan |
true | gerçek |
a | bir |
or | veya |
never | asla |
and | ve |
there | vardır |
EN Counting days can motivate us, help us to celebrate milestones, and give us clarity when we have not honored our commitments around sobriety.
TR Günleri saymak bizi motive edebilir, kilometre taşlarını kutlamamıza yardımcı olabilir ve ayık olma konusundaki taahhütlerimizi yerine getirmediğimizde bize netlik verebilir.
język angielski | turecki |
---|---|
clarity | netlik |
help | yardımcı |
to | yerine |
and | ve |
can | verebilir |
have | olabilir |
us | bize |
EN Here also, writing is a powerful tool to gain clarity about what we are experiencing on a physical, emotional, and spiritual level.
TR Burada ayrıca yazmak, fiziksel, duygusal ve ruhsal düzeyde yaşadıklarımız hakkında netlik kazanmak için güçlü bir araçtır.
język angielski | turecki |
---|---|
gain | kazanmak |
clarity | netlik |
physical | fiziksel |
emotional | duygusal |
level | düzeyde |
powerful | güçlü |
tool | araç |
here | burada |
and | ve |
about | hakkında |
a | bir |
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
other | diğer |
clarity | netlik |
help | yardımcı |
can | olabilir |
this | bu |
need | ihtiyacımız |
or | veya |
messages | mesajlar |
and | ve |
to | için |
EN Actions we can take after an incident to gain clarity
TR Netlik kazanmak için bir olaydan sonra yapabileceğimiz eylemler
język angielski | turecki |
---|---|
actions | eylemler |
gain | kazanmak |
clarity | netlik |
to | için |
EN For clarity, information that you submit during the claim verification process will be retained and used by foursquare in connection with such process.
TR Anlaşılabilirlik adına, talep doğrulama işlemi sırasında ibraz ettiğiniz bilgiler, Foursquare tarafından tutulacak ve söz konusu işlemle ilgili olarak kullanılacaktır.
język angielski | turecki |
---|---|
information | bilgiler |
verification | doğrulama |
foursquare | foursquare |
and | ve |
by | tarafından |
during | sırasında |
the | olarak |
EN For clarity, information that you submit during the claim verification process will be retained and used by foursquare in connection with such process.
TR Anlaşılabilirlik adına, talep doğrulama işlemi sırasında ibraz ettiğiniz bilgiler, Foursquare tarafından tutulacak ve söz konusu işlemle ilgili olarak kullanılacaktır.
język angielski | turecki |
---|---|
information | bilgiler |
verification | doğrulama |
foursquare | foursquare |
and | ve |
by | tarafından |
during | sırasında |
the | olarak |
EN For clarity, information that you submit during the claim verification process will be retained and used by foursquare in connection with such process.
TR Anlaşılabilirlik adına, talep doğrulama işlemi sırasında ibraz ettiğiniz bilgiler, Foursquare tarafından tutulacak ve söz konusu işlemle ilgili olarak kullanılacaktır.
język angielski | turecki |
---|---|
information | bilgiler |
verification | doğrulama |
foursquare | foursquare |
and | ve |
by | tarafından |
during | sırasında |
the | olarak |
EN Gain calmness and clarity with the world’s most beloved productivity app
TR Dünyanın en çok tercih edilen verimlilik uygulaması ile sakinlik ve netlik kazan
język angielski | turecki |
---|---|
clarity | netlik |
productivity | verimlilik |
app | uygulaması |
most | en |
and | ve |
with | ile |
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
język angielski | turecki |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
język angielski | turecki |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
język angielski | turecki |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN Unstable mental health or psychotic illness
TR Sarhoş veya uyuşturucu etkisi altında olan herhangi bir yolcu
język angielski | turecki |
---|---|
or | veya |
EN Passengers with limited mobility and mental problems as well as elderly and unwell passengers and those who have other disabilities
TR Sınırlı hareket kabiliyeti ve zihinsel sorunları olan yolcular, yaşlı, hasta ve başka engelleri olanlar yolcular
język angielski | turecki |
---|---|
passengers | yolcular |
mental | zihinsel |
other | başka |
limited | sınırlı |
and | ve |
problems | sorunları |
have | olan |
EN Addiction is a spiritual, mental, and physical disease, and so we use a variety of tools to pursue recovery
TR Bağımlılık ruhsal, zihinsel ve fiziksel bir hastalıktır ve bu nedenle iyileşmek için çeşitli araçlar kullanırız
język angielski | turecki |
---|---|
addiction | bağımlılık |
mental | zihinsel |
physical | fiziksel |
variety | çeşitli |
we use | kullanırız |
and | ve |
tools | araçlar |
of | in |
a | bir |
to | için |
EN Working with a trained mental health practitionerSome members have found it helpful to work with a trained therapist or psychologist, particularly if they have a background in treating addiction
TR Eğitimli bir ruh sağlığı uygulayıcısı ile çalışmakBazı üyeler, özellikle bağımlılık tedavisi konusunda bir geçmişleri varsa, eğitimli bir terapist veya psikolog ile çalışmayı yararlı bulmuşlardır
język angielski | turecki |
---|---|
mental | ruh |
addiction | bağımlılık |
health | sağlığı |
members | üyeler |
particularly | özellikle |
helpful | yararlı |
or | veya |
if | varsa |
a | bir |
to | konusunda |
with | ile |
EN A trained mental health practitioner can help you gain deeper insights into the psychological issues involved in your addiction.
TR Eğitimli bir ruh sağlığı pratisyeni, bağımlılığınızla ilgili psikolojik sorunlar hakkında daha derin bilgiler edinmenize yardımcı olabilir.
język angielski | turecki |
---|---|
mental | ruh |
can | olabilir |
insights | bilgiler |
psychological | psikolojik |
issues | sorunlar |
health | sağlığı |
deeper | derin |
help | yardımcı |
in | hakkında |
EN Even though I didn?t go into a binge, I could feel the mental shift
TR Aşırıya kaçmamama rağmen, zihinsel değişimi hissedebiliyordum
język angielski | turecki |
---|---|
a | a |
mental | zihinsel |
even | de |
EN Many of us may be chronically sleep-deprived, and returning to a regular and full sleep schedule is one of the best things you can do for your mental health and your recovery
TR Birçoğumuz kronik olarak uykusuz olabiliriz ve düzenli ve tam bir uyku programına geri dönmek, zihinsel sağlığınız ve iyileşmeniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir
język angielski | turecki |
---|---|
regular | düzenli |
sleep | uyku |
mental | zihinsel |
health | sağlığı |
you can | yapabileceğiniz |
is one | biridir |
full | tam |
to | geri |
for | için |
of | in |
a | bir |
and | ve |
best | en |
EN I never imagined the depth of what I was struggling with, and the relief I?ve felt at finding real, lived freedom from my mental disease
TR Mücadele ettiğim şeyin derinliğini ve zihinsel hastalığımdan gerçek, yaşanmış özgürlüğü bulduğumda hissettiğim rahatlamayı asla hayal etmemiştim
język angielski | turecki |
---|---|
mental | zihinsel |
disease | hastalığı |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
real | gerçek |
never | asla |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
język angielski | turecki |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
EN IZ Association in Individual and Community Mental Health (BIRIZ), continues her capacity building…
TR Yerel Gençlik Dernekleri Ağı (YGDA), Türkiye’deki gençlik çalışanlarının Avrupa Birliği Müktesebatı…
EN Digital İZ Project of İZ Association in Individual and Community Mental Health Begins.
TR Bolu’daki kızıl geyik avının iptali için dava açıldı
język angielski | turecki |
---|---|
of | in |
in | için |
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
język angielski | turecki |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
device | cihaza |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
all | tüm |
or | veya |
users | kullanıcılar |
best | en |
service | hizmete |
using | kullanmak |
EN Vitality, a philosophy and programme that stimulates both physical and mental fitness and believes health and happiness go hand in hand, is a spirit that makes any meeting great
TR Hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı teşvik eden ve sağlık ile mutluluğun bir arada olduğunu ortaya koyan bir felsefe ve program olan Zindelik, herhangi bir toplantıyı muhteşem hale getiren bir anlayıştır
język angielski | turecki |
---|---|
programme | program |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
hand | sağ |
and | ve |
makes | ile |
vitality | zindelik |
is | olduğunu |
both | de |
any | herhangi |
meeting | toplantı |
health | sağlığı |
EN By allowing guests to stimulate their physical and mental fitness at any time, Vitality allows our guests to feel as good on the road as they would at home.We promote Vitality in movement, cuisine, and meetings.
TR Misafirlerin herhangi bir zamanda fiziksel ve zihinsel formunu canlandırarak Vitality, seyahatlerinde evlerindeki gibi iyi hissetmelerine olanak tanır.Hareketlerde, mutfakta ve toplantılarda Vitality’yi destekleriz.
język angielski | turecki |
---|---|
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
time | zamanda |
meetings | toplantı |
and | ve |
any | herhangi |
EN They may not appear to have much in common at first glance: high blood pressure, dementia, diabetes mellitus, cancer, mental disorders and viral infections such as SARS-CoV-2
TR İlk bakışta bunların ortak bir noktaları yok: Yüksek tansiyondan, bunama, şeker hastalığı, kanser, psikolojik rahatsızlıklardan veya SARS-CoV-2 gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan söz ediyoruz
język angielski | turecki |
---|---|
common | ortak |
high | yüksek |
cancer | kanser |
may | veya |
first | 2 |
to | neden |
as | gibi |
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
język angielski | turecki |
---|---|
mental | ruh |
percent | yüzde |
of | ın |
health | sağlığı |
the | ise |
low | düşük |
middle | orta |
countries | ülkelerde |
and | ve |
this | bu |
global | küresel |
worldwide | çapındaki |
EN 3.4. By 2030, reduce by one third premature mortality from non-communicable diseases through prevention and treatment and promote mental health and well-being
TR 3.4. 2030’a kadar bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlerin, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla üçte bir oranında azaltılması ve akıl ve ruh sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesi
język angielski | turecki |
---|---|
diseases | hastalıklar |
mental | ruh |
health | sağlığı |
prevention | önlenmesi |
and | ve |
from | kadar |
by | kaynaklanan |
through | yoluyla |
EN Sayar provided the participants with essential tips about maintaining one's mental health as well as communication among family members during the pandemic.
TR Sayar katılımcılara pandemi döneminde ruh sağlığını koruma ve aile içi iletişime dair önemli ipuçları verdi.
język angielski | turecki |
---|---|
participants | katılımcılara |
mental | ruh |
health | sağlığı |
family | aile |
members | katılımcı |
pandemic | pandemi |
essential | önemli |
tips | ipuçları |
about | dair |
EN Mental Health Coaching Website Template
TR Diyet Ve Kilo Kaybı Web Sitesi Şablonu
EN Various technical, mental and physical attributes as they relate to a Football Professional’s ability and performance.
TR Futbol Sektörü Çalışanının yeteneği ve performansı ile ilişkili oldukları için çeşitli teknik, zihinsel ve fiziksel özellikler.
język angielski | turecki |
---|---|
technical | teknik |
mental | zihinsel |
physical | fiziksel |
football | futbol |
various | çeşitli |
and | ve |
EN Subjective sets of ratings which cover physical, mental and technical attributes of Football Professionals are built up over a period of weeks, months and years to provide a full profile
TR Futbol Sektörü Çalışanlarının fiziksel, zihinsel ve teknik özelliklerini kapsayan öznel derecelendirme setleri tam bir profil sağlamak için haftalarca, aylarca ve yıllarca süren bir dönemde oluşturulur
język angielski | turecki |
---|---|
sets | setleri |
physical | fiziksel |
mental | zihinsel |
technical | teknik |
football | futbol |
period | dönemde |
full | tam |
profile | profil |
and | ve |
of | in |
to | sağlamak |
years | bir |
EN Mental Health and Psychosocial Support (MHPSS) Sector Manager
TR Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek (RSPSD) Sektör Yöneticisi
język angielski | turecki |
---|---|
mental | ruh |
and | ve |
support | destek |
sector | sektör |
manager | yöneticisi |
health | sağlığı |
EN In order to mitigate the effects of past traumas and minimize impediments to social cohesion, we deliver mental health and psycho-social support services.
TR Travmaları ve uyum sorunlarını azaltmaya, karşılaştıkları sorunlarla baş edebilmelerini sağlamaya yönelik ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek çalışmaları yapıyoruz.
język angielski | turecki |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
mental | ruh |
health | sağlığı |
support | destek |
Pokazuję 50 z 50 tłumaczeń