EN For the past nine years this unique programme has worked to promote an understanding of peer review among journalists, policymakers and the public.
EN For the past nine years this unique programme has worked to promote an understanding of peer review among journalists, policymakers and the public.
TR Son dokuz yılda bu eşsiz program hakem denetiminin gazeteciler, karar alıcılar ve kamu tarafından daha iyi anlaşılması için çalışmaktadır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
nine | dokuz |
unique | eşsiz |
programme | program |
journalists | gazeteciler |
and | ve |
public | kamu |
this | bu |
of | in |
EN Our analytics team is experienced in serving policymakers, funders and academic and corporate research institutions around the world
TR Analiz ekibimiz tüm dünyadaki karar alıcılar, finansörler, ve akademik ve kurumsal araştırma kuruluşlarına hizmet sağlamakta deneyimlidir
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
serving | hizmet |
academic | akademik |
corporate | kurumsal |
institutions | kuruluşlar |
team | tüm |
around the world | dünyadaki |
research | araştırma |
analytics | analiz |
and | ve |
EN We are committed to supporting policymakers like yours.
TR Sizin gibi karar alıcıları desteklemeye kendimizi adamış durumdayız.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
we | sizin |
EN Build opportunities for the universities and institutions in the UK and partner countries to engage with the wider community and with policymakers.
TR Birleşik Krallık ve ortak ülkelerdeki üniversiteler ve kurumlar için daha geniş topluluk ve politika yapıcılarla etkileşim kurma fırsatları yaratmak,
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
institutions | kurumlar |
partner | ortak |
engage | etkileşim |
community | topluluk |
countries | ülkelerdeki |
universities | üniversiteler |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
EN For the past nine years this unique programme has worked to promote an understanding of peer review among journalists, policymakers and the public.
TR Son dokuz yılda bu eşsiz program hakem denetiminin gazeteciler, karar alıcılar ve kamu tarafından daha iyi anlaşılması için çalışmaktadır.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
nine | dokuz |
unique | eşsiz |
programme | program |
journalists | gazeteciler |
and | ve |
public | kamu |
this | bu |
of | in |
EN Our analytics team is experienced in serving policymakers, funders and academic and corporate research institutions around the world
TR Analiz ekibimiz tüm dünyadaki karar alıcılar, finansörler, ve akademik ve kurumsal araştırma kuruluşlarına hizmet sağlamakta deneyimlidir
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
serving | hizmet |
academic | akademik |
corporate | kurumsal |
institutions | kuruluşlar |
team | tüm |
around the world | dünyadaki |
research | araştırma |
analytics | analiz |
and | ve |
EN We are committed to supporting policymakers like yours.
TR Sizin gibi karar alıcıları desteklemeye kendimizi adamış durumdayız.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
we | sizin |
EN He leads Elsevier?s Research Networks group, which collaborates with senior leaders of the world?s leading universities, funders, and research policymakers
TR Elsevier'in Araştırma Ağları grubunu yönetmekte ve bu kapsamda dünyanın önde gelen üniversitelerinin üst yöneticileri, finansörler ve araştırma alanındaki karar vericilerle ortak çalışmalar yapmaktadır
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
research | araştırma |
and | ve |
world | dünyanın |
with | üst |
the | gelen |
EN What can we learn from the pandemic? We have already learned a great deal about pandemic management, and I believe that policymakers are also learning something new with every step we take
TR Pandemiden ne öğrenebiliriz? Pandemi yönetiminden şu ana kadar çok şey öğrendik ve sanıyorum, siyasetçiler de her adımda yeni bir şey daha öğreniyorlar
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
pandemic | pandemi |
what | ne |
something | bir şey |
a | bir |
new | yeni bir |
from | kadar |
that | şey |
EN Policymakers should employ precision regulation that applies restrictions and oversight to particular use-cases and end-users where there is greater risk of societal harm.
TR Politika oluşturucular, toplumsal zarar riskinin daha büyük olduğu belirli kullanım senaryoları ve son kullanıcılar için birtakım kısıtlamalar ve gözetim uygulayan hassas düzenlemelerden yararlanmalıdırlar.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
precision | hassas |
restrictions | kısıtlamalar |
harm | zarar |
end | son |
and | ve |
is | olduğu |
use | kullanım |
users | kullanıcılar |
of | in |
greater | daha büyük |
EN A new forum providing policymakers with a vision and actionable recommendations to harness the benefits of innovation while ensuring trust in a world being reshaped by data.
TR Verilerle yeniden şekillenen bir dünyada güven sağlarken, politika oluşturuculara, inovasyonun avantajlarından yararlanmak için bir vizyon ve eyleme dönüştürülebilir öneriler sunan yeni bir forum.
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
forum | forum |
vision | vizyon |
benefits | avantajlar |
trust | güven |
world | dünyada |
data | verilerle |
recommendations | öneriler |
and | ve |
of | in |
a | bir |
new | yeni bir |
to | için |
EN Privacy tends to be discussed in the context of data privacy, data protection and data security, and these concerns have allowed policymakers to make more strides here in recent years
TR Gizlilik, genellikle veri gizliliği, veri koruma ve veri güvenliği bağlamında tartışılır ve bu kaygılar, politika yapıcıların bu konuda son yıllarda yeni atılımlar yapmasına olanak tanımıştır
ਅੰਗਰੇਜ਼ੀ | ਤੁਰਕੀ |
---|---|
context | bağlam |
of | ın |
recent | son |
years | yıllarda |
in the context of | bağlamında |
to make | yapmasına |
and | ve |
privacy | gizlilik |
data | veri |
protection | koruma |
security | güvenliği |
these | bu |
{Totalresult} ਅਨੁਵਾਦਾਂ ਵਿੱਚੋਂ 12 ਦਿਖਾ ਰਿਹਾ ਹੈ