TR Düşük frekanslı masaj, toksinlerin atılmasına ve yüzdeki gerginliğin hafifletilmesine yardımcı olmak için cildin mikro dolaşımını iyileştirir - daha pürüzsüz, daha yumuşak ve daha parlak bir cilt sağlar.
Oversett "daha pürüzsüz" til Engelsk
Viser 50 av 50 oversettelser av uttrykket "daha pürüzsüz" fra Tyrkisk til Engelsk
Oversettelser av daha pürüzsüz
"daha pürüzsüz" på Tyrkisk kan oversettes til følgende Engelsk ord/setninger:
Oversettelse av Tyrkisk til Engelsk av daha pürüzsüz
Tyrkisk
Engelsk
EN Low-frequency massage improves skin's microcirculation to help eliminate toxins & ease facial tension - resulting in a smoother, softer, more glowing complexion
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| düşük | low |
| masaj | massage |
| cilt | skin |
TR TENCEL™ Lyocell elyafların daha derin boya alma özelliği ve pürüzsüz elyaf yüzeyi, pamuklu kumaşlara kıyasla gözle görülür derecede daha yoğun bir parlaklık verir.
EN In comparison with synthetics, there is an absence of electrostatic charge.
TR *Kullanıcıların %98'i daha pürüzsüz ve daha yumuşak bir cilt hissi bildiriyor
EN *98% of users report smoother & softer-feeling skin
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| cilt | skin |
TR T‑Sonic™ titreşimleri alçak bir frekansa düşer ve daha pürüzsüz, daha esnek bir cilt için kırmızı LED ışık ile birleştirilir.
EN T‑Sonic™ pulsations are reduced to a low frequency, and combine with red LED light for a smoother, more supple complexion.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| t | t |
| alçak | low |
| kırmızı | red |
| led | led |
| ışık | light |
TR Böylece sorunları işlerinizi etkilemeden önce tespit edebilir ve daha pürüzsüz operasyonlar için geleceği doğru tahmin edebilirsiniz.
EN That’s how you can catch problems before they impact your business and accurately forecast future needs for smoother operations.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| sorunları | problems |
| operasyonlar | operations |
TR TENCEL™ Lyocell elyafların pürüzsüz elyaf yüzeyi, nemi pamuktan daha etkin bir şekilde emer
EN TENCEL™ Lyocell fibers are derived from sustainable wood sources – sustainably managed forests
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| lyocell | lyocell |
TR Daha pürüzsüz bir makyaj uygulaması ve cilt bakım ürünlerinin emilimi* için ölü deri hücrelerini nazikçe temizler.
EN Gently clears away dead skin cells to ensure deeper skincare active ingredients absorption* and smoother makeup application.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| makyaj | makeup |
| uygulaması | application |
| cilt | skin |
TR Bu eşsiz “gençlik anahtarı” meyvesi, daha sıkı, pürüzsüz bir cilt elde etmenize yardımcı olurken zararlı serbest radikallere karşı koruma sağlar.
EN This unique ‘fountain of youth’ fruit offers the appearance of firmer, smoother skin and protection from harmful free-radicals.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| bu | this |
| gençlik | youth |
| cilt | skin |
| zararlı | harmful |
| serbest | free |
| koruma | protection |
| sağlar | offers |
TR Böylece sorunları işlerinizi etkilemeden önce tespit edebilir ve daha pürüzsüz operasyonlar için geleceği doğru tahmin edebilirsiniz.
EN That’s how you can catch problems before they impact your business and accurately forecast future needs for smoother operations.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| sorunları | problems |
| operasyonlar | operations |
TR Aşağıdaki tüm bu araçlar işlerin iki kez yapılmasının önüne geçilmesi için pürüzsüz bir şekilde birbirleriyle bütünleştirilmiştir. Bütün araçların yerel entegrasyonlar için açık API'leri de vardır.
EN All these tools below are seamlessly integrated with one another to avoid double work. All tools have open API?s to allow for local integrations as well.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| aşağıdaki | below |
| yerel | local |
| entegrasyonlar | integrations |
| açık | open |
| api | api |
| ne | these |
TR Last.fm'in yeni bir sürümü hazır, her şeyin pürüzsüz işlemesi için lütfen siteyi tekrar yükle.
EN A new version of Last.fm is available, to keep everything running smoothly, please reload the site.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| last | last |
| hazır | available |
TR CITROËN C4 Cactus, saf, pürüzsüz ve saldırganlığı olmayan yüzeylerden ve gövde tasarımını vurgulayan yüzen arka çeyrek panel ve çatıdan oluşan eşsiz ve iddialı stiliyle ayrılıyor.
EN The CITROËN C4 Cactus stands apart with its unique and assertive styling, composed of pure, smooth and aggression-free surfaces and a floating rear quarter panel and roof that emphasise the body design.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| cactus | cactus |
| saf | pure |
| pürüzsüz | smooth |
| ve | and |
| gövde | body |
| arka | rear |
| panel | panel |
| eşsiz | unique |
| ın | of |
TR SteelSeries QcK oyun mousepadleri, tüm oyunlarda pürüzsüz ve hassas fare kontrolü için yüksek iplik sayısına sahip yüzey malzemesi kullanır
EN SteelSeries QcK gaming mouse pads & mats utilize a surface material with a high thread count for smooth and precise mouse control in any gaming arena
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| steelseries | steelseries |
| qck | qck |
| oyun | gaming |
| pürüzsüz | smooth |
| fare | mouse |
| kontrolü | control |
| yüksek | high |
| yüzey | surface |
| malzemesi | material |
TR Açıklama: Baker plaj şaşırtıcı yasal yaş genç kamu içinde pürüzsüz aşk tünel gösterilen doğallar garb gider hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle
EN Description: View Astounding legal age teenager at baker beach goes in natures garb showing smooth love tunnel in public hd as completely free
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| açıklama | description |
| plaj | beach |
| yasal | legal |
| yaş | age |
| genç | teenager |
| kamu | public |
| pürüzsüz | smooth |
| aşk | love |
| hd | hd |
| tamamen | completely |
| ücretsiz | free |
TR Benzersiz yağlardan oluşan karışımla yumuşacık ve pürüzsüz saçlar.
EN Softness and smoothness of the hair with our exquisite blend of oils.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| ve | and |
TR Vizyonumuz kolay ve pürüzsüz bir otobüs yolculuğu deneyimidir.
EN Our vision is an easy and seamless bus travel experience.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| kolay | easy |
| otobüs | bus |
TR Pürüzsüz yüzeyler ve olağanüstü erişilebilirlik iyi ve hızlı temizliğe izin verir
EN Smooth surfaces and excellent accessibility facilitate thorough, fast cleaning
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| pürüzsüz | smooth |
| ve | and |
| erişilebilirlik | accessibility |
| hızlı | fast |
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar doğal pürüzsüz tuşelidir ve kumaş kalitesini arttırarak cildinizde hafifçe kaymasını sağlar.
EN Distinguished by their greater strength among cellulose fibers, TENCEL™ Lyocell fibers are durable and have a long-lasting quality.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| lyocell | lyocell |
| elyaflar | fibers |
| ve | and |
| kalitesini | quality |
TR TENCEL™ Lyocell elyaf içeren yumuşak tuşeli kumaşlar, pürüzsüz bir dökümle hoş bir görünüş yaratır.
EN TENCEL™ Lyocell fibers are naturally smooth to the touch and enhance the quality of fabrics to glide lightly over your skin.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| lyocell | lyocell |
| pürüzsüz | smooth |
TR Pürüzsüz elyaf kesiti sayesinde TENCEL™ Modal elyaflar, defalarca yıkamadan sonra bile kumaşlarda yumuşak bir tuşe bırakır.
EN Owing to the fiber’s sleek cross-section, TENCEL™ Modal fibers enhance the soft touch of fabrics even after repeated washing.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| modal | modal |
| elyaflar | fibers |
| yumuşak | soft |
TR Pürüzsüz elyaf yüzeyi sayesinde, TENCEL™ Intimate selülozik elyaflar, yokmuş gibi hissettiren zarif bir kalite sunar.
EN As a result of the smooth fiber surface, TENCEL™ Intimate cellulosic fibers offer an exquisitely gentle quality that creates a barely there feel.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| pürüzsüz | smooth |
| elyaflar | fibers |
| gibi | as |
| kalite | quality |
| sunar | offer |
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar doğal pürüzsüz tuşelidir ve kumaş kalitesini arttırarak cildinizde hafifçe kaymasını sağlar.00
EN Distinguished by their greater strength among cellulose fibers, TENCEL™ Lyocell fibers are durable and have a long-lasting quality.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| lyocell | lyocell |
| elyaflar | fibers |
| ve | and |
| kalitesini | quality |
TR Pürüzsüz, akıcı bir dökümlülük, müthiş akıcı formlar ve hoş bir görünüş verir
EN A smooth, liquid-like drape enables extravagant fluid forms to be achieved, creating a flattering appearance
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| pürüzsüz | smooth |
| formlar | forms |
TR TENCEL™ Luxe filament iplikler pürüzsüz bir yüzey alanıyla kumaşlara ipeksi bir yumuşaklık ve zarif bir duygusal bir çekicilik katar.
EN TENCEL™ Luxe filaments exhibit a sleek surface area, giving fabrics a silky smooth handfeel and exquisite sensual appeal.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| pürüzsüz | smooth |
| yüzey | surface |
| alanı | area |
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar elektron mikroskobuyla incelendiğinde, pürüzsüz bir yüzey alanı sergileyerek kumaşlara yumuşak bir tuşe, hassas ciltlere ise konfor kazandırır.
EN When viewed under an electron microscope, TENCEL™ Lyocell fibers exhibit a smooth surface area, producing a soft handfeel and ensuring comfort for sensitive skin.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| lyocell | lyocell |
| elyaflar | fibers |
| pürüzsüz | smooth |
| yüzey | surface |
| alanı | area |
| yumuşak | soft |
| hassas | sensitive |
| ise | when |
| konfor | comfort |
TR Animasyonlu karakterler ile arkaplanlar, simgeler, resim/video tutucular, dinamik tipografi ve pürüzsüz geçişlerin yer aldığı 1000'in üzerinde kişiselleştirilebilir sahne arasında keşfe çıkın
EN Dive into more than 1000 customizable scenes with animated characters and backgrounds, icons, image/video holders, dynamic typography, and fluid transitions
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| animasyonlu | animated |
| karakterler | characters |
| simgeler | icons |
| resim | image |
| video | video |
| dinamik | dynamic |
| tipografi | typography |
| kişiselleştirilebilir | customizable |
TR LUNA™ 3, pürüzsüz, canlı bir görünüm için gözeneklerin görünümünü azaltır, elastin ve kolajen üretimini arttırır*
EN LUNA™ 3 reduces the appearance of pores, boosting elastin & collagen production, for a smooth, fresh look*
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| luna | luna |
| pürüzsüz | smooth |
| azaltır | reduces |
TR Narin göz çevresine narince masaj yapılabilmesi için yumuşak ve pürüzsüz silikon tasarım göz konturuna tam oturması adına kavislidir.
EN The soft and smooth silicone design is curved to sit perfectly on the eye contour allowing a gentle massage of your delicate eye area.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| narin | delicate |
| göz | eye |
| masaj | massage |
| yumuşak | soft |
| pürüzsüz | smooth |
| silikon | silicone |
| tasarım | design |
TR Cildin beslenmesine ve yumuşatılmasına yardımcı olur, esnek ve yenilenmiş hissedilen pürüzsüz bir cilt bırakır.
EN Helps nourish and soften skin, leaving you with smooth skin that feels supple and replenished.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| pürüzsüz | smooth |
| cilt | skin |
TR T-Sonic™ titreşimler, kılcal damarlarda kan dolaşımını arttırır, her hücreye besin ve oksijen sağlayarak pürüzsüz, genç ve yenilenmiş bir görünüm kazandırır.
EN T-Sonic™ pulsations increase microcirculation, deliver nutrients and oxygen to every cell, restoring a smooth, youthful, fresh look.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| her | every |
| pürüzsüz | smooth |
TR Yenilenmiş, güzel ve pürüzsüz cildinizle kendinizden emin ve sağlıklı hissedin!
EN Feel confident and healthy in your new, beautifully clear, smooth skin!
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| ve | and |
| pürüzsüz | smooth |
| sağlıklı | healthy |
| hissedin | feel |
TR CITROËN C4 Cactus, saf, pürüzsüz ve saldırganlığı olmayan yüzeylerden ve gövde tasarımını vurgulayan yüzen arka çeyrek panel ve çatıdan oluşan eşsiz ve iddialı stiliyle ayrılıyor.
EN The CITROËN C4 Cactus stands apart with its unique and assertive styling, composed of pure, smooth and aggression-free surfaces and a floating rear quarter panel and roof that emphasise the body design.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| cactus | cactus |
| saf | pure |
| pürüzsüz | smooth |
| ve | and |
| gövde | body |
| arka | rear |
| panel | panel |
| eşsiz | unique |
| ın | of |
TR CITROËN C4 Cactus, saf, pürüzsüz ve saldırganlığı olmayan yüzeylerden ve gövde tasarımını vurgulayan yüzen arka çeyrek panel ve çatıdan oluşan eşsiz ve iddialı stiliyle ayrılıyor.
EN The CITROËN C4 Cactus stands apart with its unique and assertive styling, composed of pure, smooth and aggression-free surfaces and a floating rear quarter panel and roof that emphasise the body design.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| cactus | cactus |
| saf | pure |
| pürüzsüz | smooth |
| ve | and |
| gövde | body |
| arka | rear |
| panel | panel |
| eşsiz | unique |
| ın | of |
TR Last.fm'in yeni bir sürümü hazır, her şeyin pürüzsüz işlemesi için lütfen siteyi tekrar yükle.
EN A new version of Last.fm is available, to keep everything running smoothly, please reload the site.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| last | last |
| hazır | available |
TR Birçok üye, sürdürülebilir yoksunluğa giden yolun her zaman düz ve pürüzsüz bir yol olmayabileceğini fark eder
EN Many members notice that the road towards sustainable abstinence might not always be a straight and smooth path
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| üye | members |
| sürdürülebilir | sustainable |
| pürüzsüz | smooth |
| yol | road |
TR Yüksek çözünürlüklü Panoramik 4K videoda pürüzsüz, 180° görüntü
EN 180° view in high-definition Panoramic-4K
TR Bir dizi pürüzsüz eğri oluşturmak için Kalem aracını farklı konumlardan sürüklemeye devam edin. Bağlantı noktalarını eğrinin ucuna değil her eğrinin başına ve sonuna yerleştirdiğinizi unutmayın.
EN Continue dragging the Pen tool from different locations to create a series of smooth curves. Note that you are placing anchor points at the beginning and end of each curve, not at the tip of the curve.
TR Yeni çift hatlı demiryolu tamamlandığında daha fazla tren, Arna ve Bergen arasında daha fazla insanı ve yükü daha hızlı ve daha sık aralıklarla taşıyabilecek.
EN When the new double-track railway is complete, more trains will be able to transport more people and cargo between Arna and Bergen, at faster speeds, and at more frequent intervals.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| çift | double |
| hızlı | faster |
| sık | frequent |
| insan | people |
TR Kit oluşturma: Alandan daha iyi yararlanarak, montajı basitleştirerek, eğitim taleplerini azaltarak ve daha fazlası ile üretim sürecinizi daha hızlı ve daha verimli çalışacak şekilde optimize edin.
EN Kit building: Optimize your production process to work faster and more efficiently—making better use of space, simplifying assembly, reducing training demands, and more.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| oluşturma | building |
| eğitim | training |
| üretim | production |
| hızlı | faster |
| verimli | efficiently |
TR Dura-Kote daha uzun ömür, daha düşük değişim maliyeti ve daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla çelik adaptörlere korozyona karşı daha iyi koruma sunan yenilikçi bir kaplama teknolojisidir
EN Dura-Kote is an innovative plating technology for steel adaptors, offering more corrosive protection for longer life, lower replacement costs and improved appearance
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| maliyeti | costs |
| çelik | steel |
| koruma | protection |
| sunan | offering |
| yenilikçi | innovative |
TR Tüm bu faktörler sizi, daha az sürede daha fazla siparişi, daha az çalışan ile işleme koymanız için daha fazla baskı altına sokmakta
EN All these factors are putting you under greater pressure to fulfill more orders in less time with fewer long-term employees
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| tüm | all |
| faktörler | factors |
| sizi | you |
| çalışan | employees |
| altına | under |
TR Daha iyi gıda güvenliği protokolleri, daha verimli çalışanlar, daha mutlu konuklar ve daha karlı, sürdürülebilir bir işletme anlamına gelir.
EN Enhanced food safety protocols lead to more productive employees, more delighted guests and a more profitable, sustainable business.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| gıda | food |
| güvenliği | safety |
| verimli | productive |
| çalışanlar | employees |
| karlı | profitable |
| sürdürülebilir | sustainable |
| işletme | business |
TR Bundan kaçınmak ve daha iyi bir işletme barışı, daha çok istikrar ve daha az grev olmasını sağlamak için çalışanların yönetime daha fazla katılmaları amaçlanıyor.
EN The idea is that this can be achieved by involving employees in decision-making processes to a considerable extent, thereby ensuring a more peaceful working environment, greater stability and fewer strikes.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| daha az | fewer |
TR Aynı durum tersi için de geçerlidir. Başlığınız daha kısa kelimeler içeriyorsa, bir kelimenin ikiye bölünme olasılığı daha düşük olacağından daha fazla karakter görüntülenme şansı daha yüksektir.
EN The same applies in reverse. If your title contains shorter words, then there’s a higher chance of it displaying more characters since it’s less likely that a word will need to be cut in half.
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| geçerlidir | applies |
| kısa | shorter |
| kelimeler | words |
| düşük | less |
| şansı | chance |
TR Bunlar, kaynakları daha verimli kullanır, daha az makine (sanal ve fiziksel) ve daha az işletim sistemi eşgörünümüyle daha fazla uygulama çalıştırmanıza imkan tanır
EN They’re more resource-efficient — they let you run more applications on fewer machines (virtual and physical), with fewer OS instances
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| verimli | efficient |
| sanal | virtual |
| ve | and |
| fiziksel | physical |
| sistemi | os |
| daha az | fewer |
TR Inline karıştırmada, günlük olarak aynı miktarda ürün üretmek için daha az tank gereklidir ve tanklar daha küçük olduğundan, daha az yer kaplar ve daha küçük binalara yerleştirilebilir
EN Inline blending requires fewer tanks to produce the same amount of product per day, and since they are smaller, they have smaller footprints and can be housed in smaller buildings
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| inline | inline |
| miktarda | amount |
| ürün | product |
| olduğundan | since |
| daha az | fewer |
TR Bu, kanalizasyon sisteminde daha az yük, daha az ekipman ve boru tesisatı, daha düşük su ve deterjan tüketimi ve aslında, genel olarak daha düşük kaynak kullanımı anlamına gelir
EN This puts less load on the sewage system, less equipment and piping, lower water and detergent consumption – in fact, lower resource usage overall
| Tyrkisk | Engelsk |
|---|---|
| bu | this |
| yük | load |
| ekipman | equipment |
| su | water |
| genel | overall |
| kaynak | resource |
| kullanımı | usage |
TR Psikolog Barry Schwartz Batı toplumlarının temel inançlarından birini hedef alıyor: seçme özgürlüğü. Schwartz'a göre, seçim bizleri daha özgür değil, aksine daha fazla felç ediyor, daha mutlu değil, daha tatminsiz kılıyor.
EN Psychologist Barry Schwartz takes aim at a central tenet of western societies: freedom of choice. In Schwartz's estimation, choice has made us not freer but more paralyzed, not happier but more dissatisfied.
TR Daha hızlı yükleme süreleri, daha iyi kullanıcı deneyimi, daha iyi arama motoru optimizasyonu ve daha yüksek dönüşüm oranları anlamına gelir.
EN Faster load times mean better user experience, better search engine optimization, and higher conversion rates.
TR Çevreleyen piksellerin değerlerinin incelemesini temel alan daha kesin ancak daha yavaş bir yöntemdir. Bikübik, daha karmaşık hesaplamalar kullanarak En Yakın Komşu veya Çift Doğrusal yöntemine göre daha yumuşak ton geçişleri oluşturur.
EN A slower but more precise method based on an examination of the values of surrounding pixels. Using more complex calculations, Bicubic produces smoother tonal gradations than Nearest Neighbor or Bilinear.
Viser 50 av 50 oversettelser
Lignende oversettelser
pürüzsüz pürüzsüz elyaf yüzeyi şeyin pürüzsüz işlemesi pürüzsüz aşk tünel dizi pürüzsüz eğri pürüzsüz ve saldırganlığı pürüzsüz bir yüzey lyocell elyafların pürüzsüz pürüzsüz bir cilt sağlayarak pürüzsüz yumuşacık ve pürüzsüz her şeyin pürüzsüz pürüzsüz silikon tasarım tüm oyunlarda pürüzsüz daha daha uzun daha sonra daha daha fazlasını daha daha ileriye daha daha araciniz bize daha daha fazlasi daha akilli size daha iyi buradan daha tan daha iyi uygulamalari daha daha iyi kendime daha daha saglikli daha genis kapsamli yil daha sizlere daha iyi daha verimli çok daha fazlasi kullanilmaktadir daha daha genel ya da daha daha erken ve daha veya daha r2 veya daha giderek daha ilgili daha çok daha hizli adim daha keyiflendiren daha esnek onlarin araciligiyla daha zaman daha daha dinamik daha rekabetçi
Arab
Engelsk
Indonesisk
Italiensk
Japansk
Koreansk
Portugisisk
Pusse
Russisk
Spansk
Thai
Vietnamesisk
fransk
kinesisk
nederlandsk
svensk
tysk