TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
talep | demand |
uygun | relevant |
uzmanlık | expertise |
bölgesel | regional |
global | global |
odak | focus |
platform | platform |
veya | or |
araştırma | research |
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
düşünce | thought |
bölgesel | regional |
global | global |
seviyede | level |
önemli | key |
elsevier | elsevier |
kampanyası | campaign |
geliştirin | develop |
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
talep | demand |
uygun | relevant |
uzmanlık | expertise |
bölgesel | regional |
global | global |
odak | focus |
platform | platform |
veya | or |
araştırma | research |
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
düşünce | thought |
bölgesel | regional |
global | global |
seviyede | level |
önemli | key |
elsevier | elsevier |
kampanyası | campaign |
geliştirin | develop |
TR Kendi kendine sürdürülen sınır: Geniş bir bölgesel veya global ayak izine sahip büyük bireysel edge tesisleri
EN Self-sustained frontier: Large individual edge sites with a widespread regional or global footprint
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
veya | or |
global | global |
edge | edge |
TR YouTube global bir video platformudur bu yüzden global bir izleyici kitleniz olacak
EN YouTube is a global video platform so you will have a global audience
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
youtube | youtube |
global | global |
bir | a |
video | video |
olacak | will |
yüzden | so |
TR Düşük gecikme hızına sahip global okuma işlemleri ve olağanüstü durum kurtarma için Amazon Aurora Global Database'i kullanmanızı öneririz.
EN For low-latency global reads and disaster recovery, we recommend using Amazon Aurora Global Database.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
düşük | low |
gecikme | latency |
global | global |
kurtarma | recovery |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
database | database |
öneririz | we recommend |
TR Zoom?un Brezilya?daki ilk global Zoom Phone müşterisi ve global erişim açısından en büyüklerinden biri olan WFS, bulut tabanlı telefon çözümünde ölçeklendirme ve tasarruf olanağı buldu
EN As Zoom’s first global Zoom Phone customer in Brazil and one of the broadest in terms of global reach, WFS found scale and savings with the cloud-based phone solution
TR Öncelikli Tahkimlerin karara varmasını takiben, taraflar Toplu Başvuruyu oluşturan tüm kalan tahkim taleplerinin global bir arabuluculuk yoluyla ("Global Arabuluculuk") çözüme kavuşturulmasını kabul etmektedir
EN Following resolution of the Bellwether Arbitrations, the parties agree to engage in a global mediation of all remaining arbitration demands comprising the Mass Filing (?Global Mediation?)
TR Çeşitli bölgesel veri tabanlarını araştırın
EN Research various regional databases
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
TR Semrush Sıralaması, çok çeşitli bölgesel veri tabanları, Google arama sonuçları ve ülkeye özgü CPC üzerinde çalışır.
EN Semrush Rank runs on a wide variety of regional databases, Google search results, and country-specific CPC data.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
semrush | semrush |
sıralaması | rank |
çeşitli | variety |
bölgesel | regional |
veri | data |
ve | and |
ülkeye | country |
TR Her bir bölgesel pazar için website trafiklerini ayrı olarak kontrol edin
EN Check website traffic stats for each regional market separately
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
pazar | market |
website | website |
ayrı | separately |
TR Bölgesel olarak sınırlandırılmış hizmetlere ulaşın
EN Access regionally restricted services
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Fark, API Gateway ve Lambda’nın bölgesel hizmetler olmalarıdır. Lambda@Edge ile Amazon CloudFront hizmetlerini birlikte kullanarak son görüntüleyicilerinizin bulunduğu yere göre birden fazla AWS konumunda mantık yürütebilirsiniz.
EN The difference is that API Gateway and Lambda are regional services. Using Lambda@Edge and Amazon CloudFront allows you to execute logic across multiple AWS locations based on where your end viewers are located.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
fark | difference |
gateway | gateway |
lambda | lambda |
bölgesel | regional |
edge | edge |
amazon | amazon |
son | end |
bulunduğu | located |
aws | aws |
TR Bir .fr alan adının kaydedilmesi, bölgesel olarak tanınmanıza ve yönetilmesi kolay bir Web varlığına sahip olmanıza yardımcı olur
EN Registering a .fr domain name helps you to be recognized regionally and to have an easy-to-manage Web presence
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
kolay | easy |
TR Proje temel olarak Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de bulunan sosyal kooperatiflerin yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde iş birliğini ve iletişimini sağlamayı hedeflemektedir.
EN The project aims to ensure the cooperation and communication of social cooperatives in the European Union and Turkey at the local, regional, and national levels.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
proje | project |
birliği | union |
nde | at the |
türkiye | turkey |
sosyal | social |
ulusal | national |
düzeyde | levels |
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
kapasite | capacity |
bölgesel | regional |
temelli | based |
karşı | against |
genç | youth |
liderlik | leadership |
savunuculuk | advocacy |
ve | and |
eylem | action |
TR Verileri üçüncü taraf uygulamalarına aktaran dahili arka uca entegrasyon motoru sayesinde, kurumsal seviyedeki platform aynı zamanda tesis dışı ve bölgesel operasyonlar için de uygun masraflıdır
EN With a built-in backend integration engine that feeds data to existing or third-party applications, the enterprise-grade platform is also cost-effective for off-site and regional operations
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
verileri | data |
taraf | party |
entegrasyon | integration |
motoru | engine |
kurumsal | enterprise |
platform | platform |
bölgesel | regional |
operasyonlar | operations |
de | also |
uygulamaları | applications |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Almanya’nın her yanı aynı değil: Eyaletler, doğu-batı arasındaki farklar ve bölgesel klişelere dair.
EN There is Germany and there is Germany: of federal states, east-west differences and regional clichés.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
eyaletler | states |
farklar | differences |
ve | and |
bölgesel | regional |
TR Bölgesel fiyatlandırma ayrıntılarını görmek için tıklayın »
EN Click to see regional pricing details »
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
fiyatlandırma | pricing |
için | to |
tıklayın | click |
TR Bölgesel Fiyatlandırma (Latin Amerika, Hindistan ve Çin)
EN Regional Pricing (LATAM, India & China)
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
fiyatlandırma | pricing |
hindistan | india |
TR iQIYI Tayvan eski Kıdemli Pazarlama Müdürü, LiveMe Bölgesel Operasyonlar Direktörü ve Lang Live Başkan Yardımcısı.
EN Former Senior Marketing Manager at iQIYI Taiwan, Regional Operations Director at LiveMe, and the VP of Lang Live.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
eski | former |
kıdemli | senior |
pazarlama | marketing |
müdürü | manager |
bölgesel | regional |
operasyonlar | operations |
ve | and |
live | live |
TR Fark, API Gateway ve Lambda’nın bölgesel hizmetler olmalarıdır. Lambda@Edge ile Amazon CloudFront hizmetlerini birlikte kullanarak son görüntüleyicilerinizin bulunduğu yere göre birden fazla AWS konumunda mantık yürütebilirsiniz.
EN The difference is that API Gateway and Lambda are regional services. Using Lambda@Edge and Amazon CloudFront allows you to execute logic across multiple AWS locations based on where your end viewers are located.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
fark | difference |
gateway | gateway |
lambda | lambda |
bölgesel | regional |
edge | edge |
amazon | amazon |
son | end |
bulunduğu | located |
aws | aws |
TR AWS, TISAX değerlendirmesini tamamlamak için resmi onaylı bir bağımsız değerlendirmecinin denetiminden başarıyla geçmiştir. Değerlendirmenin bölgesel olması nedeniyle değerlendirme kapsamı AB ile kısıtlıdır.
EN To complete the TISAX assessment, AWS was successfully audited by an accredited independent assessor. Due to the regional nature of the assessment, the assessment scope is limited to the EU.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
aws | aws |
bağımsız | independent |
başarıyla | successfully |
bölgesel | regional |
değerlendirme | assessment |
ab | eu |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Kadın örgütlerinde kapasite geliştirme, bölgesel kadın ağları, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele, genç kadınlarda liderlik, kadın hareketinde savunuculuk ve eylem.
EN Capacity building in women's organizations, regional women's networks, the fight against gender-based violence, youth leadership, advocacy and action in the women's movement.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
kapasite | capacity |
bölgesel | regional |
temelli | based |
karşı | against |
genç | youth |
liderlik | leadership |
savunuculuk | advocacy |
ve | and |
eylem | action |
TR Bölgesel performans düşüşü veya kesinti yaşanması durumunda ikincil bölge bir dakikadan daha kısa bir sürede tam okuma/yazma özeliklerini sunacak şekilde ayarlanabilir.
EN In the unlikely event of a regional degradation or outage, a secondary region can be promoted to full read/write capabilities in less than one minute.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
veya | or |
ikincil | secondary |
bölge | region |
tam | full |
okuma | read |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
seçeneklerini | options |
vurgulamak | highlight |
artırmak | raise |
TR 2. Almanların yüzde 87’si, bölgesel ürün tüketiminin artan dünya nüfusunun daha iyi beslenmesine katkı sağlayabileceği görüşünde.
EN 2. 87 percent of Germans believe that eating regional products can help improve the supply of food for a growing global population.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
yüzde | percent |
bölgesel | regional |
ürün | products |
artan | growing |
dünya | global |
ın | of |
TR Danışma merkezlerinde ve web sitesinde bölgesel besinlerle sezona dayalı beslenme kapsamında pratik bilgiler ve lezzetli tarifler veriliyor.
EN Its advice centres and website offered tips and tasty recipes for seasonal meals using regional produce.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
ve | and |
bölgesel | regional |
TR Almanya’nın her yanı aynı değil: Eyaletler, doğu-batı arasındaki farklar ve bölgesel klişelere dair.
EN There is Germany and there is Germany: of federal states, east-west differences and regional clichés.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
almanya | germany |
eyaletler | states |
farklar | differences |
ve | and |
bölgesel | regional |
TR Homofobinin bittiği ya da başladığı bölgesel bir sınır söz konusu değil
EN It is extremely important to establish a dialogue between the two bubbles in society
TR Bunlara ek olarak, bölgesel, ulusal ve Avrupa çapında faal ve sayıları yaklaşık 230’u bulan STK da kendi uzmanlık alanlarında tavsiyelerle yerel yönetimlere destek sunuyor
EN In addition, nearly 230 regional, national and European non-profit organisations assist municipalities in their respective specialist field
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
ulusal | national |
avrupa | european |
yaklaşık | nearly |
destek | assist |
TR Müşteriler ise bölgesel taze malları içeren bir mal çeşidi bekliyor: yakındaki çiftçide üretilen meyve sebzeden ete ve çatıda üretilmiş balık ve baharat bitkilerine kadar.
EN Customers can expect a wide range of fresh, regional goods – from fruit and vegetables sourced from neighbourhood farmers, to meat, fish and herbs from the rooftop.
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
müşteriler | customers |
bölgesel | regional |
taze | fresh |
mal | goods |
meyve | fruit |
balık | fish |
TR Hub; yatırım planları geliştirilmesine, kaynak sağlamaya, iklimi ilgilendiren konuların yasalarda gözetilmesine, bölgesel ortaklıklar kurulmasına ve bilgi paylaşımına yardımcı oluyor
EN The hub helps to develop investment plans, provide money, take account of climate issues in legislation, build regional partnerships and share knowledge
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
hub | hub |
yatırım | investment |
iklimi | climate |
bölgesel | regional |
ve | and |
bilgi | knowledge |
ın | of |
TR Bu ülkelerle sıkı mutabakat içinde „bölgesel iskele platformları” oluşturulacak
EN In close coordination with these countries, “regional disembarkation platforms” are to be created
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
TR Bölgesel olarak sınırlandırılmış hizmetlere ulaşın
EN Access regionally restricted services
TR Her bir bölgesel pazar için website trafiklerini ayrı olarak kontrol edin
EN Check website traffic stats for each regional market separately
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
bölgesel | regional |
pazar | market |
website | website |
ayrı | separately |
TR Bölgesel ortaklarımız, belirli yerel pazarlarda müşterilerle yakın çalışan ve Semrush'ın büyümesine yardımcı olan güvenilir pazara açılma danışmanlarımız ve saha oyuncularımızdır
EN Our regional partners are our trusted go-to-market advisors and field players who work closely with customers on specific local markets and help Semrush to grow
Tyrkisk | Engelsk |
---|---|
belirli | specific |
yakın | closely |
ve | and |
semrush | semrush |
olan | are |
güvenilir | trusted |
saha | field |
Viser 50 av 50 oversettelser