EN On February 27th World NGO Day we would emphasize the importance we give to civil society solidarity by mentioning names of these consortium member local NGOs:
"solidarity" på Engelsk kan oversettes til følgende Tyrkisk ord/setninger:
solidarity | dayanışma |
EN On February 27th World NGO Day we would emphasize the importance we give to civil society solidarity by mentioning names of these consortium member local NGOs:
TR 27 Şubat Dünya STK Günü’nde, konsorsiyum üyesi bu yerel STK’ların isimlerini anarak sivil toplum dayanışmasına verdiğimiz önemi vurgulamak isteriz:
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
world | dünya |
we | verdiğimiz |
civil | sivil |
society | toplum |
of | ın |
local | yerel |
member | üyesi |
importance | önemi |
these | bu |
day | gün |
EN Afghanistan Hazaras Culture and Solidarity Association (Trabzon),
TR Afganistan Hazarları Kültür ve Dayanışma Derneği (Trabzon),
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
afghanistan | afganistan |
culture | kültür |
and | ve |
solidarity | dayanışma |
association | derneği |
EN Cappadocia Women Solidarity Association (Nevşehir),
TR Kapadokya Kadın Dayanışma Derneği (Nevşehir),
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
women | kadın |
solidarity | dayanışma |
association | derneği |
EN Earth is Home International Solidarity Association (Ankara),
TR Dünya Evimiz Uluslararası Dayanışma Derneği (Ankara),
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
association | derneği |
ankara | ankara |
international | uluslararası |
earth | dünya |
EN International Youth Solidarity Association (Mersin),
TR Uluslararası Gençlik Dayanışma Derneği (Mersin),
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
youth | gençlik |
solidarity | dayanışma |
association | derneği |
mersin | mersin |
international | uluslararası |
EN Moreover, she has the self-confidence of being a part of a circle of solidarity
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
has | sahip |
she | bir |
EN Moreover, she has the self-confidence of being a part of a circle of solidarity
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
has | sahip |
she | bir |
EN Responding to the coronavirus pandemic with medical assistance, scientific exchange and economic stabilisation measures: Germany is showing solidarity with partner countries worldwide during the coronavirus pandemic.
TR Korona pandemisi: Tıbbi yardım, bilimsel alışveriş, ekonomik istikrara katkı: Almanya kriz döneminde dünya genelinde partner ülkelerle dayanışma içinde.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
coronavirus | korona |
pandemic | pandemisi |
medical | tıbbi |
assistance | yardım |
scientific | bilimsel |
economic | ekonomik |
solidarity | dayanışma |
partner | partner |
germany | almanya |
worldwide | dünya |
to | içinde |
EN In close cooperation with WeltN24, MyPostcard provided 10,000 free postcards to show Deniz solidarity and send encouraging words to him in jail
TR MyPostcard, WeltN24 ile yakın işbirliği içinde Deniz'e dayanışma göstermek ve hapishaneye cesaret verici kelimeler göndermek için 10,000 ücretsiz kartpostal sağlamıştır
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
close | yakın |
cooperation | işbirliği |
mypostcard | mypostcard |
solidarity | dayanışma |
free | ücretsiz |
and | ve |
in | içinde |
to | için |
show | göstermek |
with | ile |
EN This system, which is the foundation of today's Ziraat Bank, is considered as the first steps of forming cooperatives since it was established as a system based on the solidarity and economic cooperation of farmers
TR Günümüzdeki Ziraat Bankası’nın temeli olan bu sistem, çiftçilerin dayanışma ve ekonomik birlikteliklerini esas alan bir sistem olarak kurulduğu için kooperatifçiliğin ilk adımları olarak değerlendirilir
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
foundation | temeli |
solidarity | dayanışma |
economic | ekonomik |
system | sistem |
this | bu |
and | ve |
first | ilk |
of | in |
steps | adımlar |
EN The European Commission has launched the first call for proposals to support Youth Volunteering Activities under the new European Solidarity Corps 2021-2027.
TR Avrupa Komisyonu, Avrupa Dayanışma Programı (European Solidarity Corps) 2021-2027 dönemi kapsamında Gençlik Gönüllülüğü Faaliyetlerini desteklemek için ilk teklif çağrısını başlattı.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
commission | komisyonu |
proposals | teklif |
youth | gençlik |
activities | faaliyetlerini |
solidarity | dayanışma |
launched | başlattı |
european | avrupa |
to support | desteklemek |
first | ilk |
EN The European Solidarity Corps supports young people wishing to engage in volunteering activities in a variety of areas ranging from helping people in need to supporting health and environmental action, across the EU and beyond.
TR Avrupa Dayanışma Programı, ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmekten, sağlık ve çevre alanlarındaki eylemleri desteklemeye, AB ve ötesinde çeşitli alanlarda gönüllü faaliyetlerde bulunmak isteyen gençleri destekler.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
supports | destekler |
young | genç |
helping | yardım |
health | sağlık |
need | ihtiyaç |
environmental | çevre |
beyond | ötesinde |
variety | çeşitli |
to | e |
and | ve |
eu | ab |
european | avrupa |
EN Domestic Workers Solidarity Union (EVID-SEN)
TR Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN)
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
EN - Models of organization and/or solidarity should be formed to express the needs, problems, and demands of the people working in the civil field as a subject to decision-makers and funding institutions.
TR - Sivil alanda çalışanların bir özne olarak ihtiyaçlarını, sorunlarını ve taleplerini karar alıcılara ve fon sağlayan kurumlara dile getirmek için örgütlülük ve/veya dayanışma modelleri oluşmalıdır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
models | modelleri |
solidarity | dayanışma |
demands | taleplerini |
civil | sivil |
decision | karar |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
of | in |
or | veya |
problems | sorunları |
a | bir |
to | için |
EN We wish that the decision that Turkey made on the April 16 Referendum will be for the benefit of Turkey. We strongly believe that Turkey can sustain its growth in every field with stronger unity and solidarity.
TR Türkiye’nin 16 Nisan referandumunda verdiği kararı ülkemiz için iyiliklere vesile olmasını dileriz. Türkiye’nin daha da güçlü bir birlik ve beraberlik içinde bundan sonra da her alanda büyümesini sürdüreceğine yürekten inanıyoruz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
decision | karar |
april | nisan |
and | ve |
in | da |
the | sonra |
for | için |
EN As part of the solidarity started to bring attention to the pressure faced by Özgür Gündem daily, 56 “guest editor-in-chiefs” worked with the daily between May 3 and August 7, 2016
TR Günlük gazete Özgür Gündem, OHAL döneminde çıkan 675 sayılı KHK ile “PKK propagandası yaptığı ve örgütün medya organı olduğu” suçlamasıyla kapatıldı
EN Covering 56 pages, the topics range from the Union's solidarity-based response to the Corona pandemic to digitalization, living and working in the EU, the Green Deal and European foreign and security policy
TR 56 sayfayı dolduran konular, korona pandemisine verilen dayanışmacı karşılıktan, dijitalizasyona, AB ülkelerinde çalışmak ve yaşamaktan, Green Deal’e ve Avrupa’nın dış politikası ve savunma siyasetine kadar uzanıyor
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
corona | korona |
eu | ab |
security | savunma |
working | çalışmak |
green | green |
foreign | dış |
policy | politikası |
and | ve |
to | kadar |
EN Moreover, she has the self-confidence of being a part of a circle of solidarity
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
has | sahip |
she | bir |
EN Moreover, she has the self-confidence of being a part of a circle of solidarity
TR Üstelik bir dayanışma çemberinin bir parçası olmanın da özgüvenine sahip
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
has | sahip |
she | bir |
EN The European Commission has launched the first call for proposals to support Youth Volunteering Activities under the new European Solidarity Corps 2021-2027.
TR Avrupa Komisyonu, Avrupa Dayanışma Programı (European Solidarity Corps) 2021-2027 dönemi kapsamında Gençlik Gönüllülüğü Faaliyetlerini desteklemek için ilk teklif çağrısını başlattı.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
commission | komisyonu |
proposals | teklif |
youth | gençlik |
activities | faaliyetlerini |
solidarity | dayanışma |
launched | başlattı |
european | avrupa |
to support | desteklemek |
first | ilk |
EN The European Solidarity Corps supports young people wishing to engage in volunteering activities in a variety of areas ranging from helping people in need to supporting health and environmental action, across the EU and beyond.
TR Avrupa Dayanışma Programı, ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmekten, sağlık ve çevre alanlarındaki eylemleri desteklemeye, AB ve ötesinde çeşitli alanlarda gönüllü faaliyetlerde bulunmak isteyen gençleri destekler.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
supports | destekler |
young | genç |
helping | yardım |
health | sağlık |
need | ihtiyaç |
environmental | çevre |
beyond | ötesinde |
variety | çeşitli |
to | e |
and | ve |
eu | ab |
european | avrupa |
EN Domestic Workers Solidarity Union (EVID-SEN)
TR Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN)
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
EN - Models of organization and/or solidarity should be formed to express the needs, problems, and demands of the people working in the civil field as a subject to decision-makers and funding institutions.
TR - Sivil alanda çalışanların bir özne olarak ihtiyaçlarını, sorunlarını ve taleplerini karar alıcılara ve fon sağlayan kurumlara dile getirmek için örgütlülük ve/veya dayanışma modelleri oluşmalıdır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
models | modelleri |
solidarity | dayanışma |
demands | taleplerini |
civil | sivil |
decision | karar |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
of | in |
or | veya |
problems | sorunları |
a | bir |
to | için |
EN Ticker: Solidarity with Ukraine
TR “Çevre Politikasında Yeni Bir Milat”
EN I consider it important for Germany to show solidarity and contribute to international vaccination initiatives like COVAX.
TR Almanya’nın dayanışma göstermesini ve COVAX benzeri girişimlere iştirak etmesini önemli buluyorum.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
covax | covax |
to | etmesini |
important | önemli |
and | ve |
EN That’s why I consider it important for Germany to show solidarity and contribute to international vaccination initiatives like COVAX as well as working with the World Health Organisation
TR Bu nedenle Almanya’nın dayanışma göstermesini, COVAX benzeri aşı girişimlerine iştirak etmesini ve Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte çalışmasını önemli buluyorum
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
working | iş |
health | sağlık |
covax | covax |
important | önemli |
world | dünya |
to | etmesini |
and | ve |
for | nedenle |
EN As hundreds of thousands of refugees poured into Germany, Merkel called upon the country to show solidarity with her now-famous phrase “Wir schaffen das” – which means roughly “We can do this”
TR Yüz binlerce mülteciyle ilgili olarak Merkel meşhur “Başaracağız” sözüyle ülkeyi dayanışma göstermeye çağırdı
EN How did you manage to recover so fast? The concept of solidarity plays a big role here
TR Bu kadar çabuk toparlanmayı nasıl başardınız? Dayanışma kavramı burada çok önemli bir rol oynuyor
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
role | rol |
concept | kavramı |
did | bu |
a | bir |
how | nasıl |
EN Social distancing and new forms of solidarity have played a decisive role in ensuring the virus has not done even greater damage
TR Fiziki mesafe ve yeni dayanışma biçimleri, virüsün daha büyük hasarlar açmamasında belirleyici rol oynadı
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
and | ve |
new | yeni |
solidarity | dayanışma |
a | a |
role | rol |
virus | virüs |
greater | daha büyük |
the | daha |
EN However, solidarity and acceptance first need to be learnt before they can be lived.
TR Dayanışma ve kabullenmenin hayata geçirilebilmesi için önce bunların öğrenilmesi gerekiyor.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
need | gerekiyor |
and | ve |
before | önce |
EN Responding to the coronavirus pandemic with medical assistance, scientific exchange and economic stabilisation measures: Germany is showing solidarity with partner countries worldwide during the coronavirus pandemic.
TR Korona pandemisi: Tıbbi yardım, bilimsel alışveriş, ekonomik istikrara katkı: Almanya kriz döneminde dünya genelinde partner ülkelerle dayanışma içinde.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
coronavirus | korona |
pandemic | pandemisi |
medical | tıbbi |
assistance | yardım |
scientific | bilimsel |
economic | ekonomik |
solidarity | dayanışma |
partner | partner |
germany | almanya |
worldwide | dünya |
to | içinde |
EN Everyone has contributed to this by showing great solidarity
TR Bunda gösterilen dayanışmayla herkesin katkısı oldu
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
everyone | herkesin |
EN There is a lack of solidarity with the victims
TR Nefret söyleminin kurbanlarıyla dayanışma yetersiz
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
EN “We” stands for interaction with others, for trust and solidarity
TR Bu “biz” başkalarıyla etkileşimi, güven duygusunu ve dayanışmayı simgeliyor
EN Instead importance is attached to achieving solidarity and a united stance among the member states in the Council of the EU
TR AB Konseyi’nde üye ülkelerin birlikteliği ve ortak tavır içinde olmaları çok daha önemli
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
eu | ab |
member | üye |
and | ve |
in | içinde |
EN “Europe stands for great diversity, cultural exchange and a community of solidarity.”
TR “Avrupa çeşitliliğin, kültürel alışverişin ve dayanışmacı bir topluluğun temsilcisi.“
EN Women's State of Solidarity Association Announces the Program of the Week for the Elimination of Violence against Women
TR Haklar Projesi Yıllık İzleme Toplantıları Başlıyor
EN Women's State of Solidarity Association has announced the program for the International Week for…
TR Kısa adı “Haklar Projesi” olan “ Kırılgan Gruplardan Gençlerin İnsan Haklarını Geliştirmek İçin…
EN We stand in solidarity with causes dedicated to privacy and to other fundamental human rights
TR Gizlilik ve diğer temel insan haklarını savunan her amaçla dayanışma içindeyiz
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
solidarity | dayanışma |
privacy | gizlilik |
and | ve |
other | diğer |
fundamental | temel |
human | insan |
to | her |
Viser 39 av 39 oversettelser