EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN The parties expressly waive the right to bring or participate in any kind of class, collective, or mass action, private attorney general action, or any other representative action
TR Taraflar, herhangi bir tür toplu ya da kitlesel davaya veya grup davasına, özel avukat yoluyla genel davaya ya da başka bir temsili davaya başvurma veya dahil olma hakkından açıkça feragat etmektedir
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
parties | taraflar |
right | hakkı |
kind | tür |
general | genel |
in | da |
or | veya |
any | herhangi |
the | başka |
EN Flexible exporting of the text in your transcript in either Microsoft Word, TXT, or PDFs and many other formats.
TR Transkriptinizdeki metnin Microsoft Word, TXT veya PDF'lerde ve diğer birçok formatta esnek şekilde dışa aktarılması.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
flexible | esnek |
microsoft | microsoft |
txt | txt |
word | word |
other | diğer |
or | veya |
many | çok |
and | ve |
EN And after you've made that video, easily add captions or subtitles to it by exporting properly formatted SRT & VTT files in seconds.
TR Ve bu videoyu yaptıktan sonra, saniyeler içinde düzgün biçimlendirilmiş SRT ve VTT dosyalarını dışa aktararak kolayca altyazı veya altyazı ekleyin.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
made | yaptı |
easily | kolayca |
add | ekleyin |
properly | düzgün |
seconds | saniyeler |
and | ve |
or | veya |
video | videoyu |
files | dosyaları |
in | içinde |
EN Countries exporting to Kazakhstan
TR Kazakistan’ın ihracat yaptığı ülkeler
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
countries | ülkeler |
EN Assistant for importing and exporting text files
TR Metin dosyalarını içe ve dışa aktarmak için yardım
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
text | metin |
and | ve |
for | için |
files | dosyaları |
EN However, after exporting the video in HD1080, you can change its dimensions and format using a third-party video editor.
TR Ancak, videoyu HD1080 kalitesinde dışa aktardıktan sonra farklı bir video editörünü kullanarak boyut ve formatını değiştirebilirsiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
editor | editör |
you can change | değiştirebilirsiniz |
video | video |
and | ve |
the video | videoyu |
using | kullanarak |
EN We recommend previewing your video before exporting in high resolution to avoid paying twice.
TR İki kez ödeme yapmamak için yüksek çözünürlükte dışa aktarmadan önce videonuzun önizlemesini yapmanızı tavsiye ederiz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
high | yüksek |
paying | ödeme |
your video | videonuzun |
your | ederiz |
before | önce |
to | için |
EN Kibar Dış Ticaret ranks among the top companies in the list of Turkey’s Top 1000 Exporting Companies announced by the Turkish Exporters Assembly (TIM) every year.
TR Kibar Dış Ticaret Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin her yıl açıklanan ilk 1000 ihracatçı firma arasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
kibar | kibar |
year | yıl |
in | ilk |
of | her |
EN The largest exporting companies operating in the industry were awarded by the Steel Exporters' Association
TR Sektörde faaliyet gösteren ve en çok ihracat yapan şirketler, Çelik İhracatçıları Birliği tarafından ödüllendirildi
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
largest | en |
companies | şirketler |
the | çok |
by | tarafından |
EN If you’re exporting from, or importing to, the Americas and looking for tariff inquiry information, please visit our tariff information page.
TR Amerika kıtasına ithalat veya ihracat yapıyor ve tarife sorgulama bilgilerini arıyorsanız, lütfen tarife bilgileri sayfamızı ziyaret edin.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
information | bilgileri |
and | ve |
or | veya |
please | lütfen |
visit | ziyaret |
EN Emphasizing that Turkey is now taking firm steps from being an importing country to being an exporting country, Defense Industry...
TR “Barış istiyorsan, savaşa sürekli hazır ol!” savı konusunda çok yazı yazılmış ve öğüt tüketilmiştir. Zamanında “Modern çağda savaşmanın ne gereği...
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
now | zaman |
being | ne |
EN Together with China and the USA, Germany is one of the three largest exporting nations
TR Çin ve ABD ile birlikte Almanya, en büyük üç ihracat ülkesi arasında yer alıyor
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
usa | abd |
germany | almanya |
and | ve |
of | in |
EN Simple reports can be shared with others in seconds by exporting to a PDF, Excel, or CSV file, or using a custom sharable link.
TR Basit raporlar PDF, Excel veya CSV dosyasına aktarılarak ya da özel bir paylaşılabilir bağlantı kullanılarak saniyeler içinde başkalarıyla paylaşılabilir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
reports | raporlar |
others | başkaları |
seconds | saniyeler |
excel | excel |
link | bağlantı |
simple | basit |
file | dosyası |
in | da |
or | veya |
csv | csv |
EN You can also share it with fellow team members by exporting it as a PNG using the “Save as image” button.
TR Ayrıca "Resim olarak kaydet" düğmesini kullanarak PNG olarak dışa aktararak ekip arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
also | ayrıca |
image | resim |
save | kaydet |
button | düğmesini |
png | png |
team | ekip |
using | kullanarak |
EN Flexible exporting of the text in your transcript in either Microsoft Word, TXT, or PDFs and many other formats.
TR Transkriptinizdeki metnin Microsoft Word, TXT veya PDF'lerde ve diğer birçok formatta esnek şekilde dışa aktarılması.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
flexible | esnek |
microsoft | microsoft |
txt | txt |
word | word |
other | diğer |
or | veya |
many | çok |
and | ve |
EN And after you've made that video, easily add captions or subtitles to it by exporting properly formatted SRT & VTT files in seconds.
TR Ve bu videoyu yaptıktan sonra, saniyeler içinde düzgün biçimlendirilmiş SRT ve VTT dosyalarını dışa aktararak kolayca altyazı veya altyazı ekleyin.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
made | yaptı |
easily | kolayca |
add | ekleyin |
properly | düzgün |
seconds | saniyeler |
and | ve |
or | veya |
video | videoyu |
files | dosyaları |
in | içinde |
EN However, after exporting the video in HD1080, you can change its dimensions and format using a third-party video editor.
TR Ancak, videoyu HD1080 kalitesinde dışa aktardıktan sonra farklı bir video editörünü kullanarak boyut ve formatını değiştirebilirsiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
editor | editör |
you can change | değiştirebilirsiniz |
video | video |
and | ve |
the video | videoyu |
using | kullanarak |
EN We recommend previewing your video before exporting in high resolution to avoid paying twice.
TR İki kez ödeme yapmamak için yüksek çözünürlükte dışa aktarmadan önce videonuzun önizlemesini yapmanızı tavsiye ederiz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
high | yüksek |
paying | ödeme |
your video | videonuzun |
your | ederiz |
before | önce |
to | için |
EN you can easily switch between formats before exporting your video.
TR önce formatlar arasında kolayca geçiş yapabilirsiniz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
easily | kolayca |
before | önce |
switch | geçiş |
you can | yapabilirsiniz |
between | arası |
EN Countries exporting to Kazakhstan
TR Kazakistan’ın ihracat yaptığı ülkeler
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
countries | ülkeler |
EN The detailed information regarding the impact of the amendment on the implementation and budget of the project/action. (i.e. and most notably on the activities and budget of the action).
TR Değişikliğin, projenin/eylemin uygulanması ve bütçesi üzerindeki etkisine ilişkin ayrıntılı bilgiler (örn. özellikle projenin/eylemin bütçesi ve faaliyetleri üzerindeki etkileri).
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
information | bilgiler |
most | de |
activities | faaliyetleri |
implementation | uygulanması |
detailed | ayrıntılı |
of | in |
and | ve |
on | üzerindeki |
project | projenin |
EN The detailed information regarding the impact of the amendment on the implementation and budget of the project/action. (i.e. and most notably on the activities and budget of the action).
TR Değişikliğin, projenin/eylemin uygulanması ve bütçesi üzerindeki etkisine ilişkin ayrıntılı bilgiler (örn. özellikle projenin/eylemin bütçesi ve faaliyetleri üzerindeki etkileri).
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
information | bilgiler |
most | de |
activities | faaliyetleri |
implementation | uygulanması |
detailed | ayrıntılı |
of | in |
and | ve |
on | üzerindeki |
project | projenin |
EN Reconciling prosperity and climate action is the goal of the German government. Robert Habeck, Federal Minister for Economic Affairs and Climate Action, discusses in an interview what this will mean for the population.
TR Refah ve iklimin korunmasının birbirine uyumlu kılınması, Alman hükümetinin hedefi. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck bunun, insanlar için ne anlama geldiğini açıklıyor.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
prosperity | refah |
climate | iklimin |
robert | robert |
economic | ekonomi |
what | ne |
of | in |
and | ve |
for | için |
EN Through significant demonstrable action on climate and deforestation risks, the company is leading on corporate environmental ambition, action and transparency worldwide.
TR Şirket, iklim ve ormansızlaşma riskleriyle ilgili aldığı önemli kanıtlanabilir eylemler sayesinde, dünya genelinde kurumsal çevre tutkusu, eylemleri ve şeffaflığı konusunda lider durumdadır.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
and | ve |
corporate | kurumsal |
transparency | şeffaflığı |
climate | iklim |
leading | lider |
worldwide | dünya |
significant | önemli |
environmental | çevre |
the | sayesinde |
on | ilgili |
EN It recognises that Elsevier has made a public commitment to gender equality and has identified a concrete action plan to further its progress.
TR Elsevier'in cinsiyet eşitliği konusunda kararlılığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu ve bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmek için somut bir eylem planı belirlediğini göstermektedir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
public | açık |
gender | cinsiyet |
concrete | somut |
action | eylem |
further | daha fazla |
and | ve |
plan | planı |
has | bu |
a | bir |
progress | ilerleme |
EN See Semrush in action. Request a demo and we'll be in touch shortly.
TR Semrush'ı çalışırken görün. Demo talep edin ve sizinle kısa sürede iletişime geçeceğiz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
semrush | semrush |
request | talep |
demo | demo |
and | ve |
shortly | kısa |
touch | iletişime |
see | görün |
EN From junior content marketer to technical SEO advisor, each team member gets the data and tools they need to transform insights into action.
TR Junior içerik pazarlamacısından teknik SEO danışmanına kadar ekibin her üyesi, sezgilerini eyleme dönüştürmek için ihtiyaçları olan veri ve araçları edinir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
technical | teknik |
seo | seo |
member | üyesi |
content | içerik |
data | veri |
tools | araçları |
need | ihtiyaç |
and | ve |
EN We plan our disaster response action plans through our own needs asssesments.
TR Acil müdahale ve acil yardım planımızı, kendi ihtiyaç analizlerimize göre oluşturuyoruz.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
needs | ihtiyaç |
through | göre |
plan | plan |
our | ve |
EN take any action that imposes or may impose (as determined by Foursquare in its sole discretion) an unreasonable or disproportionately large load on Foursquare's (or its third party providers') infrastructure;
TR Foursquare'in (veya onun üçüncü taraf sağlayıcılarının) altyapısına mantık haricinde veya orantısız ölçüde büyük bir yük getiren veya getirebilecek (Foursquare'in takdirine göre belirlenerek) bir işlem yapmak;
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
large | büyük |
load | yük |
party | taraf |
action | işlem |
infrastructure | altyapı |
by | göre |
third | üçüncü |
or | veya |
sole | bir |
EN otherwise take any action in violation of Foursquare's guidelines and policies.
TR Foursquare'in yönerge ve ilkelerini ihlal eden eylemlerde bulunmak.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
violation | ihlal |
and | ve |
EN Webinar: Introducing Jotform Action Buttons
TR Jotform?un Ücretsiz Öğrenci Anket Programı
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
jotform | jotform |
EN Broken Link Building in Action (Strategies, Outreach Emails and Stats Revealed)
TR Kırık Bağlantı Oluşturma (Stratejiler, Outreach E-postaları ve İstatistikler Açıklandı)
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
broken | kırık |
building | oluşturma |
strategies | stratejiler |
link | bağlantı |
and | ve |
EN In one action all customers are able to retrieve supplier compliance data.
TR Bu sayede sadece tek bir hareketle tüm müşteriler tedarikçi uyum verilerini alabilir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
customers | müşteriler |
supplier | tedarikçi |
compliance | uyum |
data | verilerini |
all | tüm |
EN Directly after the site visit, a report will be uploaded into a client information system, which offers a round-the-clock status of supply audits, reports and the time given to work out action plans for given non-conformities.
TR Saha ziyaretinin hemen sonrasında müşteri bilgi sistemine tedarik denetimlerinin kesintisiz durumu, incelemeler ve ilgili uyumsuzluklara yönelik eylem planlarının oluşturulması için tanınan süre hakkında bilgi veren bir rapor yüklenir.
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
client | müşteri |
system | sistemine |
supply | tedarik |
action | eylem |
information | bilgi |
time | süre |
report | rapor |
and | ve |
status | durumu |
plans | planları |
a | bir |
be | hemen |
to | hakkında |
EN There have been 27 recorded fires in South Korea so far this year, prompting swift action.
TR Hibrit modellerin batarya sorunları devam ediyor.
EN The measure of a man is what he does with power — Plato (428/427–348/347 B.C.E.) ? A call to action for COP26
TR Önce Enerji Verimliliği: sürdürülebilir bir gelecek için standart belirlemek
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
power | enerji |
a | bir |
EN The next generation of DTS’ renowned surround sound, Headphone:X v2.0 immerses you in the action by delivering incredibly accurate positional cues without sounding like you’re in a tunnel
TR DTS’nin ünlü surround sesinin yeni nesli olan Headphone:X v2.0, sesin tüneldeymişsiniz gibi çıkmasını önleyerek, son derece hassas konumsal işaretler sunar ve sizi aksiyonun içine çeker
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
x | x |
accurate | hassas |
renowned | ünlü |
in | içine |
like | ve |
a | olan |
the | gibi |
EN Spring-action tweezers hold cables or components hands-free
TR Yaylı cımbızlar dokunmaya gerek kalmadan kabloları veya parçaları tutar
Engelsk | Tyrkisk |
---|---|
or | veya |
cables | kabloları |
Viser 50 av 50 oversettelser