EN "We were already happy with Cloudflare Access before COVID-19, and it ended up being a big save when our team had to work remotely
"ended up being" in Engels kan worden vertaald in de volgende Turks woorden/zinnen:
EN "We were already happy with Cloudflare Access before COVID-19, and it ended up being a big save when our team had to work remotely
TR "COVID-19'dan önce Cloudflare Access'ten zaten memnunduk ve ekibimiz uzaktan çalışmak zorunda kaldığında büyük bir tasarruf sağladı
Engels | Turks |
---|---|
save | tasarruf |
remotely | uzaktan |
cloudflare | cloudflare |
our team | ekibimiz |
big | büyük |
and | ve |
before | önce |
work | çalışmak |
EN Thus, apart from vulnerable groups and emergency response, access to free health care for persons under international protection ended
TR Bu da topluluğun sağlık ve eğitim gibi temel hak ve hizmetlerden yararlanmalarını engelledi
Engels | Turks |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
under | da |
response | bu |
to | e |
EN Thus, apart from vulnerable groups and emergency response, access to free health care for persons under international protection ended
TR Bu da topluluğun sağlık ve eğitim gibi temel hak ve hizmetlerden yararlanmalarını engelledi
Engels | Turks |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
under | da |
response | bu |
to | e |
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
Engels | Turks |
---|---|
really | gerçekten |
easy | kolay |
my | mı |
other | diğer |
reason | nedeni |
all | tüm |
and | ve |
use | kullanım |
the | onlarla |
EN In 2015, between two elections, the ongoing peace/resolution process between the government and the Kurdistan Workers’ Party (PKK) ended.
TR 2015 yılındaki iki seçim arasında, hükümet ve PKK arasında süregelen barış/çözüm süreci son buldu.
Engels | Turks |
---|---|
process | süreci |
government | hükümet |
peace | barış |
resolution | çözüm |
and | ve |
between | arası |
EN While 9,166 of these investigations ended in decisions of non-prosecution, 7,790 of them turned into court cases
TR Bu soruşturmaların 9 bin 166’sında ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı çıkarken, 7 bin 790’ında kamu davası açıldı
Engels | Turks |
---|---|
investigations | soruşturmalar |
decisions | karar |
these | bu |
EN On July 19, 2018, the government ended the state of emergency after having extended it for seven three-month periods, with the declaration of 32 statutory decrees in total for two years.
TR 19 Temmuz 2018'de hükümet, iki yıl süren ve yedi defa uzatılan OHAL’i sonlandırdı. Bu dönem boyunca toplam 32 KHK çıkarıldı.
Engels | Turks |
---|---|
july | temmuz |
government | hükümet |
years | yıl |
seven | yedi |
EN Do the exchanges continue even after the tours have ended? Yes, quite often
TR Bu görüş alışverişi gezilerden sonra da devam ediyor mu? Sıklıkla evet
Engels | Turks |
---|---|
continue | devam |
have | bu |
often | sıklıkla |
even | da |
yes | evet |
EN Thus, apart from vulnerable groups and emergency response, access to free health care for persons under international protection ended
TR Bu da topluluğun sağlık ve eğitim gibi temel hak ve hizmetlerden yararlanmalarını engelledi
Engels | Turks |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
under | da |
response | bu |
to | e |
EN If called from the global scope, then execution of the current script file is ended. If the current script file was
TR Betik genelinde çağrıldığında, betik dosyasının çalışmasını sonlandırılır. Eğer dosya
Engels | Turks |
---|---|
if | eğer |
then | e |
file | dosya |
of | nın |
EN If the current script file was named by the auto_prepend_file or auto_append_file configuration options in php.ini, then that script file's execution is ended.
TR Eğer return deyiminin çağrıldığı dosya, ismi php.ini içindeki auto_prepend_file veya auto_append_file yapılandırma seçenekleri ile atanan bir dosya ise bu betik dosyasının da çalışmasını sonlandıracaktır.
Engels | Turks |
---|---|
configuration | yapılandırma |
options | seçenekleri |
php | php |
if | eğer |
in | da |
file | dosya |
or | veya |
EN After a minute of silence and the singing of the National Anthem, the ceremony ended.
TR Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ardından tören sona erdi.
Engels | Turks |
---|---|
and | ve |
of | ardından |
EN All Upcoming Ongoing Ended Scam
TR Herşey Yaklaşan Devam eden Bitti SKAM
Engels | Turks |
---|---|
upcoming | yaklaşan |
ongoing | devam eden |
all | her |
EN Do the exchanges continue even after the tours have ended? Yes, quite often
TR Bu görüş alışverişi gezilerden sonra da devam ediyor mu? Sıklıkla evet
Engels | Turks |
---|---|
continue | devam |
have | bu |
often | sıklıkla |
even | da |
yes | evet |
EN Not that things ended there: The EU Commission has included 700 million Euros for free travel in Europe in its budget thru’ 2027 – allowing 300,000 young persons per year to discover Europe.
TR Ama girişim burada kalmadı: AB Komisyonu 2027’ye kadar serbest bir Avrupa seyahati için 700 milyon avro tahsis etti; her yıl 300.000 genç bu sayede Avrupa’yı keşfe çıkacak.
Engels | Turks |
---|---|
commission | komisyonu |
free | serbest |
million | milyon |
euros | avro |
year | yıl |
young | genç |
eu | ab |
europe | avrupa |
the | burada |
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
Engels | Turks |
---|---|
really | gerçekten |
easy | kolay |
my | mı |
other | diğer |
reason | nedeni |
all | tüm |
and | ve |
use | kullanım |
the | onlarla |
EN Coming to us from 50 years in the future, legendary sci-fi writer Kim Stanley Robinson tells the "history" of how humanity ended the climate crisis and restored the damage done to Earth's biosphere
TR 50 yıllık gelecekten gelen efsanevi bilimkurgu yazarı Kim Stanley Robinson, insanlığın iklim krizini nasıl sona erdirdiğini ve Dünya'nın biyosferine verilen zararı nasıl onardığının "tarihini" anlatıyor
Engels | Turks |
---|---|
years | yıllık |
legendary | efsanevi |
stanley | stanley |
tells | anlatıyor |
damage | zarar |
climate | iklim |
and | ve |
how | nasıl |
EN He came over pretty much right away, we had a good time just talking about random stuff and I ended up making lunch for us both
TR Hemen yanımıza geldi, rastgele şeyler hakkında konuşurken iyi vakit geçirdik ve sonunda ikimiz için de öğle yemeği hazırladım
Engels | Turks |
---|---|
came | geldi |
random | rastgele |
time | vakit |
right | hakkı |
and | ve |
good | iyi |
about | hakkında |
both | de |
just | hemen |
for | için |
EN Have you ever changed permalink structures, domain prefixes, connection protocols (http-https) or just flat out changed domains and ended up losing all your social share counts?
TR Hiç kalıcı bağlantı yapılarını, alan adı öneklerini, bağlantı protokollerini (http-https) değiştirdiniz mi, yoksa sadece değiştirilen alanları düzelttiniz ve tüm sosyal paylaşım sayınızı mı kaybettiniz?
Engels | Turks |
---|---|
structures | yapılar |
connection | bağlantı |
or | yoksa |
social | sosyal |
domain | alan |
just | sadece |
all | tüm |
out | de |
and | ve |
EN Zoom also makes it easy to add demographic fields and customized open ended or multiple-choice questions to the registration page.
TR Zoom'da kayıt sayfasına demografik alanlar ve özelleştirilmiş açık uçlu veya çoktan seçmeli sorular ekleme kolaydır.
Engels | Turks |
---|---|
easy | kolaydır |
open | açık |
questions | sorular |
registration | kayıt |
customized | özelleştirilmiş |
page | sayfası |
and | ve |
or | veya |
to add | ekleme |
EN Have you ever changed permalink structures, domain prefixes, connection protocols (http-https) or just flat out changed domains and ended up losing all your social share counts?
TR Hiç kalıcı bağlantı yapılarını, alan adı öneklerini, bağlantı protokollerini (http-https) değiştirdiniz mi, yoksa sadece değiştirilen alanları düzelttiniz ve tüm sosyal paylaşım sayınızı mı kaybettiniz?
Engels | Turks |
---|---|
structures | yapılar |
connection | bağlantı |
or | yoksa |
social | sosyal |
domain | alan |
just | sadece |
all | tüm |
out | de |
and | ve |
EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.
TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.
Engels | Turks |
---|---|
power | gücü |
video | video |
link | bağlantı |
by | yazarak |
search | arama |
on | ilgili |
file | dosyası |
or | veya |
a | bir |
in | anında |
moment | an |
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
Engels | Turks |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN Therefore, being a brand on Facebook means being visible on a top-ranking platform with billions of active users
TR Bu nedenle Facebook?ta bir markanın var olması demek; reyting sıralamasında zirvede yer alan, milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı bir platformda görünür olmak demek
Engels | Turks |
---|---|
brand | markanın |
means | demek |
visible | görünür |
platform | platformda |
active | aktif |
users | kullanıcı |
being | bu |
therefore | bu nedenle |
a | bir |
of | yer |
EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission
TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir
Engels | Turks |
---|---|
aware | farkında |
stgm | stgm |
civil | sivil |
society | toplum |
support | desteğiyle |
future | gelecek |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
these | bu |
value | bir |
EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission
TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir
Engels | Turks |
---|---|
aware | farkında |
stgm | stgm |
civil | sivil |
society | toplum |
support | desteğiyle |
future | gelecek |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
these | bu |
value | bir |
EN Altınay acts not only the mission of being a company using technology but also the mission of being a company that produces and directs the technological requirements of the future
TR Altınay; teknolojiyi kullanan değil, üreten ve geleceğin teknolojik gereksinimlerine yön veren bir şirket olma misyonuyla hareket etmektedir
Engels | Turks |
---|---|
requirements | gereksinimlerine |
future | geleceğin |
company | şirket |
technological | teknolojik |
technology | teknolojiyi |
and | ve |
of | in |
a | bir |
the | değil |
EN Emphasizing that Turkey is now taking firm steps from being an importing country to being an exporting country, Defense Industry...
TR “Barış istiyorsan, savaşa sürekli hazır ol!” savı konusunda çok yazı yazılmış ve öğüt tüketilmiştir. Zamanında “Modern çağda savaşmanın ne gereği...
Engels | Turks |
---|---|
now | zaman |
being | ne |
EN A new feature is the AI map that shows where AI solutions are being used, institutes where research is being carried out and which universities are training new AI talent
TR Yeni olan şey; nerelerde YZ çözümlerinin kullanıldığını, hangi enstitülerde araştırma yapıldığını ve hangi yüksekokulların yeni nesil YZ uzmanları eğittiğini gösteren YZ haritası
Engels | Turks |
---|---|
new | yeni |
research | araştırma |
map | haritası |
where | nerelerde |
and | ve |
that | şey |
a | olan |
EN Last but not least, the keyword rank tracker also displays how competitive the target keywords are on a scale of 0 to 100 (0 being the least competitive, and 100 being the most competitive)
TR Son olarak, anahtar kelime sıralama izleyicisi, hedef anahtar kelimelerin 0 ila 100 arasında ne kadar rekabetçi olduğunu da gösterir (0 en az rekabetçi ve 100 en çok rekabetçi)
Engels | Turks |
---|---|
rank | sıralama |
displays | gösterir |
competitive | rekabetçi |
target | hedef |
most | en |
last | son |
least | az |
being | ne |
and | ve |
to | kadar |
the | arasında |
EN In a world where up-to-date info can mean the difference between being at the top of the search results and being on the second page, we’ll never compromise when it comes to our data.
TR Güncel bilginin, en üst sıralarda yer almakla en alt sıralarda yer almak arasındaki fark anlamına gelebildiği bir dünyada arama sonuçlarında ve ikinci sayfada yer aldığımızda asla ödün vermeyeceğiz. verilerimize geliyor.
Engels | Turks |
---|---|
world | dünyada |
up-to-date | güncel |
never | asla |
page | sayfada |
search | arama |
at | nda |
and | ve |
second | ikinci |
to | anlamına |
difference | fark |
between | arasındaki |
top | en |
a | bir |
EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.
TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.
Engels | Turks |
---|---|
power | gücü |
video | video |
link | bağlantı |
by | yazarak |
search | arama |
on | ilgili |
file | dosyası |
or | veya |
a | bir |
in | anında |
moment | an |
EN We have experienced honest relations with ourselves and others, and we have experienced a sense of being alive, of being in the world.
TR Kendimizle ve başkalarıyla dürüst ilişkiler yaşadık ve Hayatta olmak, dünyada olmanın.
Engels | Turks |
---|---|
honest | dürüst |
others | başkaları |
of | ın |
the | olmak |
and | ve |
in the world | dünyada |
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
Engels | Turks |
---|---|
growth | büyüme |
direct | doğrudan |
organic | organik |
traffic | trafiği |
using | kullanmak |
we are | olduğumuz |
in | yılında |
and | ve |
that | tam |
a | bir |
up | kadar |
every | her |
EN “My favorite feature is the PPC analysis tool. It tells me what kinds of PPC ads are being run by a specific domain. It is good to optimize my own PPC strategy!”
TR ''Favori aracım PPC analiz aracı. Belirli bir alan adı için hangi PPC'lerin çalışır durumda olduğunu söylüyor. Kendi PPC stratejimi optimize etmek için iyi bir araç!''
Engels | Turks |
---|---|
favorite | favori |
ppc | ppc |
analysis | analiz |
optimize | optimize |
good | iyi |
is | olduğunu |
to | etmek |
domain | alan |
EN Outside of Ahrefs being a great source of search data, they’re one of my top tools due to them listening to users and constantly improving their tools.
TR Ahrefs’in harika bir arama verisi kaynağı olmasının yanı sıra, kullanıcıları dinleyip araçlarını sürekli geliştirdikleri için, mevcut olan en iyi araçlardan biri.
Engels | Turks |
---|---|
search | arama |
data | verisi |
constantly | sürekli |
source | kaynağı |
great | harika |
tools | araçlarını |
users | kullanıcıları |
top | en |
EN ReusableThe key benefit for the wider research community of having research data being shared is the ability to reuse this data
TR Yeniden kullanılabilirGenel olarak araştırma camiası için verilerin paylaşılmasının en önemli faydası, bu verileri yeniden kullanabilme imkanı sağlamasıdır
Engels | Turks |
---|---|
research | araştırma |
key | önemli |
this | bu |
data | verileri |
of | in |
EN promotes the integrity of the research being published.
TR yayınlanan araştırmaların doğruluğunu destekler.
Engels | Turks |
---|---|
of | ın |
published | yayınlanan |
research | araştırmalar |
EN Being open and alert for your own unconscious bias (you might of course also recognize it in colleagues)
TR Kendi bilinçsiz önyargılarınıza karşı açık ve uyanık olmak (kuşkusuz ki bunları çalışma arkadaşlarınızda da fark edebilirsiniz)
Engels | Turks |
---|---|
open | açık |
unconscious | bilinçsiz |
in | da |
of | karşı |
it | bunları |
and | ve |
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
Engels | Turks |
---|---|
new | yeni |
services | hizmetleri |
research | araştırma |
data | verileri |
formal | resmi |
chorus | chorus |
no | yoktur |
number | dizi |
a | bir |
at | de |
EN Authors funded by the US Department of Energy and the Smithsonian Institute are the only ones whose manuscripts are currently being opened via Elsevier. Manuscripts for other partners will become available during 2017.
TR Halihazırda makaleleri Elsevier vasıtasıyla açılan yazarlar yalnızca ABD Enerji Bakanlığı ve Smithsonian Enstitüsü tarafından finanse edilen yazarlardır. Diğer ortakların teslim ettikleri makaleleri 2017'de kullanıma sunulacaktır.
Engels | Turks |
---|---|
authors | yazarlar |
us | abd |
energy | enerji |
other | diğer |
elsevier | elsevier |
institute | enstitüsü |
and | ve |
by | tarafından |
EN Optimise the chances of your job being seen and reach the best candidates in the field with this personalised and cost-effective recruiting solution.
TR Bu kişiselleştirilmiş ve uygun maliyetli işe alım çözümü sayesinde işinizin görülme şansını artırın ve herhangi bir alandaki en iyi adaylara ulaşın.
Engels | Turks |
---|---|
job | iş |
reach | ulaşın |
personalised | kişiselleştirilmiş |
cost | maliyetli |
solution | çözümü |
this | bu |
and | ve |
best | en |
EN Get creative to increase the chance of your opening being seen with one of the banner positions on our 500+ journal websites.
TR 500'ün üzerindeki dergi sitemizdeki banner pozisyonlarından birini yaratıcı bir şekilde kullanarak açık pozisyon ilanınızın görülme şansını artırın.
Engels | Turks |
---|---|
increase | artırın |
journal | dergi |
creative | yaratıcı |
the | şekilde |
to | kullanarak |
EN Keywords Explorer helps you determine how hard it would be to rank in the top 10 search results for a given keyword. It does this by calculating a Keyword Difficulty score from 1 to 100, with 100 being the hardest.
TR Anahtar Kelimeler Gezgini, belirli bir anahtar kelime için en iyi 10 arama sonucunda sıralanmanın ne kadar zor olacağını belirlemenize yardımcı olur. Bunu, 1’den 100’e kadar olan bir skalada Anahtar Kelime Zorluk puanı hesaplayarak yapar.
Engels | Turks |
---|---|
helps | yardımcı olur |
hard | zor |
difficulty | zorluk |
search | arama |
a | yardımcı |
does | ne |
top | en |
the | kelimeler |
it | bunu |
EN MACRO users can rest assured that the rights, safety and well-being of trial subjects are protected and that the results of the clinical trials are credible and accurate.
TR MACRO kullanıcıları deneye katılan deneklerin hakları, güvenlikleri ve sağlıklarının korunacağından ve klinik deneylerin sonuçlarının güvenilir ve doğru olacağından emin olabilir.
Engels | Turks |
---|---|
assured | emin |
clinical | klinik |
credible | güvenilir |
rights | hakları |
and | ve |
users | kullanıcıları |
can | olabilir |
EN We have provided 3-month conditional cash support to ensure that 1206 children employed or at risk of being employed in seasonal agriculture in Viranşehir district of Şanlıurfa stop working and attend school
TR Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde mevsimlik tarımda çalıştırılan ya da çalıştırılma riski olan 1206 çocuğun işçilikten alınıp okula devamını sağlamak için 3 aylık şartlı nakit desteği sunduk
Engels | Turks |
---|---|
cash | nakit |
support | desteği |
risk | riski |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
month | aylık |
in | da |
of | in |
to | sağlamak |
stop | için |
ensure | sağlamak için |
or | olan |
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an...
TR Şanlıurfa’da sürdürdüğümüz ‘Kız Çocuklarını Güçlendirme...
Engels | Turks |
---|---|
of | ın |
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Engels | Turks |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN "City Dads Group is a diverse community of fathers dedicated to being active in our children's lives
TR "City Dads Grubu, çocuklarının hayatlarında daha etkin rol almak isteyen babaların oluşturduğu geniş bir topluluktur
Engels | Turks |
---|---|
group | grubu |
active | etkin |
a | bir |
city | city |
EN The materials which are taken from the merchant as yarn are sold as raw cloth after being touched.
TR Tüccardan iplik olarak alınan malzemeler dokunduktan sonra ham bez olarak tüccara satılmaktadır.
Engels | Turks |
---|---|
materials | malzemeler |
raw | ham |
the | sonra |
Toont 50 van 50 vertalingen