TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
EN The only way to manage potentially dangerous or inappropriate content is to allow users to self-regulate and adopt innovative solutions to ensure their own protection.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
tehlikeli | dangerous |
veya | or |
uygunsuz | inappropriate |
yolu | way |
yenilikçi | innovative |
çözümleri | solutions |
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
EN The only way to manage potentially dangerous or inappropriate content is to allow users to self-regulate and adopt innovative solutions to ensure their own protection.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
tehlikeli | dangerous |
veya | or |
uygunsuz | inappropriate |
yolu | way |
yenilikçi | innovative |
çözümleri | solutions |
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
EN Help newcomers feel safe, welcome and valued as a human being, no matter how badly they might feel trapped inside their internet and technology addiction
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
internet | internet |
teknoloji | technology |
insan | human |
olun | being |
TR Hizmeti optimize etmek, benzersiz bir yemek deneyimi sunmak ve müşterilerin kendilerini saygın ve güvende hissetmesini sağlamak için teknolojiden yararlanın
EN Let's leverage technology to optimize service, provide an outstanding dining experience, and keep customers feeling highly regarded, individually fulfilled and personally safe
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
hizmeti | service |
yemek | dining |
deneyimi | experience |
müşterilerin | customers |
TR Üyelerimiz toplantılarda, sosyal yardımlarda ve hizmetlerde kendilerini güvende hissetme hakkına sahiptir
EN Our members have the right to feel safe in meetings, outreach, and service
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ve | and |
sahiptir | have |
TR Yeni gelenlerin, internet ve teknoloji bağımlılıklarının içinde ne kadar sıkışıp kalmış hissederlerse hissetsinler, kendilerini güvende, hoş karşılanmış ve bir insan olarak değerli hissetmelerine yardımcı olun
EN Help newcomers feel safe, welcome and valued as a human being, no matter how badly they might feel trapped inside their internet and technology addiction
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
internet | internet |
teknoloji | technology |
insan | human |
olun | being |
TR Kapsamlı bir resim, muhtemelen daha fazla zaman gerektirebilecek bağımsız bir 3. taraf denetimi gerektirir. Herkese dikkatli olmalarını ve kendilerini güvende tutmalarını hatırlatmak isteriz!
EN A full picture likely requires independent 3rd-party audit which may require more time. We would like to remind everyone to exercise caution and stay safe!
TR Tüm verileriniz Sonix ile güvende ve güvende. Tüm kullanıcılar ve dosyaları için kurumsal düzeyde güvenlik.
EN All your data is safe and secure with Sonix. Enterprise-grade security for all users and their files.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
tüm | all |
verileriniz | your data |
sonix | sonix |
kullanıcılar | users |
kurumsal | enterprise |
düzeyde | grade |
TR Müşterilerimizin verilerini güvende tutmayı taahhüt ediyoruz. Piyasadaki en katı güvenlik önlemleri ile anlaşmalıyız, böylece verilerinizin güvende tutulduğundan emin olabilirsiniz. Daha fazla bilgi edinin
EN We are committed to keeping our customers’ data secure by aligning with the strictest security measures available on the market, so you can stay assured that your data is kept safe.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
piyasadaki | on the market |
önlemleri | measures |
böylece | so |
verilerinizin | your data |
TR Müşterilerimizin verilerini güvende tutmayı taahhüt ediyoruz. Piyasadaki en katı güvenlik önlemleri ile anlaşmalıyız, böylece verilerinizin güvende tutulduğundan emin olabilirsiniz. Daha fazla bilgi edinin
EN We are committed to keeping our customers’ data secure by aligning with the strictest security measures available on the market, so you can stay assured that your data is kept safe.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
piyasadaki | on the market |
önlemleri | measures |
böylece | so |
verilerinizin | your data |
TR Hepimizi etkisi altına alan bir virüsü hiçbir ülke tek başına yenemez. Almanya dahil hiçbir ülke, dostları ve komşuları güvende olmadığı sürece kendisi de güvende olamaz.
EN A virus that affects us all cannot be defeated by one country alone. No country, not even Germany, can be safe from the virus if its friends and neighbours are not protected too.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
hiçbir | no |
ülke | country |
almanya | germany |
dahil | even |
TR Müşterilerimizin verilerini güvende tutmayı taahhüt ediyoruz. Piyasadaki en katı güvenlik önlemleri ile anlaşmalıyız, böylece verilerinizin güvende tutulduğundan emin olabilirsiniz. Daha fazla bilgi edinin
EN We are committed to keeping our customers’ data secure by aligning with the strictest security measures available on the market, so you can stay assured that your data is kept safe.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
piyasadaki | on the market |
önlemleri | measures |
böylece | so |
verilerinizin | your data |
TR Tüm verileriniz Sonix ile güvende ve güvende. Tüm kullanıcılar ve dosyaları için kurumsal düzeyde güvenlik.
EN All your data is safe and secure with Sonix. Enterprise-grade security for all users and their files.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
tüm | all |
verileriniz | your data |
sonix | sonix |
kullanıcılar | users |
kurumsal | enterprise |
düzeyde | grade |
TR Aynı zamanda nihai makalenin okuyucuları da kendilerini çalışmanın tekrarlanabilir olduğu konusunda daha emin hisseder, çünkü başlangıçtaki çalışma tahminleri ve analiz planları bağımsız olarak incelenmiştir.
EN At the same time, readers of the final paper can feel more confident that the work is reproducible because the initial study predictions and analysis plans were independently reviewed.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
zamanda | time |
olduğu | is |
çalışma | work |
analiz | analysis |
bağımsız | independently |
TR Erhan, engellilere önyargısız olarak kendilerini gösterme fırsatı verilmesi gerektiğini düşünüyor
EN Erhan thinks that people with disabilities should be given an opportunity without prejudice to show themselves
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
erhan | erhan |
fırsatı | opportunity |
gerektiğini | should |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Bireysel görüşmeler yapıyor ve sorunlarına çözüm bulmak için kendilerini vaka ofisimize davet ediyoruz
EN We conduct individual interviews and invite them to our case office find solutions to their problems
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
bireysel | individual |
çözüm | solutions |
bulmak | find |
vaka | case |
davet | invite |
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
EN They paternalistically claim they are trying to protect us from ourselves or others, but in reality they are trying to protect themselves from our own exercise of liberty
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
bizleri | us |
TR Golden Frog insanların kendilerini online olarak korumalarına ve savunmalarına olanak veren hizmetleri geliştirmek için kurulmuştur.
EN Golden Frog was created to develop services that give people the ability to defend and protect themselves online.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
golden | golden |
frog | frog |
online | online |
hizmetleri | services |
geliştirmek | develop |
insanları | people |
TR Gelenek 2: Grup amacımız için tek bir nihai otorite vardır - kendilerini grup vicdanımızda ifade edebilecekleri sevgi dolu bir Yüksek Güç. Liderlerimiz sadece güvenilir hizmetkarlardır; yönetmiyorlar.
EN Tradition 2: For our group purpose there is but one ultimate authority—a loving Higher Power as they may express themselves in our group conscience. Our leaders are but trusted servants; they do not govern.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
gelenek | tradition |
grup | group |
yüksek | higher |
güç | power |
güvenilir | trusted |
TR İlk olarak, sponsor olmaya, ortak sponsor olmaya veya sosyal yardım çağrıları almaya müsait olan herkesten kendilerini tanıtmalarını istiyoruz
EN First though, we ask anybody who’s available to sponsor, co-sponsor, or receive outreach calls to make themselves known
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ortak | co |
TR Çevrimdışı hobiler, tutkular ve aktivitelerBirçok üye, iyileşme sürecinde ilerleme kaydetmeye başladıktan sonra, kendilerini rahatsız edici miktarda boş zamanla karşı karşıya bulur
EN Offline hobbies, passions and activitiesMany members, after starting to make progress with their recovery, find themselves faced with an uncomfortable amount of free time
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ve | and |
üye | members |
ilerleme | progress |
rahatsız | uncomfortable |
miktarda | amount |
TR Paylaşılan iletiler, videolar, fotoğraflar veya belgelerle beraber insanlara kendilerini özgür bir şekilde ifade etme şansı verilmiştir
EN With shared messages, videos, photos, or documents, people have the chance to express themselves freely
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
paylaşılan | shared |
videolar | videos |
fotoğraflar | photos |
insanlara | people |
şansı | chance |
TR Markaların iletişim gürültüsünden kendilerini sıyırıp farklı olmanın peşine düşmeleri gerekir.Özel günlerde sunacağınız özel tekliflerle satışlarınızı artırabilir ya da görünürlüğünüzü artırabilirsiniz
EN You can increase your sales or your visibility with special offers on special days
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
gerekir | can |
satışları | sales |
görünürlüğünü | visibility |
TR En iyi deneyimi oluşturmak için şirketler, kullanıcıların kendilerini benzersiz hissetmelerini sağlamak için her etkileşimi kişiselleştirmelidir
EN To craft the best experience, companies have to personalize each interaction to make users feel unique
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
şirketler | companies |
benzersiz | unique |
TR Erhan, engellilere önyargısız olarak kendilerini gösterme fırsatı verilmesi gerektiğini düşünüyor
EN Erhan thinks that people with disabilities should be given an opportunity without prejudice to show themselves
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
erhan | erhan |
fırsatı | opportunity |
gerektiğini | should |
TR Arkadaşlarınızın doğum gününde kendilerini özel hissetmelerini mi istiyorsunuz? Bunun en iyi yolu, Hareketli Doğum Günü Kartları ile bu mutlu günlerini yaratıcı bir şekilde kutlamak
EN Looking for the best way to make your friend's day special? Create the best Animated Birthday Cards to congratulate creatively
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
özel | special |
hareketli | animated |
günü | day |
TR Her ne kadar ikiz bebek beklediklerini öğrenmek Şengün çiftini çok mutlu etmiş olsa da, bu süreçte kendilerini ve bebeklerini bekleyen riskler ve belirsizlikler nedeniyle başlarda ciddi endişeler yaşadılar.
EN When they first learned that they were expecting twin babies, she and her husband felt not only happy but also anxious due to the risks and uncertainties waiting for them and their babies in the process.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ikiz | twin |
mutlu | happy |
olsa | the |
TR Hayatlarında yaptıkları ilk değişiklik kendilerini enfeksiyondan korumak için aldıkları önlemleri daha da katı hale getirmek oldu: “Arkadaşlarımızla görüşmeyi bıraktık
EN Their first reaction has been to make the measures they took to protect themselves from the infection even stricker: “We stopped seeing our friends
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ilk | first |
önlemleri | measures |
TR Binlerce Suriyeli çocuk savaş nedeniyle yıllarca ilköğretimden ayrıldı ve kendilerini sokaklarda buldu. UNICEF ve Saed Charity işbirliğiyle binlerce çocuğu okula geri döndürebildik.
EN As a continuation of the work done by WATAN in the livestock sector in northern Syria, it launched a project to support livestock breeders by providing
TR Changelly’i kullanıcılarımıza sunabilmekten çok memnunuz ve Changelly ekibiyle çalışabilmek bizim için büyük bir onurdur. Onlar kendilerini bizimle çalışmaya adamış profesyonellerdir
EN We are very excited to make Changelly available to our users and it’s such a pleasure to work with Changelly team. They are professional and dedicated to our cooperation.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
onlar | they |
kullanıcıları | users |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Böylece müşterileriniz Stripe üzerinden ödeme yaparken kendilerini daha rahat hissedecekler.
EN By using forms.app, you will have numerous handy features and a free restaurant order form template that will make the process much faster and easier.
TR Erkek egemen alanlarda kendilerini kanıtlayan kadınlar: Fränzi Kühne, Katja Dunkel ve Rebecca Richter.
EN They are asserting themselves in male-dominated sectors: Fränzi Kühne, Katja Dunkel and Rebecca Richter.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
erkek | male |
ve | and |
TR Erhan, engellilere önyargısız olarak kendilerini gösterme fırsatı verilmesi gerektiğini düşünüyor
EN Erhan thinks that people with disabilities should be given an opportunity without prejudice to show themselves
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
erhan | erhan |
fırsatı | opportunity |
gerektiğini | should |
TR Erhan, engellilere önyargısız olarak kendilerini gösterme fırsatı verilmesi gerektiğini düşünüyor
EN Erhan thinks that people with disabilities should be given an opportunity without prejudice to show themselves
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
erhan | erhan |
fırsatı | opportunity |
gerektiğini | should |
TR Arayüzlerin sabitlerinin olması mümkündür. Arayüz sabitleri, tıpkı sınıf sabitleri gibi çalışır. PHP 8.1.0 öncesinde, kendilerini miras alan sınıflar veya arayüzler tarafından geçersiz kılınamazlardı.
EN It's possible for interfaces to have constants. Interface constants work exactly like class constants. Prior to PHP 8.1.0, they cannot be overridden by a class/interface that inherits them.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
arayüz | interface |
sınıf | class |
çalışır | work |
php | php |
arayüzler | interfaces |
veya | them |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Tropik bir tatilin gerektirdiği her şeyin bulunduğu burada, özel havuzlar ve uşak hizmeti ile misafirler eğlenerek geçirecekleri bir gün için kendilerini serbest hissederler.
EN With private pools and butler service, guests can feel free to frolic the day away; everything a tropical vacation requires is already here.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
burada | here |
özel | private |
havuzlar | pools |
uşak | butler |
hizmeti | service |
misafirler | guests |
serbest | free |
TR Kendi idealinin “bir saygı toplumu” olduğunu belirten Scholz, “Ülkedeki insanların kendilerini bütün farklılıklara rağmen eşitlerin arasındaki eşit kişiler olarak algılamaları önemli” dedi
EN His guiding principle is "a society of respect" and believes it is important for people in the country "to perceive each other as equals among equals, despite all their differences"
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
bütün | all |
rağmen | despite |
arasındaki | among |
önemli | important |
TR Şehir, içinde yaşayan sakinlerine uymalı ve onlara kendilerini geliştirebilecekleri yerler sunabilmelidir.
EN The city needs to suit its inhabitants and provide them with space for self-fulfilment.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ve | and |
ဘာသာပြန်ချက်များကို 50 မှ 50 ကိုပြနေသည်