TR WATAN, bulaşıcı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasını sınırlamak amacıyla güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir ortam sağlamak için kişisel hijyeni arttırmanın gerekliliğine inanmaktadır.
TR WATAN, bulaşıcı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasını sınırlamak amacıyla güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir ortam sağlamak için kişisel hijyeni arttırmanın gerekliliğine inanmaktadır.
EN As a result of the deteriorating health situation in the camps, there is an urgent need to re-emphasise the issue of hygiene. This comes in light of the spread of the COVID-19 virus, which is still a matter of fear for all people- especially the
TR WATAN, bulaşıcı hastalıkların ve salgın hastalıkların yayılmasını sınırlamak için güvenli, sağlıklı ve istikrarlı bir ortam sağlamak için kişisel hijyenin artırılmasının gerekliliğine inanmaktadır. Bu, özellikle
EN WATAN begun a project to restore 200 houses in the countryside of Afrin. This project aims at enhancing housing conditions and seeks to lessen citizens’ sufferings. This project
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
watan | watan |
TR Son yirmi otuz yılda, üç fenomen bu tür hastalıkların yayılmasını hızlandırdı: Küreselleşmenin, iklim değişikliğinin ve göçün küresel sağlık üzerinde etkisi söz konusu
EN For a number of decades now, three phenomena have been accelerating the spread of such diseases: globalisation, climate change and migration all have an impact on global health
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
iklim | climate |
ve | and |
küresel | global |
sağlık | health |
etkisi | impact |
TR Son yirmi otuz yılda, üç fenomen bu tür hastalıkların yayılmasını hızlandırdı: Küreselleşmenin, iklim değişikliğinin ve göçün küresel sağlık üzerinde etkisi söz konusu
EN For a number of decades now, three phenomena have been accelerating the spread of such diseases: globalisation, climate change and migration all have an impact on global health
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
iklim | climate |
ve | and |
küresel | global |
sağlık | health |
etkisi | impact |
TR Elsevier bilgilerin denetlenmesi, doğrulanması, arşivlenmesi ve yayılmasını destekleyen inisiyatiflerde lider bir konumdadır
EN Elsevier is a leader in initiatives that drive the way information is reviewed, validated, archived and disseminated
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
elsevier | elsevier |
bilgilerin | information |
lider | leader |
TR Frorida Librarian Emeritus Üniversitesi LWB koordinatörü Lenny Rhine, eğitimin ve sinerjilerin azami oranda yayılmasını sağlamak için WHO ve ITOCA ile yakın bir şekilde çalışmaktadır
EN LWB coordinator, Lenny Rhine, University of Florida Librarian Emeritus works closely with the WHO and ITOCA to ensure maximum training reach and synergies
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
yakın | closely |
TR Covid-19’un topluluk içinde yayılmasını sınırlandırmaya yardımcı olmak üzere, dönüş yapan Singapurlulara ve Singapur’a giren seyahatçilere zorunlu Evde Kal Bildirimlerini sunarak, Singapur Hükümeti’ni destekliyoruz.
EN We are supporting the Singapore Government to help limit the community spread of the Covid-19, in rendering our assistance to returning Singaporeans and travellers entering Singapore on mandatory Stay Home Notices.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
topluluk | community |
ve | and |
singapur | singapore |
zorunlu | mandatory |
hükümeti | government |
ın | of |
TR 17.7.1. Çevreye duyarlı teknolojilerin geliştirilmesi, transferi, yayılması ve yayılmasını teşvik eden gelişmekte olan ülkeler için onaylanmış toplam fon tutarı
EN 17.7.1. Total amount of approved funding for developing countries to promote the development, transfer, dissemination and diffusion of environmentally sound technologies
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
transferi | transfer |
ülkeler | countries |
onaylanmış | approved |
toplam | total |
TR Elsevier bilgilerin denetlenmesi, doğrulanması, arşivlenmesi ve yayılmasını destekleyen inisiyatiflerde lider bir konumdadır
EN Elsevier is a leader in initiatives that drive the way information is reviewed, validated, archived and disseminated
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
elsevier | elsevier |
bilgilerin | information |
lider | leader |
TR Tüm önlemler aynı hedefe yönelik: Kovid-19’un aşılarla daha fazla yayılmasını engelleyerek toplumsal hayat kamusal ortamda devam etme noktasına gelene kadar zaman kazanmak
EN All the measures aim to gain time until vaccines stop the spread of COVID-19 and enable public life to begin again
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
tüm | all |
hayat | life |
kamusal | public |
zaman | time |
kazanmak | gain |
TR Bu tür izlemeyi sınırlamak için lütfen cihaz ayarlarınızı ziyaret edin.
EN Please visit your device settings to limit such tracking.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
cihaz | device |
ziyaret | visit |
ayarlarını | settings |
TR Uygulamanızı mağazalarda yayınlamak ancak hedef kitlenizi sınırlamak istiyorsanız bu mükemmel bir çözümdür
EN This is a perfect solution if you want to publish your app in stores but limit your audience
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
kitlenizi | your audience |
istiyorsanız | if you want |
bu | this |
mükemmel | perfect |
TR 450 elemana sahip UNFCCC Bonn’daki en büyük BM kuruluşu. İklim Sekreterliği’nin görevi, atmosferdeki sera gazı yoğunluğunu Kyoto Protokolü’nde ve Paris Çevre Konferansı’nda belirlenen değerlerle sınırlamak.
EN With around 450 employees, the UNFCCC is the largest UN organization in Bonn. The Climate Secretariat has the task of limiting the greenhouse gas concentration in the atmosphere to the values set in the Kyoto Protocol and at the Paris Environment Summit.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
sera | greenhouse |
protokolü | protocol |
nde | at the |
paris | paris |
TR İşte bu nedenle, tüm dünya pandemiyi ve sonuçlarını sınırlamak için mücadele ederken, bir yandan da ortak bakış geleceğe yöneliyor
EN While the world continues in its efforts to contain the pandemic and its impacts, the multilateral perspective is also looking towards the future
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
dünya | world |
geleceğe | future |
TR Birlikte 2050 yılına kadar karbondioksiti sıfırlamak ve yerkürenin ısınmasını iki derecenin belirgin ölçüde altında sınırlamak istiyorlar
EN Together they aim to become carbon-neutral by 2050 and limit global warming to significantly less than two degrees Celsius
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ve | and |
TR Servis ve destek alma: Acil bir durum meydana geldiğinde, maliyetli kesinti sürelerini önlemek veya sınırlamak için hızlı müdahaleye ihtiyacınız olacaktır
EN Gaining service and support: When an emergency occurs, you?ll need rapid response to prevent or limit costly downtime
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
maliyetli | costly |
önlemek | prevent |
veya | or |
hızlı | rapid |
ihtiyacınız | need |
TR Parçasının bitmesini istediğiniz yeri tekrar tıklatın (parçanın açısını 45°derecenin katlarıyla sınırlamak için Shift tuşunu basılı tutarak tıklatın).
EN Click again where you want the segment to end (Shift-click to constrain the angle of the segment to a multiple of 45°).
TR Sunucu Ayarları, sunucu sürümünü değiştirmek, dünya türünü değiştirmek ve dünya boyutunu sınırlamak gibi oyunu özelleştiren birçok seçenekle birlikte gelir.
EN Here you’ll be able to customize the gameplay, switch the server version, change the world type, limit the world size, and more.
TR Amaç, tekil vücut hücrelerini daha iyi anlamak; buna bağlı olarak da hücre kümelerindeki ve organlardaki hastalıkların mekanizmaları hakkında sonuçlar çıkarılmasına olanak sağlamak
EN Its goal is to gain a better understanding of the body’s individual cells – allowing conclusions to be drawn about the disease mechanisms of cell groups and organs
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
vücut | body |
hücre | cell |
hakkında | about |
TR Bulaşıcı hastalıkların ve mikropların yayılması, Türkiye, Urfa?daki Suriyelilerin karşılaştığı temel zorluklardan ve WATAN?ı, bilgi desteği sağlamak için bölgeye bir farkındalık ekibi göndermeye teşvik eden etkenlerden biridir.
EN Many camps in northwestern Syria have been experiencing a deterioration in general health and well-being, and the need to address general health has become urgent, so a large project was launched based on increasing the
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
temel | based |
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ve | and |
ruh | mental |
sağlığı | health |
yüzde | percent |
bu | this |
düşük | low |
orta | middle |
ın | of |
TR 3.4. 2030’a kadar bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan erken ölümlerin, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla üçte bir oranında azaltılması ve akıl ve ruh sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesi
EN 3.4. By 2030, reduce by one third premature mortality from non-communicable diseases through prevention and treatment and promote mental health and well-being
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
önlenmesi | prevention |
ruh | mental |
TR Madde kullanımına bağlı hastalıkların tedavi müdahalelerinin kapsamı (farmakolojik, psikososyal ve rehabilitasyon ve tedavi sonrası bakım hizmetleri) 3.5.2
EN Coverage of treatment interventions (pharmacological, psychosocial and rehabilitation and aftercare services) for substance use disorders 3.5.2
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
madde | substance |
tedavi | treatment |
ve | and |
hizmetleri | services |
ın | of |
TR 3.9. 2030’a kadar zararlı kimyasallardan ve hava, su ve toprak kirliliğinden kaynaklanan hastalıkların ve ölümlerin sayısının büyük ölçüde azaltılması
EN 3.9. By 2030, substantially reduce the number of deaths and illnesses from hazardous chemicals and air, water and soil pollution and contamination
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
hava | air |
su | water |
toprak | soil |
sayısını | number |
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
ve | and |
ruh | mental |
sağlığı | health |
yüzde | percent |
bu | this |
düşük | low |
orta | middle |
ın | of |
TR Amaç, tekil vücut hücrelerini daha iyi anlamak; buna bağlı olarak da hücre kümelerindeki ve organlardaki hastalıkların mekanizmaları hakkında sonuçlar çıkarılmasına olanak sağlamak
EN Its goal is to gain a better understanding of the body’s individual cells – allowing conclusions to be drawn about the disease mechanisms of cell groups and organs
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
vücut | body |
hücre | cell |
hakkında | about |
TR Bunun yanı sıra yeni aşılar ve Türeci ve Şahin’in yıllardır asıl peşinde oldukları konu olan kanser tedavisi ve diğer ağır hastalıkların tedavisine yönelik aktif bağışıklık terapileri üzerinde de araştırmalar sürüyor.
EN However, research is also being carried out into new vaccines, as well as towards the main goal that Türeci and Sahin have been pursuing for years: to find active immunotherapies to treat cancer and other serious diseases.
တူရကီ | အင်္ဂလိပ်စာ |
---|---|
yanı | well |
yeni | new |
yıllardır | for years |
kanser | cancer |
diğer | other |
aktif | active |
araştırmalar | research |
ဘာသာပြန်ချက်များကို 27 မှ 27 ကိုပြနေသည်