EN At Elsevier, we provide the springboard to connect with recognised key opinion leaders and subject matter experts across the world
EN At Elsevier, we provide the springboard to connect with recognised key opinion leaders and subject matter experts across the world
TR Elsevier olarak, tüm dünyadaki tanınmış önemli kanaat önderleri ve konu uzmanlarıyla bağlantı kurabilmeniz için imkânlar sağlarız
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
provide | sağlar |
elsevier | elsevier |
key | önemli |
we provide | sağlarız |
and | ve |
connect | bağlantı |
EN At Elsevier, we provide the springboard to connect with recognised key opinion leaders and subject matter experts across the world
TR Elsevier olarak, tüm dünyadaki tanınmış önemli kanaat önderleri ve konu uzmanlarıyla bağlantı kurabilmeniz için imkânlar sağlarız
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
provide | sağlar |
elsevier | elsevier |
key | önemli |
we provide | sağlarız |
and | ve |
connect | bağlantı |
EN The Interstate Broadcasting Agreement requires all broadcasters in Germany to ensure the “free individual shaping of public opinion and the plurality of opinion.”
TR Alman Radyo ve Televizyon Anlaşması’nda Almanya’daki tüm kanallar “bireylerin özgürce ve bireysel fikir oluşturmaları ve fikir çeşitliliği” konusunda sorumlu tutuluyor.
EN Select Use preshared key for authentication from the Type of VPN and enter your pre-shared key into the Key field. Click OK.
TR VPN tipinden Kimlik doğrulaması için önceden paylaşılan anahtarı kullanı seçin ve Anahtar alanına önceden paylaşılan anahtarınızı girin. Tamama tıklayın.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
authentication | kimlik |
vpn | vpn |
shared | paylaşılan |
key | anahtar |
of | in |
click | tıklayın |
and | ve |
enter | girin |
pre | önceden |
EN Check Use pre-shared key for authentication check-box and enter your pre-shared key into the Key field. Click OK button.
TR Kimlik doğrulama için önceden paylaşılan anahtarı kullan kutusunu işaretleyin ve Anahtar alanına önceden paylaşılan anahtarı girin. Tamam düğmesine tıklayın.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
click | tıklayın |
button | düğmesine |
shared | paylaşılan |
authentication | kimlik doğrulama |
and | ve |
enter | girin |
pre | önceden |
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
thought | düşünce |
develop | geliştirin |
regional | bölgesel |
global | global |
level | seviyede |
key | önemli |
elsevier | elsevier |
campaign | kampanyası |
brand | marka |
a | bir |
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
thought | düşünce |
develop | geliştirin |
regional | bölgesel |
global | global |
level | seviyede |
key | önemli |
elsevier | elsevier |
campaign | kampanyası |
brand | marka |
a | bir |
EN Find out why reviewers perform this vital role, how they are recognised and how you can volunteer to review yourself.
TR Hakemlerin bu hayati önemdeki rolü neden yerine getirdiğini, nasıl kabul gördüklerini ve hakemlik yapmak için sizin de nasıl gönüllü olabileceğinizi öğrenin.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
vital | hayati |
volunteer | gönüllü |
find out | öğrenin |
this | bu |
role | rol |
and | ve |
why | neden |
how | nasıl |
EN Networking/build brand influence: Our network of editors, authors, reviewers and readers means that we have unrivalled access to recognised thought leaders.
TR Ağ oluşturma / marka etkisi yaratma: Editörler, yazarlar, hakemler ve okuyuculardan oluşan ağımız sayesinde tanınmış düşünce önderlerine emsalsiz bir şekilde erişebilirsiniz.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
build | oluşturma |
network | ağı |
editors | editörler |
authors | yazarlar |
access | erişebilirsiniz |
thought | düşünce |
brand | marka |
and | ve |
EN Control Union Certifications is also recognised as a monitoring organisation by the European Commission to support EU importers of wood and to comply with EU timber regulations.
TR Control Union sertifikasyon hizmetleri, Avrupa Komisyonu tarafından, AB odun ithalatçılarının AB Kereste Yönetmeliğine uyum konusunda desteklenmesine yönelik bir izleme organizasyonu olarak da tanınır.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
certifications | sertifikasyon |
monitoring | izleme |
commission | komisyonu |
support | hizmetleri |
control | control |
union | union |
comply | uyum |
also | da |
eu | ab |
european | avrupa |
by | tarafından |
a | bir |
EN Our activities are internationally recognised by many industries, organisations and multinational companies and we operate in various industry sectors, including food, feed, agricultural processing and textiles.
TR Faaliyetlerimiz birçok sektör, kurum ve çok uluslu şirket tarafından uluslararası alanda tanınır ve gıda, yem, tarımsal işleme ve tekstil dahil olmak üzere çeşitli endüstri sektörlerinde faaliyet gösteririz.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
multinational | uluslu |
food | gıda |
agricultural | tarımsal |
processing | işleme |
internationally | uluslararası |
in | da |
by | tarafından |
and | ve |
including | dahil |
industry | sektör |
are | olmak |
various | çeşitli |
companies | şirket |
EN Formed in Muswell Hill, North London, by brothers Ray Davies and Dave Davies in 1964 and categorised in the United States as a "British Invasion" band, the Kinks are recognised as one of the most important and influential rock groups of the era
TR Grubun ilk üç yılı, kurulum yılı olarak anılabilir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
band | grubun |
the | olarak |
EN Swissôtel aims to become a highly recognised brand respected for its service delivery, diversity in design and contemporary Swiss attributes
TR Swissôtel'in hedefi; hizmet sunumu, tasarım zenginliği ve modern İsviçre nitelikleri ile saygı gören, son derece tanınmış bir marka olmaktır
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
highly | son derece |
service | hizmet |
design | tasarım |
contemporary | modern |
swiss | swiss |
and | ve |
brand | marka |
a | bir |
its | ile |
EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
TR Başarılı bir örnek olma kapasitesi taşıyan ve/veya başarılı bir örneği sürdürülebilir kılma potansiyeli olan girişimleri desteklemektir.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
capacity | kapasitesi |
potential | potansiyeli |
sustainable | sürdürülebilir |
successful | başarılı |
and | ve |
or | veya |
example | örneği |
EN It is built upon Disney’s award-winning food safety training programme as recognised by the International Association for Food Protection Black Pearl Award for excellence in food safety.
TR Gıda güvenliğinde mükemmellik için Uluslararası Gıda Koruma Siyah İnci Ödülü tarafından tanınan Disney'in ödüllü gıda güvenliği eğitim programına dayanır.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
food | gıda |
training | eğitim |
black | siyah |
international | uluslararası |
award-winning | ödüllü |
protection | koruma |
safety | güvenliği |
in | da |
by | tarafından |
upon | e |
for | için |
EN Find out why reviewers perform this vital role, how they are recognised and how you can volunteer to review yourself.
TR Hakemlerin bu hayati önemdeki rolü neden yerine getirdiğini, nasıl kabul gördüklerini ve hakemlik yapmak için sizin de nasıl gönüllü olabileceğinizi öğrenin.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
vital | hayati |
volunteer | gönüllü |
find out | öğrenin |
this | bu |
role | rol |
and | ve |
why | neden |
how | nasıl |
EN Networking/build brand influence: Our network of editors, authors, reviewers and readers means that we have unrivalled access to recognised thought leaders.
TR Ağ oluşturma / marka etkisi yaratma: Editörler, yazarlar, hakemler ve okuyuculardan oluşan ağımız sayesinde tanınmış düşünce önderlerine emsalsiz bir şekilde erişebilirsiniz.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
build | oluşturma |
network | ağı |
editors | editörler |
authors | yazarlar |
access | erişebilirsiniz |
thought | düşünce |
brand | marka |
and | ve |
EN Control Union Certifications is also recognised as a monitoring organisation by the European Commission to support EU importers of wood and to comply with EU timber regulations.
TR Control Union sertifikasyon hizmetleri, Avrupa Komisyonu tarafından, AB odun ithalatçılarının AB Kereste Yönetmeliğine uyum konusunda desteklenmesine yönelik bir izleme organizasyonu olarak da tanınır.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
certifications | sertifikasyon |
monitoring | izleme |
commission | komisyonu |
support | hizmetleri |
control | control |
union | union |
comply | uyum |
also | da |
eu | ab |
european | avrupa |
by | tarafından |
a | bir |
EN Our activities are internationally recognised by many industries, organisations and multinational companies and we operate in various industry sectors, including food, feed, agricultural processing and textiles.
TR Faaliyetlerimiz birçok sektör, kurum ve çok uluslu şirket tarafından uluslararası alanda tanınır ve gıda, yem, tarımsal işleme ve tekstil dahil olmak üzere çeşitli endüstri sektörlerinde faaliyet gösteririz.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
multinational | uluslu |
food | gıda |
agricultural | tarımsal |
processing | işleme |
internationally | uluslararası |
in | da |
by | tarafından |
and | ve |
including | dahil |
industry | sektör |
are | olmak |
various | çeşitli |
companies | şirket |
EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
TR Başarılı bir örnek olma kapasitesi taşıyan ve/veya başarılı bir örneği sürdürülebilir kılma potansiyeli olan girişimleri desteklemektir.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
capacity | kapasitesi |
potential | potansiyeli |
sustainable | sürdürülebilir |
successful | başarılı |
and | ve |
or | veya |
example | örneği |
EN The Swiss founder and internationally recognised AI expert want to open the path from AI research to business applications on the new campus
TR Biri İsviçreli girişimci ve diğeri uluslararası YZ uzmanı olan bu ikili, yeni yerleşkede, YZ araştırmasından onun ekonomideki uygulamasına uzanan yolun taşlarını döşemek istiyor
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
expert | uzman |
want | istiyor |
research | araştırması |
internationally | uluslararası |
and | ve |
new | yeni |
the | biri |
EN In addition, the UNESCO Middle Elbe Biosphere Reserve and the UNESCO Global Geopark in the Harz Mountains are internationally recognised model regions for sustainability
TR UNESCO Biyosfer Rezervi Mittelelbe ve Harz bölgesindeki UNESCO Jeoparkı da, sürdürülebililik açısından uluslararası saygınlığa sahip model bölgeler
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
unesco | unesco |
model | model |
regions | bölgeler |
are | sahip |
and | ve |
in | da |
internationally | uluslararası |
EN This likewise applies to graduates with either a German university degree, a recognised degree from abroad, or a foreign university qualification that is comparable to a German degree.
TR Aynı şey Alman üniversite diplomasına sahip veya Alman diplomasıyla denkliği kabul edilen veya karşılaştırılabilir nitelikte bir üniversite eğitiminden mezun olanlar için de geçerli.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
applies | geçerli |
university | üniversite |
german | alman |
or | veya |
EN For many jobs it can be useful and for some it is even necessary that vocational or educational qualifications from your home country are recognised in Germany
TR Birçok iş yeri için, kendi ülkenizden aldığınız mesleki eğitim veya okul eğitimi diplomalarının Almanya’da tanınması faydalı hatta bazıları için zorunludur
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
vocational | mesleki |
educational | eğitim |
useful | faydalı |
or | veya |
many | çok |
some | bazı |
even | bir |
for | için |
EN There is one final obstacle that we help people to overcome, namely having their training qualifications officially recognised
TR Aşılması için yardımcı olduğumuz son eşik, yurt dışında alınmış diplomaların burada tanıtılması süreci
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
final | son |
help | yardımcı |
their | in |
is | burada |
EN Ilona Kickbusch is recognised worldwide for her contribution to health promotion and global health
TR Ilona Kickbusch, sağlığın geliştirilmesi ve küresel sağlık alanlarında sunduğu katkılarla ünlü bir uzman
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
and | ve |
global | küresel |
to | bir |
health | sağlığı |
EN offer state-recognised qualifications.
TR resmi olarak tanınan eğitim programları ve diplomalar sunuyor.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
offer | sunuyor |
EN As a rule, the Italian qualification is recognised in Germany
TR Bu eğitim Almanya’da genellikle kabul ediliyor
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
the | kabul |
EN Formed in Muswell Hill, North London, by brothers Ray Davies and Dave Davies in 1964 and categorised in the United States as a "British Invasion" band, the Kinks are recognised as one of the most important and influential rock groups of the era
TR Grubun ilk üç yılı, kurulum yılı olarak anılabilir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
band | grubun |
the | olarak |
EN Need States is one of today’s most recognised and established tools in helping to understand consumer motivation better
TR İhtiyaç Anları, tüketicinin motivasyonunu daha iyi anlamak konusunda yardımcı olan, günümüzün en bilinen ve kabul edilen araçlarından biridir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
most | en |
is one | biridir |
is | olan |
and | ve |
better | daha iyi |
tools | araçları |
to | konusunda |
EN Major players in the packaging industry have recognised that they won’t be able to solve the multiple challenges they face by working in silos.
TR Paketleme endüstrisindeki büyük oyuncular, karşılaştıkları birden fazla zorluğu silolar halinde çalışarak çözemeyeceklerini fark ettiler.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
major | büyük |
players | oyuncular |
packaging | paketleme |
in | halinde |
working | çalışarak |
multiple | birden fazla |
to | birden |
EN ?whose investment in sustainability is recognised, ensuring they can meet buyers’ demands and safeguard their markets.
TR ...sürdürülebilirliğe yaptığı yatırım kabul gören, alıcıların taleplerini karşılayabilmelerini ve pazarlarını koruyabilmelerini sağlayan.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
investment | yatırım |
demands | taleplerini |
and | ve |
EN Our keystore allows you to generate a key pair but also to import your already existing OpenPGP key pair
TR Anahtar depomuz, bir anahtar çifti oluşturmanıza ve aynı zamanda zaten var olan OpenPGP anahtar çiftinizi içe aktarmanıza izin verir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
allows | izin verir |
key | anahtar |
to | e |
pair | çifti |
your | ve |
EN Also, to prevent a strong adversary from cracking-down a private key, the default length of every generated key pair has been set to 4096 bits (generated with strong entropy)
TR Ayrıca, özel anahtar aşağı kırma-güçlü bir düşman önlemek için, her üretilen anahtar çifti varsayılan uzunluğu (güçlü entropi ile oluşturulan) 4096 bit için ayarlanmış
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
key | anahtar |
default | varsayılan |
length | uzunluğu |
generated | oluşturulan |
down | aşağı |
strong | güçlü |
also | ayrıca |
pair | çifti |
prevent | önlemek |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN Easily search across your transcripts to find key moments, highlight key soundbites, and quickly export snippets to social media.
TR Önemli anları bulmak, anahtar ses bitelerini vurgulamak ve parçacıkları sosyal medyaya hızlı bir şekilde aktarmak için transkriptlerinizde kolayca arama yapın.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
key | anahtar |
highlight | vurgulamak |
media | medyaya |
moments | anları |
easily | kolayca |
search | arama |
social | sosyal |
to | yapın |
and | ve |
EN Highlight key soundbites for other team members to use. Comment and make notes alongside key parts of the transcript like Google docs.
TR Diğer ekip üyelerinin kullanacağı tuş ses bitelerini vurgulayın. Google belgeleri gibi transkriptin önemli kısımlarıyla birlikte yorum yapın ve not alın.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
other | diğer |
comment | yorum |
members | üyelerinin |
team | ekip |
to | yapın |
and | ve |
the | gibi |
key | tuş |
EN Search transcripts in seconds and pinpoint key information and data. You can also search across all your transcripts to isolate key themes.
TR Transkriptleri saniyeler içinde arayın ve anahtar bilgileri ve verileri kesin. Anahtar temaları ayırmak için tüm transkriptlerinizde de arama yapabilirsiniz.
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
search | arama |
transcripts | transkriptleri |
seconds | saniyeler |
key | anahtar |
themes | temaları |
you can | yapabilirsiniz |
data | verileri |
all | tüm |
and | ve |
in | içinde |
information | bilgileri |
EN The public key of the certificate will not match the public key of the original certificate
TR Sertifikanın genel anahtarı, orijinal sertifikanın genel anahtarıyla eşleşmeyecektir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
public | genel |
of | ın |
certificate | sertifikanın |
original | orijinal |
key | anahtar |
EN A digital certificate includes fields such as key usage and extended key usage that determine the purpose of a certificate
TR Dijital sertifika, bir sertifikanın amacını belirleyen anahtar kullanımı ve genişletilmiş anahtar kullanımı gibi alanlar içerir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
includes | içerir |
key | anahtar |
purpose | amacı |
extended | genişletilmiş |
certificate | sertifika |
and | ve |
usage | kullanım |
digital | dijital |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN The public key of the certificate will not match the public key of the original certificate
TR Sertifikanın genel anahtarı, orijinal sertifikanın genel anahtarıyla eşleşmeyecektir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
public | genel |
of | ın |
certificate | sertifikanın |
original | orijinal |
key | anahtar |
EN A digital certificate includes fields such as key usage and extended key usage that determine the purpose of a certificate
TR Dijital sertifika, bir sertifikanın amacını belirleyen anahtar kullanımı ve genişletilmiş anahtar kullanımı gibi alanlar içerir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
includes | içerir |
key | anahtar |
purpose | amacı |
extended | genişletilmiş |
certificate | sertifika |
and | ve |
usage | kullanım |
digital | dijital |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
EN It’s not about handing in the key at checkout; it’s about keeping the key and handing it down from generation to generation
TR Anahtarın çıkışta bırakıldığı değil, saklanarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerdir
အင်္ဂလိပ်စာ | တူရကီ |
---|---|
at | de |
key | anahtar |
the | değil |
ဘာသာပြန်ချက်များကို 50 မှ 50 ကိုပြနေသည်