TR Hızlı, güvenli kararlar için cevaplara hızlı erişimBaşka hiçbir ilaç referansı en yüksek vasıflı hasta bakımına katkı sağlayan hızlı ama bilinçli kararlar alınması için daha hızlı bakım noktası cevapları sağlamamaktadır.
"katkı" f'Tork jista' jiġi tradott fil-Ingliż kliem/frażijiet li ġejjin:
katkı | contribute the to |
TR Hızlı, güvenli kararlar için cevaplara hızlı erişimBaşka hiçbir ilaç referansı en yüksek vasıflı hasta bakımına katkı sağlayan hızlı ama bilinçli kararlar alınması için daha hızlı bakım noktası cevapları sağlamamaktadır.
EN Top speed-to-answer for quick, confident decisionsNo other drug reference provides point-of-care answers faster, for rapid yet well-informed decisions that contribute to the highest caliber patient care.
Tork | Ingliż |
---|---|
kararlar | decisions |
ilaç | drug |
yüksek | top |
hasta | patient |
katkı | contribute |
bakım | care |
noktası | point |
cevapları | answers |
TR Seçilen Araştırma Konularının Disiplinler Arası Etki Çalışmaları: Bir alandaki araştırmaların başka bir alandaki araştırmalara nasıl katkı sağladığını değerlendirin
EN cross-disciplinary impact studies of selected research topics: evaluate how research in one area contributes to research in another area
Tork | Ingliż |
---|---|
araştırma | research |
etki | impact |
başka | another |
TR Elsevier bu hizmete 10 milyondan fazla makale ve 7.000'den fazla kitapla katkı sağlamıştır ve gönderilen her yazma eseri, daha önceden yayınlanmış olan 50 milyon akademik içerikle kontrol etmek için bu hizmetten yararlanmaktadır.
EN Elsevier contributed over 10 million articles and more than 7,000 books to this service, and is using it to check each submitted manuscript with over 50 million scholarly content items that have been previously published.
Tork | Ingliż |
---|---|
elsevier | elsevier |
hizmete | service |
gönderilen | submitted |
TR Bunun yapılması, her yerde, tüm insanların sağlıkları ve yaşamlarının iyileşmesine katkı sağlayacaktır
EN This will contribute to improvement in the health and lives of all peoples, everywhere
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
katkı | contribute |
ın | of |
TR Yazarlıkta ve katkı sağlayan rollerde şeffaflık
EN Transparency in authorship and contributor roles
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
şeffaflık | transparency |
TR İşbirliği gerektiren büyük projelere genelde yüzlerce kişi katkı sağlamakta, daha küçük araştırmalarda bile 10-15 kişilik yazar listeleriyle karşılaşılabilmektedir
EN Large collaborative projects can often involve hundreds of contributors, and even for smaller research efforts an author list of 10-15 people is not unusual
Tork | Ingliż |
---|---|
büyük | large |
projelere | projects |
genelde | often |
kişi | people |
yazar | author |
TR Her tür makalede, yazar olarak dahil edilmiş olmak makaleye ve içeriği ile yayınlanmasına önemli bir katkı yapıldığının göstergesidir.
EN For any paper, inclusion as an author is an indication of meaningful contribution to the paper and agreement about its content and publication.
Tork | Ingliż |
---|---|
yazar | author |
TR Yeni taksonomi yazarların bir makaleye gerçekten ne katkı yaptıklarının netleştirilmesine yardımcı olmak için tasarlanmıştır ve oynayabilecekleri farklı rollerle ilgili net tanımlamalara yer vermektedir
EN The new taxonomy is designed to help clarify what authors actually contribute to a paper, and provides clear definitions for the different roles that they can play
Tork | Ingliż |
---|---|
yazarların | authors |
gerçekten | actually |
katkı | contribute |
net | clear |
TR En son kanıtlara dayalı olan bu cevaplar doktorların gereksiz yapılan sevkleri, testleri ve tedavileri azaltabilmesini sağlamanın yanında, bakım sonuçlarının iyileştirilmesine ve hasta memnuniyetinin artmasına katkı sağlar.
EN These answers, based on the latest evidence, help physicians to reduce unnecessary referrals, tests and treatments, while contributing to improved care outcomes and higher patient satisfaction.
Tork | Ingliż |
---|---|
cevaplar | answers |
gereksiz | unnecessary |
ve | and |
bakım | care |
hasta | patient |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
Tork | Ingliż |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR İlçemize bağlı Esençay Köyünde Aydıoğulları Beyliğinin Kurucusu Aydın Bey?in Türbesi bulunmaktadır. Çevre düzeni ve bakımının yapılarak ziyarete açılması bölge turizmine katkı sağlayacaktır.
EN The founder of the Aydıoğulları Principality in the village of Esençay, which is connected to our district, is Aydın Bey?s tomb. Environmental layout and maintenance will be opened to visit and will contribute to regional tourism.
Tork | Ingliż |
---|---|
bağlı | connected |
kurucusu | founder |
bulunmaktadır | is |
düzeni | layout |
katkı | contribute |
ın | of |
TR Bu kuponların verimli bir araç üzerinden müşterilere ulaştırılması fiziksel ürünlerin ve online hizmetlerin satışına büyük katkı sağlayacaktır.
EN Whether you’re selling physical products or offering services online, it’s always a plus if you have an effective medium for sharing these vouchers.
Tork | Ingliż |
---|---|
verimli | effective |
fiziksel | physical |
ürünlerin | products |
online | online |
hizmetlerin | services |
TR Kendi Balayı Katkı Kaydınızı Oluşturun
EN Create Your Own Honeymoon Registry
Tork | Ingliż |
---|---|
oluşturun | create |
TR İnsani yardım alanında akademik çalışmalara da katkı sağlıyor. Doktora derecesini Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nden alan Karaosmanoğlu, çeşitli üniversitelerde dersler verdi.
EN Karaosmanoğlu has also contributed to academic studies in the area of humanitarian aid. She received her PhD from Bilkent University Political Science and Public Administration and has taught classes at various universities in Turkey.
Tork | Ingliż |
---|---|
yardım | aid |
akademik | academic |
bilimi | science |
kamu | public |
yönetimi | administration |
çeşitli | various |
TR Türkiye'deki sivil toplum çalışmalarının görünürlüğüne katkı sunmak amacıyla sayfalarımızda yer verdiğimiz haber ve duyurularda rolümüz yalnızca duyurunun yaygınlaştırılmasına destek olmaktır
EN Our sole role in the news and announcement that we publish on our news pages to contribute to the visibility of the works of the civil society in Turkey is to support the dissemination of the announcements
Tork | Ingliż |
---|---|
türkiye | turkey |
sivil | civil |
toplum | society |
katkı | contribute |
haber | news |
destek | support |
rolü | role |
verdiğimiz | we |
sayfaları | pages |
TR Akademik üretimin üniversite sınırlarından dışarı taşınmasına ve sivil alanla buluşmasına katkı sunmak, akademi ve sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkiyi güçlendirme
EN Through our Academician / Researcher Database, we work for contributing to the transfer of academic productions beyond universities and strengthen the linkage between academia and non-governmental organizations.
Tork | Ingliż |
---|---|
akademik | academic |
üniversite | universities |
ve | and |
arasındaki | between |
ın | of |
TR Bununla birlikte STÖ’lerin başka sivil aktörlerle işbirliği geliştirmesi örgütleri hedeflerine yaklaştırabilir, etkisini arttırmaya ve kapasitelerini güçlendirmeye katkı sunabilir.
EN In addition, organizations might take steps forward in order to achieve their goals and improve their capacities by developing cooperation with other civil actors.
Tork | Ingliż |
---|---|
başka | other |
sivil | civil |
işbirliği | cooperation |
hedeflerine | goals |
ve | and |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Böylece proje kapsamında aktarmakta olduğumuz birikim ve uzmanlıklarımız, yerel partnerler eliyle daha geniş bir alana yayılıyor; daha etkili bir sivil toplum zeminine de katkı sunuyor
EN Thus our experience and expertise that we transfer in the scope of the project expand to a broader area through local partners, contributing to a more effective civil society base
Tork | Ingliż |
---|---|
böylece | thus |
proje | project |
kapsamında | in the scope of |
yerel | local |
etkili | effective |
sivil | civil |
toplum | society |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Sürdürülebilir KalkınmaAmaçlarına Katkı
EN Contribution to SustainableDevelopment Goals
TR Kibar Holding ve Grup Şirketlerinde yapılan tüm gönüllülük çalışmalarını tek çatı altında buluşturan “Kibar Gönüllülleri”, toplum yararına daha fazla katkı sağlamayı amaçlıyor
EN “Kibar Volunteers,” which brings all volunteering activities within the body of Kibar Holding and the Group Companies together under one roof, aim to contribute more to the benefit of society
Tork | Ingliż |
---|---|
holding | holding |
ve | and |
çatı | roof |
altında | under |
toplum | society |
katkı | contribute |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
Tork | Ingliż |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Protokol üzerinde çalış ve Mina?nın kaynak kodlarına katkı yap
EN Work on the protocol and contribute to Mina?s codebase.
Tork | Ingliż |
---|---|
protokol | protocol |
ve | and |
mina | mina |
katkı | contribute |
TR 128/256 Bit şifreleme ile ileri seviye koruma sağlayın. Size ait olduğu doğrulanmış bir domain üzerinde web sitenizi yayınlamanız size olan güveni artıracak ve satışlarınıza pozitif katkı sunacaktır.
EN Provide advanced protection with 128/256 Bit encryption. Publishing your website on a verified domain name will increase your trust and contribute positively to your sales.
Tork | Ingliż |
---|---|
bit | bit |
şifreleme | encryption |
koruma | protection |
sağlayın | provide |
domain | domain |
web | website |
katkı | contribute |
satışları | sales |
TR Bunun yanında balıkçılık ve çıkarılan tungsten madeni sanayi ve ekonomiye büyük katkı sağlar
EN Besides, the fishing and tungsten mine are a major contributor to the industry and economy
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
sanayi | industry |
büyük | major |
TR Tanıtım stratejiniz için bir çizgi film animasyonuna niçin ihtiyacınız olduğunu merak mı ediyorsunuz? Çizgi filmlerin pazarlama araçlarına niçin güçlü bir katkı olacağını dair birkaç gerekçeyi şöyle sıralayabiliriz.
EN Wondering why you need an animated cartoon for your promotional strategy? Here are a few reasons why cartoons will be a powerful addition to your marketing toolbox.
Tork | Ingliż |
---|---|
pazarlama | marketing |
güçlü | powerful |
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
Tork | Ingliż |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliği | change |
paris | paris |
TR Korona pandemisi: Tıbbi yardım, bilimsel alışveriş, ekonomik istikrara katkı: Almanya kriz döneminde dünya genelinde partner ülkelerle dayanışma içinde.
EN Responding to the coronavirus pandemic with medical assistance, scientific exchange and economic stabilisation measures: Germany is showing solidarity with partner countries worldwide during the coronavirus pandemic.
Tork | Ingliż |
---|---|
pandemisi | pandemic |
tıbbi | medical |
yardım | assistance |
bilimsel | scientific |
ekonomik | economic |
partner | partner |
dayanışma | solidarity |
TR Sivil Düşün, sivil toplum örgütleri ve aktivistlerin hak odaklı çalışmalarına katkı sunacak yeni destekleri için başvuruları almaya başladı
EN Sivil Düşün started to receive applications for new supports which will contribute rights-oriented works of activists and civil society organizations
Tork | Ingliż |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
katkı | contribute |
yeni | new |
başladı | started |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
Tork | Ingliż |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR Program kapsamında yürütülecek etkinliklerde yeni ve eski komşuların birbirleriyle kaynaşması, böylece mültecilerle ev sahibi nufüsun sosyal uyumuna katkı sağlanması da amaçlanıyor.
EN The program also aims to contribute to the social cohesion between the two communities by means of bringing together the old neighbors with the new.
Tork | Ingliż |
---|---|
program | program |
eski | old |
sosyal | social |
katkı | contribute |
da | also |
ın | of |
TR "Önümüzdeki dönemde faaliyet gösterdiğimiz sektörlerin sanayi, ticaret ve ihracat politikalarına yine maksimum katkı..."
EN "We believe that in 2018, our growth will be further consolidated, and we are making all of our plans..."
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
TR Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Katkı - Kibar Holding
EN Contribution to Sustainable Development Goals - Kibar Holding
Tork | Ingliż |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
holding | holding |
TR Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Katkı
EN Contribution to Sustainable Development Goals
Tork | Ingliż |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
kalkınma | development |
TR Türkiye'nin önde gelen sanayi gruplarından Kibar Holding, yarattığı katma değer, sağladığı istihdam ve dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği ihracat faaliyetleriyle ülke ekonomisine katkı sunuyor.
EN Kibar Holding, one of the leading industrial groups of Turkey, contributes to Turkish economy with the added value it creates, employment it provides and export activities it carries out all around the world.
Tork | Ingliż |
---|---|
türkiye | turkey |
sanayi | industrial |
holding | holding |
katma | added |
istihdam | employment |
dünyanın | world |
ihracat | export |
sunuyor | provides |
grupları | groups |
TR Öğrencilerin büyük bir heyecanla beklediği atölyenin açılışı yapan Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, geleceğin teminatı çocukların gelişimine katkı sağlamaktan mutluluk duyduklarını belirtti.
EN Kibar Holding’s CEO Haluk Kayabaşı, who inaugurated the workshop for which the students were waiting with great excitement, stated that they are happy to contribute to the development of children who are the guarantee for our future.
Tork | Ingliż |
---|---|
büyük | great |
holding | holding |
ceo | ceo |
katkı | contribute |
TR Hakkımızda, blok, açılış sayfaları web tasarımına harika bir katkı sağlayacaktır
EN About Us, the block will make a great addition to landing pages web design
Tork | Ingliż |
---|---|
blok | block |
sayfaları | pages |
web | web |
harika | great |
tasarımı | design |
TR Son derece güvenli, tamamen yapılandırılabilir, kullanımı kolay ve hızlı katkı sağlayan bir tablet ile başarıya ulaşın ve başarınızı sürdürün
EN Get ahead and stay there with a tablet that’s highly secure, fully configurable, simple to deploy, and quick to contribute
Tork | Ingliż |
---|---|
güvenli | secure |
tamamen | fully |
kolay | simple |
hızlı | quick |
katkı | contribute |
tablet | tablet |
TR Bernie’s Book Bank kampanyasına verdiğimiz destekle eğitime yaptığımız katkı büyürken, parçası olduğumuz ve faaliyet gösterdiğimiz yerel topluluklara yardım ediyoruz.
EN Our support of Bernie’s Book Bank expands our engagement in education while helping local communities where we live and work.
Tork | Ingliż |
---|---|
s | s |
ve | and |
yerel | local |
topluluklara | communities |
verdiğimiz | we |
TR Satıcılar var olan gelire katkı sağlamak için VyprVPN'i tek başına satabilir veya var olan ürünlere değer katmak ve dalgalanmayı azaltmak için VyprVPN'i kendi asıl ürünleriyle paket haline satabilirler.
EN Resellers can resell VyprVPN as a stand alone product to supplement existing revenue or bundle VyprVPN with their core offerings to add value to existing products and reduce churn.
Tork | Ingliż |
---|---|
vyprvpn | vyprvpn |
veya | or |
değer | value |
azaltmak | reduce |
TR Kendi Balayı Katkı Kaydınızı Oluşturun
EN Create Your Own Honeymoon Registry
Tork | Ingliż |
---|---|
oluşturun | create |
TR Kendi Balayı Katkı Kaydınızı Oluşturun
EN Create Your Own Honeymoon Registry
Tork | Ingliż |
---|---|
oluşturun | create |
TR Baskı boyaları ince dağılmış, sıvı, macunumsu karışımlardır; bunlar pigmentler, bağlayıcı maddeler, katkı maddeleri, solvent, mumlu dispersiyonlar gibi maddelerdir.
EN Printing inks are finely dispersed, liquid to pasty mixtures which are made up of colorants such as pigments, binders (oil-varnish) and additives such as thinners, wax dispersions, etc.
Tork | Ingliż |
---|---|
baskı | printing |
sıvı | liquid |
bunlar | are |
TR Müvekkillere, sözleşmelere ait büyük portföylerin yönetimi ve Türkiye’de uygulanabilir hâle getirilmeleri açısından da katkı sağlanmaktadır.
EN We also support clients with the logistics of managing large portfolios of these contracts, to ensure these are consistent and enforceable in Turkey.
Tork | Ingliż |
---|---|
büyük | large |
türkiye | turkey |
TR Eğlence ve konaklama sektörleri; yoğun rekabet ve ekonomik baskıların olduğu, tüketicilerin yüksek beklenti ve bol seçenekle bu duruma katkı sağladığı hızla gelişen alanlardır
EN The leisure and hospitality industries are particularly fast moving, with heavy competition and economic pressures, compounded by customers who have more options and higher expectations than ever before
Tork | Ingliż |
---|---|
ve | and |
rekabet | competition |
ekonomik | economic |
hızla | fast |
TR tekstil ürünlerinde döngüsel ekonomiye katkı
EN contributing to the circular economy in textiles
TR Tüm değer zincirinde ekolojik performansı ve buna bağlı olarak son ürünlerin çevresel faydalarını artırmaya aktif katkı sağlıyoruz
EN We actively contribute towards improving the ecological performance throughout entire value chains, thus enhancing the environmental benefit of the end products
Tork | Ingliż |
---|---|
tüm | entire |
değer | value |
ekolojik | ecological |
performansı | performance |
son | end |
ürünlerin | products |
çevresel | environmental |
aktif | actively |
katkı | contribute |
Li turi 50 minn 50 traduzzjonijiet