EN As far as identity is concerned, journalism has a demarcation problem: because anyone can publish on the internet, journalism has to give itself a clearer profile
"live journalism franchise" dalam Bahasa Inggeris boleh diterjemahkan ke dalam perkataan/frasa Orang Turki berikut:
EN As far as identity is concerned, journalism has a demarcation problem: because anyone can publish on the internet, journalism has to give itself a clearer profile
TR Gazeteciliğin profiline dair sorun da farkını ortaya koymadaki başarısızlığa dayanıyor: İnternet herkese yayın yapma olanağı sunduğu için gazeteciliğin net bir kimlik, daha belirgin bir profil ortaya koyması gerek
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
identity | kimlik |
problem | sorun |
internet | net |
profile | profil |
to | yapma |
on | dair |
a | bir |
give | için |
EN Do you see this as the demise of serious journalism or as a new access to fashion? In the old days, a new collection was first seen in the magazine; today it’s streamed live from the runway
TR Burada ciddi gazeteciliğin çöküşünü veya yeni bir modaya erişim tarzı görüyor musunuz? Eskiden yeni bir koleksiyon ilk önce bir dergide yer alırdı, günümüzde runway aracılığıyla canlı gösteriliyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
serious | ciddi |
access | erişim |
days | gün |
do you | musunuz |
live | canlı |
today | günümüzde |
or | veya |
first | ilk |
of | in |
new | yeni bir |
EN What is decisive, however, is not the transmission channel, but the content. Journalism is more important than ever because we live in a period of great change. And classification and evaluation are essential here.
TR Lakin belirleyici olan şey, aktarma yolu değil, aksine içeriktir. Gazetecilik şimdiye kadarkinden daha da önemli; çünkü biz bir büyük değişimler evresinde yaşıyoruz; ve işte burada, tasnif ve değerlendirme elzem şeyler.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
journalism | gazetecilik |
evaluation | değerlendirme |
important | önemli |
in | da |
and | ve |
we | biz |
great | büyük |
ever | daha |
because | çünkü |
what | şey |
EN Yes. We have .net SSL API, .php SSL API, Rest SSL API, WHMCS SSL API, Hostbill SSL API WiseCP SSL APIs for those who want to get SSL franchise through domainnameapi.com which is our SSL dealership system.
TR Evet. SSL Bayilik sistemiz olan domainnameapi.com üzerinden SSL bayiliği almak isteyenler için .net SSL API, .php SSL API, Rest SSL API, WHMCS SSL API, Hostbill SSL API WiseCP SSL API lerimiz vardır.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
net | net |
ssl | ssl |
php | php |
whmcs | whmcs |
api | api |
yes | evet |
is | olan |
get | almak |
EN There is no relationship of exclusivity, partnership, joint venture, employment, agency or franchise between you and us under this Agreement
TR Bu Anlaşma kapsamında sizinle aramızda münhasırlık, ortaklık, ortak girişim, istihdam, acente veya franchise ilişkisi yoktur
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
partnership | ortaklık |
joint | ortak |
employment | istihdam |
agreement | anlaşma |
this | bu |
or | veya |
no | yoktur |
EN Moroğlu Arseven supports clients with all aspects of franchising relationships, including franchisees and franchisors, as well as other stakeholders involved with the master franchise
TR Moroğlu Arseven, franchise alan ve veren taraflar başta olmak üzere, konuyla ilgili yardıma ihtiyaç duyan tüm müvekkillere franchising ilişkilerine yönelik kapsamlı danışmanlık sunar
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
and | ve |
all | tüm |
the | olmak |
of | yönelik |
EN Yes. We have .net SSL API, .php SSL API, Rest SSL API, WHMCS SSL API, Hostbill SSL API WiseCP SSL APIs for those who want to get SSL franchise through domainnameapi.com which is our SSL dealership system.
TR Evet. SSL Bayilik sistemiz olan domainnameapi.com üzerinden SSL bayiliği almak isteyenler için .net SSL API, .php SSL API, Rest SSL API, WHMCS SSL API, Hostbill SSL API WiseCP SSL API lerimiz vardır.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
net | net |
ssl | ssl |
php | php |
whmcs | whmcs |
api | api |
yes | evet |
is | olan |
get | almak |
EN Build the capacity of journalism networks and media organizations to report on biodiversity and conservation issues
TR Biyoçeşitlilik ve koruma konularında haber yapmak için gazetecilik ağlarının ve medya kuruluşlarının kapasitesini oluşturmak
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
capacity | kapasitesini |
journalism | gazetecilik |
media | medya |
biodiversity | biyoçeşitlilik |
conservation | koruma |
issues | konular |
and | ve |
networks | ağlar |
organizations | kuruluşlar |
of | in |
to | için |
the | oluşturmak |
EN It is the independent journalism fund of the Open Society Foundation.
TR Açık Toplum Vakfı’nın bağımsız gazeteciliği destekleyen fonudur.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
independent | bağımsız |
open | açık |
society | toplum |
foundation | vakfı |
of | nın |
EN The report of CŞMD, in which the results of the "Rights-Based Journalism in the Field of Sexual Violence" workshops and the "It's Not That Way" campaign, conducted between 2017-2019, are published.
TR CŞMD'nin, 2017-2019 yılları arasında yürüttükleri “Cinsel Şiddet Alanında Hak Temelli Habercilik” atölye çalışmaları ve "Öyle Değil Böyle" kampanyasının sonuçlarını paylaşıldığı raporu yayında.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
report | raporu |
sexual | cinsel |
not | değil |
campaign | kampanyası |
and | ve |
between | arasında |
of | nın |
EN Citing social media posts and retweets of the journalists, the SETA report was seen as “blacklisting” and “targeting” by journalism associations in Turkey.
TR Sosyal medya paylaşımlarına ve gazetecilerin retweetlerine atıfta bulunulan SETA raporu, Türkiye’deki gazetecilik örgütleri tarafından gazetecileri “kara listeye alma” ve “hedefleme” olarak yorumlandı.
EN Last two years of journalism in Turkey
TR Türkiye’de gazeteciliğin son iki yılı
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
last | son |
years | yıl |
of | in |
two | iki |
EN The strength of our tours lies in collaboration, and that’s definitely where the future of journalism lies
TR Bizim gezilerimizin gücü iş birliğinden geliyor ve zaten gazeteciliğin geleceği bu: en son “Pandora Papers” örneğinde olduğu gibi büyük araştırmacı gazetecilik projeleri, iş birliğiyle hayat buluyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
future | geleceği |
journalism | gazetecilik |
of | in |
EN They entertain, provoke and polarize: Here we present three exciting German media formats that are rethinking journalism.
TR Çok özel bir kente bakış: Bu yılki Alman Birliği Günü merkezi kutlamaları Saksona-Anhalt eyaletindeki Halle kentinde yapılıyor.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
here | bu |
german | alman |
EN Applications for EU Investigative Journalism Award Started
TR Engelli Çocuk Hakları Ağı Webinarı: Çocuklar Favori Kelimeler ile ICF Kapsamında Bize Sesleniyorlar
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
for | ile |
EN Organized jointly by the Journalists' Association (Ankara) and the Balkan Investigative Journalism…
TR Engelli Çocuk Hakları Ağı webinar serisi "Çocuklar Favori Kelimeler ile ICF Kapsamında Bize…
EN It is the independent journalism fund of the Open Society Foundation.
TR Açık Toplum Vakfı’nın bağımsız gazeteciliği destekleyen fonudur.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
independent | bağımsız |
open | açık |
society | toplum |
foundation | vakfı |
of | nın |
EN The report of CŞMD, in which the results of the "Rights-Based Journalism in the Field of Sexual Violence" workshops and the "It's Not That Way" campaign, conducted between 2017-2019, are published.
TR CŞMD'nin, 2017-2019 yılları arasında yürüttükleri “Cinsel Şiddet Alanında Hak Temelli Habercilik” atölye çalışmaları ve "Öyle Değil Böyle" kampanyasının sonuçlarını paylaşıldığı raporu yayında.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
report | raporu |
sexual | cinsel |
not | değil |
campaign | kampanyası |
and | ve |
between | arasında |
of | nın |
EN Journalism in times of crisis: a foreign correspondent explains
TR Kriz dönemlerinde gazetecilik: Bir yurt dışı muhabir anlatıyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
journalism | gazetecilik |
crisis | kriz |
a | bir |
EN Independent journalism: how the coronavirus crisis affects press freedom, and how Germany is supporting freedom of the press.
TR Bağımsız gazetecilik: Korona krizinin basın özgürlüğünü nasıl etkilediği ve Almanya’nın basın özgürlüğüne yönelik çabaları üzerine.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
independent | bağımsız |
journalism | gazetecilik |
coronavirus | korona |
press | basın |
and | ve |
how | nasıl |
of | yönelik |
EN They entertain, provoke and polarize: Here we present three exciting German media formats that are rethinking journalism.
TR Eğlendirici, kışkırtıcı ve kutuplaştırıcı… Gazeteciliği sil baştan düşünen üç ilginç Alman medya formatını size tanıtıyoruz.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
media | medya |
german | alman |
and | ve |
EN The strength of our tours lies in collaboration, and that’s definitely where the future of journalism lies
TR Bizim gezilerimizin gücü iş birliğinden geliyor ve zaten gazeteciliğin geleceği bu: en son “Pandora Papers” örneğinde olduğu gibi büyük araştırmacı gazetecilik projeleri, iş birliğiyle hayat buluyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
future | geleceği |
journalism | gazetecilik |
of | in |
EN Reporterfabrik – journalism school for all
TR “Reporterfabrik” – Herkes için gazetecilik okulu
EN However, reputable fashion journalism isn’t a question of the medium, it’s all about seriousness and expertise.
TR Ciddi moda muhabirliği dediğimiz şey; bir araç meselesi değil, ciddiyet ve konu uzmanlığı meselesidir.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
fashion | moda |
and | ve |
the | araç |
all | şey |
EN Will algorithms replace classical journalism? Experts talk about digital media.
TR Klasik gazeteciliğin yerini algoritmalar mı alacak? İşte dijital medya uzmanlarının görüşleri.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
classical | klasik |
digital | dijital |
media | medya |
EN What will journalism look like in Germany in the future? Is criticism of the media justified? The views of communication expert Christoph Neuberger.
TR Gazeteciliğin geleceği nasıl görünüyor? Medyaya yönelik eleştiriler haklı mı? İletişim uzmanı Christoph Neuberger’in cevapları.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
future | geleceği |
media | medyaya |
expert | uzman |
of | yönelik |
EN Future of journalism in Germany: ways out of the crisis
TR Almanya’da gazeteciliğin geleceği: Krizden çıkış yolları
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
future | geleceği |
of | in |
ways | yollar |
out | çıkış |
EN Professor Neuberger, how is German journalism getting on these days?
TR Sayın Profesör Neuberger, Alman gazeteciliğinin günümüzdeki durumunu nasıl tanımlıyorsunuz?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
professor | profesör |
days | gün |
german | alman |
how | nasıl |
EN That has left its mark: media companies are cutting back on jobs, and prefer to cooperate, merge and invest outside of journalism.
TR Bu da tabii belli bir iz bırakıyor: Medya kuruluşları işten çıkarmalarla kadro daraltıyor ve gazetecilik dışı sektörlerle iş birliği yapıyor ve bunlara yatırım yapmayı tercih ediyor.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
media | medya |
prefer | tercih |
invest | yatırım |
journalism | gazetecilik |
and | ve |
outside | da |
has | bu |
EN How can journalism get out of its crisis?
TR Gazetecilik içinde bulunduğu krizden nasıl çıkabilir?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
journalism | gazetecilik |
out | içinde |
how | nasıl |
EN The crisis has been a wake-up call for journalism in Germany
TR Kriz Alman gazeteciliğini uykusundan uyandırarak harekete geçmeye zorladı
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
crisis | kriz |
the | alman |
EN Journalism is experimenting with multimedia presentation forms and automated editorial processes
TR Multimedya temelli yayın olanakları ve editöryel süreçlerin otomatikleştirilmesi gibi konularda yeni seçenekler deneniyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
multimedia | multimedya |
processes | süreçlerin |
and | ve |
with | gibi |
EN Journalism is so important for democracy that its existence must not depend solely on market forces
TR Gazetecilik demokrasi için o kadar önemli ki varlığı yalnızca pazar ekonomisindeki güçlerin insafına bırakılamaz
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
journalism | gazetecilik |
democracy | demokrasi |
its | in |
market | pazar |
important | önemli |
that | o |
is | yalnızca |
for | için |
EN Digital media: will algorithms replace journalism?
TR Dijital medya: Algoritmalar gazeteciliğin yerini mi alıyor?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
digital | dijital |
media | medya |
EN Are Germans willing to pay for journalism?
TR Almanlar gazetecilik için ellerini ceplerine atmaya hazır mı?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
germans | almanlar |
journalism | gazetecilik |
EN German journalism is still doing well
TR Alman gazeteciliği günümüzde hala iyi bir konuma sahip
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
german | alman |
well | iyi |
still | bir |
EN Virtual reality journalism: experiencing news with Julia Leeb
TR Sanal gerçeklik gazeteciliği: Julia Leeb haberleri tecrübe etmeye açıyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
virtual | sanal |
reality | gerçeklik |
news | haberleri |
julia | julia |
EN The group of journalists has opened a ‘Virtual Academy for common-benefit journalism’
TR Gazetecilerin oluşturduğu bu grup „Kamu Yararına Çalışan Sanal Gazetecilik Akademisi “ açtı
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
group | grup |
has | bu |
a | a |
virtual | sanal |
journalism | gazetecilik |
EN Interview with Peter Limbourg about journalism
TR „Gazetecilik her zamankinden daha önemli“
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
journalism | gazetecilik |
EN “Journalism is more important than ever”
TR „Gazetecilik her zamankinden daha önemli“
EN Another focal point of the Global Media Forum is artificial intelligence in journalism. Text robots long ago began producing sports, financial and weather reports. Is that a boon or a bane?
TR Global Media Forum'un ağırlık verilen bir başka konusu da, gazetecilik alanındaki yapay zeka. Çoktandır metin robotları spor haberleri, finans ve hava tahmin raporları üretiyor. Bu hayır mı, şer mi?
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
global | global |
intelligence | zeka |
journalism | gazetecilik |
text | metin |
sports | spor |
financial | finans |
media | media |
in | da |
and | ve |
artificial | yapay |
reports | raporları |
a | bir |
is | hava |
the | başka |
EN Why independent journalism is so important for democracy
TR Bağımsız gazetecilik demokrasi için neden bu kadar önemli
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
independent | bağımsız |
journalism | gazetecilik |
democracy | demokrasi |
important | önemli |
why | neden |
for | için |
EN Ana Carbajosa studied law in Madrid, Brussels and Boston and worked in journalism since 2001. She was a correspondent in Brussels and Jerusalem and is now in Berlin.
TR Ana Carbajosa, Madrid, Brüksel ve Boston’da hukuk okudu ve 2001’den beri gazetecilik dalında çalışıyor. Brüksel ve Kudüs muhabirliği yaptı; şimdilerde Berlin muhabiri.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
law | hukuk |
brussels | brüksel |
journalism | gazetecilik |
berlin | berlin |
and | ve |
in | den |
EN Applications for Teyit-organized verification trainings for journalists and journalism students in…
TR Teyit tarafından Ankara ve İstanbul’da gazeteciler ve gazetecilik öğrencileri için düzenlenecek…
EN You can start the live broadcast easily from your mobile phone, and you can broadcast live over your other social media accounts at the same time
TR Cep telefonunuzdan pratik bir şekilde canlı yayını başlatabilir ve yayını aynı anda sosyal medya platformlarınızda paylaşabilirsiniz
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
mobile | cep |
live | canlı |
social | sosyal |
media | medya |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
EN Live chat software are more and more popular among companies, especially when they're willing to offer live chat support
TR Live chat yazılımı, özellikle canlı sohbet desteği sunmaya istekli olduklarında şirketler arasında giderek daha popüler hale geliyor
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
popular | popüler |
support | desteği |
especially | özellikle |
companies | şirketler |
chat | sohbet |
and more | giderek |
software | yazılımı |
EN Our cobrowsing software provides realtime assistance with shared browsing and live chat. Crisp lets you co-browse with your customers without any other plugin than our live chat solution.
TR Ortak tarama yazılımımız, paylaşılan tarama ve canlı sohbet ile gerçek zamanlı yardım sağlar. Crisp, canlı sohbet çözümümüz dışında herhangi bir eklenti olmadan müşterilerinizle birlikte göz atmanıza olanak tanır.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
assistance | yardım |
browsing | tarama |
crisp | crisp |
plugin | eklenti |
with your customers | müşterilerinizle |
shared | paylaşılan |
live | canlı |
co | ortak |
software | yazılım |
chat | sohbet |
provides | sağlar |
without | olmadan |
any | herhangi |
and | ve |
EN Sneak previews and live coverage straight from the Chicago car show February 7-8 with live video and thousands of photos of new vehicles and concept cars.
TR 25-26 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan Pekin Otomobil Fuarı'nda tanıtılacak olan yeni ve konsept otomobillere ait çok çeşitli güncel içerikler.
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
live | olan |
concept | konsept |
new | yeni |
and | ve |
EN Live in the moment and discover the joy of holidays with our exclusive offer and get ALL YOU NEED with ALL - Accor Live Limitless
TR Özel fırsatımızla anı yaşayın, Noel sezonunun neşesini keşfedin ve ALL - Accor Live Limitless ile İHTİYACINIZ OLAN HER ŞEYİ ALIN
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
discover | keşfedin |
limitless | limitless |
live | live |
moment | anı |
and | ve |
of | her |
EN Live in the moment and discover the joy of holidays with our exclusive offer and get ALL YOU NEED with ALL - Accor Live Limitless
TR Özel fırsatımızla anı yaşayın, Noel sezonunun neşesini keşfedin ve ALL - Accor Live Limitless ile İHTİYACINIZ OLAN HER ŞEYİ ALIN
Bahasa Inggeris | Orang Turki |
---|---|
discover | keşfedin |
limitless | limitless |
live | live |
moment | anı |
and | ve |
of | her |
Menunjukkan 50 daripada 50 terjemahan