TR Üretkenlik aracımız içerik oluşturmaya harcadığınız çok zamandan sizi kurtararak Youtube kanalınızı yürütmenizi çok daha kolay hale getiriyor
TR Üretkenlik aracımız içerik oluşturmaya harcadığınız çok zamandan sizi kurtararak Youtube kanalınızı yürütmenizi çok daha kolay hale getiriyor
EN Our Productivity tools make running your YouTube Channel so much easier, freeing you up to spend more time creating your content
Турски | Англиски |
---|---|
içerik | content |
oluşturmaya | creating |
zamandan | time |
sizi | you |
youtube | youtube |
kanalı | channel |
TR Kullanılmış mobilyalar ve dekor ürünleri başka bir mekanda yeniden hayat bulduklarında hem değerlerine değer katıyor hem de yeni mekanlarına keyifli bir soluk getiriyor
EN Used furniture and decor products add value to their values and bring a breath of fresh air to their new spaces when they come to life in another place
Турски | Англиски |
---|---|
kullanılmış | used |
dekor | decor |
ürünleri | products |
başka | another |
hayat | life |
hem | their |
TR Bu satın alma, Motorsport Network Driven Lifestyle bölümüne müzayede izleme özelliği getiriyor.
EN Recognisable at a glance, this Discovery will be the production vehicle for our Italian video team. It's even got a drone launch pad!
Турски | Англиски |
---|---|
bu | this |
TR Bu da onları motor hasarına ve erken arızaya açık hale getiriyor
EN This makes them vulnerable to motor damage and premature failure
Турски | Англиски |
---|---|
bu | this |
onları | them |
motor | motor |
TR Dosyaların transkriplenmesi gazeteciler için en az arzu edilen görevler arasındadır. Sonix, dünyanın dört bir yanındaki gazeteciler ve gazeteciler için deneyimi daha hızlı ve daha keyifli hale getiriyor.
EN Transcribing files is among the least desirable tasks for journalists. Sonix makes the experience faster and more enjoyable for journalists and reporters all over the world.
Турски | Англиски |
---|---|
gazeteciler | journalists |
görevler | tasks |
sonix | sonix |
dünyanın | world |
deneyimi | experience |
hızlı | faster |
keyifli | enjoyable |
dosyaları | files |
en az | least |
TR Botanik kökenli TENCEL™ selülozik elyaflar, size yeni bir sürdürülebilirlik ve doğal konfor standardı getiriyor.
EN TENCEL™ cellulosic fibers of botanic origin define a new standard of sustainability and natural comfort for you
Турски | Англиски |
---|---|
elyaflar | fibers |
size | you |
sürdürülebilirlik | sustainability |
doğal | natural |
konfor | comfort |
standardı | standard |
TR Yapay zeka desteği sayesinde, kendi logonuzu, tasarımcılara ihtiyaç duymadan tasarlamanızı mümkün hale getiriyor.
EN Powered by artificial intelligence, it enables you to create your own logo without a designer’s help.
Турски | Англиски |
---|---|
zeka | intelligence |
desteği | help |
logonuzu | logo |
TR Renderforest, görsel olarak cazip, etkileyici ve etkili video şablonları sayesinde, oluşturduğum içerikleri çok ciddi şekilde kaliteli hale getiriyor.
EN Renderforest is a key enhancement to the content that I create because of its visually appealing, impactful, and effective video templates.
Турски | Англиски |
---|---|
renderforest | renderforest |
etkili | effective |
video | video |
şablonları | templates |
TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor
EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work
Турски | Англиски |
---|---|
okulu | school |
gade | gade |
TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor
EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work
Турски | Англиски |
---|---|
okulu | school |
gade | gade |
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
Турски | Англиски |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR Yen bir şeyler öğretmek için 'nasıl yapılır' tarzında bir eğitim videosu oluşturmak mı istiyorsunuz? Renderforest, bu süreci daha kolay ve hızlı hale getiriyor. Şimdi ücretsiz olarak deneyin!
EN Want to create a How-to tutorial video to teach something new? Renderforest makes the process easier and faster. Give it a try now for free!
Турски | Англиски |
---|---|
videosu | video |
renderforest | renderforest |
süreci | process |
hızlı | faster |
deneyin | try |
TR Evcil hayvan dükkanı, köpek kuaförü hizmetleri ya da hayvan hastanesi için yaratıcı bir köğek logosu tasarımı mı arıyorsunuz? Ücretsiz logo aracımız, heyecan verici onlarca logo tasarımını önünüze getiriyor.
EN Need a creative dog logo for your pet store, dog grooming service, or vet hospital? Our free logo maker will get you dozens of exciting designs for free.
Турски | Англиски |
---|---|
köpek | dog |
hizmetleri | service |
hastanesi | hospital |
yaratıcı | creative |
TR Barbekü restoranımız eski alev üzerinde pişirme sanatını adanın saf beyaz kumlarına getiriyor.
EN The main island is home to Thari – our easy-going, all-day restaurant.
Турски | Англиски |
---|---|
üzerinde | to |
TR Almanya’da hükümet organları ve devlet daireleri hangi görevleri yerine getiriyor? Aşağıda devlet, siyaset, demokrasi ile ilgili bağlantıları bulabilir, devlet dairelerine ulaşabilir ve yurttaş hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
EN Learning sustainability through virtual games – how can it work? The game jam “Tomorrowcraft” answered this question.
TR Münih’te düzenlenen “High End“ fuarı yüksek kaliteli eğlence teknolojisi meraklılarını bir araya getiriyor. Alman teknoloji firmaları arasından bir seçki.
EN The leading trade fair for photo and video presents surprising new perspectives.
TR “Journalists Network” iletişim ağı, dünyanın her yerindeki medya yapımcılarını bir araya getiriyor. Yönetim Kurulu Başkanı Lea Sahay ile, bunun arkasındaki düşünce hakkında konuştuk.
EN Knowledge can create sustainable strategies for supplying the world with food. These courses of study aim to make a contribution.
Турски | Англиски |
---|---|
dünyanın | world |
TR Almanya’daki küresel sağlık aktörlerini iki ağ bir araya getiriyor: Global Health Hub Germany (GHHG) (GHHG), konuyla ilgilenen tüm araştırmacılara yönelik bir ağ
EN Two alliances bring global health actors together in Germany: the Global Health Hub Germany (GHHG) is a network for all researchers interested in the subject
Турски | Англиски |
---|---|
almanya | germany |
araya | together |
hub | hub |
ilgilenen | interested |
tüm | all |
TR Çok yönlü işlevsel avantajlarını üstün uyku teknolojisiyle buluşturan Somni Ionic Energy Yatak Seti, modern tasarım detaylarıyla öne çıkan Loris başlık ile yatak odalarına şık bir yorum getiriyor.
EN Combining versatile functional advantages with superior sleep technology, Somni Ionic Energy Bed Set brings a stylish interpretation to the bedrooms with the Loris headboard standing out with its modern design details.
Турски | Англиски |
---|---|
üstün | superior |
uyku | sleep |
yatak | bed |
seti | set |
tasarım | design |
başlık | headboard |
getiriyor | brings |
detayları | details |
TR 140 cm genişliğinde çift kişilik yatak olabilme özelliğiyle benzerlerinden ayrılan Enlarge Koltuk Serisi'nin bu rafine üyesi, modern duruşu ile evinize sadelik getiriyor.
EN This refined member of the Enlarge Sofa Series, which is separated from their counterparts with its ability to be a double bed of 140 cm, brings simplicity to your home with its modern stance.
Турски | Англиски |
---|---|
çift | double |
yatak | bed |
serisi | series |
üyesi | member of |
modern | modern |
getiriyor | brings |
TR Seri 5000 metal yapısı ömür boyu kırılmaz dayanıklılık ve sağlamlık için üretildi ki bu da diğer yüksek seviye ekipmanlar arasında onu en gözde hale getiriyor.
EN The Series 5000 metal frame is manufactured for a lifetime of unbreakable durability and sturdiness, making it the perfect centerpiece of any high end setup.
Турски | Англиски |
---|---|
seri | series |
metal | metal |
ömür | lifetime |
dayanıklılık | durability |
yüksek | high |
TR Bu yenilikler oyunculuğu daha eğlenceli ve daha rekabetçi bir hala getiriyor.Fanlarımız, kullanıcılarımız ve profesyonel oyuncuların üstün performans beklentisi var
EN Those innovations make gaming more competitive and more fun.Our fans, customers, and professional esports teams demand the ultimate performance
Турски | Англиски |
---|---|
yenilikler | innovations |
eğlenceli | fun |
rekabetçi | competitive |
profesyonel | professional |
performans | performance |
fanlar | fans |
TR Türkiye'de radyo ve televizyon kuruluşları ile yazılı basın için mevzuat farklı. Yasal çerçeve, medya hizmet sağlayıcılarına yoğunlaşma, tekelleşme ve şeffaflık konularında belli bir ölçüde kural getiriyor.
EN Turkey has varied legislations for radio and television enterprises and printed press. The legal framework provides specific rules for media service providers for concentration control, regulation of property and media transparency to some degree.
Турски | Англиски |
---|---|
türkiye | turkey |
televizyon | television |
yasal | legal |
çerçeve | framework |
hizmet | service |
şeffaflık | transparency |
sağlayıcıları | providers |
TR FX9600, performanstan ödün vermeden, pasif UHF varlık takibi ve envanter yönetimine yeni bir ekonomi düzeyi getiriyor
EN The FX9600 brings a new level of cost efficiency to passive UHF asset tracking and inventory management, without compromising performance
Турски | Англиски |
---|---|
vermeden | without |
varlık | asset |
takibi | tracking |
envanter | inventory |
getiriyor | brings |
TR “Journalists Network” iletişim ağı, dünyanın her yerindeki medya yapımcılarını bir araya getiriyor. Yönetim Kurulu Başkanı Lea Sahay ile, bunun arkasındaki düşünce hakkında konuştuk.
EN The Journalists Network brings media professionals together worldwide. Chairperson Lea Sahay talks about the idea behind it.
Турски | Англиски |
---|---|
dünyanın | worldwide |
medya | media |
getiriyor | brings |
arkasındaki | behind |
TR Bilinçli tüketiciler, çok kanallı satışlar ve sayısallaştırma bir yanda sektörü biçimlendirirken, diğer yanda perakende tedarik zincirlerine karmaşıklık getiriyor
EN A conscious consumer, omnichannel sales and digitisation are shaping the industry and driving complexity into retail supply chains
Турски | Англиски |
---|---|
çok | are |
perakende | retail |
tedarik | supply |
TR Zamanında alınması gereken onaylar, uyumluluk sertifikaları ve durmadan değişen yönetmelikler, gümrükleme işlemlerini zorlu bir iş gerekliliği haline getiriyor
EN Timely approvals, compliance certificates and ever-changing regulations make customs clearances a challenging business requirement
Турски | Англиски |
---|---|
zamanında | timely |
uyumluluk | compliance |
sertifikaları | certificates |
haline | make |
TR Geliştirilmiş oyun kumandası entegrasyonu, futbolun büyük ödülleri için yarışmayı ya da arkadaşlarınıza karşı mücadeleyi daha kolay hale getiriyor
EN Improved controller integration makes competing for football’s biggest prizes or battling against your friends easier than ever
Турски | Англиски |
---|---|
geliştirilmiş | improved |
entegrasyonu | integration |
büyük | biggest |
TR Spotify, bilgisayar, telefon ve diğer cihazlardan milyonlarca şarkıya yüksek kaliteli sesle erişim sağlayarak, müzik tutkunlarının yasal bir şekilde müzik çalmasını ve paylaşmasını her zamankinden daha kolay hale getiriyor
EN With access to millions of songs in high-quality audio through your computer, on your mobile device, and beyond, Spotify makes it easier than ever for music fans to play and share music legally
Турски | Англиски |
---|---|
spotify | spotify |
bilgisayar | computer |
telefon | mobile |
yüksek | high |
erişim | access |
müzik | music |
yasal | legally |
TR TENCEL™ elyafları tüketicilere yeni bir doğal konfor standardı getiriyor.
EN TENCEL™ fibers bring consumers a new standard of natural comfort
Турски | Англиски |
---|---|
doğal | natural |
konfor | comfort |
standardı | standard |
TR Botanik kökenli TENCEL™ selülozik elyaflar, size yeni bir sürdürülebilirlik ve doğal konfor standardı getiriyor. Kumaşları günlük tüketim ihtiyaçlarına uygun hale getirir.
EN TENCEL™ cellulosic fibers of botanic origin define a new standard of sustainability and natural comfort for you, transforming fabrics to ensure their suitability to everyday consumer needs.
Турски | Англиски |
---|---|
elyaflar | fibers |
sürdürülebilirlik | sustainability |
doğal | natural |
konfor | comfort |
standardı | standard |
günlük | everyday |
ihtiyaçları | needs |
TR Asya'da uygulanan lenfatik göz masajlarından esinlenen yenilikçi IRIS, bu tekniğin gözle görülür faydalarını avucunuzun içine getiriyor
EN Inspired by the lymphatic eye massages practiced in Asia, the innovative IRIS enhances the visible benefits of this technique beyond the capability of fingertips alone
Турски | Англиски |
---|---|
asya | asia |
göz | eye |
yenilikçi | innovative |
bu | this |
faydaları | benefits |
ın | of |
TR IMEX İSTANBUL SEKTÖRÜN TÜM KESİMLERİNİ BİR ARAYA GETİRİYOR!
EN IMEX ISTANBUL BRINGS TOGETHER ALL SEGMENTS OF THE INDUSTRY!
Турски | Англиски |
---|---|
araya | together |
TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor
EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work
Турски | Англиски |
---|---|
okulu | school |
gade | gade |
TR 15 yaşındaki en küçük oğlunun okulu bırakmak ve çalışmak zorunda kaldığını, Gade üzüntüyle dile getiriyor
EN Gade says with sorrow that her 15-year-old youngest son had to quit school to work
Турски | Англиски |
---|---|
okulu | school |
gade | gade |
TR Mitsuru (Mitch) Sakairi üstün tasarımı eğlenceye dayalı marka deneyimiyle bir araya getiriyor.
EN Mitsuru (Mitch) Sakairi blended high design with a brand experience based on fun.
Турски | Англиски |
---|---|
üstün | high |
tasarımı | design |
marka | brand |
TR Çıkan videolar birçok soruyu beraberinde getiriyor.
EN It will be built alongside the new Alfa Romeo Tonale in Italy.
TR Kapsayıcı açık kaynaklı bir proje olan Mina dünyanın her yerinden merkeziyetsiz teknoloji için tutkulu kişileri bir araya getiriyor, geliştirmeleri onlarla birlikte yapıyor.
EN Mina is an inclusive open source project uniting people around the world with a passion for decentralized technology and building what's next.
Турски | Англиски |
---|---|
kapsayıcı | inclusive |
açık | open |
proje | project |
olan | is |
mina | mina |
dünyanın | world |
merkeziyetsiz | decentralized |
teknoloji | technology |
TR FX9600, performanstan ödün vermeden, pasif UHF varlık takibi ve envanter yönetimine yeni bir ekonomi düzeyi getiriyor
EN The FX9600 brings a new level of cost efficiency to passive UHF asset tracking and inventory management, without compromising performance
Турски | Англиски |
---|---|
vermeden | without |
varlık | asset |
takibi | tracking |
envanter | inventory |
getiriyor | brings |
TR EMR 6.0'da Apache Hadoop 3.0 desteği, bağımlılıkları yönetmeyi basitleştirmek için Docker container'ı desteği getiriyor
EN Support for Apache Hadoop 3.0 in EMR 6.0 brings Docker container support to simplify managing dependencies
Турски | Англиски |
---|---|
apache | apache |
desteği | support |
container | container |
getiriyor | brings |
TR Her iki tarafta deniz manzarası ve 140 km / s'ye varan azami hız sınırı, yerliler arasında bir favori haline getiriyor
EN Amazing views with the sea on both sides and top speed limit of upto 140 kmph makes it a favourite among locals
Турски | Англиски |
---|---|
deniz | sea |
hız | speed |
TR OneClickDrive , önde gelen araç kiralama şirketlerinin tekliflerini web siteleri ve mobil uygulamaları aracılığıyla çevrimiçi olarak bir araya getiriyor
EN OneClickDrive brings together offers of leading car rental companies online through their website and mobile apps
Турски | Англиски |
---|---|
araç | car |
kiralama | rental |
mobil | mobile |
araya | together |
getiriyor | brings |
TR Barbekü restoranımız eski alev üzerinde pişirme sanatını adanın saf beyaz kumlarına getiriyor.
EN The main island is home to Thari – our easy-going, all-day restaurant.
Турски | Англиски |
---|---|
üzerinde | to |
TR Barbekü restoranımız eski alev üzerinde pişirme sanatını adanın saf beyaz kumlarına getiriyor.
EN The main island is home to Thari – our easy-going, all-day restaurant.
Турски | Англиски |
---|---|
üzerinde | to |
TR Barbekü restoranımız eski alev üzerinde pişirme sanatını adanın saf beyaz kumlarına getiriyor.
EN The main island is home to Thari – our easy-going, all-day restaurant.
Турски | Англиски |
---|---|
üzerinde | to |
TR Almanya’da hükümet organları ve devlet daireleri hangi görevleri yerine getiriyor? Aşağıda devlet, siyaset, demokrasi ile ilgili bağlantıları bulabilir, devlet dairelerine ulaşabilir ve yurttaş hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
EN Learning sustainability through virtual games – how can it work? The game jam “Tomorrowcraft” answered this question.
TR Rüzgar enerjisi Danimarkalılara iyimserlik ve bol kazanç getiriyor.
EN Wind power brings the Danes optimism and good business.
Турски | Англиски |
---|---|
rüzgar | wind |
ve | and |
getiriyor | brings |
TR Almanya’da hükümet organları ve devlet daireleri hangi görevleri yerine getiriyor? Aşağıda devlet, siyaset, demokrasi ile ilgili bağlantıları bulabilir, devlet dairelerine ulaşabilir ve yurttaş hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
EN What tasks are the governmental agencies and offices responsible for in Germany and in Europe? Here you will find links to the state, politics and democracy. And you can also contact public authorities and take advantage of services for the citizens.
Турски | Англиски |
---|---|
devlet | state |
siyaset | politics |
demokrasi | democracy |
TR Konferans, en az on bir dünya dininden ve 60’tan fazla ülkeden temsilcileri bir araya getiriyor
EN The conference brings together representatives from more than eleven world religions and from over 60 countries
Турски | Англиски |
---|---|
konferans | conference |
dünya | world |
temsilcileri | representatives |
araya | together |
getiriyor | brings |
TR Almanya’da kendini gösteren evden çalışma trendi, birçok kişi için iş yerine uzak bir mesafede yaşamayı daha katlanılabilir bir hale getiriyor
EN The trend towards working from home in Germany makes the longer commute to work more bearable for many
Турски | Англиски |
---|---|
almanya | germany |
Се прикажуваат 50 од 50 преводи