TR Yanal hareket olmadan ayrıntılı uygulama erişim kontrolü. Kullanıcılar ihtiyaç duydukları kaynaklara sorunsuzca erişebilir ve ihtiyaç duymadıkları kaynaklara erişimleri engellenir.
TR Yanal hareket olmadan ayrıntılı uygulama erişim kontrolü. Kullanıcılar ihtiyaç duydukları kaynaklara sorunsuzca erişebilir ve ihtiyaç duymadıkları kaynaklara erişimleri engellenir.
EN Granular application access control without lateral movement. Users can seamlessly access the resources they need and are blocked from those they do not.
Turkų | Anglų |
---|---|
hareket | movement |
erişim | access |
kontrolü | control |
kullanıcılar | users |
kaynaklara | resources |
ve | and |
TR CHORUS tam metne erişim için yayıncıların altyapısından yararlanır ve bilimsel ve tıbbi araştırmaların uzun süre boyunca korunmasını sağlamak için karanlık arşivler CLOCKSS ve Portico ile ortak hareket eder
EN CHORUS utilizes publishers? infrastructure for access to full-text and partners with dark archives CLOCKSS and Portico to ensure, long-term preservation of scientific and medical research
Turkų | Anglų |
---|---|
chorus | chorus |
tam | full |
metne | text |
erişim | access |
tıbbi | medical |
ortak | partners |
altyapısı | infrastructure |
TR Dahili bağlantılar, sıralamanızdaki göstergeyi hareket ettirmenin güçlü bir yoludur. Bağlantı Fırsatları raporumuz, web sitenizdeki diğer sayfalara ilgili dahili bağlantılar ekleyebileceğiniz yerler bulmanıza yardımcı olur.
EN Internal links are a powerful way to move the needle on your rankings. Our Link Opportunities report helps you find places to add relevant internal links to other pages on your website.
Turkų | Anglų |
---|---|
dahili | internal |
hareket | move |
güçlü | powerful |
fırsatları | opportunities |
web | website |
diğer | other |
ilgili | relevant |
yerler | places |
olur | are |
TR Tedarikçilerimizle ilişkilerimizde ayrım göz etmiyor, adil rekabet ortamı içerisinde hareket edebilmelerini sağlıyoruz
EN We do not discriminate between our suppliers in our relationships and ensure they can act in fair competition environment
Turkų | Anglų |
---|---|
adil | fair |
rekabet | competition |
içerisinde | in |
TR Tüm tedarik çalışanları, dernek içi ya da dışında tüm iş ilişkilerinde bu standartlara göre hareket eder.
EN All supply employees act according to these standards in all their business relationships inside or outside the association.
Turkų | Anglų |
---|---|
tüm | all |
tedarik | supply |
standartlara | standards |
TR Bu çerezler, kullanıcıların site içerisinde nasıl hareket ettiklerini ve içeriklere ne şekilde ulaştıklarını gözlemler
EN These cookies monitor how visitors move around the Website and how they reach it
Turkų | Anglų |
---|---|
çerezler | cookies |
site | website |
hareket | move |
TR Ürünleriniz ister hareket etsin, ister dönsün, şekil versin, kalıp yapsın, kaldırsın, kazsın veya çeksin, Eaton’ın hidrolik ürünleri rekabet gücünüzü korumak için ihtiyacınız olan performansı sağlamaktadır.
EN Whether your products move, turn, shape, mould, lift, dig or haul, you can depend on Eaton’s products to deliver the performance you need to stay competitive.
Turkų | Anglų |
---|---|
eaton | eaton |
ürünleri | products |
olan | whether |
performansı | performance |
TR Yeterince düşündünüz, artık hareket geçme zamanı.
EN You’ve thought about it, now it’s time.
TR Bireyler gibi finansal kurumlar da para transferi yapmak ve parayı dünya genelinde hareket ettirmek için Stellar kullanabilirler.
EN Financial institutions as well as individuals can use Stellar to settle transactions and move money all over the world.
Turkų | Anglų |
---|---|
bireyler | individuals |
finansal | financial |
kurumlar | institutions |
hareket | move |
stellar | stellar |
TR Alışveriş yapanları birbirine bağlamayı çok seviyoruz. Bu, markaları hesap verebilir kılar ve dinleyen, gerçek anlamda dinleyen markalar, müşterilerinin ihtiyaçlarıyla kusursuz bir uyum içinde hareket eder.
EN We love connecting shoppers with each other. It keeps brands accountable, and the ones that listen ? really listen – are able to tune in perfectly with their customers’ needs.
Turkų | Anglų |
---|---|
markalar | brands |
ihtiyaçları | needs |
TR Sınırlı hareket kabiliyeti ve zihinsel sorunları olan yolcular, yaşlı, hasta ve başka engelleri olanlar yolcular
EN Passengers with limited mobility and mental problems as well as elderly and unwell passengers and those who have other disabilities
Turkų | Anglų |
---|---|
sınırlı | limited |
ve | and |
zihinsel | mental |
sorunları | problems |
olan | have |
yolcular | passengers |
başka | other |
olanlar | those |
TR Gerektiğinde hızlı hareket edemeyen, bedensel veya zihinsel engelli yolcular
EN Physically or mentally handicapped passengers who cannot move quickly when needed
Turkų | Anglų |
---|---|
hızlı | quickly |
yolcular | passengers |
TR Hareket Halindeyken Eksiksiz Koruma, Güvenlik ve Gizlilik.
EN Total Protection, Security & Privacy on-the-go.
TR Oyunu “drone modunda” oynayarak, yani projeyi insansız hava aracı perspektifinden hareket ettirerek, personel tahliye rotaları hakkında bilgi sahibi olabilir veya acil durum senaryolarını taklit edebilir
EN By playing the game in “drone mode”—navigating the project from the perspective of an unmanned aerial vehicle—personnel can familiarize themselves with evacuation routes or simulate emergency scenarios
Turkų | Anglų |
---|---|
oyunu | game |
projeyi | the project |
personel | personnel |
ın | of |
TR Koreli markanın yeni mottosu "İlham verici hareket" olacak.
EN The Japanese brand might not be done with V8s, as it turns out.
TR Yaşamın temel unsurlarının hareket halinde olduğu her yerde enerji kullanılır
EN Wherever the essentials of life are in motion, energy is used
Turkų | Anglų |
---|---|
hareket | motion |
halinde | in |
olduğu | is |
enerji | energy |
kullanılır | used |
ın | of |
TR Ürünleriniz ister hareket etsin, ister dönsün, ister şekil versin veya kalıp yapsın, ister kaldırsın, kazsın veya çeksin; Eaton’ın hidrolik ürünleri rekabet gücünüzü korumak için ihtiyacınız olan performansı sağlar.
EN Whether your products move, turn, shape, mould, lift, dig, haul or transport, you can depend on Eaton valves to deliver the performance you need to stay competitive.
Turkų | Anglų |
---|---|
eaton | eaton |
ürünleri | products |
olan | whether |
performansı | performance |
TR İster hareket eden ister dönen, şekillendiren, kalıplayan, kaldıran, kazıyan veya taşıyan makinelerle çalışın; ürünlerimiz ihtiyacınız olan performansı sağlar
EN Whether you rely on machines that move, turn, shape, mold, lift, dig, or haul, our products are there to deliver the performance you need
Turkų | Anglų |
---|---|
performansı | performance |
TR Kişiselleştirilmiş sağlık yolculuklarından yerel hareket kültürüne kadar, Fairmont Fit kullanışlı destinasyon irtibat bilgileri sunar -nerede olursanız olun.
EN From personalized well-being journeys to local movement culture, Fairmont Fit delivers meaningful destination contact—wherever you are.
Turkų | Anglų |
---|---|
kişiselleştirilmiş | personalized |
sağlık | well-being |
yerel | local |
hareket | movement |
fairmont | fairmont |
fit | fit |
destinasyon | destination |
irtibat | contact |
sunar | delivers |
TR Gerçekleşen Değerde, BTC fiyatları, Piyasa Değerinde olduğu gibi mevcut fiyattan değil, son hareket ettikleri zaman geçerli olan fiyattan hesaplanır.
EN In Realised Value, BTC prices are taken at the time they last moved, instead of the current price like in Market Value
Turkų | Anglų |
---|---|
btc | btc |
gibi | like |
son | last |
TR Düzenli kalmanıza yardımcı olacak kapsamlı katlama sistemi. Klasörleri ve dosyaları hareket ettirmek için sürükleyip bırakmanız yeterlidir.
EN Comprehensive foldering system to help you stay organized. Simply drag and drop to move folders and files around.
Turkų | Anglų |
---|---|
düzenli | organized |
kapsamlı | comprehensive |
sistemi | system |
dosyaları | files |
hareket | move |
sürükleyip | drag |
TR Hareket halindeyken yanıtları izleyin
EN Monitor the responses on the go
Turkų | Anglų |
---|---|
halindeyken | on the go |
TR Farklı ekranlara uyum sağlayan düzenleme aracını kullanarak web sitenizi hareket halindeyken bile oluşturabilir ve düzenleyebilirsiniz. Tüm değişiklikleri kaydedin ve farklı cihaza geçtiğinizde kaldığınız yerden devam edin.
EN Build and edit your website on the go with our responsive editor. Save all your changes effortlessly while switching devices and continue right where you left off.
Turkų | Anglų |
---|---|
düzenleme | edit |
web | website |
halindeyken | on the go |
ve | and |
tüm | all |
değişiklikleri | changes |
kaydedin | save |
devam | continue |
TR Bu nedenle markaların Twitter?da hızlı hareket etmeleri ve trendlerden pratik şekilde beslenmesi, önemli bir avantaj sunar.
EN For this reason, the fast movement of brands on Twitter and their practical usage of trends offer important advantages.
Turkų | Anglų |
---|---|
bu | this |
nedenle | reason |
hızlı | fast |
hareket | movement |
pratik | practical |
önemli | important |
sunar | offer |
TR SSL / TLS olmadan veriler düz metin olarak hareket eder ve kötü niyetli aracılar bu verilere ulaşıp değiştirebilir
EN Without SSL/TLS, the data moves as plain text, and devious actors can alter or eavesdrop on this data
Turkų | Anglų |
---|---|
olmadan | without |
düz | plain |
bu | this |
TR En çok yukarı ve aşağı hareket eden anahtar kelimeler için günlük bir e-posta bildirimi alın. En fazla artış potansiyeline sahip anahtar kelimelerin konumlarını içeren haftalık e-posta bildirimi alın.
EN Get a daily email with top keywords that moved up and down. Get a weekly email with positions for keywords with the biggest increase potential.
Turkų | Anglų |
---|---|
yukarı | up |
aşağı | down |
e-posta | |
alın | get |
artış | increase |
sahip | that |
TR Kripto para, eşler arasında açık kaynak kodlu bir yazılım şeklinde hareket eder (işlemler alıcı ve gönderen arasında doğrudan gerçekleşir)
EN The cryptocurrency operates as open source software on a peer-to-peer model (transactions take place directly between the payer and payee)
Turkų | Anglų |
---|---|
açık | open |
kaynak | source |
yazılım | software |
işlemler | transactions |
doğrudan | directly |
TR Tedarikçilerimizle ilişkilerimizde ayrım göz etmiyor, adil rekabet ortamı içerisinde hareket edebilmelerini sağlıyoruz
EN We do not discriminate between our suppliers in our relationships and ensure they can act in fair competition environment
Turkų | Anglų |
---|---|
adil | fair |
rekabet | competition |
içerisinde | in |
TR Tüm tedarik çalışanları, dernek içi ya da dışında tüm iş ilişkilerinde bu standartlara göre hareket eder.
EN All supply employees act according to these standards in all their business relationships inside or outside the association.
Turkų | Anglų |
---|---|
tüm | all |
tedarik | supply |
standartlara | standards |
TR Diğer blokzincirleri yüksek boyutları nedeniyle nodeları yöneten aracılara ihtiyaç duyar, eski güç dinamikleriyle hareket ederler
EN Other protocols are so heavy they require intermediaries to run nodes, recreating the same old power dynamics
Turkų | Anglų |
---|---|
diğer | other |
nedeniyle | to |
ihtiyaç | require |
eski | old |
güç | power |
TR Bu model, işletmelerin bağımsız şekilde hareket etmesine ve günümüzün sektörel zorluklarını aşmak için uygun ölçekte çalışmasına olanak tanıyor."
EN This model allows the businesses to move independently and operate at scale to solve today’s industrial challenges.”
Turkų | Anglų |
---|---|
model | model |
işletmelerin | businesses |
bağımsız | independently |
hareket | move |
ölçekte | at scale |
TR Bunu yapmak için klavyenizdeki Ctrl tuşunu basılı tutun ve farenizdeki kaydırma tekerleğini yukarı veya aşağı hareket ettirin.
EN To do so, hold down the Ctrl key on your keyboard and move the scroll wheel on your mouse up or down.
Turkų | Anglų |
---|---|
yukarı | up |
aşağı | down |
TR TextMaker, resimleri çerçeve ya da ekli resimler olarak eklemenize olanak tanır. Resim çerçeveleri sayfada veya bir paragrafa göre sabit bir konumdadır, oysa gömülü resimler yerleştirildikleri paragrafla birlikte hareket eder.
EN TextMaker lets you insert pictures either as frames or as embedded pictures. Picture frames are in a fixed position on the page or in relation to a paragraph, whereas embedded pictures simply move with the paragraph where they're placed.
Turkų | Anglų |
---|---|
resimleri | pictures |
resim | picture |
sayfada | page |
sabit | fixed |
TR Hareket sinirlamasi olanlar için erişilebilirdir
EN Accessible to people with reduced mobility
TR Vücudumuz hareket etmek üzere tasarlanmıştır
EN Our bodies are designed to move
Turkų | Anglų |
---|---|
hareket | move |
etmek | to |
tasarlanmıştır | designed |
TR Bu nedenle sağlık konusu, global health başlığı altında uluslararası düzeyde düşünülmeli ve ortak hareket etme tutumu güçlendirilmeli.
EN This is why a new global health approach aims to consider the issue on an international level and encourage joint activities.
Turkų | Anglų |
---|---|
bu | this |
nedenle | why |
düzeyde | level |
ve | and |
ortak | joint |
TR İster evde ister hareket halinde olun masaüstü, akıllı telefon ve tablet uygulamalarımız sizi korumaya devam eder.
EN Whether you’re at home or on the move, our desktop, smartphone & tablet apps will keep you protected.
Turkų | Anglų |
---|---|
hareket | move |
halinde | on |
olun | whether |
masaüstü | desktop |
tablet | tablet |
sizi | you |
devam | keep |
uygulamaları | apps |
TR Hareket Halindeyken iPhone ve iPad Koruması | TotalAV?
EN The service is currently unavailable, please try again later
TR Hareket halindeyken 7/24 güvende kalmak için akıllı çözüm.
EN The Smart Solution for Staying Protected on the move, 24/7.
Turkų | Anglų |
---|---|
hareket | move |
akıllı | smart |
çözüm | solution |
TR Hareket halindeyken koruma ciddi bir konu
EN Protection on-the-go just got serious
Turkų | Anglų |
---|---|
koruma | protection |
ciddi | serious |
TR Videolar ve animasyonlarla marka stratejinize hareket katın. Sosyal medyanız, web siteniz veya YouTube kanalınız fark etmeksizin videolar, mesajınızı daha hızlı ve daha açık bir şekilde karşı tarafa sunmak için harika yöntemlerdir.
EN Add movement to your brand strategy with videos & animation. Whether for social media, your website or your YouTube channel, videos are a great way to get your message across faster and with more clarity.
Turkų | Anglų |
---|---|
videolar | videos |
hareket | movement |
web | website |
siteniz | your website |
veya | or |
youtube | youtube |
hızlı | faster |
şekilde | way |
harika | great |
kanalı | channel |
TR Dünyanın en hassas ve 0,5 mm’ye kadar en düşük kalkış algılama için gerçek derinlik algısı. Artırılmış doğruluk, daha fazla kontrol ve daha hızlı hareket ile yeteneğinizin üst sınırlarını bir üst seviyeye yükseltin.
EN True depth perception for the world’s most precise and lowest lift off detection down to 0.5mm. Elevate your skill ceiling to the next level with increased accuracy, more control, and faster movement.
Turkų | Anglų |
---|---|
gerçek | true |
kontrol | control |
hızlı | faster |
hareket | movement |
seviyeye | level |
TR Bir mouse pad üzerinde hareket ettiğin mesafeyle, ekranda gözüken mesafe aynı olacak
EN Moving a specific distance on a mousepad results in the same exact distance on screen
Turkų | Anglų |
---|---|
mesafe | distance |
TR Tüm yeni ağırlık merkezi ayar sistemi, hareket edebilen ağırlıkları ve hafiften ağıra kişiselleştirmeyi içererek herhangi bir oyun mouse’undaki en geniş ayarlama aralığını sunar.
EN The all new center of gravity tuning system includes moveable weights and light-to-heavy customization, delivering the widest range of adjustment of any gaming mouse.
Turkų | Anglų |
---|---|
yeni | new |
merkezi | center |
oyun | gaming |
mouse | mouse |
TR Kendisini uluslararası bir hareket olarak kabul ettiren Polished Man kampanyası, bu çocuklara yönelik çaba göstermektedir ve bağış toplamaktadır, örn
EN The Polished Man campaign, which has established itself as an international movement, is committed to these children and collects donations, e.g
Turkų | Anglų |
---|---|
uluslararası | international |
hareket | movement |
kampanyası | campaign |
çocuklara | children |
TR Seks oyuncakları chastise hareket arasında şehvetli lezbo cuties katt garcia maserati vid-21
EN See naked great body in baths room
Turkų | Anglų |
---|---|
arasında | in |
TR Masanın altında harika wang sağım hareket
EN Fifty yrs old with massive gorgeous milk cans
TR Sado-mazo kadın baskın tükürür ve hakim - milf femdom hareket
EN Janice griffith facile enticed with money angel group-sex hard style video-16
TR COVID-19 salgını, halk sağlığı sistemlerini her geçen gün daha da zorlarken, dünya çapında hükümetlerin hareket kısıtlamaları ve sokağa çıkma yasakları gibi benzeri görülmemiş...
EN The COVID-19 pandemic is straining public health systems, triggering unprecedented measures by governments around the world, including movement restrictions and shelter-in-place...
Turkų | Anglų |
---|---|
sağlığı | health |
sistemlerini | systems |
çapında | around |
hareket | movement |
kısıtlamaları | restrictions |
TR Sosyal kooperatiflerde, kamu yararı amacını gerçekleştirmek için yerel yönetimler, faydalanıcılar, çalışanlar gibi farklı bileşenler bir arada hareket etmektedir
EN In social cooperatives, different components such as local governments, beneficiaries, employees, local governments act together to realize the purpose of public benefit
Turkų | Anglų |
---|---|
sosyal | social |
kamu | public |
yerel | local |
çalışanlar | employees |
farklı | different |
bileşenler | components |
Rodoma 50 iš 50 vertimų