EN One interesting phenomenon is that young voters up to the age of 24 gave the Greens 23 percent, the FDP 21 percent and the SPD – the third-strongest party – just 15 percent.
EN One interesting phenomenon is that young voters up to the age of 24 gave the Greens 23 percent, the FDP 21 percent and the SPD – the third-strongest party – just 15 percent.
TR İlginç bir fenomen daha var: 24 yaş ve altındaki genç seçmenlerden Yeşiller %23 ve FDP %21 oranında oy alırken, SPD sadece %15 oy alarak üçüncü sırada kaldı.
Anglų | Turkų |
---|---|
age | yaş |
young | genç |
greens | yeşiller |
spd | spd |
and | ve |
third | üçüncü |
EN More than 81 percent of the waste produced in Germany in 2018 was reused; this included just under 70 percent of material waste and almost 12 percent of energy waste
TR Atıkların yüzde 70’inin madde olarak, ve hemen hemen yüzde 12’sinin enerji kazanımında değerlendirilmesiyle, 2018 yılında Almanya’da üretilen atıkların yüzde 81’den fazlası değerlendirildi
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
energy | enerji |
produced | üretilen |
more | fazlası |
and | ve |
EN In the first four months of 2021 the Hilti Group increased sales by 14.7 percent, to CHF 1925 million. In local currencies, growth amounted to 16 percent compared to the same period of the previous year.
TR 2021'in ilk dört ayında Hilti Group, satışlarını yüzde 14,7 artırarak 1925 milyon CHF'ye çıkardı. Yerel para birimlerinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 büyüme gerçekleşti.
Anglų | Turkų |
---|---|
months | ay |
hilti | hilti |
group | group |
percent | yüzde |
million | milyon |
local | yerel |
growth | büyüme |
sales | satış |
year | yıl |
by | göre |
first | ilk |
the | aynı |
four | dört |
same | bir |
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
Anglų | Turkų |
---|---|
mental | ruh |
percent | yüzde |
of | ın |
health | sağlığı |
the | ise |
low | düşük |
middle | orta |
countries | ülkelerde |
and | ve |
this | bu |
global | küresel |
worldwide | çapındaki |
EN The CHP's İmamoğlu received 54.21 percent of votes and Binali Yıldırım from the AKP received 44.99 percent
TR CHP'li İmamoğlu yüzde 54,21, AKP'li Binali Yıldırım ise yüzde 44.99 oy aldı
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
the | ise |
received | aldı |
EN As of September 31, 2020, of the 15 thousand 148 press card holders, only 25 percent were women journalists while 75 percent of press card holders were men.
TR Türkiye’de 31 Aralık 2020 itibariyle 15 bin 148 basın kartı sahibinden yalnızca yüzde 25’i kadın gazeteci. Basın kartı sahibi olan yüzde 75’lik kesim ise erkek gazetecilerden oluşuyor.
Anglų | Turkų |
---|---|
of | ın |
press | basın |
percent | yüzde |
were | olan |
women | kadın |
men | erkek |
as of | itibariyle |
the | ise |
only | yalnızca |
EN Internet usage rate was 87.7 percent for men and 77.5 percent for women (TurkStat August 2021).
TR İnternet kullanım oranı cinsiyete göre incelendiğinde; bu oranın erkeklerde yüzde 87,7, kadınlarda yüzde 77,5 olduğu görüldü (TÜİK Ağustos 2021).
Anglų | Turkų |
---|---|
internet | ağ |
usage | kullanım |
rate | oranı |
percent | yüzde |
and | bu |
august | ağustos |
for | göre |
EN Eighty percent of this population comes from Africa, while 11 percent are black and white mixed hybrids and the rest are Europeans.
TR Bu nüfusun % 84’ünü Afrika’dan getirilen zenciler, % 11’ini zenci beyaz karışımı melezler, kalanını ise Avrupalılar oluşturmaktadır.
Anglų | Turkų |
---|---|
of | ın |
population | nüfusun |
this | bu |
white | beyaz |
EN Mental health challenges contribute to 14 percent of the global burden of disease worldwide; 81 percent of this burden occurs in low- and middle-income countries.
TR Akıl ve ruh sağlığı sorunları, dünya çapındaki küresel hastalıkların yüzde 14'ünü kapsamaktadır. Bu yükün yüzde 81'i ise düşük ve orta gelirli ülkelerde ortaya çıkıyor.
Anglų | Turkų |
---|---|
mental | ruh |
percent | yüzde |
of | ın |
health | sağlığı |
the | ise |
low | düşük |
middle | orta |
countries | ülkelerde |
and | ve |
this | bu |
global | küresel |
worldwide | çapındaki |
EN In order to prevent complications in the formation of majorities by the presence of small and very small parties, a threshold known as “the five percent hurdle” excludes parties that poll less than five percent being represented in the Bundestag.
TR Parlamentoda çoğunluğun sağlanması için gerekli kombinasyonların aşırı karmaşıklaşmasını önlemek amacıyla yüzde beş barajıyla çok küçük partilerin parlamentoya girmesi engellenmiştir.
Anglų | Turkų |
---|---|
in order to | amacıyla |
percent | yüzde |
small | küçük |
to | için |
prevent | önlemek |
five | beş |
EN Alongside the SPD (25.7 percent of the vote), the alliance includes the Greens and the Free Democratic Party (FDP), which had won 14.8 and 11.5 percent of the vote in September respectively
TR Oyların yüzde 25,7’sini alan SPD’nin yanı sıra Birlik 90/Yeşiller (%14,8) ve FDP ( %11,5) hükümette yer alıyor
Anglų | Turkų |
---|---|
alongside | yanı sıra |
percent | yüzde |
greens | yeşiller |
and | ve |
EN This applies particularly to eggs (86 percent) and to fruit and vegetables (86 percent)
TR Bu yaklaşım, özellikle de yumurta (yüzde 86) ve sebze-meyve (yüzde 86) için geçerli
Anglų | Turkų |
---|---|
applies | geçerli |
percent | yüzde |
fruit | meyve |
particularly | özellikle |
and | ve |
this | bu |
to | için |
EN 6. The number of vegetarians doubled from 2020 (five percent) to 2021 (ten percent).
TR 6. Vejetaryen beslenenlerin sayısı 2020’ye oranla (yüzde beş) 2021’de (yüzde on) iki katına çıktı.
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
ten | on |
five | beş |
EN In 2015, 34 percent of people in Germany still ate meat every day, while only 26 percent still do in 2021
TR 2015 yılında Almanya’da nüfusun yüzde 34’ü her gün et/et ürünleri tüketirken, 2021’de bu oran sadece yüzde 26 oldu
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
meat | et |
day | gün |
only | sadece |
of | her |
EN The proportion of people in towns with fewer than 5,000 inhabitants is 20 percent, but 46 percent in cities with more than 500,000 inhabitants.
TR Nüfusu 5.000’den az olan yerlerde bu oran yüzde 20 iken, 500.000’den fazla nüfusa sahip kentlerde yüzde 46’ya varabiliyor.
Anglų | Turkų |
---|---|
fewer | az |
percent | yüzde |
is | olan |
than | bu |
more | fazla |
EN In 2020, greenhouse gas emissions in Germany fell by 42.3 percent as compared with 1990, the reference year, putting them below the 40 percent climate protection target set for 2020
TR Almanya‘da 2020 yılında sera gazı emisyonları, referans olarak alınan 1990’a kıyasla yüzde 42,3 oranında azalma gösterdi ve böylelikle azalma, yüzde 40’lık 2020 iklim hedef rakamından daha fazla oldu
Anglų | Turkų |
---|---|
greenhouse | sera |
gas | gaz |
percent | yüzde |
compared | kıyasla |
reference | referans |
climate | iklim |
emissions | emisyonları |
year | yıl |
target | hedef |
the | fazla |
EN Because of the nuclear phaseout, nuclear power stations produced 14 percent less electricity in 2020 and now account for 12.5 percent of the total.
TR Nükleer enerji santralleri, nükleer enerjiden vazgeçilmesi nedeniyle 2020 yılında yüzde 14 daha az elektrik sağladı ve şu andaki payı yüzde 12,5.
Anglų | Turkų |
---|---|
nuclear | nükleer |
percent | yüzde |
and | ve |
electricity | elektrik |
the | daha |
power | enerji |
of | nedeniyle |
EN The Greens also recorded a markedly higher share of the vote among women (10.2 percent) than among men (7.6 percent)
TR Yeşiller partisi de, erkeklerin %7,6’sından oy almışken, kadınlarda %10,2 ile çok daha yüksek bir oy oranına ulaştı
Anglų | Turkų |
---|---|
greens | yeşiller |
vote | oy |
higher | daha yüksek |
also | de |
among | bir |
EN In the 2017 parliamentary elections, the right-wing populist party’s share of the vote was 16.3 percent among men and 9.2 percent among women
TR 2017 genel seçimlerinde sağ popülist bu parti erkeklerde %16,3’lük kadınlarda ise %9,2’lik bir oy oranına ulaştı
Anglų | Turkų |
---|---|
vote | oy |
right | sağ |
among | bir |
the | ise |
EN In 2018, they accounted for 16.6 percent of final energy consumption, and 37.8 percent of gross electricity consumption
TR 2018‘de enerji tüketimindeki payı yüzde 16,6’ydı, brüt elektrik tüketiminde ise yüzde 37,8
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
energy | enerji |
electricity | elektrik |
EN We have committed to RE100 to source 100 percent renewable electricity across our operations by 2030, and to cutting operational greenhouse emissions by 42 percent in the same timeframe
TR RE100'e yönelik taahhüdümüz kapsamında operasyonlarımız genelinde 2030'a kadar %100 yenilenebilir enerji sağlamayı ve aynı zaman çerçevesinde operasyonel sera emisyonlarını %42 oranında azaltmayı hedefliyoruz
Anglų | Turkų |
---|---|
renewable | yenilenebilir |
electricity | enerji |
operational | operasyonel |
greenhouse | sera |
emissions | emisyonlarını |
and | ve |
operations | operasyonlar |
to | yönelik |
the | aynı |
EN Tesla showed a 184 percent increase in value compared to 2020.
TR 2021'in yıldızları ortaya çıktı.
EN McLaren Racing has announced it is to acquire a 75 percent share in the Arrow McLaren SP IndyCar team at the end of this season.
TR Total Lubrifiants ve Kia Corporation, global iş ortaklıklarını 5 yıl için yeniledi.
Anglų | Turkų |
---|---|
of | in |
to | için |
EN This page's ratio of text to HTML code is below 15 percent, this means that your website probably needs more text content.
TR Web sayfanın yazı/metin oranı %15'in altında, web sitenizin daha fazla metin içeriğine, yazıya ihtiyacı var!
Anglų | Turkų |
---|---|
below | altında |
your website | sitenizin |
website | web |
needs | ihtiyacı |
text | metin |
of | var |
EN It covers 140 million square miles and nearly 75 percent of the Earth's surface. It connects us to each other, across language, and culture. It sustains life and supports life.
TR 360 milyon kilometre karelik alanı kaplıyor ve Dünya yüzeyinin neredeyse yüzde 75 kadarı. Bizi birbirimize, diller ve kültürler arasında bağlıyor. Hayatı devam ettirip, hayatı sürdürüyor.
Anglų | Turkų |
---|---|
million | milyon |
nearly | neredeyse |
percent | yüzde |
life | hayatı |
and | ve |
each | kadar |
us | bizi |
the | arasında |
EN Two percent of the total NIM supply has been irrevocably assigned to Nimiq’s charitable foundation, vesting over 10 years
TR Toplam NIM arzının %2’si geri döndürülemez bir biçimde 10 yıllık bekleme süresiyle Nimiq hayır işleri vakfına aktarılmıştır
Anglų | Turkų |
---|---|
supply | arz |
foundation | vakfı |
to | geri |
EN During testing, EC2’s C5 instances improved our application’s request execution time by over 50-percent when compared to our existing C4 instances
TR Test sırasında, EC2’nin C5 bulut sunucuları mevcut C4 bulut sunucularımıza göre uygulamamızın istek yürütme süresini yüzde 50’yi aşan bir oranda geliştirdi
Anglų | Turkų |
---|---|
testing | test |
s | s |
request | istek |
execution | yürütme |
existing | mevcut |
percent | yüzde |
during | sırasında |
by | göre |
to | bir |
EN European motorcycle sales increase by 10 percent through Q3 2021
TR İstanbul'daki yeni taksi sistemi açıklandı
EN McLaren checked a sample of Sennas and found this issue in 15 percent of them.
TR Sebep ise kırılgan direksiyon üzeri amblemler.
EN MAXAR used HPC on AWS to deliver forecasts 58 percent faster by building a high-speed network solution powered by Amazon EC2, EFA, Amazon FSx for Lustre, and AWS ParallelCluster.
TR MAXAR, AWS'de HPC'yi kullanarak Amazon EC2, EFA, Amazon FSx for Lustre ve AWS ParallelCluster ile desteklenen yüksek hızlı bir ağ çözümü geliştirdi ve bu çözüm sayesinde tahminlerini %58 oranında daha hızlı sundu.
Anglų | Turkų |
---|---|
aws | aws |
amazon | amazon |
and | ve |
high | yüksek |
faster | hızlı |
a | bir |
EN New goal: 80 percent vaccination quota by the end of January +++ Here you find the most important news about the spread of the disease in Germany.
TR Korona virüsünün omikron varyantının yayılması nedeniyle, Noel’den sonra Almanya’da kurallar bariz derecede sıkılaştırılacak.
Anglų | Turkų |
---|---|
the | sonra |
EN Machine learning and computer-assisted proof (55 percent)
TR Yapay öğrenme ve kanıtlama (yüzde 55)
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
and | ve |
EN Image and sound recognition (50 percent)
TR Görüntü ve ses tanıma yöntemleri (yüzde 50)
Anglų | Turkų |
---|---|
and | ve |
sound | ses |
recognition | tanıma |
percent | yüzde |
image | görüntü |
EN Knowledge-based systems (50 percent)
TR Bilgi tabanlı sistem (yüzde 50)
Anglų | Turkų |
---|---|
systems | sistem |
percent | yüzde |
knowledge | bilgi |
based | tabanlı |
EN Speech and text recognition (less than 33 percent)
TR Dil ve metin anlama (yüzde 33’ten daha azı)
Anglų | Turkų |
---|---|
text | metin |
percent | yüzde |
and | ve |
less | az |
EN Proposals are subject to a rigorous selection process, with less than two percent of funding offers being selected.
TR Teklifler, son derece titiz bir seçim sürecine tabidir, finansman tekliflerinin yüzde ikisinden daha azı seçilmektedir.
Anglų | Turkų |
---|---|
process | sürecine |
percent | yüzde |
funding | finansman |
offers | teklifler |
subject to | tabidir |
less | az |
a | bir |
EN The holding company reduced its energy density by 42 percent by implementing more than 50 energy efficiency projects within Kibar Group in the last two years.
TR Son iki yılda Kibar Grubu bünyesinde 50’den fazla enerji verimliliği projesi gerçekleştiren holding, bu çalışmalar sonucunda enerji yoğunluğunu yüzde 42 azalttı.
Anglų | Turkų |
---|---|
energy | enerji |
percent | yüzde |
efficiency | verimliliği |
kibar | kibar |
holding | holding |
group | grubu |
its | bu |
last | son |
more | fazla |
EN Sixty percent of the sales of the group companies were exports.
TR 2016 kombine cirosu 25 milyar TL olan grubun dış ticareti 2.5 milyar dolar, grup şirketlerinin satışlarının %60'ı ise ihracata yönelik.
Anglų | Turkų |
---|---|
were | olan |
the | ise |
sales | satış |
companies | şirketlerinin |
of | yönelik |
group | grup |
EN According to the report published by the Turkish Statistical Institute (TurkStat) (August 2021), Internet penetration of households in Turkey is 92 percent
TR Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 verilerine göre, hanelerin yüzde 92’si evden internete erişim imkanına sahip
Anglų | Turkų |
---|---|
internet | internete |
turkey | türkiye |
percent | yüzde |
to | sahip |
by | göre |
EN This rate was 79 percent in the previous year
TR Bu oran, 2020’de yüzde 79’du
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
this | bu |
EN The rate of citizens who used the Internet to receive public services was 58.9 percent in the 12-month period from April 2020 to March 2021
TR Kamu hizmetlerinden yararlanmak için 2020 yılı Nisan ayı ile 2021 yılı Mart ayını kapsayan on iki aylık dönemde interneti kullanan bireylerin oranı yüzde 58,9 oldu
Anglų | Turkų |
---|---|
internet | interneti |
public | kamu |
percent | yüzde |
period | dönemde |
april | nisan |
march | mart |
month | aylık |
rate | oranı |
was | oldu |
of | in |
to | için |
receive | ile |
EN Of the intended uses of the “e-state” online platform, obtaining information from the websites of public institutions or organizations ranked first with 55.8 percent
TR E-devlet hizmetlerini kullanım amaçları arasında, kamu kurum ya da kuruluşlarına ait web sitelerinden bilgi edinme yüzde 55,8 ile ilk sırayı aldı
Anglų | Turkų |
---|---|
uses | kullanım |
public | kamu |
organizations | kurum |
information | bilgi |
percent | yüzde |
first | ilk |
websites | web |
EN SunExpress is again able to carry 900.000 Passengers, of which 78 percent come from Germany
TR SunExpress tekrar 900.000 yolcu taşıdı; taşınan yolcuların yüzde 78'i Almanya'dan
Anglų | Turkų |
---|---|
passengers | yolcular |
of | ın |
percent | yüzde |
sunexpress | sunexpress |
again | tekrar |
EN The market share in Germany grows by 20 percent
TR SunExpress'in Almanya pazar payı yüzde 20'ye ulaştı
Anglų | Turkų |
---|---|
germany | almanya |
percent | yüzde |
share | payı |
market | pazar |
EN In order to explore emerging markets and keep the constant growth upright, the 100 percent subsidiary SunExpress Deutschland GmbH is established in 2011.
TR Daha fazla büyümek, yeni pazarlara girmek ve çok daha fazla noktaya uçmak için yüzde 100 SunExpress kuruluşu olan SunExpress Deutschland GmbH kuruldu.
Anglų | Turkų |
---|---|
percent | yüzde |
deutschland | deutschland |
sunexpress | sunexpress |
and | ve |
is | olan |
to | için |
the | fazla |
EN It’s not possible to be completely safe on the internet, and we can’t guarantee a %100 percent safety
TR İnternette tamamen güvenli olmak mümkün değildir ve yüzde 100 güvenlik garantisi veremeyiz
Anglų | Turkų |
---|---|
possible | mümkün |
completely | tamamen |
and | ve |
guarantee | garantisi |
percent | yüzde |
safety | güvenlik |
to | güvenli |
EN Amazon EC2 instances running AWS Graviton2 provide up to 40 percent better price performance over comparable current generation x86-based instances."
TR AWS Graviton2 çalıştıran Amazon EC2 bulut sunucuları, karşılaştırılabilir güncel nesil x86 tabanlı bulut sunucularına kıyasla yüzde 40'a kadar daha iyi fiyat performansı sunuyor."
Anglų | Turkų |
---|---|
amazon | amazon |
aws | aws |
percent | yüzde |
current | güncel |
generation | nesil |
based | tabanlı |
price | fiyat |
better | daha iyi |
over | karşı |
to | kadar |
EN Expedia Group is all in on AWS, with plans to migrate 80 percent of its mission-critical apps from its on-premises data centers to the cloud in the next two to three years
TR Expedia Group, önümüzdeki iki ila üç yılda şirket içindeki veri merkezlerinde bulunan görev açısından kritik uygulamaların %80'ini buluta geçirme planlarıyla her konuda AWS'ye güveniyor
Anglų | Turkų |
---|---|
group | group |
data | veri |
mission | görev |
critical | kritik |
from | açısından |
is | bulunan |
plans | planları |
years | a |
apps | uygulamaları |
to | her |
EN MAXAR used HPC on AWS to deliver forecasts 58 percent faster by building a high-speed network solution powered by Amazon EC2, EFA, Amazon FSx for Lustre, and AWS ParallelCluster.
TR MAXAR, AWS'de HPC'yi kullanarak Amazon EC2, EFA, Amazon FSx for Lustre ve AWS ParallelCluster ile desteklenen yüksek hızlı bir ağ çözümü geliştirdi ve bu çözüm sayesinde tahminlerini %58 oranında daha hızlı sundu.
Anglų | Turkų |
---|---|
aws | aws |
amazon | amazon |
and | ve |
high | yüksek |
faster | hızlı |
a | bir |
EN McLaren checked a sample of Sennas and found this issue in 15 percent of them.
TR Üç model bu geri çağırmadan etkilendi.
Anglų | Turkų |
---|---|
a | a |
this | bu |
Rodoma 50 iš 50 vertimų