EN Ethnic distribution of population: Black race 90.9%, East Indian 1.3%, white race 0.2%, Chinese 0.2%, hybrid 7.3%, other 0.1%
{search} Anglų gali būti išverstas į šiuos Turkų žodžius / frazes:
EN Ethnic distribution of population: Black race 90.9%, East Indian 1.3%, white race 0.2%, Chinese 0.2%, hybrid 7.3%, other 0.1%
TR Nüfusun etnik dağılımı; Siyah ırk %90.9, Doğu Hindistanlı %1.3, beyaz ırk %0.2, Çinli %0.2, melez %7.3, diğer %0.1
Anglų | Turkų |
---|---|
population | nüfusun |
east | doğu |
other | diğer |
white | beyaz |
black | siyah |
EN Ethnic distribution of population: Black race 90.9%, East Indian 1.3%, white race 0.2%, Chinese 0.2%, hybrid 7.3%, other 0.1%
TR Nüfusun etnik dağılımı; Siyah ırk %90.9, Doğu Hindistanlı %1.3, beyaz ırk %0.2, Çinli %0.2, melez %7.3, diğer %0.1
Anglų | Turkų |
---|---|
population | nüfusun |
east | doğu |
other | diğer |
white | beyaz |
black | siyah |
EN Phemex welcomes you to our “Race for Glory” Twitter Giveaway! The goal is to have you share customized Phemex tweets to spread the word about our new products and offerings! The total prize pool i……
TR Phemex sizi "Phemex ile Milyon" Twitter Çekilişine davet ediyor! Phemex'teki 1.000.000 kaydı kutlamak için topluluğumuzun en çok sevdiği şekilde - DOGECOIN'i vererek yapmak istiyo……
EN Currently trending are Venge.io, Bullet Force Multiplayer and Rabbids Wild Race.
TR Şu anda trend olan Venge.io, Bullet Force Multiplayer ve Rabbids Wild Race.
Anglų | Turkų |
---|---|
trending | trend |
are | olan |
and | ve |
EN 10.2. By 2030, empower and promote the social, economic and political inclusion of all, irrespective of age, sex, disability, race, ethnicity, origin, religion or economic or other status
TR 10.2. 2030’a kadar yaşa, cinsiyete, engelliliğe, ırka, etnik kökene, dine, ekonomik ya da başka bir statüye bakılmaksızın herkesin güçlendirilmesi ve sosyal, ekonomik ve siyasi olarak kapsanmasının desteklenmesi
Anglų | Turkų |
---|---|
social | sosyal |
economic | ekonomik |
political | siyasi |
age | yaş |
status | statü |
and | ve |
the | başka |
EN We sign the Kibar Group Framework Agreement before working with suppliers to ensure that they cannot be treated differently and unfairly due to personal characteristics and preferences such as language, religion, race, gender.
TR Dil, din, ırk, cinsiyet gibi kişisel özellikler ve tercihler nedeniyle farklı ve adil olmayan bir uygulamada bulunulamayacağına ilişkin tedarikçiler ile çalışılmaya başlanmadan önce Kibar Grubu Çerçeve Sözleşmesi imzalıyoruz.
Anglų | Turkų |
---|---|
kibar | kibar |
suppliers | tedarikçiler |
gender | cinsiyet |
agreement | sözleşmesi |
group | grubu |
and | ve |
personal | kişisel |
due | bir |
with | ile |
EN Black race 95%, hybrids and whites 5%
TR Siyah ırk %95, melez ve beyazlar %5.
Anglų | Turkų |
---|---|
black | siyah |
and | ve |
EN This developed into a sport, in which people would race their cars up dunes, and modify them to make them faster and more powerful
TR Bu, insanların arabalarını kum tepelerinde yarışacakları ve onları daha hızlı ve daha güçlü hale getirmek için değiştirecekleri bir spora dönüştü
Anglų | Turkų |
---|---|
faster | hızlı |
powerful | güçlü |
cars | arabalar |
this | bu |
people | insanlar |
and | ve |
a | bir |
EN The race victories gave a sporty image to the marque, and Enzo Ferrari founded the Scuderia Ferrari racing team in 1929 as an Alfa Romeo racing team, before becoming independent in 1939
TR Yarış zaferleri markete sportif bir görüntü verdi ve Enzo Ferrari 1929'da Alfa Romeo yarış takımı olarak Scuderia Ferrari yarış takımı, 1939'da bağımsız olmadan önce
Anglų | Turkų |
---|---|
ferrari | ferrari |
alfa | alfa |
romeo | romeo |
independent | bağımsız |
image | görüntü |
and | da |
team | takımı |
EN Founded by Enzo Ferrari out of Alfa Romeos race division as Auto Avio Costruzioni, the company built its first car in 1940
TR Enzo Ferrari tarafından Alfa Romeos yarış bölümünden Auto Avio Costruzioni olarak kurulan şirket, ilk arabasını 1940 yılında üretti
Anglų | Turkų |
---|---|
founded | kurulan |
ferrari | ferrari |
alfa | alfa |
company | şirket |
by | tarafından |
first | ilk |
the | olarak |
EN Dodge cars are extremely stylish with some unparalleled features that keep it dominant in the race of major car brands. Some of the features why you should choose a Dodge car are mentioned below:
TR Dodge arabalar, büyük otomobil markalarının yarışında hakimiyetini koruyan bazı benzersiz özelliklerle son derece şıktır. Neden bir Dodge otomobil seçmeniz gereken özelliklerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:
Anglų | Turkų |
---|---|
extremely | son derece |
major | büyük |
should | gereken |
features | özelliklerle |
in | da |
cars | arabalar |
why | neden |
below | aşağıda |
some | bazı |
brands | markalar |
a | benzersiz |
EN The race to under one millisecond will characterize the next few years, with winners and losers
TR Bir milisaniyenin altına ulaşma yarışı, kazananları ve kaybedenleri ile önümüzdeki birkaç yılı karakterize edecek
Anglų | Turkų |
---|---|
will | edecek |
and | ve |
to | birkaç |
years | bir |
EN Edge opportunities are seemingly boundless, which will drive significant investment in this sphere. Organizations don?t want to be left behind in the race to drive more revenue from the data they already possess.
TR Edge fırsatları, görünüşte sınırsızdır ve bu durum, bu alanda önemli yatırımları artıracaktır. Kuruluşlar, halihazırda sahip oldukları verilerden daha fazla gelir elde etme yarışında geride kalmak istemiyorlar.
Anglų | Turkų |
---|---|
organizations | kuruluşlar |
edge | edge |
significant | önemli |
this | bu |
the | etme |
opportunities | fırsatları |
will | gelir |
to | sahip |
they | ve |
be | elde |
EN Hate speech or content that promotes hatred based on players’ identity, for instance on the basis of their race, ethnicity, religion, gender, sex or sexual orientation.
TR Oyuncuların kimliğine, örneğin ırkına, etnik kökenine, dinine, cinsiyetine veya cinsel yönelimine dayalı olarak nefreti teşvik eden nefret söylemi veya içeriği.
Anglų | Turkų |
---|---|
content | içeriği |
players | oyuncular |
sexual | cinsel |
of | in |
or | veya |
based | dayalı |
EN In this webinar we will investigate technologies and solutions that will help you stay ahead in the race to the shelves.
TR Bu web seminerinde raflardaki yarışta önde kalmanıza yardımcı olacak teknolojileri ve çözümleri inceleyeceğiz.
Anglų | Turkų |
---|---|
technologies | teknolojileri |
ahead | önde |
help | yardımcı |
solutions | çözümleri |
this | bu |
and | ve |
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
TR Her katılımcının ayrı bir kanal veya parça halinde kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir.
Anglų | Turkų |
---|---|
transcript | transkripte |
sonix | sonix |
or | veya |
and | ve |
in | halinde |
then | ardından |
channel | kanal |
separate | ayrı |
a | bir |
each | her |
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
TR Her katılımcının ayrı bir kanala veya parçaya kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir..
Anglų | Turkų |
---|---|
transcript | transkripte |
sonix | sonix |
or | veya |
and | ve |
channel | kanal |
separate | ayrı |
then | ardından |
a | bir |
each | her |
EN Determine the value of each link prospect by checking its rating, which includes additional information for each domain. Move the best prospects to your "In Progress" list to start earning backlinks.
TR Her bir alan adı için ekstra bilgiler içeren, her bir muhtemel bağlantının değerine sıralamasını kontrol ederek karar verin. Backlinkleri kazanmak için, en iyi potansiyelleri ''Devam Eden'' listesinize taşıyın.
Anglų | Turkų |
---|---|
checking | kontrol |
additional | ekstra |
information | bilgiler |
earning | kazanmak |
link | bağlantı |
value | bir |
domain | alan |
best | en |
EN The DGBB system allows each masternode to vote once (yes/no/abstain) for each proposal
TR DGBB sistemi her bir masternode'a her bir öneri için sadece bir kez oy atma hakkı tanır (evet/hayır/çekimser)
Anglų | Turkų |
---|---|
vote | oy |
system | sistemi |
yes | evet |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN Get a better understanding of the differen-ces between a market maker and a liquidity provider. Find out more about how each busi-ness model operates and how they differ from each other in the way they operate.
TR Piyasa yapıcı ile likidite sağlayıcı arasındaki farkları daha iyi anlayın. İşletme modellerinin nasıl çalıştığını ve diğerlerinden nasıl farklılaştıklarını kavrayın.
Anglų | Turkų |
---|---|
market | piyasa |
liquidity | likidite |
provider | sağlayıcı |
other | farklı |
better | daha iyi |
and | ve |
how | nasıl |
between | arasındaki |
more | daha |
EN Organize your client files with ease. Sonix gives you the ultimate flexibility to create folders for each transcriber and each client.
TR İstemci dosyalarınızı kolaylıkla düzenleyin. Sonix, her transcriber ve her istemci için klasörler oluşturmak için size nihai esneklik sağlar.
Anglų | Turkų |
---|---|
client | istemci |
sonix | sonix |
flexibility | esneklik |
with ease | kolaylıkla |
ease | sağlar |
files | dosyaları |
and | ve |
the | size |
EN As each customer is different, each journey is different too
TR Her müşteri farklı olduğu gibi her yolculuk da farklıdır
Anglų | Turkų |
---|---|
as | gibi |
customer | müşteri |
is | olduğu |
different | farklı |
journey | yolculuk |
too | da |
each | her |
EN Whether it’s a color wave you initiate with each key press, or a color shift each time you click your mouse, reactive lighting adds a new level of immersion to your gaming.
TR İster her tuş basımıyla başlatılan bir renk dalgası, ister her mouse tıklamanızla değişen renkler olsun, reaktif aydınlatma, oyunculuğunuza yeni bir boyut kazandıracak.
Anglų | Turkų |
---|---|
color | renk |
lighting | aydınlatma |
key | tuş |
mouse | mouse |
its | olsun |
a | bir |
new | yeni bir |
to | her |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN The DGBB system allows each masternode to vote once (yes/no/abstain) for each proposal
TR DGBB sistemi her bir masternode'a her bir öneri için sadece bir kez oy atma hakkı tanır (evet/hayır/çekimser)
Anglų | Turkų |
---|---|
vote | oy |
system | sistemi |
yes | evet |
EN Each manual page also has specific information for each function like information on function parameters, behavior changes, return values for both success and failure, and availability information
TR Ayrıca, her kılavuz sayfasında her işlevin değiştirgeleri, davranış değişiklikleri, başarı ya da başarısızlık durumunda döndürülen değerler ve kullanılabilirlik bilgileri bulunmaktadır
Anglų | Turkų |
---|---|
information | bilgileri |
changes | değişiklikleri |
values | değerler |
availability | kullanılabilirlik |
behavior | davranış |
has | bulunmaktadır |
page | sayfası |
success | başarı |
both | de |
and | ve |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN From our castles in the Rockies to modern wonders in exotic places, each hotel celebrates, captures and connects to each destination’s distinctive spirit so we can share it with our valued guests
TR Rockies’deki kalelerimizden, egzotik yerlerdeki modern harikalara, her bir otel, değerli misafirlerimiz ile paylaşabilmemiz için her bir destinasyonun seçkin ruhunu yakalar, kutlar ve ona bağlanır
Anglų | Turkų |
---|---|
modern | modern |
exotic | egzotik |
hotel | otel |
captures | yakalar |
valued | değerli |
and | ve |
distinctive | bir |
EN What can each of us do to counteract species extinction? Each and every one of us makes decisions every day that have something to do with how the world functions
TR Türlerin ölümüne karşı bireyler neler yapabilir? Her birimiz her gün dünyanın nasıl işleyeceğine dair kararlar alıyoruz
Anglų | Turkų |
---|---|
decisions | kararlar |
world | dünyanın |
can | yapabilir |
what | neler |
how | nasıl |
EN After shuffling, a presenter opens one card for each of the players until each has three cards
TR Kartları karıştırdıktan sonra sunum yapan kişi, oyuncuların her biri üç kartı olana kadar her oyuncu için bir kart açar
Anglų | Turkų |
---|---|
players | oyuncular |
a | bir |
for | için |
the | sonra |
cards | kartlar |
EN The maximum possible replacements for each pattern in each subject string. Defaults to -1 (no limit).
TR Her konu dizgesinde her şablon için olası azami yer değiştirme sayısı. -1 öntanımlıdır (sınırsız).
Anglų | Turkų |
---|---|
possible | olası |
EN Get a better understanding of the differen-ces between a market maker and a liquidity provider. Find out more about how each busi-ness model operates and how they differ from each other in the way they operate.
TR Piyasa yapıcı ile likidite sağlayıcı arasındaki farkları daha iyi anlayın. İşletme modellerinin nasıl çalıştığını ve diğerlerinden nasıl farklılaştıklarını kavrayın.
Anglų | Turkų |
---|---|
market | piyasa |
liquidity | likidite |
provider | sağlayıcı |
other | farklı |
better | daha iyi |
and | ve |
how | nasıl |
between | arasındaki |
more | daha |
EN Organize your client files with ease. Sonix gives you the ultimate flexibility to create folders for each transcriber and each client.
TR İstemci dosyalarınızı kolaylıkla düzenleyin. Sonix, her transcriber ve her istemci için klasörler oluşturmak için size nihai esneklik sağlar.
Anglų | Turkų |
---|---|
client | istemci |
sonix | sonix |
flexibility | esneklik |
with ease | kolaylıkla |
ease | sağlar |
files | dosyaları |
and | ve |
the | size |
EN We can aim to get eight hours of sleep each night, going to bed and waking up at the same time each day, turning off screens an hour before bed, avoiding caffeine in the afternoon, and establishing morning and evening routines
TR Her gece sekiz saat uyumayı, her gün aynı saatte yatıp kalkmayı, yatmadan bir saat önce ekranları kapatmayı, öğleden sonra kafeinden uzak durmayı, sabah ve akşam rutinleri oluşturmayı hedefleyebiliriz
Anglų | Turkų |
---|---|
morning | sabah |
evening | gece |
and | ve |
hours | saat |
the | aynı |
day | gün |
before | önce |
EN As each customer is different, each journey is different too
TR Her müşteri farklı olduğu gibi her yolculuk da farklıdır
Anglų | Turkų |
---|---|
as | gibi |
customer | müşteri |
is | olduğu |
different | farklı |
journey | yolculuk |
too | da |
each | her |
EN To find out what’s in the latest version of each Creative Cloud desktop app, check out each product’s page on Adobe.com.
TR Creative Cloud masaüstü uygulamalarının en yeni sürümlerinde hangi özelliklerin olduğunu öğrenmek için Adobe.com'da ilgili ürünün sayfasına bakın.
Anglų | Turkų |
---|---|
cloud | cloud |
adobe | adobe |
creative | creative |
desktop | masaüstü |
page | sayfası |
on | ilgili |
latest | en |
of | in |
find | öğrenmek |
EN The key to getting a good benchmark is using the same survey questions each time with each group.
TR İyi bir kıstas elde etmenin anahtarı, her grupta her seferinde aynı anket sorularını kullanmaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
survey | anket |
time | seferinde |
questions | sorular |
key | anahtar |
to | her |
the | aynı |
same | bir |
EN The key to getting a good benchmark is using the same survey questions each time with each group.
TR İyi bir kıstas elde etmenin anahtarı, her grupta her seferinde aynı anket sorularını kullanmaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
survey | anket |
time | seferinde |
questions | sorular |
key | anahtar |
to | her |
the | aynı |
same | bir |
EN The key to getting a good benchmark is using the same survey questions each time with each group.
TR İyi bir kıstas elde etmenin anahtarı, her grupta her seferinde aynı anket sorularını kullanmaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
survey | anket |
time | seferinde |
questions | sorular |
key | anahtar |
to | her |
the | aynı |
same | bir |
Rodoma 50 iš 50 vertimų