EN We will come from all over the country again, new friendships will form again, we will learn many things from each other and say "see you next time!", and then the next time will come.
{search} Anglų gali būti išverstas į šiuos Turkų žodžius / frazes:
EN We will come from all over the country again, new friendships will form again, we will learn many things from each other and say "see you next time!", and then the next time will come.
TR Yurdun dört bir yanından geleceğiz yine, yine yepyeni dostluklar oluşacak, birbirimizde pek çok şey öğrenip, “bir sonrakine” diye, vedalaşacağız ve ardından sonraki gelecek.
Anglų | Turkų |
---|---|
again | yine |
new | yepyeni |
next | sonraki |
then | ardından |
EN You’ll get significantly more inbound leads who will come to you through organic searches, and this will often lead to more dedicated consumers who will be likely to come back.
TR Organik aramalar yoluyla size gelecek olan önemli ölçüde daha fazla gelen müşteri adayı elde edeceksiniz ve bu genellikle geri gelme olasılığı daha yüksek olan daha sadık tüketicilere yol açacaktır.
Anglų | Turkų |
---|---|
organic | organik |
searches | aramalar |
often | genellikle |
this | bu |
get | elde |
to | geri |
and | ve |
EN "My very special place. Unique architecture and stunning views over the Danube. Come before sunset and watch the city lights come up! No words could describe it... my favorite spot in Budapest. ????"
TR "Budapeşte'yi tepeden gören bir başka yer finiküler veya otobüsle ulaşmak mümkün 24 saatlik ulaşım bilet fiyatı ile finiküler bileti hemen hemen aynı fiyat ikisinden birini tercih edebilirsiniz."
Anglų | Turkų |
---|---|
in | yer |
unique | ile |
the | aynı |
and | bir |
EN "My very special place. Unique architecture and stunning views over the Danube. Come before sunset and watch the city lights come up! No words could describe it... my favorite spot in Budapest. ????"
TR "Budapeşte'yi tepeden gören bir başka yer finiküler veya otobüsle ulaşmak mümkün 24 saatlik ulaşım bilet fiyatı ile finiküler bileti hemen hemen aynı fiyat ikisinden birini tercih edebilirsiniz."
Anglų | Turkų |
---|---|
in | yer |
unique | ile |
the | aynı |
and | bir |
EN "My very special place. Unique architecture and stunning views over the Danube. Come before sunset and watch the city lights come up! No words could describe it... my favorite spot in Budapest. ????"
TR "Budapeşte'yi tepeden gören bir başka yer finiküler veya otobüsle ulaşmak mümkün 24 saatlik ulaşım bilet fiyatı ile finiküler bileti hemen hemen aynı fiyat ikisinden birini tercih edebilirsiniz."
Anglų | Turkų |
---|---|
in | yer |
unique | ile |
the | aynı |
and | bir |
EN "My very special place. Unique architecture and stunning views over the Danube. Come before sunset and watch the city lights come up! No words could describe it... my favorite spot in Budapest. ????"
TR "Budapeşte'yi tepeden gören bir başka yer finiküler veya otobüsle ulaşmak mümkün 24 saatlik ulaşım bilet fiyatı ile finiküler bileti hemen hemen aynı fiyat ikisinden birini tercih edebilirsiniz."
Anglų | Turkų |
---|---|
in | yer |
unique | ile |
the | aynı |
and | bir |
EN "My very special place. Unique architecture and stunning views over the Danube. Come before sunset and watch the city lights come up! No words could describe it... my favorite spot in Budapest. ????"
TR "Budapeşte'yi tepeden gören bir başka yer finiküler veya otobüsle ulaşmak mümkün 24 saatlik ulaşım bilet fiyatı ile finiküler bileti hemen hemen aynı fiyat ikisinden birini tercih edebilirsiniz."
Anglų | Turkų |
---|---|
in | yer |
unique | ile |
the | aynı |
and | bir |
EN "My very special place. Unique architecture and stunning views over the Danube. Come before sunset and watch the city lights come up! No words could describe it... my favorite spot in Budapest. ????"
TR "Budapeşte'yi tepeden gören bir başka yer finiküler veya otobüsle ulaşmak mümkün 24 saatlik ulaşım bilet fiyatı ile finiküler bileti hemen hemen aynı fiyat ikisinden birini tercih edebilirsiniz."
Anglų | Turkų |
---|---|
in | yer |
unique | ile |
the | aynı |
and | bir |
EN Sector representatives and users will be able to come together in a single area.
TR Sektör temsilcileri ve kullanıcılar tek bir alanda biraraya gelebileceklerdir.
Anglų | Turkų |
---|---|
sector | sektör |
representatives | temsilcileri |
and | ve |
users | kullanıcılar |
a | bir |
to | tek |
EN Even though we will not be able to come together physically with all our supporters and followers due to the COVID-19 restrictions, you're all invited to share our 50th anniversary excitement by joining the event live on YouTube.
TR Pandemi koşulları sebebiyle tüm destekçilerimiz ve takipçilerimizle fiziksel olarak bir araya gelemesek de 50. yıl coşkumuzu UNFPA Türkiye’nin YouTube kanalından canlı yayında paylaşabilirsiniz.
Anglų | Turkų |
---|---|
share | paylaş |
live | canlı |
even | bir |
and | ve |
all | tüm |
EN We celebrated our 50th year in Turkey with a big event themed Butterfly Effect on 3rd of November in Ankara. Even though we were not be able to come...
TR UNFPA Türkiye ailesi olarak, 50 yıldır Türkiye'nin dört bir yanında en kırılgan gruplara ulaşarak bütün farklılıklardan bağımsız olarak herkesin daha...
Anglų | Turkų |
---|---|
turkey | türkiye |
even | bir |
though | olarak |
were | daha |
EN SunExpress is again able to carry 900.000 Passengers, of which 78 percent come from Germany
TR SunExpress tekrar 900.000 yolcu taşıdı; taşınan yolcuların yüzde 78'i Almanya'dan
Anglų | Turkų |
---|---|
passengers | yolcular |
of | ın |
percent | yüzde |
sunexpress | sunexpress |
again | tekrar |
EN Sector representatives and users will be able to come together in a single area.
TR Sektör temsilcileri ve kullanıcılar tek bir alanda biraraya gelebileceklerdir.
Anglų | Turkų |
---|---|
sector | sektör |
representatives | temsilcileri |
and | ve |
users | kullanıcılar |
a | bir |
to | tek |
EN It's able to provide you with real-time data on a day-by-day basis so that you're able to pull up all of the valuable rank tracking metrics you need
TR Size gün bazında gerçek zamanlı veriler sağlayabilir, böylece ihtiyacınız olan tüm değerli sıralama izleme metriklerini elde edebilirsiniz
Anglų | Turkų |
---|---|
of | ın |
valuable | değerli |
rank | sıralama |
tracking | izleme |
time | zamanlı |
with | elde |
real | gerçek |
all | tüm |
you need | ihtiyacınız |
data | veriler |
a | olan |
EN Once you’ve entered all of this information, you’ll be able to conduct your SERP check. You’ll be brought to the results page, where you’ll be able to see the results for the keyword that you entered into the checker.
TR Tüm bu bilgileri girdikten sonra SERP kontrolünüzü gerçekleştirebileceksiniz. Sonuçlar sayfasına yönlendirileceksiniz ve burada denetleyiciye girdiğiniz anahtar kelime için sonuçları görebileceksiniz.
Anglų | Turkų |
---|---|
information | bilgileri |
serp | serp |
page | sayfası |
this | bu |
check | kontrol |
all | tüm |
your | ve |
results | sonuçları |
of | in |
the | burada |
EN Come and meet experts in your field and enjoy world class content at one of the many events that Elsevier proudly hosts or participates in every years.
TR Alanınızda çalışan uzmanlarla tanışın ve Elsevier'in her yıl gururla düzenlediği veya katıldığı pek çok etkinlikten birinde birinci sınıf içeriklerle tanışın.
Anglų | Turkų |
---|---|
meet | tanışın |
experts | uzmanlarla |
class | sınıf |
years | yıl |
many | pek |
or | veya |
and | ve |
of | her |
EN See the number of backlinks to the page and where they come from.
TR Sayfaya giden backlinklerin sayısını ve nerelerden geldiklerini görün.
Anglų | Turkų |
---|---|
of | ın |
from | giden |
see | görün |
and | ve |
EN Usually, people, come from the temple and the Odeon, was reaching to the theater by using this field
TR Genellikle tapınak ve odeondan gelen kişiler bu alanı kullanarak tiyatroya ulaşıyordu
Anglų | Turkų |
---|---|
usually | genellikle |
and | ve |
this | bu |
field | alan |
using | kullanarak |
the | kişiler |
EN If you want to learn SEO, you’ve come to the right place.
TR Eğer SEO öğrenmek istiyorsanız, doğru yere geldiniz.
Anglų | Turkų |
---|---|
if | eğer |
seo | seo |
if you want | istiyorsanız |
learn | öğrenmek |
EN Map out where you’ve been and where you want to go next, and see how far you’ve come.
TR Nerelerden geldiğinizi, bundan sonra nereye gitmek istediğinizi, ve ne kadar ilerleme kat ettiğinizi görün.
Anglų | Turkų |
---|---|
where | nereye |
and | ve |
see | görün |
been | ne |
EN As such, you agree to take reasonable precautions and exercise the utmost personal care in all interactions with any individual you come into contact with through the Services, particularly if you decide to meet such individuals in person
TR Bu itibarla, Hizmet yoluyla temas ettiğiniz herhangi bir bireyle olan ilişkilerinizde mantık dahilinde önlem anlamayı ve son derece dikkatli olmayı kabul etmektesiniz, özellikle de bu kişilerle şahsen buluşmayı planlıyorsanız
Anglų | Turkų |
---|---|
utmost | son derece |
contact | temas |
and | ve |
the | kabul |
any | herhangi |
exercise | hizmet |
come | bu |
particularly | özellikle |
EN These finds, which come together with the products of the Central Anatolian Bronze Age civilizations, document that there is an advanced trade and culture exchange in the region
TR İç Anadolu Bronz Çağı uygarlıkları ürünleriyle bir arada çıkan bu buluntular bölgede gelişmiş ticaret ve kültür alış verişi olduğunu belgelemektedir
Anglų | Turkų |
---|---|
bronze | bronz |
trade | ticaret |
culture | kültür |
advanced | gelişmiş |
is | olduğunu |
and | ve |
these | bu |
products | bir |
EN Recycling should come only after we’ve gotten every bit of use out of a product.
TR Geri dönüşüm, söz konusu cihazın kullanabileceğimiz her parçasını kullanıp tükettikten sonra gelmeli.
Anglų | Turkų |
---|---|
recycling | geri dönüşüm |
out | geri |
after | sonra |
of | her |
EN Come and explore the latest DApps, DeFi platforms and NFTs all powered by your friendly, talkative crypto app.
TR Gelin ve arkadaş canlısı, konuşkan kripto uygulamanız tarafından desteklenen en yeni DApp'leri, DeFi platformlarını ve kripto koleksiyonlarını keşfedin.
Anglų | Turkų |
---|---|
explore | keşfedin |
defi | defi |
platforms | platformlar |
crypto | kripto |
by | tarafından |
latest | en |
and | ve |
EN The law is expected to come into effect from September 7, 2021
TR Yasanın 7 Eylül 2021'den itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor
Anglų | Turkų |
---|---|
september | eylül |
to | e |
EN Best of all, your security and privacy don’t come at the cost of your connection speed
TR Hepsinden iyisi ise güvenliğiniz ve gizliliğiniz için bağlantı hızınızdan ödün vermek zorunda kalmazsınız
Anglų | Turkų |
---|---|
connection | bağlantı |
speed | hız |
of | in |
the | ise |
and | ve |
security | güvenli |
EN We are currently unable to display search results. Please come back later.
TR Şu anda arama sonuçlarını görüntüleyemiyoruz. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Anglų | Turkų |
---|---|
search | arama |
later | daha sonra |
results | sonuçlarını |
please | lütfen |
EN Used furniture and decor products add value to their values and bring a breath of fresh air to their new spaces when they come to life in another place
TR Kullanılmış mobilyalar ve dekor ürünleri başka bir mekanda yeniden hayat bulduklarında hem değerlerine değer katıyor hem de yeni mekanlarına keyifli bir soluk getiriyor
Anglų | Turkų |
---|---|
decor | dekor |
life | hayat |
another | başka |
used | kullanılmış |
new | yeni |
products | ürünleri |
value | değer |
and | ve |
EN "I live 3 blocks from the Capitol Bldg & I consider the Mall my back yard so, I invite you to come and enjoy my yard. Many things go on during the year so, there is usually something for everyone."
TR "Washington DC'nin turistik bölgesi! Beyaz Saray, sanattan tarihe müzeler, anıtlar, kamu binaları ve yeşil alanlardan oluşan bir yer."
Anglų | Turkų |
---|---|
and | ve |
the | beyaz |
to | bir |
EN Lamborghini Aventador SV Wheels Could Come Off
TR Mercedes-Benz'den ABD'de çok kapsamlı bir geri çağırma!
Anglų | Turkų |
---|---|
off | bir |
EN Eaton adaptors now come with Dura-Kote plating, which gives you up to 1,000 hours of corrosion resistance
TR Eaton adaptörleri artık 1.000 saate kadar korozyon direnci sağlayan Dura-Kote kaplamasına sahip
Anglų | Turkų |
---|---|
eaton | eaton |
now | artık |
to | sahip |
EN As a primary dwelling or a getaway retreat, your whole-ownership home can be enjoyed through all seasons and will become a legacy for generations to come
TR Bu rezidanslar asıl eviniz ya da kaçamak yeriniz olabilir, bununla birlikte buradan edineceğiniz mülkü tüm mevsimlerde kullanabilir ve çocuklarınıza miras bırakabilirsiniz
Anglų | Turkų |
---|---|
or | buradan |
primary | asıl |
be | olabilir |
ownership | miras |
all | tüm |
and | ve |
come | bu |
through | da |
EN Come celebrate with us 25 years of unforgettable memories!
TR Kendiniz için bir oda rezervasyonu yaptırdığınızda, çocuklarınız için ikinci odanın keyfini %50 indirim ayrıcalığı ile çıkartın.
Anglų | Turkų |
---|---|
years | bir |
of | in |
with | ile |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
Anglų | Turkų |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN We have come a long way, but we are also aware that there are many women who cannot get in touch with us at a time when it is so difficult to identify cases and reach people.
TR Oldukça önemli de bir yol kat etmeyi başardık, ancak vakaları tespit etmenin ve kişilere ulaşmanın böylesine güç olduğu bir dönemde bizimle iletişime geçemeyen çok sayıda kadın olduğunun da bilincindeyiz.
Anglų | Turkų |
---|---|
way | yol |
with us | bizimle |
women | kadın |
in | da |
is | olduğu |
and | ve |
a | sayıda |
identify | tespit |
but | ancak |
at | de |
touch | iletişime |
EN We Come Together With Our Foreign Guests Within The Scope of Erasmus+ Adult Education Programme
TR Yurtdışından Konuklarımızla Erasmus + Yetişkin Eğitimi Kapsamında Buluştuk
Anglų | Turkų |
---|---|
within | e |
adult | yetişkin |
education | eğitimi |
scope | kapsamında |
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
Anglų | Turkų |
---|---|
networks | ağlar |
platforms | platformlar |
other | diğer |
topics | konularda |
for | amaçlar |
and | ve |
in | içerisinde |
to | belirli |
EN Also this cooperation model that come forward to support and extend power of localization plays an effective role in establishing a closer bridge between host community and refugees.
TR Ayrıca yerelleşmenin gücünü desteklemek ve yaygınlaştırmak için öne çıkan bu iş birliği modeli, ev sahibi toplum ve mülteciler arasında daha yakın köprü kurulmasında da etkili bir rol oynuyor.
Anglų | Turkų |
---|---|
model | modeli |
power | gücü |
effective | etkili |
role | rol |
community | toplum |
refugees | mülteciler |
this | bu |
closer | daha yakın |
and | ve |
in | da |
to support | desteklemek |
of | in |
a | bir |
EN Phemex users, come enjoy another round of Grab a Coin! To celebrate the new listing of AXS on our spot trading platform, Phemex is giving away $73,000 worth of AXS. All you need to do is click on o……
TR Değerli Phemex Kullanıcıları, Tokyo Olimpiyatları sonunda başladı! Phemex olarak bizler uluslararası spor müsabakalarının tekrar düzenlenebilmesinden dolayı mutlu ve heyecanlıyız, zi……
EN Come join us on this incredible journey
TR Bu inanılmaz yolculukta bize katılın
Anglų | Turkų |
---|---|
incredible | inanılmaz |
us | bize |
join | katılın |
this | bu |
EN We'll keep it highlighted so you can always come back to the key moments later.
TR Önemli anlara daha sonra gelebilmeniz için onu vurgulanmış tutacağız.
Anglų | Turkų |
---|---|
later | daha sonra |
to | için |
the | sonra |
EN Our team is growing. Come join us on the journey.
TR Ekibimiz büyüyor. Yolculukta bize katılın.
Anglų | Turkų |
---|---|
our team | ekibimiz |
join | katılın |
us | bize |
EN Tradition 1: Our common welfare should come first; personal recovery depends on ITAA unity.
TR Gelenek 1: Ortak refahımız önce gelmelidir; kişisel iyileşme ITAA birliğine bağlıdır.
Anglų | Turkų |
---|---|
tradition | gelenek |
common | ortak |
personal | kişisel |
itaa | itaa |
depends | bağlıdır |
EN Our first tradition states that our common welfare should come first; personal recovery depends on ITAA unity
TR İlk geleneğimiz, ortak refahımızın önce gelmesi gerektiğini belirtir; kişisel iyileşme ITAA birliğine bağlıdır
Anglų | Turkų |
---|---|
common | ortak |
should | gerektiğini |
personal | kişisel |
itaa | itaa |
depends | bağlıdır |
EN In letting go of problematic behaviors, we may struggle to come to terms with the loss we fear may be involved
TR Sorunlu davranışları bırakırken, dahil olabileceğinden korktuğumuz kayıpla yüzleşmek için mücadele edebiliriz
Anglų | Turkų |
---|---|
problematic | sorunlu |
of | in |
with | dahil |
to | için |
EN When I come out of a binge, I?m irritable, emotionally absent, and all I can think about is using the internet again
TR Bir tıkanıklıktan çıktığımda, sinirliyim, duygusal olarak yokum ve tek düşünebildiğim interneti tekrar kullanmak
Anglų | Turkų |
---|---|
using | kullanmak |
internet | interneti |
and | ve |
a | bir |
again | tekrar |
the | tek |
EN When I hear others come into ITAA and share their own experiences, I?m reminded of how severe this can be
TR Başkalarının ITAA'ya geldiğini ve kendi deneyimlerini paylaştığını duyduğumda, bunun ne kadar şiddetli olabileceğini hatırladım
Anglų | Turkų |
---|---|
share | paylaş |
m | m |
can | ne |
others | başkaları |
and | ve |
of | kadar |
this | bunun |
EN It should come as no surprise that with the rise of the digital age, we’ve adopted ways to not only easily and conveniently create surveys, but distribute them as well.
TR Dijital çağın yükselişiyle, sadece kolay ve rahat bir şekilde anket oluşturmanın yanı sıra bunları da dağıtmanın yollarını benimsememiz şaşırtıcı değil.
Anglų | Turkų |
---|---|
ways | yollar |
surveys | anket |
well | yanı |
easily | kolay |
and | ve |
digital | dijital |
but | de |
EN Now you know most of the wonderful advantages that come with using forms.app as your form builder
TR Artık form oluşturucunuz olarak forms.app kullanarak gelen harika avantajların çoğunu biliyorsunuz
Anglų | Turkų |
---|---|
you | o |
app | app |
form | form |
advantages | avantajları |
using | kullanarak |
EN Explore the vast collection of ready-made templates available in the library of our logo maker. Use our icons with as little or as much customization as you’d like. Turn to them for inspiration and come up with fresh ideas for your new logo.
TR Logo aracımızın kitaplığında hazır şablonlardan oluşan geniş koleksiyonu keşfedin. Simgelerimizi az ya da çok, dilediğiniz ölçüde kişiselleştirin. Şablonlardan ilham alarak yeni logonuz için yepyeni fikirler geliştirin.
Anglų | Turkų |
---|---|
explore | keşfedin |
collection | koleksiyonu |
little | az |
inspiration | ilham |
ideas | fikirler |
logo | logo |
new | yeni |
in | da |
ready | hazır |
of | in |
our | de |
Rodoma 50 iš 50 vertimų