EN Did you know that 94% of Food and Beverage producers invest in innovation? Consumer demand is the main driver of innovation across the globe
"interested in innovation" di Îngilîzî de dikare bi van Tirkî peyv/hevokên jêrîn were wergerandin:
interested | ilgi ilgilenen |
innovation | bilgi bir ile inovasyon yenilik yenilikçilik ürün |
EN Did you know that 94% of Food and Beverage producers invest in innovation? Consumer demand is the main driver of innovation across the globe
TR Yiyecek ve İçecek üreticilerinin %94'ünün yeniliğe yatırım yaptığını biliyor muydunuz? Tüketici talebi, dünya genelinde yeniliğin ana itici gücüdür
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
know | biliyor |
food | yiyecek |
invest | yatırım |
consumer | tüketici |
demand | talebi |
main | ana |
globe | dünya |
of | in |
and | ve |
EN So, if you’re not particularly interested in cooking videos or children’s content, but are very interested in Apex legends, you can dive into that category via the tool.
TR Dolayısıyla, özellikle yemek pişirme videolarıyla veya çocuk içerikleriyle ilgilenmiyorsanız, bu karşın Apex efsanelerine çok ilgi duyuyorsanız, bu araçla sayesinde ilgilendiğiniz kategoriye direkt dalabilirsiniz.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
interested | ilgi |
cooking | yemek |
tool | araç |
particularly | özellikle |
videos | videoları |
so | dolayısıyla |
or | veya |
EN So, if you’re not particularly interested in cooking videos or children’s content, but are very interested in Apex legends, you can dive into that category via the tool.
TR Dolayısıyla, özellikle yemek pişirme videolarıyla veya çocuk içerikleriyle ilgilenmiyorsanız, bu karşın Apex efsanelerine çok ilgi duyuyorsanız, bu araçla sayesinde ilgilendiğiniz kategoriye direkt dalabilirsiniz.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
interested | ilgi |
cooking | yemek |
tool | araç |
particularly | özellikle |
videos | videoları |
so | dolayısıyla |
or | veya |
EN There is widespread agreement that fostering diversity is integral to innovation in research, and gender equality is key to achieving this
TR Çeşitliliğin araştırmalarda yenilikler yapılması için vazgeçilmez olduğu ve cinsiyet eşitliğinin de bunu sağlamakta kilit rolde olduğu yönünde yaygın olarak kabul edilen bir görüş bulunmaktadır
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
agreement | kabul |
gender | cinsiyet |
key | kilit |
and | ve |
is | olduğu |
EN 22 of the 38 ICIS Innovation Awards Winners to date
TR Bugüne kadarki 38 ICIS İnovasyon Ödülü Kazananının 22'si
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
of | nın |
EN Transforming experience into innovation
TR Deneyimi yeniliğe dönüştürüyoruz
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
experience | deneyimi |
into | e |
EN Find out how Norconsult created a culture of innovation (US site)
TR Norconsult'un yenilik kültürünü nasıl yarattığını öğrenin (İngilizce)
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
innovation | yenilik |
find out | öğrenin |
culture | kültür |
how | nasıl |
EN Blockchain's Peter Smith sees innovation but thinks some will be unprepared for a ‘Crypto Winter’
TR Blockchain'den Peter Smith yenilik görüyor ancak bazılarının 'Kripto Kışı' için hazırlıksız olacağını düşünüyor
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
peter | peter |
smith | smith |
innovation | yenilik |
crypto | kripto |
will | olacağını |
some | bazı |
for | için |
but | ancak |
EN As we believe in the importance of innovation and creativity, we were eager to create a more intimate atmosphere for our guests.
TR Konuyu liberallerin öğrenci temsilcisi Deniz Karakullukçu’yla konuştuk.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
more | deniz |
EN Chris drives technology innovation across teams, and is responsible for running and expanding the company's global presence.
TR Chris, ekipler arası teknoloji inovasyonunu yönetir, şirketin global varlığını korumak ve geliştirmekten sorumludur.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
technology | teknoloji |
teams | ekipler |
and | ve |
responsible | sorumludur |
global | global |
for | arası |
EN This backdoor was advocated for in the name of security, but it opens up online communications to vulnerabilities and threatens innovation and the technology community at large.
TR Bu izinsiz erişim geçişi güvenlik adı altında savunuldu ancak bu erişim izni çevrimiçi iletişimi saldırıya açık hale getirmektedir ve bütün ayrıntılarıyla yenilik ve teknoloji topluluğunu tehdit etmektedir.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
security | güvenlik |
innovation | yenilik |
technology | teknoloji |
online | çevrimiçi |
name | adı |
and | ve |
this | bu |
at | nda |
to | bütün |
in | altında |
EN ENCRYPTION IS A NECESSARY TOOL FOR DATA SECURITY & TECHNOLOGICAL INNOVATION
TR ŞİFRELEME, VERİ GÜVENLİĞİ& TEKNOLOJİK İNOVASYON İÇİN GEREKLİ BİR AYGITTIR.
EN Many Silicon Valley and technology companies banded together in protest of the FBI’s 2015 request for encryption backdoors, defending encryption as a necessary tool for data security and technological innovation.
TR Birçok Silikon Vadisi ve teknoloji şirketi FBI'ın 2015'teki teknolojik inovasyon ve veri güvenliği için gerekli bir aygıt olarak şifrelemeyi savunan, şifreleme arka kapıları için olan isteğini protesto için bir araya geldiler.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
valley | vadisi |
data | veri |
innovation | inovasyon |
companies | şirketi |
and | ve |
technology | teknoloji |
technological | teknolojik |
encryption | şifreleme |
necessary | gerekli |
many | çok |
of | in |
security | güvenliği |
together | araya |
for | için |
EN Service provider partnerships could have spurred further innovation and created new business models for revenue growth and economic prosperity.
TR Hizmet sağlayıcı ortaklıkları yeniliği teşvik edebilir ve gelir büyümesi ve ekonomik refah için yeni iş modelleri oluşturabilirdi.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
service | hizmet |
partnerships | ortaklıklar |
new | yeni |
models | modelleri |
revenue | gelir |
economic | ekonomik |
prosperity | refah |
and | ve |
for | için |
provider | sağlayıcı |
EN We believe the best hope for this is to allow technological innovation to create tools and resources for autonomous people to explore the ocean of ideas, communicate, search, find and exercise their right to free expression and commerce
TR Bunun için en iyi umudun; özgür ifade ve ilişki haklarını kullanan, iletişim kuran, araştıran, bulan, okyanuslar dolusu fikir keşfeden özerk insanlar için kaynak ve aygıt üreten teknolojik inovasyona izin verilmesi olduğuna inanıyoruz
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
technological | teknolojik |
resources | kaynak |
people | insanlar |
ideas | fikir |
communicate | iletişim |
expression | ifade |
free | özgür |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
and | ve |
best | en |
EN “Innovation is the central issue in economic prosperity.”
TR "Ekonomik başarıda, inovasyon temel konudur."
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
economic | ekonomik |
innovation | inovasyon |
EN Our commitment to application innovation will ensure that the Internet remains open and free.
TR Uygulamalarda yeniliğe olan bağlılığımız internetin açık ve özgür kalmasını garanti altına alacak.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
commitment | bağlılığı |
ensure | garanti |
will | olan |
to | e |
open | açık |
free | özgür |
and | ve |
EN The Internet facilitates communication, transactions, innovation, identities, entertainment, educational growth and enlightenment.
TR İnternet iletişimi, ticari işlemleri, yeniliği, kimlikleri, eğlenceyi, eğitimsel gelişimi ve aydınlanmayı kolaylaştırır.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
communication | iletişimi |
transactions | işlemleri |
and | ve |
EN Innovation helps drive economic growth and helps maintain a free and open Internet that has no borders or limitations. The appropriate and effective solutions are available and more will be developed.
TR Yenilik, ekonomik büyümeyi sürdürmeye ve sınırları veya sınırlamaları olmayan özgür ve açık bir İnterneti korumaya yardım ediyor. Uygun ve etkili çözümler mevcut ve daha fazlası geliştirilecek.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
innovation | yenilik |
helps | yardım |
economic | ekonomik |
effective | etkili |
solutions | çözümler |
and | ve |
more | fazlası |
open | açık |
free | özgür |
appropriate | uygun |
or | veya |
EN A groundbreaking innovation in refrigerated technology, Remote Container Management (RCM) allows you to monitor the conditions inside your container from origin to destination.
TR Soğutma teknolojisinde çığır açan bir yenilik olan Uzaktan Konteyner Yönetimi (RCM), konteynerinizin içindeki koşulları çıkış noktasından varış noktasına kadar izlemenize olanak tanır.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
innovation | yenilik |
remote | uzaktan |
container | konteyner |
management | yönetimi |
you | var |
inside | iç |
to | kadar |
EN Delivering unmatched strategy, innovation and execution to drive advantage for all occupiers.
TR CBRE, gayrimenkul kullanıcı ve yatırımcıları için piyasada öncü konumda olan bir Danışmanlık ve Aracılık Hizmetleri yelpazesi sunmaktadır.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
and | ve |
all | olan |
EN Accelerate innovation with fast networking and virtually unlimited infrastructure
TR Hızlı ağ iletişimi ve neredeyse sınırsız altyapı ile inovasyonu hızlandırın
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
virtually | neredeyse |
unlimited | sınırsız |
fast | hızlı |
infrastructure | altyapı |
and | ve |
with | ile |
EN Magic Wash is a simple and ingenious PSA innovation that halves the consumption of washer fluid and eliminates the visual disturbance stemming from windscreen washes.
TR Magic Wash, yıkayıcı sıvısının tüketimini azaltan ve ön cam yıkamalarından kaynaklanan görme bozukluğunu ortadan kaldıran basit ve akıllı bir PSA yeniliğidir.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
magic | magic |
simple | basit |
and | ve |
a | bir |
EN It offers a new innovation: Surround Rear Vision technology for unparalleled visibility
TR Eşsiz görünürlük için yeni bir yenilik sunuyor: Kuşatmalı Arka Görüş teknolojisi
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
offers | sunuyor |
innovation | yenilik |
rear | arka |
technology | teknolojisi |
visibility | görünürlük |
vision | görüş |
a | bir |
for | için |
new | yeni bir |
EN Start-up, Innovation and Leadership (Bremen University of the Applied Sciences)
TR Kurma, İnovasyon ve Yönetme (Hochschule Bremerhaven)
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
and | ve |
EN This report aims at improving innovation, urban data collection and analysis, and open data capacities in democratic civic governance in Turkey.
TR Rapor, Türkiye’deki demokratik kent yönetişiminde inovasyon ve kentlerin veri toplama, analiz etme ve herkes için veriyi açma kapasitelerini artırmayı hedeflemektedir.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
report | rapor |
innovation | inovasyon |
urban | kent |
collection | toplama |
democratic | demokratik |
and | ve |
data | veri |
analysis | analiz |
EN Since that original innovation, we created the first mechanical gaming keyboard, the first suspended headband for gaming headsets, the first World of Warcraft mouse and endless other innovations
TR Bu orijinal yenilikten bu yana ilk mekanik oyun klavyesini, oyun kulaklıkları için ilk askılı kafa bandını, ilk World of Warcraft mouse’unu ve bitmek bilmeyen başka yenilikleri ortaya çıkardık
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
original | orijinal |
mechanical | mekanik |
gaming | oyun |
headsets | kulaklıklar |
world | world |
and | ve |
of | in |
first | ilk |
for | için |
the | başka |
EN Large Deal Negotiations: How to Win When the Power of Innovation Levels Off
TR İnşaat sektörünün odaklanması gereken 3 önemli fırsat
EN encourage and support innovation in climate communication
TR İklim iletişiminde yeniliği teşvik etmek ve desteklemek
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
and | ve |
encourage | teşvik |
support | desteklemek |
EN The British Council invites proposals for the establishment of Research Environment Links (REL) between universities and research and innovation institutes in partner countries and the UK.
TR British Council, partner ülkelerdeki ve Birleşik Krallık'taki üniversiteler ile araştırma ve inovasyon enstitüleri arasında Araştırma Ortamı Bağlantıları (REL) kurulmasına yönelik teklifleri davet ediyor.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
invites | davet |
research | araştırma |
innovation | inovasyon |
partner | partner |
countries | ülkelerdeki |
universities | üniversiteler |
and | ve |
environment | ortamı |
links | bağlantıları |
between | arası |
EN 8.2. Achieve higher levels of economic productivity through diversification, technological upgrading and innovation, including through a focus on high-value added and labour-intensive sectors
TR 8.2. Yüksek katma değerli ve emek-yoğun sektörlere odaklanarak ve çeşitlendirme, teknoloji geliştirme ve yenilik getirme aracılığıyla ekonomik verimliliğin daha yüksek seviyelere çekilmesi
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
economic | ekonomik |
value | değerli |
and | ve |
innovation | yenilik |
high | yüksek |
higher | daha yüksek |
of | in |
added | katma |
through | aracılığıyla |
including | de |
EN Industry, Innovation & Infrastructure | Kuresel Amaçlar
TR Sanayi, yenilikçilik ve altyapı | Kuresel Amaçlar
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
industry | sanayi |
infrastructure | altyapı |
innovation | yenilik |
EN INDUSTRY, INNOVATION & INFRASTRUCTURE
TR SANAYİ, YENİLİKÇİLİK VE ALTYAPI
EN Build resilient infrastructure, promote inclusive and sustainable industrialization and foster innovation
TR Dayanıklı altyapılar tesis etmek, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi desteklemek ve yenilikçiliği güçlendirmek
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
build | etmek |
infrastructure | altyapı |
and | ve |
sustainable | sürdürülebilir |
innovation | yenilik |
inclusive | kapsayıcı |
EN 9.b. Support domestic technology development, research and innovation in developing countries, including by ensuring a conducive policy environment for, inter alia, industrial diversification and value addition to commodities
TR 9.b. Sanayi çeşitliliği ve sanayi ürünlerinde değer artırımı için uygun bir politika ortamının yaratılması aracılığıyla gelişmekte olan ülkelerde yurt içi teknoloji gelişiminin, araştırma ve yenilikçiliğin desteklenmesi
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
domestic | yurt içi |
innovation | yenilik |
developing | gelişmekte |
policy | politika |
industrial | sanayi |
countries | ülkelerde |
support | desteklenmesi |
technology | teknoloji |
research | araştırma |
and | ve |
value | değer |
environment | ortamı |
EN "As an integral part of our group’s progress, “innovation” will keep on shaping our future by breaking new grounds..."
TR "Grubumuzun tarihsel gelişiminin ayrılmaz bir parçası olan “yenilikçilik”, geleceğimize yön verecek ilkleri yaşatmaya..."
EN We increase productivity and economic growth through investments in R & D and innovation.
TR Ar- Ge ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla üretkenliği ve ekonomik büyümeyi artırıyoruz.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
and | ve |
economic | ekonomik |
productivity | üretkenliği |
EN We support innovation and innovative products for sustainable development
TR Sürdürülebilir kalkınma için inovasyon ve yenilikçi ürünleri destekliyoruz
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
innovative | yenilikçi |
sustainable | sürdürülebilir |
development | kalkınma |
and | ve |
innovation | yenilik |
products | ürünleri |
for | için |
EN We adopt a cyclical economy, sustainability and innovation based production model, use natural resources efficiently, increase waste reuse with effective waste management and prefer environmentally friendly disposal methods.
TR Döngüsel ekonomi, sürdürülebilirlik ve inovasyon tabanlı bir üretim modelini benimsiyor, doğal kaynakları verimli kullanıyor, etkin atık yönetimi ile yeniden kullanımı artırıyor ve çevreci bertaraf yöntemlerini tercih ediyoruz.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
economy | ekonomi |
sustainability | sürdürülebilirlik |
innovation | inovasyon |
model | modelini |
natural | doğal |
waste | atık |
management | yönetimi |
prefer | tercih |
methods | yöntemlerini |
production | üretim |
and | ve |
based | tabanlı |
a | bir |
resources | kaynakları |
efficiently | verimli |
effective | etkin |
use | kullanımı |
with | ile |
EN We consider product quality and customer satisfaction at the highest level, and we see technological development and innovation as the cornerstone of sustainable growth.
TR Ürün kalitesi ve müşteri memnuniyetini en yüksek seviyede gözetiyor, teknolojik gelişim ve yenilikçiliği sürdürülebilir büyümenin yapıtaşı olarak görüyoruz.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
quality | kalitesi |
customer | müşteri |
satisfaction | memnuniyetini |
technological | teknolojik |
development | gelişim |
innovation | yenilik |
sustainable | sürdürülebilir |
and | ve |
highest | en yüksek |
level | seviyede |
the | olarak |
EN Thanks to the importance given to innovation and digitalization, productivity is increased, new markets are reached, and the negative impact of products, services and processes on the environment is minimized
TR İnovasyon ve dijitalleşmeye verilen önem sayesinde verimlilik artırılmakta, yeni pazarlara ulaşılmakta, ürün, hizmet ve süreçlerin çevreye olumsuz etkileri en aza indirilmektedir
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
and | ve |
productivity | verimlilik |
increased | en |
new | yeni |
negative | olumsuz |
processes | süreçlerin |
importance | önem |
environment | çevreye |
products | ürün |
EN Innovation Entrepreneurship Website Template
TR Fitness Programları Ve Uzmanlık Dersleri Web Sitesi Şablonu
EN Building Technologies And Innovation
TR Çevrimiçi Satış Yapmaya Başlayın
EN Rising customer expectations are fueling an on-demand economy that’s driving the need for digital innovation across industries
TR Artan müşteri talepleri, sektör alanları kapsamında dijital inovasyon ihtiyacını artırarak talebe bağlı ekonomiyi desteklemektedir
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
rising | artan |
customer | müşteri |
need | ihtiyacı |
digital | dijital |
innovation | inovasyon |
industries | sektör |
EN When it comes to innovation, leadership, technological advancements and industry firsts
TR İş inovasyon, liderlik, teknolojik ilerlemeler ve sektörde ilklere geldiğinde… Zebra’nın Android temelli cihazlar konusundaki eserleri rakipsizdir
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
innovation | inovasyon |
leadership | liderlik |
technological | teknolojik |
and | ve |
EN Meanwhile, managing the pharmaceutical supply chain is complex with greater demands for business innovation, security, reducing costs and improving customer satisfaction.
TR Bu arada, ilaç tedarik zincirinin yönetilmesi, iş inovasyonuna, güvenliğe, maliyetlerin düşürülmesine ve müşteri memnuniyetinin artırılmasının daha fazla talep edilmesiyle daha karmaşık bir hale gelmektedir.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
supply | tedarik |
complex | karmaşık |
security | güvenli |
customer | müşteri |
pharmaceutical | ilaç |
and | ve |
greater | daha fazla |
the | fazla |
EN Enabling advanced connectivity capabilities, extensive device management and advanced privacy controls, no other printer OS delivers this level of intelligence and innovation.
TR Gelişmiş bağlantı özelliği, kapsamlı cihaz yönetimi ve gelişmiş gizlilik kontrollerine olanak vermesiyle, diğer hiçbir yazıcı işletim sistemi bu düzeyde zekâ ve yenilikçilik sunmamaktadır.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
device | cihaz |
management | yönetimi |
privacy | gizlilik |
no | hiçbir |
other | diğer |
level | düzeyde |
advanced | gelişmiş |
connectivity | bağlantı |
extensive | kapsamlı |
printer | yazıcı |
os | sistemi |
this | bu |
innovation | yenilik |
and | ve |
EN Knowledge That Gives You Insights That Inspire Innovation
TR İnovasyona İlham Veren Fikirler Sunan Bilgiler
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
gives | sunan |
insights | bilgiler |
EN Using decades of innovation, we design every product with you in mind
TR Onlarca yıllık yenilikçilik anlayışını kullanarak, her ürünü sizi düşünerek tasarlıyoruz
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
decades | onlarca |
product | ürünü |
innovation | yenilik |
using | kullanarak |
EN With over 50 years of field-proven innovation, you're safeguarded by a Zebra mindset that accepts no limitations and anticipates every challenge.
TR 50 yılı aşan sahada kanıtlanmış inovasyonla sınırsız ve her türlü zorlukla başa çıkabilen Zebra güvenlik anlayışına sahip olun.
Îngilîzî | Tirkî |
---|---|
zebra | zebra |
and | ve |
proven | kanıtlanmış |
years | yıl |
of | her |
{Endresult} ji 50 wergeran nîşan dide