TR Hedefimiz insanlık namına bilginin sınırlarını genişletmektir.
"hedefimiz"를 영어로 번역
터키어에서 영어(으)로 "hedefimiz" 구문의 50 번역 중 50 표시
hedefimiz의 터키어을(를) 영어로 번역
터키어
영어
EN Our goal is to expand the boundaries of knowledge for the benefit of humanity.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| ın | of |
TR Hedefimiz, kullanıcılarımıza olası tüm tehditlere karşı maksimum koruma sağlamaktır ve Mailfence güvenlik ekibi bunu yapmak için çok çalışmaktadır
EN Our goal is to provide maximum protection to our users against all possible threats and the Mailfence security team works hard to do just that
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| olası | possible |
| tehditlere | threats |
| maksimum | maximum |
| mailfence | mailfence |
| ekibi | team |
| kullanıcıları | users |
TR Liste gitgide genişlemektedir çünkü hedefimiz mobil cihaza sahip herkes tarafından erişilebilen bir merkeziyetsiz uygulama topluluğu yaratmaktır.
EN The list is constantly expanding because our goal is to create a community of decentralized applications that can be accessed by anyone with a mobile device
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| liste | list |
| hedefimiz | our goal |
| mobil | mobile |
| cihaza | device |
| herkes | anyone |
| merkeziyetsiz | decentralized |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| güvenli | safe |
| türkiye | turkey |
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| güvenli | safe |
| türkiye | turkey |
TR Ana hedefimiz, Google PPC tarafından oluşturulan kampanyalardan elde edilen satışları daha iyi bir ROAS & CPO seviyesinde önceki ay ve yıla göre artırmaktı
EN Our main objective was to increase sales at a much better ROAS & CPO from Google PPC generated campaigns, compared to the month before the takeover and YoY
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| ana | main |
| ppc | ppc |
| oluşturulan | generated |
| satışları | sales |
| ay | month |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Liste gitgide genişlemektedir çünkü hedefimiz mobil cihaza sahip herkes tarafından erişilebilen bir merkeziyetsiz uygulama topluluğu yaratmaktır.
EN The list is constantly expanding because our goal is to create a community of decentralized applications that can be accessed by anyone with a mobile device
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| liste | list |
| hedefimiz | our goal |
| mobil | mobile |
| cihaza | device |
| herkes | anyone |
| merkeziyetsiz | decentralized |
TR Hedefimiz insanlık namına bilginin sınırlarını genişletmektir.
EN Our goal is to expand the boundaries of knowledge for the benefit of humanity.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| ın | of |
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| güvenli | safe |
| türkiye | turkey |
TR Her şeyi göze almıştık ve ilk hedefimiz güvenli bir yere gitmekti, orası da sınır komşusu Türkiye’ydi
EN We took all chances and our main objective was to go somewhere safe and that was the neighboring Turkey
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| güvenli | safe |
| türkiye | turkey |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR Hedefimiz “karbon-nötr” bir etkinliktir.
EN Our goal is a “carbon-neutral” event.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| bir | a |
TR İster manşetlik bir etkinlik olsun, isterse İngiliz İstihbaratı’nın Bermuda’daki şifre kırma merkezine üs olma görevi, hedefimiz tüm misafirlerimize olağanüstü bir deneyim sunmak olmuştur.
EN Whether it’s a headline-making event or providing an outpost for the code-breaking headquarters of British Intelligence in Bermuda, our goal is to deliver an exceptional experience to every guest.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| etkinlik | event |
| şifre | code |
| kırma | breaking |
| hedefimiz | our goal |
| tüm | every |
| olağanüstü | exceptional |
| deneyim | experience |
| isterse | or |
TR Nerelerden sipariş alıyorsunuz? Almanya’nın her yerinden ve 22 Avrupa ülkesinden sipariş kabul ediyoruz. Hedefimiz diğer ülkelerde de ambalajsız ürün dükkanları açmak.
EN Where do you deliver? Everywhere in Germany and to 22 other European states. We also aim to open packaging-free shops in other countries.
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| ve | and |
| avrupa | european |
| diğer | other |
| de | also |
| açmak | open |
TR Morawitz “hedefimiz 2030 yılına kadar tüm eyaletlere yayılmak” açıklamasını yapıyor
EN “Our goal is to include all federal states by 2030,” says Ms Morawitz
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| tüm | all |
TR Hedefimiz bu şekilde üyelerimizin farklı cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, mesleki ve ailevi özellikleriyle gelen farklı bakış açılarını ekibe entegre etmekti
EN The aim has been to integrate different people and thus also different approaches into the team, be it in terms of gender, sexuality, age, or professional and family background
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| farklı | different |
| yaş | age |
| ve | and |
TR Birincil hedefimiz her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarını, ilgi alanlarını ve isteklerini anlamak olmuştur
EN Our primary goal has always been understanding the needs, interests, and ambitions of our clients
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| birincil | primary |
| ilgi | interests |
| ihtiyaçları | needs |
| ın | of |
TR Hedefimiz, ürünlerimiz ve hizmetlerimiz vasıtasıyla müşterilerimiz için değer oluşturmak ve bu değeri onlarla paylaşmaktır
EN Our goal is to create and share value for and with our customers through our products and services
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| müşterilerimiz | our customers |
TR Hedefimiz, olumsuz etkileri en aza indirmek ve tedarik zincirimizi oluşturan işletmelere, insanlara ve topluluklara olumlu bir katkıda bulunmaktır
EN Our goal is to minimise negative impacts and make a positive contribution to the businesses, people and communities that make up our supply chain
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| olumsuz | negative |
| tedarik | supply |
| işletmelere | businesses |
| insanlara | people |
| topluluklara | communities |
| olumlu | positive |
TR Hedefimiz, tüm paketlerimizi yüzde 100 yenilenebilir malzemeden üretmektir
EN Our goal is to make all of our packages from 100 percent renewable materials
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| hedefimiz | our goal |
| tüm | all |
| yüzde | percent |
| yenilenebilir | renewable |
TR Adolfo Orive, sürdürülebilirlik hedefimiz hakkında
EN Adolfo Orive on our sustainability ambition
| 터키어 | 영어 |
|---|---|
| sürdürülebilirlik | sustainability |
| hakkında | on |
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
50 번역 중 50 표시 중
광택
네덜란드 사람
독일 사람
러시아인
베트남어
스웨덴어
스페인의
아라비아 사람
영어
이탈리아 사람
인도네시아 인
일본어
중국인
태국어
포르투갈 인
프랑스 국민
한국인