EN AWS US East-West (Northern Virginia, Ohio, Oregon, Northern California) has been granted a Joint Authorization Board Provisional Authority-To- Operate (JAB P-ATO) and multiple Agency Authorizations (A-ATO) for moderate impact level
EN AWS US East-West (Northern Virginia, Ohio, Oregon, Northern California) has been granted a Joint Authorization Board Provisional Authority-To- Operate (JAB P-ATO) and multiple Agency Authorizations (A-ATO) for moderate impact level
TR AWS ABD Doğu-Batı (Kuzey Virginia, Ohio, Oregon, Kuzey California), orta etki düzeyi için Ortak Yetkilendirme Kurulu Geçici Çalıştırma Yetkisi (JAB P-ATO) ve birden çok Kurum Yetkisi (A-ATO) almıştır
영어 | 터키어 |
---|---|
aws | aws |
us | abd |
northern | kuzey |
virginia | virginia |
ohio | ohio |
california | california |
joint | ortak |
authorization | yetkilendirme |
provisional | geçici |
jab | jab |
agency | kurum |
impact | etki |
level | düzeyi |
and | ve |
EN This new SUV features Citroën?s graphic signature using two tiered lights. These lights showcase the expressive front end and a light signature reflecting the identity of the brand new models.
TR Bu yeni SUV, Citroën?in iki katmanlı ışığı kullanarak grafik imzasını taşıyor. Bu ışıklar, etkileyici ön uç ve yepyeni modellerin kimliğini yansıtan bir ışık imzasını sergilemektedir.
영어 | 터키어 |
---|---|
citroën | citroën |
graphic | grafik |
signature | imzası |
reflecting | yansıtan |
suv | suv |
light | ışık |
new | yeni |
brand new | yepyeni |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
of | in |
using | kullanarak |
EN This new SUV features Citroën?s graphic signature using two tiered lights. These lights showcase the expressive front end and a light signature reflecting the identity of the brand new models.
TR Bu yeni SUV, Citroën?in iki katmanlı ışığı kullanarak grafik imzasını taşıyor. Bu ışıklar, etkileyici ön uç ve yepyeni modellerin kimliğini yansıtan bir ışık imzasını sergilemektedir.
영어 | 터키어 |
---|---|
citroën | citroën |
graphic | grafik |
signature | imzası |
reflecting | yansıtan |
suv | suv |
light | ışık |
new | yeni |
brand new | yepyeni |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
of | in |
using | kullanarak |
EN This new SUV features Citroën?s graphic signature using two tiered lights. These lights showcase the expressive front end and a light signature reflecting the identity of the brand new models.
TR Bu yeni SUV, Citroën?in iki katmanlı ışığı kullanarak grafik imzasını taşıyor. Bu ışıklar, etkileyici ön uç ve yepyeni modellerin kimliğini yansıtan bir ışık imzasını sergilemektedir.
영어 | 터키어 |
---|---|
citroën | citroën |
graphic | grafik |
signature | imzası |
reflecting | yansıtan |
suv | suv |
light | ışık |
new | yeni |
brand new | yepyeni |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
of | in |
using | kullanarak |
EN Last years’ excavations has been carried out in the west of the Baths of Hadrian and in northern and south-east of the door of Agora, and a large of talented sculptors and carvers chip has been discovered
TR Son yıllardaki kazılar kuzey bölgede Hadrian Banyoları?nın batısında ve agora kapısının güney doğusunda yürütüldü ve çok fazla sayıda yetenekli talaş yontucuları ve oymacıları ortaya çıkarıldı
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
door | kapı |
talented | yetenekli |
south | güney |
east | doğusunda |
in | da |
west | batı |
and | ve |
a | sayıda |
last | son |
the | fazla |
EN Built in 1964, it’s the most-trafficked single-track tunnel in Northern Europe—and it has been a major bottleneck for years
TR 1964 yılında inşa edilmiş olan tünel, Kuzey Avrupa'daki en çok trafik yapılan tek pistli tünel ve yıllardır büyük bir darboğaz haline gelmiş
영어 | 터키어 |
---|---|
built | inşa |
northern | kuzey |
for years | yıllardır |
in | yılında |
most | en |
and | ve |
major | büyük |
for | haline |
영어 | 터키어 |
---|---|
born | doğum |
united | birleşik |
kingdom | krallık |
age | age |
county | county |
EN * - Prices shown are for Linux/Unix in the US East (Northern Virginia) AWS Region and rounded to the nearest cent. For full pricing details, see the Amazon EC2 pricing page.
TR * - Gösterilen fiyatlar ABD Doğu (Kuzey Virginia) AWS Bölgesinde bulunan Linux/Unix içindir ve en yakın kura yuvarlanır. Fiyatlandırma hakkında ayrıntılı bilgi için Amazon EC2 fiyatlandırma sayfasına bakın.
영어 | 터키어 |
---|---|
prices | fiyatlar |
shown | gösterilen |
linux | linux |
us | abd |
northern | kuzey |
virginia | virginia |
aws | aws |
full | en |
pricing | fiyatlandırma |
details | bilgi |
amazon | amazon |
and | ve |
page | sayfası |
are | bulunan |
east | doğu |
to | hakkında |
for | için |
EN The dilapidated health situation in the northern Syrian camps is complicated further in light of the spread of COVID-19. Therefore, a new major project was launched based
TR WATAN, bir süre önce WATAN sayfasında yayınlanan TOFEL, ICDL ve TÖMER hibelerine kabul edilen öğrencileri tebrik eder. Ayrıca, seçim sürecinde kullanılan seçim kriterlerini tüm başvuru sahipleriyle paylaşmak istiyoruz.
영어 | 터키어 |
---|---|
further | ayrıca |
the | kabul |
EN Shelter is indispensable, and for those displaced finding suitable shelter is one of the biggest challenges. To alleviate the suffering of camp residents in northern
TR Doğu Gutah?taki durum ve artan yardım ve acil müdahale ihtiyacı nedeniyle WATAN, bölgedeki çocuklar için bağış toplamak için bir kampanya başlattı. Kampanya için ilk etkinliğimiz Kanada, Toronto?da gerçekleşti.
영어 | 터키어 |
---|---|
and | ve |
in | da |
of | in |
EN The suffering of families in the camps of northern Syria is getting worse
TR Doğu Guta?da etkilenen insanların gelmesinden sonra ekibimiz, İdlib kırsalında Maar Şorin ve Şeyh El-Baher kamplarını kurarak her iki kampa da çadır kurarak acil müdahale yardımına başladı
영어 | 터키어 |
---|---|
is | doğu |
in | da |
the | sonra |
of | her |
EN COVID-19 still poses a great danger to the population of northern Syria despite the slight decrease in the number of infections compared to before. To limit its
TR 250?den fazla kız ve erkek öğrencinin katılımıyla Türkiye?nin Reyhanlı ilçesindeki Jeel Okulu, Türkiye?de Gençlik ve Ulusal Egemenlik Günü?nü kutladı.
영어 | 터키어 |
---|---|
still | de |
EN As a continuation of the work done by WATAN in the livestock sector in northern Syria, it launched a project to support livestock breeders by providing
TR Binlerce Suriyeli çocuk savaş nedeniyle yıllarca ilköğretimden ayrıldı ve kendilerini sokaklarda buldu. UNICEF ve Saed Charity işbirliğiyle binlerce çocuğu okula geri döndürebildik.
영어 | 터키어 |
---|---|
to | geri |
work | iş |
of | nedeniyle |
EN Families in northern Syria have been experiencing great suffering. Due to the deterioration of the health situation in the camps caused by the presence of
TR İzmir?de, tahliye edilmiş 170 Suriyeli Watan?ın kurduğu yeni toplum merkezinden yararlanmaya başladı. Bu merkez Aralık ayında açılarak Suriyeli ve diğer tahliye edilmiş kişilere ve yönelik hizmetlerini sunmaya başladı.
영어 | 터키어 |
---|---|
been | bu |
EN In light of the deteriorating health and living conditions, WATAN seeks to solve all the problems related to sheltering poor families in northern
TR Pek çok Suriyeli çocuk, yaşadıkları istismar ve yerinden edilme sorunları sebebiyle zihinsel olarak baskı ve zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sebeple, gelişimleri ve diğer insanlarla etkileşimleri negatif etkilenmektedir.
영어 | 터키어 |
---|---|
and | ve |
problems | sorunları |
all | pek |
to | karşı |
EN The residents of northern Syria are experiencing great suffering, amidst a health system with a suffering infrastructure due to the destruction of hospitals, clinics and medical centers as a
TR Kuzey Suriye, zeytin yetiştiriciliği ile bilinen bir bölgedir. Bu, bölgedeki birçok aile için önemli bir gelir kaynağı olmuştur.
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
syria | suriye |
great | çok |
as | gelir |
of | in |
to | için |
a | bir |
with | ile |
EN Hundreds of thousands of families in northern Syria are suffering due to the deteriorating health situation in the camps ? particularly with the spread of COVID-19. So need to
TR WATAN, Gaziantep ve Hatay illerinde sivil toplum örgütlerinden 23?ü aşkın katılımcının huzurunda sunulan ?Türkiye?deki İnsani Yardım Kuruluşlarının Çalışmalarında Hukuki Sorunlar? eğitim kursunu tamamladı.
영어 | 터키어 |
---|---|
to | e |
in | deki |
with | aşkın |
of | nın |
EN First and Emergency Aid (Paramedic) Training in Northern Cyprus
TR Kuzey Kıbrıs’ta İlk ve Acil Yardım (Paramedik) Eğitimi
영어 | 터키어 |
---|---|
aid | yardım |
training | eğitimi |
northern | kuzey |
and | ve |
first | e |
EN Last years’ excavations has been carried out in the west of the Baths of Hadrian and in northern and south-east of the door of Agora, and a large of talented sculptors and carvers chip has been discovered
TR Son yıllardaki kazılar kuzey bölgede Hadrian Banyoları?nın batısında ve agora kapısının güney doğusunda yürütüldü ve çok fazla sayıda yetenekli talaş yontucuları ve oymacıları ortaya çıkarıldı
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
door | kapı |
talented | yetenekli |
south | güney |
east | doğusunda |
in | da |
west | batı |
and | ve |
a | sayıda |
last | son |
the | fazla |
EN Northern & Western Europe, Scandinavia & Export Listed Companies
TR Kuzey ve Batı Avrupa & İskandinavya & İhraç Kayıtlı firmalar
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
europe | avrupa |
companies | firmalar |
western | batı |
EN CMBlu Energy AG, a company based in Alzenau in northern Bavaria, sees lignin, one of the three main components of wood and a waste product of paper and cellulose production, as an alternative
TR Kuzey Bavyera’nın Alzenau bölgesindeki firma CMBlu Energy AG, ağacı oluşturan üç ana bileşimden biri olan, kağıt ve selüloz üretiminin de atık ürünü olan linyin maddesinde bir alternatif görüyor
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
main | ana |
waste | atık |
paper | kağıt |
alternative | alternatif |
company | firma |
and | ve |
product | ürünü |
EN A base for space launches in northern Germany is under discussion – and German startups are working on innovative rockets.
TR Uzay Yolculukları için Kuzey Ren Vestfalya’da bir uzay üssü açılması konuşuluyor ve Alman startupları inovatif roketler üzerinde çalışıyorlar.
영어 | 터키어 |
---|---|
space | uzay |
northern | kuzey |
innovative | inovatif |
and | ve |
german | alman |
on | üzerinde |
a | bir |
for | için |
EN For half a year now 26 young men in Nové Mesto, a northern distract of Bratislava, Slovakia, have stood at the workbench for several days a week, and on the other days gone to school
TR Slovakya kenti Bratislava'nın kuzeyindeki Nové Mesto'da semtinde 26 genç, altı aydan beri haftanın birkaç günü çalışma tezgahında dikiliyor – haftanın diğer günleri ise okula gidiyor
영어 | 터키어 |
---|---|
of | ın |
at | nda |
other | diğer |
days | gün |
week | haftanın |
EN This rock formation is steeped in legend and stretches roughly 20 kilometres through the northern part of the Harz Foreland
TR Destanlara konu olmuş kaya oluşumu, 20 kilometre boyunca Harz bölgesindeki dağ eteği ovasının kuzey bölgesinde uzanır
영어 | 터키어 |
---|---|
kilometres | kilometre |
northern | kuzey |
in | da |
of | boyunca |
EN The approximately 450 km long German Stork Road in northern Germany is dedicated to this great, proud bird
TR Almanya’nın kuzeyinde yaklaşık 450 km boyunca uzanan Alman Leylek Yolu, heybetli leyleklere adanmış bir yol
영어 | 터키어 |
---|---|
km | km |
road | yol |
dedicated | adanmış |
in | yaklaşık |
EN Climate-induced conflicts can be observed, for example, in northern Kenya
TR İklimden kaynaklanan anlaşmazlıkları, örneğin Kenya’nın kuzeyinde gözlemlemek mümkün
영어 | 터키어 |
---|---|
can | mümkün |
in | kaynaklanan |
EN A Middle Paleolithic Settlement from the Northern Levant: The Finds of Üçağızlı II Cave
TR Kuzey Levant’tan Bir Orta Paleolitik Dönem Yerleşimi: Üçağızlı II Mağarası Buluntuları
영어 | 터키어 |
---|---|
middle | orta |
northern | kuzey |
ii | ii |
a | bir |
EN Northern Virginia groups in Australia | Meetup
TR Türkiye ülkesinde Kuzey Virginia grupları | Meetup
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
virginia | virginia |
meetup | meetup |
in | ülkesinde |
groups | grupları |
EN Find out what's happening in Northern Virginia Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
TR Dünya genelindeki Kuzey Virginia Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
영어 | 터키어 |
---|---|
northern | kuzey |
virginia | virginia |
world | dünya |
start | başlayın |
near | yakın |
in | genelindeki |
find out | öğrenin |
meetup | meetup |
and | ve |
영어 | 터키어 |
---|---|
born | doğum |
united | birleşik |
kingdom | krallık |
age | age |
county | county |
EN Except as otherwise provided in Section 27, the parties consent to the exclusive jurisdiction and venue of the state courts located in and serving Santa Clara County, California, and the federal courts in the Northern District of California
TR Madde 27'de belirtilenler dışında, taraflar Santa Clara County, Kaliforniya'da bulunan ve hizmet veren eyalet mahkemelerinin münhasır yargı yetkisini ve yerini ve Kaliforniya'nın Kuzey Bölgesi'ndeki federal mahkemeleri kabul eder
영어 | 터키어 |
---|---|
except | dışında |
parties | taraflar |
jurisdiction | yetkisini |
and | ve |
of | ın |
courts | mahkemelerinin |
serving | hizmet |
federal | federal |
northern | kuzey |
county | county |
the | kabul |
located | bulunan |
EN "Gift ideas. Besides books (which is always a good gift), pleasantly surprised to find all sorts of knick-knacks at their stationary section. Micro lights, metallic puzzles, magnetic hourglass, etc"
TR "Sadece içinde kaybolmak bile zevkli, aradığınız her kitabı bulabilirsiniz. uygun fiyat aramayın."
영어 | 터키어 |
---|---|
to | bile |
a | içinde |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
영어 | 터키어 |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN Imagine a sophisticated terrace with skyline views and twinkling lights
TR Şehir silüeti manzaraları ve pırıltılı ışıklarla sofistike bir teras hayal edin
영어 | 터키어 |
---|---|
sophisticated | sofistike |
terrace | teras |
views | manzaralar |
and | ve |
a | bir |
영어 | 터키어 |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
and | ve |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
EN Girl Sitting and Looking at Letter Lights
TR Oturan ve Işıklı Harflere Bakan Kız
영어 | 터키어 |
---|---|
girl | kız |
and | ve |
EN • Static cornering lights provide an additional beam of light to illuminate the inside of bends, improving visibility and safety.
TR • Statik viraj lambaları, virajların iç kısmını aydınlatmak, görüş ve güvenliği iyileştirmek için ek bir ışık demeti sağlar.
EN At the rear, the strong shoulders of the C3 AIRCROSS underline its width and strength of character. The 3D-effect rear lights bear a familiar resemblance with New C3 and C-Aircross concept car.
TR Arkada, C3 AIRCROSS?un güçlü omuzları, karakterinin genişliğini ve gücünü vurgulamaktadır. 3D efektli arka ışıklar, Yeni C3 ve C-Aircross konsept otomobiliyle tanıdık bir benzerlik taşıyor.
영어 | 터키어 |
---|---|
rear | arka |
c | c |
strength | güç |
familiar | tanıdık |
new | yeni |
concept | konsept |
aircross | aircross |
strong | güçlü |
and | ve |
a | bir |
EN Helping Retail Keep their Lights On this Holiday Season with SD-WAN
TR Bulut Güvenliğinde Yeni Bir Dönem - Evident ve RedLock
영어 | 터키어 |
---|---|
keep | güvenli |
their | ve |
with | bir |
EN Get a free set of two Artistry Studio™ selfie lights
TR Artistry Studio™ Selfie Lambası Hediye
영어 | 터키어 |
---|---|
compact | kompakt |
has | sahiptir |
lithium | lityum |
protection | koruması |
water | suya |
led | led |
status | durum |
and | ve |
a | bir |
against | karşı |
EN Imagine a sophisticated terrace with skyline views and twinkling lights
TR Şehir silüeti manzaraları ve pırıltılı ışıklarla sofistike bir teras hayal edin
영어 | 터키어 |
---|---|
sophisticated | sofistike |
terrace | teras |
views | manzaralar |
and | ve |
a | bir |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
영어 | 터키어 |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN Imagine a sophisticated terrace with skyline views and twinkling lights
TR Şehir silüeti manzaraları ve pırıltılı ışıklarla sofistike bir teras hayal edin
영어 | 터키어 |
---|---|
sophisticated | sofistike |
terrace | teras |
views | manzaralar |
and | ve |
a | bir |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
영어 | 터키어 |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN Imagine a sophisticated terrace with skyline views and twinkling lights
TR Şehir silüeti manzaraları ve pırıltılı ışıklarla sofistike bir teras hayal edin
영어 | 터키어 |
---|---|
sophisticated | sofistike |
terrace | teras |
views | manzaralar |
and | ve |
a | bir |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
영어 | 터키어 |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
EN Imagine a sophisticated terrace with skyline views and twinkling lights
TR Şehir silüeti manzaraları ve pırıltılı ışıklarla sofistike bir teras hayal edin
영어 | 터키어 |
---|---|
sophisticated | sofistike |
terrace | teras |
views | manzaralar |
and | ve |
a | bir |
EN And we realize it isn’t just a matter of turning off lights or planting an organic garden, although these are important
TR Ve, sadece ışıkları kapatmak veya organik bahçeler yapmaktan, ki bunlar da önemli, daha fazlası olduğunun farkındayız
영어 | 터키어 |
---|---|
organic | organik |
lights | ışıkları |
important | önemli |
and | ve |
or | veya |
are | bunlar |
50 번역 중 50 표시 중