EN Sonix makes transcribing audio and video files as fast, painless, and secure as possible. There are no complicated workflows, no human intervention, and no tricks. Just fast, secure automated transcription that you can depend on.
영어 | 터키어 |
---|---|
no | yoktur |
complicated | karmaşık |
human | insan |
automated | otomatik |
as possible | olabildiğince |
video | video |
just | sadece |
fast | hızlı |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
secure | güvenli |
files | dosyaları |
영어 | 터키어 |
---|---|
deep | derin |
of | ın |
process | iş |
manual | manuel |
human | insan |
required | gerekli |
use | kullan |
data | veri |
feature | özellik |
the | daha |
larger | daha büyük |
and | ve |
some | bazı |
much | de |
영어 | 터키어 |
---|---|
classical | klasik |
machine | makine |
deep | derin |
human | insan |
to learn | öğrenmesi |
or | veya |
learn | öğrenmek |
영어 | 터키어 |
---|---|
unlike | aksine |
machine | makine |
human | insan |
process | iş |
data | veri |
interesting | ilginç |
it | şekilde |
영어 | 터키어 |
---|---|
unlike | aksine |
machine | makine |
human | insan |
process | iş |
data | veri |
interesting | ilginç |
it | şekilde |
영어 | 터키어 |
---|---|
complicated | karmaşık |
human | insan |
automated | otomatik |
video | video |
just | sadece |
fast | hızlı |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
secure | güvenli |
possible | mümkün |
files | dosyaları |
no | yok |
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
to | her |
always | her zaman |
EN After all, a project authored by Jewish scientists and intended to compete with a German publication could most definitely expect Nazi intervention.
TR Sonuçta yazarlığını Yahudi bilim adamlarının yaptığı bir projeydi ve bir Alman yayınına da rakip olacak olması kesinlikle Almanların müdahale edeceğini gösteriyordu.
영어 | 터키어 |
---|---|
jewish | yahudi |
publication | yayın |
definitely | kesinlikle |
after | da |
a | bir |
and | ve |
EN Thematic design css3 pricing table requires minimal intervention and configuration due to its minimalism and the absence of a large number of specific characteristic details.
TR Tematik tasarım css3 fiyatlandırma tablosu, minimalizmi ve çok sayıda spesifik karakteristik detayın olmaması nedeniyle minimum müdahale ve konfigürasyon gerektirir.
영어 | 터키어 |
---|---|
design | tasarım |
pricing | fiyatlandırma |
table | tablosu |
requires | gerektirir |
minimal | minimum |
specific | spesifik |
and | ve |
a | sayıda |
EN Failover is handled automatically by Amazon Aurora so your applications can resume database operations as quickly as possible without manual administrative intervention.
TR Uygulamalarınızın, veritabanı işlemlerini yöneticinin manuel olarak müdahale etmesi gerekmeksizin mümkün olduğunca kısa sürede sürdürebilmesi için yük devretme Amazon Aurora tarafından otomatik olarak gerçekleştirilir.
영어 | 터키어 |
---|---|
amazon | amazon |
aurora | aurora |
manual | manuel |
database | veritabanı |
quickly | kısa |
by | tarafından |
possible | mümkün |
automatically | otomatik olarak |
applications | uygulamalar |
as | olarak |
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
transcription | transkripsiyon |
automated | otomatik |
quality | kalitesine |
services | servisleri |
against | karşı |
sonix | sonix |
be | olabilir |
depending | bağlı olarak |
EN Etkiniz UN Project defines monitoring human rights as “data collection, verification and advocacy for the improvement of human rights practice” and all of its activities
TR Etkiniz AB Programı insan hakları izlemesini “insan hakları uygulamalarının iyileştirilmesi amacıyla veri toplama, doğrulama ve savunuculuk” faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlıyor
EN Human Rights Watch published the report "Gender, Sexuality and Human Rights in Turkey", which…
TR Dernek ve vakıf statüsünde hak temelli STÖ’lerde çalışan haklarının Türkiye’de mevcut durumu…
영어 | 터키어 |
---|---|
kibar | kibar |
national | ulusal |
and | ve |
international | uluslararası |
with | uygun |
accordance | olarak |
EN Etkiniz UN Project defines monitoring human rights as “data collection, verification and advocacy for the improvement of human rights practice” and all of its activities
TR Etkiniz AB Programı insan hakları izlemesini “insan hakları uygulamalarının iyileştirilmesi amacıyla veri toplama, doğrulama ve savunuculuk” faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlıyor
EN Human Resources - Üntel cables - Human Resources
TR İnsan Kaynakları - Üntel kablo - iş başvuru ve çalışma koşulları
영어 | 터키어 |
---|---|
cables | kablo |
resources | kaynakları |
EN Our Human Resources Vision - Üntel cables - human
TR İnsan Kaynakları Vizyonumuz - Üntel Kablo - Çalışanlarımız Değerlidir
영어 | 터키어 |
---|---|
our | de |
cables | kablo |
resources | kaynakları |
EN For the first time, Germany's Federal Government has enshrined the responsibility of German companies for human rights in its 2016 National Action Plan for Business and Human Rights (NAP)
TR 2016 yılında başlatılan Ekonomi ve İnsan Hakları Ulusal Eylem Planı (NAP) çerçevesinde Federal Hükümet, Alman şirketlerin sorumluluğunu ilk kez bir uygulamaya bağladı
영어 | 터키어 |
---|---|
time | kez |
federal | federal |
government | hükümet |
national | ulusal |
action | eylem |
business | ekonomi |
companies | şirketlerin |
rights | hakları |
plan | planı |
first | ilk |
and | ve |
EN Afterwards, I produce reports for the Human Rights Council and the UN General Assembly in which I analyse the differences in supply in many countries and ascertain any potential serious human rights violations.
TR Ardından BM İnsan Hakları Konseyi ve BM Genel Kurulu için çok sayıdaki ülkenin tedarik koşulları arasındaki farklılıkları analiz ettiğim ve insan haklarına yönelik potansiyel ve ağır ihlalleri tespit ettiğim raporu hazırlıyorum.
영어 | 터키어 |
---|---|
council | konseyi |
general | genel |
supply | tedarik |
potential | potansiyel |
human | insan |
rights | hakları |
and | ve |
analyse | analiz |
many | farklı |
the | çok |
EN Human-latency sensitive: services are optimized for human consumption
TR İnsanlar tarafından gecikmeye duyarlı: Servisler, insanların tüketimi için optimize edilir
영어 | 터키어 |
---|---|
services | servisler |
optimized | optimize |
consumption | tüketimi |
sensitive | duyarlı |
for | için |
are | tarafından |
영어 | 터키어 |
---|---|
supports | destekler |
responsible | sorumlu |
use | kullan |
human | insan |
shared | ortak |
democratic | demokratik |
rights | hakları |
and | ve |
the | şekilde |
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
transcription | transkripsiyon |
automated | otomatik |
quality | kalitesine |
services | servisleri |
against | karşı |
sonix | sonix |
be | olabilir |
depending | bağlı olarak |
EN Executive Vice President, Human Resources
TR İdari Başkan Yardımcısı, İnsan Kaynakları
영어 | 터키어 |
---|---|
president | başkan |
vice | yardımcısı |
resources | kaynakları |
EN Unconscious bias (UB) arises from a feature of the human brain that helps us make decisions faster via a series of shortcuts
TR Bilinçsiz önyargı (BÖ) insan beyninin bir dizi kestirme yol vasıtasıyla hızlı kararlar vermemize yardımcı olan bir özelliğinden kaynaklanmaktadır
영어 | 터키어 |
---|---|
unconscious | bilinçsiz |
decisions | kararlar |
via | vasıtasıyla |
series | dizi |
faster | hızlı |
a | yardımcı |
human | insan |
of the | yol |
EN It shapes our perception of the world and our fellow human beings and can lead to us make questionable decisions
TR Dünya ve diğer insanlarla ilgili algılarımızı biçimlendirir ve bizi tartışmaya açık kararlar almaya sevk edebilir
영어 | 터키어 |
---|---|
world | dünya |
can | edebilir |
decisions | kararlar |
and | ve |
us | bizi |
EN From the renowned Gray’s Anatomy, to widely read resources such as Abeloff’s Clinical Oncology and Nettler’s Atlas of Human Anatomy, there is a full spectrum of choice available depending on your target audience.
TR Ünlü Gray’s Anatomy'den, Abeloff’s Clinical Oncology ve Nettler’s Atlas of Human Anatomy gibi geniş kapsamlı olarak okunan kaynaklara kadar, hedef kitlenize bağlı olarak içinden seçim yapabileceğiniz tam bir yelpaze mevcuttur.
영어 | 터키어 |
---|---|
resources | kaynaklara |
atlas | atlas |
choice | seçim |
target | hedef |
full | tam |
available | mevcuttur |
a | bir |
to | kadar |
read | ve |
depending | bağlı olarak |
EN We believe that online privacy is a fundamental human right which can no longer be taken for granted so we decided that it was time to offer a service which is fully dedicated to email privacy
TR Çevrimiçi gizliliğin artık hafife alınamayacak temel bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz, bu yüzden e-posta gizliliğine tamamen adanmış bir hizmet sunmanın zamanının geldiğine karar verdik
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
fully | tamamen |
right | hakkı |
we believe | inanıyoruz |
dedicated | adanmış |
time | zaman |
service | hizmet |
which | bu |
posta | |
so | bu yüzden |
is | artık |
a | bir |
to | e |
EN Human Resources Business Partner
TR İnsan Kaynakları İş Ortağı
영어 | 터키어 |
---|---|
partner | ortağı |
resources | kaynakları |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS)
TR "Çalışıyorum, Kendime Daha Fazla Güveniyorum"
영어 | 터키어 |
---|---|
to | fazla |
EN Suppliers are obliged to follow Support to Life Supplier Code of Conduct including provisions on the environment, children and human rights
TR Tedarikçiler; çevre, çocuk ve insan hakları ile ilgili hükümler içeren Hayata Destek Tedarikçi Davranış Kurallarına uymakla yükümlüdür
영어 | 터키어 |
---|---|
suppliers | tedarikçiler |
support | destek |
supplier | tedarikçi |
provisions | hükümler |
human | insan |
environment | çevre |
children | çocuk |
conduct | davranış |
and | ve |
rights | hakları |
on | ilgili |
to life | hayata |
of | içeren |
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
analytical | analitik |
of | in |
power | güç |
artificial | yapay |
designed | tasarlanmış |
영어 | 터키어 |
---|---|
providing | sağlayan |
human | insan |
views | görüntülenme |
intelligent | akıllı |
were | bu |
more | daha |
and | ve |
of | bir |
EN The Control Union social and fair trade standard - CU Fair Choice - is based on the development of human, social, environmental and economic principles.
TR Control Union sosyal ve adil ticaret standardı, CU Fair Choice; insani, sosyal, çevresel ve ekonomik prensipler geliştirmeye dayanır.
영어 | 터키어 |
---|---|
social | sosyal |
and | ve |
fair | adil |
trade | ticaret |
development | geliştirmeye |
economic | ekonomik |
control | control |
union | union |
standard | standardı |
environmental | çevresel |
EN To feed a robot, automatic process, or other non-human browser.
TR Bir robotu, otomatik süreci veya diğer insan olmayan tarayıcıyı beslemek için.
영어 | 터키어 |
---|---|
automatic | otomatik |
process | süreci |
other | diğer |
browser | tarayıcı |
human | insan |
or | veya |
to | için |
a | bir |
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
changes | değişiklikler |
algorithms | algoritmaları |
found | bulunan |
last | last |
new | yeni |
constantly | sürekli olarak |
and | ve |
the | gibi |
two | iki |
영어 | 터키어 |
---|---|
greater | daha fazla |
and | ve |
please | lütfen |
of | in |
a | bir |
the | ancak |
EN Human Resources Business Partner
TR İnsan Kaynakları İş Ortağı
영어 | 터키어 |
---|---|
partner | ortağı |
resources | kaynakları |
EN Since form data is automatically converted into professional PDFs, your human resources department will spend less time sorting through paperwork and more time taking care of your employees’ needs thanks to our Employee Record PDF Templates.
TR Form verileriniz otomatik olarak profesyonel PDF belgelerine dönüştürüleceğinden insan kaynakları departmanınız evrak işleriyle daha az zaman kaybeder ve çalışanlarınızın ihtiyaçlarına daha çok zaman ayırabilir.
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
form | form |
time | zaman |
professional | profesyonel |
resources | kaynakları |
automatically | otomatik olarak |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
EN FMSA applies to both domestic US Food companies, food businesses outside the US and territories that manufacture, process, pack or hold human and animal food destined for the US market.
TR FSMA, gerek lokal ABD gıda şirketleri, ABD dışındaki gıda işletmeleri ve ABD pazarına yönelik insan ve hayvan besinlerini üreten, işleyen, paketleyen ya da depolayan bölgeler için geçerlidir.
영어 | 터키어 |
---|---|
applies | geçerlidir |
us | abd |
food | gıda |
human | insan |
animal | hayvan |
companies | şirketleri |
and | ve |
market | pazar |
process | iş |
EN Companies active in consumer markets see the need to manage social compliance risks which have an adverse impact on basic human rights of farmers and workers
TR Tüketici pazarlarında faaliyet gösteren şirketler, çiftçilerin ve işçilerin temel insan hakları üzerinde olumsuz etkisi olan sosyal uyum risklerini yönetme ihtiyacının farkındadır
영어 | 터키어 |
---|---|
consumer | tüketici |
need | ihtiyacı |
social | sosyal |
compliance | uyum |
risks | risklerini |
impact | etkisi |
human | insan |
rights | hakları |
companies | şirketler |
manage | yönetme |
basic | temel |
and | ve |
EN "Gigantic hotel of course ! Difficult to get around and to understand all the outlets. Conference hall is huge. The only human touch is the nice pool with its lovely atmosphere."
TR "Las vegas'taki otellerin hepsi çok gösterişli ve konforlu görünüyor. Fakat bu otel hemen önündeki havuz şovu ve göl manzarasıyla bir adım öne geçiyor.Dekorasyon çok iyi,manzara mükemmel."
영어 | 터키어 |
---|---|
hotel | otel |
pool | havuz |
and | ve |
its | bu |
the | fakat |
EN Having touched the lives of hundreds of thousands of people with works in areas including human rights, gender equality, sexual and reproductive health and rights and continuing to work for women, girls and the most vul...
TR İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve hakları gibi pek çok alanda bugüne dek yüz binlerce insanın hayatına dokunan ve kimseyi geride bırakmadan kadınların, kız çocuklarının ve en...
영어 | 터키어 |
---|---|
girls | kız |
human | insan |
rights | hakları |
most | en |
gender | cinsiyet |
sexual | cinsel |
and | ve |
women | kadınlar |
the | gibi |
health | sağlığı |
to | e |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS)
TR Kız Çocukları Güçlenir, Toplum Değişir
영어 | 터키어 |
---|---|
together | de |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS) - Support to Life
TR İnsan Onurunu Korumak İçin Birlikte: Temel İnsani Yardım Standardı Eğitimi (TIS) - Hayata Destek
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitimi |
standards | standardı |
support | destek |
core | temel |
to life | hayata |
EN Together to Protect Human Honor: Core Humanitarian Standards Training (CHS) - Support to Life
TR İnsan Onurunu Korumak İçin Birlikte: Temel İnsani Yardım Standardı Eğitimi (TIS) - Hayata Destek
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitimi |
standards | standardı |
support | destek |
core | temel |
to life | hayata |
EN This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
TR Bir robot olmadığınızdan emin olmak istiyoruz.
영어 | 터키어 |
---|---|
not | olmadığını |
a | bir |
EN Freedom of Belief Initiative, as a human rights project carried out by the Norwegian Helsinki…
TR Derneğimiz bünyesinde tam zamanlı görevlendirmek üzere proje koordinatörü ve proje asistanı arıyoruz
영어 | 터키어 |
---|---|
project | proje |
EN As STGM, we regularly update networks and platforms listed under headings of human, child, environment, youth, gender, and culture/cultural rights-art
TR İnsan, çocuk, çevre, gençlik, engelli hakları, toplumsal cinsiyet ve kültür/kültürel haklar-sanat olmak üzere listelenen ağ ve platformları STGM olarak belirli periyotlarda güncelliyoruz
영어 | 터키어 |
---|---|
stgm | stgm |
platforms | platformlar |
listed | listelenen |
youth | gençlik |
gender | cinsiyet |
child | çocuk |
environment | çevre |
rights | hakları |
and | ve |
cultural | kültürel |
culture | kültür |
of | olarak |
EN We are deeply concerned to witness increased human trafficking, rising hate speech towards refugees, and even reports of individual aggression.
TR Öte yandan insan kaçakçılığının artmasını, mültecilere yönelik nefret söyleminin yükselmesini ve hatta münferit saldırı olaylarının yaşanmasını da endişeyle takip ediyoruz.
영어 | 터키어 |
---|---|
human | insan |
refugees | mültecilere |
and | ve |
to | hatta |
of | yönelik |
EN Michael crafted the first prototype of VyprVPN, is passionate about the US Constitution and believes firmly in every human's self-evident and unalienable right to privacy and security.
TR Michael VyprVPN'in ilk prototipini geliştirdi ve ABD Anayasası hakkında da tutkulu ve insanların gizlilik ve güvenlilik haklarının olması gerektiğini savunuyor.
영어 | 터키어 |
---|---|
michael | michael |
passionate | tutkulu |
us | abd |
right | hakkı |
and | ve |
privacy | gizlilik |
in | da |
first | ilk |
about | hakkında |
of | nın |
50 번역 중 50 표시 중