EN Zebra Mobile Learning Platform Custom Training Product Training Market Specific Training Printer Maintenance Training
영어의 "good training"는 다음 터키어 단어/구로 번역될 수 있습니다.
영어 | 터키어 |
---|---|
zebra | zebra |
mobile | mobil |
platform | platformu |
market | pazara |
maintenance | bakım |
custom | kişiselleştirilmiş |
printer | yazıcı |
training | eğitimi |
영어 | 터키어 |
---|---|
zebra | zebra |
mobile | mobil |
platform | platformu |
market | pazara |
maintenance | bakım |
custom | kişiselleştirilmiş |
printer | yazıcı |
training | eğitimi |
영어 | 터키어 |
---|---|
investment | yatırım |
training | eğitim |
smartlens | smartlens |
virtual | sanal |
videos | videolar |
comprehensive | kapsamlı |
online | çevrimiçi |
most | en |
in | da |
can | olabilir |
or | veya |
and | ve |
영어 | 터키어 |
---|---|
investment | yatırım |
training | eğitim |
smartlens | smartlens |
virtual | sanal |
videos | videolar |
comprehensive | kapsamlı |
online | çevrimiçi |
most | en |
in | da |
can | olabilir |
or | veya |
and | ve |
EN Training is provided either as internal training or through outsourced training support.
TR Gerek kurum içi eğitimler gerekse alınan dış kaynaklı eğitim desteği ile eğitimler verilir.
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitim |
support | desteği |
internal | ile |
through | e |
EN Repair is good for manufacturers, good for the economy, and good for the rest of us.
TR Tamir, hem üretici hem ekonomi hem de geri kalan herkes için iyi bir şeydir.
영어 | 터키어 |
---|---|
repair | tamir |
good | iyi |
economy | ekonomi |
for | için |
of | in |
EN Repair is good for manufacturers, good for the economy, and good for the rest of us.
TR Tamir, hem üretici hem ekonomi hem de geri kalan herkes için iyi bir şeydir.
영어 | 터키어 |
---|---|
repair | tamir |
good | iyi |
economy | ekonomi |
for | için |
of | in |
EN We equate good governance with good business. It is essential to building a sustainable business, delivering on our brand promise – PROTECTS WHAT’S GOOD™ – and safeguarding our reputation.
TR İyi yönetişimi iyi işle bir tutarız. Sürdürülebilir bir iş kurmak, İYİ OLANI KORUR™ marka vaadimizi yerine getirmek ve itibarımızı korumak açısından son derece önemlidir.
EN STGM Online Training Continues: Project Cycle Management Training Completed
TR BİRLİKTE Faydalanıcılarının Pandemideki Dijital Alışkanlıklarını Dijital Okuryazarlık Bilgi Notunda Derledik
영어 | 터키어 |
---|---|
online | dijital |
EN Training Duration: 3 days Number of Training Participants: 20
TR Eğitim Süresi: 3 gün Eğitim Katılımcı Sayısı: 20
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitim |
duration | süresi |
days | gün |
EN It can be used for training of trainers or training of campaign participants
TR Eğiticilerin eğitimi ya da kampanyaya katılanların eğitimi için kullanılabilir
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitimi |
for | için |
of | in |
영어 | 터키어 |
---|---|
mobile | mobil |
platform | platformu |
highly | son derece |
effective | etkili |
technology | teknoloji |
easy | kolay |
other | diğer |
use | kullanımı |
videos | videoları |
training | eğitim |
and | ve |
how | nasıl |
영어 | 터키어 |
---|---|
new | yeni |
mobile | mobil |
platform | platformu |
various | çeşitli |
healthcare | sağlık |
training | eğitim |
designed | tasarlanmış |
and | ve |
of | in |
EN STGM Online Training Continues: Project Cycle Management Training Completed
TR STGM Online Eğitimleri Devam Ediyor: Sosyal Medya Eğitimi Tamamlandı
영어 | 터키어 |
---|---|
stgm | stgm |
online | online |
training | eğitimi |
continues | devam ediyor |
EN Training Duration: 3 days Number of Training Participants: 20
TR Eğitim Süresi: 3 gün Eğitim Katılımcı Sayısı: 20
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitim |
duration | süresi |
days | gün |
EN It can be used for training of trainers or training of campaign participants
TR Eğiticilerin eğitimi ya da kampanyaya katılanların eğitimi için kullanılabilir
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitimi |
for | için |
of | in |
영어 | 터키어 |
---|---|
mobile | mobil |
platform | platformu |
highly | son derece |
effective | etkili |
technology | teknoloji |
easy | kolay |
other | diğer |
use | kullanımı |
videos | videoları |
training | eğitim |
and | ve |
how | nasıl |
영어 | 터키어 |
---|---|
new | yeni |
mobile | mobil |
platform | platformu |
various | çeşitli |
healthcare | sağlık |
training | eğitim |
designed | tasarlanmış |
and | ve |
of | in |
EN Training: Specialised personnel provide on-site theoretical and practical training in the use of the products used.
TR Eğitim: Konusunda uzman personeli, kullanılan ürünlere ilişkin yerinde gerekli teorik ve pratik eğitimlerini sağlamaktadır.
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitim |
personnel | personeli |
products | ürünlere |
and | ve |
practical | pratik |
used | kullanılan |
of | konusunda |
EN At ÜNTEL, our employees start benefiting from the training and development opportunities with the activities starting with the Orientation Training during their first days
TR ÜNTEL’ de çalışanlarımız, ilk günlerinde Oryantasyon Eğitimi ile başlayan aktivitelerle eğitim ve gelişim olanaklarından yararlanmaya başlarlar
영어 | 터키어 |
---|---|
days | günlerinde |
development | gelişim |
first | ilk |
at | de |
and | ve |
training | eğitimi |
EN Dual vocational training In Germany, craftsmen/craftswomen are trained primarily in what is known as the dual system: it combines theoretical training at a vocational school or college with practical work in a company
TR Dual Eğitim Almanya’da zanaatkârların mesleki eğitimi özellikle dual eğitim sisteminde gerçekleştirilir: Bu ikili sistem, meslek okulundaki kuramsal eğitimle bir işletmedeki pratik çalışmayı kombine eder
영어 | 터키어 |
---|---|
vocational | mesleki |
system | sistem |
practical | pratik |
work | iş |
a | bir |
training | eğitimi |
EN If you have just completed a university degree course or a vocational training programme the company will be interested in your university diploma or the certificate from the training organisation as well as your school-leaving certificate
TR Bir yükseköğrenimden ya da meslek eğitimi‘nden yeni mezun olmuşsanız, yükseköğrenim veya mesleki eğitim mezuniyet diplomasına firma ilgi duyacaktır, aynı şey okul diploması için de geçerli
영어 | 터키어 |
---|---|
vocational | mesleki |
company | firma |
interested | ilgi |
well | yüksek |
school | okul |
training | eğitim |
in | da |
the | aynı |
if | için |
or | veya |
EN The dual training programme provides practical training and theoretical foundations in vocational school
TR İkili mesleki eğitim işyerinde pratik bilgiyle meslek okulunda teorik temel bilgileri buluşturuyor
영어 | 터키어 |
---|---|
practical | pratik |
and | e |
vocational | mesleki |
training | eğitim |
EN We also talk to training departments in the media about the benefits of diversity and offer media training courses for organizations.
TR Ayrıca medya kuruluşlarının eğitim departmanlarıyla çeşitliliğin sunduğu avantajlar konusunda iletişime geçiyor ve farklı kuruluşlara medyada çeşitlilik eğitimi sunuyoruz.
영어 | 터키어 |
---|---|
benefits | avantajlar |
media | medya |
offer | sunuyoruz |
organizations | kuruluşlar |
diversity | çeşitlilik |
and | ve |
training | eğitimi |
EN Our 8 training centres offers a wide range of training solutions.
TR 8 eğitim merkezimizde çok çeşitli eğitim çözümleri sunuyoruz.
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitim |
solutions | çözümleri |
EN A technical training centre is opened at Tetra Pak in Lund, Sweden, for the training of staff from customer plants
TR İsveç, Lund'daki Tetra Pak tesislerinde, müşteri fabrikalarının personelinin eğitimine yönelik bir teknik eğitim merkezi kuruldu
영어 | 터키어 |
---|---|
technical | teknik |
training | eğitim |
centre | merkezi |
tetra | tetra |
pak | pak |
customer | müşteri |
a | bir |
EN The running and training, held around the pool in good weather, was taking place under the portico in the bad weather.
TR İyi havalarda havuzun etrafında yapılan koşu ve idmanlar, kötü havalarda portikoların altından gerçekleşiyordu.
영어 | 터키어 |
---|---|
and | ve |
around | etrafında |
bad | kötü |
EN Once again, it's good to remember that we have to scrutinize when determining our training needs.
TR Bir kez daha eğitim ihtiyacımızı belirlerken ince eleyip sık dokumak zorunda olduğumuzu hatırlamak iyi olacak.
영어 | 터키어 |
---|---|
good | iyi |
training | eğitim |
needs | ihtiyacı |
have to | zorunda |
again | daha |
to | e |
EN The running and training, held around the pool in good weather, was taking place under the portico in the bad weather.
TR İyi havalarda havuzun etrafında yapılan koşu ve idmanlar, kötü havalarda portikoların altından gerçekleşiyordu.
영어 | 터키어 |
---|---|
and | ve |
around | etrafında |
bad | kötü |
EN Once again, it's good to remember that we have to scrutinize when determining our training needs.
TR Bir kez daha eğitim ihtiyacımızı belirlerken ince eleyip sık dokumak zorunda olduğumuzu hatırlamak iyi olacak.
영어 | 터키어 |
---|---|
good | iyi |
training | eğitim |
needs | ihtiyacı |
have to | zorunda |
again | daha |
to | e |
EN A good start to a professional career: a course of dual training at the FEDA.
TR Meslek hayatına iyi bir başlangıç: FEDA’da ikili eğitim.
영어 | 터키어 |
---|---|
start | başlangıç |
training | eğitim |
a | bir |
to | e |
EN At the moment, the chances for international applicants are good, as many training places remain vacant.
TR Birçok meslek eğitim yeri boş olduğu için, şu anda yabancı başvurucuların şansı gayet yüksek.
영어 | 터키어 |
---|---|
training | eğitim |
the | anda |
for | için |
many | çok |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
영어 | 터키어 |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
TR İlk izlenim için tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
영어 | 터키어 |
---|---|
impression | izlenim |
good | iyi |
chance | şansı |
first | ilk |
have | bu |
to | için |
EN Good Mood Good Food Website Template
TR Tarifler Ve Aşçılık Dersleri Web Sitesi Şablonu
EN Parallel Query is a good fit for analytical workloads requiring fresh data and good query performance, even on large tables. Workloads of this type are often operational in nature.
TR Parallel Query, verilerin güncel olmasını ve büyük tablolarda bile sorgu performansının yüksek olmasını gerektiren analitik iş yükleri için uygundur. Bu tür iş yükleri genellikle tasarımı itibarıyla operasyoneldir.
영어 | 터키어 |
---|---|
analytical | analitik |
workloads | iş yükleri |
data | verilerin |
type | tür |
often | genellikle |
and | ve |
this | bu |
large | büyük |
even | bile |
of | in |
on | yüksek |
performance | performans |
for | için |
EN Worldwide, expats name a good work-life balance in the TOP 3, and good pay loses its place in the top slots.
TR Dünya genelinde ise expat’lar için iş hayatı ve özel hayat arasındaki denge üçüncü sırada yer alıyor, bunun karşılığında dolgun kazanç üçüncü sıranın altlarına düşüyor.
영어 | 터키어 |
---|---|
balance | denge |
worldwide | dünya |
and | ve |
its | in |
the | üçüncü |
a | özel |
EN Most of them are very pragmatic and, like the generations before them, want above all to earn good money, have a safe job and a good work-life balance
TR Oysa onlar büyük bir çoğunlukla olaya çok pragmatik yaklaşıyor ve tıpkı kendilerinden önceki nesiller gibi öncelikle iyi bir kazanç, güvenli bir meslek ve iş yaşamıyla özel yaşam arasında uyum istiyorlar
영어 | 터키어 |
---|---|
life | yaşam |
all | ya |
to | güvenli |
and | ve |
EN A good keyword finder will be able to show you whether or not the keywords that you were thinking of using are a good idea or not
TR İyi bir anahtar kelime bulucu, kullanmayı düşündüğünüz anahtar kelimelerin iyi bir fikir olup olmadığını size gösterebilecektir
영어 | 터키어 |
---|---|
good | iyi |
finder | bulucu |
idea | fikir |
using | kullanmayı |
a | bir |
EN You have one chance to make a first impression. Make it a good one! A good first impression can work wonders.
TR İlk izlenim için tek şansınız var. Bu şansı iyi değerlendirin! İyi bir ilk izlenimle harikalar yaratabilirsiniz.
영어 | 터키어 |
---|---|
impression | izlenim |
good | iyi |
chance | şansı |
first | ilk |
have | bu |
to | için |
EN Fundamentally good stock, For long term investment . . Entry: 310 target: 350-410-450- sl: 283- 265 major stoploss/ support: 265 . ' ; good for long term investment. ' ' refer my old idea attached bellow. stay for update. Reset chart for clear view.
TR Boyun seviyesine geri çekilme sonrası alım fırsatı verebilir. Mutlaka Dönüş Onayı Alın! Yatırım Tavsiyesi Değildir. Takip Amaçlıdır! Bol Kazançlar :)
영어 | 터키어 |
---|---|
investment | yatırım |
stay | takip |
50 번역 중 50 표시 중