EN Soy-based food comes in many varieties such as soy milk, soy based drinks, soy yoghurt, tofu, miso, tempeh and soy sauce. Soy products are used all over the world.
EN Soy-based food comes in many varieties such as soy milk, soy based drinks, soy yoghurt, tofu, miso, tempeh and soy sauce. Soy products are used all over the world.
TR Soya bazlı ürünlerin; soya sütü, soya bazlı içecekler, soya yoğurdu, tofu, miso, tempeh ve soya sosu gibi birçok çeşidi bulunur. Soya ürünleri dünyanın dört bir yanında kullanılır.
영어 | 터키어 |
---|---|
used | kullanılır |
based | bazlı |
milk | süt |
and | ve |
world | dünyanın |
many | çok |
over | e |
EN It discusses soy quality aspects, processing and packaging, as well as the health and nutritional benefits of soy products
TR Soya kalite unsurları, proses ve paketleme gibi bilgilerin yanı sıra, soya ürünlerinin sağlık ve beslenmeyle ilgili faydalarını ele alıyor
영어 | 터키어 |
---|---|
quality | kalite |
packaging | paketleme |
health | sağlık |
products | ürünlerinin |
and | ve |
benefits | faydalar |
EN 5G is the Secret Sauce to Your SD-WAN Deployment
TR TEHDIT ÖZETI: KRITIK APACHE STRUTS GÜVENLIK AÇIĞI CVE-2018-11776 HAKKINDA B...
EN Restaurant Cafe Sauce Gourmet Chinese food Korean food Thai food French food Japanese food Japan Japanese Japanese restaurant Sushi bar Asian food Asian Seafood Red Circle Fish Sushi
TR Restoran Kafe Sos Gurme Çin yemeği Kore yemeği Thai yemeği Fransız yemeği Japon yemeği Japonya Japonca Japon restoranı Suşi barı Asya yemeği Asya Deniz ürünleri Kırmızı Daire Balık Suşi
영어 | 터키어 |
---|---|
gourmet | gurme |
korean | kore |
french | fransız |
japan | japonya |
asian | asya |
seafood | deniz ürünleri |
circle | daire |
fish | balık |
red | kırmızı |
bar | bar |
japanese | japon |
restaurant | restoran |
cafe | kafe |
EN You can find out all about Frankfurt food culture, from green sauce to falafel burger, at @AboutFrankfurt
TR Yeşil sos’tan Falafel-Burger’e kadar uzanan Frankfurt yemek kültürü hakkında tüm bilgileri @AboutFrankfurt adresinde bulabilirsiniz
영어 | 터키어 |
---|---|
frankfurt | frankfurt |
food | yemek |
green | yeşil |
you can find | bulabilirsiniz |
at | nda |
all | tüm |
about | hakkında |
culture | kültürü |
EN Soy has been used for centuries in the Far East
TR Soya Uzakdoğu'da yüzyıllardır kullanılmaktadır
EN And today, the consumption of soy products is increasing
TR Günümüzde, soya ürünleri tüketimi artıyor
영어 | 터키어 |
---|---|
today | günümüzde |
consumption | tüketimi |
products | ürünleri |
EN The book provides extensive, general and semi-technical information on soy
TR Kitap soya hakkında kapsamlı, genel ve kısmen teknik bilgiler sunuyor
영어 | 터키어 |
---|---|
book | kitap |
provides | sunuyor |
general | genel |
and | ve |
information | bilgiler |
on | hakkında |
extensive | kapsamlı |
technical | teknik |
EN The soybean is low in saturated fat and contains no cholesterol. Soy products are lactose free making them suitable for lactose intolerant.
TR Soya fasulyesinin doymuş yağ oranı azdır ve soya fasulyesi kolesterol içermez. Soya ürünleri laktozsuzdur ve bu sebepten dolayı laktoza duyarlı insanlar için uygundur.
영어 | 터키어 |
---|---|
suitable | uygundur |
and | ve |
products | ürünleri |
EN Rice, almond, grain, oat and seed drinks are like the soy products a lactose free healthy alternative to dairy products and milk.
TR Pirinç, badem, tahıl, yulaf ve tohum içecekleri de, soya ürünleri gibi, süt ürünlerinin ve sütün laktozsuz, sağlıklı bir alternatifidir.
영어 | 터키어 |
---|---|
oat | yulaf |
milk | süt |
healthy | sağlıklı |
and | ve |
the | gibi |
products | ürünleri |
a | bir |
EN Tetra Pak Dairy Processing Handbook, Orange Book, Coconut Handbook and Soy Handbook are all useful references for professionals and students worldwide
TR Tetra Pak Süt Ürünleri Proses El Kitabı, Portakal Kitabı, Hindistan Cevizi El Kitabı ve Soya El Kitabı tüm dünyadaki profesyoneller ve öğrenciler içini yararlı referanslardır
영어 | 터키어 |
---|---|
tetra | tetra |
pak | pak |
orange | portakal |
and | ve |
professionals | profesyoneller |
book | kitabı |
students | öğrenciler |
useful | yararlı |
all | tüm |
EN Extraction equipment for tea and soy
TR Çay ve soya ekstraksiyon ekipmanı
영어 | 터키어 |
---|---|
and | ve |
equipment | ekipmanı |
EN Combine advanced operators to refine your search
TR Aramanızı saflaştırmak için gelişmiş işlemcileri birleştirin
영어 | 터키어 |
---|---|
to | için |
advanced | gelişmiş |
EN Content Explorer reinvents broken link building. Combine the live/broken filter and referring domains filter to find dead pages on a given topic with backlinks.
TR İçerik Gezgini, kırık link yeniden oluşturmayı baştan tanımlar. Canlı/kırık filtresi ile bağlantı veren domainler filtresini birleştirip belirli bir konuda ve backlinke sahip ölü sayfaları bulun.
영어 | 터키어 |
---|---|
broken | kırık |
domains | domainler |
find | bulun |
and | ve |
pages | sayfaları |
live | canlı |
link | link |
with | ile |
EN Combine efficiency and confidence in their practice – With ClinicalKey, there is no need to consult multiple sources, allowing physicians to save time by quickly finding accurate answers
TR Uzmanlıklarında etkinlik ve güveni birleştirmek – ClinicalKey sayesinde, birden çok kaynağa başvurma ihtiyacı ortadan kalkar ve doktorlar doğru cevapları hızla bularak zaman kazanabilir
EN Combine creativity and analytics on each step of your workflow using the Semrush Content Marketing Platform.
TR Semrush İçerik Pazarlama Platformunu kullanarak, iş akışınızın her adımında yaratıcılığı ve analitikleri birleştirin.
영어 | 터키어 |
---|---|
workflow | iş akışı |
semrush | semrush |
platform | platformunu |
step | adım |
marketing | pazarlama |
and | ve |
using | kullanarak |
of | her |
EN Combine filters to further refine the results.
TR Sonuçları rafine etmek için filtreleri birleştirin.
영어 | 터키어 |
---|---|
results | sonuçları |
EN To do so, when you download more than one App, we combine your data that we obtain in each App
TR Bunu yapmak için, birden fazla Uygulama indirdiğinizde, her bir Uygulamada elde ettiğimiz verilerinizi birleştiririz
영어 | 터키어 |
---|---|
your data | verilerinizi |
more | fazla |
app | uygulama |
obtain | elde |
EN In addition, if you use the Consumer Services when you are not logged into your Foursquare account, when you subsequently log in to your Foursquare account, we combine data collected while you were not logged in.
TR Ayrıca, Foursquare hesabınıza giriş yapmadığınızda Tüketici Hizmetlerini kullanırsanız, daha sonra Foursquare hesabınıza giriş yaptığınızda, giriş yapmadığınız sırada toplanan verileri birleştiririz.
영어 | 터키어 |
---|---|
consumer | tüketici |
services | hizmetlerini |
data | verileri |
collected | toplanan |
foursquare | foursquare |
account | hesabı |
to | ayrıca |
log | giriş |
were | daha |
the | sonra |
EN There are few hidden treasures left in this ever-shrinking world, where all of life's pleasures combine to create an atmosphere of total splendor
TR Gittikçe küçülen dünyamızda, yaşamın tüm zevklerinin birleşerek bütünsel bir ihtişam yarattığı sadece birkaç gizli hazine kaldı
영어 | 터키어 |
---|---|
hidden | gizli |
splendor | ihtişam |
shrinking | küçülen |
all | tüm |
to | birkaç |
total | bir |
영어 | 터키어 |
---|---|
upload | yükleyin |
sonix | sonix |
transcript | transkript |
and | ve |
with | parça |
automatically | otomatik olarak |
the | bunları |
영어 | 터키어 |
---|---|
speaker | hoparlör |
transcript | transkript |
separate | ayrı |
on | halinde |
those | bu |
a | bir |
each | her |
영어 | 터키어 |
---|---|
transcript | transkripte |
sonix | sonix |
or | veya |
and | ve |
in | halinde |
then | ardından |
channel | kanal |
separate | ayrı |
a | bir |
each | her |
영어 | 터키어 |
---|---|
video | video |
collaboration | işbirliği |
platform | platformunu |
work | iş |
enterprise | kurumsal |
class | sınıf |
content | içerik |
sharing | paylaşımı |
tools | araçları |
software | yazılım |
you need | ihtiyacınız |
영어 | 터키어 |
---|---|
power | gücü |
skype | skype |
automated | otomatik |
transcription | transkripsiyon |
productivity | üretkenliği |
and | ve |
영어 | 터키어 |
---|---|
proprietary | tescilli |
upload | yükleme |
allows | sağlar |
transcript | transkripte |
feature | özelliği |
and | ve |
to | birden |
EN We combine top property sales, finance and investment banking capabilities into a single, fully integrated service that delivers better real estate investment performance. Learn More
TR Üst düzey mülk satışları ile finans ve yatırım bankacılığı yeteneklerini daha iyi bir gayrimenkul yatırımı performansı sunan tam entegre, tek bir hizmette bir araya getiriyoruz. Daha Fazla Bilgi Edin
영어 | 터키어 |
---|---|
property | mülk |
finance | finans |
investment | yatırım |
integrated | entegre |
real estate | gayrimenkul |
sales | satış |
better | daha iyi |
EN Combine your best memories into fun and vivid slideshows to make them even more memorable
TR İzleyiciler en iyi anlarınıza hızla göz atsın․ Eğlenceli ve göz alıcı slayt gösterilerine dönüştürerek, bu anların akılda daha iyi kalmasını sağlayın
영어 | 터키어 |
---|---|
fun | eğlenceli |
slideshows | slayt |
to | e |
more | daha |
best | iyi |
and | ve |
them | bu |
EN Use our video collage maker to create a stunning video collage online. Combine your best moments together and get a unique video in minutes.
TR İnternet üzerinden çarpıcı bir kolaj oluşturmak için video kolaj aracımızı kullanın. En iyi anlarınızı bir araya getirin ve benzersiz bir video dakikalar içinde elinizde olsun.
영어 | 터키어 |
---|---|
video | video |
moments | anları |
minutes | dakikalar |
stunning | çarpıcı |
unique | benzersiz |
and | ve |
best | en |
in | içinde |
to | araya |
EN Mix and combine any of the 400+ scenes to get a unique video that conveys your message in an engaging way.
TR 400'den fazla sahne arasından dilediklerinizi karıştırıp birleştirin ve mesajınızı dikkat çekici şekilde veren benzersiz bir video elde edin.
영어 | 터키어 |
---|---|
scenes | sahne |
video | video |
engaging | çekici |
message | mesaj |
unique | benzersiz |
and | ve |
the | şekilde |
EN Combine live chat and chatbots with a knowledge base to strengthen your customer experience
TR Müşteri deneyiminizi güçlendirmek için canlı sohbeti ve sohbet robotlarını bir bilgi tabanıyla birleştirin
영어 | 터키어 |
---|---|
base | tabanı |
strengthen | güçlendirmek |
customer | müşteri |
live | canlı |
experience | deneyiminizi |
chat | sohbet |
to | için |
a | bir |
and | ve |
EN The best experience is the ability to combine a converational experiencee using an automated chat bot to qualify a user's request and then to offer a human to resolve the defined problem.
TR En iyi deneyim, bir kullanıcının isteğini nitelendirmek için otomatik bir sohbet botu kullanarak bir konuşma deneyimini birleştirme ve ardından tanımlanan sorunu çözmek için bir insan önerme yeteneğidir.
영어 | 터키어 |
---|---|
automated | otomatik |
human | insan |
defined | tanımlanan |
problem | sorunu |
users | kullanıcı |
chat | sohbet |
and | ve |
experience | deneyim |
a | bir |
using | kullanarak |
best | en |
to | için |
EN Combine behaviorhal data and customer data to send customers the right message at the right time on the right channel
TR Müşterilere doğru zamanda doğru kanalda doğru mesajı göndermek için davranışsal verileri ve müşteri verilerini birleştirin
영어 | 터키어 |
---|---|
time | zamanda |
and | ve |
data | verileri |
customer | müşteri |
message | mesaj |
to | için |
EN It's also important to think about distribution and Live chat is the perfect tool to combine with a knowledge base
TR Dağıtım hakkında düşünmek de önemlidir ve Live chat , bir bilgi tabanıyla birleştirmek için mükemmel bir araçtır
영어 | 터키어 |
---|---|
distribution | dağıtım |
perfect | mükemmel |
base | tabanı |
important | önemlidir |
live | live |
its | in |
tool | araç |
and | ve |
about | hakkında |
a | bir |
EN Use Mina to combine the cost-efficiency and privacy of a private chain with the interoperability of a public chain.
TR Mina ile yönetimi ucuz ve gizli zincirleri halka açık zincirlerle beraber kullanın.
영어 | 터키어 |
---|---|
a | a |
mina | mina |
and | ve |
private | gizli |
use | kullanın |
public | açık |
with | ile |
EN You can combine up to 210 domains with the Comodo SAN certificate.
TR Comodo SAN sertifikası ile 210 adede kadar domaini birleştirebilirsiniz.
영어 | 터키어 |
---|---|
san | san |
comodo | comodo |
certificate | sertifikası |
to | kadar |
with | ile |
EN Combine text, images, tables and pictures in your slides and set them in motion with a vast range of breathtaking OpenGL-based animations and slide transitions.
TR Slaytlarınızdaki metinleri, resimleri, tabloları ve resimleri birleştirin ve çok çeşitli nefes kesici OpenGL tabanlı animasyonlar ve slayt geçişleri ile onları harekete geçirin.
영어 | 터키어 |
---|---|
tables | tablolar |
animations | animasyonlar |
slide | slayt |
based | tabanlı |
pictures | resimleri |
them | onları |
and | ve |
a | çok |
EN Our fantastic city centre locations, easy-to-use technology, reliable service, and great cuisine combine to create a place where meetings are synonymous with inspiration.
TR Muhteşem şehir mekanlarımız, kullanımı kolay teknoloji, güvenilir hizmet ve harika yemekler ile birleştiğinde toplantıların ilham duygusuyla eş anlamlı hale geldiği bir ortam sunar.
영어 | 터키어 |
---|---|
locations | mekanlar |
technology | teknoloji |
great | harika |
inspiration | ilham |
city | şehir |
easy | kolay |
service | hizmet |
use | kullanımı |
reliable | güvenilir |
and | ve |
a | bir |
meetings | toplantılar |
to | e |
EN A wide range of new-generation efficient, economical engines combine advanced technology with a promise to take you away from it all. This SUV is available with a PureTech petrol engine (82, 110 and 130) or BlueHDi diesel engine (100 and 120).
TR Yeni nesil verimli, ekonomik motorların geniş bir yelpazesi, ileri teknoloji ile sizi tüm bunlardan uzaklaştırmaya söz veriyor. Bu SUV, bir PureTech benzinli motor (82, 110 ve 130) veya BlueHDi dizel motor (100 ve 120) ile kullanılabilir.
영어 | 터키어 |
---|---|
efficient | verimli |
economical | ekonomik |
advanced | ileri |
technology | teknoloji |
promise | söz |
available | kullanılabilir |
petrol | benzinli |
engine | motor |
bluehdi | bluehdi |
diesel | dizel |
new | yeni |
generation | nesil |
wide | geniş |
suv | suv |
this | bu |
or | veya |
and | ve |
from | bunlardan |
all | tüm |
a | bir |
of | sizi |
engines | motorları |
EN We combine the necessity of professional-grade quality and durability with our unyielding pursuit of simple, modern design
TR Profesyonel seviyede kalite ve dayanıklılık gereksinimini dur durak bilmeyen sade, modern tasarım arayışımızla birleştiriyoruz
영어 | 터키어 |
---|---|
quality | kalite |
durability | dayanıklılık |
simple | sade |
modern | modern |
design | tasarım |
professional | profesyonel |
and | ve |
EN We Combine Strategy With Design
TR Stratejiyi Tasarımla Birleştiriyoruz
영어 | 터키어 |
---|---|
legacy | miras |
series | serisi |
industrial | endüstriyel |
rugged | dayanıklı |
platform | platformda |
industry | sektör |
leading | lideri |
user | kullanıcı |
future | geleceğe |
ready | hazır |
and | ve |
friendly | dostu |
printers | yazıcılar |
user-friendly | kullanıcı dostu |
on | yüksek |
exceptional | bir |
영어 | 터키어 |
---|---|
new | yeni |
visibility | izlenebilirlik |
analytics | analizler |
powerful | güçlü |
time | zamanlı |
and | ve |
real | gerçek |
data | verileri |
영어 | 터키어 |
---|---|
zebra | zebra |
devices | cihazlar |
daily | günlük |
visibilityiq | visibilityiq |
most | en |
business | iş |
about | hakkında |
assets | varlıklar |
and | ve |
with | ile |
영어 | 터키어 |
---|---|
keyboard | klavye |
accessories | aksesuarlar |
truck | kamyon |
office | ofis |
data | veri |
entry | giriş |
long | uzun |
easily | kolayca |
at | nda |
for | için |
of | in |
or | veya |
a | bir |
and | ve |
fully | tam |
영어 | 터키어 |
---|---|
tablets | tabletleri |
consumer | tüketici |
security | güvenlik |
durability | dayanıklılık |
solid | sağlam |
and | ve |
with | ile |
enterprise | kurumsal |
영어 | 터키어 |
---|---|
innovative | yenilikçi |
deliver | sunmak |
business | iş |
solutions | çözümleri |
hardware | donanım |
software | yazılım |
data | veri |
to | araya |
at | nda |
and | ve |
best | en |
EN Real-world insights and new gameplay mechanics combine to deliver dynamic, true-to-life experiences with greater levels of drama, depth and control.
TR Daha fazla heyecan, derinlik ve kontrol ile dinamik, gerçekçi deneyimler sunmak için gerçek dünya içgörüleri ve yeni oyun mekanikleri bir araya geliyor.
영어 | 터키어 |
---|---|
new | yeni |
dynamic | dinamik |
experiences | deneyimler |
control | kontrol |
world | dünya |
and | ve |
greater | daha fazla |
real | gerçek |
of | in |
EN There are few hidden treasures left in this ever-shrinking world, where all of life's pleasures combine to create an atmosphere of total splendor
TR Gittikçe küçülen dünyamızda, yaşamın tüm zevklerinin birleşerek bütünsel bir ihtişam yarattığı sadece birkaç gizli hazine kaldı
영어 | 터키어 |
---|---|
hidden | gizli |
splendor | ihtişam |
shrinking | küçülen |
all | tüm |
to | birkaç |
total | bir |
EN There are few hidden treasures left in this ever-shrinking world, where all of life's pleasures combine to create an atmosphere of total splendor
TR Gittikçe küçülen dünyamızda, yaşamın tüm zevklerinin birleşerek bütünsel bir ihtişam yarattığı sadece birkaç gizli hazine kaldı
영어 | 터키어 |
---|---|
hidden | gizli |
splendor | ihtişam |
shrinking | küçülen |
all | tüm |
to | birkaç |
total | bir |
50 번역 중 50 표시 중