DE Anfang der 1980er-Jahre bauen die Schreinerlehrlinge Gerhard Priel und Bengt Schumacher in einer Scheune eine brasilianische Schlitztrommel nach, die ein Freund aus Lateinamerika mitgebracht hat
DE Anfang der 1980er-Jahre bauen die Schreinerlehrlinge Gerhard Priel und Bengt Schumacher in einer Scheune eine brasilianische Schlitztrommel nach, die ein Freund aus Lateinamerika mitgebracht hat
TR 1980’li yılların başlarında Gerhard Priel ve Bengt Schumacher henüz marangoz çıraklarıyken, bir arkadaşlarının Latin Amerika‘dan getirdiği Brezilya kesik davulunun bir benzerini bir ahırda üretirler
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
anfang | bir |
und | ve |
DE Die Herstellung frisst jeden Tag ein Loch in die Erde
TR Elektronik Üretimi Dünyada Her Gün Bir Delik Açıyor
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
jeden | bir |
die | gün |
DE Aber uns gehen die Rohstoffe aus, die wir aus der Erde holen können.
TR Ama kazıp çıkarabileceğimiz rezervler tükeniyor.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
aber | ama |
DE Das Willow Stream Spa ist eine einzigartige Oase. Die Balance der Elemente Erde, Luft, Feuer, Wasser und Holz bringt uns wieder mit der Natur in Einklang.
TR Willow Stream Spa başlı başına bir vahadır. Bizi doğanın dengesi ile uyumlu hale getirmek için toprak, ateş, su ve odun unsurlarını dengeler.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
balance | dengesi |
wasser | su |
natur | doğanın |
einzigartige | bir |
spa | spa |
und | ve |
mit | getirmek |
in | için |
DE Als größte Containerreederei der Welt transportieren wir jährlich 12 Millionen Container und liefern in jeden Winkel der Erde.
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
welt | dünyanın |
millionen | milyon |
container | konteyner |
und | ve |
jeden | bir |
DE Als größte Containerreederei der Welt transportieren wir jährlich 12 Millionen Container und liefern in jeden Winkel der Erde
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
welt | dünyanın |
millionen | milyon |
container | konteyner |
und | ve |
jeden | bir |
DE Bei der Auswahl des Logo- Farbtons stützen sie sich auf die natürlichen Farbtöne Erde, Blätter, Sonne und Wasser. Blau, Grün, Gelb, Hellrosa erinnern an Naturprodukte, natürlichen Anfang, Wohlstand, Gesundheit.
TR Logonun gölgesini seçerken, toprağın, yaprakların, güneşin, suyun doğal tonlarına güvenirler. Mavi, yeşil, sarı, soluk pembe doğal ürünleri, doğal başlangıcı, refahı, sağlığı hatırlatır.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
natürlichen | doğal |
sonne | güneş |
wohlstand | refah |
gesundheit | sağlığı |
gelb | sarı |
der | yeşil |
blau | mavi |
des | in |
DE Deutschland ist die viertgrößte Volkswirtschaft der Erde, hoch innovativ und stark exportorientiert. Die Zukunft liegt in der Industrie 4.0.
TR Dünyanın en büyük dördüncüsü olan Alman ekonomisi, ileri düzeyde yenilikçi ve ihracat odaklı. Ekonominin geleceği “sanayi 4.0.”da.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
deutschland | alman |
ist | olan |
hoch | büyük |
in | da |
industrie | sanayi |
der | ve |
DE Aktuelle Informationen und Hintergrundberichte zu Erde und Klima, Biodiversität und Naturschutz.
TR Yeryüzü & İklim: Yeryüzü ve iklimle ilgili güncel bilgiler ve araştırma yazıları. Iklim değişikliği, küresel ısınma, biyolojik çeşitlilik, doğayı koruma
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
aktuelle | güncel |
zu | e |
klima | iklim |
und | ve |
informationen | bilgiler |
DE Immer mehr Menschen leben auf der Erde und verbrauchen Ressourcen und Energie
TR Yeryüzünde kaynak ve enerji kullanan insan sayısı giderek artıyor
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
menschen | insan |
ressourcen | kaynak |
energie | enerji |
und | ve |
DE Die Herstellung frisst jeden Tag ein Loch in die Erde
TR Elektronik Üretimi Dünyada Her Gün Bir Delik Açıyor
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
jeden | bir |
die | gün |
DE Aber uns gehen die Rohstoffe aus, die wir aus der Erde holen können.
TR Ama kazıp çıkarabileceğimiz rezervler tükeniyor.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
aber | ama |
DE Das Willow Stream Spa ist eine einzigartige Oase. Die Balance der Elemente Erde, Luft, Feuer, Wasser und Holz bringt uns wieder mit der Natur in Einklang.
TR Willow Stream Spa başlı başına bir vahadır. Bizi doğanın dengesi ile uyumlu hale getirmek için toprak, ateş, su ve odun unsurlarını dengeler.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
balance | dengesi |
wasser | su |
natur | doğanın |
einzigartige | bir |
spa | spa |
und | ve |
mit | getirmek |
in | için |
DE Bei der Auswahl des Logo- Farbtons stützen sie sich auf die natürlichen Farbtöne Erde, Blätter, Sonne und Wasser. Blau, Grün, Gelb, Hellrosa erinnern an Naturprodukte, natürlichen Anfang, Wohlstand, Gesundheit.
TR Logonun gölgesini seçerken, toprağın, yaprakların, güneşin, suyun doğal tonlarına güvenirler. Mavi, yeşil, sarı, soluk pembe doğal ürünleri, doğal başlangıcı, refahı, sağlığı hatırlatır.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
natürlichen | doğal |
sonne | güneş |
wohlstand | refah |
gesundheit | sağlığı |
gelb | sarı |
der | yeşil |
blau | mavi |
des | in |
DE Deutschland ist die viertgrößte Volkswirtschaft der Erde, hoch innovativ und stark exportorientiert. Die Zukunft liegt in der Industrie 4.0.
TR Dünyanın en büyük dördüncüsü olan Alman ekonomisi, ileri düzeyde yenilikçi ve ihracat odaklı. Ekonominin geleceği “sanayi 4.0.”da.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
deutschland | alman |
ist | olan |
hoch | büyük |
in | da |
industrie | sanayi |
der | ve |
DE Immer mehr Menschen leben auf der Erde und verbrauchen Ressourcen und Energie
TR Yeryüzünde kaynak ve enerji kullanan insan sayısı giderek artıyor
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
menschen | insan |
ressourcen | kaynak |
energie | enerji |
und | ve |
DE Die Organisation Diaconia baut dort Zisternen für Kleinbauern und unterrichtet sie, wie durch ökologischen Anbau und Rücksicht auf den Wasserkreislauf die karge Erde in gutes Ackerland verwandelt werden kann
TR DIACONIA adındaki organizasyon bu bölgede küçük toprak sahipleri için sarnıçlar inşa ediyor ve ekolojik tarım ile su döngüsüne dikkat ederek kuru toprağın nasıl verimli tarım arazisine dönüştürülebileceği ile ilgili eğitim veriyor
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
und | ve |
wie | nasıl |
werden | bu |
DE Lasst die Erde sprechen, die Kinder und die Dinge: Earth Speakr.
TR Bırakın Yerküre Konuşsun, Çocuklar ve Eşyalar: Earth Speakr
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
und | ve |
DE Lasst die Erde sprechen, die Kinder und die Dinge: Earth Speakr
TR Bırakın Yerküre Konuşsun, Çocuklar ve Eşyalar: Earth Speakr
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
und | ve |
DE Geht es nach dem Index für Urbanes Grün (Husqvarna Urban Green Space Index), ist Dortmund in Nordrhein-Westfalen die viertgrünste der Erde
TR Kentsel yeşil alan sıralamasına (Husqvarna Urban Green Space Index) bakıldığında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Dortmund kenti dünya genelinde dördüncü sırada
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
urbanes | kentsel |
green | green |
der | yeşil |
in | genelinde |
DE Satellit im Weltall sendet Signale zur Erde.
TR Evrendeki uydu, yerküreye sinyaller gönderiyor.
DE 800 Satelliten kreisen um die Erde und sammeln riesige Mengen von Daten zur Veränderung von Landoberflächen, Meeren oder der Atmosphäre
TR Yerkürenin etrafında 800 uydu dönüyor ve bu uydular kara parçaları, denizler ve atmosferdeki değişikliklere ilişkin dev miktarlarda veriler topluyorlar
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
daten | veriler |
um | etrafında |
und | ve |
DE Der Kooperation mit China, einem der größten Energieverbraucher der Erde, hat besonderen Stellenwert
TR Yeryüzünün en büyük enerji tüketicilerinden biri olan Çin’le yürütülen işbirliğinin özel bir önemi var
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
besonderen | bir |
größten | en |
DE Jahrhundert herausgefunden, dass sich die Erde um die Sonne dreht
TR Yüzyılda dünyanın güneşin etrafında döndüğünü keşfetmişti
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
sonne | güneş |
um | etrafında |
dass | ne |
sich | in |
DE Ich glaube fest daran, dass wir schnellstmöglich Fast Fashion hinter uns lassen müssen, damit wir alle noch eine Zukunft auf dieser Erde haben.
TR Bu yerkürede hepimizin bir geleceğinin olması için, Fast Fashion’ı acilen arkamızda bırakmamız gerektiğine kesinlikle inanıyorum.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
alle | için |
lassen | bu |
DE Irgendwann stellte sich für mich dieses Gefühl ein, dass die ganze Erde eigentlich nur ein großer lebender Organismus ist
TR Kariyerimin bir noktasında dünyanın aslında yaşayan tek bir büyük organizma olduğu duygusu yerleşti
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
ganze | bir |
großer | büyük |
sich | ya |
nur | tek |
DE Wälder gehören zu den wichtigsten Ressourcen der Erde. Deshalb setzt sich Deutschland international für ihren Schutz ein.
TR Ormanlar en önemli doğal kaynaklardan. İşte bu nedenle Almanya ormanların korunması için uluslararası çapta angajman gösteriyor.
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
schutz | korunması |
international | uluslararası |
deutschland | almanya |
deshalb | bu nedenle |
wichtigsten | en |
der | bu |
setzt | için |
DE Sehr viel Wasser, das die Landwirtschaft verwendet, versickert ungenutzt in der Erde oder verdunstet
TR Tarımda kullanılan suyun büyük bir kısmı, gerçekten kullanılamadan toprak tarafından emiliyor ya da buharlaşıyor
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
in | da |
verwendet | kullanılan |
sehr | büyük |
oder | ya |
die | bir |
DE Wir müssen unsere Gesellschaft auf einen Weg bringen, der verträglicher ist für die Erde
TR Dünyanın sürdürülebilirliği için toplumun yeni bir yola girmesi gerek
អាល្លឺម៉ង់ | ទួរគី |
---|---|
müssen | gerek |
für | için |
DE "Formen oder Bilder kollektiver Art, die praktisch überall auf der Erde als Bestandteile von Mythen und zugleich als individuelle Produkte unbewussten Ursprungs auftreten."
TR "Mitlerin bileşenleri ve aynı zamanda bilinçdışı kökenli bireysel ürünler olarak neredeyse tüm dünyada ortaya çıkan kolektif nitelikteki formlar veya imgeler."
បង្ហាញការបកប្រែ {លទ្ធផលចុងក្រោយ} នៃ 30 ការបកប្រែ