TR Ufalama işlemine bağlı olarak parçacık yüzeyinin büyümesiyle birlikte çözünme hızı ve dolayısıyla etken maddelerin biyolojik aktivitesi kısmen ciddi şekilde artırılabilir.
Түрік тіліндегі "etken maddelerin biyolojik" келесі Ағылшын сөздерге/фразаларға аударылуы мүмкін:
biyolojik | biological |
TR Ufalama işlemine bağlı olarak parçacık yüzeyinin büyümesiyle birlikte çözünme hızı ve dolayısıyla etken maddelerin biyolojik aktivitesi kısmen ciddi şekilde artırılabilir.
EN The increase of the particle surface caused by the comminution results in a considerably better dissolution rate and bioavailability of the agents and therefore the APIs act faster.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
dolayısıyla | therefore |
TR İlaçların, biyolojik maddelerin, aşıların ve tıbbi cihazların çevresel koşullara maruz kalma durumunu izlemek için Zebra'nın kablosuz, Bluetooth özellikli elektronik sıcaklık sensörlerini kullanın.
EN Use Zebra's wireless, Bluetooth-enabled electronic temperature sensors to monitor the exposure of drugs, biologics, vaccines and medical devices to environmental conditions.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
tıbbi | medical |
çevresel | environmental |
izlemek | monitor |
zebra | zebra |
elektronik | electronic |
sıcaklık | temperature |
kullanın | use |
TR İlaçların, biyolojik maddelerin, aşıların ve tıbbi cihazların çevresel koşullara maruz kalma durumunu izlemek için Zebra'nın kablosuz, Bluetooth özellikli elektronik sıcaklık sensörlerini kullanın.
EN Use Zebra's wireless, Bluetooth-enabled electronic temperature sensors to monitor the exposure of drugs, biologics, vaccines and medical devices to environmental conditions.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
tıbbi | medical |
çevresel | environmental |
izlemek | monitor |
zebra | zebra |
elektronik | electronic |
sıcaklık | temperature |
kullanın | use |
TR Doğal kökenli ve botanik maddelerin harika bir bileşiminden oluşan bu ürünler canlı ve genç görünümlü bir cilt için ideal.
EN The delightful blend of naturally derived and botanical ingredients to get refresh and energetic skin.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
doğal | naturally |
cilt | skin |
TR Tarımda ve bahçecilikte yetiştirilen bitkilere sağlanan besleyici maddelerin miktarını artırmak için kullanılan malzemeler veya karışımlara gübre denir
EN Materials or mixtures used in agriculture and horticulture to increase the nutrients available to cultivated plants are referred to as fertilizers
Түрік | Ағылшын |
---|---|
malzemeler | materials |
veya | or |
TR Bitki koruyucu maddelerle bitkiler veya bitki mamulleri zararlı organizmalardan korunur. İster ıslak ya da kuru yoldan olsun - bitki koruyucu maddelerin üretimi için Öğütme & Dispersiyon departmanı uygun teknolojiyi sağlıyor.
EN Pesticides protect plants or plant products from organisms that could damage them. The Grinding & Dispersing Business Unit delivers the right technology for the production of pesticides – whether by wet or dry processing.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bitki | plant |
kuru | dry |
uygun | right |
teknolojiyi | technology |
TR Selülozu doğal ek maddelerin ayırmak ve sonrasında kimyasal bakımdan saf hazırlamak için bir dizi mekanik ve kimyasal adım gereklidir.
EN An entire series of mechanical and chemical steps are required, first to separate cellulose from the associated natural materials and then to refine it until chemically pure.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
doğal | natural |
kimyasal | chemical |
saf | pure |
dizi | series |
mekanik | mechanical |
adım | steps |
gereklidir | required |
TR Bu destek; tehlikeli maddelerin taşınması ve kontrol altında tutulması konularını da içeren, kimyasal konsept oluşturma, kimyasal geliştirme ve ticarileştirmeye kadar uzanan bir boyuttadır
EN We assist parties at all stages of the chemical product lifecycle, from concept through development, into commercialisation, including related topics such as transporting and disposing of hazardous substances
Түрік | Ағылшын |
---|---|
destek | assist |
kimyasal | chemical |
konsept | concept |
geliştirme | development |
TR Bu modası geçmiş ekonominin yerini, yine onun kadar rekabete dayalı ama petrol yerine yenilenebilir ham maddelerin kullanıldığı, sürdürülebilir bir ekonominin alması hedefleniyor
EN The idea is to replace this outdated way of running an economy with a system that is similarly competition-oriented but also sustainable, an economy in which renewable resources replace oil
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bu | this |
petrol | oil |
yenilenebilir | renewable |
sürdürülebilir | sustainable |
TR Dünya çapında CO2 emisyonlarının yüzde 50’si ham maddelerin çıkarılması ve işlenmesi esnasında oluşuyor
EN 50 percent of global carbon emissions are generated by the extraction and processing of raw materials
Түрік | Ағылшын |
---|---|
yüzde | percent |
ham | raw |
ve | and |
işlenmesi | processing |
ın | of |
TR Yenilikçi, uluslararası, küresel çapta ağın parçası: Alman üniversitelerinin başarısındaki beş etken.
EN Nothing’s as easy as sticking your foot in it when you’re abroad. But don’t worry. Here the do's and don’ts.
TR Zirai ilaçlarda, genellikle aditiflerden başka zirai ilaca istenen özellikleri kazandıran bir veya birden fazla etken madde bulunur. Bunlar bitkileri veya bitkisel ürünleri onlara zarar verebilen organizmalardan korur.
EN Aside from additives, pesticides usually consist of one or more active substances which give the pesticide the desired properties. They protect plants or plant products from organisms that harm them.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
genellikle | usually |
özellikleri | properties |
ürünleri | products |
zarar | harm |
korur | protect |
TR Ecza endüstrisi, çoğunlukla nanometre düzeyine varan, oldukça küçük, dar dağılımlı incelikleri olan etken maddeleri üretir. Bunları üretirken elde edilmesi istenen özellikler şunlardır:
EN The pharmaceutical industry manufactures active ingredients and additives that often require very small, narrowly-distributed finenesses into the nanometer range in order to achieve
Түрік | Ағылшын |
---|---|
endüstrisi | industry |
oldukça | very |
küçük | small |
bunları | that |
elde | achieve |
edilmesi | to |
da | and |
TR Yenilikçi, uluslararası, küresel çapta ağın parçası: Alman üniversitelerinin başarısındaki beş etken.
EN Nothing’s as easy as sticking your foot in it when you’re abroad. But don’t worry. Here the do's and don’ts.
TR Öte yandan iki önemli etken olmasaydı, bu başarı öyküsü muhtemelen mümkün olmayacaktı.
EN The success story would probably not have been possible without two factors.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
iki | two |
başarı | success |
muhtemelen | probably |
mümkün | possible |
TR Bu bağlamda elbette kırsal alanda iyi bir internet bağlantısının olması da çok önemli bir etken.
EN Of course, having a good internet connection is crucial in the country.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
elbette | of course |
iyi | good |
internet | internet |
önemli | crucial |
bağlantısı | connection |
TR Bu kuram sayesinde aynı zamanda ilk etkili kemoterapi etken maddesini geliştirdi ve bu nedenle kemoterapinin kurucusu olarak kabul edildi
EN He also used it to develop the first effective chemotherapeutic agent and is therefore considered the founder of chemotherapy
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ilk | first |
etkili | effective |
kurucusu | founder |
TR “Birlik” olarak anılan kardeş partiler CDU ve CSU, en güçlü siyasi yapı olsa da, Angela Merkel’in ayrılışı zorlayıcı bir etken.
EN The sister parties CDU and CSU, known as the “Union” for short, form the traditionally strongest party in Germany, though they will have to cope with the departure of Angela Merkel.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
partiler | parties |
angela | angela |
merkel | merkel |
TR Bunun devamında coğrafi-ulusal bir etken olarak da görülüyor
EN In addition to this we discovered a territorial-nationalistic factor
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bunun | this |
TR Karar vermenizde üç etken olduğunu varsayalım:
EN Let’s assume that there are three factors influencing your decision-making:
Түрік | Ағылшын |
---|---|
karar | decision |
TR Var olma nedenimiz, işle ilgili kararlarımıza yön veren etken, her gün işimizin başına geçme sebebimiz budur.
EN It is the reason we exist. It is what drives our business decisions. It is why we come to work every day.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
her | every |
başına | to |
kararları | decisions |
TR Alanlarında önde gelen bilim adamları ve araştırmacılara yönelik ısmarlama reklam çözümlerimizle biyolojik bilimlerin dünyasını keşfedin.
EN Explore the world of biological sciences with a bespoke advertising solution targeting leading scientists and researchers in the field.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bilim | sciences |
ve | and |
reklam | advertising |
biyolojik | biological |
keşfedin | explore |
TR Kimyasal kalite ve biyolojik elementler bakımından iyi düzeyde su durumuna ulaşma ve bu düzeyi koruma
EN To achieve and maintain good water status in terms of chemical quality and biological elements
Түрік | Ағылшын |
---|---|
kimyasal | chemical |
ve | and |
biyolojik | biological |
su | water |
TR Yeryüzü & İklim: Yeryüzü ve iklimle ilgili güncel bilgiler ve araştırma yazıları. Iklim değişikliği, küresel ısınma, biyolojik çeşitlilik, doğayı koruma
EN Current information and background on soil and climate, nature protection and biodiversity.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ve | and |
güncel | current |
bilgiler | information |
iklim | climate |
koruma | protection |
TR Avrupa Biyoçeşitlilik Ortaklığı, Biodiversa+, “karada ve denizde biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemin korunmasının desteklenmesi” konusunda çokuluslu araştırma önerileri için ortak çağrı başlattı.
EN Biodiversa+, the European Biodiversity Partnership, launched joint call for transnational research proposals on “supporting biodiversity and ecosystem protection across land and sea”.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
avrupa | european |
biyoçeşitlilik | biodiversity |
ortaklığı | partnership |
araştırma | research |
ortak | joint |
çağrı | call |
başlattı | launched |
TR Avrupa Doğayı Koruma Derneği (EOCA), vahşi doğada biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmek için hibe programı başlattı.
EN The European Outdoor Conservation Association (EOCA) is inviting applications for its grant programme to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
avrupa | european |
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
hibe | grant |
TR Projeler, belirli bir peyzaj içindeki ve oradaki biyolojik çeşitlilik için özellikle önemli olan habitatları korumalı, geliştirmeli, restore etmeli ve/veya yeniden birleştirmelidir.
EN Projects must conserve, protect, enhance, restore, and/or reconnect habitats within a given landscape that are particularly important for the biodiversity there.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
projeler | projects |
özellikle | particularly |
önemli | important |
olan | are |
veya | or |
TR Isıya maruz kalma, aşılar ve biyolojik ürünler gibi sıcaklığa duyarlı birçok tıbbi ürünün etkinliğini azaltabilir. Zaman içinde bir ürünün sıcaklığındaki kademeli bir değişiklik bile performansı etkileyebilir
EN Heat exposure can degrade the efficacy of many temperature-sensitive medical products, such as vaccines and biologics. Even a gradual change in temperature of a product over time can affect the performance
Түрік | Ағылшын |
---|---|
sıcaklığa | temperature |
duyarlı | sensitive |
tıbbi | medical |
zaman | time |
değişiklik | change |
bile | even |
performansı | performance |
TR Bir boya sisteminin en üst katmanı olarak saydam katman altında bulunan diğer katmanları mekanik zararlardan, olumsuz hava koşullarından veya endüstriyel kimyasallar ile doğal biyolojik etkilerden korur.
EN As the topmost layer of a paint system, the clear coat protects the layers beneath it from mechanical damage, the effects of weather or industrial chemicals and natural biological effects (bird droppings on cars for example).
Түрік | Ағылшын |
---|---|
katmanı | layer |
altında | beneath |
mekanik | mechanical |
hava | weather |
veya | or |
endüstriyel | industrial |
doğal | natural |
biyolojik | biological |
korur | protects |
TR Radyasyon, Nükleer, Kimyasal ve Biyolojik Korunma
EN Radiation, Nuclear, Chemical and Biological Attack Protection
Түрік | Ағылшын |
---|---|
nükleer | nuclear |
kimyasal | chemical |
ve | and |
biyolojik | biological |
TR Biyolojik Hastalık Modifiye Edici Antiromatizmal İlaç (bDMARD) Kullanan Hastaların Mortalite Nedenlerinin, Mortalite İnsidanslarının ve Genel Topluma Oranla Mortalite Oranlarının Araştırılması
EN Investigating the Causes and Incidence of Mortality in Patients Using Biological Disease Modifying Antirheumatic Drug (DMARD) and the Mortality Rates Thereof Compared to the General Population
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
ve | and |
genel | general |
ın | of |
TR Yayın Bilgisi: 2020 , Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
EN Published: 2020 , Biological Diversity and Conservation
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
ve | and |
koruma | conservation |
TR Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
EN Biological Diversity and Conservation
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
ve | and |
koruma | conservation |
TR Yayın Bilgisi: 2021 , Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
EN Published: 2021 , Biological Diversity and Conservation
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
ve | and |
koruma | conservation |
TR Yayın Bilgisi: 2019 , Biyolojik Çeşitlilik ve Koruma
EN Published: 2019 , Biological Diversity and Conservation
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
ve | and |
koruma | conservation |
TR Alanlarında önde gelen bilim adamları ve araştırmacılara yönelik ısmarlama reklam çözümlerimizle biyolojik bilimlerin dünyasını keşfedin.
EN Explore the world of biological sciences with a bespoke advertising solution targeting leading scientists and researchers in the field.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
bilim | sciences |
ve | and |
reklam | advertising |
biyolojik | biological |
keşfedin | explore |
TR Kimyasal kalite ve biyolojik elementler bakımından iyi düzeyde su durumuna ulaşma ve bu düzeyi koruma
EN To achieve and maintain good water status in terms of chemical quality and biological elements
Түрік | Ағылшын |
---|---|
kimyasal | chemical |
ve | and |
biyolojik | biological |
su | water |
TR Outdoor Conservation Association (EOCA) – Avrupa Doğayı Koruma Derneği, vahşi ortamda biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmeyi amaçlıyor.
EN Outdoor Conservation Association (EOCA) aims to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
TR Avrupa Biyoçeşitlilik Ortaklığı, Biodiversa+, “karada ve denizde biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemin korunmasının desteklenmesi” konusunda çokuluslu araştırma önerileri için ortak çağrı başlattı.
EN Biodiversa+, the European Biodiversity Partnership, launched joint call for transnational research proposals on “supporting biodiversity and ecosystem protection across land and sea”.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
avrupa | european |
biyoçeşitlilik | biodiversity |
ortaklığı | partnership |
araştırma | research |
ortak | joint |
çağrı | call |
başlattı | launched |
TR Avrupa Doğayı Koruma Derneği (EOCA), vahşi doğada biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmek için hibe programı başlattı.
EN The European Outdoor Conservation Association (EOCA) is inviting applications for its grant programme to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
avrupa | european |
koruma | conservation |
derneği | association |
fayda | benefit |
projeleri | projects |
hibe | grant |
TR Projeler, belirli bir peyzaj içindeki ve oradaki biyolojik çeşitlilik için özellikle önemli olan habitatları korumalı, geliştirmeli, restore etmeli ve/veya yeniden birleştirmelidir.
EN Projects must conserve, protect, enhance, restore, and/or reconnect habitats within a given landscape that are particularly important for the biodiversity there.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
projeler | projects |
özellikle | particularly |
önemli | important |
olan | are |
veya | or |
TR Isıya maruz kalma, aşılar ve biyolojik ürünler gibi sıcaklığa duyarlı birçok tıbbi ürünün etkinliğini azaltabilir. Zaman içinde bir ürünün sıcaklığındaki kademeli bir değişiklik bile performansı etkileyebilir
EN Heat exposure can degrade the efficacy of many temperature-sensitive medical products, such as vaccines and biologics. Even a gradual change in temperature of a product over time can affect the performance
Түрік | Ағылшын |
---|---|
sıcaklığa | temperature |
duyarlı | sensitive |
tıbbi | medical |
zaman | time |
değişiklik | change |
bile | even |
performansı | performance |
TR Almanya, iklim değişikliğini ve kaynak kıtlığını ciddiye alıyor ve biyolojik bazlı bir ekonomi biçimine açılan bir dönüşüme umut bağlıyor. İki inovasyon bizim bu yolda büyük bir sıçrama yaparak ilerlememizi sağlayabilir.
EN Germany takes climate change and the shortage of resources seriously and is backing the transformation to a bio-based economy. Two innovations could take us a large step forward along this path.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliğini | change |
kaynak | resources |
ekonomi | economy |
bu | this |
büyük | large |
TR Biyo ekonominin öncü ismi Christian Patermann, biyolojik hammaddeye dayalı bir ekonominin potansiyelini ve sınırlarını anlatıyor.
EN Christian Patermann, pioneer of the bioeconomy, explains the potential and limits of an economy that prioritizes biological raw materials.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
potansiyelini | potential |
TR Ürün hammaddesi olarak biyolojik maddelere yönelen firma sayısı Almanya’da gün geçtikçe artıyor, firmaların hayal güçleri sınır tanımıyor.
EN More and more companies in Germany are discovering biological raw materials as the basis for their products – and they are getting extremely imaginative in the process.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
biyolojik | biological |
almanya | germany |
TR Biyoçeşitliliği korumak için biyolojik çeşitliliği yüksek alanların yapılaşmasını engellemek gerek.
EN To protect biodiversity, areas that are home to a large number of different species should not be built on.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
yüksek | large |
TR Krizler ve biyolojik çeşitlilik
EN “We need to get nature a seat at the table”
TR AB Çevre Komiseri Sinkevičius ile biyolojik çeşitlilik, süreklilik ve sınırları aşan bir işbirliğinin gereği üzerine.
EN EU Environment Commissioner Virginijus Sinkevičius on biodiversity, sustainability and the need for cross-border cooperation.
Түрік | Ағылшын |
---|---|
ab | eu |
TR İklimin korunmasından türlerin korunması ve biyolojik çeşitliliğe kadar uzanan konular çerçevesinde, daha önce ekonominin odağında pek yer almamış olan yeni bir duyarlılık var
EN There is a new sensitivity to climate protection issues that even include species protection and biodiversity, concerns that were not necessarily key interests of industry in the past
Түрік | Ағылшын |
---|---|
konular | issues |
TR Haftanın Konusu: Biyolojik Çeşitlilik
EN Topic of the week: biodiversity
Түрік | Ағылшын |
---|---|
konusu | topic |
ın | of |
{Totalresult} аударманың 50 көрсетілуде