EN Brand Owner Consultant Distributor Integrator Manufacturer Original Equipment Manufacturer Potential Investor Retailer Other
Ағылшын тіліндегі "equipment retailer" келесі Түрік сөздерге/фразаларға аударылуы мүмкін:
equipment | daha ekipman ekipmanlar ekipmanı ile malzemeleri olarak tasarım tedarik tüm çok üreticiler ürün ürünleri |
EN Brand Owner Consultant Distributor Integrator Manufacturer Original Equipment Manufacturer Potential Investor Retailer Other
TR Marka Sahibi Danışman Distribütör Entegratör Üretici Orijinal Ekipman Üreticisi Potansiyel Yatırımcı Perakendeci Diğer
Ағылшын | Түрік |
---|---|
brand | marka |
owner | sahibi |
original | orijinal |
equipment | ekipman |
potential | potansiyel |
other | diğer |
EN Don't waste time constructing your own template for Employee Equipment Agreements. Use this Employee Equipment Agreement Template produced by Jotform and start letting your employees use your equipment right away!
TR Jotform PDF Düzenleyici ile profesyonel ve güvenli şekilde Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi oluşturabilir, PDF'lerinizi bulut depolama alanlarına anında gönderebilirsiniz.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
jotform | jotform |
agreement | sözleşmesi |
and | ve |
EN Whether you’re a book publisher, video game retailer, or busy restaurant, generate buzz for your business with our online preorder forms
TR İster bir yayınevi, bilgisayar oyunu satıcısı ya da yoğun bir restoran işletiyor olun, Jotform'da hazırlayacağınız online ön sipariş formlarınızla işinizi genişletmeniz artık daha kolay
Ағылшын | Түрік |
---|---|
game | oyunu |
restaurant | restoran |
business | iş |
online | online |
a | bir |
whether | ya |
forms | formlar |
EN All products are covered by local warranty regulations. Please check with your local distributor or retailer, if your country is not listed.
TR Tüm ürünler, yerel garanti düzenlemelerine tabidir. Ülkeniz listelenmemişse lütfen yerel distribütörünüze veya satıcınıza danışın.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
local | yerel |
warranty | garanti |
products | ürünler |
or | veya |
all | tüm |
please | lütfen |
EN As a retailer, this makes it vital for you to relook at the way you do business
TR Bir perakendeci olarak bu durum, iş yapma şeklinizi gözden geçirmenizi hayati derece önemli kılıyor
Ағылшын | Түрік |
---|---|
vital | hayati |
this | bu |
to | yapma |
a | bir |
EN Personal Data Protection Board has published a Decision on Data Breach Notification of an Apparel Retailer
TR Kişisel Verileri Koruma Kurulu Bir Perakende Giyim Firmasının Veri İhlal Bildirimi Hakkında Kararını Yayımladı
Ағылшын | Түрік |
---|---|
personal | kişisel |
protection | koruma |
board | kurulu |
decision | karar |
apparel | giyim |
published | yayımladı |
on | hakkında |
data | veri |
a | bir |
EN In contrast, shares in the German online fashion retailer Zalando reached a record high because the company attracted more new customers than ever before
TR Moda ürünlerinde postayla sipariş alanında faaliyet gösteren Alman şirketi Zalando’nun payı ise rekor seviyeye ulaştı ve şirket her zamankinden daha fazla yeni müşteri kazandı
Ағылшын | Түрік |
---|---|
fashion | moda |
record | rekor |
new | yeni |
customers | müşteri |
a | her |
ever | daha |
company | şirketi |
EN Improved Manageability at Retailer?s Network Edge Reduces Data Center Support Costs
TR Perakendecinin Ağ Edge’inde Gelişmiş Yönetilebilirlik Veri Merkezi Destek Maliyetlerini Azaltır
Ағылшын | Түрік |
---|---|
reduces | azaltır |
data | veri |
center | merkezi |
support | destek |
costs | maliyetlerini |
improved | gelişmiş |
EN More ways to shop: Find an Apple Store or other retailer near you.
TR Diğer alışveriş seçenekleri: Yakınınızda bir Apple Store veya başka bir yetkili satıcı bulun. Veya 00800 448 829 873 ya da 0216 282 15 11 numaralı telefonu arayın.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
find | bulun |
near | yakın |
shop | alışveriş |
apple | apple |
store | store |
or | veya |
other | diğer |
to | bir |
EN For our customers, that means being in full control of production, from the sourcing of raw materials to the retailer’s shelf.
TR Müşterilerimiz için, bunun anlamı hammaddelerin dış tedarikinden perakendecinin raflarına kadar üretimde tüm kontrolü ele almaktır.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
our customers | müşterilerimiz |
control | kontrol |
of | in |
EN If you purchase your individual membership from a retailer or an online store, it begins when you enter your redemption code.
TR Bireysel üyeliğinizi bir satıcıdan veya çevrimiçi mağazadan satın alırsanız kullanım kodunuzu girdiğinizde üyeliğiniz başlar.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
purchase | satın |
begins | başlar |
online | çevrimiçi |
or | veya |
individual | bireysel |
a | bir |
EN Conversely, according to Walmart retailer analysts, if a web page load speed decreases by one second, the conversion rate grows by 2%.
TR Diğer taraftan, Walmart analistlerine göre, bir web sayfasının yüklenme hızı bir saniye azalırsa, dönüşüm oranı %2 oranında artar.
EN Personal Equipment and Equipment (Outfit, Cloth, Shoes, etc.)
TR Kişisel Ekipmanlar ve Teçhizatlar (Kıyafet, Kumaş, Ayakkabı vb.)
Ағылшын | Түрік |
---|---|
personal | kişisel |
equipment | ekipmanlar |
cloth | kumaş |
shoes | ayakkabı |
EN Communication Equipment, Radios, Radio Broadcasting, Information Exchange Equipment
TR İletişim Cihazları, Telsizler, Radyo yayını, Bilgi Alışverişi Ekipmanları
Ағылшын | Түрік |
---|---|
equipment | ekipmanlar |
radio | radyo |
exchange | alışverişi |
information | bilgi |
EN As a result, you?re densifying equipment in data centers and placing compute equipment where it?s never been before
TR Sonuç olarak, veri merkezlerindeki ekipmanları yoğunlaştırıyor ve bilgi işlem ekipmanlarını daha önce hiç olmadığı yerlere yerleştiriyorsunuz
Ағылшын | Түрік |
---|---|
equipment | ekipmanlar |
data | veri |
and | ve |
result | sonuç |
never | daha |
before | önce |
EN You want to ensure equipment uptime and availability, while also securing equipment from unauthorized access.
TR Ekipmanların çalışma süresini ve kullanılabilirliğini sağlamanın yanı sıra onları yetkisiz erişime karşı güvence altına almak istiyorsunuz.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
equipment | ekipmanlar |
unauthorized | yetkisiz |
access | erişime |
to | karşı |
and | ve |
EN Essential service providers, such as original equipment manufacturers (OEMs), were able to access sites, install and service equipment, and provide other essential services when enterprise teams could not access these spaces.
TR Orijinal ekipman üreticileri (OEM’ler) gibi temel servis sağlayıcılar, tesislere erişebildi, ekipman kurulumu ve servisi yapabildi ve kurumsal ekipler bu alanlara erişemediğinde diğer temel servisleri sunabildi.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
essential | temel |
providers | sağlayıcılar |
original | orijinal |
equipment | ekipman |
install | kurulumu |
other | diğer |
enterprise | kurumsal |
teams | ekipler |
manufacturers | üreticileri |
and | ve |
services | servisleri |
service | servis |
these | bu |
as | gibi |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN Do you want to travel with your pet? Are you planning to take your sports equipment with you? Don't worry we can help.
TR Evcil hayvanınla mı seyahat etmek istiyorsun? Spor ekipmanını yanında götürmeyi mi düşünüyorsun? Endişelenme, yardımcı olabiliriz.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
sports | spor |
help | yardımcı |
to | etmek |
travel | seyahat |
equipment | ekipman |
with | yanında |
EN *Due to Covid 19 measures on our flights: for all fares, cabin baggage is limited to 1 piece of hand luggage (max.8kg, 55x40x25 cm) and 1 piece of personal equipment (small hand bag /baby bag, briefcases or laptop) (max.40x30x15 cm)
TR *Covid-19 tedbirleri kapsamında; tüm sınıflar için uçak içerisine sadece 1 parça el bagajı (mak.55x40x25 cm) ve sadece 1 parça kişisel eşya (el/bebek çantası, evrak çantası veya dizüstü bilgisayar) (mak.40x30x15 cm) kabul edilmektedir
Ағылшын | Түрік |
---|---|
baggage | bagaj |
hand | el |
personal | kişisel |
baby | bebek |
or | veya |
laptop | dizüstü |
covid | covid |
and | ve |
all | tüm |
piece | parça |
of | in |
EN Eaton’s new SBX steering valve provides flexible, intelligent electrohydraulic or steer-by-wire solutions for mobile equipment.
TR Eaton’ın yeni SBX direksiyon valfi, mobil ekipmanlar için esnek ve akıllı elektro hidrolik veya elektrik kontrollü sürüş çözümleri sağlamaktadır.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
new | yeni |
flexible | esnek |
or | veya |
mobile | mobil |
equipment | ekipmanlar |
intelligent | akıllı |
solutions | çözümleri |
for | için |
EN The virtual environment also shows fixtures and equipment in the tunnel to run emergency simulations and support training for operations and maintenance.
TR Sanal ortam ayrıca, tüneldeki acil durum simülasyonlarını çalıştırmak ve operasyonlar ve bakım için eğitimi desteklemek için demirbaşlar ve ekipmanı da göstermektedir.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
virtual | sanal |
environment | ortam |
emergency | acil durum |
support | desteklemek |
training | eğitimi |
operations | operasyonlar |
maintenance | bakım |
and | ve |
in | da |
equipment | ekipmanı |
EN This corrosion protection decreases the likelihood of leaking, which means less equipment downtime and greater productivity
TR Korozyona karşı koruma, sızıntı olasılığını azaltır ve bu da daha kısa ekipman duruş süresi ve daha fazla üretkenlik anlamına gelir
Ағылшын | Түрік |
---|---|
protection | koruma |
decreases | azaltır |
means | anlamına |
equipment | ekipman |
of | karşı |
productivity | üretkenlik |
this | bu |
greater | daha fazla |
and | ve |
the | fazla |
EN As ever, necessity was the mother of invention, and the experience proved so memorable that he was impelled to create a soundtrack to the footage and his own recollections using some electronic equipment borrowed from friends and a local school.
TR Bu sanatçı hakkında arka plan bilgisine sahip misin?
Ағылшын | Түрік |
---|---|
to | hakkında |
his | bu |
EN Sometimes OEM (Original Equipment Manufacturer) parts are available, but many manufacturer parts just aren’t available—to anyone
TR Zaman zaman OEM (Orijinal Malzeme Üreticisi) parçalar mevcut olmakla birlikte, çoğu orijinal parça herkes için erişilebilir değildir
Ағылшын | Түрік |
---|---|
original | orijinal |
many | çoğu |
parts | parçalar |
available | erişilebilir |
are | mevcut |
to | için |
EN Fairmont Taghazout Bay offers four meeting spaces totaling 820 m² and state of the art equipment throughout, creating the perfect venue for conference organizers and ceremony planners
TR Düğününüzü ister yılın en çok konuşulacak olayı, ister yakın arkadaşlarınız ve aileniz için unutulmaz bir kutlama olarak planlayın, aradığınız mekan ve atmosfer, Fairmont Quasar Istanbul'da
Ағылшын | Түрік |
---|---|
fairmont | fairmont |
and | ve |
perfect | en |
spaces | mekan |
for | için |
of | in |
EN Our hotel has partnered with an organic family farm. We supply the farm with used kitchen oil to power their bio-diesel equipment.
TR Otelimiz bir organik aile çiftliği ile işbirliği yaptı. Çiftliğin biyodizel ekipmanına güç sağlamak için mutfakta kullanılan yağları tedarik ediyoruz.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
partnered | işbirliği |
family | aile |
oil | yağ |
farm | çiftliği |
power | güç |
organic | organik |
supply | tedarik |
equipment | ekipman |
to | sağlamak |
used | kullanılan |
EN Vertical Frame, AirPods, and Photography Equipment
TR Dikey Çerçeve, AirPods ve Fotoğrafçılık Malzemeleri
Ағылшын | Түрік |
---|---|
vertical | dikey |
and | ve |
photography | fotoğrafçılık |
equipment | malzemeleri |
EN We distributed winter clothes, kitchen equipment, blankets, stoves and food-packs containing fresh fruit.
TR Kışlık kıyafetler, mutfak malzemeleri, battaniye, soba gibi ev içi destek üniteleri ile taze meyve içeren gıda paketleri dağıttık.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
distributed | dağıttık |
winter | kış |
kitchen | mutfak |
equipment | malzemeleri |
containing | içeren |
fresh | taze |
fruit | meyve |
food | gıda |
packs | paketleri |
and | ile |
EN Articles that are covered by the ITAR United States Munitions List (USML) include equipment, components, materials, software, and technical information that can only be shared with US Persons unless under special authorization or exemption
TR ITAR ABD Mühimmat Listesi (USML) kapsamındaki makaleler, özel bir yetki veya istisna olmadığı sürece yalnızca ABD Vatandaşları ile paylaşılabilecek ekipman, aksam, malzeme, yazılım ve teknik bilgiler içerir
Ағылшын | Түрік |
---|---|
itar | itar |
equipment | ekipman |
materials | malzeme |
information | bilgiler |
authorization | yetki |
software | yazılım |
technical | teknik |
us | abd |
list | listesi |
or | veya |
and | ve |
EN Weaving, paper, plywood, electrical and electronic equipment are advanced
TR Dokuma, kâğıt, kontrplak, elektrik ve elektronik aletler yapımı ileri düzeydedir
Ағылшын | Түрік |
---|---|
electrical | elektrik |
and | ve |
electronic | elektronik |
advanced | ileri |
EN We choose equipment, furniture design, materials and colours with this in mind
TR Bu kavramları göz önünde bulundurarak ekipmanı, mobilya tasarımını, malzemeleri ve renkleri seçiyoruz
Ағылшын | Түрік |
---|---|
furniture | mobilya |
colours | renkleri |
we choose | seçiyoruz |
and | ve |
this | bu |
materials | malzemeleri |
equipment | ekipmanı |
EN From Internet connection to audio-visual equipment, our technology is best-in-class, ensuring that all of your needs will be met — offering you the freedom to focus on whatever you want
TR İnternet bağlantısından teknik ekipmana kadar, sunduğumuz teknoloji kendi sınıfında en iyisi olup tüm ihtiyaçlarınızın karşılanmasını garanti eder ve bu sayede size odaklanmak istediğiniz şeyi seçme özgürlüğü tanır
Ағылшын | Түрік |
---|---|
freedom | özgürlüğü |
technology | teknoloji |
our | ve |
you want | istediğiniz |
your | bu |
all | tüm |
to | şeyi |
EN The modern, light-flooded 150 m2 gym has everything you need for a good workout, from top-of-the-line rowing machines, cross trainers and treadmills to multi-gym equipment
TR Modern ve aydınlık 150 m2 spor salonu, sınıfının en iyisi kürek çekme makineleri, egzersiz bisikletleri, koşu bantları ve çoklu egzersiz ekipmanları ile iyi bir egzersiz için ihtiyacınız olan her şeye sahiptir
Ағылшын | Түрік |
---|---|
modern | modern |
workout | egzersiz |
machines | makineleri |
equipment | ekipmanlar |
multi | çoklu |
has | sahiptir |
and | ve |
you need | ihtiyacınız |
everything | şeye |
EN New Berlingo Van realizes a real leap of generation in terms of style, equipment and modularity
TR Yeni Berlingo Van, stil, ekipman ve modülerlik açısından gerçek bir üretim atılımı gerçekleştiriyor
Ағылшын | Түрік |
---|---|
new | yeni |
berlingo | berlingo |
real | gerçek |
style | stil |
equipment | ekipman |
in terms of | açısından |
and | ve |
a | bir |
EN Fully in tune with its times in terms of styling and equipment and stands as an attractive alternative in the Citroën range for customers looking for a modern and affordable three-box body
TR Tarz ve donanım açısından zamanıyla tamamen uyumludur ve modern ve uygun fiyatlı üç kutu gövdesi arayan müşteriler için Citroën ürün yelpazesinde çekici bir alternatif olarak durmaktadır
Ағылшын | Түрік |
---|---|
fully | tamamen |
times | zaman |
alternative | alternatif |
citroën | citroën |
customers | müşteriler |
modern | modern |
in terms of | açısından |
box | kutu |
attractive | çekici |
and | ve |
of | in |
a | bir |
with | uygun |
for | için |
EN What do doctors base their decisions on when equipment and staff become scarce? Medical ethics specialist Kathrin Knochel helped formulate recommendations.
TR Cihaz ve personel sıkıntısı baş gösterdiğinde doktorlar neye dayanarak karar alıyor? Tıp etiği uzmanı Kathrin Knochel triaj tavsiyelerinin geliştirilmesinde rol oynayan doktorlardan.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
decisions | karar |
staff | personel |
medical | tıp |
and | ve |
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
Ағылшын | Түрік |
---|---|
really | gerçekten |
easy | kolay |
my | mı |
other | diğer |
reason | nedeni |
all | tüm |
and | ve |
use | kullanım |
the | onlarla |
EN Industrial Equipment and Machinery Manufacturing | Autodesk
TR Endüstriyel Ekipman ve Makine İmalatı | Autodesk
Ағылшын | Түрік |
---|---|
equipment | ekipman |
and | ve |
autodesk | autodesk |
industrial | endüstriyel |
EN Building Products, Equipment, & Fabrication
TR Yapı Ürünleri, Ekipman ve İmalat
Ағылшын | Түрік |
---|---|
equipment | ekipman |
building | yapı |
EN The Future of Industrial Equipment and Machinery Manufacturing
TR Endüstriyel Ekipmanın ve Makine İmalatının Geleceği
Ағылшын | Түрік |
---|---|
future | geleceği |
and | ve |
industrial | endüstriyel |
equipment | ekipman |
of | nın |
EN How digitalization helps your industrial equipment business
TR Dijitalleşme, endüstriyel ekipman işinizde nasıl fayda sağlar?
Ағылшын | Түрік |
---|---|
industrial | endüstriyel |
equipment | ekipman |
business | iş |
how | nasıl |
EN Equipment and supplies (Response): UNFPA provides dignity, hygiene kits, maternity and reproductive health kits.
TR Ekipman ve malzemeler (Müdahale): Hijyen setleri, doğum ve üreme sağlığı kitleri sağlıyor.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
equipment | ekipman |
and | ve |
hygiene | hijyen |
health | sağlığı |
EN High Bay Warehouse, hygienic production areas, solvent recovery system, high technology equipment are installed to meet Industry 4.0 requirements
TR Otomatik depo, hijyenik üretim alanları, solvent geri kazanma sistemi, ve son teknolojiye sahip ekipmanlar ile donatılan yeni tesis Endüstri 4.0 öngörüleriyle dizayn edildi
Ағылшын | Түрік |
---|---|
warehouse | depo |
system | sistemi |
technology | teknolojiye |
equipment | ekipmanlar |
industry | endüstri |
production | üretim |
areas | alanları |
to | geri |
EN Announcing that a new course has been taken regarding the domestic automobile, Ali Kibar said that they are ready to provide support on issues such as equipment, seats, business and design if the company that carries out the operation requests it.
TR Ali Kibar, yerli otomobille ilgili belli bir yön alındığını belirterek, kendilerinin de işi alan firmanın talepte bulunması durumunda donanım, koltuk, iş ve tasarımla ilgili konularda destek olabileceklerini söyledi.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
ali | ali |
kibar | kibar |
support | destek |
business | iş |
on | ilgili |
and | ve |
a | bir |
been | de |
company | firmanın |
EN They’re made to be mounted on material handling equipment and withstand extreme temperatures, shock and vibration to maintain operational continuity.
TR Malzeme kullanım ekipmanına monte edilmek üzere tasarlanan bu ürünler, çalışmaların kesintisiz devam etmesini sağlamak üzere aşırı sıcak veya soğuğa, şok ve titreşime dayanıklıdır.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
material | malzeme |
extreme | aşırı |
and | ve |
be | veya |
equipment | ekipman |
to | sağlamak |
EN Maximum Coverage with Minimal Equipment
TR Minimum Ekipman ile Maksimum Kapsam
Ағылшын | Түрік |
---|---|
maximum | maksimum |
minimal | minimum |
equipment | ekipman |
with | ile |
EN By leveraging real-time location technology and automated intelligence, the platform collects, manages and analyzes sense and state data from tagged enterprise resources like people, equipment, and supplies
TR Bu platform, gerçek zamanlı konum/lokasyon teknolojisini ve otomatik istihbaratı kullanarak personel, ekipman ve sarf malzemeleri gibi etiketlenmiş, kurumsal kaynağa ait algı ve durum verilerini toplar, yönetir ve analiz eder
Ағылшын | Түрік |
---|---|
location | konum |
technology | teknolojisini |
automated | otomatik |
collects | toplar |
enterprise | kurumsal |
time | zamanlı |
platform | platform |
equipment | ekipman |
real | gerçek |
and | ve |
the | gibi |
EN Place inside shipping containers or mount to facility equipment walls.
TR Nakliye konteynerlerinin içine yerleştirin veya tesis ekipmanının duvarlarına monte edin.
Ағылшын | Түрік |
---|---|
inside | iç |
shipping | nakliye |
or | veya |
facility | tesis |
to | içine |
equipment | ekipman |
EN Discounted demo equipment: Lowering your costs for solution development, testing and demos
TR Demo Cihaz İndirimleri: Çözüm geliştirme, test ve demo cihaz harcamalarınızı azaltın
Ағылшын | Түрік |
---|---|
demo | demo |
development | geliştirme |
testing | test |
and | ve |
{Totalresult} аударманың 50 көрсетілуде