EN These days she works for a temping agency for nurses, which means she is more flexible
"days she works" ინგლისური-ში შეიძლება ითარგმნოს შემდეგ თურქული სიტყვებად/ფრაზებად:
EN These days she works for a temping agency for nurses, which means she is more flexible
TR Ama şimdilerde tıbbı bakım hizmeti veren bir firmada kısmi zamanlı çalışıyor, dolayısıyla da zamanı daha esnek
ინგლისური | თურქული |
---|---|
flexible | esnek |
works | çalışıyor |
days | zaman |
she | bir |
more | daha |
EN Now the device installed in Sena’s brain is renewed and she is doing much better. She is regularly checked by the doctor and we hope that she has a long life ahead of her.
TR Şimdi Sena bebeğin başındaki cihaz yenilendi, durumu daha iyi. Düzenli doktor kontrolüne gidiyor ve umuyoruz ki upuzun bir ömür onu bekliyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
regularly | düzenli |
checked | kontrol |
device | cihaz |
and | ve |
better | daha iyi |
she | bir |
of | in |
EN Now the device installed in Sena’s brain is renewed and she is doing much better. She is regularly checked by the doctor and we hope that she has a long life ahead of her.
TR Şimdi Sena bebeğin başındaki cihaz yenilendi, durumu daha iyi. Düzenli doktor kontrolüne gidiyor ve umuyoruz ki upuzun bir ömür onu bekliyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
regularly | düzenli |
checked | kontrol |
device | cihaz |
and | ve |
better | daha iyi |
she | bir |
of | in |
EN The way she describes the change in herself is etched on my memory: “After I got a job I started getting out of my house on my own.” She emphasizes that earlier she could not find the courage to do even that
TR Kendindeki değişimi ifade ederken kullandığı şu cümle ise zihnime kazınıyor: “Bir işim olunca kendi başıma evden çıkmaya başladım.” Daha önce buna bile cesaret edemediğini vurguluyor
EN The way she describes the change in herself is etched on my memory: “After I got a job I started getting out of my house on my own.” She emphasizes that earlier she could not find the courage to do even that
TR Kendindeki değişimi ifade ederken kullandığı şu cümle ise zihnime kazınıyor: “Bir işim olunca kendi başıma evden çıkmaya başladım.” Daha önce buna bile cesaret edemediğini vurguluyor
EN The way she describes the change in herself is etched on my memory: “After I got a job I started getting out of my house on my own.” She emphasizes that earlier she could not find the courage to do even that
TR Kendindeki değişimi ifade ederken kullandığı şu cümle ise zihnime kazınıyor: “Bir işim olunca kendi başıma evden çıkmaya başladım.” Daha önce buna bile cesaret edemediğini vurguluyor
EN The way she describes the change in herself is etched on my memory: “After I got a job I started getting out of my house on my own.” She emphasizes that earlier she could not find the courage to do even that
TR Kendindeki değişimi ifade ederken kullandığı şu cümle ise zihnime kazınıyor: “Bir işim olunca kendi başıma evden çıkmaya başladım.” Daha önce buna bile cesaret edemediğini vurguluyor
EN Now the device installed in Sena’s brain is renewed and she is doing much better. She is regularly checked by the doctor and we hope that she has a long life ahead of her.
TR Şimdi Sena bebeğin başındaki cihaz yenilendi, durumu daha iyi. Düzenli doktor kontrolüne gidiyor ve umuyoruz ki upuzun bir ömür onu bekliyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
regularly | düzenli |
checked | kontrol |
device | cihaz |
and | ve |
better | daha iyi |
she | bir |
of | in |
EN She hasn’t decided yet who she will be voting for, but she already has a strong idea who it might be
TR Charlotte, güçlü bir eğilimi olsa da, oyunu kime vereceğine dair son kararını henüz vermemiş
ინგლისური | თურქული |
---|---|
already | da |
strong | güçlü |
yet | henüz |
she | bir |
EN "I love helping people." She has been living in Germany for five years, and for a good six months she has again been able to do what she loves: working in healthcare, helping people
TR Beş yıldır Almanya’da yaşayan genç kadın yaklaşık altı aydır da çok sevdiği bir işi yapabiliyor: tıp alanında çalışmak ve insanlara yardım etmek
ინგლისური | თურქული |
---|---|
helping | yardım |
living | yaşayan |
in | da |
people | insanlara |
been | ya |
and | ve |
do | işi |
working | iş |
she | bir |
to | etmek |
for | yaklaşık |
EN She was born in London of refugee parents from Kosovo, where she grew up part of her life, but saw everything change when as a child she moved back to her parents' homeland
TR 22 Ağustos 1995), İngiliz şarkıcı ve şarkı yazarıdır
ინგლისური | თურქული |
---|---|
she | ve |
a | a |
EN Employee co-determination is enshrined in law on three levels: on the works level, the works council represents employees
TR Çalışanların yönetime katılımı üç düzeyde yasal olarak düzenlenmiş durumda: İşletme düzeyinde çalışanları, İşyeri Çalışan Temsilciliği temsil eder
ინგლისური | თურქული |
---|---|
represents | temsil |
employees | çalışanları |
the | durumda |
level | düzeyde |
in | olarak |
EN Even if someone understands how SEO works, a higher result subconsciously works on the customer’s brain and makes them think that your business is more credible
TR Birisi SEO'nun nasıl çalıştığını anlasa bile, daha yüksek bir sonuç bilinçaltında müşterinin beyninde çalışır ve işletmenizin daha güvenilir olduğunu düşünmelerini sağlar
ინგლისური | თურქული |
---|---|
result | sonuç |
your business | işletmenizin |
higher | daha yüksek |
business | iş |
is | olduğunu |
works | çalışır |
how | nasıl |
on | güvenilir |
and | ve |
even | bir |
more | daha |
EN In addition to her work as a solo artist and bandleader, and an interpreter of other composers' works, she is a sought-aft… read more
TR Solo müzik çalışmalarının yanında diğer müzik yazarlarının çalışmalarını yorumlamasıyla ve düet çalışmalarıyla da tanınmıştır… Devamını oku
EN She continued her career in civil society activities at the Beyaz Nokta Association, which works for the development of total quality understanding and problem solving ability in society
TR Sivil toplum deneyimini ise toplumda toplam kalite anlayışının ve sorun çözme kabiliyetinin gelişmesi için çalışan Beyaz Nokta derneğinde sürdürdü
ინგლისური | თურქული |
---|---|
civil | sivil |
quality | kalite |
problem | sorun |
society | toplum |
and | ve |
of | in |
the | beyaz |
total | toplam |
for | için |
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
ინგლისური | თურქული |
---|---|
economic | ekonomik |
social | sosyal |
issues | konular |
value | değer |
public | kamu |
common | ortak |
and | ve |
design | tasarım |
to | kullanarak |
on | üzerinde |
development | kalkınma |
a | özel |
EN In the meantime, my daughter was supporting us with English and Korean translation works she found on the Internet
TR Bu sırada kızım da internet üzerinden aldığı İngilizce ve Korece çeviri işleriyle bize destek oluyordu
ინგლისური | თურქული |
---|---|
supporting | destek |
works | iş |
in | da |
internet | internet |
and | ve |
translation | çeviri |
us | bize |
EN She continued her career in civil society activities at the Beyaz Nokta Association, which works for the development of total quality understanding and problem solving ability in society
TR Sivil toplum deneyimini ise toplumda toplam kalite anlayışının ve sorun çözme kabiliyetinin gelişmesi için çalışan Beyaz Nokta derneğinde sürdürdü
ინგლისური | თურქული |
---|---|
civil | sivil |
quality | kalite |
problem | sorun |
society | toplum |
and | ve |
of | in |
the | beyaz |
total | toplam |
for | için |
EN Clara Philippi is a medical student and works in an A&E unit. She talks about her daily routine and her plans for the future.
TR Clara Philippi, bir acil serviste çalışıyor. Genç tıp öğrencisi, günlük hayatını ve gelecek planlarını bize bu yazıda anlatıyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
medical | tıp |
daily | günlük |
works | çalışıyor |
in | da |
and | ve |
plans | planları |
future | gelecek |
she | bir |
EN Meghu Kapoor was born in 1990, and came to Germany with her parents as a baby. Today, she works as a human resources business partner in the consumer goods industry in Hamburg.
TR Meghu Kapoor, 1990 doğumlu, bebekliğinde anne babasıyla birlikte Almanya’ya geldi. Bugün Hamburg’da tüketim sanayisi sektöründe “human resources business partner” olarak çalışıyor.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
born | doğumlu |
came | geldi |
parents | anne |
today | bugün |
industry | sektör |
as | olarak |
EN In addition to her work as a solo artist and bandleader, and an interpreter of other composers' works, she is a sought-aft… read more
TR Solo müzik çalışmalarının yanında diğer müzik yazarlarının çalışmalarını yorumlamasıyla ve düet çalışmalarıyla da tanınmıştır… Devamını oku
EN Timely - You can have an e-reprint produced in just three days via eprints and three days via reprints, and expedited production is available for urgent requests.
TR Vaktinde sağlanır - elektronik tekrar baskıyı her elektronik baskı başına yalnızca üç günde ve her tekrar baskı başına üç günde alabilirsiniz ve acil talepler için hızlandırılmış baskı imkanı da bulunmaktadır.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
urgent | acil |
in | da |
and | ve |
for | için |
is | tekrar |
EN This sample itinerary template contains the duration of the trip, destination, time and activities for each day. The PDF template only shows 3 days but you can use the PDF Editor to duplicate these elements and add more days.
TR Jotform PDF Düzenleyici ile Arazi Kira Sözleşmesi PDF belgenizi kolaylıkla kişiselleştirebilir, düzenleyebilir ve paylaşabilirsiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
editor | düzenleyici |
and | ve |
EN A domain can only be transferred if it is 60 days or older, has not been transferred within the last 60 days, has Whois Privacy disabled, and has been unlocked in your account
TR Bir alan adı ancak 60 gün ya da daha eskiyse, son 60 gün içinde transfer edilmediyse, Whois Privacy devre dışı bırakıldıysa ve hesabında kilidi açıldıysa aktarılabilir
ინგლისური | თურქული |
---|---|
transferred | transfer |
account | hesabı |
whois | whois |
privacy | privacy |
older | daha |
been | ya |
in | da |
domain | alan |
last | son |
and | ve |
the | gün |
EN During the first 30 days for annual or 14 days for monthly subscriptions, if you decide TotalAV? isn't for you, we'll refund your subscription fees in full
TR Yıllık abonelikler için ilk 30 gün ve aylık abonelikler için ilk 14 gün içinde TotalAV? markasının size uygun olmadığına karar verirseniz abonelik ücretlerinizi tamamen iade edeceğiz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
subscription | abonelik |
totalav | totalav |
monthly | aylık |
annual | yıllık |
decide | karar |
first | ilk |
your | ve |
for | için |
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
ინგლისური | თურქული |
---|---|
days | günler |
opportunities | fırsat |
and | ve |
among | bir |
brands | markalar |
by | tarafından |
the | özel |
EN ?Special days? are generally days of significance passed down from generation to generation, celebrated on a particular day or week each year, and referenced within common social memory and common consciousness
TR Özel günler, genel anlamda nesilden nesle aktarılan, senenin belli bir gününde ya da haftasında kutlanan, ortak toplumsal hafıza ve ortak bilinçten referans alan günleri ifade eder
ინგლისური | თურქული |
---|---|
social | toplumsal |
and | ve |
common | ortak |
generally | genel |
within | da |
a | bir |
EN The domain owner must approve the purchase demand for the second-hand domain, within 7 days at the latest. If no response is given within 7 days, the request and sale will be canceled.
TR Domain sahibi satıcı, ikinci el domaine gelen satın alma talebini en geç 7 gün içerisinde onaylamalıdır. Eğer 7 gün içerisinde herhangi bir cevap verilmemesi durumunda talep ve satış işlemi iptal edilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
owner | sahibi |
latest | en |
second | ikinci |
hand | el |
sale | satış |
domain | domain |
if | eğer |
and | ve |
response | cevap |
the | gün |
is | bir |
purchase | satın |
within | içerisinde |
request | talep |
EN When your certificate starts approaching its expiry date, you can easily send a renewal order from your customer panel. Your certificate can be renewed 30 days before and 7 days after its expiration date.
TR Sertifikanız sona erme tarihine yaklaşmaya başladığında, müşteri panelinizden rahatlıkla yenileme siparişi geçebilirsiniz. Sertifikanız sona erme tarihinden 30 gün önce ve 7 gün sonra yenilenebilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
renewal | yenileme |
customer | müşteri |
order | sipariş |
after | sonra |
and | ve |
days | gün |
before | önce |
EN The cookies lifetime period is 90 days. This means that if a client makes a purchase within 90 days after clicking on your referral link, you will receive an affiliate commission
TR Çerezlerin kullanım ömrü 90 gündür. Bu, bir müşteri, tavsiye bağlantınızı tıkladıktan sonra 90 gün içinde bir satın alma işlemi yaparsa, bir ortaklık komisyonu alacağınız anlamına gelir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
client | müşteri |
commission | komisyonu |
you will receive | alacağınız |
will | gelir |
this | bu |
means | anlamına |
link | bağlantı |
purchase | satın |
the | gün |
EN For shipments within the US and EU, please expect 2-5 business days for delivery. For all other shipments please expect 5-7 business days for delivery.
TR ABD ve AB sınırlarındaki gönderilerde teslimat için lütfen 2-5 iş günü bekleyin. Diğer tüm gönderiler için lütfen 5-7 iş günü bekleyin.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
eu | ab |
delivery | teslimat |
other | diğer |
and | ve |
us | abd |
days | gün |
all | tüm |
please | lütfen |
for | için |
EN Timely - You can have an e-reprint produced in just three days via eprints and three days via reprints, and expedited production is available for urgent requests.
TR Vaktinde sağlanır - elektronik tekrar baskıyı her elektronik baskı başına yalnızca üç günde ve her tekrar baskı başına üç günde alabilirsiniz ve acil talepler için hızlandırılmış baskı imkanı da bulunmaktadır.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
urgent | acil |
in | da |
and | ve |
for | için |
is | tekrar |
EN The domain owner must approve the purchase demand for the second-hand domain, within 7 days at the latest. If no response is given within 7 days, the request and sale will be canceled.
TR Domain sahibi satıcı, ikinci el domaine gelen satın alma talebini en geç 7 gün içerisinde onaylamalıdır. Eğer 7 gün içerisinde herhangi bir cevap verilmemesi durumunda talep ve satış işlemi iptal edilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
owner | sahibi |
latest | en |
second | ikinci |
hand | el |
sale | satış |
domain | domain |
if | eğer |
and | ve |
response | cevap |
the | gün |
is | bir |
purchase | satın |
within | içerisinde |
request | talep |
EN When your certificate starts approaching its expiry date, you can easily send a renewal order from your customer panel. Your certificate can be renewed 30 days before and 7 days after its expiration date.
TR Sertifikanız sona erme tarihine yaklaşmaya başladığında, müşteri panelinizden rahatlıkla yenileme siparişi geçebilirsiniz. Sertifikanız sona erme tarihinden 30 gün önce ve 7 gün sonra yenilenebilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
renewal | yenileme |
customer | müşteri |
order | sipariş |
after | sonra |
and | ve |
days | gün |
before | önce |
EN For half a year now 26 young men in Nové Mesto, a northern distract of Bratislava, Slovakia, have stood at the workbench for several days a week, and on the other days gone to school
TR Slovakya kenti Bratislava'nın kuzeyindeki Nové Mesto'da semtinde 26 genç, altı aydan beri haftanın birkaç günü çalışma tezgahında dikiliyor – haftanın diğer günleri ise okula gidiyor
ინგლისური | თურქული |
---|---|
of | ın |
at | nda |
other | diğer |
days | gün |
week | haftanın |
EN During the first 30 days for annual or 14 days for monthly subscriptions, if you decide TotalAV? isn't for you, we'll refund your subscription fees in full
TR Yıllık abonelikler için ilk 30 gün ve aylık abonelikler için ilk 14 gün içinde TotalAV? markasının size uygun olmadığına karar verirseniz abonelik ücretlerinizi tamamen iade edeceğiz
ინგლისური | თურქული |
---|---|
subscription | abonelik |
totalav | totalav |
monthly | aylık |
annual | yıllık |
decide | karar |
first | ilk |
your | ve |
for | için |
EN A domain can only be transferred if it is 60 days or older, has not been transferred within the last 60 days, has Whois Privacy disabled, and has been unlocked in your account
TR Bir alan adı ancak 60 gün ya da daha eskiyse, son 60 gün içinde transfer edilmediyse, Whois Privacy devre dışı bırakıldıysa ve hesabında kilidi açıldıysa aktarılabilir
ინგლისური | თურქული |
---|---|
transferred | transfer |
account | hesabı |
whois | whois |
privacy | privacy |
older | daha |
been | ya |
in | da |
domain | alan |
last | son |
and | ve |
the | gün |
EN Annual members can use the apps for up to 99 days in offline mode. Month-to-month members can use the software for up to 30 days in offline mode.
TR Yıllık üyeler uygulamaları çevrimdışı modda 99 güne kadar kullanabilir. Aylık üyeler yazılımı çevrimdışı modda 30 güne kadar kullanabilir.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
annual | yıllık |
can | ne |
members | üyeler |
offline | çevrimdışı |
month | aylık |
can use | kullanabilir |
apps | uygulamalar |
to | kadar |
software | yazılımı |
EN Any subscription canceled in the first 14 days is fully refundable. After 14 days, cancellation policies will apply.
TR İlk 14 gün içinde iptal edilen abonelikler için ücretin tamamı iade edilir. 14 günden sonra iptal ilkeleri uygulanır.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
cancellation | iptal |
apply | uygulanır |
in | içinde |
the | gün |
EN If you're over your storage limit, you have 30 days to reduce your online usage. After 30 days, you could lose access to some or all of your files saved on the Creative Cloud servers.
TR Depolama sınırınızı aştıysanız çevrimiçi kullanımınızı azaltmak için 30 gününüz vardır. 30 günün sonunda, Creative Cloud sunucularında kayıtlı dosyalarınızın bazılarına veya tümüne erişiminizi kaybedebilirsiniz.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
storage | depolama |
days | gün |
cloud | cloud |
online | çevrimiçi |
creative | creative |
access | erişiminizi |
some | bazı |
all | tüm |
of | in |
or | veya |
files | dosyaları |
reduce | azaltmak |
usage | kullanım |
to | için |
limit | sınır |
EN Just ten days more, and she would have been in office for longer than Helmut Kohl, who like her was a member of the Christian Democratic Union of Germany (CDU)
TR Sadece on gün daha görevde kalmış olsaydı, yine bir CDU üyesi olan Helmut Kohl’den daha daha uzun görev yapmış olacaktı
ინგლისური | თურქული |
---|---|
cdu | cdu |
ten | on |
she | bir |
member | üyesi |
longer | daha uzun |
the | gün |
more | daha |
EN Two-factor authentication (2FA) is a type of multi-factor authentication where a user provides something he/she knows with something he/she possesses
TR İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), bir kullanıcının sahip olduğu bir şeyle bildiği bir şeyi sağladığı çok faktörlü kimlik doğrulama türüdür
ინგლისური | თურქული |
---|---|
user | kullanıcı |
is | olduğu |
type | tür |
she | bir |
authentication | kimlik doğrulama |
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
ინგლისური | თურქული |
---|---|
now | artık |
because | çünkü |
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
ინგლისური | თურქული |
---|---|
new | yeni |
life | yaşam |
long | uzun |
secure | güvenle |
job | iş |
future | gelecek |
pay | bir |
EN “Two of my sons got married and had kids,” she says as she kisses one of her grandchildren
TR “İki oğlum evlendi ve çocukları oldu,” diyor torunlarından birini öperken
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey.
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
new | yeni |
life | yaşam |
long | uzun |
secure | güvenle |
job | iş |
future | gelecek |
pay | bir |
EN Now she believes in herself more, because she is a breadwinner
TR Artık kendine daha fazla güveniyor; çünkü aile bütçesine katkı sağlayabiliyor
ინგლისური | თურქული |
---|---|
now | artık |
because | çünkü |
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek
ინგლისური | თურქული |
---|---|
new | yeni |
life | yaşam |
long | uzun |
secure | güvenle |
job | iş |
future | gelecek |
pay | bir |
EN Her expectation from the future is to work at a long-term job where she can receive the pay she deserves and secure her new life in Turkey.
TR Gelecek hayali, hak ettiği ücreti alabileceği uzun dönemli bir işte çalışmak; Türkiye’deki yeni yaşamını güvenle sürdürmek.
ინგლისური | თურქული |
---|---|
new | yeni |
life | yaşam |
long | uzun |
secure | güvenle |
job | iş |
future | gelecek |
pay | bir |
EN “Two of my sons got married and had kids,” she says as she kisses one of her grandchildren
TR “İki oğlum evlendi ve çocukları oldu,” diyor torunlarından birini öperken
ნაჩვენებია 50 სულ 50 თარგმანიდან